25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 25 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA 16 Nermin Aktaş: "Ali Kemal'in torunu Türkiye'deydi. Kemal Derviş Türkiye'deydi. Kurt pusu sever!" Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60Elektronlk posta: denizsotn@cutnhuriyetcom.tr - Örtülü Ödenek, Özel Kalem'deymlş.. "Özel örtülü kalem kılıfı!" Millilerimiz dünya takımı: Birinci yarı Asya-Afrika, ikinci yarı Avrupa-Amerika! Erol Barutçugil: "Şapı kaynatınca şeker olmaz; Kemalist devrimlere travma diyen kişiye bakın, anlarsınız!" ŞIMARIK çocuklar vardır. Ailenin ilgisizliğinden veya iyi aile çocuğu olmanın dayanılmaz hafifliğinden şımarmış, şımartılmış çocuklardır bunlar! Şımarık olduğu kadar da arsız ve yüzsüzdürler. Terbiyesiz. Yılışık. Utanmaz, arlanmaz. "Yapma çocuğum" dersin yapar. "Etme yavrum" dersin eder. Bir karış dil, saygısızca laf yetiştirir, hızını alamazsa küfürleri ardı ardına sıralar. Gözünüzün içine bakarak yalan söyler. Ukaladır. Çokbilmiştir. Pişkindir. Kendi hatalarında hep başkalarını suçlar. Kural tanımaz. Foyasının meydana çıkacağını anlayınca da hemen ağlamaya başlar, duygu sömürüsüne sığınır. Fena halde şımardılar. Gazetelerde arsızca saldırıyorlar. ŞımarıklıkGazetelerinde yüzsüzce yazıyorlar. Televizyonda desteksiz atıyorlar. Televizyonlarında terbiyesizce konuşuyorlar. Yalan, iftira, hakaret almış başını gidiyor. Yakıyorlar. Yıkıyorlar. Satıyorlar. Alıyorlar. Bozuyorlar. Kaldırıp atıyorlar. Ezip geçiyorlar. Kimseyi dinlemiyorlar. "Biz ve onlar" diyorlar. Kendilerinden saymadıklarını yok etmeye, yok edemezlerse değiştirmeye, değiştiremezlerse aşağılamaya, aşağılayamazlarsa etkisizleştirmeye çabalıyorlar. Şımarıklık sınırını çoktan aştılar arsızlaştılar. Her türlü saldırıya uğrayanlar bin türlü şımarıklığa, arsızlığa, yüzsüzlüğe rağmen yine de nezaketi elden bırakmamaya özen gösteriyor. Yargıtay kamuoyuna doğruları anlatmak için açıklama yapıyor. Danıştay halka doğruları anlatmak için açıklama yapıyor. Anayasa Mahkemesi yurttaşlara doğruları anlatmak için açıklama yapıyor. Genelkurmay ulusa doğruları anlatmak için açıklama yapıyor. Üniversiteler açıklama yapıyor. Meslek örgütleri açıklama yapıyor. Işverenler açıklama yapıyor. Ortak akılla davranan herkes ortak bir noktada buluşuyor ve aynı şeyi söylüyor. "Yapma çocuğum, daha fazla şımarıklık yapma!" "Etme yavrum, daha fazla arsızlık etme!" "Aklını başına topla!" "Bu kafada gidersen biraz sonra ağlayacaksın!" Kök Sıtkı Ergüney: "Zıkkımları kapatıp kurtulalım da zıkkımın kökünden nasıl kurtulacağız?" Pamuk Ahmet Önen: "Tersane işçilerine 'işlediğin çelik, pamuk değil' diyen Metin Kalkavan umarım bir kilo çeliğin, bir kilo pamuktan daha ağır olduğunu düşünmüyordur!" Emperyalizmle daha iyi işbirliği! SİYASİ partilerin amaç deği! araç olduğunu söylüyor Bülent Esinoğlu ve "Amaç degişince partiler de değişir. Şimdi ihtiyaç vatanı savunmadır" diyor: "150 yıldır Batı ile yapılan savaşların nihayetinde hep biz zararlı çıktık. Bundan ötürü aydınımız sanıyor ki Batı'ya biat etmezsek yaşayamayız. Batı ile ilgili temel yanılgılarımızı iki başlık altında toplayabiliriz. Batı artık Rönesans ve Reform'daki aydınlanmacı Batı değildir. Batı evrensel bir politika üretmek yerine, Batı'ya tepki gösteren Doğu halklannı denetim altına alacak politikalar üretmektedir. Bu durumda, Batı'dan çözüm beklemek büyük yanılgıdır. Sosyal demokrat tabanda ve yöneticilerinde bu tür eğilimler ağır basmaktadır. Hatta irtica ile mücadelede Batı'nın desteğini arkasına almayı düşünen sosyal demokrat yöneticiler vardır. Sosyal demokratlardaki irticayı Batı'nın desteği ile çözeriz mantığı çökmüştür. Tersi olmuştur. Batı içimize girdikçe irtica yükselmiştir. Gerçek budur. Anlayamadığımız ise şudur; neden CHP ve DSP, Avrupa Birliği'ne karşı söylemler geliştiriyor sonra da bağımsızlığımızı Avrupa'ya teslim edecek kararlar söz konusu olduğunda bunun tersine hareket ediyorlar. AKP emperyalizm ile iyi işbirliği yapamadı, biz daha iyi işbirliği yaparız diye bir şey olamaz!" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Şeyh Bedrettin'i silemediler "Hep bir ağızdan tiirkii söy- leyip Hep beraber sulardan çek- mek ağı, Demiri oya gibi işleyip hep beraber, Hep beraber sürebümek top- "Feylesof Bcdreddin" (Semih Poroy) Ballı incirleri hep beraberyi- yebümek, Yârin yanağmdan gayrı Her şeyde/ her yerde hep be- raber! Diyebümek için On binler verdi sekiz bininL Yenildiler..." 15. yy. tslanı dünyasının ünlü düşünürü Şeyh Bedrettin için Nâzım Hikmet büyük destanın- da böyle yazsa bile Denizlili mi- marlar "yenil- mediler"... Anafartalar, Karşıyaka, Ak- tepe ve Deliktaş mahallelerinden geçen "Şeyh Bedrettin Cad- desi"nin admı, "Müftü Ahmet Hulusi Efendi"yle değiştiren 2005 yıhndaki Belediye Mecli- si karanna karşı başlattıklan hukuk mücadelesini "kazandı- lar". Böylece, şu "göstermelik de- mokrasi" ile toplumun tarihsel değerleriıün yok edilemeyeceği kanıtlanırken; yüzlerce yıl önce Anadolu insanına "eşitlik ve adalet içinde birlikte yaşa- ma"nm güzelliğini anlatan "ef- sanevi devrimci"nin Deniz- li'deki manevi varlığı da ko- runmuş oldu. Denizli Idare Mahkemesi 7 Nisan tarihli kararuıda özetle di- yor ki: "Belediyeler, cadde ve sokaklara ad vermede yetki- lidirler; ancak, eski adların o yerlerle özdeşleşmiş olduğunu da gözetmelidirler..." Yani, "demokratik hukuk devleti"nin yüce yargısi, "se- çilmişlik yetkileri"ni kendi si- yasal beklentileri uğrana kent kültürünü yok etmek için kulla- nanlara şunu anımsatıyor: "De- mokrasi, hiçbir yöneticiye, ta- rihsel yaşanmışhklardan gclen toplumsal değcrleri dışlama hakkı vermez..." Aynı dava açıldığmda, "Mi- marlar Odası'nın cadde adı değişikliğine karşı çıkma hak- kı yoktur" denihnesini de Da- nıştay 8. Dairesi 19 Kasun 2007 tarih ve E.2006/5853 kararında bakm nasıl reddetmiş: "...kamu kurumu niteliğindeki Oda'ııın görevi, sadece kentierin plan- lanması, projelendirilmesi de- ğildir. Mimarlar Odası'nın, sosyal, kültürcl, tarihi açıdan da kent ve insan yerleşimleri- ııiıı üzerinde kamusal yetkisi vardır..." îşte böylesi "ders verici" aşa- malai'la sonuçlanan davanın ar- dmdan, Denizli Belediye Mec- lisi 10 Haziran'da tekrar topla- narak mahkeme karan uyannca "Şeyh Bedrettin Caddesi" adı- nın iade edilmesini lcarara bağ- ladı. "Davacı" Oda 'ııın eski baş- kanı mimar Süleyman Boz di- yor ki; "Osmanlı'da kazas- kerliğe kadar yüksel- miş, Türk felsefe tari- hinin ve evrensel top- lumcu düşüncenin te- mel taşlarından olan bir devlet ve düşünee adamının itibarının yeniden indesi. De- nizli'yi de bir utanç- tan kurtarnuş oldu..." Yaklaşık 500 yıl ön- ce "yârin yanağından gayrı" her şeyde, her yerde "hep beraber" diyerek, Batı'daki sosyalist akımlardan çok önce benzer fıkirleri savıı- nan Şeyh Bedrettin, Yunanis- tan'daki Simavna'da doğmuş ve ileri yaşlannda da oraya kadı ol- muş... 1417'de Sakız Adası'ndan Anadolu'ya geçerek Ortaklar ve Aydın üzerinden şimdiki Denizli'nin bulunduğu Ladik'e gelir. Düşüncelerini Honaz'da- ki Hıristiyan papazlarla paylaş- tıktan sonra, Kütahya ve Iz- nik'e geçerek Yıldırım Baye- zit'in oğlu Musa Çelebi'nin kazaskeri olur. Burada, Fatih'in öğretnıen- lerinden Akşemseddin'e bile hocalık yapmasma rağmen, 1420'de Anadolu'daki Börk- lüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarından sorumlu tutııla- rak Serez'de idam edilir... Nâzım Hikmet, aynı dcstanı- na yazmış ki; "Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların Zarurî neticesi bu! Dente, bilirim! O dediğin nesnenin önüııde kafamla eğilirim. Amabuyürek O, bu dilden anlamaz pek. O, 'hey gidi kamburfelek, Her gidi kahpe devran hey,' der..." Hani ben de diyorum ki De- nizlililer, onurunu kurtardıklan caddenin bir köşesine de Nâ- zım'la Bcdrettin'in heykellerini dikeınezler mi? ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaracl@mynet.com HARBİ SEMÎH POROY HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BILGL hetiyatrosu @mynet.com ÖEVRIM SONRASI ÎKt KARAKTER: KÖR t İLE i NANKÖR.. Siz soğ olun Türk gençleri, Çalışanlar kalmaz geri, Merasalin askerleri, Ordular, teğmen ağladı. Zannetme ağlayan gülmez, Aslan yatagı boş kalmaz. Valmz gidenler gelmez Her geıen insan ağladı. Uzatma Veysel bu sözü Oayanmaz herkesin gözii Koruyahm yurdumuzu, Oost değil düşman ağladı. TARİHTE BUGÜN MÎJMTAZ ARIKAN TVRK TOPLUMU BİR TRAVMA YAŞAMZŞTZR.. 25 Haziran www.mumtaz-arikan. com BAROK MUZ/GfN USTALARINDAN TELEMANN.. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Cumhuriyet Yazarı Olmanın Ayrıcalığı Cumhuriyet'te yayımlanan ilk yazım, 'Susma, Sus- tukça Sıra Sana Gelecek!' başlığını taşıyordu. Ço- cukluğumdan beri gün sektirmeden okuduğum, ai- lemizin vazgeçilmezi olan bir gazetede yazımı basıl- mış görmek hayatımın en büyük mutluluklarından bi- ri oldu. Ne daha önce iki yıl kadar Miliiyet'in Avrupa baskılarındaki köşe yazarlığım, ne de günlük Aydın- lık gazetesinde yayımlanan haftalık yazılanm beni Cum- huriyet yazarlığım kadar gönendirmedi. Gazetemizde bir yıl kadar sayfalar arasında dolanan yazılarım bir sü- re sonra 'Görüş' üst başlığıyla bulmaca sayfasına yer- leşti, sonunda da 'PANO' adıyla düzenli köşe yazıla- rına dönüştü. Bir gazete yazarının en temel gereksinimi hiç kuş- kusuz ki düşüncelerini dilediğince açıklayabilme, ya- zıya dökebilme özgürtüğüdür. Sürekli elden ele geçen, belli ekonomik çıkar gruplarının medyadaki sesi olan gazetelerde çalışan meslektaşlarımın tersine, kö- şemde, kimi zaman okur tepkilerine de yol açan, ço- ğunluğun düşüncelerine aykırı düşen birçok yazımın yer almış olmasına rağmen bugüne kadar gazete yö- netiminin hiçbir müdahalesiyle karşılaşmadım. Hiçbir yazar dünyada olan biten her şeyin sırrına er- miş, her şeyi bilen, her soruna doğru çözüm önerile- ri sunan bir 'allâme-i cihan' değildir. Ne kadar özen gös- terirse göstersin yanılgılar, yanlışlar her insan gibi bir yazar için de kaçınılmazdır. Fakat belirleyici olan, ya- zann, düştüğü yanılgılanndan, yaptığı yanlışlanndan çok, onun bunlardan öğrenerek 'doğru'yu bulma yolunda verdiği çabalardır. Cumhuriyet yazarı olmanın bir ay- rıcalığı da, gazetesinin sağladığı özgürlük ortamının ya- nı sıra okurları tarafından sürekli olarak araştırmaya, sorgulamaya, düşüncelerini gözden geçirmeye, yeni- den üretmeye teşvik edilmesidir. Okuru, onun 'doğ- ru'yu bulmada en önemli destekçisidir. 12 yıl içinde okurlarımdan, -tümünü sakladığım-, bü- yük bölümü olumlu tepkilerden oluşan 1957 mektup, e-posta iletisi, kısa mesaj aldım. Okurlarımın olumlu ya da olumsuz tepkileri yeni bilgiler edinmemde, düşün- celerimi pekiştirmem veya revize etmemde bana kat- kı sağladığı gibi yanlışlanmı düzeltmemde yardımcı ol- du. Okurlarıma büyük teşekkür borçluyum. ••• Son aldığım okur mektubu 22 Haziran 2008 tarihli; Sayın Ersan Uysal aynı tarihli 'Yurtseveriik Üzerine' baş- IIK.1I yazıma ilişkin olarak Nâzım Hikmet'in 'Şeyh Bedrettin Destanı'na ek olarak yazdığı 'Milli Gurur' (1936) adlı kitapçıktaki sözlerini aktarmış. "- Evet, biraz da MİLLÎ BİR GURUR duyuyorum. Ta- rihinde Bedrettin hareketi gibi bir destan söyleyebilmiş her milletin şuurlu proleteri bundan MİLLÎ BİR GURUR duyar. Evet, Bedrettin hareketi aynı zamanda benim mil- li gururumdur. MİLÜ GURUR! Sözlerden ürkme! İki ke- limenin yan yana gelmesi seni korkutmasın. Lenin 7 ha- tırla. HANGİMİZ LENİN KADAR BEYNELMİLEL OL- DUĞUMUZUİDDİA EDEBİLİRİZ? Lenin, yirminci asır- da beynelmilel proletaryanın, dünya emekçi kitlelerinin, beynelmilel proleter demokrasisinin en büyük rehbe- ri, 1914 senesinde 'Sosyal Demokrat'ın 35'inci nu- marasında neyazmıştı? (...) '...Bizşuurlu Rusproleterleri millişuur duygusuna yabancı mıyız? Elbette hayır! Biz dilimizi ve yurdumuzu severiz, onun emekçi kitlelerini (yani nüfusunun 9/10'unu) şuurlu bir demokrat ve sos- yalistyaşayışına yükseltebilmek için herkesten çok ça- lışan biziz. (...) '...Biz millîgurur duygusuyla meşbuuz (ağzına kadar dolu). Çünkü Rus milleti de beşeriyete yalnız büyük katliamların, sıra sıra darağaçlarının, sür- günlerin, büyük açlıklann, çarlara, pomesçiklere, ka- pitalistlere zilletle (alçakça) boyun eğişlerin numunelerini göstermekle kalmadı; hürriyet ve sosyalizm uğrunda bü- yük kavgalara girişebilmek istidadında olduğunu da is- patetti.'" Bir de düzeltisi var değerli okurumun; söz konusu yazımda iki ayrı kaynağa dayanarak Bernard Shavv'a malettiğim "Yurtsevehik alçaklann son sığınağıdır!" sö- zü Ingiliz düşünür ve oyun yazarı Samuel Johnson'a (1709-1784) aitmiş. Sayın Uysal, buna ilişkin olarak ken- disinin dublaj yönetmenliğini yaptığı 'Zafer Yolları' ad- lı filmden orijinal diyalogları da göndermiş: "Gen. Mireau: Now, who was this man? Col. Dax: Samuel Johnson, sir. Gen. Mireau: Allright,now what did have to say abo- ut patriotism? Gen. Dax: He said it was the last refuge of a sco- undrel, sir. I am sorry, I meant nothing personal." Cumhuriyet yazarı olmanın ayrıcalığına bundan da- ha somut bir örnek olabilir mi? wvmv.denizkavukcuoglu.blogspot.com www.dkavukcuoglu@superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/Antalya'nın Alan- -| ya ilçesinde arkeo- _ lojik bir mağara. 2/ ^ Avuç içi... Tanın- 3 mamak için yüze A geçirilen örtü. 3/ ln- ce bir zincirle boyna 5 takılan değerli takı. 6 4/ Şarkı, türkü... j Trabzon'un bir il- çesi. 5/ Rütbesiz as- 8 ker... Çıkar yol, ça- 9 re. 6/ Parola...'As- kerlikte silah altına alın- ması bir sene sonraya ka- lan erler için kullanılan sözcük. II Kokulu bir çö- rek cinsi... Kuzcy Avrupa ülkeleri ile Ortadoğu'yıı birbirine bağlayan otoyo- lun simgesi. 8/ Kemiklerin içindeki yağlı madde... Ja- pon lirik dramı. 9/ Çanak- kale Savaşlan'nın önemli 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 7 8 9 K 0 L 0 K Y U M • 0 K U M E • U L K F P | T R A T A U Y U M •A R •L R •S A R N i c • D 0 •S E T | E K A N G U T | A £ I N U A R •E L T T • •A] R M 0 L A çarpışmalarına salıne olan iki koyun ortak adı. YUKARIDAN AŞAĞTYA: 1/ Isparta'nın Eğirdir ilçesinde bir mağara. 2/ Değerli ma- denlerin saflık derecesi... Düılenmck için çalışmaya ara ver- me. 3/ Judo ve karatedeki en üst derecelere verilen ad... "Biz kimseye — duymayız / Kamu âlenı birdir bizc" (Yunus Em- re). 4/ Vumıalı bir çalgı. 5/ Bayındırlık... Aldatma işi, hi- le. 6/ Bir cins ince ve sık dokunmuş patiska... Sodyıım ele- mcntinin simgesi. 7/ Deniz yoluyla gümrüklere gelen mal- lara değer biçcn kimse. 8/ Bir sözü hem gerçek hem de me- caz anlama gelecek biçimde kullanma sanatı. 9/ Halk di- linde tortuya vcrilcn ad... Bir yolun yokuş olan bölümü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear