29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Tren Tren kapkara. Bacasında küf isi, yükü ortaçağ tozu. Tren hızlandırılmış. Kazanı harlı, makinisti körüklü: "Trenden inen, binemez." Yalnızca bir makasa bakar: Ineni, bineni; devrilecek. Tren hayaletti, az kaldı, vardan yok olacak. İzleme Yeni Şafak gazetesi, AKP'nin kapatılması davasına ilişkin iddianameyi hazırlarken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın bilgisunarda hangi sitelere girdiğini haberleştirdi. Dahası, Yalçınkaya'nın Google'da hangi anahtar sözcüklerle arama yaptığını da duyurdu. Demek ki, AKP'ci derin yine görev başında... IŞIK KANSU isu@cumhurîyet.com.t Doğduğu Sıvas'tan Ankara'ya gelene kadar yerleşim birimleri- nin kanalizasyonlarını ve tüm kirliliğini toplayıp gelen Kızılır- mak'ın suyunu Başkent'e bağ- lama tasarımı Ankara beylerbe- yinin son becerisi. Daha ucuz, güvenli ve temiz Gerede tasanmı varken Kızılırmak suyunu Ankara'ya yönlendirmek; kilometrelerce boru döşemek, kazı yapmak, fazlaca pompa is- tasyonu kurmak, kısacası "yük- lü ihale" anlamına geliyordu. Ankara beylerbeyi, onu yaptı: Kızılırmak tasarımı ile ılgılı ihale- leri, Kamu İhale Yasası'nın "acil durumlarda yalnızca 3 firmadan teklif alınabileceğini öngören maddesine dayanarak gerçek- leştirdi. Yükleniciler arasında bu tür ihaleye ne deniyor biliyor musu- nuz? "Adrese teslim ihale." İhalesiz işler... Yani, ihalenin istenen kişiye, is- tenen koşullarda verilmesi... Yerel seçimler öncesi Ankara beylerbeyinin gözü aydın olsun. AKP, Kamu İhale Yasası'nda değişiklik öngören tasarıyı TBMM'ye gönderdi. Tasarıya göre, kamu idareleri, yeterli olan tüm isteklileri ihaleye çağırmak yerine, önceden belir- leyecekleri kimi ölçütlere göre is- tekliler arasından belli sayıda oluşan bir liste oluşturabilecek- ler ve yalnızca bunların ihaleye girmelerini sağlayabilecekler. Ay- rıca idareler; yapım işleri, hizmet ve mal alımlannda işin özelliği, uz- manlık ya da ileri teknoloji ge- rektiriyorsa belli istekliler ara- sında ihale açabilecek. Bu tür ihalelere itiraz için yatırılması ge- reken harçlar da yükseltilecek. Bir başka değişiklikle de, ida~ relere "sürekli biçimde ihtiyaç duyduklan mal ve hizmet alımla- rı ile yapım işleri"nde her defa- sında ihale yapmak yerine "çer- çeve anlaşma" ile iş yaptırabilme olanağı tanınacak. Inşaat Mühendisleri Odası, değişiklik tasarısının anlamını birkaç sözcükle apaçık ortaya koyuyor: "İhalesiz iş vehlmesinin önü açı- lıyor." Bu arada Ankara beylerbeyi hizmette sınır tanımıyor. Duran köprüleri yıkıyor, yerine yeni köp- rüler yapıyor. Altgeçit kazıyor, üstgeçit dikiyor, suyun yanında bedava arsenik veriyor, sapa- sağlam durakları söküyor, bul- varlara utanç duvarlan örüyor, ya- ya geçmeyen kaldırımları yenili- yor. Kazıyor, yıkıyor, oyuyor, bo- zuyor. Ankara'daki her yeni yatırıma mutlaka bir ad vermeli: Komisyon Köprüsü, Arpalık Altgeçidi, İhalesiz Boru Hattı... vm m "SÜSÜZ KÖYÜN MA/AtC/S/J..' Sokak çocuğu Şair Ahmet Erhan, Melih Cevdet Anday ödülü'nü aldı. Sorduk: "Melih Cevdet Anday ile kardeşliğiniz nereden gelir?" Yanıtladı: "Elbetteki 'Cumhuriyetimizi O büyük okyanusunda' kulaç atmaktan.. Yalnız o bilge bir şair, bense sokak çocuğuyum." Ahmet Erhan, "Bu dünya değişecek. Değişmesi gerek. Onun için bir sürgün gibi duruyorum ben. Onun için sürgün yerim şiirler..." diyebilen bir sokak çocuğu! Ali Babacan, yaban ellerde dolaşıp ağlaşıyor. Aynı Ali Babacan içerde ne yapıyor peki? AB Uyum Komisyonu ve Türkiye - AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi CHP'Iİ Osman Coşkunoğlu gözlemlerini aktarsın: "AB Uyum Komisyonu 'nda daha bir kez bile Başmüzakereci Ali Babacan ile toplantı yapmadık. AB dışişleri bakanlarını buluşturan Genel İşler ve Dış llişkiler Konseyi'nde 26 Mayıs 2008 tarihinde onaylanıp Sayın Babacan'a sunulan 'Ortak Tutum Yasamadan kaçan Babacan Belgesi' hâlâ biz komisyon üyelehnden gizli tutuluyor. Bu konuda benim 'Belgenin içindekiler gazetelerde bile yer aldı' diye gizli tutulmasına itiraz etmem üzerine Dışişleri yetkilileh, 'Bilmiyoruz gazeteler nereden öğreniyor, belki AB yetkililerinden almışlardır' karşılığını verdiler. AB 'ye yeni üye olmuş ülkelerde, üyelik süreci içinde, AB Uyum Komisyonları 'nın hükümet ve başmüzakerecileriyle çok sıkı bir ilişki içerisinde çalıştığı bilinen bir gerçektir. Hatta, ülkelerin bazılannda, yasamayı adaylık sürecine tam olarak katabilmek için, komisyon başkanları ana muhalefet partisindendi. Başmüzakereci Babacan tarafından, her fasıl için AB'ye sunulan Müzakere Pozisyon Belgesi komisyonumuzda tartışılmadan hazırlanmakta. Hatta, bu belgeler hazırlanıp AB'ye sunulduktan sonra bile biz komisyon üyelehnden gizli tutulmaktadır. Yasama tamamen dışlanmaktadır. Yargının karşısında yasamanın yetkilerini korumak amacında ol&uğunu iddia edenler, eğer kuvvetler ayrımı konusunda samimi olsalar, yasamanın yürütme karşısında bu denli işlevsiz hale getirilmesi konusunda da duyarlılık göstehrlerdi." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL Sosyal Güveıılikte Yeııi Döııem Yeııi Yöııetmelikler 55 L0 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortalan Ya- sası'nın yürürlüğe gireceği Ekim 20Ö8'e üç ay gibi bir zaman kalmıştır. 5510 sayılı yasanın yazılımındaki açık-seçik olmayan an- latım, uygulamada tartışmalan ve duraksamalan da beraberinde getireceğe benzemektedir. Yasanın yazilımı, değişik yorumlara da acık bulunmaktadır. Bu değişik yorumlann ve uygulamalaıın getireceği sakm- calan en aza indirecek çözüm yolu 107. nıaddede öngörülen, yasanın yürürlük tarihinden "itibarcn bir yıl içinde" çıka- nlması öngörülen yönetmeliklerin kısa sürede çıkanlmasıdır. Ayrıca bu yöııetmelikler, Sosyal Güvenlik Kunımıı'nutı ya- yımlayacağı yeni genelgelerle de desteklenmelidir. Yasada, "Kurum, bu kanunun diğer maddelcrinin uy- gulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelik ile dü- zenleme yetkisine sahiptir" denilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu'na "açık çek" verilmiştir. Ekim 2008 ile Ekim 2009 arasındaki bir yıl süre içinde çı- kanlması gereken yönetmeliklerle ilgili yasa maddeleri ve mad- de başlıkları: 1) Madde 4: Sigortalı sayılanlar, 2) Maddc 6: Sigortalı sayılmayanlar, 3) Madde 8: Sigortalı bildirimi ve (escili, 4) Madde 9: Sigortalılığın sona ernıesi, 5) Madde 11: lş- yeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli, 6) Madde 13: İş ka/.asıııııı tanımı, bildirilmesi ve soruştu- rulınası. 7) Madde 14: Meslek hastalığının taııtıuı. bildi- rilmesi ve soruşturulnıası, 8) Madde 18: Geçici iş göremczlik ödeneği, 9) Madde 19: Sürekli iş göremezlik gelirinc hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve birden çok iş ka/ası ve meslek hastalığı hali, 10) Maddc 22: Sigortalının ken- disinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin u/anıası, iş göreınezliğinin artnıası, 11) Madde 25: Malul sayılma, 12) Madde 28: Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlan, 13) Madde 40: Fiili hizmet süresi zam- mı, 14) Madde 47: Vazife Malullüğü, 15) Madde 55: Ge- lir ve aylıkların düzeltilınesi, yükseltilmesi, alt sınırı, ödenmesi vc yoklama işlemleri, 16) Madde 58: Sosyal Si- gorta Yüksck Sağlık Kurulu, 17) Maddc 59: Kurumun de- netleme vc kontrol yetkisi, 18) Madde 61: Genel sağlık si- gortalüığının başlangıcı, bildirimi ve (escili. 19) Madde 63: Finansmam sağlanan sağlık hizmctlcri vc süresi, 20) Madde 64: Kurumca finansmam sağlanmayacak sağlık hiz- metleri, 21) Madde 65: Yol gideri, gündelik ve refakatçi gi- derleri, 22) Maddc 66: Yurtdışında tedavi, 23) Madde 67: Sağlık hizmetlcrinden yararlanma şartlan, 24) Maddc 68: Katılım payı alınması, 25) Madde 71: Kinılik tespiti ve acil haller, 26) Madde 72: Sağlık hizmetlcrinin ödenecek be- dellerinin bcliıienmcsi, 27) Madde 73: Sağlık hizmetlcri- nin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlcrinin ödenmesi, 28) Maddc 78: Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi, 29) Madde 80: Priıııe esas kazançlar, 30) Madde 85: Asgari işçilik uygulaması ve uz- laşma, 31) Madde 86: Prim Belgelcri ve Prımlerin Öden- mesi, 32) Madde 88: Primlerin ödenmesi, 33) Madde 90: Prim vc idari para cczası borçlarının hakedişlerdcn mah- subıı, ödenmesi ve ilişiksizlik belgcsinin aranması, 34) Mad- de 94: Kontrol muayenesi, 35) Madde 95: Sağlık rapor- larımn usul ve esaslarının belirlcnmesi, 36) Madde 96: Yer- siz ödemelerin gcri alınması, 37) Madde 100: Bilgi ve bel- ge istcme hakkı, bilgi ve belgclerin Kuruma verilme ıısu- İüııüıı "uygulannıası ile ilgili usul ve esaslar" hakkında çı- karılacak yöııetnıelik ya da yönetmeliklerin, Ekim 2008'den öııce yürürlüğe sokulmasının sayısız yararlar sağlayaca- ğı görüşündeyiz. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Ya- sası'nın 37 maddesi uyarınca, "çıkarılması gereken yönet- melikler ile diğer düzenlenıcler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmclikler ile diğer düzcnlemelerin" 5510 sayılı yasaya "aykırı olmayan hükümleri" Ekim 2009'a kadar yürürlükte kalacaktır. KİM KİME MJM DUMA BEHtÇAK behicak@yahoo.com.tr HARBt SEMİH POROY SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Üçüncü Viyana Kuşatması Kupanın adı: "Avrupa Futbol Şampiyonası"... Avrupa'nın göbeğindeki turnuvaya silah zoruyla gir- medik. Diğer Avrupalı takımlar gibi, Eski Kıta'nın par- çası olarak bir süredir kupaya katılıyoruz. Ne var ki bu, yapılan tüm maçlara bitmek tükenmek bilmeyen bir "fetih" psikolojisi ve retoriğiyle gitmemi- zi engellemiyor: "Üçüncü Viyana kuşatması" sloganları, "Ölmeye geldik!" nidaları, "Avrupa duy sesimizi!" çığlıkları, olmadı mehter marşları... Osmanlı genişlemeciliği repertuvarında ne varsa, or- tada... Çekler karşısında kazanılan zaferden sonra, Katar Emiri'nin eşi, "Başbayan" Erdoğan'ı arıyor. "Medeniyetler Ittifakı" şampiyonu Başbakanımız, Katar'ın "pi-arjestine" şu açıklamayı getiriyor: "Bu olay bize şunu gösterdi: Futbolcularımız sade- ce kendi vatandaşlarımızı değil, tarihi kültürel bağlarla bağlı olduğumuz diğer toplumlan da temsil ediyor. Dün çok anlamlı bir olay yaşadık. Katar Emiri'nin eşi, eşimi aradı. Meğermaçı izlemişler. O da maçtan duyduğu he- yecanı bizimle paylaşıyor ve tebrik ediyor. Bunlar an- lamlı şeyler..." 'Tamamlanmamış tarih' sendromu N'ooluyoruz? Türkiye'de yapılan futbol karşılaşmalarına Avrupa ta- kım taraftarlarının benzer bir ruh hali taşıdığını düşünün; Istanbul sokaklarında "karşıt fetih" slogancılığıyla kut- lama yapan rakip takımlann olası taşkınlıklarını şöyle bir göz önüne getirin. Yetmedi; Avrupalı hükümet baş- kanlarının "haçlı mentalitesine" gönderme yapan de- meçler çaktığını hayal edin... Ne hissedersiniz? Evet doğrudur. Futbol zaferleri artık sınırsız bir kar- naval coşkusuyla kutlanıyor. Frenler boşalıyor, insan- lar sarhoş oluyor, klaksonlar çalınıyor, şarkılar söyle- niyor, kent meydanlarında havuzlara giriliyor çıkılıyor, kadınlı erkekli gruplar soyunup dökünüyor, vs... Çizme'de bu minval milli takım kutlamalarına çok ta- nık oldum. Ama bizimki farklı. Bizde, Avrupa takımlarına karşı kazanılan zaferlerde daima bir "tarihi kan davasına" yapılan vurgu oluyor. San- ki henüz tamamlanmamış ve hâlâ bugüne dek "ucu açık kalmış bir tarihe" yapılan bu vurgu, göımezden gelinecek bir ayrıntı olmaktan çıkmış durumda. Her defasında kendi elimizle "TürklerAvrupa'nınya- bancı unsuruduıi" gibi bir tablo koyuyoruz ortaya ve kar- şı taraf da kâh "oryantalizm", kâh "uygarlık çatışması" kontenjanından sürekli bu tabloya atıf yapıyor. Bir bir saymamak adına Ispanyol basınında okudu- ğum son yazılardan birinin başlığını vermekle yetine- yim: "Viyana'daki Hilal!" 'Evrenin sırrı' gibi 2002 Dünya Kupası'nı hasbelkader Italya'da izle- miştim. Türkiye'nin üçüncülük zaferi için en sık kulla- nılan ifadeler ya "akıl sır ermez işler" anlamında Ital- yancada yer eden "Cose Turche!" deyimiydi ya da "Ama- nın Türkler Geliyor!" manasındaki "Mamma li Turchi!" Dünya Kupası'nda geleneksel olarak Avrupa'nın büyük takımlarını görmeye alışık olan Çizme kamuo- yu, "finalleri" Almanya'nın yanı sıra Avrupa'dan yalnız Türkiye'nin oynamasını "garipsemiştl"... Bu "garipseme" yalnız futbolumuzun son yıllardaki sürpriz çıkışlardan kaynaklanmıyor. Türklerin "outsider" -Avrupa'nın yabancısı ve dışar- lıklısı- olduğu şeklindeki köklü bir algıya dayanıyor. Bugün de Italyanca "google"a girin ve art arda bu iki deyimi yazın. Karşınıza gelen ilk başlıkların bir kez da- ha Türkiye'nin "Euro 2008"de aldığı zaferlerle ilgili ol- duğunu göreceksiniz. Yalnızltalyanlar değil... Avrupa'nın dört bir yanında spor yorumcularının sorduğu sorular evrenin sımna ben- zer bir büyük muamma karşısında duyulan hayreti an- dırıyor: "Bir şey var bu Türklerde? Nedir o şey?" Bu "afallama", bu "şaşkınlık", son dakikada döndü- rülen maçların sürprizleriyle sınırlı değil. Bir Marslı den- li "ötekileştihlen" "outsider"m, nihai zafere yaklaşma- sına duyulan derin yadırgama var bu sorularda... Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar mi- sali uzun bir hikâye bu. Bu yılan hikâyesini biz sonsu- za dek sürdürüp; "Ohhh! Yağlarımız erisin. Avrupa'ya nasıl da geçirdik" sarhoşluğunu mu sürdürmek istiyo- ruz? "Avrupa Kupası'na" erişmek isteyen bir ülkenin, "nor- malleşmesini" mi arzuluyoruz? Korkarım, ne serden, ne yârdan vazgeçerim hesabı... Türkiye, bu iki tezat duyguyu bir arada yaşıyor. Bu iki duygu böylesine iç içe geçtiği sürece, "Avru- pa'nın Marslısı" olmaktan kurtulamayacağız. nilgun@cumhuriyet.com.tr HAYAT EPİK TİYATROSU MJSTAFA 290 ÎTRÎLVONU M t l l t . NAAPTIN TAKIMA ]KAROEŞİM?!..VERöm, ^NOOLMU$?l. hetiyatrosu@myneuom B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com AAA NE GÜZEL SAKSI KAÇ PARA EPER BU? OLUR BUNDAN., BİRİNE ~T~ y/\ BENZİYOAMA.. NE O?MU2İK ALETİ Mİ? \ İSTESEM KALDIRIR A1ARIM ONU BEN! 2 3 4 5 6 7 8 9 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK,AN 23 Huzirıın www.mumtaz-arikan. com OUMPİYATIAR DİRİL TİLIYOKL 1834- 'ne suGûM, FR/ıustz e/ıeofiju COU&E/er/N't/V Gİ&ÇIMLEGİ SOtJUCU S'/Ç OMAYLAAAtÇTl. y£- B/iA/ ESKİ DÜZENLENDİSİ İUCİ r'S- . 8U SSM8OLU O/-AKAK ±j4r//</CE ÜÇ : "c/r/us, <4L rrus, SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/ Osmanlı ordu- -| sunda albaya eş rüt- „ be. 2/ Şalvann üs- ^ tüne giyilen ve önde 3 uzun iki parçası olan A giysi... Kuzu sesi. 3/ Takımlar gaıbu, « küme... Birgörevde 6 geçirilcn süre. 4/ Bir y elçiliğe bağlı uz- man... Küçük erkek 8 kardeş. 5/ Yaşar 9 Kemal'inbirıoma- nı. 6/ Tiirk müziğinde bi- leşik bir makam... Osmanlı devletinde iki alaydan olu- şan askeri birlik. II Yak- laşık on iki bin yıl önce Pa- sifık'e gömüldüğüne ina- nılan, ınsanhğın ve uygar- lığın aııayurdu sayılan kı- ta... Afrıka'da bir ülke. 8/ Gemici, işçi gibi kimsele- rin eğlenmek için gittikle- ri içkili ve daııslı yer... Rütbesiz asker. 9/ Ekolojide, bir can- lıııın varlığını sürdürebildıği yaşama ortamınm en küçük birimi... Taşıtlann hasaılarına karşı yapılan sigorta. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı ordusunda leğmene eş rütbe. 2/ Meşnıbat... Mo- ra dönük canlı kırmızı renk. 3/ Yelkenli ya da motorlu bir yanş teknesi... Yemek. 4/ Satrançta bir taş.... tsrail'in pa- ra birimi. 5/ Kara batmamak için ayağa takılan bir çeşit ör- gülü ayaklık... Satrançta özel bir hareket. 6/ Eli açık, cö- mert, yiğit... Vücuttaki A1DS virüsünii saptamakta kulla- nılan tcst. 7/ Mağaraların tabanında, kircçli suların dam- lamasıyla oluşan kolonlardan her biri. 8/ Isparta, Bıırdur ve Denizli'nin dağ köylerinde dokunan bir tür kumaş. 9/ tskambillerle oynanan bir oyutı... Yapısına girdiği sözcü- ğe "hava, gaz" anlamı katan yabancı önek. 8 B E K •P O L 1 p A U L • u s A R E D R A M A •T A S M O M E N T • i— A 1 | O R | A K •P N L •T A R A M A T U F | S A N A L O L A S 1 | K 1 L N E K T R •A| L o
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear