23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MAYIS 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 İKSV'nin 'Kültürler Arası Diyalog' sempozyumunda, 'medeniyetlerin çatıştınlması' da sorgulandı Kültürlerin 'siyasal' diyaloğu(!) K üresel gerginliklerin "sömür- geci"likten dcğıl; "medeniyet- ler çatışması"ndan doğduğıuiu söyleyen ABD vc "stratejik" dostlan, da- ha da "inandırıcı" olmak için barışı bile "kültürler arası diyaloğa" bağhyorlar. Nitekım "demokrasi"yi ıllc dc "serbest pazar'Ma özdeşleştiren AB dc buna katı- larak, 2008 yılını "Kültürler Arası Di- yalog Yılı" ilan ettı. "İsveç Enstitü- sü"nün "Anııa Liııdh Euro Foıındari- on"la başlattığı çalışmalar, "çatışaıı kül- türleri buluşturarak küresel gerilimle- ri yok etme"yi amaçlıyor! Bu dostluğun "AB çıkarları etrafında bııluşınak" anlamına geldiğı isc "yeni ve ortak bir Avrupa kültürü yaıalnıa" söyleminden anlaşıhyor. Çünkü Avru- pa'da, her ulusun "kimlik" kökenlerini oluşturaıı kültürcl iarklılıklann olduğu; bun- ların yok sayılmasına kimscnın razı ol(a)mayacağı, açıkça "söylenmeyen" ama "bilineıı" gcrçeklcr arasında... SöMÜRGECİ NİYETLER Peki, sömürgeci niyetler terk edilıııcden, sadece "kültürler barıştırılarak" çatış- malar önlenebilir mi? Kalkınmadaki küresel "adaletsiz"lik giderilmcden, tüm kültürler içtenlikle kıı- caklaşabilir mi? İKSV, işte bu gibi soruların da irdelen- mesine uygun başlıklarla dûzenlediği sem- pozyumla, kültürler arası diyalog kavramıru "her yönüyle" tartışmaya açtı. İKSV Başkaıiı Şakir Eczacıbaşı, 24-25 Nisan'da ltalyan Kiiltür Merkezı'nde ger- çekleşen etkinlik için özetle şunu söylü- yordu: "Buradaki değerlendirnıeler so- nucunda, küresel eşitsizliklcr «ideril- meden diyaloğuıı da sağlananıayacağı sonucuna bile varabiliıi/." Sempozyum açıkça bu sonucu ilan et- mese bılc, Eczacıbaşı'run kaygısına hak ve- ren değerlendırmeler çoğunluktaydı. Her- kesin kabul ettiğı, ama uluslararası dıplo- matik söylemde ycr almayan gerçek şöy- le özetlenebilirdi: "Medeniyetler ve kül- türler, tarih boyunca hep siyasallaş- tıkları zaman çatışıyorlar; siyascte araç edilmedikleri zamanlarda ise gül gibi ge- çiniyorlar..." Gûnûmüzde de aynı dunım gözlcnmi- yor rau? İŞTE ANADOLU: BİR "CAMİ VE KtLİSE" BİNASI... "Kültürler arası diyalog"ları tarih bo- yunca yaşamamış Batı dünyasının ha- yal bile edemeyeceği bir fotoğraf: Uçhi- sar yakınlarındaki Çardak köyünde bir Sclçuklu mirası olan bu "iki din"li yapı, hem cami hem de kilise (1). İki cemaa- tin ortaklaşa inşa ederek cami olarak kullandıkları bölüm (2) ile kilise olarak kullandıkları bölüm (3) aynı yapı usta- lannın farklı dinsel kimliklere göster- dikleri "ö/eıı"iıı mimari armağanları... 'DlN'SELTAKINTILAR Dünyanın en kökJü uygarhklannı ba- nndınnış ülkemizde bile "medeniyet" ya da "kültür" denince "artık" akla gelen; sadece "din"... Farklı ınançlardaki din adamlannı yan yana otuıtulup, papaz ve imam giysileri içinde "hoşgörü" panelleri düzenlemek de medeniyetleri buluşturmanm en etkili "gösteri"si... ABD'nin adeta resmi söylemi haline ge- len "dinler arası çatışma"ya karşı, laik Türkiye'yc yakıştırılan "ıhmh İslam" da __ , UYGARLIKLAMN İZINDE medeniyetler arası diyalog için Müs- lüman dünyasına "örnek çözüm" olarak gösterilıyor... Pckı, bu diyalog sağlandığı takdirde, ömeğin ABD, sözde demokrasiyı yaygmlaştırına adına işgal et- tıği ülkelerden çekilccck mi? En sadık dos- tu, hatta "petrol ortağT' olduğu Suudi Arabistan'da da krallığm yerini demok- rasinin alması için "küresel görev"ini ye- rine getirecek mi? Ya şu "uygar" Avnıpalılar? AB'nin bü- yümesini, kendi sömürge coğrafyalannı genişictmekle eşanlamlı görmekten vaz- geçebileceklermi? ' O N L A R D A 'BİZ'İZ... İKSV'nin sempozyumunda Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah De- mircan da vardı. Aynı günlerde "Mu- sevr'lerin bayramına da katıldığını anla- tırken dedi ki: "Onlar da bizim bay- raınlanıııı/ı kutluyorlar; Beyoğlu sakiui olmaktan mutlular; biz de onlarla ya- şamaktan ıııutluvıi/..." Demircan, bu sözlerini belli ki "hü- manist" bir duyguyla söylcmışti; ancak öncelikle "yurttaş"lanmız olan; hatta, "İs- tanbullu" ve "Beyoğlulu" kimliklerini ku- şaktan kuşağa sürdürcn Musevi hemşeri- lerinden, "onlar"" diye söz etmesi, belkı de kendi seçmenlerinı bile farklı inançlarm- dan ötürü "dışlamış/ötekileştirmiş" ol- muyor muydu? Konuşmacılar bu "dışavurum"un üze- rinde açıkça durmasa- lar bile temel nedenini özetle şöyle açıkladı- lar: "Öncelikle, 'kül- türler arası' deyişi bi- le, aslında birbirle- riyle içi içe girmiş kültürel yapılar ara- sında ayrılıklar ol- OKTAY EKİNCİ duğu kabulünü içeriyor. Oysa özellik- le Anadolu, bunun taııı tersini kanıtla- yan bir geçmişten geliyor..." Zaten, gerek AB'nin, gerekse ABD'nin, "farklı kültürlerin ortak yaşam gele- nekleri"ni kavrayamamaları, Anado- lu'daki gibi "çağlar boyu kesintisiz sü- ren kültürler kaynaşmasr'ndan "yok- sun" geçmişleri yüzünden değil miydi? Beıızer şekilde, lslamiyetin merkez coğrafyası Suudi dünyasındaki Hıristiyan ve Müslümanlann da aynı kentlerde "ka- pı bir komşuluk"ları bilinmediğinden, dinler arasındakı çatışma söylemi de Ba- tı ile Arabistan'ın "tek dinli yaşam kül- türleri"ndcn besleniyor... Nitekim sempozyumun açılış oturu- munu yöneten Prof. Talat Halman, dı- yaloğun "konuşma" anlamına gcldiğini, bunun için de "zaman zaman" buluşu- larak değil, "sürekli konuşulan bir be- raberlik" içinde yaşamak gerektiğini vurgularken, aynı gerçeği o eşsiz zarif üs- lubuyla özetliyordu... 'LİYDURMA BİR KAVRAM' Osmanlı ve cumhuriyet yazarlarının birbirlerine en sert eleştiriler yöneltseler bi- le asla düşmanlık beslemediklerini anım- satan Hüsrev llatemi de diyoıdu kı: "Medeniyetler çatışması düzmece bir kavram. Özverili ve öğretmen aydın- lanmı/ın yerini şimdild nıasa başı, iay lay lom aydınlar'ının alması, bu uydur- ma kavramm yaygmlaşmasma neden ol- du..." Medeniyet denince akla sadece dinlen gctiren anlayışın, "lstanbui-2010 Avru- pa Kültür Başkenti" etkinliklerinde de et- kili olacağını, hazırlıklan yöneten Nuri Çolakoğlu'nun "itirar'ından anladık; "Kültürel farkblıkları, yine dinler mi temsil edilecek" sorumuza "maalesef' dc- mesi, başka ne anlam taşıyabüirdi ki? UNESCO Milli Komisyonu Başkanı Arsın Aydınuraz'ın da "bütün kültür- lerin eşit olduğu"nu yadsıyan anlayışlar giderilmeden, diyaloğun da sağlanama- yacağını vurgulaması, önemli saptamalar arasındaydı. İKSV'nin yakında kitaplaşacak olan sempozyumunda, kültür ve sanatta Doğan Hızlan ile Hüsamettin Koçan; aydın- lanma ve eğitimde tsa Eşme, hukukta Ro- na Aybay, turizmde Mete Tapan, med- ya alanında Yavuz Baydar'ın ile politi- kanm etkılcn konusunda da Hüsrev Ha- temi'nin yanı sıra Tınaz Titiz, Mustafa İsen, Ercan Karakaş, ve Yalçın Doğan görüşlerini açıkladılar. Izleyenlerin katkılan arasında ise şu so- runun yanıtını ancak Başbakan verebi- lirdi: "Medeniyetlerin buluşması için öncülüğü İspanya ile Türkiye üstle- nirken, Milli Savunma Bakam'nın bi- le 'kadın' olabildiği devlet anlayişıyla; kadınlara evde kalarak, en az 3 çocuk yapmalarını tavsiye eden hükümet anlayışımn hangisi, 'üısanlık için rchber' alınacaktır?" ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Adı 'Mustafa Kemal' Olan Yalnızlık... Evet, biraz olsun doğruyu söyleme cesaretimiz kaldıysa eğer, bir noktayı sürekli inkâr etmekten artık vazge- çelim. Ya da, aynı noktayı inkâr ede- bilecek kadar bile algılayamamışsak bugüne kadar, o zaman da bu bağ- lamdaki bilgisizliğimizi -en azından kendimize karşı!- örtbas etmeyi bı- rakalım. Ve, söyleyelim: Mustafa Kemal, bugün artık büyük, hem de çok bü- yük, eşi tarihte görülmemiş bir yal- nızlığın adı. Çünkü tarihte hiçbir çı- ğır açıcı, hiçbir devlet kurucu, hiçbir vatan yaratıcı lider, ölümünü izleyen onyıllar boyunca gittikçe artan bir yo- ğunlukta olmak üzere, ulusunun "ay- dınlan" tarafından Mustafa Kemal ka- dar yalnız bırakılmadı. Hadi yıllardır ilkokuldan başlayarak çocuklarımıza söylenmekte olan "Mustafa KemalAtatürk, vatanın kur- tarıcısıdır!" yalanını bir yana bırakı- yorum - bırakıyorum ama, yine de bunun tüyler ürpertici bir yalan ol- duğunu bir defa daha tekrar etmek- ten kendimi alamıyorum. Bu, bir ya- lan, çünkü Mustafa Kemal tarih sah- nesine çıktığında, ortada kurtarılabi- lecek bir vatan falan yoktu. Mustafa Kemal'in yaptığı, olmayan bir vatanı kurtarmak değil, fakat bir çokuluslu imparatorluk enkazından çıkarabil- dikleriyle -Misak-ı Milli haritasında- bir vatan oluşturmak, ardından da bu vatanın varlığını yedi düvele kabul et- tirebilmek için, kendi zamanında herkesin çılgınlık diye karşıladığı bir Milli Mücadele hareketiyle bağımsız bir cumhuriyet kurmaktır. Kısacası, Mustafa Kemal, kurtardığı söylenen vatanı kurtarmamış, fakat oluşturmuştur. Kanımca, Mustafa Kemal'in tüyler ürpertici yalnızlığı, daha bu noktadan başlar. Yani, kurduğu cumhuriyetin okullarında gelecek kuşakları oluş- turacak ufacık çocuklara "Vatanı- mızın kurtancısı!" yalanının söylen- mesiyle! Çünkü O'nun yaşamına en yüzeysel bir bakış bile, bütün dü- şüncelerinin ve eylemlerinin biro/an'ı kurtarmanın çok ötesine taştığını göstermeye yeterlidir. Mustafa Ke- mal'i sadece bir "kurtarıcı" diye ni- telendirmek, ancak onunla, onun zamanında kurtarılamayacak o/an'ı, yani çökmenin eşiğine gelmiş bir imparatorluğu kurtarmak için çaba harcayanlar, eski deyişle abesle iş- tigal edenler arasında hiçbir fark gö- zetmemek, gözetememek demektir. Samsun'a gitmek üzere Karade- niz'e açılan Mustafa Kemal, Tro- ya'dan kurtulmak için kaçanlardan bi- ri değildir - O, ancak Anadolu'ya Tro- ya'nın yazgısını biçmek isteyenlere karşı koymaya yeminli bir yeniçağ kahramanıdır. Samsun'a ayak bas- tığı andan 30 Ağustos Zaferi'ne ka- dar uzanan zaman diliminde onun öf- kesi, Peleusoğlu Akhilleus'un öf- kesinin gerisinde değildir. Bu öfke, neredeyse Türklüğü yeryüzünden silmeye yeminli bir "uygarlar" toplu- luğuna yöneliktir. Anadolu'nun bozkırlarını bu top- luluğun ordularına mezar yapan, iş- te bu öfkenin şiddetidir. Ama bu, Ho- meros'un Akhilleus'ununkinden fark- lı olarak, nerede duracağını da bilen, bilgece biröfkedir. Milli Mücadele'nin ardından o öfke, yabancı ülkelere kar- şı bir barış iradesine, yeni kurulan Cumhuriyetin topraklannda ise her türlü gericiliğe karşı bir kılıca dönü- şecektir. Mustafa Kemal'in bir başka ve korkunç yalnızlığı, hayatı boyunca ya- kın çevresi içerisinde çekmiş olduğu yalnızlıktır. Hep tartışmadan, bilgiye tartışarak ulaşmadan, aklın eleştirel işleyişinden yana olan bu adam, karşısında çoğunlukla onunla tartış- maya değii, fakat ona biat etmeye ha- zır bir çevre bulur. Bu çevre, O'nun ölümünden son- ra onun bıraktığı akıl ve bilim mirasını layıkıyla taşıyıp yayabilecek güçte bir çevre değildir. Atatürk'ten sonra bu çevrenin tek yapabildiği, o mirası kav- rayabilmek değil, fakat bir ezber ko- nusuna dönüştürüp ötekileştirmek, o mirası özüyle kavrayabilmiş bir avuç insanın çabalarını da daha doğduğu yerde boğmak olmuştur. O bir avuç insanın günümüzün köşe yazarlarının sözlüklerindeki ni- telendirmesi "Kemalist başıbozuk- /ar"dır! Mustafa Kemal'in ve onun mi- rasını sahiplenen "başıbozuklann" çabalan olmasaydı, değil köşe yazarı, fakat herhangi bir kalem sahibi ola- bilecekleri herhalde pek tartışma götüren bu insanların artık iyiden iyi- ye söz sahibi oldukları, laiklik ilkesi- nin cenaze törenini hazırlamakta olan bir Türkiye, adı Mustafa Kemal olan yalnızlığın en çarpıcı kanıtıdır! acem20@hotmail.com C u m h u r i y e t ıBİRGün Mcnuelaîncisi Biteı koyunda moyıs oyt" etosflar arastnda tatJi keyfl fırsatı Denize sıfır özel plajlı, botanik bahçesini andıran doğasıyla mavi ve yeşilin bütünleştiği tatil cennetidir... 20 Yılı aşkın kaliteli ve güleryüzlü hizmeti ile özenli ve titiz mutfağı ile ... • 1 1 1 • ^ A - - Tam ' 1 \ Pansiyon . . rJÜ T**-1 •" Mayıs Ayı i Kişi Başı : 54 YTL. ^ 1 OTELİMİZE AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE TURLARI 533.722 81 www.mahuelahotet.oom World Builneü touncı! lor SuMıilnablo Devclopmrnt *%»J^ IjDUny.» M » ve Sürdürülebllir Kalkınma V « » y Dernegi FARKLILIK YARATMADA II.K AOIM Sanayi ve üretim durabilir mi..? Iklım degişıkliğinın, ekosistemlere olan etkısı nedenı ile iş dünyasından sokaktakı bireye kadar her canlı yaşamı, olumsu/ etkilenıne riski taşımaktadır Hatta bu risk dUnya uzcnndekı varoluşun bitmcsinc noden olabılır. Nedenlcri veçozümlerı bazı etkinlikler ve serninerlerde ele alınmakla beraber, iklim değı>ikliğirıe en buyük etkinin sanayıleyne oldugunun bılındıgi noktada insanlık ve özellikle ış dünyası onemli bir karar anına gelmiştir. Ekonomilerin can damarı olan sanayi ve üretim durabilir mi? Bir rısk unsuru olarak karşımızda dııran bu soruya cevap hayır ise nasıl bırönlem alınmalı veya neler yapılmalıdır? Bu, ış dünyasının hep beraber cevaplaması gereken bir sorudur. iş Dünyası. dünya tarihinin en büyuk ikileminı yaşamakta ve varoluşunu tehdit eden en önemli sorıınd çozumler aramaktadır İş Dünyası için Tehditler ve Fırsatlar Ittiiobul T»kıılk ÜnlversKesl Sfılaymon Domlrvl Knltm M«rk*>i -2» Mavıt 2008 intnnbııl Sponsoriar (s Ortaklanmız sa Dt >« a £ M ^° TII Sporısor bp O Kongre Sponsoru Riııd Sponsorldrı DcstekVercnlcr SOYAK # - " — #*C" Cumhurtyel Referans iAYAN NE. Dramaturg: Liitfü KALELİ - Ahmet DEMİR AYDINLIĞA NÖBET TUTANLAR İÇİN AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ BEŞİKTAŞ Tel: 212.351 93 84 10 Mayıs Cumartesi 20:30 17 Mayıs Cumartesi 20:30 BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKE2İ AVCILAR Tel: 212.509 90 55 28 Nisan Pazartesi 20:30 ATAKÖY YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ Tel: 212.661 38 95 30 Nisan 2008 Çarşamba 20:30 07 Mayıs 2008 Çarşamba 20:30 Bilgiiçin: 0212.560 70 83 0533.773 68 07 in 0552.211 22 34 Türküleri Yofunttevan: LEYLA Kostüm: Gönüt SİPAHİOGLU iki Temmuz Anısına Bu bir pnıv dost yapımıdır. Bakırköy, Beşiktaş ve Avcılar Belediyelerinin Desteği ile www.meydansahnesi.com katkılan ile TOPÇUOGLU EVDEN EVE NAKLİYAT Tel: 0216.36014 58-386 35 56 www.topcuoglunakliyat.coni.tr I.T.Ü. Öğrenci kimliğimi kaybeltim. Hükümsüzdür. CanULUKAPI T.C. SİVAS 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜN'DEN GAYRİMENKUL SATIŞ tLANI DOSYA NO: 2006/688 Tal. Satılmasına karaı verilen taşınmazın cınsı, kıymelı, adedi ve evsali; a) Sivas llı. Hocabey köyü, 108 ada, 12 pan>elde kayıtlı, 1/3 arsa pay- lı. 31 613,62 ın2 alaıı uzerinde bulunan. tarla Vasfmda taşınmaz. köye 2 knı. yola 250 m. uzaklıktadır. Tarla kıraç arazidir. tgıınlı bir ara- zidır. borçluya aıl 1/3 hissenin degeri: 2.002.19 YTL'dır bj Hocabey köyü. 108 ada. 316 parseldc kayıtlı. 13 arsa paylı, 1.384.27 m2 alaıı üzerinde bulunan, tarla vasfmda ta^ııuııa2. ev harnıan. bahçe \asfuıdadır Kargır, eski horasan sıvası ile yapılmış bir evdir. bahçesinde 5 adel agaç bulunınakladır. Taşınmaz köyıçı mevkımdedir. Güneyinde köyıçi yol, doğusu bos arsa. kuzeyi köyiçi yol ve arsadır. F.vın etrafında 2 elektrik dııegı ve bir telefon dıregı bulunnıaktadır. Borçluya ait 1/3 hissesinin degen: 1 505.04 YTL'dir c) Hocabey köyü, 106 ada, 16 par- selde kayıılı. 1/3 arsa paylı. 2.980.60 m2 alan üzerinde bulunan, tarla vasfmda taşınmazdır Taşınmaz kıraç arazi, şu an için nadasa bıra- kılnustır Borçluya aıt 1/3 hissenin değeri: 3.379,84 VTL'dır d) Hocabey köyü, 106 ada, 15 parselde kayıtlı, 1/3 arsa paylı, 40 558,10 m2 alan üzerinde bulunan tarla vasfında taşınmaz olup. egımlı bir arazidir Borçluya aıt 1/3 hissenin degen: 248,38 YTL'dir SATIŞ !>ART- L AR1 : I)-1. Satış: 06/06/2008 Cumagünü, 10.00 ıla 10.35 saatlerı arasında. Sıvas 2 lcra Müdürlüğü'ndc açık arlınııa suretiyle yapılacaktır. Cayrimenkul bu amnnada tahmin edilen kıymetlenn o o60'mı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu, satıs ve paylastınna mas- raflannı geçmek şaıiı ile en çok arttırana ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla. Gay- rimenkul 16/06 2008 Pazartesı günü, Sivas 2. lcra Müdürluğünde saat 10.00-10 35 arasında ikincı artırmaya çıkanlacaklardır Bu artırma- da da bu miktar elde edılmemışse. gayrimenktıl en çok arttıranın taahhüdö saklı kalmak üzere; artınna ılanında gösteriler, müddet sonun- da en çok artırana ihale edılecekh'r. Şu kadar kı. artımıa bedelinin, nıalın tahmin edilen kıyınetlennın n o40'ını bulması ve satış ısteyenın ala- cağına rûçhanı olan alacaklann toplammdan fazla olması vc bundan başka paraya çevirme ve paylaştımıa masraflarını geçmesi la/ımdu Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa salış lalebı düşecektir. 2)- Artırmaya ıstirak edeceklenn. tahmin edilen kıymetlenn % 20'sı nispetinde nakit pey akçe.sı veya bu miktar kadar milli bir bankamn şartsı/ kcsın ve süresı/ teminat mektubunu venııelen lazımdıı Satış peşın para iledır. Alıcı istediğinde 10 günü gcçmemek üzere mehil verılebılır. lhaleye itiraz \ aki olması lıalınde dahı (alacağına tekabül eden satış be- delını müşten sıfatıyla ödenıekten ınııına suretiyle (alacağına ) malısuben ihale yapılmamış olması şartı hariç) satış bedelı nakdeıı ıcra vez- nesine yatınhr. Tcllaliye resmi, ihalepulu. tapu iıarç ve masrafları ile Kalma deger Vergisi (150 M2 ye kad;u-olan net meskenlerdc"o 1 mes- keıı olnıasma rağnıen ışyen olarak kullanılmış dairelerde. metruk dunımda olan binalarda, tarla, bına, han otel ve arsalarda "ol8 olarak KDV müşteriden tahsil edilir) tahlıye ve teslını giderleri öncelikle mûşteri tarafmdan ödenır. Birikmiş emlak vergisi, cezalan ve fenleri ile tellaliye ve tapu salım lıarcı satış bedelinden müşteriye ıade edilir. 3)- Ipotek sahibi alacaklılarla, diğer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üze- rindeki haklaruu, hususiyle faiz ve masrafa dair olan ıddialarını, dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde, Dairemıze bildınneleri lazımdıı; Aksi takdirde haklan lapu sıcili ile sabıt olnıadıkça paylaşmadan lıanç bırakılacaklardır. 4)- lhaleye katılıp, daha sonra ihale bcdelini ya- tırmamak suretiyle ıhalenın feshine sebep olan. tüm alıcılar ve kefılleri. teklıfettikleri bedel ile son ihale bedelı arasındakı farktan ve dıger zararlardan ve aynca temerrüt faizındcn müteselsilen mesul olacaklardır İhale farkı ve tcmerrüt faızi aynca hüknıe hacet kalmaksızm. Dai- remizce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5)- Şartname, ilan lanhinden ıtıbaren herkesin görebilme- si için Dairede açık olup, masrafı venldigi takdirde isteyen alıcıya birörneği gönderilebılir. 6)- Satışa iştırak edenlerın, şaıtnameyi gönıuiş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bılgı almak isteyenlenn 2006/688 Tal. sayılı dosya numarası ile Müdürlügüınuzc baş- vurmalan ilan olunur. 7)- Salış ilanı. ilgililerin adreslerine teblige göndenlmış olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresrelerı bılın- nıeyenlenn deyenne kaim olmak üzere, ılanentebliğ olunur. 11/04/2008 (lc tf.K126) (•) llgililer tabırine irtifak hakkı sahiplen de dahil- dir.(Basın: 23123) Elmadağ Meyhanesinde Müzikli Geceler Dr.Atilla Ovalı yönetimincle Solist Ayşe Sağyaşar ve GrupEhl-i Keyf ile her Çarşamba, Cuma ve Cumartesi gecesi Türk Sanat Müziği Programına yer veriyoruz. elmadağ meyhanesl ^"^ Rezervasyon: (0212) 241 03 20 -23 www.elmadagmeyhanesi.com KULTÜ» • SANAT TTT TT (0212 293 89 78 SES-1885 ORTAOYUNCULAR Ferhan Şensoy'un BOŞGEZEN VE KALFASI Ferhan Şensoy - Nefrin Tokyay - Rasim Öztekin - Erkan Üçüncü Ali Çatalbaş - Orhan Ertiirk - Elif Ourdu - Ebru Soyuerden 5 - 6 - 1 2 - 1 3 Mayıs 20.00 Ferhan Sensoy FERNÂME '^4 2 - 3 - 9 - 1 0 Mayıs 20.00 /1 Haziran Pazar 15.00 y»v Ferhan Sensoy ®P FERHANGİ ŞEYLER 31 Mayıs Cumartesi 20.00 | İSTİKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 25118 65-66 FAX: (0 212) 24143 27| Bir telefon yeterlı... Fidan Dikim Hattı Tel: 0212 284 80 00 T. İş Bankası Levent Şb. 822350 www.tema.org.tr Nüfus Cüzdanımı Kaybettim. Hükümsüzdür. Ibrahim YILDIZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear