29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA HABERLER Bahçeli: Cumhuriyetle sorunlu ve kavgalıgeçmişinin hıncını bu hezeyanlarla dışa vurmuştur Tırat'ın sözleriyüz karası'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) >- MHP Genel Başkanı Devlet Bah- çeli, Atatürk devrimlerini "trav- ma" olarak nitelendiren AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmct Fırat'ın, "Cumhuriyetle kavgalı geçmişinin hıncını" dışa • vurduğunu söyledi. Bahçeli, Fırat'ın i sözlerinin "her yönüyle yüz kara- sı ve utanç vesilesi" olduğunu be- lirtti. Bahçeli, partisinin grup toplantı- sıııda yaptığı konuşmada Türkiye'nin girdiği siyasi kriz sürecinde 100 gü- rıü geride bıraktığmı söyledi. Böyle bir kriz sürecinde sivil toplum kuru- luşlannın krizden çıkış sürecine kat- kı sağlayacak açılımlar yapması ge- rektiğine dikkat çeken Bahçeli, isinı vennedenTÜSİAD'a yüklcndi. Bah- çeli, "Bu yapılmaksızın, sivascl sahnesinde yaşananların adı doğ- • MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada TÜSlAD'ın siyasilere yönelik toptancı suçlamalarda bulunduğunu belirterek sorunun adının doğru konulması gerektiğini belirtti. Atatürk devrimlerinin travma yarattığım savunan AKP'li Fırat'tan "Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş esaslarına meydan okuyan bu şahıs" olarak bahseden Bahçeli, Erdoğan'ın da kendi geleceği için ülkeyi feda etnıeye hazır bir siyasetçi haline geldiğini söyledi. ru konulmaksızın, bunları 'kör dövüş' olarak nitelendirmenin ve sorumluluk açısından muhatapla- rını açıkça belirtmeden birçok si- yasetçinin vahim bir 'akıl tutulma- sı' yaşadığını söyleyerek anonim ve toptancı suçlamalarda bulunmanın fikri namus ve vicdan tutulması olacağı unutulmamalıdır" dedi. Bugüne kadar kişisel ve kurumsal çıkar hesaplanyla Türkiye'nin her alanda kriz ortamma sürüklenmesi- ne ses çıkannayanların "nannıslu bir vicdan muhasebesi" yapması ge- rektiğini belirten Bahçeli, anayasanın "bir toplum sözleşmesi belgesi" niteliğinde olması için nıümkün ola- bilecek en geniş uzlaşma ile yeni- lenmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu sürecin siyasi istikrar dönemlerindc başlatılmasının daha uygun olacağı- nı kaydeden Bahçeli, şu görüşleri di- le getirdi: "Bugün içinden geçtiğimiz kriz ortamında, kapsamlı anayasa de- ğişiklikleri için vazgeçilmez öıı- şart olan siyasi istikrardan bahse- dilemeyeceği ortadadır. Hal böy- leyken, siyasal ve toplumsal mu- tabakatı sağlamak için ilk adım olarak, anayasa değişikliği öneri- siyle ortaya çıkmak ve bunun ABD ve AB'den alınan ve Türkiye'nin bünyesine yabancı konvansiyon modellerini tartışmaya açmak, ol- sa olsa basiret ve öngörü tutulma- sı olarak görülecektir." Bahçeli, konuşmasında, Atatürk devrimlerinin Türk toplumu üze- LLRDOĞAN'IN 'ÇEKİL'E TEPKİSt 'MHP, çaresiz ve kendine güvensiz' • Kendisine, "Başbakan bir bilen olarak kenara çekilsin" çağnsında bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sert eleştiriler yönelten AKP lideri Erdoğan, bazı siyasetçilerin yargı sürecinin sonuçlanmasını beklemeden, şimdiden yargısız infaz yaptıklarını söyledi. Erdoğan Bahçeli'yi CHP 1 tarzı siyaset yapmakla suçladı. ANKARA (Cumhuri- • yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine "Bir bilen ola- rak kenara çekil" çağnsı yapan MHP Genel Başka- nı Devlet Bahçeli'yi CHP tarzı siyaset yapmakla suç- larkcn, "Bu, çaresizliğin ve kendine duyulan güven- sizliğin bir (e/ahüriidüı" -dedi. - Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında, gün- demdeki konulara ilişkin • değerlendirmelerde bulun- du. Avrupa Futbol Şampi- £ yonası'nda mücadcle eden Ulıısal Takıın'a bugün ya- pacağı yan final maçında başanlar dileyen Erdoğan, . zafer kutlamaları sırasında silalı kullanılmaması çağ- nsmdabulundu. Hiçbirse- ' vinciıı ve zaferin insan ha- yatından daha önemli ol- madığını, şiddetiıı gerekçesi ve mazereti olamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Ya- salarımız bunu sııç say- dığı gibi, böyle bir kaba- lık, hatta magandahk, iıı- sanlığa da sığmaz" diye konuştu. Kendisine "Başbakan bir bilen olarak kenara çekilsin" çağnsında bulu- nan MHP Genel Başkanı ' Bahçeli'ye sert eleştiriler yönelten Erdoğan, bazı si- yasetçilerin yargı süreci- nin sonuçlanmasını bekle- meden, kendilerini Anaya- sa Mahkemesi'nin yerinc koyup şimdiden yargısız infaz yaptıklarını, hesap 1 kestiklerini ve siyaseti tan- zim edecek teklifler getir- diklerini söyledi. Böyle bir anlayışı, hukuk, siyaset ve milletin vicdanı- nın kaldınnayacağını bc- ; lirten Erdoğan, şu görüşle- |ri dile getirdi: "Kim bun- lar? Partisini yüzde 18'lerden yüzde 8'e dü- şüren, seçim sonrasında 'siyaseti bırakıyorum' de- yip, yeniden sahneye çı- kan siyaset erbabı. Hani, milletten kırmızı kart gö- ren, milletten 'kenara çe- kil' talimatı alan aıııu ye- rinden kımıldamayanlar var ya, işte onlar söylüyor bunları. Demokratik si- ! yasette kiıniıı kenara çe- kileceğine, kimin ülkeyi yöneteceğine nıillet karar verir, nıillet. Siz kim olu- yorsunuz? Bu yetkiyi size kim veriyor? Eğer nıillet size böyle bir yetkiyi ver- mişse, aldığın oy ortada. Demek ki böyle bir yctkin yok. Sen böyle bir şeyi na- sıl ağzına alırsın'.' Bu bir defa siyasi etikten tama- men uzak olma anlayışı- dır. Önce siyasi etikten bir nasibinizi alın. Eğer biri- leri kenara çekilecekse, bunu söyleyecek olan da millettir. Sizin öylc bir yetkiniz de yok. Partisine 10 puan kaybettirip Mec- lis dışı bırakan bu h'derler, 'çekiliyorum' dedikleri halde dönüp dolaşıp yine sahne aldılar." Antidemokratik eğilimler ve vesayetçi yaklaşımla- nn, dayatmacı projelerin, si- yasetin normalieşmesinc değil, anormalleşmesine hizmet ettiğini belirten Er- doğan, "Siz rakibinizin bileğini bükecek bir si- yaset yapamayacaksınız, daha başarılı bir perfor- mans gösteremeyeceksi- niz, milletin gönlünde yer edinemeyeceksiniz, ondan sonra 'önümüzden çeki- lin' ricasında bulunacak- sınız. Siyaset, rakipleri- nizden ricada bulunarak, merhamet dileyerek ya- pılmaz" dedi. MHP'nin CHP tarzı siyaset yürüttü- ğünü ileri süren Erdoğan, bunun çaresizliğin ve ken- dine duyulan güvensizli- ğin bir göstergesi olduğunu savundu. Tuzla tersanelerinde ya- şanan ölümlere de değinen Erdoğan, geçmiş hükümet- leri suçladı. Benzer kaza- ların en gelişmiş ülkelcrdc bile yaşandığını kaydeden Erdoğan, son 5 yılda sek- törün istihdam ve kapasite bakımmdan yüzde 400 ora- nında büyüme kaydettiğini, bu nedenle sıkıntılar ya- şandığını söyledi. Bu ter- sanelerüı son 5 yılda yapıl- madığını belirten Erdoğan, "Burada eğer siyasi istis- mara gidilirse, bunun al- tından farklı dönemlcr çıkar" diye konuştu. tsim vermeden Tuzla'da eylem yapan DlSK'i eleş- tiren Erdoğan, işyerinde yetkisi ohnadığı halde ba- zı kişilerin sağdan soldan toparlamalarla gösteriler yaptığını söyledi. tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN "Beni New York Times'teki sözlerimden dolayı eleştirenler Devrim Kanunları'nı okudulaısa, Meclis'in ortasında eşek gibi anırırım." namikzafer@yahoo.com rinde travma yarattığım söyleyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Den- gir Fırat'a da tepki gösterdi. Fı- rat'ın beyanlannın yüz kızartıcı ve utanç vesilesi olduğunu ifade eden Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi: "Türkiye Cumhuriyeti devle- ti'nin kuruluş esaslarına meydan okuyan bu şahıs; Türkiye'de bu- gün yaşanan kaosun sorumlusu olarak Atatürk dönemini suçla- mak cüretini göstermiş ve üııı- metten milli devlete geçiş sürecini bir travma olarak nitelendirerek, cumhuriyetle sorunlu ve kavgalı geçmişinin hıncını bu hezeyanlar- la dışa vurmuştur. Burada temel sakatlık, bugünkü krizle cumhu- riyetin başlangıç yılları arasında kurulmaya zorlanan sebep-sonuç ilişkisidir. En büyük özelliği, söy- lediklerini sıkışınca inkâr eden bir siyaset anlayışının temsilcisi olan bu kafanın bu yöndeki çaba- ları, çirkin yüzlerini artık sakla- yamayacakür." 'Erdoğan, kendisi için ülke- yi fedaya hazır' Hakkında kapatma davası açılan AKP yöneticilerini, başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere sağ- duyulu hareket etmeye çağıran Bah- çeli, ancak bu parti yönetiminin kişi- sel hesaplarla hareket ettiğini söyle- di. Başbakan Erdoğan'ın bu süreçte milli irade ve rejim değil, "kendi der- dine düşmüş siyasetçi görüntüsü" çizdiğüıi belirten Bahçeli, kendi siyasi geleceğini kurtarmak için Türkiye'yi, demokratik rejimi ve partiyi feda et- meye de hazır olduğunu söyledi. Er- doğan'ın bağımsız aday olma arayı- şma girmesinin arkasında kendini kurtarma psikolojisinin yattığmı kay- deden Bahçeli, "Başbakan'ın hazır olduğunu söylediği alternatif plan- ların tümü, kendisini kurtarmayı amaçlamaktadır" diye konuştu. Kaparmaya karşı AKP'ye yaptığı "kloıılama" önerisine bu parti yö- netimince gösterilen tepkiyi de eleş- tiren Bahçeli, "Başbakan ve arka- daşlarının buna gösterdikleri asa- bi tcpki, durumun vahametini fark edemediklerini ve şahısları kurtarmak için rejimin geleceğini ipotek altına almak basiretsizliği- nin tesirinde olduklarını ortaya koymuştur" dedi. 'Yeni anayasa yapılmalı' AKPM'de hazırlanan taslak karar metninde, AKP hakhndaki davanın, Türkiye 'nin yeni bir anayasaya her zamankinden dahafazla ihtiyaç duyduğunu gösterdiği belirtildi Haber Merkezi - Avrupa Konseyi Parlamenterler Mecli- si'nin (AKPM) Avrupa Konse- yi üyesi ülkelerin yükümlülük- lerini izlemekle görevli Denetim Komisyonu taranndan hazırlanan ve "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi: Son geliş- meler" başlığını taşıyan taslak karar metninde, AKP'ye karşı açılan kapatılma davasının Tür- kiye'nin yeni bir anayasaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu gösterdiği görüşü dile getiriliyor. Taslakta, Tüi'ki- ye için izleme süreci mekaniz- masının gerekirse yeniden baş- latılabileceği vurgulandı. Taslak metinde, Anayasa Mahkemesi'ne baskı uygulan- 'KAPATMA KARARI MÜZAKERELERİ ETKİLEMEZ' GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Türkiye - Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AKP'nin kapatılmasına AB ül- kelerinin bir reaksiyon göstereceğüıi ancak bunun müzakere sürecini etki- lemeyeceğini söyledi. Gaziantep'te temaslarda bulunan Lagendijk, "Hü- kümeti yöneten bir partinin kapatılması, bizim için anlaması gerçek- ten çok güç. Eğer böyle bir durum olursa, AB'den güçlü bir tepki olacaktır. Aıııa ben bunu kullanarak müzakere sürecini durdurmayı ya da ertelemeyi düşünenlere katılmıyorum" diye konuştu. maması gerektiği belirtilmekle birlikte, mahkemeden AİHM kararlan ve Venedik Komisyo- nu'nun siyasi partilerin yasak- lanmasıyla ilgili tavsiyeleriyle uyunılu hareket etmesi isteniyor. Taslakta, 1980 askeri darbesinin izlerini taşıdığı söylenen mevcut anayasa ve siyasi partiler kanu- nunun, Avrupa standartlanyla tam anlamıyla uyumlu hale ge- tirilmesi gerektiği de belirtiliyor. Raportör, Denetim Komisyo- nu'ndan, 2004 yıhnda siyasi de- netimden çıkanlan ve "dene- tim sonrası sürece" dahil edilen Türkiye ile diyaloğu yoğunlaş- tırmasını, başta yeni anayasa ol- mak üzere Türkıye'deki demo- kratik kurumlarm işleyişiyle il- gili gelişmeleri yakından takip et- mesini ve eğer gerekiyorsa Tür- kiye için denetim sürecini yeni- den başlatmasını da istiyor. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Çapalara, Darbelere ve Cambazlara Dair... Geçen hafta gerçekleştirilen, ODTÜ 7. Uluslararası llişkiler Konferansı'ndaki en ilginç tartışmalardan bi- ri, bence Prof. Davudoğlu'nun katıldığı panelde ya- şandı. Davudoğlu ile paneli paylaşan değerli aka- demisyen ve yazarların (Mustafa Aydın, llter Tu- ran, Ali Karaosmanoğlu, Soli Özel, Ahmet Evin) hiçbiri kesinlikle, günün moda deyimiyle "darbeci kamptan" değildi ama yine de adeta söz birliği et- miş gibi, AKP'yi. hem de şiddetle eleştirdiler. De- ğerli panelistlere göre, AKP I. dönemdeki tutumu- nu değiştirmiş, verdiği sözleri yerine getirmemişti... AKP'nin'çapaları' AKP hükümetinin I. döneminden başlamak üze- re, performansını, vaatlerini bağladığı "iki çapa" ol- duğu başka panellerde de birkaç kez vurgulandı. Bu çapalar IMF ve Avrupa Birliği süreciydi. AKP'yi destekleyenlere göre birincisi, ülkede eko- nomik istikrarı garanti altına alırken, ikincisi siya- si istikrarla "demokratikleşme" sürecine güçlü bir zemin sağlıyordu. AKP'nin II. döneminde, bu çapalann yerinden çık- tığı görülüyor. Diğer bir değişle "çapa" metaforuna sadık kalırsak, AKP yönetimindeki Türkiye gemisi şimdi kayalıklara doğru sürüklenme tehlikesiyle kar- şı karşıyadır. Panelistler, AKP'nin özellikle AB üye- liği sürecini boşladığını, ülke içinde siyasi istikran ko- ruyamadığını düşünüyorlardı. Soli özel "Isteryar- gıçlardan isterAKP'den yana olun, bunlann ikisi de otoriter eğilimleri temsil ediyor" diyordu; AKP II. dö- neminde giderek daha otoriter bir yönetim sergili- yordu. Gerçekten bu iki çapa son derecede önemli. IMF ülkeye yabancı kredi girişini özendiriyor, böylece Tür- kiye borç köpüğü üzerinde yüzmeye devam ede- rek tüketimi körüklüyor, "biz refah getirdik" iddia- sını besliyordu. Şimdi IMF çapası işlevini kaybetti. Patlayan kredi köpüğü, ülkenin ekonomik zaafları- nı oryaya koydu. Enflasyon, işsizlik, dış açık... Faizler resmi veya gayri resmi olarak artıyor. Tüketim geriliyor, bunu ekonomik yavaşlama izleyecek. Bu gerçeklerden kaçış yok. Oyleyse AKP uygulama- larından hoşnutsuz olanların sayısının artması ka- çınılmaz. Baksanıza yıllardır, AB çapasıyla "refah" içinde yaşayan Irlandalılar, ekonomik koşullar de- ğişmeye başlayınca, "eskiyi unutup", büyük bir "nan- körlükle" AB sürecine hayır deyiverdiler. AB çapasına gelince; AKP bu çapayı, ülkede si- yasal Islamın hareket alanını genişletmek, ulus devletin merkezi yapısını zayıflatmak için kullanı- yordu. Bu arada sosyal hakları tırpanlayarak, ("ye- ni-ortaçağlar" tartışmalarında gündeme gelen bir gözlemden yararlanırsak) ülkeyi bir vatandaşlartop- lumundan, "sadaka-dilencilik" toplumuna doğru sürüklüyordu. Irlanda'nın "hayır" oyu, bu "çapanın" zemini olan üyelik sürecini artık fiilen gündemden çıkartmıştır. Merkel ve Sarkozy, Lizbon Anlaşması oimadan Hır- vatistan bile birliğe alınamaz, diyorlar (FrankfurterAll- gemeine Zeitung, 20/06, Le Monde, 21/06). Çek Cumhuıiyeti'nin ve Polonya'nın Lizbon Anlaşması'na karşı olduğu düşünülürse anlaşmanın gerçekleşmesi olanaksızlığı görülür. Bu arada birlik süreci ekono- mik açıdan da tehlikeli bir döneme giriyor. AB Mer- kez Bankası'nın para politikası, "zeytinyağı kuşa- ğından" büyük tepki çekiyor, Berlusconi'nin ağzı- nı bozmasına yol açıyor (Daily Telegraph, 23/06/08). Almanya'da halkın, gidrek yalnızca kendi ülkelerinde basılan Avro'lan kullanmak istemeye başlaması (Da- ily Telegraph 13/06/08), para birliğine güvenin sar- sıldığını gösteriyor. Aslında bir üçüncü "çapa" daha var. O da ABD'nin Ortadoğu politikası. AKP dış politikasını bu- na uyumlu tutmaya büyük gayret göstererek, ABD'nin siyasi desteöini yedeğine aldı. Ancak AKP sıkıştıkça siyasal Islamın Yahudi düşmanlı- ğı açığa çıkıyor. İkincisi; Israil'in veya ABD'nin Iran'ı vurmaya hazırlandığına ilişkin işaretler ve yorumlar artıyor. Bu yeni konjonktür AKP'nin Or- tadoğu çapasını da yerinden sökecek gibi görünüyor. Hadi Rubin "tetikçidir" diyelim, peki ya Internatio- nal Herald Tribune'ün yorumcularından Roger Co- hen'in yargı sürecine destek veren yazısına (23/06/08) ne demeli? Bu koşullarda AKP ve destekçileri açısından safları korumak giderek zorlaşıyor. Birleştirici fan- tezi olarak, "türban = demokrasi" denklemi zayıf- ladı, özellikle 1 Mayıs'tan ve dinleme rezaletlerinden, tabanda başlayan dönüşümlerin ayırtına varılmaya başlanmasından sonra. Bu nedenle giderek daha çok, yükselen bir sesle darbe tehlikesi dile getiri- liyor. "Darbeye bak darbeye" çağrıları, "beyazyü- rüyüşler" dikkatleri AKP'nin iç ve dış politikasının, ekonomik modelinin iflasını, seçkinlerinin devlet eliy- le zenginleştiklerine ilişkin iddiaları, "sivil toplumda" yaşanan dönüşümleri gizlemekten başka bir ama- ca hizmet etmiyor. CHP'nin iktidarsızlığıyla oluşan muhalefet boşluğunu bir an ewel doldurmak ge- rekiyor. Yoksa "cambaza bakcambaza" taktiği ba- şarılı olacak. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com 4 ay önce serbest bırakılan örgiit üyeleri farklı cezalar aiabiiecek Belçika, DHKP-C üyelerini yeniden yargılayacak BRÜKSEL (AA) - Belçika'da Yargıtay, dört ay önce serbest bı- rakılan terör örgütü DHKP-C üye- lerine ilişkin adli karan bozarak sa- nıklann yeniden yargılanmasına karar verdi. Anvers Temyiz Mah- kemesi'nin kararını bozarak DHKP-C'yi "terör örgütü, suç örgütü ve çete" olarak niteleyen yüksek mahkeme, terör örgütünün ve üyelerinin Belçika dışında iş- lediği suçlardan da bu ülkede yar- gılanabileceğini belirtti. Bugüne kadar alınan kararlar geçerliliğini yitirdiği için sanıklar daha farklı cezalara çarptınlabilecek. Anvers Temyiz Malıkemesi, 7 Şubat 2008 taıihli son karannda, DHKP-C üyesi sanıklan serbest bı- rakırken bu kişilerin ve bağlı bu- lundukJan örgütün Belçika dışın- daki eylemlerini dikkate almayı da reddetmişti. Mahkeme, gıyaben yargılanan terör örgütünün başı Dursun Karataş ile Zerrin Sarı. Şükriye Akar ve Bahar Kim- yongür'ü beraat ettirmişti. Firar- da bulunan terörist Fehriye Erdal, 2 yü tecüli hapis ve 1230 Avro pa- ra, Musa Asoğlu 3 yıl tecilli hapis ve 1230 Avro para, Kaya Saz da 21 ay tecilli hapis ve 1230 Avro para cezasına çarpnnlmışn. Anvers Temyiz Mahkemesi, önceki ka- rarlann aksine, DHKP-C'yi "terör örgütü" olarak nitelemeyi de red- detmişti. Savcılık ise sanıklann Belçika içinde ve dışında işledik- leri suçlan hatırlatarak, bunlan görmezden gelen karann kabul edilemeyeceği görüşüyle yeniden yargılama istemişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear