23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2008 PAZAR 6 HABERLER Dinci basın bildiğimiz gibi Gözaltılarla ilgili haber ve yorumlarıyla saldırılarına devam ettiler. Anadolu’da Vakit ise eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de gözaltına alınabileceğini ima etti İstanbul Haber Servisi Gözaltıları farklı yorumlayan dinci gazeteler, beklenen yorumlarını yaptılar, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de ifadesine başvurulması gerektiğini öne sürdüler. Birgün gazetesi ise “Yiyin birbirinizi” diyerek kaos istedi, gözaltıların AKP’nin kapatılması davasına misilleme olduğunu yazdı. AKP hükümetine yakın Yeni Şafak gazetesi “Ergenekon’da ikinci dalga” sürmanşetiyle yayımlandı. Gazetenin köşe yazarlarından Fikri Akyüz, “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet” başlıklı yazısında, “Tehlikenin farkında mısınız diyenler, farkındaysanız tehlikedeler! ... Bu kişiler gözaltına alındı diye ‘İlhan Selçuk’u savunmak Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmakla eşanlamlıdır’ mealinden konuşmak, en hafif deyimiyle terbiyesizliktir” dedi. ‘Savcı tehlikeyi fark etti’ Anadolu’da Vakit gazetesi, “Savcı ‘tehlike’yi fark etti!” sürmanşetiyle çıktı. Gözaltına alınan 12 kişinin “yasakçılıkları ve darbe çığırtkanlıklarıyla bilindiği” iddia edilen haberde, şu yoruma yer verildi: “Darbe çığırtkanlığı yapan İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’i, Danıştay saldırısı sonrasında ‘Tehlikenin farkında mısınız’ kurgusuyla hazırlanan reklamlar ile kitleleri töhmet altında bırakmaya çalışmış, Ergenekon soruşturması süresince de gelişmeleri vermekten itina ile kaçınmıştı. Selçuk ve Perinçek’in gözaltına alınması, derin çeteleşmelerin boyutlarını gözler önüne sererken operasyonun Cumhuriyet savcılarının talimatı ile gerçekleşmesi ‘Savcı tehlikeyi fark etti’ şeklinde yorumlandı.” Gazetenin köşe yazarı Kürşat Bumin de İlhan Selçuk’un gençliğinden beri demokrasi dışı müdahalelerin savunucusu ya da akıl hocası kanlığı döneminde Selçuk’un, özellikle kritik kararlar öncesinde Çankaya Köşkü’ne çıktığı, kapalı kapılar ardında ikili arasında uzun değerlendirmeler yapıldığının bilindiği dile getirildi. Gazetede Hüseyin Danişment imzasıyla yayımlanan haberde, Selçuk, Perinçek ve Alemdaroğlu “darki gösterdi” denildi. Gazetede Ahmet Dönmez imzasıyla yayımlanan başka bir haberde de “Ergenekon’un çöküşü 1” ve “Ergenekon’un çöküşü 2” kitaplarının yazarı Zihni Çakır’ın görüşlerine de yer verilerek “Çakır, ‘Operasyonlar, bugünkü gözaltılardan çok daha fazla ses getirecek isimlerle devam savcının soruşturması ilginç bir dönemece girdi ve eğer soruşturmada sona yaklaşılmadıysa korkarım Türkiye çok tehlikeli bir hesaplaşmaya doğru gidiyor. Bir yana ‘Büyük Ergenekon’u, bir yana da AKP hakkındaki kapatma davasını koyduğunuzda, ne demek istediğimi daha kolay anlayabilirsiniz” yorumunu yaptı. Taraf: Çetenin sol kanadı Taraf gazetesi ise “Tehlikenin farkında mısınız” manşetiyle yayımlandı. “Jitemci Veli Küçük’le başlayan Ergenekon çetesi operasyonuna eski bir rektörle, Türkiye’nin en dokunulmaz gazetecisi de takıldı” yorumu yapılan haberde, “Ergenekon soruşturması ‘çetenin sol kanadı’ diye tanımlanan ve ‘Asıl tehlike onlardı’ denen isimlere yöneldi” ifadesine yer verildi. Selçuk’un gece yarısı gözaltına alınmasının tepki yarattığı belirtilerek, “Neden? Ertesi, yani dün sabah darbe mi yapacaktı? Ya da ona suikast düzenleneceği öğrenildi, gözaltı önlem olsun diye miydi? Yoksa, hep alışılageldiği gibi Selçuk’a gece gözaltı cezası mı uygulandı” soruları yöneltildi. “Yiyin birbirinizi” manşetiyle çıkan Birgün gazetesi de “Küresel kapitalizmin ‘kendine demokrat’ aktörü AKP ile devlette yuvalanmış baskı rejimi yanlılarının didişmesinde, şov niteliğinde gözaltılarla yeni bir aşamaya girilmiş oldu” yorumunu yaptı. Sabah gazetesi de “Ergenekon’da büyük gözaltı” başlığı ile manşetine taşıdığı haberi yorumsuz verdi. PAZAR ORHAN BURSALI Doğan ve/veya Özkök, Tutuklanır mı? Aylardır iddianamesi hazırlanmayan ve mahkemesi açılmayan Ergenekon davası üzerinde siyasi spekülasyonların bini bir para... Ama bir gerçek var: İktidarın eli bu davanın içinde! Güngör Mengi’nin (Vatan) yazısından anımsadık: Başbakan’ın, 24 Ocak günkü gazetelerde (Zaman, Sabah..), davayla ilgili ilk tutuklamalar üzerine demeci şöyleydi: “Son olay yürütme ile yargının gayet güzel bir dayanışma içerisinde bu işi yürüttüğünün ifadesi oldu.” Gayet net. Ergenekon davasını sürdüren savcı da Başbakan’ın bu ifadesini yalanlamadığına göre, davada siyasetin gölgesi olasılığı güçlü. Nitekim Güngör Mengi de, İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu ve Doğu Perinçek’in de içinde olduğu gözaltına alma konusunda soruyordu: “Yürütme yargının bu son işine ne kadar müdahil oldu?” Sakın siyaset, yakalanan bir pisliğe, kendisini desteklemeyen “düşmanlarını” bulaştırmak çabası içinde olmasın? Siyaseti bilemeyebiliriz, ama basın içinde psikolojik harekâtın başroldeki sürdürücüsü FKTK iyi bir bilendir. Hem davayı çok yakından ve içeriden izlemekte hem de iktidar adına basını hizaya getirmek gibi bir görev üstlenmiş durumda. 20 Mart tarihli yazısında bu görevini şöyle yerine getiriyordu: “Medyada öyle AKP’li veya CHP’li türü bir saflaşma yok. Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Vatan gibi ülkeyi sonu belli olmayan bir istikamete sürüklemek isteyen gazeteler ile demokrasi mücadelesi veren gazeteler var. Yalan dolana sapmadan, kendi çarpık zihinlerinin ürünü mizansenleri ekrana yansıtmaktan çekinmeyen kanallar ile doğrudan ve gerçekten ayrılmayan kanallar var.” FKTK keskin kılıcıyla medyayı böyle ikiye bölerken, aslında Doğan Medya Grubu üzerine iktidar adına kırbacını şaklatıyor! Sanki sirk sahnesinde hayvanlarını hizaya sokmaya çalışan bir aslan veya at terbiyecisi veya sirk şaklabanı kılığında! Bu amaçla basının üzerine sürülmüş bir iktidar görevlisi gibi… ??? Derken, “ülkeyi sonu belli olmayan bir istikamete sürüklemek isteyen gazeteler”den Cumhuriyet’in İlhan Selçuk’u gözaltına alınınca, sırada acaba Doğan Grubu’nun sahibi Aydın Doğan ve/veya Hürriyet’in Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök mü var, diye sormaz mısınız? Öyle ya, “ülkeyi sonu belli olmayan bir istikamete sürüklemek” istedikleri için, bu gazetelerin (ve kanalların) hizaya sokulması vatani bir görev olarak duruyor! Cumhuriyet “ağzının payını” aldığına göre, yargıyla bütünlük içinde hareket ettiğini açıklayan iktidarın, Ergenekon davası içine Sayın Doğan’ı ve Özkök’ü dahil etme olasılığı, FKTK aracılığıyla dile getirilmiş de olabilir. Canım, bu çok kaba bir tehdit karşısında, ben de aşırı veya alıngan mı davranıyorum şu olağanüstü günlerde? ??? Ama kimilerinin, “ülkeyi sonu belli olmayan belli istikametlere sürüklemek isteyen” ağır ifadesini “namusu tam eksik” olarak da yorumlayabileceği FKTK, ertesi günkü yazısında “hedef daraltıyor” ve şöyle yazıyordu: “Hürriyet veya Milliyet, hatta Vatan önemli değil bu süreçte, onlar ‘vur kaç’ ekibi; karargâh Cumhuriyet gazetesi...” Derken, odağa oturtulan Cumhuriyet’in üzerine Ergenekon’un şimşeği düşüyordu! Savcı, peşinen yazayım, bu birbiri ardına gelen ilişkiler konusunu bana değil, FKTK’ye sormalı! Ama bu noktaya geldiğimize göre, kamu adına ben sorumu sorayım: FKTKhükümet ve operasyon arasında bir eşgüdüm, hedef belirleme vb. gibi bir durum var mı? Ben olamayacağını düşünüyorum ve tersini düşünenleri de şiddetle kınıyorum… Sanırım bu konuda en doğru yorum, FKTK’nin, şimdi kendisini ortalıkta tüyleri ve koltukları kabarmış olarak dolaştırdığını sandığım, müthiş alma duyusu ve öngörüsüdür… kendisine şapka çıkarırım! Peki, Doğan ve/veya Özkök’e sıra gelir mi? Şüphesiz ki hayır! Dünyanın sonunu mu getireceğiz! Ama FKTK kamçısını hep sallayıp duracaktır! Çünkü, iktidar ve FKTK, ele geçirdikleri ve “yalansız dolansız” nitelediği, AKP’leştirilmiş basın ve TV kanallarıyla yetinmiyorlar. Hepsini istiyorlar, geride ne kaldıysa… İktidar ve FKTK, kamçıyı, medyayı bir ölüler diyarına, bir mezarlığa dönüştürünceye kadar şaklatacaktır. Sabah ve atv ile yaptıkları “altın vuruş” onların karınlarını doyurmadı! Karşımızda, mutlaklık ve totaliterlik arzusuyla, tepeden tırnağa, kılcal damarlarına ve hücrelerine kadar yanıp tutuşan bir iktidar sapkını insanlar güruhu var… olduğunu, Alemdaroğlu’nun da rektörlük görevinde iken demokrasinin kabul edemeyeceği uygulamalara imza attığını savundu. Anadolu’da Vakit’in 1. sayfasında yer alan “Sezer’in de ifadesine başvurulabilir” başlıklı bir başka haberde ise Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaş be çığırtkanlığı yapmak, çetelere sessiz kalmak ve başörtüsü düşmanlığı” ile suçlandı. Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi, 1. sayfadan verdiği “Soruşturma derinleşiyor 14 kişi gözaltında” başlıklı haberinde, “Ulusalcı kesim ‘hukuki sürece’ tep edecek’ öngörüsünde bulundu” denildi. “Çete derinleşiyor” manşetiyle yayımlanan Milli Gazete ise haberinde süreci tarafsız bir dille aktardı. Radikal gazetesi “Ergenekon bombası” manşeti ile çıktı. İsmet Berkan da yazısında “İlhan Selçuk gibi bir simge ismin gözaltına alınmasıyla, İP GENEL BAŞKANI PERİNÇEK Gece yarısı baskınları AKP ile ilişkilendirilerek eleştirildi ‘İkinci kez çuval geçirme girişimi’ İstanbul Haber Servisi İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, soruşturmayı yürütenlerin Amerika’yı savunduğunu belirterek “Yaptıkları girişim Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ikinci kez çuval geçirme girişimidir. Birinci kez Amerikan ordusu TSK mensuplarına çuval geçirmişti, şimdi de bu operasyonla ikinci kez çuval geçirme peşindeler” dedi. Ergenekon operasyonu kapsamında önceki gece gözaltına alınan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, avukatı Mehmet Aytekin aracılığıyla kamuoyuna açıklama yaptı. Beyoğlu’ndaki İP İstanbul İl Merkezi önünde dün basın açıklaması yapan avukat Mehmet Aytekin, dün sabah saatlerinde Perinçek’le görüştüğünü belirterek sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Daha sonra Perinçek tarafından kaleme alınan açıklamayı okudu. Perinçek açıklamasında, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile önceki gün 3 saatlik bir görüşme yaptıklarını belirterek savcının “cumhuriyet savcısı sorumluluğunda görev yapmadığı”nı ileri sürdü. Gözaltına alınmasına gerekçeleriyle itiraz ettiğini de dile getiren Perinçek, itirazının savcı tarafından reddedildiğini kaydetti. Perinçek, “Gladyocu Fethullah timi soruşturmada var gücüyle TSK’ye suç atmaya çalışıyor. Dün gece (önceki gece) üç saatlik konuşma oldu. ‘Nereden bir leke üretir, yara açarız ve oradan işleriz çabası içindeler’. Bugünkü ve geçmiş komuta kademesine suç atmak için özel bir çaba içindeler. Kuşkusuz bu çaba girişim düzeyinde kalacak ve altında kalacaklar” ifadesinde bulundu. Savcı Öz’ün, Aydınlık dergisinin bundan sonraki sayısında yer alacak haberlerle ilgili bilgileri 8 polis memuru önünde ağzından kaçırdığının da altını çizen Perinçek, “Savcı, ‘Sizi izliyoruz’ dedi. Aydınlık dergisinin ve Ulusal Kanal’ın duvarlarından kanunsuz olarak izlendiği görülüyor ve savcı suç işlemeye devam ediyor” açıklamasında bulundu. Açıklamasında, gladyonun adresinin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olduğunu da vurgulayan Perinçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın BOP’un eşbaşkanı olduğunu ifade etti. Perinçek, “Abdullah Gül, ABD ile 2 sayfalık, 9 maddelik bir hizmet sözleşmesi yaptığını itiraf etmiştir. PKK’yi Meclis’e sokanlar ve PKK’yi temsil ettiğini açıkça belirten DTP üzerinden PKK’yle Çankaya’da siyasal çözüm adı altında Türkiye’yi bölmenin yolları konuşuluyor. Bu kişiler Türkiye’nin birliğini savunan orduya ve milli kuvvetlere karşı Ergenekon operasyonunu yürütmekteler” diye kaydetti. İP’den protesto İP yöneticileri, üyeleri ve yurttaşlar dün sabah saatlerinde Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaparak gözaltıları protesto ettiler. İP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, operasyonun ABD tarafından organize edildiğini söyledi. Tepki manşetlere taşındı obursali?cumhuriyet.com.tr. VATAN: Gazete adeta birinci sayfasını göİstanbul Haber Servisi İlhan Selçuk, nı durumla kendileri de karşılaşabilirler” zaltılara ayırdı. Dün “Bu da işkence” sürDoğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğ dedi. MİLLİYET: Gazete, haberi “Gözaltı manşeti ile çıkan gazete, sürmanşetinde İllu’nun da aralarında bulunduğu 13 kişinin gözaltına alınması hemen tüm gazetelerde Depremi” başlığı ile manşetinden yorum han Selçuk’un fotoğrafına yer vererek “56 manşetten yayımlandı. Haber ve yorumlar suz olarak verdi. Gazete yazarı Melih Aşık, yıllık gazeteci... Cumhuriyet gazetesinin da AKP, iktidar imkânlarını basını sustur “Kara Bir Gün” başlıklı yazısında, “Tür imtiyaz sahibi ve başyazarı... 83 yaşında... mak için kullanmakla suçlanırken gözaltı kiye’deki laik Cumhuriyete karşı sivil Kalp hastası... 12 Mart’ta Ziverbey Köşna alınmaların şeklinin darbe dönemlerini darbe sürüyor” dedi. Can Dündar ise kü’nde işkence gördü. Dün sabaha kar“Büyük kapışmada kılıçlar çekildi” ifa şı 04.35’te evine baskın yapılarak gözalanımsattığına dikkat çekildi. HÜRRİYET: “12 Mart’tan 21 Mart’a” delerine yer vererek “Bugün yapılmaya tına alındı...” ifadelerini kullandı. Manşesürmanşeti ile çıkan gazete, İlhan Selçuk’un çalışılanın, derin devleti temizlemek de tinde “Hesaplaşma mı?” başlığını kulla12 Mart 1971 darbesinden sonra Ziverbey ğil, bu bahaneyle muhalifleri tasfiye et nan Vatan, “Herkes birbirine aynı soruyu soruyor. Ergenekon gözalKöşkü’nde işkence gördüğünü tıları, AKP’ye kapatma davaanımsatarak Şule Perinçek’in ? Melih Aşık, Kara Bir Gün başlıklı yazısında, sının intikamı mı?” ifadeleri“Aile mektuplarını bile aldılar. “Türkiye’deki laik Cumhuriyete karşı sivil darbe ni taşıdı. Doğu’nun İsviçre Mahkemesürüyor” dedi. Güngör Mengi de yazısında si’ne sunmak üzere derlediği “Ergenekon gerçek mi, yoksa ‘İsviçre’de Kazanılan Başarılar’ ? Bekir Coşkun, “Sıra Size Gelecek” başlıklı iktidarın savunma silahı mı” da suç delili olarak alındı” ifayazısında, olanları “karşıdevrim” diye niteledi. diye sordu. Zülfü Livaneli, İldelerini sürmanşetin altında verhan Selçuk’un gözaltına alındi. Genel Yayın Yönetmeni Er? Güngör Mengi, “Ergenekon gerçek mi, yoksa masıyla dehşet duygusuna kapıltuğrul Özkök, “Ya İlhan Seliktidarın savunma silahı mı?” diye sordu. dığını belirttiği köşesinde, “Baçuk konuşursa” başlıklı yazısında, babasının komünizme kar? Can Dündar, “Bugün yapılmaya çalışılanın, derin sın üzerindeki baskı inanılmaz boyuta ulaştı...” dedi. Neşı olmasına karşın İlhan Seldevleti temizlemek değil, bu bahaneyle muhalifleri cati Doğru ise gözaltı yöntemiçuk’a gizli hayranlık duyduğutasfiye etmek... olduğunu görüyoruz” diye yazdı. ni işkence olarak niteledi. Musnu anlattı. Bekir Coşkun, “Sıtafa Mutlu da Selçuk’un gözalra Size Gelecek” başlıklı yazıtına alınış şekline itiraz ettiğini belirttiği sında, olanları “karşıdevrim” şeklinde ni mek... olduğunu görüyoruz” dedi. Fikret Bila, İlhan Selçuk’un gözaltına yazısını, “Ama biz asla onlar gibi, ‘İlhan teledi. Yalçın Bayer, İlhan Selçuk’u içeri atarak alınış şeklinin rahatsız edici olduğunu ifa Selçuk için yasalar değiştirilsin’ demiyoruz! iktidarlarını güçlendireceklerini umanlar de ederek “İlhan Selçuk’un bir teröristin ” diye özetledi. AKŞAM: “Türkiye’yi sarsan 04.00 basvarsa bu hesapların tutmayacağının kısa sü gözaltına alınması gibi götürülmesi izaha muhtaçtır” dedi. Derya Sazak da “Kı kını” manşetini atan Akşam, “83 yaşındarede görüleceğini yazdı. Yalçın Doğan da “Korku Cumhuriye lıçlar çekildi” dediği yazısında, “Bu man ki yazara yatağında gözaltı” altbaşlığını ti” başlıklı yazısında, gözaltı sırasının kim zara demokratik bir ülkede hukuk güven kullandı. “Velev ki tesadüf” başlıklı haberde olduğunu ve “tekme tokatla mı” gözal cesi altında yaşıyor olmaktan çok, 12 de ise Yeni Şafak gazetesinin İlhan Selçuk Mart, 12 Eylül’lere özgü ara rejim uygu ve Doğu Perinçek ile eski Yargıtay Cumtına alınacağını sordu. Mehmet Y. Yılmaz da yazısında, “Bu lamalarını çağrıştırıyor. ‘Gözdağı’ veri huriyet Başsavcısı Vural Savaş’ı hedef gösterdiğine dikkat çekti. nu yapanlar... Unutmasınlar ki yarın ay liyor” ifadelerini kullandı. TGC GENEL BAŞKANI ERİNÇ: 50 yıl önceki olay tekrarlandı Yurt Haberleri Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, gözaltına alınan gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’a yapılan muameleye tepki göstererek uygulamanın 50 yıl önce gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın’ın tutuklanmasını anımsattığını söyledi. TGC’nin Mudanya’da düzenlediği “45.Yerel Medya Meslek İçi Eğitim Semineri”ne katılan Erinç, TGC olarak Selçuk’un gözaltına alınmasıyla ilgili sürecin takipçisi olduklarını belirtti. 50 yıl önce gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın’ın iktidarı eleştirdiği için tutuklandığını anımsatan Erinç, “Bu olay hem demokrasi hem de basın tarihi açısından önemlidir. Aradan 50 yıl geçti ve bugün Hüseyin Cahit Yalçın’ın o günkü yaşına ulaşmış olan ustamız İlhan Selçuk aynı muameleye tabi tutulmuştur. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve ifade özgürlüğünün yerine getirilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz. Türkiye’de kızgınlık bazen mantığın önüne geçiyor.” Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de yaptığı yazılı açıklamada, son genel seçimlerden zaferle çıkan AKP’nin ‘mafyalaşmış bir grubu’ cezalandırmak gerekçesiyle başlatılan soruşturmadan yararlanarak, önce muhalif sesleri, sonra da laik rejimi tasfiye etmek istediği söyledi. AKP kurucularının siyasi geçmişlerinin bu tahmini güçlendirecek sayısız örneklerle dolu olduğunu kaydeden Ekşi, “Türkiye’deki atmosfer soruşturmanın yeni bir McCarthysizm sürecine dönüştürülebileceğini düşündürmektedir. Dünya kamuoyu Türkiye’nin yaşadığı bu süreci bilmelidir” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear