Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sabah-atv satışında krediyi onaylamayanlann kamu bankası yönetiminden tasfiye edildiğini açıkladı
Yılmaz'dan çarpıcı iddiaANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP'nin Sabah-atv satışıyla ilgili
Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında
verdiği gensoru önergesinin gündeme
alınması, CHP ve MHP blokunun
134 oyuna karşın AKP grubunun 318
oyuyla reddedildi. Erdoğan göz ra-
hatsızlığı nedeniyle görüşmelere ka-
tılmazken CHP liden Deniz Baykal,
Erdoğan'a "14 Kasım 2007 günü sa-
at 22.55'te Prag'a hareket etmeden
önce Ankara'da VIP salonunda bu
işe talip bir işadaınıyla baş başa gör-
üştünüz mü" dıye sordu. Yüce Di-
van'da yargılanan ikinci başbakan
olan Mesut Yılıııaz Meclis kürsü-
sünden yaptığı ilk konuşmada iddia-
lara ilişkın Meclis soruştunnası açıl-
ması gerektiğini söyledi. "thale için
kredi veren kamu bankalanndan bi-
rinin yönetim kurulundaki iki üye-
sinin kredi kararına iınza atmadı-
ğını, sonradan bu üyelerin tasfîye
edildiğini" açıklayan Yılmaz, "Bun-
ları biliyor muydunuz" diye sordu.
Baykal, konuşmasının başmda gö-
rüşmelere katılmayan Erdoğan'a "geç-
miş olsun" dileklerini iletirken "Keş-
ke sorularımı ona sorabilseydim"
dedi. Sabah-atv ihalesi ile ilgili süre-
ci özetleyen Baykal, Erdoğan'a ko-
nuştuğu işadamlanna "Hiç bu ihale-
den vazgeçin" deyip demediğini sor-
du. Baykal, "Ön yeterlilik başvuru-
su 19 Kasım'da sona erdi, 14 Kasım
TURBAN DAVASI
Haşim Kılıç'tan
şaşırtıcı tavır
• Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, türba-
nın üniversitelerde serbest bırakılmasını amaç-
layan anayasa değişikliğinin iptali istemiyle
açılan davanın ne zaman gündeme alınacağı
sorusuna "Arkadaşlanmın düşüncelerini alıp
gündeme öyle koyacağım" yamtını verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, yükseköğretimde
türbanı serbest bırakmak amacıyla
yapılan anayasa değişikliğinin iptali
istemiyle açılan davayı, üyelerin
düşüncesinı aldıktan sonra gündeme
koyacağım bildirdi. Kılıç herhangi
bir süre belirtmedi.
Haşim Kılıç dün Yüksek Mahkeme'ye
gelişinde gazetecilerin sorulannı yanıtladı.
Türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını
amaçlayan anayasa değişikliğinin iptali
istemiyle açılan davanın ne zaman gündeme
alınacağının sorulması üzerine Kılıç,
"Arkadaşlanmın düşüncelerini alıp
gündeme öyle koyacağım" dedi. Haşim
Kılıç'ın Referans Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Eyüp Can ve gazeteci Erdai
Sağiam ile yaptığı söyleşideki "tnanın,
çıkacak karar ne olıırsa olsun, görcceksiniz
lıeııı demokrasimiz, hem laikliğimiz hem de
hukukumuz bu süreçten çok daha güçlenmiş
olarak çıkacak. Vc yine inanın, bu
söylediğim temenni değil!" sözleri dc dikkat
çekti. Raportör Osman Can tüıban davasında
geçen hafta raponınu tamamlayarak başkanlığa
teslim etmişti. Can raporunda, iptal isteminin
reddi yönünde göriiş bildirmişti. Raporun
üyeler açısından bağlayıcılığı bulunmııyor.
• Sabah-atv satışına ilişkin Başbakan Erdoğan hakkında
verilen gensoru önergesinin gündeme alınması AKP
oylanyla reddedildi. CHP lideri Baykal, Erdoğan'a "Ön
yeterlilik başvurusu 19 Kasım'da sona erdi, 14 Kasmı 2007
günü saat 22.55'te Sayın Başbakan, Prag'a hareket etmeden
önce, Ankara'da VIP salonunda bu işe talip bir işadamıyla
baş başa görüştünüz mü? diye sordu. Eski Başbakan,
bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz ise ihaleyle ilgili
iddialann araştınlması için Meclis soruştunnası istedi.
2007 günü saat 22.55'te Sayın Baş-
bakan, Prag'a hareket etmeden ön-
ce, Ankara'da VTP salonunda bu işe
talip bir işadamıyla baş başa gör-
üştünüz mü? Cevabını duymak is-
terdim. Başbakan başka firnıalar-
la da görüştü, sonunda ihaleye ka-
tılan tek fîrma kaldı. Başbakan'ın
yapacağı açıklamalar önem taşı-
yor. Geçmişte, 'Görüşmedim' deyip
sonradan kabul ettiği durumları
biliyoruz. Ben Türkiye Cumhuriyeti'
Başbakam'nın bu kadar somut bir
soruya doğru cevap vereceğini bek-
liyorum" dıye konuştu.
Baykal: Çıkar çatışması
Baykal, iki kamu bankasınm yıl-
lardır faaliyet gösteren bir gazete ve
televizyona 750 bin dolarlık "proje
kredisi" vermesinin de anlaşılmaz ol-
duğunu söyledi. Baykal, "Kredinin te-
minatı ne? Sabah-atv satış değeri-
nin yüzde 70'i... Hangi banka, ken-
disinc tcminat olarak gösterilen
malın bedelini kredi bedeliyle eş ka-
bul eder" diye sordu. Satış olayında
tipik oir "çıkar çatışması" dununu ol-
duğıuıa da işaret eden Baykal, "Ban-
kaların genel müdürü Başbakan'ın
emrinde, Başbakan onların sicil
amiri. Bankanın kredi vereceği şir-
ketin genel müdürü Başbakan'ın
damadı. Bu kadar kaba, sorum-
suzca, kurallara aykın bir uygula-
mayı hiç görmedim" dedi.
Önerge sahibı olarak söz alan CHP
Gnıp Başkanvekili Kemal Kılıçda-
roğlu da Erdoğan'ın ihaleye müdahale
ettiğini kanıtlayabileceklerini belirtti.
AKP Gnıp Başkanvekili Nurettin
Canikli ise atv-Sabah satışını savun-
maya çalıştı. CHP hükümetleri döne-
mindeki kamu bankası bataklanndan
ömek verebilmek için 1977'li yıllar-
dan ömek veren Canikli, CHP'nin his-
sedarı olduğu ve 4 üyeyle temsil edil-
diği tş Bankası'nın Doğan grubuyla or-
taklaşa girdiği POAŞ ihalesini aldık-
lannı söyledi.
Rize'den bağımsız milletvekili se-
çilen eski Başbakan Mesut Yılmaz,
adını anmasalarda da "Adnan Men-
deres'ten sonra Yüce Divan'da yar-
gılanan tek başbakan olduğu için"
konuşmacılann kendisiyle ilgili sa-
taşmada bulunduğu gerekçesiyle söz
aldı. Yüce Divan'da ihaleye fesat ka-
nştırma vc "yandaş medya oluştur-
ma" suçlamasından suçsuz bulundu-
ğıuıu belirtcn Yılmaz, ancak mahke-
menin bir başbakanın bu tür ihaleler-
le ilgilenmesini doğru bulmadığını
anımsattı. Sabah-atv ihalesiyle ilgili
çok ciddi ıddialar bulunduğunu, bun-
lann araştınlması gerektiğini kayde-
den Yılmaz, "tddialar var. Başbakan
füanca kişiye demiş ki 'Sen buna ka-
tılma'. Benim de kulağıma geldi, kiııı
Çay davetinde buluştular
Uzun süredir bir araya gelmeyen
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi
Hayrünnisa Gül ile Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan
basında çıkan haberlerin ardından dün
gazetecilerin önünde kucaklaştı.
Hayrünnisa Gül'ün Avusturya
Cumhurbaşkanı Heinz Fischer'ın eşi
Margıt Fischer onuruna verdiği çay
davetine Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine
Erdoğan da katıldı. Abdullah Gül'ün
Köşk'e çıknıasından bu yana araları açık
olduğu belirtilen Hayrünnisa Gül ile
Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı
konutunda Bayan Ficher onuruna verilen
çay davetinde bir araya geldiler. Ikili
gazetecilere poz da verdi. Gül'ün
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından
Emine Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'ndeki
hiçbir davete katılmaması dikkat
çekiyordu. Bu konudaki tartışmalar
Ingiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in geçen
hafta Türkiye'ye yaptığı ziyaret
sırasında da yenidcn gündeme gelmiş,
konu nıedyada genişçe işlennıişti.
Kraliçe'nin ziyaretinin ilk gününde
Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı
Gül'ün verdiği eşli yemeğe Başbakan
Erdoğan tek başına gelmiş, Emine
Erdoğan katılınamıştı. Gezinin son
gününde İngiltere Büyükelçiliği'nde
verilen daveteyse Emine Erdoğan
katılmış, ancak Hayrünnisa Gül
gelnıemişti. (Fotoğraf:AA)
AKP'nin Washington yönetiminin desteğini almak için yaptığı yoğun kulis sonuç vermedi
AKP sadece nasihat aldı
BAHADIR SELtM DİLEK
ANKARA - Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın açtığı kapatma da-
vasının ardından VVashington yöneti-
minin desteğini almak için yoğun bir
faaliyet başlatan AKP, beklediği des-
teği bulamadığı gibi Başkan Yardım-
cısı Dick Cheney'nin ekibinden kri-
tik beş "nasihat" aldı.
Cumhuriyet'in ulaştığı bilgilere
göre AKP, Ankara'da Başbakan Tay-
yip Erdoğan'ın beklediği mesajlann
verilmediği temaslar sonrasmda Dick
Cheney'nin ekibi ile VVashington'da
temas kurdu. 30 Mart tarihinden son-
ra VVashington'da beş-altı kez arka ar-
kaya yapılan görüşmelerde AKP'liler,
Washıngton yönetiminin kapatma da-
vası konusunda net bir tavır almasını
istediler. AKP'liler, daha önce ABD
yönetiminde yeralmış, ancak şimdi dı-
şanda olan bazı etkili isimlerin de açık-
ça AKP'nin kapatılmasına karşı ol-
duklarmı söylediklerini aktardılar.
CHENEY EKİBİNDEN AKP'LİLERE:
Radikal tslamcılara göz kırpan söylemlerden uzak durun
^ Türkiye'nin köklü kurumlan ile çatışmayın
^ Ortadoğu konusunda dengeli olun
^ Söylem ve uygulamalarınızla çelişmeyin
• Gerginlikleri azaltıcı bir yaklaşım benimseyin.
Ancak bu değerlendinneler, Che-
ney'nin ekıbinde çok fazla kabul gör-
medi. Bu sırada, AKP'ye yakın bazı
isimlerin Türk-Ameriİcan Konseyi
(ATC) toplantısını dafirsatbilerek ye-
ni muhafazakâıiara yakın düşünce
kuruluşlannda, "ABD, kapatma da-
vasında net bir tavır almalı ve
AKP'ye destek vermeli" yönünde
kulis yaptığı bilgisi ortaya çıktı. Bu-
nun üzerine, Cheney'nin ofısi, ABD
Dışişleri Bakanlığı ile temas kurup
Türkiye'ye ilişkin verilecek mesajlarda
laikliİc vurgusu yapılmasını, kapatma
davasında VVashington yönetiminin
AKP'ye yakın durduğu yönünde bir
görüntünün ortaya çıkmanıası için
hassasiyet gösterilmesini istedi.
Ardından ABD Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice, ATC toplantısın-
da laiklik vurgusu yaptı. Bunun üze-
rine de AKP'ye yakın isimler, yöne-
tim üzenndeki etkili düşünce kuru-
luşlan ve medya kanallan aracılığıy-
la kulis faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Ancak Cheney'nin ofisi, AKP'nin
önde gelcn birkaç ismine net bir dil-
le, "Radikal tslamcılara göz kırpan
söylemlerden uzak durun, Türki-
ye'nin köklü kurumlan ile çatış-
mayın, Ortadoğu konusunda den-
geli olun, söylem ve uygulamaları-
nızla çelişmeyin, gerginlikleri azal-
tıcı bir yaklaşım benimseyin" mesajı
verdi. Bu gayri resmi mesaj, anında
Başbakan Erdoğan'a ve Cumhurbaş-
kanı Abdullah Gül'e iletildi.
Bu mesajlann AKP'de cıddi bir ha-
yal kırıklığı yarattığı da öğrenildi.
Diplomasi kulislerine yansıyan bilgi-
lere göre bu mesajlann verilmesinde
AKP'nin yaklaşık son bir yıldır uy-
guladığı politikalar ve içinde olduğu
yaklaşım etkili oldu. Özellikle Gül'ün
Köşk'e çıkmasından sonra AKP'nin
gündeme getirdiği yeni anayasa ha-
zırlığı, türbanın üniversitelerde serbest
bırakılması gınşimleri, Hamas ile ya-
kın dunna çabası ve Erdoğan'm Isra-
il karşıtı tutumu, Washington yöneti-
minin tavnnı yeniden gözden geçir-
mesinde etkili oldu. Edinilen bilgile-
re göre Ankara-VVashington arasındaki
bu gayri resmi kulis trafığinden çoğu
zaman Türkiye'nin VVashington Bü-
yükelçiliği de haberdar edilmedi. Ya-
pılan toplantılardan ya da alınan ran-
devulardan Türk Büyükelçiliği son-
radan haberdar oldu.
olduğunu da biliyorum. Ama bun-
lar doğru mu? Meclis'in bunu or-
taya çıkarması lazım. Bakın size bil-
mediğiniz bir olay daha söyleyece-
ğim. İki kamu bankası var. Bun-
lardan bir tanesinin yönetim kuru-
lundaki iki üyesi, aylarca bu kara-
ra imza atmamak için muhalefet
ediyorlar. Genel kurulda ikisi bir-
den tasfiye ediliyor. Yeni gelen yö-
netim kurulu üyeleri, bu kredinin al-
tına imza atıyorlar. Bunu biliyor
muydunuz?" diye konuştu.
Yılmaz: Zırhını çıkar...
AKP'lilere de "1.5 sene başba-
kanhk yapıp 3.5 sene denetlenen tek
insan benim. Hakkımda denetlen-
medik dosya bırakmadınız. Hepi-
nize teşekkür ediyorum" diye ses-
lenen Yılmaz, Erdoğan'ın "Allah'a
şükür ki bizim hakkımızda yapılan
yolsuzluk suçlaması değil" dediğini
ammsatarak şunlan söyledi: "Sizin
hakkınızda daha fazla yolsuzluk
suçlaması yapılamıyor ki... Çünkü
dokunulmazuk zırhınız var. Hele
zırhınız çıksın bakalım o zaman ne-
ler gelecek. O zaman sizler de ken-
dinizi savunacak mısınız?" Yıl-
maz' m bu sözleri CHP'liler tarafindan
alkışlandı. Kuliste gazetecilerin soru-
su üzenne CHP lideri Baykal da Yıl-
maz'ın güzel bir konuşma yaptığını be-
lirterek, "Tecrübe konuşuyor" dedi.
AKP'DE DEMEÇ KRİZİ
Günay:
Konuşan
ben değilim
ANKARA/ANTALYA (Cum-
huriyet) - Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, Ingiliz Haber
Ajansı Reuters'a AKP'nin kapatma
davası ile ilgili demeç veren ve ismi
açıklanmayan bakanın kendisi ol-
madığını belirtSrek "Ben böyle bir
bakan olabileceğini düşünemiyo-
runı. Tabii ajansı yalanlamıyo-
rum ama eski bir bakan mıdır?
Kendisine bakan süsü vermiş bi-
risi midir bilmiyorum" dedi. Ada-
let Bakanı Mehmet Ali Şahin de
"Bu haberlere itibar etmiyorum"
değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ertuğrul Günay dün gaze-
tecilerin sorulan üzerine, Reuters'ın
ismini açıklamadığı bir bakana da-
yandırdığı ve "AKP'nin birkaç ay
içinde kapatılacağı" yönündeki
haberine ilişkin şu değerlendirmeyi
yaptı: "Benim böyle bir günde-
mim yok. Türkiye'nin de böyle
bir gündemi olabileceğini sanmı-
yorum. Birkaç yıl sonra herkes
aklını başına devşirecektir. Tür-
kiye'nin demokrasi içinde ilerle-
meye ihtiyacı var. Türkiye'nin
ekonomisi gelişecekse demokrasi
içinde gelişecek. Türkiye tarihini
ve geleceğini sahiplenecekse de-
mokrasi içinde sahiplenecek. Biz-
ler de kendi işimize bakalım. Ben
de kendi işime bakıyorum."
Şahin: Açıklansın
Antalya'da "Yargı Reformu
Strateji Taslağı"yla ilgili düzenle-
nen toplantıya katılan Adalet Baka-
nı Mehmet Ali Şahin Reuters mu-
habirinin söz konusu bakan ya da
milletvekilinin kim olduğunu açık-
lamasını istedi. Şahin, "O kişi de
böyle bir beyanatta bulunup bu-
lunmadığını açıklasın, değerlen-
direlim. Böyle ipsiz kuyuya taş
atar gibi bir tartışma içersinde ol-
mayı doğru bulmuyorum" dedi.
'Toptan iyi niyetli'
Bakan Şahin, Meclis Başkanı
Köksal Toptan'ın kapatmaya iliş-
kin bir yol olabileceği yönündeki
açıklamalanyla ilgili olarak ise
şunlan söyledi: "Bunu Sayın Top-
tan'ın iyi niyetli bir açıklanıası
olarak görüyorum. Tabii ki her
şey anayasal ve yasal çerçevede,
Türkiye'nin altına imza koyduğu
uluslararası sözleşmeler bağla-
mında cereyan edecektir. Adalet
ve Kalkınma Partisi ve onun hü-
kümeti işbaşındadır. Hükümetin
bir üyesi olarak buradayım.
Türkiye'de yargı erkini omuzla-
mış olanlarla birlikte, yargı sis-
temini nasıl daha mükemmel
hale getirebiliriz, bunun çalış-
maları içindeyiz. Bizim işinıiz,
görevde kaldığımız süre içinde
milletimize hizmet etmektir."
GLOBALpOLtTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
1 Mayıs'tan Sonra Sol
"Sol" çevrelerde "düşünme" çabalarının arttı-
ğı görülüyor. Ancak 1 Mayıs'ın yarattığı son de-
recede olumlu travmaya karşın "so/"un (liberal,
sosyalist ve taklitçi kanatlarıyla) hâlâ 1980 son-
rası döneme damgasını vuran "restorasyonun"
ideolojik hegemonyasından kurtulamadığı söy-
lenebiiir. Bu hegemonya hem kendi durumunu,
hem ülke politikasını, özellikle de AKP'yi "dü-
şünmesini" zorlaştırıyor.
1 Mayıs travması
1 Mayıs olayları, kimi "sol" (aslında liberal de-
mokrat) çevrelerde AKP üzerine üretilen fante-
ziyi büyük ölçüde yıktı. Sungur Savran "Radi-
kal //«"de Ahmet Insel, Baskın Oran, Fuat Key-
man'ın bu fanteziye yaptığı katkıları gayet İyi
özetlemiş (11/05/08). Bu kişiler AKP'ye demo-
kratik misyon atfetmişlerdi. 1 Mayıs, AKP'nin iş-
çi sınıfı düşmanı yüzünü gözler önüne serdi. An-
cak "so/"da canlanmaya başlayan "düşünme"
sürecinde giderek yaygınlık kazanan bu sapta-
malaryeterli değil. Nedense sol, AKP'nin 1 Ma-
yıs'ta keşfettiği bu özelliğini, AKP'nin diğer bir
grup başka özelllkleriyle ve diyalektik bir bütünlük
içinde düşünmekten ısrarla kaçınıyor.
Neoliberalizmin tetiklediği şiddetli bir ekono-
mik ve politik kriz içinde hükümete gelen AKP,
krizin açtığı toplumsal yaraları saran bir çizgi iz-
lemek yerine, neoliberalizmin programını de-
rinleştirerek uygulamaya devam etti. Bu yüz-
den AKP'nin, kendini demokrasi yağına bulan-
mış dinci popülist bir ideolojiyle ne kadar gizlerse
gizlesin, işçi, emekçi ve alt sınıflara düşman bir
parti olduğunu anlamak için 1 Mayıs'ı yaşamak
gerekmiyordu.
AKP yönetiminin Türkiye ekonomisindeki ya-
pısal etkilerini, Ortadoğu halklarına yönelik ni-
yetlerini görebilmek için acaba nasıl bir travma
yaşamak gerekiyor? AKP bir taraftan bir eko-
nomik, siyasi ya da doğal kriz anında, gerekti-
ğinde ve uygun siyasi irade oluştuğu takdirde,
emekçi kitleleri krizin yıkıcı etkilerine karşı biraz
olsun korumak açısından önemli araçlar olan ka-
mu işletmelerini yok pahasına, finansal yapıyı da
ulusal (ülke sınırları içinde yaşayanlar ve kendi
hükümetlerini seçenler anlamında) bir ekonomi
yönetimini olanaksız kılacak biçimde elden çı-
karmaya devam etti. Diğer taraftan AKP, ABD'nin
bölge halkına savaş ve sömürüden başka bir şey
getirmeyen projelerine gönüllü olarak katılma-
nınötesinde, "yeni Osmanlı", "stratejik derinlik",
"Müslüman Cumhuriyet" projeleri bağlamında bir
taşeronluk görevi üstlenmeye son derecede is-
tekli davrandı. "Sol", AKP'ye ilişkin değerlen-
dirmelerine hâlâ bu görüntüyü almamakta "ne-
dense" ısrar ediyor. Değerlendirilmesi gereken
bir olgu daha var: "So/"un AKP çözümlemele-
riyle, ABD ve AB muhafazakâr ve de liberal çev-
relerinin, Pentagon raporlarının AKP ve Türkiye
değerlendirmeleri "nedense" örtüşüyor.
Restorasyonun direnci...
Aslında "so/"un çok büyük bir kesimi açısın-
dan bu örtüşmenin nedenleri bellidir. Birincisi,
"sol", küreselleşme fantezisinin etkisiyle, em-
peryalizm kavramını söyleminden çıkardı. Ikin-
cisi, "sol", postmodemizmin "Aydınlanma ola-
yına" yönelik eleştirisinin cazibesine kapıldı.
Böylece bilimsel düşüncenin ve ilişkili "hakikat
mjiminin" solun geleneği ve bundan sonraki var-
lığı açısından ne kadar önemli olduğunu "unut-
tu". Sol, demokrasi kavramı altında, yalnızca sı-
nıflar üstü değil, aynı zamanda somut aidiyet-
lere (dinsel, etnik, cinsel kimlik), kısmi sorunla-
ra odaklanan, "yapıyı" hedef almayan, "yapının"
sınırlarını veri kabul eden bir politika anlayışının
etkisi altına girdi.
Emperyalizm kavramını kullanmamakta, "de-
mokrasi" ile "dini hakikat" rejimi arasındaki
uyuşmazlığı görmemekteki ısrar, pratikte, ül-
kede ve tabii öncelikle emekçi sınıfların "yaşam
dünyasında" uluslararası kapitalizmin ve siyasal
Islamın projeleri doğrultusunda dayatılan dö-
nüşümlere gözlerin kapalı kalmasına yol açtı. Bu
durum, "so/"un, "restorasyonun" ideolojik et-
kisinden hâlâ sıyrılamamış olduğunu gösteriyor.
Şu sıralarda, sol içindeki tartışmaların, bele-
diye seçimlerine girerken uygun bir platform ("ça-
tı partisi" filan...) arama çabası üzerinde yo-
ğunlaştığı görülüyor. Yine görülüyor ki "so/"un
bir kısmı geçen seçimlerde hemen hiçbir siya-
si sonuç yaratmayan bir taktiği yeniden dene-
mek istiyor. Bitirirken, bu tutumun bir tür ruh has-
talığını (histeri) çağrıştırdığına dikkat çekerek,
esas olarak şu soruyu vurgulamak istiyorum: Sol
yerel seçimlerde (hangi biçim altında girerse gir-
sin) hangi çizgiyi benimseyecek? Eleştirilerini ik-
tidardaki AKP'ye mi yöneltecek, yoksa gerek-
çesi (Hangi sınıf çıkarları adına? Hangi sınıflara
karşı ve niye?) bir türiü teorize edilemeyen bir as-
keri darbe korkusuyla küçük ve artık etkisiz bir
CHP ile mi uğraşacak?
erglny@tr.net
http://erglnylldlzoglu.blogspot.com
www.vakifbank.com.tr 444 0 724
Toprağınıza
bereket katacak
tarım paketi
- Tarım ihtiyaç Kredisi
VakıfBankBurası sizin yeıinlz