23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 HAZİRAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'îşçi ölümleri sektörün başarılarmı gölgeliyor' • Erdoğan, hiçbir gemi kazasının yaşanmadığı, ölümlerin olmadığı gemi inşa sanayisinin dünyada da bulunmadığını ifade ederek, ruhsatsız tersanelerin sayısının fazla olduğunu itiraf etti. tstanbul Haber Servisi - Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin gemi yapımında artık bir dünya markası haline geldiğini belirterek tersanelerde meydana gelen iş kazalan ve ölümlerin sektörün başanlannı gölgelediğini söyledi. Erdoğan, gemi kazasının yaşanmadığı, ölümlerin olmadığı gemi inşa sanayisinin dünyada da bulun- madığını ifade ederek ruhsatsız ÇÖZÜM ARAYIŞLARININ KONÜŞÜLDUCÜ GÜN 2 KAZA DAHA BERNA BERDAN Tuzla'da kazasız gün yaşanmıyor. Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın ziyaret ettiği ve kazalarayönelik çözüm arayışlan ko- nuşulduğu Tuzla'daki tersanelerde 2 işçi daha yaralandı. Tuzla 'daki son iki kaza Baş- bakan Erdoğan 'ın ölümlerle ve kazalarla il- gili "Olur böyle şeyler " lafim doğrular ni- telikte. Tuzla 'daki bir tersanede temizlikgö- revlisi bir işçi çahştığı sırada kafasınayabana maddenin isabet etmesi sonucu hastaneye kal- dırıldı. Tuzla GİSBİR Hastanesi 'ne tadavi edi- len işçi, kaskı sayesinde ölümden kurtuldu. Ay- nı saatlerde ise PaslanmazAŞ'de ustabaşı ola- rak çahşan Hüseyin Aşçı da kolunu taş ma- kinesine kaptırdı. Işyeri sahipleri işçinin hatası derken kolu kopma tehlikesi geçiren Aşçı, sabah saatle- rinde GİSBİR acile kaldınldı. tersanelerin sayısının çok fazla olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, Tuzla tersaneler bölgesinde polis helikopteri ile inceleme yaptıktan sonra Dol- mabahçe'deki Başbakanlık ofi- sinde tersane sektörü temsilci- leriyle buluştu. Erdoğan, toplann öncesinde yaptığı konuşmada is- tihdam bakımından sektörün adeta bir patlama gösterdiğini ve 2002'de 13 bin kişinin istihdam edildiği sektörde bugün dogru- dan 34 bin, yan sanayisiyle bir- likte yaklaşıİc 100 bin kişinin ça- lıştığını anlattı. Erdoğan, "Tuz- la bölgesinde geçen eylül ayın- dan bu yana yaşanan ölümlü iş kazalan, dikkatleri sektöre ve bölgeye yöneltmiştir. Şüp- hesiz ki bu olaylar bizi ü/.m- üştür. Maalesef başlayan tar- üşmalar, sektörün başanlannı gölgeleyecek düzeye ulaşmış- Başbakan'ın Limter- lş'i davet etmemesi tepki ile karşılandı. SDP, ESP ve Top- lııınsal Özgürlük Platformu üyeleri de Başbakanlık Çalış- ma Ofisi'nde yapdan toplanüyı protesto et- ti. (VEDAT ARLK) Başbakaıı'a tiyatrolu protesto tstanbul Haber Servisi - Başbakan Tayyip Erdoğan'ın tersane sektörü tem- silcileriyle düzenlediği toplantı, protesto gösterileri arasında gerçekleşti. Toplan- tıya, tersanelerde meydana gelen "işçi ci- nayetlerini" gündeme taşıyan Limter- Iş'in davet edilmemesi eleştinlerek ölüm- lerin birinci dereceden sorumlulannın çağnldığı bu toplantıyla ölümlerin dur- durulamayacağı vurgulandı. Dolmabahçe Meydanı'nda bir araya ge- len BEKSAV, Istanbul Tiyatora Kuın- panyası, Tiyatro Kaktüs ve Tiyatro Yeni oyunculan "Ölüme değil yaşama yelken aç" isimli tiyatro gösterilerini sahnele- yerek Başbakan'ı protesto ettiler. Aynı yerde SDP, ESP ve Toplumsal özgürlük Platformu üyeleri de Başbakanlık Çalış- ma Ofisi'nde yapılan toplantıyı protesto etti. "lnsanca çalışma ve yaşam hakkı için hükümet-patron-sarı sendika iş- birliği çözüm olamaz" pankaıtı açan grup adına yapılan açıklamada, Türk-lş'e bağ- lı Dok-tş'in ve tersane patronlannın ka- tıldığı bu toplantıya Limter-lş'in çağnl- mamasının eksiklik olduğu vurgulandı. Ölümleri gündeme getiren Limter-lş'in hükümet tarafindan muhatap alınmadığına dikkat çekilen açıklamada "97 işçi ter- sanelerde ölürken sesini çıkarmayan Dok-lş mi ölümleri durduracak? Bu toplantı daha fazla ölüm getirir" denildi. Tersanelerde artık tek bir ölüm daha is- temediklerini dile getiren protestocular Başbakan'a "Işçiler seçimlerde ve ölüm- lerde akhnıza gelen birer rakam de- ğildir" diye seslendiler. SHP Genel Başkan Yardımcısı Meh- met Yula da yaptığı yazılı açıklamada, ölümlerde en büyük sorumluluğun hü- kümette olduğunu vurgulayarak "Ölüm- leri protesto eden Limter-Iş'i toplantıya davet etmeyen Erdoğan, işçi ve emek- çi dostu olmadığını bir kez daha gös- termiştir" dedi. Başbakan Erdoğan, Tuzla'da ruhsatsız tersanelerin sayısının fazla olduğuna dikkat çekti tır. Tuzla bölgesindeki 47 asıl firma ve 563 alt işveren ile 20 bin çahşanın odağında oldu- ğu bu tartışmalara, sizler de takdir edersiniz ki bigâne kal- mamız düşünülemez" dedi. Erdoğan şöyle devam etti: "Ancak, 47 tersanenin olduğu Tuzla'da ruhsatlara baktığı- mızda, maalesef sadece par- maklanmızm sayısım geçme- yecek ruhsat varsa, bu bizi dü- şündürmelidir. Şu anda Tuz-. la'da da örnek tersaneler var. 'Daha fazla para kazanacağım. Onun için bütün ilkeleri bir ke- narabırakacağım' denirse, ar- kadaşlar kusura bakmayın orada biz karşınızda durmak zorundayız." Basına kapalı yapılan top- lantıya Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Çalışma Ba- kam Faruk Çelik, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, TBMM Iş Kazalannı Araştuma Komisyonu Başkanı Mehnıet Domaç, tstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanı Ka- dir Topbaş, Denizcilik Müste- şarı Hasan Naiboğlu, Gemi Inşaat Sanayicileri Birliği Yö- netim Kurulu Başkanı Murat Bayrak, Dok-Gemi îş Sendi- kası Başkanı Necip Nalban- toğlu ile tersane sektöründen 50'ye yaknı temsilci katıldı. Tedbirler sıralandı Toplantıda alınması kararlaş- tınlan tedbirler şöyle sıralandı: • Tuzla tersaneleri için en- düstri bölgesi karan alınması, bu konudaki mevzuat düzenleme- lerinin acilen yapılması. • Orta vadede alan sıkışıklı- ğuıın giderilmesi için Yalova bölgesi başta olmak üzere diğer sahillerde yeni kurulan tersa- nelere kapasite kaydırılması üzerinde çalışmalar yapılması. •* Tuzla Tersane Bölgesi ile entegre olarak çalışabilecek, ge- mi yan sanayii için organize ih- tisas sanayi bölgesi kurulması. • Çekek, tekne imal ve ter- sane işletme yönetmeliğinin yü- rürlüğe sokulması; ara eleman yetiştimıek üzere 6 gemi yapım meslek lisesinin Tuzla ve Ya- lova bölgesinde 2008-2009 öğ- retim yıhndan başlamak üzere eğitim ve öğretime açılması. ^ tş sağlılığı ve güvenliği müfettişlerinin sayısının sek- tör ihtisasına uygun olarak art- tınlması. Rekabetin faturası, Türk işçisine kesildi Astana'da Kazak işçilerin saldınsına uğrayan 75 işçi yurda kesin dönüş yaptı. 350 işçi de parasını almak için bekliyor. Işçiler, Kazakistan'ın 'münferit olay' açıklamasnıın gerçeği yansıtmadığını savunuyor ALİ AÇAR Kazakistan'ın başkenti Astana'da Türk ve Kazak şirketlerinin rekabetinin fatu- rası, Türk işçisine kesildi. Türk işçiler- den 75'i Türkiye'ye kesin dönüş yaptı, parasını almak için bekleyen 350 işçi de dönmek için hazırlık yapıyor. Kazak fir- malan ile Türk fumalan arasındaki rant yüzünden saldınya uğradıklanm ileri sü- ren işçiler, Kazaİcistan Cumhuriyeti An- kara Büyükelçiliği'nin "münferit olay" açıklamasının ise gerçeği yansıtmadığı- nı söylcdiler. Kazakistan'a turist vizesi ile çalışmaya götürüldüklerini belirten iş- çiler, "Türkiye'deki işsizlik bizi bile- rek ölüme götürüyor" dediler. Sembol Turizm AŞ'nin sahibi Ayte- kin Gültekin'e ait Astana'daki Olim- piyat Kongre Merkezi şantiyesinde ge- çen cumartesi günü meydana gelen sal- dınnın arduıdan, önceki gün Türkiye'ye kesin dönüş yapan işçilerin 26'suun ya- şadığı Gebze'de olayın meydana geliş ne- deni ve aynntılannı konuştuk. Saldınya uğrayan işçilerden Recep işçilerKazakistan Büyükelçiliği'nin sorumluluktan kaçmak için saldınyı "münferit" olarak göstermeye çahştığını söylediler. Duran, Bulkan Inşaat Mimarlık taşeron firması tarafindan Kazakistan'a çalış- maya götürüldüklerini belirterek "Akşam yemeğinde daha önceden çalışmak için Kazakistan'a giden Türk işçilere 1 Mayıs mağdurlarıyargılantyor İstanbul Haber Servisi - 1 Ma- yıs'ta lstanbul'da meydana gelen olay- larla ilgili îstanbul Valiliği'nin suç du- yurusu üzerine hazırlanan iddianame kapsamında DİSK ve KESK yönetici- lerinden oluşan 7 kişilik grup, Beyoğ- lu Cumhuriyet Savcılığı'na ifade ver- di. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, "Burada 1 Mayıs yargılanıyor. Yar- gılanan emekçilerin, işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günüdür" de- di. KESK Başkanı Ismail Hakkı Tom- bul da "Asıl yargılanması gereken ts- tanbul'un en merkezi alanını emek- çilere kapatan alayış ve tstanbul'un mülki amirleridir" dedi. Beyoğlu Adliyesi'nde ifade verme- den önce açıklama yapan DtSK Baş- kanı Çelebi, 1 Mayıs'ta yaşananlarla il- gili bir dava süreci başlatacaklannı be- lirterek, "Aslında biz bu olayın mağ- duruyuz, mağdur edilen örgütüz. Anayasal hakkımız gasp edilmiştir" dedi. KESK Başkanı Tombul da İs- tanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ha- zırladığı polis fezlekesinc dikkat çe- kerek, "Fezlekede Cumhuriyet Sav- cılığı'na adeta talimat verir bir bi- çimde 'soruşturma açılmak üzere' di- ye yazı var. Bu Türkiye'de demo- kratik dönüşümeye ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor" dedi. Çelebi'nin cumhuriyet savcılğına verdiği ifadede, fezlekedeki hiçbir tespitin kabul edi- lemez olduğu belirtilerek, "Biz kimseyi suç işlemeye davet etmedik, suça teşvik etmedik. Biz tam aksine hü- kümetin, İstanbul Valiliği'nin ve emniyet güçlerini suç işlediğini, 31 yıl önce yaşanan provokasyonu devam ettirip, toplumu terörize ettiğini dü- şünüyoruz" görüşüne yer verildi. yönelik Kazak işçiler tarafindan ye- mekhanede saldırı gerçekleştirilmiş" diye konuştu. Saldırının münferit olarak gösterilmesinin nedenini Kazakistan Büyükelçiliği'nin sorumluktan kaçması olarak ifade eden Recep Duran, "Kazak makamlan ve kendi müsteşanmız bi- ze yardımcı olmadı. Yardım için aç- tığımız telefonlar yüzümüze kapatıldı. Kazakistan'a 3 aylık turist vizesi ile git- tiğimiz için bize siz onlara vurursanız suçlu olursunuz diyorlar, biziııı han- gi hakkımızı savunmuşlar?" dedi. Saldırının ardnıdan Türk Büyükelçi- liği'nden yetkililerin geldiğini ve saldı- nya uğrayan Türk işçilere yönelik yap- tığı konuşmada olayın uzatılması duru- munda uluslarası sorun yaşanacağmı söylediğini ileri süren işçilerden özcan Kolay şunlan söyledi: "Büyükelçilik yetkililerinden 'Konuyu büyütüyorsu- nuz, uluslararası problem ohnasını is- temiyoruz' yanıtı aldık." 350 kişinin Türkiye'ye dönüş karan aldığını anlatan Kolay, firmanın işçileri bu-akmamak için maaşlannı 2 bin ile 3 bin dolar ara- sında bir rakama çıkardığmı kaydetti. Kazak işçilerden çok kazanıyorlar tşçilerden Engin Ince de Kazak iş- çilerin aylık 400 dolar ücret aldıklannı belirterek "Bizim aldığımız aylık üc- ret 1500 ile 1600 dolar arasında de- ğişiyor. Türklere yakın Müslüman kökenli bir polis 'Sizin 1600 dolar al- dığınızı öğrenmişler ve sizi burada is- temiyorlar. Dikkatli olun' diyerek bi- zi uyardı" dedi. Kazakistan'da olayın ardından Türkiye'ye kesin dönüş yapan işçilerden 26'sı Adana'ya, 26'sı Ko- caeli'nin Gebze ilçesine diğer 23 işçi- de Adapazan'na gitti. MED CEZÎR MEHMET FARAÇ Şeytanın Gururu! Cumhuriyet ve laik- lik yanlılanna iğrenç saldınlarını sürdüren Vakit gazetesinin dünkü manşeti gözyaşları içinde atılmıştı! Aydın Doğan ile Ok- tay Ekşi'ye iftira attıklan için tazminata mahkûm edilen Vakit'in Ankara'daki bürosuna haciz gidince, beyler dün "Ne susanz ne de yılarız" şeklinde bir Zaloğlu Rüstem başlığı atmışlardı! Doğan ve Ekşi'nin yaptıkları, Vakit'in iddia ettiği gibi "Sansürcü ka- falann hukuku hiçe saymala- n" değil. Düpedüz hak arama! Zaten Vakit mağdurları bu medya terörüne karşı başka bir şey de yapamıyor. Çünkü Vakit, tazminat- lardan kurtulmak için bütün gelirini Adana'daki bir şirkete devretmiş! Bu da yetmemiş, Vakit, önüne gelene kü- für eden Hasan Karakaya ile AN Ih- san Karahasanoğlu gibi yazaıiannı da ücretsiz çalıştınyormuş! Gerçekten şeytani bir plan!.. Yani Vakit ve yazarları size küfür edi- yor ve siz hak ettiğiniz tazminat için ilan gelirlerine ve yazarlarının maaşlarına haciz koyamıyorsunuz! Bu tezgâhı eski dinci bir yazar dünkü Hürriyet'te, "Sahtekârlığın belgesi" başlığıyla du- yurmuş ve Vakit'i "Şeytan'ın gururu" diye nitelemişti! Vakit istediği kadar kendisini "inananlann yüz akı" diye ta- nımlasın! Üstü açık tek kapılı araba- lariçin kullanılan "cabrio"te- rimini otomobil markası sa- nacak kadar cahil olan bu ga- zeteyi en iyisi Allah'a havale etmek! Son söz Vakit okurlarına... Gazeteniz 150 okuru 59 kupon kar- şılığında ve Vakit'te Allah nzası için ça- lışan(!) Hasan Karakaya'nın rehberli- ğinde, Mekke ve Medine'ye götürü- yormuş! Hazır lstanbul'da "gurur" duyulacak bir şeytan varken uzağa git- meseniz, kupon yerine taş toplasanız! illetin halil çler acısı KAMYONCU YANIKVAC KUUANİVOR AKP'liler partinin kapatılacağını ve ağızları- nın payını alacaklannı bal gibi biiiyor. Amaç- ları yeni kuracaklan partiye mağdur propa- gandasıyia oy toplamak! Doğalgaz, elektrik ve ulaşuna bir günde zam yapan bir iktidar, tür- ban ve demokrasi çığlıklan atarak, ınilktiıı ka- nını eıııen enflasyonu unutturmaya çabşıyor. Laik basm ise AKP'nin bu sinsi propaganda tuzağına düşüyor! Yani milletin gündemi Milli Gazete'nin salı günkü manşetindeydi! İktidarcı DarbeciL Radikal gazetesi Vakit'in orduyu he- def alan yayınlarının ardından "Bir acemi psikolojik savaş" manşetini at- tı ya? Sonra da Rand Corporation'ın "Türkiye'de Siyasal Islamın Yükselişi" başlıklı raporunu yayımladı ya?.. Bu ya- yınlar yargının AKP'ye yeter artık de- diği bir dönemde, "yargı darbesi" manşeti atan psikolojik harpçileri iyi- ce siniriendirdi. Atatürk'ten hazzetmeyen, Sabah'ın be- zirgânlanndan Emre Aköz, çarşamba günkü köşesin- de Radikal'e saldırdı! Efen- dim, Radikal, AKP'nin kapatılmasına yönelik yayınlar yapıyormuş! Aköz, "Belli ki bir uyarıyla Radikal'i de hiza- ya soktular. Darbe süreçlerinde Hür- riyet, Cumhuriyetleşirken; Radikal de Hüıriyetleşiyor" derken elindeki kale- min devlet bankası aracılığıyla hangi hizaya getirildiğini unutmuştu! Aköz, Başbakan'ın arkadaşının rüş- verten cezalandırılmasını yazamayan bir gazetede utanmadan karakter ah- kâmı kesiyor! Bu zat, Ergun Baba- han'ın çarşamba günkü, "Üniversite- de türbana evet demek insan hakkına saygının gereğidir. Kemalizm kisvesial- tında dayatmalara karşıyız" satırlarını okuyunca Sabah f için de "Vakitleşiyor" diyebi- lecek midir? Hele Mehmet Y. Yılmaz'ın, "Radikal, madem 'darbeci medya cephesinin' önemlibir gazetesi, senin eşin köşe yazan sıfa- tıyla orada ne anyor" sorusuna yanıt verecek midir? Bir ayağı "darbeci"ûe bir ayağı "ikti- cfar"dayken hiçbir şey diyemez! İstifa mı Dediniz? Dinci ve işbirlikçi medya, Osman Paksüt ile llker Başbuğ'un görüş- mesini istifa çağrılarına kadar götüre- bildi. Sanırsınız bir paşa ile yargı men- subu görüşmemiş de, ileride başba- kan olacak bir adam, uluslararası te- rörist Hikmetyar'ın dizinin dibine oturmuş! Asker ve yargı düşmanlığı- nı darbe paranoyasıyla örülmüş bir kı- lıfa yerleştirmeye çahşan Ahmet Ke- keç, Başbuğ ve Paksüt için 17 Hazi- ran tarihli Star gazetesinde, "Ikisi de istifa etmeli" dedi. Ihsan Karahasa- noğlu ise salı günkü Vakit'te, Yargıtay Başsavcısı için "İstifa edip evine dön- rneli" diye emir buyurdu! Oysa Arslan Bulut, Yeniçağ'daki dünkü yazısında, istifa konusunun asıl muhatabına işa- ret ederken şöyle demişti: "Kayıp trilyon davasında Necmettin Erbakan hapse mahkûm oldu. Ab- dullah Gül hakkında ise soruşturma açılamıyor. İki kişinin aynı yüz kızartı- cı suçu işlediği iddia ediliyor. Buna da hukukun üstünlüğü diyoruz öyle mi?" Şu gerici kalemlerin Hz. Ömer'in ada- letine biraz saygıları olsaydı, Pey- gamber Ocağı'nın bir komutanıyla adaletin bir temsilcisi yerine, ülkeyi kaosa sürükleyen hükümeti, hakla- rındaki yolsuzluk dosyalarından do- kunulmazlık zırhıyla kurtulan Cum- hurbaşkanı'nı, Başbakan'ı ve bakan- ları istifaya çağırırlardı! L KİMNEYAZDI? "R LJı ıirakın herkes dinini, inancı- .nı yaşasın masalının hayat- ' la uyuşmazlığı, Milli Görüş partileri kaç kez kapatıldı ise o kadar ispat edilmiştir. 'Herkes inandığı gibi yaşasın' sözünü llk Erbakan telaffuz etmişti. Bu masum örtünün ardında- ki niyet çabuk deşifre oldu. Çünkü önehlen şey 'çok hukuklu bir dü- zen'in davetiyesiydi. AKP köklerine döndüğünü mü ilan etmek istiyor bu laiklik savunması ile?" Güngör Mengi, Vatan mi? Erdoğan ve yakın çevresi, Kemal Derviş, Rrfat Hisarcıklıoğlu, Abdül- latif Şener ve Mustafa Sangül'ün ön- dehiklerinde kurulacakyeni biryapıya muhalefet etmeyecekleh mesajını ilet- ti. AKP'nin hesabı budur." Sabahattin Önkibar, Yeniçağ "E •rdoğan gidecek. Onun der- di ya da hesabı nasıl gide- ceğidir. Yapılan hesap şudur. Erken genel seçime gidilirse Erdoğan bağımsız aday olacak ve dokunul- mazlık zırhına kavuşacak. Hedefleri koalisyon ortağı olmak. Peki, kiminle Akşam gazetesi 18 Haziran 2008 Vefa Bozası! AKP Anayasa Mahke- mesi'ne verdiği tuhaf savunmasında "Laiklik ya- şamı biçimi olamaz" derken bile as- lında suçunu itiraf etmişti! Yani Baş- savcı'nın "AKP laiklik karşıtlannın oda- ğı oldu" şeklindeki iddiasını bir kez da- ha kanıtlamıştı! Anlayacağı- nız savunma dosyasını mah- kemeye götürenlerin üze- rinde halen Milli Görüş gömleği vardı. AKP kalemşorlarını işte bu pervasız- lık cesaretlendiriyor. Eski porno ya- zarları, "Laikyaşam saatkaçta başlar, nasıl başlar" diye her zamanki sulu- luklarını gösteredursunlar. Üzücü olan laikliğin çimentosu olan büyük bir kitleden yükselen çatlak sesler! On- lardan biri Vatan gazetesine, "Fet- hullah Hoca'yı bir filozof olarak gö- ZAMAN rüyorum. Onun öcü gibi gösterilmesi yanlış. Nâzım Hikmet'e yapılanlar Gülen'e yapılmamalı" deyince bazı Alevi dernekleri haklı olarak tepki gösterdi. Onu savunmak ise Zaman gazetesine kaldı. Hüseyin Gülerce "Gülen'e Alevi vefası" başlıklı dünkü yazısında, "Cem Vakfı Baş- kanı Izzetin Doğan, diyalog ve uzlaşma adına vefalı bir çı- kış yaptı. Sayın Doğan, öyle bir za- manda, öyle cesur bir çıkış yaptı ki, kıy- meti yıllar sonra bile unutulmayacak" diye yazdı. Belli ki Gülerce, "öyle bir zaman" di- ye iç geçirdiği satırlarla Fethullah Gü- len'in Yargıtay'daki dosyasının karar aşamasından söz ediyor! Umarım bu 'Vefe"sı nedeniyle yıllar sonra Izzetin Doğan'ın ensesinde boza pişirilmez! e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear