23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13MAYIS2008SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Terör örgütünün üst düzey sorumlusunun Kandil Dağı'ndan kaçarak îran sınınm geçtiği bildirildi Bayıklran'ın Sakızkentinde BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin düzenlediği son operasyonun ardından terör örgütünüıı üst düzey yö- ncticilcrindcn Cemil Bayık'ın Kandil Dağı'ndan kaçtığı, Iran'daki Sakız kentinde bulunduğu belirtildi. Ba- yık'ın Iran'a kaçtığı bilgisinin, ope- rasyonun hemen aıdından ABD tara- findan Ankara'ya ulaştırılması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Cumhuriyet'in Irak'ın kuzcyin- deki kaynaklardan ulaştığı bilgilere göre Bayık, operasyon sonrasında be- raberinde önemli sayıda nıilitan gru- bu ile birlikte Kandil Dağı'nın gü- neydoğu bölümündeki vadilerden Iran'a gcçti. Aynı günün akşamı da Îran istihbaratının bilgisi dahilinde Irak sınınna yakın Azeri ve Kürtle- rin ağırlıklı yaşamakta olduğu Sakız kentine ulaştı. Burada da Îran istih- baratının gözetinıinde daha önce yi- ne terör örgütü tarafindan kullanıl- makta olan bir evde saklandı. Bera- BARZANİ'NİN AJANLARI ŞIRNAK'TA YAKALANDI DİYARBAKIR (AA) - Türkiye'nin Irak sınırındaki askeri birlikleri ve bölgedeki siyasi gelişmelcr hakkmda Mesııd Barza- ni'nin lidcıi olduğu Irak Kürdistan Demo- krat Partisi'nin (IKDP) "Parastin" adlı istihbarat örgütüne bilgi gönderen 4 kişi Şırnak'ın Uludcre ilçcsindc yakalandı. Operasyon özel yetkili Diyarbakır Cum- huriyet Başsavcılığı'nca yürütülen sonış- tıımıa kapsamında. Milli İstihbarat Tcşki- latı (MİT) ve Diyarbakır ile Şırnak ll Jan- darnıa KomutanlığTnca gcrçcklcştirildi. Olayla ilgisi bulunan 2 kişinin arandığı bildirildi. Yakalanan 4 kişinin üzerinde bölgedeki askeri birliklere ait fotoğraflar ile bazı bilgilerin yer aldığı notlar cle gcçi- rildi. Diyarbakır'a getirilcn 4 kişi, "askeri ujanlık" suçlamasıyla çıkarıldıklan nöbet- çi nıalıkemece tutuklandı. 4 IKDP ajanının PKK. ile bağlantılarının araştırıldığı öğre- nildi. Yakalanan kişilerin, "Parastin"e göndcrdikleri askeri bilgiler karşılığmda para aldıklan ileri sürüldü. Bu arada, bir süre önce teslim olan PKK üyesi A.A, PKK'nin IKDP'nin istihbarat örgütüyle iş- birliği içinde bulunduğunu ifade etmişti. berindeki militan gmbu da Sakız'ın çevresindeki kiiçük yerleşim mcr- İcezlerine dağıldılar. Îran istihbaratı- nın silahsız olmak koşuluyla mili- tanlann dağılmasına izin vermiş ola- bileceği dile getirildi. Konuyla ilgi- li olarak bilgi vercn kaynaklar, Irak ile Îran sınırı arasındaki bütün kaçak geçiş kapılanndaki giriş çıkışlann îran istihbaratının bilgisi dahilinde ol- duğuna vurgu yaptılar. Ortaya atılan bir başka iddiaya gö- re ise Bayık, operasyon sonrasında ABD istihbaratının bilgisi dahilinde Iran'a geçti. VVashington yönetimi, Ba- yık'ın beraberindeki militan grubu ile birlikte Iran'a gecmesini Ankara- Tahran ekseninde diplomatik den- klem yaptı. Washington yönetimi böylece Tahran yönetimi ile arası iyi olan Bayık'ı, Türkiye-lran ilişkilcrinde koz durumuna getirdi. Washington yönetimi söz konusu diplomatik denklemi, Bayık'ın Iran'da ERGENEKON SANIĞI Kuddusi Okkır F tipinde konuşamaz oldu İstanbul Haber Scrvisi - Ergenekon terör örgütü operas- yoıuı kapsamında Tekirdağ F Tipi Ce- zaevi'ndc turuklu bulunan Kuddusi Okkır, sağlığı, ken- di ihtiyaçlannı kar- şılayamayaeak ka- dar kötüleşince has- taneye kaldırıldı. Örgütün stratejisini hazırladığı ve iinan- sörü olduğu ileri sürülen Okkır'ın ailesi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nabaş- vurarak tahliyc talebindc bulundu. Savcılığa verilen dilekçede, şüphelinin sağlığının son 3 haftada iyicc kötülcştiği, konuşanıadığı, tuvalet ihtiyacını gidere- mediği, ayakta duramadığı, ağızdan bes- lenemediği ve ağızdan ilaç tcdavisi yapı- lamaması üzerine de Bakırköy Ruh vc Si- nir Hastalıklan Hastancsi'nc sevk cdildiği belirtildi. Okkır'ın buradan zatürree. böb- rek yetmezliği teşhisiylc, Bayrampaşa ve Haseki Devlet hastanelerine gönderiidiği kaydedildi. Yoğun bakım ünitesine ko- nulmak üzere, Yeditepe Göğüs Cenahi- si'ne götürülen şüphelinin, hastanc tara- findan Bayrampaşa Cezaevi'ne geri gön- derildiği belirtilerek "Turuklu, hiçbir devlct hastanesi tarafindan kabul edil- meyince, yoğun bakıma alınması gere- kirkcn cczacvinde tutulmuştur. Şimdi konuşamaz halde olan bir hastanın kaçma vc dciillcri karartma şüphesi olamaz. Şüphelinin lanı teşekküllü bir hastanede ailesi tarafindan bakımını yapılması için tahliyesi gcrekmektedir. Aksi orantısız karar olacaktır" denildi. 'Bir anda 20 ya$ yaşlanmış' Okkır'ın birkaç gün önce, Edirne'deki Trakya Tıp Fakültcsi'nc yatınldığını bc- lirten eşi Sabriye Okkır, Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde, 8 aydır tek kişilik odada ka- lan eşine ilk önce majör deprcsyon tanısı konduğunu anlattı. Sabriye Okkır, cşinin buradan Bakırköy'e sevk edildiğini belir- tcrek "Eşimi hastaneleri dolaştırdıkları sırada tam 3 hafta boyunca göreme- dim. Sürekli ycr dcğiştirdiği için görüş günleri değişiyordu. En son Bayrampa- şa Cezaevi'nde gördüğümde 30 vıllık eşimi tanıyamadım" dcdi. Okkır, şöyle devam etti: "Bayrampaşa'da gördü- ğümde, hastalığı artık çok ilerlemişti. Koridorun bir köşesinde, yere yakın bir scdycyc koymuşlardı. Burnunda beslenmc sondası, idrarında da sonda vardı. Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Görevliler panik halde 'Biz bu hasta tutukluyu ne yapacağız' diye ko- nuşuyorlardı. Eşim son 2 ayda 20 yaş yaşlandı. Önce mantıklı konuşma zinci- ri bozuldu, şimdi ise hayatta kalmak is- teyip istemediğini bile bilmiyoruz." Trakya Tıp Fakültcsi turuklu scrvisin- den bir sağlık memuru ile telefonla göriiş- tüğünü söyleyen Okkır, "Bana bir refa- katçıya ihtiyacı olduğu söylendi. Savcı- dan izin alın ve hastanızı görün dcdilcr. Savcıya da ulaşamadım. Olmesinden korkuyorunı" dedi. Okkır, elindeki lıas- tane raporlanyla, Avnıpa lnsan Haklan Mahkcmcsi'nc dc başvuracağını belirtti. Başbakan Krdoğan'ııı Antalya progranıı sırasıııda konvoyu geçerken tepki göstcren Ertuğrul Sağlanı, korunıalar tarafindan zorla bir araca bindirildi. Koruma terörü Başbakan Erdoğan'ı protesto eden işçi, korumalar tarafindan başma poşet geçirilip dövüldüğünü, tecavüz ve infazla tehdit edildiğini söyledi GİIRSU KUNT ANTALYA - Başbakan Tayyip Erdoğan'm haf- ta sonundaki Antalya programı sırasında konvoyu geçerken, sosyal güvenlik yasası, işsizlik, yoksul- lıık gibi konularda tcpkisini dile getiren 46 yaşın- daki turizm işçisi Ertuğrul Sağlam, başbakanlık koruması olduğunu iddia cttiği 4 kişi tarafindan daıp edildiğini söyledi. Sağlam, Başbakanlık kommalan hakkında suç duyurusunda bulundu. Başbakanlığm otobüsü geçerken tepkisini dile ge- tirdiğini ve bunun Erdoğan tarafindan fark edildi- ğini anlatan Sağlam, "Konvoyun sonundaki ko- rumaları araçtan inip, bcni o araca zorla bin- dirdiler. Ardından başıma poşct geçirip, siyah bir gözlük taktüar vc aracın içinde tekmeleme- ye, vurmaya başladılar" diyc konuştu. Kendisi- ne önce scrt bir cisimle vunılduğunu, ancak daha sonra izi kalır gerekçesiyle, yumruk ve tekmeler- le darp edildiğini belirten Sağlam, "Bcni Antalya'da Manıak Çöplüğü gibi bir ycrc götürmek iste- diklerini söylcdilcr. Hatta tecavüz ctmcklc teh- dit cttilcr ve soymaya bile çalıştılar. Bu arada GBT'mi soruşturdular, bir şey çıkmadı. Sonra da Varsak tarafında araçtan indirip, yere yatı- rıp ycnidcn dövdüler" dedi. Sağlam, araçtan in- diktcn sonra, kafasındaki poşeti çıkardığını vc her birinin yüzünü gördüğünü ifade cderck "Bir daha aynı şcyi yaparsam beni infaz cdeccklcrini söy- lediler. Araca binip uzaklaştılar. Ben de ma- halleye doğru yürüdüm. Oradaki insanlar bcni minibüs durağına kadar bıraktı" diye konuştu. Sağlam, kendisinin 1987'deıı bu yana turizm iş- çisi olarak çalıştığını, eşi ve biri 18 diğeri 14 ya- şmdaki iki oğlumın Mersin'de yaşadığını söyledi. Sağlam'ın avukatı Münip Ermiş de olaym adli so- ruştunnayla değil, hükümet, bizzat da Başbakan ta- rafindan çözülmesi gerektiğini savımdu. Ferhat Gcrçck, dcrgi dağıtırken polislcrin atc- şi sonucu lekerlekli sandalycye mahkûnı oldu. Gerçek, 7 ay sonra adliyeye çıkarıldı İstanbul Haber Servisi - Yenibosna'da 7 Ekim 2007'de Yürüyüş dergisi dağıtırken polis- lerin açtığı ateş sonucu tckcrlekli sandalyeye mahkûnı olan 17 yaşındaki Ferhat Gerçek, olay günü görevli polisleri teşhis etmck üzere, olay- dan 7 ay sonra. Bakırköy Cumhuriyet Savcılı- ğı'na çagnldı. Adliye önünde toplanan Temcl Haklar Fcdcrasyonu üyeleri, delillerc. tanıklara karşm Gerçek'i yürüyemez hale getırcn polisler hakkında hiçbir işlem yapılmamasmı protesto et- rilcr. Grup adma yapılan açıklamada, "Dcvrim- ci-demokrat, ilerici, sisteme muhalif tüm güç- lcri baskı vc tcrörle sindirmcye çalışan AKP'nin polisi, kurşunlayarak bağımsızlık vc dcmokrasi mücadelesindcn koparmak istedi l'eılıal'ı. Dciillcri karartmaya, yok ctmcyc ça- lıştılar. Olay anında Ferhat'ın giydiği tişörtü- nü kaybettiler. Suçluları korumaya aldılar" denildi. Ferhat Gerçek'in yaşadıklannın, bu ül- kcdc hukukun. yaşam hakkmın, temel hak ve öz- gürlüklerin olmadığını bir kez daha gösterdiği vurgulanan açıklamada, şu görüşlerc yer verildi: "Ferhat1 ! vuran polis tutuklanıncaya, sorum- lular yargılanıncaya kadar susmayacağız." saklandığı istihbaratının Türkiye'de değeılendirileceği ve Ankara'nın Ba- yık'ı lran'dan isteyeccği üzcrinckur- du. Buna göre tran, Bayık'ın yakala- nıp iadesine "hayır" yanıtı verirse, Ankara-Tahran ilişkilcrinde sıkıntı baş göstereceki Böylece, bir süreden bu yana terörle mücadele bağlamında sıkılaştınlan ilişkilerde geri adım aııl- ması söz konusu olacak. Bu durum Ankara açısından Iran'ın terörle mücadelesinde bir samimiyet sınavı niteliği de taşıyacak. Çünkü, Tahran yönetimi daha önce Türki- ye'nin Urumiye'de olduğu bilgisini vermesine karşın Bayık'ı yakalayıp ia- de etmemişti. Tahran yönetimi, ABD'nin bu oyununa düşmeyip Ba- yık'ı yakalar ve iadc edersc, terör ör- gütü ile organik bağmm sünnesini sağ- layan en önemli ismi de kaybetmiş ola- cak. Türkiye, 2002 yılında da Bayık'ın lran'da olduğunun kesinleşmesi üze- rine Talııan yönetiminden iadesini istcmişti. Ancak Îran, Bayık'ı Türki- ye'yc vennemişti. ZtRVE YAYINEVl DAVAS1 Günaydm: Örgütlü güç değüizI SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Zirve Yayın- evi 'nde üç Hıristiyanın boğazlan ke- silerek öldürülmesiyle ilgili davada ilk kez ifade veren azmettirici Em- re Günaydın emniyet ve savcılıkta- ki ifadelerini tedavisi tamamlanma- dan alındığı için kabul etmcdiğini söyledi. Sanıklardan Salih Gürlcr, Günaydın'm dayılannm mafya ol- ması nedeniyle korktuğunu belirte- rck, "Dayılarıııın kcndisi için ce- zaevindc iken özel af çıkartabile- ccğindcn bahsednoıdu" dedi. Davanın altıncı duruşmasmda dinlenen Salih Gürler, olayın kilit is- mi olan Günaydm'ın kaldıkları özel öğrenci yurduna gcldiktcn 2 hafta sonra misyonerlikle ilgili konuşma- ya başladığını belirtcrck "Bana mis- yonerlerin amacının vatam böl- mck olduğunu, PKK ile beraber çalıştıklannı söyledi" dedi. Gürler, şunları söyledi: "Emrc bazcn Em- niyct Müdürü ile oturup kalktığı- nı söylüyordu. Bu olayla ilgili ola- rak 'Sizc bir şcy olmayacak, bütün mesuliyet bana ait' diyordu. Bcn olaya Emrc^dcn korktuğum için girdim. İçeridekilcr bağlandığın- da dışarı çıkmak istedim ama ka- pı kilitliydi. Emre kapının anah- tarıııı üzerine almıştı. Emre dayı- larının Türkiyc'dc sözü geçcn mafya üyelerinden olduğunu söy- lüyordu. Dayılarının kendisi için cczaevinde iken özel af çıkarabi- lcceğinden bahsediyordu." Cünaydın: Bilgi için gittik Emre Günaydm ise, internctte misyonerlerle ilgili arama yaparken Necati Aydın ile tanıştığını ve Zir- ve Yaymevi'ne gittiğini anlattı. Ay- dın'ııı İslanı dinini aşağıladığını ve Hz. Muhammed'i küçültücü ifade- ler kullandığını önc süren Günay- dın, olay günü arkadaşlanyla bera- ber yayınevine daha fazla bilgi ala- rak basına bilgi vermek için gittik- lerini söyledi. Olaym arkasında ör- gütlü bir güç olmadığını ve bıçakla- n kendilerini koııımak için taşıdık- larını savunan Günaydın, olayı şöy- lc anlattı: "Olay ycrine gittiğimiz gün içeriyc girdim. Dışarıdaki ar- kadaşlarımdan birinc mcsaj at- tım. Onlar da geldi. Necati ile soh- bet ettik. Bir anda küfürlcşmclcr başladı. Olayla ilgili hatırladığım şey Cuma ve Hamit, 3 kişiyi ycrc yatırıp bağladı. Cuma, Uğur'u do- muz bağıyla bağladı. Sonra Salih, Cuma ve Hamit'i, bıçaklarkcn gördüın. Ben lavaboya gidip yü- zümü yıkadım. Polisin gcldiğini duyduk. Aşağıya inmeye çalışır- kcn düştüm. Amacım kimscyi öl- dürmek değildi. Böylc bir olayın içine girdiğim için üzgünüm." Müdahil avukatlarından Erkan Doğan, soruştunna sürecinde bir- çok cksiklik bulunduğunu öne sür- dü. Doğan, "Türkiye'de bir glad- yo var vc bu gladyo bir türlü or- taya çıkarılamıyor. Hrant Dink ci- nayctinde de bu böylc, Malat- ya'da da böylc" diye konuştu. DUZ YAZI ORHAN BİRGİT AKP'nin Yargıyı Teslim Alma Hazırlığı Adalet Bakanı Şahin'ln "Yargı Reformu" adı al- tında hazırladığı bir taslak paketinin Ingilizce çe- virisini, yüksek yargı organları ve barolardan ön- ce, geçen hafta Türkiye'de bulunan AB Komise- ri Olli Rehn'in onayına sunmuş olmasının tepki leri sürüyor. Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin ile yaş sınırı nedeni ile bugün emekliye ayrılacak olan Sumru Çörtoğlu'nun yanı sıra Barolar Birliği ve İstanbul Barosu'nun da, kendi görüşleri alınmadan önce ha- zırlık taslağı üzerinde, o günlerde Ankara'nın AB karşısındaki durumunu denetlemeye gelmiş olan AB Komiseri'ne bilgi verilmesine yönelik eleştiri- lerinin bilinçsizce yapıldığını söyleyen Bakan'ın sa- vunmasının dayanağı da ilginç: Yüksek yargı organlarının temsilcileri, "belge- nin ne anlama geldiğine, neyin ürünü olduğu- na bakmadan alelacele" açıklamalar yapmış- larmış. Oysa AB ye katılım sürecinde 'hukuk ve temel haklar' faslının açılması ve bunun için de strateji belgesinin AB'ye sunulması gerekiyor- muş. Bakanlığın daha önce AB'den aldığı tüyo ya da tavsiyelerden yola çıkarak hazırladığı ön tas- lak, aslında 20-24 Mayıs tarihleri arasında Antal- ya'da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri ile başsavcılar ve Adalet Komisyonu baş- kanlarının da katılacakları bir toplantıda tartışıla- cak; daha sonra da yüksek yargı organları ile ilgili öteki kuruluşlara gönderilecekmiş. Ama tam o sı- rada Olli Rehn başkanlığındaki AB heyeti, Troy- ka Toplantısı nedeni ile Ankara'ya gelmiş. Mehmet Ali Şahin'in savunmasının önemli da- yanağı özetle bunlar. Ondan ötesini, gözlemlerimize dayanarak, Sa- yın Bakan'ın da iznini almadan biz anlatalım. Bakan'ın verdiği teftiş sınavı AB'ye katılım süresinde Adalet Bakanlığı'nın ken- di payına düşen görevleri el hak yaptığını göster- mek için, hazırlanan paket Ingilizceye çevrilmiş, Şa- hin bu dosyayı alarak Olli'nin huzuruna çıkmış. O buluşmayı ölümsüzleştiren fotoğraflardan biri- sinde, yanılmıyorsam Milliyet gazetesinde gördüm, AB Komiseri'nin çok rahat ve kendisinden emin olarak oturduğu koltuğun karşısında, Adalet Ba- kanımız Türk terbiyesinin biraz abartılmış örneği- ni sergiler gibiydi. Elleri dizinin üstünde, genişle- meden sorumlu komiserin şöyle göz attığı paket için vereceği yanıtı beklemenin heyecanı yüzüne vurmuş olmalıydı! Anlaşılan Adalet Bakanlığı, AB ile Türkiye ara- sındaki görüşmeleri olumlu olarak sürdürebilmek amacıyla ve dahası 23. faslın da açılması için Bay Olli'nin onayını almanın en kestirme yöntemi ola- rak gördüğü bu buluşmadan geçer not alarak ay- rılmış. AB Komiseri'nin, beklediği reformlann ba- şında HSYK'nin oluşumunda Meclis'in, yani si- yasetçilerin de söz sahibi olması, askeri mahke- melerin gamizon binalarının dışında çalışmalannın sağlanması gibi düzenlemeler geliyor. AB, Türk yar- gı sisteminin bağımsız olduğu yönünde kuşkusunu gizlemiyor. AKP hakkında açılmış olan kapatma da- vasını da bu açıdan ele alarak eleştiriyor. Sumru Çörtoğlu'nun Danıştay'ın 140. yılı nedeni ile yap- tığı konuşmada bu eleştiri ve değeriendirmeler için "Türk yargısına da kendi yargınız gibi saygı gös- terin" sözleri, o tür eleştiriler için verilmiş bir ya- nıttır. Aslında Adalet Bakanı, benzer bir yanıtı AB Ko- miseri'ne verdiğini, görüşmeyi izleyen basın men- suplarına Olli Rehn'in yanından ayrılmadan söy- lemeli değil miydi? Böyle bir yöntemi kullansay- dı, hem o buluşma nedeniyle eleştirilere muhatap olmazdı hem de kendisinden yıllarca önce Ada- let Bakanlığı makamında oturmuş olan Mahmut Esat Bozkurt'un anısını da rahatlatmış olurdu. Paketin gizlediği amaçlar Bir süreden ben Başbakan Erdoğan'm hâkimler için bağımsızlığın yanı sıra tarafsızlık sağlanma- sını dilinden düşürmediğini bilenler açısından ye- ni paket aslında AKP'nin yargıyı teslim alma giri- şimini amaçlayan önlemler içermektedir. Bu ön- lemlerin başında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu ile Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyeleri- ni TBMM ile hükümetin belirleyeceği bir düzen- lemenin yaşama geçirilişi gelecektir. Türkiye'de Meclis iradesi de hükümetin yol haritası da sadece ve sadece çoğunluk partisinin liderinin iki dudağının arasında gizlenmektedir. Bu gerçeği görmezden gelmenin kimseye yararı yok- tur. Çoğunluk liderinin sultası kırılmadan, yargı er- kinin omurgası değerindeki HSYK ile yürütmeyi de- netleyecek olan Danıştay'ı, yasama erkinin hırs- larını gemleyecek Anayasa Mahkemesi'nin kont- rolünü o liderin ellerine vermek, ülkeyi faşist bir dik- taya götürür. Böyle bir oluşumun AB'nin onayını alması dü- şünülebilir mi? Elbette ve neden olmasın? AB'nin istediği öneriler arasında lider sultasını önlemek amacıyla partiler yasasında yapılması gerekli de- ğişiklikler var mı? Milletvekili adaylarını kendisi be- lirleyen lider, onları bir anlamda sırtında taşıyarak Meclis sıralanna oturtuyor. Daha sonra da, "Alın bu yol haritasını adım adım izleyin" direktifini ve- riyor. Dilediği yasayı çıkarttırıyor. Böyle bir düzen AB'nin umurunda bile değil. Ha kalmış; ha değişmiş... AB'yi doğrudan ilgilendiren, geçen haftaki ya- zıda Olli Rehn ile görüşen Milliyet yazarından yap- tığım o kısa alıntıda yer alan bizim geleneksel ku rumlarımızın uğraması beklenilen depremdir. Sumru Çörtoğlu ayrılırken AB'nin burun kıvırarak baktığı Türk yüksek yar- gı kurumlanndan birisi olan Danıştay'ın ilk kadın başkanı Sumru Çörtoğlu bugün yaş sınırı nedeni ile emekli oluyor. Çörtoğlu, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin kazanımlarından yararlanarak geldiği son gör- evinden aynlırken yaptığı 140. yıl tören konuş- masında sağlam bir hukuk mantığı sergileyerek, anayasa değişikliklerinin anayasamızın temel, değişmez ilkelerine ve yargı kararlarına uygun ya- pılabileceğinin üstünde durdu. Bu bağlamda hem bizim iç hukukumuzda kimi allame sözde bilim adamlarına hem de onlara yol gösteren AB kur- maylarına ders verdi. Çörtoğlu'nun yeni yaşamı sağlıkla sürsün... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear