25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 MAYIS 2008 PAZAR EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Şehitlen ve Gazilep Üstüne... Güneydoğu'da gerçek bir savaş yaşanıyor. Yıl- lardır şehit üstüne şehit veriyoruz. Sayıları binle- ri buldu, belki de geçti... Ya "Gaz/"ler? Elini, ko- lunu, bacağını, gözünü yitirenlerin sayısı ne kadar? Biliyor musunuz, biliyor muyuz? Cenazeler göz- yaşları, dualar, dilekler, bağrışmalarla kalkıyor!.. "Şehitler ölmez-vatan bölünmez"... Doğru, öy- ledir, hep de öyle kalacaktır. Şehitler ölmez lüt- fen diyerek toprak altında; gaziler de hastane koğuşlannda ya da evlerinde analan, babaları, eşle- ri, kardeşleriyle biryaşam savaşı daha vermekte!.. Savaşlarda ağır yaralananlara gazi diyoruz. Gazilere saygı, sevgi gösteriyoruz. Ama genç yaşta sakat kalan gençlerimize kuru övgülerden, coştu- rucu söylevlerden başka ne veriyoruz? Hiç düşündünüz mü, hiç sormak istediniz mi? Genç yaşta yaşamdan yarı yarıya kopanlmış bu in- sanlara sunduğumuz olanaklar nedir? Açıkçası, bu gazi çocuklarımıza yaşamlarını rahatça sürdüre- bilmeleri için, sunduğumuz nedir, kaç YTL'dir? Yaşam boyu sağlıkları, bakımları için tanınan ola- naklar vb... ••• Bir de öteki "gaziler" var!.. Bir rastlantı, ya da bir parti lideri, bu tür gazile- ri almış Meclis'e sokmuş! TBMM'de altı yüze va- ran milletvekili hertürlü kazancı, hertürlü bakımı, her türlü refah düzeyini daha ilk yıldan kazanmış... Yaşam boyu, tüm ailesiyle devletin tüm sağlıksal olanaklarına bir anda kavuşuvermiş... Çarpışma- larda sakat kalıp gerçek gazilik onuruna yükse- lenlerleeşit sayılmış... • •* Zaman zaman TV'lerde gösteriyorlar, çoğu kez de gözlerden saklıyorlar! Savaş sakatları genç in- sanlarımızın hangi durumda, hangi zorluklarda çır- pındıklarını... Yirmili yaşlarda güle oynaya, türkü- lerle, marşlarla cepheye gelmişler, düşman bildikleri çetelerle savaşmışlar, türlü acılarçekmişler, onul- maz yaralar almışlar, evlerine, köylerine dön- müşler, hepimizin saygısını sevgisini kazanmışlar. Şimdi acı bir gülüşle olup biteni izliyorlar köşele- rinde... ••• Bir de bakıyorlar ki milletin vekili bilinen beyler - hanımlar da bir tek yasa maddesiyle "gazi" olu- vermişler! Savaşçı gazilerin elde eftikleri hakları, savaşmadan, uğraşmadan elde edivermişler... Koskoca Türkiye'de kimse de karşı çıkmamış, böy- le bir çirkinliği, böyle bir utancı kınamaktan ka- çınmış!.. ••• Ben dayanamadım, bir iki kez kamuoyunun dik- katini bu önemli haksızlığa, onursuzluğa çekmek istedim. Sevgili Fikret Otyam'dan başka bu so- runa değinen de olmadı. Ben mi yanılıyorum, tüm milletvekillerinin, liderlerin, başbakanından ba- kanlarına dek hepsinin bu uydurma gaziliği sine- ye çekmelerine sizler ne dersiniz, ey okurlar? Kıbrıs'ta Son Tango... KKTC, Rumların teröriine, zulüm ve katliamlanna direnerek adil çözüm önerileri kabul edilmediği için kuruldu. Soydaşlanmızın mal ve can güvenliği, bağımsız, özgür yaşamlan sağlandı. Türk askeri adaya banşı ve huzuru getirdi. Kuzeydeki Türk varlığı jeostratejik ve jeopolitik açılardan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de güvenliğinin ve ağırlığının aynlmaz parçasıdır. TanjU E R D E M Amiral (E) 21 Mart'ta Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türk ve Rum cumhurbaş- kanlarının buluşmasını ta- kiben, Kıbrıs sorununun te- mcl konulannda görüşlerinin belirlenme- si ve güven arttıncı önlemler üzerinde ça- lışmalar yapmak üzere. Çalışma grupları- nın oluşturulması ve Lokmacı Kapısı'nın açılması kararlaşnnldı. Lokmacı Kapısı açıl- dı ve komiteler teşkil edilerek çalışmaya başladılar. Bu çalışmaların sona ermesini takiben, haziranda kapsamlı müzakerelere başlanabilecek. Rum yetkililer her fırsatta kınnızı çizgi- lerini açıklıyorlar. • Kıbns'ta merkezi yönetimin otoritesi esas federal bir devlet olacak; Türk toplu- mu bu devlete bağlı, içinde Rumların da ya- şayacağı, kuzeyde bir kesimin yerel yöne- timini tedvir edecek ve azınlık olarak ad- dedilecekler. • Rumlann Türk kesimine geçiş ve yer- leşme serbestisi olacak. • Türk askeri Kıbns'tan derhal çekilecek, Türkiye'nin garantörlük hakkı kaldınlacak. • Kıbrıs'a Türkiye'den göç edenler, adayı terk edecekler. • Kuzeyde 1974 öncesi gayrimenkulü olan Rumlar evlerine dönecekler. • KKTC feshedilecek. Bu devletin sı- nırlan içinde kalan büyük toprak parçala- rı Rumlara verilecektir. Bunlar özetle Rum'un kırmızı çizgileri. Rum, mecburen bir federal devlet diyoruz, ama asli niyeti- miz Kıbns'ı bir Rum (Yunan) adası hali- ne getirip koşullarımıza uymayan Türkle- ri adadan kovmak, diyor. Aynı Girit'te, Ro- dos'ta olduğu gibi. Rumlann bu cesur açıklamalanna karşın KKTC Cumhurbaşkanı, birleşmiş bir Kıb- rıs'ın önümüzdeki müzakerelerde oluştu- rulmasının son şans olduğunu yineleyip, iki bölgeli, iki toplumlu federasyondajı bah- sediyor. Hristofyas kırmızı çizgilerimiz ka- bul edilmezse müzakerelerden çekiliriz deyince, hedefımiz Birleşmiş Kıbrıs'tır diyor. Türkiye Dışişleri Bakanı ise Rum- lardan bir adım önde olma, kazan kazan po- litikalan peşinde. Görülüyor ki, bu denli ya- şamsal bir ulusal davada, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbns Türk yönetiminin belirli kır- mızı çizgileri yok, ya da kamuoyuna açık- lanmıyor. 2004 yılında çözümü Annan'a bırakan söylemler tekrar ediliyor. (O plan ki, Rum- lara büyük toprak tavizleri vermeyi, 60 bin soydaşımızı yurtlannda göçmen durumu- na getirmeyi, ilk aşamada 100 bin, daha sonraları 100 bin olmak üzere 200 bin Rum'u Türk bölgesi içine kabul etmeyi, gayrimenkul ve tazminat sorunlannı kişi- sel düzeyde çözümlemeyi, Türk askeri varlığını anlamlı indirgeyip sonunda tü- müyle kaldırmayı, garantörlüğü sulandır- mayı öngörerek Kıbns'ın orta vadede bir Rum cumhuriyeti olmasına olanak sağla- mıyor mu idi? Rum'un değişmeyen ulusal politikalan- na karşı, inisiyatifı Rum'a, BM'ye bırak- mış görünümü vermemiz nedendir? Yoksa Rum'un kabullenebileceği revize bir Annan planı mı gündemdedir. Çalış- malar Kıbns Türk ve Türkiye halkına ka- rartılarak Kıbns Türk'ünün bekasını etki- leyen, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de gü- venliğini yok edecek bir anlaşma ile mi so- nuçlanacaktır? Geçitkale Askeri Havali- manı'nın bir Ingiliz şirketine kiralanması, adada lsrail şirketlerine askeri maksatlı kul- lanılabilecek, yatınm imkânlan verilmesi, bunun emareleri midir? Kıbns'ta Birleşmiş Kıbns düzenini terörle, zulümle, katliam- larla, dünyanın gözü önünde bozan Rum- lar iken, 1960'ın da gerisinde birleşmiş bir Kıbns çabalan neden bizden geliyor? Bu- nu AB üyeliği için yapıyorsak, AB'den önü- müze yeni isteklerle çıkılacağını bilmek la- zımdır. Kalıcı çözüm ve banş için Türk tarafının da kırmızı çizgileri olmahdır? Bu çizgiler, Türkiye'nin desteği ile belirlenmelidir. • Kıbrıs'ta dilleri, dinleri, etnik ve sos- yo kültürel yapılan farklı iki halk olduğu- nu, • KKTC'nin egemenlik haklanna sahip olarak, kurumlarıyla yaşatılmasında ka- rarlılığımızı, ( Devletin ve halkın güvenliği için Tür- kiye'nin askeri varlığı ve garantörlük hak- lannı sürdüreceğimizi, • KKTC topraklarında ilke olarak, eko- nomik ve turistik ilişkiler nedeniyle, sınır- lı sayıda Rum haricinde, kalıcı ve yerleşik Rum nüfusun barındırılmasına müsaade edilmeyeceğini, • İki toplumun ekonomik ve sosyal iliş- kilerinin kısa süreli ziyaretlerle geliştiril- mesinin yararına inandığımızı, • Gayrimenkuller ve tazminat sorunla- rının siyasi bir çözümle bir kerede global olarak çözümlenmesi gereğini, • Nüfusun, göçmen-Kıbnslı aynmına kar- şı olduğumuzu, Bu şekilde egenıen iki devletin ve halkın Kıbns'ta bir arada banş içinde yaşayabi- leceklerini ifade etmeliyiz. Rumlar kırmızı çizgilerimizi uygun gör- mezlerse KKTC, TBMM'ce alınmış karar gereği, Türkiye himayesinde varlığnu sür- dürmelidir. Bu devlet aktif çabalanmızla uluslararası alanda tanınacak ve Akde- niz'de bir banş, turizm, kültür, eğitim, ti- caret merkezi olacaktır. KKTC, Rumlann teröriine, zulüm ve kat- liamlanna direnerek adil çözüm önerileri ka- bul edilmediği için kuruldu. Soydaşlan- mızın mal ve can güvenliği, bağımsız, öz- gür yaşamlan sağlandı. Türk askeri adaya banşı ve huzuru getirdi. Kuzeydeki Türk varlığı jeostratejik ve jeopolitik açılardan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de güvenliği- nin ve ağırlığının aynlmaz parçasıdır. Dileğimiz Lozan'da kurulan Türk-Yunan dengesinin muhafazasıdır. Felaketler ya- şanarak, kan dökülerek, fedakârlıklarla ve yurtseverlikle elde edilen bugünkü statünün AB'nin uydunna vaatleriyle, ABD dayat- malarıyla revize bir Annan planı ile kay- bedilmesi, milli bir dava olan Kıbns da- vasının kaybı anlamına gelir ki tarih buna neden olanlan affetmez. Ne var ki, iş işten geçer ve Büyük Yunanistan hayalinin bir adım daha gerçekleşmesine katkı sağlanmış olur. Türkiye'nin gecikmeksizin Kıbns'ta soy- daşlanmızın bağımsız, özgür, can ve mal güvenlikleri sağlanarak yaşamlannı sür- dürüp gelişebilecekleri, Anadolu'nun ulu- sal güvenliğini garanti altına alacak adil ve onurlu bir çözüm ve kalıcı banş için ağır- lığını koyması umudu ile. ttfti \j\\ttOtttl NERİÇ VElİDEDEOfiUl DENOKMSİDEN TEOKMSlYE Nİ? Neriç Velidedeoğlu, AKP iktidarının TttrKiye'yj nasıl bir durum Içreslne düşOrdOgUnü anlatıyor ye laik Türkiye'nin içine dîişOriildüğîi bu durumu enine boyuna ele alıyor. A İKİ A Yıyıı-Dılıtıı 02122724546 Merkon Ankara Şubc: ionirŞube: c< Cumhuriyet KKaplarıALFA DAGITIM ılü iit a«) www.cumh uriyetkitaplari.com Prol. Nureltin Itahar öklel Sokak No: 2 Şlşll Tel:02J2343 72 74 AtalUrk Buivarı No. 125 Kal: 4 Bakanlıklar Tel: 0 312 419 50 20 H. Ziya Bulvarı 1352, Sokak No 2/aPasaport Tel:023244112 20 •tor . ^ "":> DUR... HAYAT YENİ RAKIHayat koşuşturmacamn içinde geçip gidiyor. Oysa bir dursak... Bir dursak da hayatayeniden baksak. JSfe keyifler, negüzellikler var.. Uzun uzun seyredilecek, ağır ağır tadına varılacak. y, EN BAK r .*r<
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear