25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ 20 Knbcaktr! Eski CHP Sıvas Milletvekili Mustafa Kemal Palaoğlu, Türk devrimini ve sürecini bilincine yerleştirmiş, bu birikimini de halk ile paylaşma konusunda çok duyarlı ender yurtseverlerimizdendir. Türkiye'nin ciğerlerine, yüreğine, beynine, özetle tüm bedenine zarar veren son hastalıklara karşı sağaltım için tanının iyi konmasından yana Mustafa Kemal Palaoğlu: "Aylardan beri yapılanları karşı devrim hareketinin bir parçası olarak görüyorum. Tam bağımsızlıkçı, aydınlatmacı, laik Atatürk Cumhuriyeti ve onun gazetesi, sistemli bir saldın karşısında. Atatürk, 'Türk milletinin ve onun bağrından doğan cumhuriyet ordulannın, aklında, şuurunda ve vicdanında kurulmuş olan Cumhuriyeti' demişti. Cumhuriyetimi zin kuruluş felsefesinin ve kuruluşunun bütünlüğü budur. Karşı devrim, son olaylarla o bütünlüğe saldınya cür'et noktasına gelmiştir. Jç ve dış boyutlarıyla bu saldın ve Cumhuriyetimizi başkalaştırma hayalleri neye mal olursa olsun kınlacaktır." IŞIK KANSU Giince Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, 1957 yılından beri günlük tutarmış. Günlük dediğiniz, insanın kendi özel yaşamını doğrudan ilgilendiren olayları gelecek kuşaklara aktarmak üzere yazdığı metinler değil midir? öyledir, öyle olması da gerekir. örneğin, etrafında bir darbe girişimi olan ya da o darbeye katılma eğiliminde olan bir askerin günlüklerinde bundan söz etmesi doğal karşılanabilir. Ama aynı günlükçüden sevdiklerinin başından geçen, onların yaşamını derinden etkileyen kimi olayları da günlüğüne yazması beklenmez mi? örneğin günlükçünün belgeselci oğlu Başbakan'ın yakın arkadaşının şirketiyle sponsorluk anlaşması yapıyorsa, bir diğer oğlu Başbakan'ın damadının da görev yaptığı bir şirkette çalışmaya başlıyorsa, bunlar günlüğe aktarılacak en önemli anılar olmaz mı? Hele hele günlükçünün eşi, Başbakan ile tanışmışsa ve Başbakan günlükçünün eşinin özel bir sorunu ile yakından ilgilenip onun çözümü için girişimde bulunmuşsa, bunlar da günlükte yer almaz mı? Darbe girişimi gibi toplumu ilgilendiren bir konunun yer aldığı kişisel günlükte bir aileyi çok yakından ilgilendiren 75 milyar liralık istimlak bedelinin Başbakan aracılığıyla ödenmesi yer tutmaz mı? Tutmuyorsa, niye tutmaz? Tutuyorsa, niye açıklanmaz? ÖNCB KARIM ÇOCUKLARIM Aynı kaygı DSP lideri Zeki Sezer ile partisini çevreleyen tartışmaları görüştük. Merkez sağ parti olma savına "Biz, mutlaka sağdan oy alacağız, ama kendi kimliğimiz, kendi çizgimiz ve omurgamızı koruyarak" dedi. Şimdilik bir kurultay gözükmediğini aktardı: "Kurultaydan uzak duran, çekinen, korkan birisi değilim, ama Türkiye'de çok önemli olaylar gelişiyor. öncelikle bunları görmek, değerlendirmek gerekiyor." Bir şey daha söyledi: "Sayın Rahşan Ecevlt'in, Türkiye'nin içine düşürüldüğü durumla ilgili çok ciddi kaygıları var. Bunu doğal karşılıyorum. Ama bizim de var kaygılarımız." Adım adım kurgulandı senaryo. 1980 öncesi toplum birbirine kapıştırıldı, ar- dından ABD destekli generaller yönetime el koydu. Onbinler işkenceden geçirilir, cezaevlerinde tutulurken, oluşturulacak yeni yapının aktörü seçilen vaizlere yol ve- rildi. Sovyetler'in yıkılışı ile birlikte serma- yenin küreselleşmesinin önündeki en önemli engel ulus devletti, bağımsızlıktı ve her ikisi de Türkiye'de Cumhuriyetin kuruluş felsefesi olan Kemalizmde sim- geleşiyordu. öyleyse, Kemalizm ve Ke- malizmi savunan kişi ve kuruluşların ba- şı ezilmeliydi. ADD'yi kuran Muammer Aksoy bu yüzden; Uğur Mumcu, Ahmet Gidîş Taner Kışlalı bu yüzden öldürülürken, Kemalizme karşı olanlar siyasette parla- tıldı. 1993'te "Türkiye'nin yannında artık Kemalizme veya hemangi bir resmi ideo- lojiyeyeryoktur. Kemalizmin yeniden ken- dini üretmesi söz konusu değildir. Çün- kü böyle biraltyapıya ve argümana sahip değildir. Aradan 70 yıl geçti. Artık milita- rist ve sivil bürokrasi devleti biz kurduk, korumak ve kollamak görevi bizimdir di- yemez" görüşünü dile getiren Recep Tayyip Erdoğan bugün Türkiye'yi yö- netiyor. Onun yönettiği Türkiye'de Kemalizmin yılmaz savunucusu llhan Selçuk, Ata- türk'ün adını verdiği Cumhuriyet gaze- tesinin Ankara temsilcisi Mustafa Balbay "terör" suçlamasıyla soruşturmaya uğ- ratılıyor. Oltadaki Balık Türkiye'yi yazmış olan hukukçu Emin Değer'in dediği gibi: "Günümüzde umarsızcasına seyretti- ğimiz bu olaylaryıllar önce duyurvlmuş ve planlanmıştır. Cumhuriyete karşı olayların içindeyiz. Atatürkçü olmak Cumhuriyeti savunmak suç sayılır oldu. Gözaltına alınanlann, tu- tuklananlann bir bölümüne, hatta çoğu- na baktığınızda kusurlan ve onlara göre suçları Cumhuriyete, Atatürk devrimine bağlı olmalarıdır. Bugüne kadar sayısız açık veya gizli tepkiler geldi. O tepkilerin hepsi bu son olaya kadar Cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerini korumak amacını taşı- yordu. Oysa, son hareket özellikle Cum- huriyete ve onu savunanlara karşıdır. Atatürk Cumhuriyeti, tarihinin en teh- likeli boğazından geçiyor. Hedefhiç kuş- kusuz 1923 Cumhuriyeti ve devrimler..." Adli İşlem ve Eylemler... ERTUĞRUL KAZANCI* Dünya adalet tarihi dikkat- le incelenirse, sanık ve mah- kûm sıfatları taşıyanların kar- şılaştıkları adli davranışlarla orantılı bir uygarlık ölçütü bu- lunabilir. Sanık, yargısal aşamalardan sonra kimi kez beraat de ede- bilir, mahkûm da olabilir. Ama özellikle siyasal sahnede nice sanık veya hükümlülerin so- nunda tarihte şan kazandık- larına rastlanabilir. Nice baskı sahipleri de ba- zen ve zamanla sıfat değişti- rebilir. Hukuksal açıdan sanık ko- numu, ancak nesnel kanıtlar çerçevesinde sağlıklı bir yar- gılama sonucuna oturabilir. Kanıtların ise sadece yasallı- ğı yetmez, aynı zamanda hu- kuksallığı da önemlidir. Çün- kü, örneğin birtakım totaliter devletlerde rastlanıldığı üzere salt kuşku üzerine kanıt öğe- jleri kotarılamaz. Keyfi yasalar zemininde ise hukuksal olgulara varılamaz. ;Devlet kimi zaman, parla- menter çoğunluk sultasına idayanarak yasalar çıkarabilir. Ama esas olan, yasaların hu- kukun üstünlüğü kıstasını içer- imesidir. Insan hak ve özgür- lüklerini her alanda ve her koşulda çağcıl düzeyde tuta- rak toplumda korku devleti görünümü uyandırmaz. llkel baskıcı ve insan onu- ruyla bağdaşmayan hiçbir iş- lem veya eylem ise hukuk devletinde yer alamaz. Alırsa, o zaman ceberut devlet kav- ramı ortaya çıkar. Vahim olan budur. Adli işleyişte, nesnel hukuk ölçütlerine dayalı olarak hü- küm giyene kadar, tüm kuş- kular sanık lehine ele alın- ması gerekir. Tersi, adalet- sizliktir. Ayrıca, hüküm giymemiş bir sanığa, gözaltına alındı- ğından itibaren mahkûm sıfa- tıyla bakmak yine adaletsizlik ve insani sınırları zorlayan davranıştır. Kaldı ki, hüküm giymiş insanlara yönelik tu- tumların giderek insanileştiği bir ceza infaz sistemine dün- ya kamuoyunca büyük öz- lem vardır. özellikle siyasal kaynaklı olan ve ilerisi bilinmeyen göz- altılarda, adli işlem ve eylem- lerin çok özenli yürütülmesi gerekmektedir. Kişilerin sa- bahın alacakaranlıklarında sü- rüklenerek sevk edilmeleri ka- muoyunu vicdani olarak sars- maktadır. Soruşturma için çağrı yön- temi uygulanmalı, doyurucu olan veya olmayan ifadelere göre diğer uygulamalara sıra gelmelidir. Kelepçeli şekilde götürül- dükten sonra ertesi günü sa- lıvermek, kamuoyunda yine derin olumsuz etkilenmelere yol açmaktadır. Adli işlem ve eylemler, top- lumsal yaşamın ve hukuksal düzenin bir parçasıdır. Ihbar, yanıltma, karalama ve saptır- ma öğeleri kimi zaman ortada kol gezebilir. Onun için de "Adalet kuv- vetli, kuvvet de adil olmalı- dır." Çünkü ortada insan onu- ru vardır. * Hukukçu KİM KİME DUM DUMA BEMÇAK behicak@yahoo.com. tr ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI kamllmasaracl@mynet.com HARBt SEMln POROY BALIKESÎR 1. İŞ MAHKEMESİ'NDEN SAY1: 2006/2318 Esas Davacı SSK Başkanlığı vekili Av. Mehmot Edip Keleş. larafından, davah Dursun Kara aleyhine Mahkememize açılan, lslirdat davasının yapılan açık du- ruşnıalan sırasıııda verilen ara karan gereğince; Dosyanıızın davalısı Dursun Kara'nın, tebligata yarar açık adresi tüm aranıalara ragnıen tespil edilemedi- ğinden, Mahkememizin yukarıda Esas numarası yazılı dava dosyasının duruş- masının bırakıldığı 23.10.2008 günü, saat 10.10'da Mahkememiz duruşma sa- lonımda \vxar bulunnıası veya kcndisini bir vckil ile lemsil ettirmesi, hazır bu- lunmadıği veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği taktirde, yargılamaya yokluf unda devanı edileceği ve karar verileccği hususu, davalı Dursun Kara'ya duruşma günü ve dava dilekçesi tcbligi yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olıınur. 16.06.2008 (Basın: 34707) (ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com • | MERKEZ/KARABÜK 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA DÜZELTME İLANI 2006/420 Talimal 09/06/2008 Tarihli Cumhuriyet gazetesinde. 29456 basın no ile yayınlanan gayrinıenkul salış ilanımızda laşınınaz bilgilerinde; 2. Taşmmaz: Karabük Yenişehir Malı. 200 ada. 99 parsel. 1. Bodrum kat Ba- gınısız bölüm no: 3 2/104 arsa paylı isyeri, 345 metrekare arsa üzeıinde 3 ve 4 nolu depolar eklenlisi ııiıeliğinde" şeklinde yayınlanması gerekirken " Ba- gıınsız bölüm no"dan sonraki kısım eksik ve yanlış yayınlanmıştır. 2 Taşmmaz bilgileıinin Karabük Yenişehir malı. 200 ada, 99 parsel. 1. bod- nım kat Bağımsız bölüm no: 3,2/104 arsa paylı işyeri 345 metrekare arsa üze- rinde 3 ve 4 nolu depolar eklemisi niteliginde" olarak yeniden düzellilerek ilaıı edilmesi ve cksikliğin gidcrilmesine. Ayrıca; SATIŞ GÜNLERİ kısmında 2 ta- şınrnaz için satış günü "aynı gün" yani 25/07/2008 tarihi olması gerekirken 04/08/2008 pazartesi aynı saaller olarak ilan edilmiştir. SATIŞ SAATLERlNtN; 1 Taşınmaz içini, 1. satış günü: 25/07/2008 Cuma günü. saat 10.00-10.10, 2. Taşmmaz için, 1 satış günü: 25/07/2008 Cuma günü. saat 10.20-10.30, 1 Taşmmaz için, 2. satış günü: 04/08/2008 Pazartesi günü. saat 10.00-10.10, 2 Taşmmaz için, 2 Satış günü: 04/08/2008 Pazartesi günü, saat 10.20-10.30, olarak düzellilmesine karar verilmiştir. tlan olumır. (Basın: Tashih) RENKLERİMİZ AYRI DİYE KAVCA ETMEK ÇOK SAÇMA.. H İÇ İNSANİ DEâİL.. YA SENİN CÖ2LERİN> NİYE ÖYLE PİRİNÇCİB?!! ÇOK HAKLISIN' SENİN NİYE ÖYLE KİRPİ 6İBİ SAÇLARIN VAR? TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIIMS 12 Temmuz www.mumtaz-arlkan. com SULT/IA/AZIZ LO/VDR4 r OA.. •186*'t>E BUGÜN, OSMAMLI PAPİŞAHI AZİZ, £-OMD&q'y/4 GİTTİ. AVieUPA'YA YOLCU- (-UML BOEAJ İLK OSMAMU HĞfajMDA/Z/ OLAM •SULTAN A2İZ, OA/C<£- /Z&Hl/Syi 'YA Gİ O&4DAM t'UGiLTE&E'Ye GEÇ.MİŞT/. PA İKGİLİZ \/£LiAHT/ rABAF/A/OAM f LANAA1 SUL.TAM CSOt-DAK< ££S/M}, BUCKMS- HAM £AKAY/'M>4 M/SA&/Z EDiUMÎf, EfZ- TESİ eüfj DE VV/A/OSCHS'A ı/tcvoe/A 'yc şç f Ç££/7ZJ GÖSTE&4&Z I^E" BALO PülxrfJLErJEAJ SUl-rAflJ AZİZ 't'fj ÛÜ SAGNAK NİLGUN CERRAHOGLU Kara Delik' Gladio... Kosmostaki "kara delik" gibi bir şey "gladio"... Soğuk Savaş yıllanna damga basan bu olgunun var- lığından kuşku duyulmuyor. Ama içine giren, içine gir- meyen çalışan kimse dibine varamıyor. Yalnız Türkiye'de değil; "gladio"ya bir biçimde bu- laşan tüm ülkelerde böyle bu. Başta CIA ve MI6 ol- mak üzere, Batı'nın en büyük istihbarat örgütleri çün- kü bu işin içinde. "Ergenekon" soruşturması kapsamında "gladio" ko- nusu -yanlış bir irtibatlandırmayla- "Temiz Eller" operasyonu bağlamında sürekli gündeme gelmeye başlayınca; eski yazılara bir göz attım... îtalya'da ne olmuştu? Italya'daki "Temiz Eller" operasyonuna benzetilen "Ergenekon soruşturması" için bugün söylenen ne? "îtalya'da 'gladio' Temiz Eller sayesinde aydınlatıl- mıştır. Bizde de şimdi Çizme'dekine benzer bir 'Te- miz Eller' operasyonu yapılıyor!" Sürekli kullanılan bu "Temiz Eller" ve "gladio" re- feranslarının ne olduğunu bilmekte, hatırlamakta yarar var... Çok yazdım. Bir kez daha vurguluyorum: Ergenekon'a "referans" gösterilen 'Temiz Eller" ope- rasyonu; îtalya'da esrar perdesini hâlâ koruyan "gla- dio"ya karşı değil, siyasi sınıfın yolsuzluklarına karşı yürütülen bir yargı süreci olmuştur. "Gladio" ile "Temiz Eller"\r\ bağlantısı yoktur. "Temiz Eller" 1992 yılında, -tümüyle tesadüf ese- ri- Milano'da başgösteren sıradan bir "rüşvet skan- dalını" araştırmak niyetiyle başlatılan bir soruşturma. "Skandal", o gün tesadüfen" nöbette bulunan sav- cı Di Pietro'nun önüne geliyor. Di Pietro önüne gelen olayı araştırırken; "rüşvetin", gerçekte "birsistematiğe bağlandığını" ve Milano Be- lediyesi'ne uzandığını fark ediyor. Geceli gündüzlü ça- lışma gerektiren bu meşakkatli konuya bulaşmaya he- vesli olmayan iki meslektaşını zar zor birlikte çalışmaya ikna ederek bir "ekip" kuruyor. Ve "Temiz Elleri"\ te- tikliyor! Bu iş için -savcı Di Pietro'dan başka- özel ola- rak "düğmeye basan" bir "siyasi merci" yok... önceleri Milano Belediyesi'ni ilgilendiren biryerel olguyla karşı karşıya olduklarını düşünen savcılar da- hi, baştan içine girdikleri işin çapından habersizler. Önden belirlenmiş bir senaryo çerçevesinde hareket etmiyorlar. Milano'daki "rüşvet zincirini" araştırırken skandalın merkez üssünün gerçekte Roma olduğu- nu ve tüm siyasi partileri bağladığını zamanla keşfe- diyorlar. Arkası çorap söküğü gibi giden "Temiz Eller"; iki yıl- dan sonra tüm siyasi sınıfı sahneden siliyor... Mafya-gladio cephesi farklı Bunların, "gladio" ile bir ilgisi yok. Ancak bu arada başka bir olay oluyor... "Milanolu savcılar"; tam Çizme'nin kuzeyinde bu "Temiz Eller" soruşturmasını başlattıkları sırada; Si- cilya'da "mafyayla mücadelenin simgesine" dönüşen bir savcı, Giovanni Falcone; karısıyla birlikte hava- ya uçuruluyor... Bunun üzerine, Palermo'da da "Temiz Eller"\e eş- zamanlı; fakat bambaşka bir "siyaset-mafya soruş- turması" başlatılıyor... 7 kez Başbakan, 33 kez bakanlık yapmış olan ve Italya'nın en karanhk skandallarıyla ilişkilendirilen An- dreotti'nin yargılanması, bu -farklı- "ikinci soruştur- mayla" gündeme geliyor. Andreotti'ye açılan dava "g/ad/o"dan değil; "mafya bağlantılanndan" açılıyor. Ancak bağlantının bir ucu, "gladio"ya dayanıyor. Mafyaya kurban giden eski terörle mücadele uz- manı, Sicilya Valisi General Carlo Alberto Della Chie- sa ile gazeteci Mino Pecorelli'nin ölüm emrini ver- diği iddiasıyla gündeme gelen Andreotti; "Temiz El- ler" depreminin yaşandığı sırada -farklı savcıların gö- türdüğü, farklı bir soruşturma kapsamında- yargı kar- şısına çıkartılıyor. Della Chiesa ve Pecorelli'nin -Moro'nun kaçırıl- masında parmağı olan "gladio örgütünün" "kara ku- tusuna" erişmiş olmaları hasebiyle- yok edildikleri; bu maksatla mafyanın kullanıldığı, "emrin" Andreot- ti'den geldiği söyleniyor. Ancak iddialar kanrtlanamıyor. Yıllar alan davalar Andreotti'nin beraatıyla son bulu- yor... Türkiye'de tüm bunlar şimdi bulamaç ediliyor ve "Temiz Eller îtalya'da gladioyu aydınlattı!" şeklinde bir şehir efsanesi yaratılıyor... Bu arada... "Andreotti ne oldu? Ne yapıyor" der- seniz: Ellerinizden öper. Italyan siyasetçi "hayat bo- yu senatör" sıfatıyla hâlâ parlamentodaki sandalye- sini koruyor. Ve "birbilen" olarak verdiği röportaj, de- meç, yorumlar; her dem taze "akil adam profiliyle", TV stüdyolarının aranan konuğu olmaya devam edi- yor. nilgun@cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDATYAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Kırmızı şarap -| üretiminde kullanı- o lan bir üzüm cinsi. ^ II Boğa güreşi ya- 3 pılan alan... Fazıl A Hüsııii Dağlar- ca'nın bir şiir kita- 5 bı. 3/ Mikroskop ca- 6 mı... Rize-Erzurum -* karayolunda bir dağ vc geçit. 4/ Bir se- 8 çimde adaylardan 9 hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması nede- niyle seçimin sonuçsuz kalması. 5/ Aziz Nesin'in bir öykü kitabı... Uzakhk işareti. 6/ "Neler yapmadık şu — için / Kimiiniz öldük / Kimimiz nutuk söyle- dik"(OrhanVeli)...Egeve Akdeniz kıyılanmızdaki küçük koylara verilen ad. II Eski Mısır inanışında 7 8 9 A G R E S T F •K Y 0 | M U L E T A U L V A N • A K R •A R A R 0 T • V E R E | 0 M U R E L 1 •E K 0 •E D T D T M | N A A Z A M E T | TM •A T A L A N T E ş ana tannça... Kcnar süsü. 8/ tlkel bir silah... Hayvanlara yedirilen kuru ot. 9/ Sıtma mikrobunu aşılayan sivrisinek... Bir nota. YUKARIDAN AŞAG1YA: 1/ Vezir ve sadrazamlann giydiği bir çeşit kavoık. 2/ Renk renk parlak tüyleri olan, iri gövdeli bir papağan... Terzi- nin belli bir ölçü ve modele göre kuınaşa biçim verme- si. 3/ Türkiye'den Yunanistan'a göç eden Rumlann oluş- turduğu müzik türü. 4/ Tarla sının... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 5/ Porselen yapımında kullanılan bir çeşit beyaz ve gevrek lcil... Kuzu sesi. 6/ Her iki Kore'nin de para biri- tni... Tabut. II Gereksiz, fazla... Yalnız iki geniş yüzü tes- tereyle düzeltilmiş tahta. 8/ Bir kimsenin bir topluluk için- deki dunınıu... lskambildc bir kâğıt. 9/ Derviş selamı... Su masajı kiiveti ya da havuzu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear