Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18TEMMUZ2008CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIZI
Vuruldu ama yıkılmadı
Savaştan sonra başkent Sohum yeniden ayağa kalkmak için mücadele verirken, Ana
meydandaki eski emniyet binası, üzerindeki kurşun izleriyle savaş anıtı gibi yükseliyor
B
aşkent Sohum yeniden ayağa kalkmak
için mücadele veriyor. Kentte savaşın iz-
leri halen görülüyor. Ana meydandaki es-
ki emniyet binası, üzerindeki kurşun izleriyle sa-
vaş arutı gibi yükseliyor. Caddelerdeki mağazalar,
küçük bir beldedeki dükkânları anımsatıyor. So-
hum et kombinası, şekerleme, süt, ayakkabı, teks-
til ve kimyasal madde fabrikalan eski günleri öz-
lüyor. Modernizasyon için her biri yatmmcı bek-
liyor. Ülkenin dört bir yanındaki meyve bahçele-
rinde üretim son sürat devam ediyor ama ürünle-
rin değerlendirileceği sanayi tesisi bulunmuyor. Sa-
dece birkaç şarap ve meyve suyu tesisi faaliyete de-
vam edebiliyor. Bu nedenle Abhazlar gelirlerinin
büyük bölümünü turizmden sağlıyor. Ancak bu-
rada da potansiyelin çok küçük bir bölümü de-
ğerlendiriliyor. Abhazya'nın 350 bin olan nüfiısu
yaz dönemlerinde 1 milyonu aşıyor. Sadece 18 bin
yatak bulunması nedeniyle birçok kişi evlerini pan-
siyon olarak değerlendiriyor.
Abhazlar, siyasi gerginlikten çok, ekonomik so-
runlardan yakınıyor. Türkiye kökenli millerveki-
li Soner Gogua da yeni neslin Gürcistan'a karşı
lazgınlığının bitmemesinin nedeninin şu anki si-
yasi krizler olmadıgını belirterek şu tespitte bulundu:
"Eğer savaşın bittiği zamanlarda Gürcistan ve
Bağımsız Devletler Topluluğu Abhazya'ya bu
ambargoyu uygulamanuş olsaydı şu an yeni ye-
tişen nesiller Gürcistan'a çok farklı bakarlar-
dı. Çünkü işin içine ekonomi girince bazı şey-
ler zamanla ister istemez unutuluyor. Ama bu-
güne kadar Gürcistan'la yapılan savaş ıınıı-
tulmadı. Çünkü savaştan sonra da yıllarca
ambargo uygulandı. Her dışarıya çıkamayan,
ekonomik anlamda kendi ihtiyacım karşılaya-
mayan bunun sebebinin ambargo, dolayısıyla
savaş ve Gürcistan olduğunu hatırladı. Eğer o
dönemde ambargo kaldınlmış olsa siyasi prob-
lemler çözülmeden evvel Gürcistan'la, Rusya'yla
ve diğer ülkelerle yapılacak ekonomik prog-
ramlar yapümış olsa, belki olaylara biraz da-
ha olıımlu yaklaşım olabilirdi."
Soçi olimpiyatlann umudu
Türkiye heyetinde katılımcı sayısı az da
olsa Abhazların forumdan büyük bek-
lentileri vardı. Konuşmacılann büyük
bölümü 2014 yılında Soçi'de yapılacak
kış olirnpiyatlarmın bölge için sağlayacağı
firsatlan îşaret etti. Cumhurbaşkanı Ser-
gey Bagapş da konuşmasında bu süreç-
te havayollan, demiryollan ve karayol-
lannın kullanılmasının çok önemli oldu-
ğuna dikkat çekerek Abhazya'dan geçen
demiryolu hattının Türkiye'ye kadar açıl-
ması projesinin önemine değindi.
2000 yılmdan bu yana Abhazya eko-
nomisinin kat ettiği mesafeyi anlatan
Bagapş, vergi oranlanmn yüzde 30, dış ti-
caretin yüzde 37 oranında arttığını anlattı.
Dış yatırımı cazip hale getirmek için bü-
tün girişimleri yapmaya hazır olduklan-
nı ifade eden Bagapş, Rusya Federasyo-
nu'ndan gelen yabancı yatırımcı sayısı-
nm yetersiz olduğunu belirterek katı-
lımcı diğer ülkelere de çağnda bulundu.
Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi
Odası yöneticisi de Abhazya'yla ekono-
mik ilişkilerin daha da geliştirilmesi için
kararlar aldıklannı vurguladı.
Diğer bütün katılımcılar da Abhaz-
ya'daki yatınm olanaklanndan yarar-
lanmak için firsat kolladıklanni, ilişkile-
rin geliştirilmesi için girişimlerdc bulu-
nacaklannı söylediler. Forum için hazır-
lanan dosyada da meyve yetiştiriciliğin-
den hayvancıhğa, çiçek seracıhğından ta-
vukçuluğa, turizmden inşaata, ulaşımdan
hizmet, enerjiden lojistik sektörüne kadar
yatırımlann dikkate alınması gerektigi tek-
liflersıralandı.
ıııviı
Dırenen • • • I • • -
SAVAŞ ANITI GİBİ DURUYOR Sohum eski emniyet binasındaki kurşun izleri halen sa-
vaşı anımsatıyor. Yıkıma karşın tünı görkemiyle ayakta duran binanın önünde uzanan mey-
danda her 30 Eylül'de bağımsızlık kutlamaları yapılıyor.
Ekonominin kaptanları
A
bhazya'da hangi ala-
na baksanız kadınlar
çahşıyor. Bütün res-
toranlarda, otellerde, mağaza-
larda, bahçelerde, devlet daire-
lerinde hep kadınlar. Çalışan er-
kek görmek o kadar zor ki. Ül-
ke ekonomisini kadınlar sırtla-
mış. Bu nedenle olsa ülkenin
Ekonomi Bakanı da genç ve gü-
zcl bir kadm Kristina Ozgan.
Ozgan, konuşmasında bütçe-
nin yüzde 30, turizm gelirleri-
nin de yüzde 25 oranında arttı-
ğını anlattı, doğal güzelliklerin,
tıbbi amaçlı doğal kaynak ça-
murlarının Abhazya'yı daha
cazip hale getirdiğini söyledi.
HER ALANDA ONLAR Abhazya'da her alanda kadınlar çalışıyor.
Bütün yük kadınların üzerinde. Belki de bu nedenle Ekonomi Ba-
kanı da bir kadın. Bakan Kristina Ozgan da ülkenin genel eko-
nomik sorunlarının çözümünün yanı sıra çalışan kadınların
haklarının korunmasına da büyük önem veriyor.
Taşımacılık sektörünün de
ülke ekonomisinin can damar-
lanndan biri olduğunu vurgu-
layan Ozgan, tarım ve sanayi-
deki çöküşün nedenini ekono-
mik ambargo olarak açıkladı.
Ozgan, röportajımızda da kısa
bir süre önce kalkan ambargo-
nun ekonomiyi rahatlatacağını
belirtirken, Rusya Fcderasyo-
nu'nun yapılacak yatırımlara
garantör olduğunu anımsattı.
Ambargo kalktı gümrük
slstemlne geçildl
Ambargonun kalkmasının ar-
dından kısa süre içinde Rusya
Federasyonu'yla ortak gümrük
sisteminc geçme karân aldıkla-
nnı vurgulayan Ozgan, "Güm-
rüklerin sıfırlanması ve çifte
vergilendirmenin kaldırüma-
sı söz konusu. Bu bize çok bü-
yük bir perspektif açacak.
Bütün bunlar yatırımcının
önünde en büyük engel olan
maliyeti düşürecek" dedi. Oz-
gan, ülkenin en büyük işgücü
olan kadınlann istihdamına da
büyük önem veriyor.
Bakanlık, Kadın Girişimci-
ler Derneği'yle ortak projeler
yürütüyor, kadınlara kredi ko-
laylıklan sağlıyor, meslek kurs-
ları düzenliyor. Bakan Ozgan,
"Yasalarda kadınlara yönelik
pozitif ayrımcılık var mı" so-
rumuza ise "Btııada kadın er-
kek her zaman eşit konumda
olduğu için pozitif ayrınıcıhğa
gerek kalmıyor" diye yanıt
verdi.
Erkeklerden daha hızlılar...
Türkiye'den işkadınları ve Abhaz hemcinsle-
ri bölgeye yapılacak yatmmlar konusunda 11-
kir alışverişinde bulundular.
E
konomik forumun asıl amacı her ne kadar
Abhazya'daki yatınm olanaklannı tanıtmak
olsa da bir yandan da bölgedeki girişimci-
lerin birbiriyle iletişim kurmalannı, ortak iş yap-
malannı da hedefliyor. Ancak burada da kadınlar
erkeklerden daha hızlı davranıyor. Ekonomi Ba-
kanı Kristina Ozgan, Kadın Girişimciler Derne-
ği Başkanı Yulya Gumba, Türkiye heyeti başkanı
ve lstanbul Dostluk Kulubü Başkanı Handan De-
miröz ile kadın girişimciler henıen bir araya
geldiler ve yapılabilecekler üzerine konuştular.
Demiröz, kadınlann öncü olmasını, "Dünyanın
her yerinde kadınlar her zaman küçük parça-
lardan bir bütün oluşturmaya daha yetenekli-
ler. Burada da her şey küçük parçalar gibi. Bir
sistem oluşmuş değil. Bir şeyleri bir araya ge-
tirmcmiz gerekiyor. Bu alanda da kadınlar da-
ha becerikli zaten. Dolayısıyla kadınlardan da-
ha umutluyum" diye değerlendirdi. Demiröz, Ab-
hazya'nın sadece Çerkczler için değil iş dünyasında
belli bir birikime salıip olanlar ya da yeni pazar ara-
yışında olan Türkiyeli girişimciler için de bir ca-
zibc merkezi olmaya başladığını söyledi.
Yulya Gumba da heyecanla Abhazya'da yatı-
nm yapmak isteyen kadınlara önerilerde bulundu
ve yardım teklif etti. Yatınm yapmak isteyenle-
re danışmaıılık hizmeti veren, aynı zamanda ulus-
lararası ticaret yapan işkadını Zümran Özdilek
ise görüşmelerin ardından henıen projeler hazır-
ladı. Şirketi adına iki proje gcliştinneyi hedefle-
yen Özdilek, şunlan anlattı:
"Turizm ciddi bir potansiyel. Buraya yapı-
lacak her türlü turizm yatırımının size artı ola-
cağım görüyorsunuz. Ayrıca otel yapmak de-
ğil, buradaki her türlü yan sanayi, hizmet
sektörü, buna bağlı olarak saf malzeme ihra-
catı konusunda da ciddi açıklar var. Bunlar
hakkında mutlaka bir şeyler yapacağım. Yul-
ya Gumba, görüşmemiz sırasında burada mat-
bu evrak yapacak bir yerin olmadıgını, olan ye-
rin de çok küçük olduğunu ve çok az adetlerin
çok yüksek meblağlara bastırıldığmı söyledi. lle-
riki dönemde burada bir matbaa kurabiliriz."
Abhaz kökenli Türkiyeli işkadını Gülnur Kap
da Abhazya'yı ziyaretlerinin nedeninin öncelik-
le duygusal olduğunu ancak forumun ardından ya-
tınm planlan yaphklannı söyledi. Ağaç sektöründe
faaliyet gösteren bir şirkette çalışan Kap, bu ala-
nın yanı sıra Abhazya'nın en büyük pazarlanndan
olan inşaat sektöründe yatırım için araştırma
yaptıklarını anlattı. Kap, kadınlann işdünyasında
çok güçlü bir yeri olduğunu işaret ederken "İnşaat
alanında yapacağımız çahşmalarda kadınlar
teknik eleman olarak ya da ofîs bölümlerinde
çahşabilir. Ama burada erkekler için de iş alan-
ları yaratmak gerek. Kadınlar zaten çalışıyor,
biraz da erkekleri çalıştıralım" diye konuştu.
S Ü R E C E K
MED CEZÎR
MEHMET FARAÇ
Uç Gizemli Olüm!
Ümraniye soruştur-
masında kafa karıştı-
ran gazetelerden bi-
ri de Bugün! Genelkurmay, Bu-
gün'ün, "Ergenekon görevdeki su-
baylara da uzandı" ve "Askerisavcı da
harekete geçti" şeklindeki son iki
manşetini önceki gün yalanlamış-
ken bu gazete dün aklınca medya eti-
ğine gönderme yaptı! Bugün'ün dün-
kü manşetinde "Başsavcının isyanı"
başlığı vardı. lstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Aykut Cengiz Engin,
asılsız haber ve yorumlara tepki gös-
termiş ve bunlar hakkında 450 so-
ruşturma açıldığını, ancak yayınların
devam ettiğinden yakınmıştı! Oysa
AKP medyasını ne soruşturma ne ya-
salarfrenleyebiliyor. Dünkü manşet-
ler birilerinin halen gerici mevkutele-
re bilgi ve belge sızdırmaya devam et-
tiğini gösterdi. Yayınlarında özellikle
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alan
Taraf dün "Ergenekon'un temel bel-
gesi" adı altında akla hayale sığma-
yacak iddialar sıraladı! Taraf'a göre
"Politikacılara suikast yapılacakmış,
uyuşturucu ve kimyasal silah işine gi-
nlecekmiş, naylon terör örgütü kuru-
lacakmış, ajanlar öldürülecekmiş, ka-
rapara aklanacakmışl"
irtica odağı Vakit gazetesi, "Erge-
nekon iddianamesinde kamuoyunda
şok etkisi yapacak bir isimden bah-
sediliyor" diyerek 10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'i bile hedef al-
dı. Star ise Ecevit hükümetini Erge-
nekon'un yıktığını iddia etti!
Hükümet'in sesi Yeni Şafak olayı
daha vahim bir boyuta getirdi. Ga-
zetenin dünkü manşetinde "Erge-
nekon istese PKK bir ayda biter" di-
ye uçuk bir başlık vardı. Bu iddialar,
ifadeleri Ümraniye soruşturmasına
konu olan firari Tuncay Güney'in id-
dialarına dayandırılmıştı.
Arkasında iktidar desteği olan ga-
zeteler kafa karıştırmakta, hedef gös-
termekte, iftira ve çamur atmakta, uy-
durma manşetlerde sınır tanımıyor!
Ümraniye ile ilişkilendirmedikleri üç
olay kaldı! Marilyn Monroe'nun tar-
tışmalı ölümü, Prenses Diana'nın gi-
zemli trafik kazası ve Feri Cansel ci-
nayeti! Ümraniye yargılaması bitti-
ğinde uyduruk manşet atanların so-
kağa hangi maskeleriyle çıkacağını
herkes merak ediyor!
UTANDINIZ
"Dağ fare doğurdu" diye tanınılanan Ümra-
niye soruşturması iddiananıesinin en çok
AKP medyasını hayal ku*ıklığına uğratması ge-
rekiyor. Oysa onlar yetkililerin "Yalan yazı-
yorlar. Bilgi kirliüği yaratıyorlar" şeklindeki açıklamalarına karşın yüz-
süzlüklerini ısrarla sürdürüyorlar. Yeniçağ gazetesi, işte bu yüzden 15
Temmuz'da "Utandınız mı" başhğıyla iftiracı medyayı hedef almıştı!
Kehanet!
"7 Temmuz'da 40 kentte yapılacak
mitinglerde halkın üzerine ateş açıla-
cak", "Ankara'dakimitingde kalpaklı-
lar sokağa çıkacak" şeklinde dehşet
senaryosu üreten Komiser Colombo
kılıklı gazeteciler neden iftira yerine her-
kesin öngörebildiklerini yazamıyor-
lar? Çünkü hikâye yazmak kolay, ile-
riyi görüp analiz yapabilmek yetenek
iştiyor. Yeniçağ yazarı Sabahattin
Önkibar, 16 Temmuz'daki yazısına
"Ağustos ayında bunlar olacak!" baş-
lığını atmıştı. Kendisi her ne kadar
"Yazdıklanm kehanet değil" dese de id-
diaları hiç de uçuk değildi:
"Yüksek Askeri Şûra toplantısı so-
nuçlarının Resmi Gazete'de yayımın-
dan sonra AKP'nin kapatıldığı karan
açıklanacak. Iddianamedeki isimlerin
tamamına yakınına siyasi yasak geti-
rildiği açıklanacak. Tayyip Erdoğan'/n
bağımsız adaylığına engel olunacak.
Abdullah Gül muhtemelen mahkûm
olacak, istifası yönünde kampanyalar
başlatılacak. Büyük yolsuzluk bom-
balan patlatılacak. AKP içinde he-
saplaşmalarbaşlayacak. Erdoğan ye-
ni partinin kuruluş formalitesinin ar-
dından erken seçim düğmesine ba-
sacak. Ağustos ayında paşalar dahil
pek çok sanık Ergenekon dan tahliye
olacak."
Üâyüzlüler!'
Gazeteci Ragıp Duran, bir röpor-
tajında Milliyet yazarı Güneri Cıva-
oğlu'nun yurtdışı muhabirlerden ha-
ber yerine çörek-börek istediğini öne
sürmüş! Cıvaoğlu ise bunu önceki gün
yalanlamıştı. Akşam gazetesinin yazan
Oray Eğin bu tartışmadan yola çıka-
rak dünkü yazısına "Medyadaki iki-
yüzlüler" başlığını atmıştı:
"Türkiye'de herkesin birfiyatı oldu-
ğu gibi Cihangir solcularının, Kaktüs
kahvesi müdavimlerinin de bir fiyatı yok
mu sanıyorsunuz? Emre AkÖ2?den bi-
le ucuza getirebilirsiniz. Ragıp Duran
hapse girmeseydi kendinden bahset-
tirebilir miydi? Üstelik bu adam aka-
demide 'gazetecilik' dersi veriyor, bu-
na rağmen yalan demeç çıkıyor ağ-
zından. Benim tahammül edemediğim,
bu ikiyüzlülük. Sadece o mu? Alper
Görmüş Aktüel'in başına getirildi, da-
ha ilk haftalarda yalan kapakyaptı. Yıl-
dırım Türker televole kültürüne düş-
manlık yapmasıyla tanınıyor. Gelin
görün ki sahte isimle Mahsun Kırmı-
zıgül'e diziyazıyor."
N
ttyıllarca Milliyet'in VVashington
Y temsilciliğini yapan, Yase-
min Çongar, Tarafgazetesinde
üst düzey görev üstlendi. Şimdi
özellikle Ergenekon konusunda
birbirinden ilginç yazılaryazıyor.
Anlaşılıyor ki Çongar'ın bir ayrı-
calığı var. Yayın yasağına rağmen
ona sürekli bilgi aktarılıyor. Çon-
gar'a, anlaşılan, yalnız iddiana-
mede olanlar değil, olacaklar da
sızdırılıyor. Cumhuriyet Başsav-
cısı bu durumu haber kirliliği
olarak adlandırıyor. Peki ne adı-
na göze alınıyor bu kirlilik?. Te-
mizlik adına... Ne temizlik!"
Melih Aşık, Milliyet
ii r~\inleyenin de dinleneceği hu-
LJ kuksuzluklar için bir gün he-
sap sorulacağı asla unutulma-
malıdır. Kişiliği, karakteri, terbiyeyi
ilgilendiren bu sorun hiçbirkuş-
kuya yer verilmeyecek biçimde
çözülmelidir. Askeri, polisi, yö-
neticileri dinleyenler, dinletenler,
bunu karşılıklı ve kendi içinde ya-
panlar, özel ve siyasal amaçlan
için kullananlar, kullandıranlar, dı-
şarıya sızdıranlar herşeyden ön-
ce birer insanlık suçu işledikleh-
nin ayırdında olmalıdırlar. Çünkü
bunlar birer rezalettir."
Yekta Güngör Özden, Sözcü
Hürriyet Gazetesi (17 Temmuz 2008)
Okunı Nişanlamak!
Vatan gazetesinin iki
kadın yazarı arasında il-
ginç bir polemik yaşanı-
yor. Bir tarafta Ruhat Mengi diğer tarafta
gerçek kimliğini bir süre önce açıklayan
Mutlu Tömbekici (Tuğçe Baran) du-
ruyor. Mengi tıpkı aynı gazetede yazan
eşi Güngör Mengi gibi laiklik duyarlılı-
ğıyla AKP'ye muhalefet ediyor. Tömbe-
kici ise "Çay işi ne tatlı, yaptım birbeşkat-
lı" başlıklı yazılar yazıyor. Yani iki tarafın
vizyonu ve mücadele sahasına
bakarsanız ortalıkta Babıâli'nin
edebiyat kokan(!) ünlü kalem
kavgaları yok! Peki mesele ne? Sevan
Nişanyan adlı biri tartıştığı eşinin üzeri-
ne bir kavanoz dışkıyı boşaltmıştı ya? Ha-
ni Güneydoğu'da töre vakalannda ortalığı
ayağa kaldıran feministlerin büyük bö-
lümü, fail ikinci cumhuriyetçi diye kafa-
sını kuma gömmüştü ya?.. Ruhat Men-
gi susmamış ve 28 Haziran'da "Nişan-
yan-dışkı ilişkisi" başlığı altında, "Meslek
hayatım boyunca kadınlann haklanna ön-
celikli yer veren biri olarak bu kadar in-
sanlık dışı hakareti hiç görmedim" diye
yazmıştı.
Mutlu Tömbekici ise iki gün sonra
"kendini feminist sanan düdüklere" diye
yanıt vermişti!
Ruhat Mengi, 8 Temmuz'daki yazısı-
nın başlığında Nişanyan'a gönderme ya-
pınca, Tömbekici 14 Temmuz'da saldı-
rıya geçti! Mengi'nin botoxlu olduğunu
ve kuaför parası için yazarlık yaptığını bi-
le ima etti! Daha kötüsü, "Okuru-
na bak yazannı al" başlıklı yazı-
sında Mengi'nin okurlanndan, "üç
otobüs dolusu dumkof", "açıklamaya
muhtaç güruh", "ilkokul 5 zekâsında
kitle", "aptallar" ve "gerzolar" diye söz et-
ti!
Seviyesi iyice düşen tartışma önceki
gün ve dün de köşelerde devam etti.
Kavga, dışkı olayı mağdurunun Töm-
bekici'nin kardeşi olmasından kaynak-
lanıyordu! Peki Vatan okurlarının güna-
hı neydi? İşte bu anlaşılamadı!
e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr