Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 MAYIS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Şerif
D E Nİ Z S O M
Suat Özbilgi:
9 "Kemalizme kuru
*•• bir ideoloji
diyebilmek için, Şerif
Mardin gibi sulu
olmak gerekir."
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com : 0.212.34 -aks: 0.212.34
- Cami, okulu yenmiş..
"Kışlayı da yendi mi
bu iş tamamdır!"
Kirazda ağrı kesici
etki varmış.
Onu bilemeyiz
ama, şu günlerde
cep yakıcı etkisi
fazla!
Ram
Burhanettin Seri:
"Tengir mengir
feodal demokrasi
kuralı: Ram, ram,
ram; güç bende
başka güç tanımam!"
Ha-ram
Aydın Türkaydın:
' "Herkes milli
iradeye ramdır.
Kömür ve erzak
rüşvetiyle satın
alman irade,
haramdır."
İhanet
Vahdi Bingöl:
"Konuşmazsa
on altı buçuk milyona
ihanet oluyor;
konuşunca da geriye
kalanlara ihanet!"
GÖREVLİ bir mahkeme raportörünün
hazırlayıp sızdırdığı rapora bakarak, yakın
zamanda satılmış bir medyanın, "Anayasa
Mahkemesi türban işine karışamaz" manşeti
atmasına Prof. Dr. Aydın Aybay'ın itirazı var.
Yarım yüzyılı aşan hukukçuluğu ile Aydın
Aybay, görev konumuna bakıldığında meslekte
"müptedi" sayılacak bir hukukçu olan raportörün
bazı bilgi eksikliklerine değinmek istiyor:
"özetle, Anayasa Mahkemesi türban işine
karışamazmış. Nedeni de bu konu şekille değil
içerikle ilgiliymiş. Anayasa Mahkemesi bu
konuda yargı hakkına sahip değilmiş. Bu tür
mantık yöntemi ile ahkâm kesmek bütün
müptedi hukukçuların ortak marifetidir. Buna,
aynı zamanda değerli bir edebiyatçı olan
meslektaşımın deyimi ile 'kanun keçiliği' denir.
Bu müptedi tipler, her hukuksal sorun için, adliye
Müptedi
kapısında mekan tutmuş arzuhalci gibi, yasada
hüküm arayıp dururlar, sonuçta 'Kanunda
görülmemişse reddedilmiştir' diyerek işin içinden
çıktıklarını sanırlar. Almanya'da da bir şeyler
okuduğu mütevatir olan bu raportör acaba 1953
yılında Alman Anayasasının 117. maddesi ile,
Alman Medeni Kanunu'nun Aile hukukunda
kadın-erkek eşitliğine aykırı birçok hükmünü iptal
ederek, yürürlükten kaldırdığını; ama 1958
yılında bunların yerine yenileri konuncaya kadar,
mahkemelerin bu konuda önlerine gelen aile
hukuku ile ilgili bütün davaları anayasada
öngörülen eşitlik ilkesi yönünde kendi anlayış ve
içtihatlarına göre çözdüklerini biliyor mu? Türk
hukuk tarihinde yasaların anayasaya uygunluğu
ile ilgili anayasal denetimin hangi zorlamalarla
kimler tarafından ve hangi hesaplarla
daraltıldığını ve bu yüzden ülkenin başına ne
çoraplar örüldüğünü izleyip, öğrenmiş ve
bundan 'hukuki dersler' çıkarmış mı?
Hadi onu biryana bırakahm: Satış işlemi ile
ilgili usulsüzlük iddiaları ortaya atılmış olan bir
yayın organının, hiçbir bağlayıcılığı olmayan
böyle bir raporu 'mal bulmuş mağribi' gibi, bakla
kadar harflerle manşete çıkarıp, övgüler
yağdırmasına ne demeli?"
Uzmanlık alanımıza girdiği için son sorunun
yanıtını biz verelim: Bu işlere; göbekten bağlı
oldukları siyasi iktidar hesabına propaganda
yapmak, bilgi kirliliği yaratarak halkı kandırmak
denir. Üstelik bu işleri yapanlar hiç de acemi
değil mübayaa sonucu mübelliğ kişiler!
SESSİZ SEDASIZ (!) Keneler ve kırmızı palmiye böcegî
ANADOLU'NUN tarlalarında
görülen ve Kongo Kırım Kanamalı
Ateşi ile insanları öldüren kene
birkaç yıl içinde Istanbul'un piknik
alanlarına kadar ulaşınca AKP'Iİ
Müslümanlardan Sağlık Bakanı
Recep Akdağ erkekler için
korunma yöntemini açıkladı:
Pantolonların paçalarını
çoraplarınızın içine sokun! Kadınlar
ise şimdilik Allah kerim. Bu arada
AKP'Iİ Müslümanlardan Tarım
Bakanı Mehdi Eker'den de kırmızı
palmiye böceğine bir çare
açıklaması bekleniyor.
Bilindiği gibi başta Antalya'nın
göbeği olmak üzere Akdeniz
kıyılarındaki beldelere dikilen ithal
hurma ağaçları hastalıklı çıktı.
Mısır'dan ithal edilen "böcek"ler
bulundukları ağacı yiyip bitirdikten
sonra çevresindeki hastalıksız yerli
hurmalara ve hatta güzelim
palmiyelere atlayıp ağacı öldürüyor.
Böceği öldüren tek ilaç asit; asidi
dökünce de ağaç ölüyor!
Denetimsiz ithalatla Türkiye'yi
yolgeçen hanına çeviren AKP'Iİ
Müslümanlar kafa kafaya verip
böcekli hurmaları nereye
sokacaklarını da kısa süre içinde
açıklayacaklardır herhalde!
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku@yahoo.com
AKP iftiraya başladı. Irtifa kaybetmeye
başlaymca iftiraya sanlıyorlar anlaşılan!
Amerikalılar 27 Mayıs'tan
Haberdar mıydı?
CÜNEYT AKALIN
Son yıllarda iyice yoğun-
laşan 27 Mayıs hakkında-
ki liberal karşı-propaganda
bu olayı adeta tarihimizden
söküp atmaya çalışıyor.
Cumhuriyet'in "27 Mayıs
öldü mü" sorusu haklıdır.
Ancak şunu unutmamak
gerekir: Her cinayet teşeb-
büsü ölümle sonuçlanmaz.
Hayat inatçıdır, güçlüdür.
Menderes'in Moskova
gezisi ve senaryo
27 Mayıs karşıtı edebi-
yatın başlıca dış unsuru,
Menderes'in 1960 yazında
Moskova'ya yapmayı plan-
ladığı gezi temelinde şekil-
lenir. Buna göre Menderes,
Sovyetler'e açılmaya ha-
zırlanıyordu, ABD darbe
yaptırarak gelişmeyi önle-
miştir.
Menderes'e içte reva gö-
rülen muameleye kızanlar,
çoğunlukla bu senaryoyu,
tamamlayıcı dış etken ola-
rak kullanırlar.
1960 yılının, ABD ile SB
arasındaki ilişkilerde yu-
muşama işaretlerine tanık
olduğu doğrudur. Soğuk
Savaş politikaları, tavan
yaptıktan sonra 1950'lerin
sonunda yerini yavaş ya-
vaş yumuşama arayışları-
na bırakır. Bu gelişmeden
Menderes hükümeti de et-
kilenir.
SB Elçiliği, Kasım
1959'da Dışişleri Bakanı
F. R. Zorlu'yu yemeğe ça-
ğırır. Fransız elçisi bunu
"şimdiye kadar görülme-
miş birolay" nitelemesiyle
merkeze rapor eder. Zorlu,
davetle ilgili açıklamada
"SSCB ile ilişkilere esnek-
lik kazandırmaya çalıştık-
lannı, ancak bunu büyük bir
dikkatle yaptıklarını" söyler.
(C. Akalın, Askerler Ve Dış
Güçler, Cumhuriyet Yay.,
S. 108) TC-SSCB arasın-
daki temaslar sonucunda
11 Nisan 1960 günü An-
kara'da ve Moskova'da ya-
pılan ortak açıklamada
Başbakan Menderes'in 12
Temmuz 1960 tarihinde
Moskova'yı ziyaret edece-
ği duyurulur.
Işte "ABD Menderes'e
karşı darbe yaptı" diyenler,
savlarını bu gelişmeye da-
yandırıyorlar.
Oysa Menderes'in Mos-
kova gezisi dış politika açı-
sından gecikmiş bir gezidir;
bir saf değişikliği anlamına
ise hiç gelmez. Mende-
res'in ardından bu politikayı
izleyen Demirel in birçok
Sovyet tesisine açtığı kapıyı
da Demirel'in anlayışını da
hepimiz biliriz.
Menderes 1950'li yıllarda
ABD'nin dünyadaki en ya-
kın müttefiklerinden biriydi.
Ülkeyi bugünkü durumuna
getiren "Küçük Amerika"
hayalleri DP döneminde
yeşertildi, Cumhuriyet'in
temelleri o yıllarda oyul-
du. Tayyip Erdoğan'ın
kendisine örnek aldığını
her fırsatta belirttiği Men-
deres'ten ABD karşıtı bir tu-
tum beklemek doğru de-
ğildir.
öte yandan açıklanan
ABD resmi diplomatik bel-
geleri, gelişmeleri dikkatle
izleyen ABD'Iİ yetkililerin
özellikle Güney Kore dik-
tatörü Sygman Rhee'nin
halk muhafeti sonucunda
yıkılışının ardından Türki-
ye'de patlak veren gençlik
gösterilerini ve halk hare-
ketlerini dikkatle, dahası
günü gününe izlediklerini
ortaya koyuyor.
Nitekim, 5 Mayıs 1960 ta-
rihli Ulusal Güvenlik Kon-
seyi Toplantısı'nda konu-
şan dönemin CIA Başkanı
Allen Dulles, "Ordunun
kamu düzenini sıkı sıkıya
denetim altına aldığını" söy-
leyerek tartışmaları keser,
ancak Dulles'in Türkiye'yi
dikkatle izlemeyi sürdür-
düğü anlaşılıyor.
21 Mayıs günü gerçekle-
şen Harbiye Yürüyü-
şü'nden sonra, olaylar ay-
nı gün yani 21 Mayıs
1960'ta bir kez daha Ulusal
Güvenlik Konseyi'nde ele
alınır. CIA Başkanı Dulles
bu toplantıda, "Inönü ile
Menderes arasındaki kan
davasının anayasa krizine
dönüştüğünü, gösterilerin
arttığını ve hatta bazı aske-
ri kişilerin bile gösterilere
katıldığını, Türk Polisi ile
Türk Silahlı Kuvvetleri ara-
sında zıtlaşmanın büyüdü-
ğünü" saptayarak konuya
dikkat çekmeye çalışır. (C.
Akalın, Askerler ve Darbe-
ler, Cumhuriyet Yay. S.
338)
2 gün sonra ise Anka-
ra'da Silahlı Kuvvetler mü-
dahale edecektir.
Tüm bunlara karşın ABD
gelişmeleri neden göre-
medi? Bunda iki etken be-
lirleyici rol oynadı.
- Büyükelçi F. Warren
sadece Menderes'ten ge-
len haberlere itibar ediyor-
du.
- Genelkurmay Başkanı
R. Erdelhun da ısrarla Or-
du'ya hâkim olduğu me-
sajını hükümete iletiyordu.
27 Mayıs sonrası ile ilgi-
li Amerikan belgeleri de
ABD'nin 27 Mayıs'ta ha-
zırlıksız yakalandığını or-
taya koyuyor. ABD üç gün-
lük bir bekleyişten sonra 27
Mayıs hükümetini tanır.
(Bkz. C. Akalın, Askerler ve
Darbeler, Cumhuriyet Yay.)
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci(q)mynet. com
HARBİ SEMİH POROY
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGÎTS hetiyatrosu@tnynet.com
SEN
TARAFSIZ
KAU
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz. com
NE KADAR
BÜYÜK MESELAYAMM,. ŞİMPI ŞÜÖLE
Bi BUTOISA DA YESL/V
OTOBÜSTEKtLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc@yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27 Mayıs www.mumtaz-arikan. com
B/SA4ARCK BA7T/f
194fDE BUGÜN, AUMAN SAl/AŞGSMİSİ 8/SMAHCK
( ) , ATLAG OieyANUSu'fiJDA İM6İLJZLB/Z
8 A r f î P / 3 D A A ' P A
OJLLANILM/Ç EN GÜÇLU SAI/AŞ GEMıSİ SAYIIAM
glSMARCK, YAMINOA RglNZ EUGEN KXUVAZÖ/SÜ
İLE NOIZVEÇ'TEU ATLAS O,
7. (2-1 MAflS)
ANCAİC, OURUMU HASE/S ALAAI ÎNGİLİZ- DONAMAJASI, ONU
İZLANOA AÇ/£lAg/A/O4 gEKLEMİÇTİ, l'LK ÇATJÇMADA
BİR İNGİUZ tOZLlVAZÖeÜNÜ (MMS HOOCT) BAT7£tP UZAZ-
, LAÇMJŞ, ANCAK DAHA SÜMEVDE DİĞEIZSEMi LBR
TA&AP/NDAU KI£TtiaiLM/Ç VE ALDIGI YAISALARIA
8ATMIÇTI.. 4i BİAI TONLUIC BİSMARCK, 2-4i,
METKE BOYUNPAVDI VE SAATTE 23MİL H/Z
TABİÜYoeSHJ.
RESİMDE, ALMAM HAVA KUVVETLERİ'NCE
T&NINMA£I İÇİM ÖZEL OLAŞAtç BO-
BlSMA/ZCM. GÖ&ÜÜJYOE.
GORUŞ
BKDRIBAYKAM
27 Mayıs Coşkusu
Bugün 27 Mayıs 2008.1960 Devrimi'nin 48. yılını
kutluyoruz. Ankara'daki 27 Mayıs Milli Demokratik
Devrim Derneği Başkanı Sn. Hüseyin Avni Güler'in
Anıtkabir'e çelenk bırakma davetine katılamadığım
için çok üzgünüm. Bu akşam 1961 Anayasası Vak-
fı'nın da kutlama yemeği var. Bugün ve yarın saat
18.00'de Piramid Sanafta 68 kuşağının 27 Mayıs ve
12 Mart'la ilişkileri üzerine fommlar olacak. Yarınkinde
ben de konuşmacıyım.
12 Eylül'ün başlattığı bir kampanyadır, 27 Mayıs'ı
kötülemek... Evren'in ve özellikle Turgut Özal'ın se-
naryolarıdır. Ve ne yazık ki ikinci cumhuriyetçi yazarlar
ve derinlikten yoksun demokratların gaflarıyla yayı-
labilmiştir bu tarih saptırması. Haydi konuyu hiç bil-
meden "Her darbe kötüdür" diye öne atlayan genç-
leri geçelim. Peki her rüzgârla eğilen olgun selvi ağaç-
larına ne demeli? "Darbeci" gözükmemek için susan
ya da celallenip sahte gözyaşlarıyla "Demokrasiyi kat-
lettiler" diyen sahtekârlardan söz ediyorum. 27 Ma-
yıs demokrasiye yön veren, ivme kazandıran, tüm ba-
şarılarıyla o kadar "lök gibi" ortada duruyor ki, ben
sevgili gazetemin, amacı 27 Mayıs'ın doğrusunu an-
latmak bile olsa, koyduğu "27Mayıs öldümü"baş-
lığı yerine özellikle bu başlığı seçtim!
• • •
Günümüzün iletişim imkânlarıyla, AKP medyası, ar-
tı ikinci cumhuriyetçiler, artı saf demokratlar ve rüz-
gâr güllerinin oluşturduğu ortamda, 27 Mayıs Dev-
rimi konusunda 20-50 yaş arası insanlarımızın ço-
ğunluğunun beyni, yalan yanlış bilgi ve yorumlarla dol-
duruldu. Ama hiçbir gün aklıma şu gelmedi: "Aman
27 Mayıs'ı savunup bu kitleye antipatik görünmeye-
lim, ne gerek var?" Hayatta hep Inönü'nün "Bu ül-
kede namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar
cesur olacaklar" sözünün önemini bildiğim için, bu
oportünizme hiç düşmedim.
Şimdi doğruları birkaç cümleyle anlatalım: 27
Mayıs işleyen, hatta kötü bile olsa işleyen bir de-
mokrasiye karşı değil, ağır bir baskıcı, faşist dikta-
ya karşı yapılmıştır. Gazetecileri hapse attıran, basını
sansür eden, yandaşı olmayanları fişleyen, kendisi-
ni desteklemeyen yargıç ve bürokratları "görülen lü-
zum üzerine" emekliye sevk eden, kendisine oy ver-
meyen yöreleri cezalandıran, üniversitelere hakaret
eden, dini duyguları sörnüren, ana rakibi CHP'yi ken-
di kurduğu 'Tahkikat Komisyonu" ile kapatmaya ça-
lışan, "Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz" diyen
cümlelerin sahibi, demokrasi düşmanı bir Başbakan,
bugün "demokrasi şehidi" olarak halka yutturuluyor.
Tabii ki Menderes ve iki bakanı asılmamalıydı ve
bu 27 Mayıs'ı gölgeleyen bir gaftı. Son gün Milli Bir-
lik Komisyonu (MBK) toplantısında bir oy farkla bu
karar çıkmasa, ordu içinde yeni bir darbe olabilirdi.
Inönü son ana kadar uğraştı, ama idamları durdu-
ramadı. Bu yüzden şimdi "27May/s"deyince, o muh-
teşem özgürlükçü ruh ve 1961 Anayasası yerine, o
korkunç idamlar hatırlanıyor.
• * *
Yaşanmış dönem ve olaylara, geri vitese takılmış
güdümlü füzelerle yeni kader rotaları belirlenip, ala-
kasız yorum ve varsayımlarla geçmişe don biçmek,
mantıkla da, tarihle de uyuşamaz. "Bunu yaparsanız,
1789 Fransız Devrimi'ne de 'faşist darbe' (!) deme-
niz gerekir" dediğim makalemi anımsatırım geçen ay-
dan!
1990'da 27 Mayıs'ın 30. yılında, AKM'de, o yıllar-
da Özal'ın yaptığı tarihsel tahrifata karşı da çok et-
kili olan "555 K" sergisini açmıştım. Serginin yayını
olan gazetede dönemin birçok etkin ismiyle röpor-
tajlar vardı. Bakın 27 Mayıs öncesi günlerde DP'nin
hapse attırdığı "genç muhalif gazeteci" Hilmi Yavuz
bana neler söylemişti: "27 Mayıs, askeri görünümlü
birsivil darbeydi" dedikten ve o günlerde içinden ta-
şan sevinci anlattıktan sonra: "Doğulu entelektüel 20
tane beyaz kuğu görürse, 'bütün kuğular beyazdır'
der. Halbuki Batı kafası bir tek siyah kuğunun pe-
şindedir. Eğeronu bulursa 'bütün kuğular beyaz de-
ğil' demektir amacı. 12 Mart ve 12 Eylül'le 27 Mayıs'ı
bir tutmak, böyle bir Doğulu genelleyici anlayışın so-
nucudur."
Ne güzel özetlemiş Hilmi Bey, bugün 27 Mayıs'ın
hangi tutarsızlıklarla linç edilmeye çalışıldığını...
Umarım bugünlerde bu konuda yeni gazetesi Za-
man'da da güzel bir yazı patlatır, en özgürlükçü in-
sanlara darbeci, en faşistlere de demokrat denilen
bu komik ortamı analiz eder!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Tekkelerde -|
ayini yöneten _
kimse. 2/ Bir ^
hayvan... Bir 3
sesin yanın ton A
kalınlaştırıla-
cağını göstercn ^
nota işareti. 3/ 6
Mürekkepbalı- j
ğından eldc
edilen kahve- 8
rengi boyaya 9
vc bu boyayla
yapılmış resme vcri-
len ad... Büyük er-
kek kardeş. 4/ Yos-
ma. 5/ Bir tür kalın ve
kaba kuınaş... Arit-
nıetikte bir kuvvetin
derecesini veren sa-
yı... Demir elementi-
nin süngesi. 6/ Olum-
suzluk belirten bir
önek... Terlemekten
1 2 3 4 5 6 7
ya da sıcaktan vücutta görülen küçük pembe ka-
bartılar. II Kredi kartıyla yapılaıı alışvenşlerde, kul-
lanıcıya verilen fiş... Amka'da bir ırmak. 8/106 taş-
la oynanan bir oyun... Kokmuş hayvan ölüsü. 9/
'"Memleket mi, yıldızlar mı / Gençligim mi daha -
—" (Nâzım Hıkmet)... Eskiden Karagöz oynatılan
kahvelere verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tek kişilik iskambil oyunu. 2/ Malik, sahip... Ge-
nıici, işçi gibi kimselerin eğlenmek için gittikleri iç-
kili ve danslı yer. 3/ Çeşitli amaçlarla kullanmak için
tel ya da halattan öriilerek yapılmış ağ... Yapma, et-
me. 4/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... "Hara-
mi var diye korku verirler / Benim — yüklü ker-
vanım ıru var" (Karacaoğlan). 5/ Üzerinde sayı say-
ırıaya yarayan boncuklar bulunan küçük levha. 6/
Adın dıuıun eklcrinden biri... lçe doğmayla akla ge-
len yaratıcı duygu. 7/ Kiitahya'nın bir ilçesi...
Lcylak rengi, açık mor. 8/ Istatistikte, bir grup ve-
ri içinde cn sık görülen değer... Derinliği aynı olan
sığ su alanı. 9/ Yün atkı... Pasta hamuru.