Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHÜRİYET 1 MAYIS 2008 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
1 Mayıs En Güzel
Bayram...
Bugün 1 Mayıs. Dünya Emekçi Günü...
"Ayaklar baş olursa!" diyor Başbakan... Yani
emeğiyle yaşayanlar, emeğiyle üretenler, e-
meğiyle topluma, ülkeye yarar sağlayanlar
günün birinde yönetim yerine gelirlerseL
Ama gelmişler mi, gelecekler mi?
Bugün Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar,
rnilletvekilleri emekçi sayılmıyorlar mı? Kendi-
lerini "ayak" takımından değil de, "baş" takımın-
dan mı görüyorlar?
•••
Emeğiyle bir iş yapmak, bir ürün yaratmak, bir
yararı dokunmak, topluma bir değer kazandır-
mak sanki kötü bir şey!..
Tayyip Bey'in bir ara lETT'de çalıştığını duy-
muştuk. Kaç gün sürmüş işçiliği?.. Gencecik
yaşta Erbakan partilerinin önde gelen bir
"işçisi" olarak gerçek emekçilikten kurtulmuş..
Gençlik Kolu üyeliği, başkanlığı, ilçe yöneticil-
iği, başkanlığı, belediye başkanlığı! Sonra CH-
P'li Baykal'ın açık desteğiyle, tüm engelleri
aşarak Siirt Milletvekilliği, ardından da Başbakan-
lık!..
•••
Emekçilik, işçilik, amelelik diye bir "şey"
yokL Doğal olarak, emeği de bilmez, tanımaz..
işçileri, emekçileri de "ayaktakımı" sayabilir! O
zaman "ayak baş olursa" diye rahatça konuşa-
bilir... AKP kadrosunun önde gelenlerinin de elle,
kafayla bir ürün, bir değer yaratan emekçiler ol-
madıklarını da düşünürsek!..
•••
Bugün, Emeğin Bayramı... Her ne kadar emek
düşmanları bu anlamlı bayramı kaldırdıklarını
sanıyorsa!.. 1 Mayıs Türk işçisinin bayram
günüdür.. bunu kimse önleyemez; çünkü emek
ve emekçi her gücün üstündedir.
Yüzde kırk yedi oy alan bir parti ve o partinin
lideri, kendisine oy veren köylüsünü, kasa-
balısını, kentin varoşlarında yaşayanları nasıl
küçümseyebilir, nasıl "ayaktakımı" sayabilir?..
Kendisinin üç beş günlük İETT işçiliği dışın-
da bayilik, temsilcilik gibi parasal kazançlan
"ayak"\a değil "baş"\a kolaylıkla elde ettiği için
olmalıL
• * •
Bugün alanlar, yollar, sokaklar emeğin sesiyle
inleyecek, emekçiler güçlerini demokrasiye,
özgürlüğe, Atatürk devrimlerine, laikliğe,
halkçılığa inancıyla bir kez daha gösterecek.
Emeğe, emekçiye karşı çıkmaya, sustur-
maya, ezmeye, hiçbir iktidarın gücü yetmez...
Hepimiz emekçiyiz. 1 Mayıs Bayramı'nı kut-
lamak hepimiz için güzel bir görevdir.
Taksim'in Bir Adım Sonrası
1 Mayıs'a ilişkin bugünkü tartışma anlamlıdır. Işçi sınıfı Taksim
Meydanı'na "Ayaktakımıyız, baş olacağız; üreten biziz, yönetcn de biz
olacağız" diyerek yürüyebildiği ve bu sözünün hakkını verecek bir
"tertip"e yöneldiği takdirde, Taksim AKP hükümeti için "yolun sonıT,
Türkiye için yeni bir siyasi ufkun başlangıcı olacaktır.
Çetİn UYGUR Dev Maden-Sen Genel Başkanı
B
u yılın 1 Mayıs kutlamalan, gö-
rünüşte "kullaıuanın yerine"
ilişkin bir gerilımc konu oluyor.
Büyük bir üıtımalle 2008 1 Ma-
yıs'ı da siyasi iktidarın Taksim'i
cnıekçılcrc kapalı tutma inadı nedeniyle şid-
dete boğulacak.
1 Mayıs kutlamalanna ilişkin "alan gerili-
mp'nın bu dcnli ürnıandırılması ilk bakışta an-
lamsızmış gibi görüıısc dc konunun gerçek an-
lanıını Recep Tayyip Erdoğan, "ayaklar baş
olursa" sözleriyle iiade etıniş oldu. AKP hü-
künıetinin, işçilerin siyasi iradeye nüfuz et-
mesine hiçbir biçimde tahammülü olmadığı gö-
riilüyor.
Önümüzdeki yıl boyunca, AKP hükümeti-
nin iktidannı konımak için sermayenin ve em-
peryalist merkezlenn desteğini alabilmek için
işçi sınıftnın çahşma ve yaşam koşullannı kö-
tüleştirecek düzenlemelerde pervasızlaşacağı
biliniyor. SSGSS Yasası'yla başlayan bu sü-
reç, istihdanı paketi ile daha da şiddetli bir hal
alacak. Bunlann yamnda, kapitalizmin dünya
çapında yaşadığı krizin Türkiye'ye yansıma-
sı ve emekçilere fatura edilmesi de an mese-
lesi. Aynı zanıanda içinde bulunduğumuz
yıl, ülke çapında yerel yönetim seçimlerinin
yapılacağı yıl olaeak. AKP hükümeti "de-
mokrasi", "yerelleştirme" adı altında yerel
yönetimleri neoliberal politikalann temel bir
unsuruna dönüştürecek birçok yasal düzenleme
yaptı. AKP'nin çıkardığı bu yasalar, bölgesel
asgari ücret gibi emek düşmanı uygulama-
lardan başlayarak temel hiznıetlerin özelleş-
tirilmcsine dek uzanan geniş bir alanda hukuki
temel işlevi görecek.
Bu nedenle AKP hükümetinin işçi sınıfinı
dai" bir hareket alanma hapsetmesi zorunlu gö-
rünüyor.
AKP hükümetinin işçi sınıfına yönelik sal-
dınsını başanya ulaştıımak için sendikal ha-
rekette geniş kapsamlı bir "yedekleme" ha-
rekâtına girişti. Hak-lş'i neredeyse bir "yan ö"r-
gütü" gibi kullanan AKP hükümeti, Türk-tş
yönetimini de belirlemeye çalıştı. Ancak bu ha-
rekâtın, saldın programı üerledikçe ve bu prog-
rama karşı toplumsal direniş genişledikçe
ters teptiği, örneğin Türk-İş içerisinde ilerici
sendikalann saflaşmasına neden olduğu gö-
rülüyor.
AKP'nin endişesi
Bu genel koşullar göz önünde bulunduru-
larak bakıldığında, AKP hükümetinin 1 Ma-
yıs'ta gerilimi tınnandıran bir çizgiye yöııel-
mcsinin arkasında yatan gerçek daha kolay gö-
rülüyor. AKP hükümeti, kendisine karşı ger-
çek ve güçlü bir muhalefetin "toplumsal"
alandan gelişeceğinin farkında. Taksim Ala-
nı'nda yapılacak 1 Mayıs kutlamalannın, iş-
çi sınıfi merkezli bir muhalefet toparlanmasınm
başlangıcı olabileceğinden endişe ediyor. Bu
endişeyle lstanbul'u savaş alanı haline getir-
meye kalkışıyor.
İşçi sınıfı hareketi için ise Taksim'i emek-
çilere kapayan uygulama bir "moral eşik"tir.
Bu eşik aşılmadığı, herkese açık bir alanın iş-
çilere kapalı tutulmasına rıza gösterildiği sü-
rece, Türkiye işçi sınıfmın, egemenler karşı-
suıdaki direnme ufku, ağlayıp sızlanmanın öte-
sine gitmeyen bir çerçevenin ötesine geçe-
meyecektir.
Oysa, 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması
doğrultusunda oluşan ortak kararhlık, AKP hü-
kümetinin karşısına, işçi sınıfinın çıkarlan te-
melinde yeni bir toplumsal direniş merkezinin
çıkanlabileceğinin kanıtı olacaktır.
Ancak asıl sorun, bu kararlıhğın eyleme dö-
nüşmesinin sonrasında bulunmaktadır. AKP
hükümetinin antidenıokratik siyasi iradesine
karşı işçi sınıfi bir toplumsal direniş merkezi
olduğunu gösterdikten sonra ne yapacaktır.
AKP hükümetini kınayan açıklamalar yapıp
bilinen gündelik hareket zeminıne mi çckile-
cektir; yoksa topluma gösterdiği gücü, bir si-
yasi altcrnatif düzeyine yükseltmenin yollannı
mı arayacaktır? Taksim'de 1 Mayıs kutlama
kararlılığı göstercn emek ve halk örgütleri ile
ilerici siyasi güçlerin önünde yanıtlanmamış
bu sorular bulunmaktadır.
AKP hükümetinin ciddi bir siyasi muhale-
fetle karşılaşmaksızın uygulamaya soktuğu
neoliberal programlar karşısında işçi sınıfinın
politik direnişini nasıl yaratacağız? Ömeğin ye-
rel yönetim seçimlerinde işçi sınıfi siyasctinı
temsil eden bir muhalefet merkezi yaratmayı
amaçlayacak mıyız? Eğer böyle bir ^öneli-
tnimiz olaeak ise bu yönelimimizin pratik top-
lumsal muhalefet çizgimize yansıması ne
olaeak?
Bugünün sınıf mücadelesinin ihtiyacmı
karşılayacak bir toplumsal direniş merkezinin
ilerici emek ve halk örgütleri ile sol ve sosyalist
politik örgütlenmeleri bir araya getirmesi ge-
rektiği görülmektedir. Fmek Platformu'nun iş-
levsizleştiği her noktada, DİSK ve ilerici
emek hareketi için çıkış yolunun, bu güçlerin
bir araya getirilerek ortaklaşa harekete geçi-
rilmesi ile bulunduğu zaten bir gerçektır.
İlerici emek ve halk örgütleri ile sol politik
güçlerin neoliberalizme karşı direnişin mer-
kezine oturtulması, işçi sınıfi hareketinin
gündelik ihtiyaçlan açısından olduğu gibi, po-
litıka alanına müdahil olabilmesi açısından da
uygun bir temel sunacağı ortadadır. Önü-
müzdeki yerel yönetim seçimleri sürecine tüm
ilerici toplumsal güçlerin ortak bir demokra-
tik programla müdahalesini sağlayacak bir-
leştirici zemin, neoliberalizme, ırkçüığa ve em-
peıyalizme karşı kitlesel mücadelelerini bir ara-
ya getinnelidir.
Bu bir araya geliş, "muhaliflerin bir ara-
ya gelişi" değil, bir iktidar iddiasının ortaya
konuluşu olabilir.
Bu bakımdan da 1 Mayıs'a ilişkin bugün-
kü tartışma anlamlıdır. tşçi smıfı Taksim
Meydanı'na "Ayaktakımıyız, baş olacağız;
üreten biziz, yöneten de biz olacağız" diyerek
yürüyebildiği ve bu sözünün hakkını verecek
bir "tertip"e yöneldiği takdirde, Taksim
AKP hükümeti için "yolun sonu", Türkiye
için yeni bir siyasi ufkun başlangıcı olacaktır.
Bir Kent; Bir Universite
İrfan O. HATİPOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi
A
ntakya 10 305- den. Uzun yaşamı bo- kaldı. Atatürk'ün 'Be-
300 yıllarında yunca Pers, Arap, Haç- nim özel meselemdir'
kuruldu. Dün- lı, Selçuklu, Osmanlı, vurgusuyla ele aldığı
yanın en eski kentlerin- Fransız egemenliğinde Hatay (Antakya) sorunu;
Fabrika Satış Mağazaları Merkezi
Adessa • Apple» Artwork • Atalar» Atasay • Billabong • Burger King • Camper» Ceylan
Bebe» Colin's Loft» ÇiftGeyik Karaca» Decorium • Derimod Depo» Ellesse» Evin Restoran
Fabrika» Flo Ayakkabı • Hatemoğlu» Kelebek Mobilya • LCVVaikiki» Levi's» Mavi Jeans
MMM Migros» Mylla» Netvvork» Prime* Quiksilver« Reebok» Sarar» Seven Hill» Starbucks
Coffee • Şişli Optik • Teknosa • Tekzen • Tiffany • Tommy Hilfiger • Toyiki
Umut Sanat Outlet Cinema Center • Vakko • Yeşil • Yörük Sofrası • BP Bayservis
İ Z M İ T
Eski Gölcük Yolu Üzeri, 41040 IzmitTel: (262) 335 31 70Faks: (262) 335 06 01 • www.outletcenter.com.tr. info@outletcenter.com.tr
|Bnyraktar
1939 yılında ülkeye ka-
tılmasıyla çözüldü. Ne
yazık ki sonraki ülke
yöneticileri Antakya'nın.
önemini kavrayama-
mıştır. Kendi iç dina-
miğiyle gelişen bir sınır
şehri, kültürel, toplumsal
zenginliğini sanayi üre-
timiyle büyütememiş,
tarımsal üretime dayalı
sıradan Anadolu kenti-
dir.
Oysa Antakya kültürel
ve tarihi kimliği ile bir
dünya kentidir. Nüfus,
külrür yapısına yukarı-
dan baktığımızda Os-
manlı împaratorluğu'nu
görürüz. Dinler, mez-
hepler, ırklar mozaiğidir.
Farklı din/kültüre, fark-
lı ernisiteye sahip in-
sanlar birlikte yaşıyorlar.
Antakya'da Yahudi, Hı-
ristıyan (Katolık, Orto-
doks, Süryani, Ermeni),
Müslüman (Sünni, Al-
evi, Türk, Arap, Türk-
men, Çerkez) olarak
oluşturdukları birlikte
yaşama kültürü kentin
ruhuna işlemiştir. Yalnız
bu özelliği dünya kenti
olmaya yeterlidir.
Çok dilli, çok dınli,
çok etnik kökenli insan-
lann yaşadığı kentte ünı-
versite olmak kolay de-
ğil. Diğer yandan, ev-
rensel universite tanımı
içinde bulunan toplum-
sal, kültürel zenginliğin
geliştirilmesi görevi açı-
sından olumlu etkileri
de var.
Genç universite ol-
ması ve geçen döncnı
yöneticilerinin dene-
yımsizliği nedeniyle
kentin toplumsal/kültü-
rel yapısıyla, üretim sek-
törleriyle (sanayi, tanm)
bütünleşememış, marji-
nal konmııa düşmüştür.
Oysa üniversiteler kent-
ler için önemlidir. Yal-
nızca kültürel yaşamı
zenginleştirmezler, eko-
nomik katkı sağlar, bilim
ve teknolojiyi yaşamın
her alanına yayarlar.
Mustafa Kemal Üniver-
sitesi anılan nedenden
dolayı evrensel görevini
yerine getirememiştir.
Mustafa Kemal Üni-
versitesi 'nin yeni yöne-
tim i kentle bütünleşme-
ye öncelik vermiştir.
Üretim sektörlerine (sa-
nayi, tanm) katkılar art-
mış. Sivil toplum örgüt-
leriyle kent yaşamını
zenginleştirici çalışma-
lar yapılıyor. Üniversı-
tede yapılmakta olan ta-
rımsal inovasyon çalış-
malarıyla Amik Ovası
bitkisel ve hayvansal
üretimde ileri teknolojı-
de üretim yapabilir ko-
numa gclecektir. Öme-
ğin, hayvanlarda embri-
yo transferiyle yüksek
verimli damızlık hay-
van üretimi teknolojisi
daha da yaygın uygula-
nabilir aşamaya gelmiş-
tir. Şu anlama gelmek-
tedir: Bölgede damızlık
hayvan varlığı üç yıl gi-
bi kısa bir sürede yüksek
verimli hayvanlarla de-
ğiştirilebilecek. Başka
bir deyişle daha ucuz,
daha bol et vc süt üreti-
mi demektir. Yine sivil
toplum örgütleriyle ya-
pılan panel, konferanslar
ve değişik sosyal etkin-
liklerle kentin ülke so-
runlarına duyarsız kal-
ması önlenmeye çahşı-
lıyor. Yeni fakülte-
ler/yüksekokullar açıla-
rak öğrenci ve öğretim
elemanı artmaktadır.
Eğitimin kalitesi sürek-
li yükseliyor. Demokra-
tik, katılımcı yapısıyla
bilime katkısını arttırı-
yor. Tüm çalışmaların
içinde Rektör M. Şere-
fettin Canda'nın kat-
kısı yadsınamaz.
Kentler ve üniversi-
teler bir bütündür. Yerel
yöneticiler de maddi ve
manevi katkılarını yap-
malıdırlar. Katkı koy-
madığımız hiçbir şeyi
sahiplenemeyiz. Bir ken-
tin ve üniversitenin gc-
lişim iklimi bu kadar
örtüşebilir. Bir öngörü
değil, Cumhurıyetin yü-
züncü yılında dünya
kenti Antakya'da bir
dünya üniversitesi neden
olmasın. Rektör Can-
da'nın deyimiyle 'Adı-
na yaraşır ve her öğ-
rencisi Muslul'a Kemal
olan universite olmak'
çok zor olmasa gerek.
PENCERE
1 Mayıs'a
Merhaba...
Gece hastaneye apar topar götürülürken anım-
sadım ki Ahmet Haşim'i Yahya Kemal'den da-
ha çok severim; şiire vurgun olanlann bildikleri aşa-
ğıdaki ünlü dizeleri onun yazmasını temenni
ederdim:
"Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış..
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle..
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış..
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle..
ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde..
Gönlö heryerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde..
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.."
Peki, Yahya Kemal'in bu güzelim şiirinde eksik
olan neydi?
Yanıt çelişkili ve garip.
AzrailL
•
Niçin?..
Çünkü Azrail pek sevimli bir melek sayılmaz:
"- Aman Azrail aman.. Tanrı'nın birliğine yoktur
güman..."
Şiirin sözcüklerine yeniden bir göz atalım:
GÜL
Bahçe..
Bülbül..
Bahar..
Ahenk..
Azrail'in ne işi var bunlann arasında?..
•
Son günlerde çoğu zaman kimi sorulara yanıt
vermek zorlaştı. Allah aşkına ortalığı sarıp sar-
malayan "Kutlu Doğum Haftası"n\n futbolla ne il-
gisi var?..
Gazetelerin yazdıklanna bakılırsa, önce Feto'nun
adamı Hakan Şükür Galatasaray'ı ele geçirdi...
Sonra tevatür şöyle yayıldı:
Hakan Şükür'ün dediğine göre "Kutlu Doğum
Haftası" ünlü uluslararası futbol derbisinde Ga-
latasaray'a yarayacaktı..
Yaradı mı?..
Işler gittikce karışıyor..
Feto Galatasaray'a el koyup "kutlu doğum"u fut-
bola soktuktan sonra Papa'nın ne yapacağı bili-
nir mi?..
Meryem Ana'nın Hazreti Isa öyküsü de kale
ağlarına karışıp Hıristiyan yandaşlarına tezgâh-
lanmaya başiadı mı, Hakan Şükür solda sıfır ka-
lır mı kalmaz mı?..
•
Evet, işler gittikce karışıyor...
Kırk yılda bir hastaneye yatayım dedim..
Ben hastanede yataktayken olan bitenlere bir
bakın:
• Feto'nun Galatasaray'a hamlesi..
• Hakan Şükür'ün "Kutlu Doğum Ha/üas/"yla atı-
hmı...
r
i ^
• Katar Emiri Arap şeyhinin mfedyanın ikinci bü-
yük grubu Sabah'a el koyması...
• Bizim medyanın Arap şeyhine karşı feveranı...
• Islamcı takımın dincilik yöntemleriyle küçük
kız çocuklarını aşağılık cinsel politikaları için kul-
lanan pislikler...
•
Sizlerden bir süre daha izin istiyorum..
Henüz hastanedeyim...
Ama, bugün 1 Mayıs...
Selam sana 1 Mayıs...
Yalnız Türkiye için değil, tüm dünyaya dönük bir
değişimin tohumlanması sürecine girdik...
Dünyada bir şeyler oluyor...
Olaeak...
Farkında mıyız?..
Türkiye'yi kaşkaval dinciliğin insanlık ve çağ-
daşlık dışı düzenine sürmek isteyenlerin kulakla-
rına kar suyu kaçtı...
ÎLHAN SELÇIIK
ZtVERBEY KOŞKt_
İlhan Selçuk'un 12 Nart cuntasına işkence
altında verdiji Ifadeler 15 yıl sonra 12 F.yllil
cuntasının yönetimde olduğu sırada Nazlı
nıcak tarahndan yayımlandı. Darbe hazırlığı
İle suçlanan iıiıan Selçuk'un Hadelerinde
kimsenin aklına gelmeyen bir sürpriz vardi:
Akrosflş!
A M I ^ y Cumhuriyet
fSm ÛMÛ V ^ V KKaplar.
82122724546 üiünsjeî www.cumhuriyetkitaplari.com
Mnfcnz: Prol Nureltin Maîhat öktel Sokak No 2 Şişli Tel 0 212 343 72 74
Ankara Şube: Alalürk Bulvarı No 125 Kal 4 Bakarılıklar Tel 0 312 419 50 20
IzmlrŞube: H ZıyaBulvarı 1352 SokakNo 2/3Pasaport Tel 0232 441 1220