23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ŞUBAT 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türbanla ilgili değişiklik önerisine hazırlanan komisyon raporuna şerh koyan CHP’den MHP’ye sert eleştiri 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Hortumculuğa katılıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyelerinin türbanla ilgili anayasa değişikliği önerisi için hazırlanan komisyon raporuna koydukları muhalefet şerhinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin seçimler öncesindeki “inanç hortumculuğu” sözlerini anımsatarak, “Bu kadronun bu hortumculuğu hasada dönüştürmek istemesini inanç hortumculuğuna iştirak olarak nitelendiriyoruz” değerlendirmesi yapıldı. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da, “MHP’nin siyasi rant yarışını itiraf ettiğini” söyledi. AKP ile MHP’nin üniversitelerde türbanı serbest bırakmak için verdiği anayasa değişikliği önerisinin yarın yapılacak ilk tur görüşmelerinde CHP Aklını Yitiren Politikacıların Ülkesi TBMM Genel Kurulu, tarihinde çok az rastlanan gergin bir ortam içerisinde, AKPMHP ittifakının hazırladığı iki maddelik anayasa değişikliğini yarın görüşmeye başlayacak. İki partinin milletvekili sayısının, teklifi yasalaştırmaya yeteceği bilinse de, özellikle üniversitelerden ve çağdaş kadın kuruluşlarından kaynaklanan ve giderek çoğalan bir direnç cephesi, toplantı ve yürüyüşler ile Başbakan’ın İspanya’dan verdiği bir işaretle başlayan ve şimdilik üniversite öğrencileri için çene altından bağlanan türbana özgürlük tanınmasını amaçlayan değişiklik teklifinin doğuracağı tehlikeleri anlatmaya çalışıyor. İlginçtir.. Siyasal iktidar ile payandası MHP’nin öğrenim hakkı ve özgürlüğü etiketli bir sunum paketi içinde yasalaştırmayı amaçladıkları teklifin karşısına çıkan üniversitelerin rektör ve öğretim üyelerini, YÖK’ün başına adeta bir Hükümet Komiseri olarak atanmış olan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, düzenlenen toplantıya katılımı en aza indirmeye çalışarak ve kendisinin rektörlerin sicil amiri olduğundan söz ederek önlemek istedi. Bu isteklerini uygulamak için hem bilim adamlarından oluşan meslektaşları, hem de kamuoyu önünde zaman zaman acınacak duruma düştü. İşin başından Cumhurbaşkanı Gül’ün önerdiği YÖK Başkanlığı görevini kabul ederken, siyasal iktidarın başları ile birlikte iplerin çekilmesine rıza gösteren; aynı zamanda izleyeceği yol haritası için de Maliye Bakanı’ndan aldığı şartlı tehditlere baş eğen Özcan elbette etkili olamadı. ? CHP’nin şerhinde, “Bu kadronun bu hortumculuğu hasada dönüştürmek istemesini inanç hortumculuğuna iştirak olarak nitelendiriyoruz” değerlendirmesi yapıldı. CHP Grup Başkanvekili Okay da, “MHP’nin siyasi rant yarışını itiraf ettiğini” söyledi. lideri Deniz Baykal’ın kürsüye çıkması bekleniyor. CHP’li Hakkı Süha Okay, dün Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında MHP’ye sert eleştiriler yöneltti. Okay, MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay’ın değişikliğin “hasadını yapacağız” sözlerini “siyasi rant yarışının itirafı” olarak nitelendirdi. Yüz binler Anıtkabir’e yürürken eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “teneke çalıyorlar” dediğini anımsatan Okay, “Arınç, ne derse yeridir, diyebilirsiniz. TBMM başkanlığı yapmış bir siyaset adamının bu üslubunu yadırgamıyoruz ama tarihe not olarak da düşülmesi lazım” dedi. Okay, Bahçeli’nin kendilerini hedef alan eleştirileri “kara propaganda, tahrik” diye nitelendirdiği anımsatılarak yöneltilen bir soru üzerine de, “Kendi değerlendirmesidir. Anıtkabir’de yüz binler kendisine şöyle seslendi: ‘Tayyip türbanı Bahçeli’ye tak’” demekle yetindi. Sorun YÖK’ün 17. maddesi değil, anayasanın iki maddesinin değiştirilmek istenmesi” dedi. TBMM Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Atilla Kart, Atilla Emek, Mehmet Ali Özpolat, Turgut Dibek ve Şahin Mengü’nün komisyon raporuna koydukları muhalefet şerhinde önerinin “anayasının değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikteki maddelerine açıkça aykırı, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetin temel niteliklerini ihlale yönelik, yok hükmünde” olduğu kaydedilerek şu görüşlere yer verildi: “Başta Başbakan , hükümet, AKP mensubu milletvekilleri, belediye ‘Sorun 17. madde değil’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın YÖK Kanunu’nun ek 17. maddesinin konuşulabileceğine ilişkin açıklamasıyla ilgili olarak da Okay, “İki partinin tutanağa bağladıkları bir iradeleri var. başkanları olmak üzere muhtelif düzeydeki siyasi iktidar mensuplarının değişik tarihlerdeki söz ve eylemleri göz önüne alındığında; Cumhuriyetin temel niteliklerinin ‘olmazsa olmaz’ koşulu olan laikliğin işlevsiz hale getirilmek istenildiği görülecektir. Başbakan ve iktidar mensuplarının bu yöndeki söylem ve eylemleri, Bahçeli ve diğer yetkililer tarafından da ‘inanç hortumculuğu’ olarak adlandırılmıştır. Bu gözlem ve tespiti yapan bir siyasi kadronun, gelinen süreçte bu hortumculuğu yasalanayasal himaye altına alma girişimine destek vermesini ve hasada dönüştürmek istemesini ise Türk siyaseti adına talihsiz bir süreç olarak görüyor ve inanç hortumculuğuna iştirak olarak nitelendiriyoruz.” BELÇİKA’DA TARTIŞMA DSP liderinin ‘Türban sürecini şimdilik durdurun’ önerisi olumlu karşılanmadı ‘Türban kadını ikinci sınıf varlık yapar’ ? Belediyelerdeki türban yasağına karşı başlatılan imza kampanyasını eleştiren iki solcu entelektüelin De Standaard gazetesinde verdikleri yanıt sert oldu. ÇİMEN BATURALP Erdoğan bildiğini okuyor Atatürk posteri için soruşturma nceki gün gerçekleştirilen ve Eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, AKP Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk, İl Başkanı İsmail Hakkı Eser, Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan’ın da katıldığı AKP Kuşadası Kadın Kolları Kongresi’nde, salonda asılı duran Atatürk posteri, önce görünmez bir el tarafından indirildi, ardından gazetecilerin konuyu sorması üzerine Akdoğan’ın talimatıyla yeniden asıldı. Konunun gazetelere yansımasının ardından cumhuriyet savcılığı soruşturma başlattı. Salon ve parti görevlileriyle gazetecilerin ifadesi alındı. AKP İlçe Başkanı İbrahim Üstün, “Kongremizin yapıldığı düğün salonunda duvarlara çivi çakmamız mümkün olmadığı için poster ve bayrak asmalarda bant kullanıyoruz. Atatürk posterinin kazayla düştüğünü gören arkadaşlarımız var” dedi. (Fotoğraf: LATİF SANSÜR) Yeni bir Vatan Cephesi mi? Üniversiteler Arası Kurul’un tarihi bildirisini geçersiz bırakmaya çalışan AKP’den, bir yandan öğretim üyelerine gözdağı veren demeçler yayımlanıyor. Öte yandan ÜAK’nin yeterli rektör çoğunluğu ile toplanamadığını iddia eden yandaş medya yorumcuları ile birlikte, üniversitelerdeki İslamcı görüş sahibi öğretim üyelerinden toplanan imzalarla 60 öncesinin Vatan Cephesi oluşumunu hortlatacak adımlar atılıyor. Toplumu, adeta bilinçle hazırlanmış bir planı uygulayarak geren ve karşılıklı iki cephe oluşturmayı amaçlayan bu yasa teklifi, daha genel kurula inmeden, ülkenin başlıca ve tek gündem maddesi haline getirildi. Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ve özellikle çağdaş yaşam ve öğrenim biçiminden yana olanlar, genel kuruldaki görüşmeler yapılırken de tepkilerini TBMM binası önünde toplanarak göstermekte ısrar ediyorlar. Ö BRÜKSEL Belçika’da bazı belediyelerde, belediye meclislerince belediye çalışanlarına getirilen türban yasağı tartışması büyüyor. Belediyelerdeki türban yasağına karşı eski bir komünist öğretim üyesinin başlattığı imza kampanyasına karşı ülkenin tanınan iki solcu entelektüelinin Belçika’nın önde gelen gazetelerinden De Standaard’ın 23 Şubat tarihli sayısında verdikleri yanıt son derece sert oldu. Çoğu komünist veya sosyalist görüşlere sahip 100 kadar entelektüelin imzaladığı bildiriye cevap olarak yazılan ve Benno Barnard ve Geert Van Istendael’in imzalarıyla yayımlanan yazıda, türbanın yasaklanmasının “hoşgörüsüzlük” olarak değerlendirilmesinin son derece “naif” bir bakış açısı olduğu ileri sürülüyor. İki solcu yazar tarafından kaleme alınan “aydınlanmış sol kanada bir mesaj” başlıklı yazıda, türbanın serbest bırakılmasına tepki gösterenlere atıfta bulunularak şu ifadeler kullanıldı: “Eşlerinin veya kızlarının taşıdıkları başörtüsü, veya örtülü başlar kamu güvenliğini tehlikeye atmaz ama her başörtüsü, ‘ben bir kadın olarak ikinci sınıf bir varlık olmakla birlikte erkeğin cinsel güdülerini kontrol altında tutmaktan sorumluyum’ mesajı vermektedir. Birçok solcu entelektüel İslami haklar adına aslında erkek özgürlüğünü savunurken, İslami terörün en ılımlı hali olan, kadının baskı altında tutulmasını da savunmaktadırlar.” Düşünür ve sosyolog Geert Van Istendael ile kitapları Türkçe dahil birçok dile çevrilmiş olan Benno Bernard, Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken, “Vlaams Belang” gibi aşırı sağcı ve ırkçı bir partiyle aynı safta görünmekten duydukları derin rahatsızlığın altını çizdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, türban konusunda gerginlik ortamının yaratıldığını ve gidişattan kaygı duyduklarını belirterek Başbakan Tayyip Erdoğan’dan konuyla ilgili çalışmaların durdurulmasını istedi. Erdoğan dün Sezer’le görüştü. Sezer, yaklaşık 50 dakika süren görüşmenin ardından Başbakanlık’tan ayrılırken yaptığı açıklamada, içte ve dışta birçok sorun olmasına, işsizlik gibi sorunlar bulunmasına rağmen Türkiye’de bir tartışmanın yaşandığını dile getirdi. Bu tartışmanın sadece siyasetle sınırlı kalmadığını, üniversiteler ve topluma da bu tartışmanın sıçradığını anlatan Sezer, “Sayın Başbakan’a gerginliğin sona erdirildikten sonra ileride bir ortak çözümün bulunması gerektiği yönündeki görüşümüzü paylaştık’’ dedi. Kavga kaygıları Çok haklı ve geçerli gerekçelere dayanan bu büyük ve birikimli yurttaş kesiminin kendi Parlamentosuna demokratik yöntemlerle yapmak istediği uyarıların, bilinçli provokasyonlar ile nereye varacağı bilinmeyen kavga ve çatışmalara dönüşmesinden korkanların, ülkemizin yakın geçmişinde bırakmak istedikleri yeterli olaylardan doğan deneyimleri vardır. Önceki gün Star TV’de Ruhat Mengi’nin yönettiği tartışma programına katılan sanatçı Metin Akpınar, sokaklarda oluşmasından korkulan gergin ortamın, TürkKürt, AleviSünni ayrışımı yapmayı başaramayan çevrelerin ekmeğine yağ sürecek bir biçime dönüşmesi tehlikesinden söz etti. Akpınar’ın kaygılarını hafife almak olası değildir. Yakın günlere kadar, İran’ın bize kendi İslam devrimini ihracından söz ederek Tahran ile gereğinden fazla yakınlaşılmasına karşı çıkan Batılı politikacılar da, AKPMHP’nin ortak önerisi için “Türkiye’nin iç işi” değerlendirmesi ile yetinmeyi yeğliyorlar. O değişikliğin yakın gelecekte kadınların tümünü hedef alan bir giyim biçimine dönüşerek AB’ye adaylığı söz konusu olan bir ülkenin laiklik ilkelerinin zedeleneceğinden söz etmekten de özellikle kaçınıyorlar. ‘Beni dinlemedi’ Görüşmede Erdoğan’ın bir çözüm arayışında olduğunu hissettiğini söyleyen Sezer, “Konuşmalarında o görülüyordu, ama gelinen noktada da kendisini bağlamış görünüyor’’ diye ekledi. “Anayasa Mahkemesi’ne gidileceğini Başbakan’a hatırlattınız mı’’ sorusuna da Sezer, “Tabii... Sayın Başbakan çok tepkili, dinlemedi orada beni. Ne düşündüğünü anlamadım’’ karşılığını verdi. Sürecin durdurulması halinde DSP olarak bundan sonra verebilecekleri katkı konusunda bir ifadesinin olup olmadığı sorusuna da Sezer şu yanıtı verdi: “Partilerin belli sayıda üyeleriyle komisyon oluşturulup çalışılabilir, ama bu komisyonlar aynı zamanda üniversitelerle, yargı organlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, iş dünyasının temsilcileriyle, örneğin odalar birliğiyle, sendikalarla birlikte çalışabilir.” ‘Türkiye yaralanır’ TİSK, ekonomiye ilişkin hayati sorunlar yaşanırken türbana odaklanmanın getireceği olumsuz sonuçlara dikkat çekti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), AKP ve MHP’nin gündeme getirdiği türban tartışmalarının Türkiye’yi yaralayacağına dikkat çekerek, “Ekonomik sorunlar dururken Türkiye’nin frenlere aniden basarak türban sorununa odaklanmasının fevkalade yanlış bir tutum” olduğunu vurguladı. TİSK’ten yapılan yazılı açıklamada, türban ile ilgili düzenlemenin ülkenin gündemine tümüyle hâkim olduğu, oysa uluslararası ekonominin ciddi şekilde durgunluk sinyalleri verdiği, bu durumun 2008’in ilk yarısında Türkiye’de de yeni bazı ekonomik problemlere yol açabileceği belirtildi. Terör tehdidiyle mücadele bütün hızıyla sürerken, büyümeyi arttırma, istihdam yaratma, işsizliği ve fakirliği azaltma, yatırımları teşvik etme, kayıt dışılığı önleme gibi ekonomik sorunlar varken, sadece türbana odaklanılmasının yanlış olduğu belirtilen açıklamada şunlar vurgulandı: “Türban tartışmaları toplumdaki ayrışma ve kutuplaşma eğilimini arttıracak, Türkiye’yi yaralayacaktır. Böylesine hayati konuların, sadece yürütme ve yasama organlarını değil, toplumun her kesimini ve her bireyini doğrudan ilgilendirdiği aşikârdır. Dünya konjonktürünün ekonomik durgunluk sinyali verdiği, bu gelişmelerin Türkiye’yi ve Türk sanayiini menfi şekilde etkileyebileceği, dolayısıyla ülkemizin ivedilikle çözüm bekleyen gerçek ekonomik gündemine odaklanılmasını beklemekteyiz. Uluslararası ve ulusal düzlemdeki gelişmeler, toplumsal her konuda uzlaşma ve toplumsal konsensüsün sağlanmasını gerektirmektedir. Bu nedenle başta siyasi partilerimiz olmak üzere tüm kesimleri sağduyulu davranmaya davet ediyoruz.” Amaç hasat toplamakmış Aynı TV tartışma programında yer alan Sabih Kanadoğlu da hazırlanan değişikliğin anayasada yeni eklemeler olarak yer alması halinde bile türbanı serbest bırakmaya yetmeyeceğini geniş argümanlarla savundu. Onursal Başsavcı’nın değindiği ve 42. maddede gözden kaçırılan iki fıkra gerçekten bugüne kadar hiç ele alınmamış, adeta yok sayılmak istenilmişti. Koskoca iki siyasi partide yer kapmış olan işbitirir politikacıların, Kanadoğlu’nun vurguladığı hükümleri görmezden gelmek istemeleri anlaşılır şey değildir. Olsa olsa bu politikacılar, MHP’li Tunca Toskay’ın da önce ağzından kaçırıp, daha sonra maksadı aştı diye tevile çalıştığı gibi hasat toplamak, yani türban önerisi ile oylarını korumak ya da arttırmak amaçları ile el ele vermişlerdir. Onların cephesinden bakarak yine onlara soralım. 367 ısrarında da hukuk açısından haklı çıkan Sayın Kanadoğlu’nun dedikleri geçerli olacaksa bu tehlikeli gerginlikte ısrarın kime ve ne yararı vardır? Çarşamba günkü görüşmelerde AKP ile onun payandası MHP’nin sözcüleri, özellikle “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” diyen 42. maddedeki hükümler karşısında nasıl bir savunma yapacaklar?.. Göreceğiz. Şahin: Yüzde 80’in sorunu Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada Sezer’in önerisinin anımsatılması üzerine kendilerinin artık bu konuda bir zamana gerek duyulmadığını düşündüklerini söyledi. Kendisine ulaşan kamuoyu yoklamalarına göre yurttaşların yüzde 80’inin bu sorunun çözümünü istediğini savunan Şahin, AKP’nin yanı sıra MHP ve DTP’nin de bu yöndeki teklifi desteklediğini söyledi. Konuşmasında CHP’yi de eleştiren Şahin, bu tür konularda çözümün sosyal demokrat partilerden geldiğine işaret ederek “CHP’nin de böyle bir sorunu çözmek için öncü rol oynaması, en azından destek olması beklenirdi, ama bilinen nedenlerle CHP bu teklife karşıdır” dedi. TEHDİT ETTİLER ÇYDD sitesine dinci saldırı İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) “www.cydd.org.tr” adresli ana sitesi ile derneğin Türkiye genelindeki 93 şubesinin internet siteleri dinci hacker’ler tarafından çökertildi. Kendilerini “Elhamdülillah Müslüman, Elhamdülillah Türk” olarak tanımlayan kişiler, siteye koydukları yazıda “İnsanların başörtüsü ile uğraşmayın... Özgürlükse işte özgürlük. Başı kapalı kız çocuklarımızın yurtdışına gidip okumasını istemiyoruz! Bu ülke sizin gibilere kalmadı kalmayacaktır! Aklınızı başınıza alın (!)” tehdidinde bulundu. Siteye “Bir zamanların Türkan Saylan’ı” yazısı altında Saylan’ın fotoğrafı konularak, “Saylan’ın 1983’te bilimsel bir sempozyum için Cidde’ye gittiğinde Kábe’yi tavaf edip umre yaptığını biliyor muydunuz? Orada baştan ayağa örtünerek ‘Türbanlı bir Türkan Saylan’ fotoğrafı verdiğini biliyor muydunuz?” denildi. Fotoğrafın altında ise “O halde işte fotoğraf: Umre hatırası... Saylan’ın yanındaki kadın, Çapa’dan ihtisaslı Ürdünlü bir doktor” ifadesi yazıldı.“Atasını Tanımayandan Hayır Gelmez!” yazısının altında ise Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve eşi Latife Hanım’ın başörtülü fotoğraflarına yer verildi. Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan’ın türbanlı fotoğraflarının da konulduğu siteye, Saylan’ı eleştiren yazı yerleştirildi. Parti tabanından tepki toplayan MHP lideri ‘ikna genelgesi’gönderdi Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Bahçeli: Emekli zevata izin vermeyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde türban serbestisi için AKP ile işbirliği yapması parti tabanından da tepki toplayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti teşkilatlarına 11 maddelik “ikna genelgesi” gönderdi. Bahçeli, geçen hafta milletvekilleriyle gruplar halinde yaptığı görüşmelerin ardından dün de il ve ilçe yöneticilerine bir genelge göndererek, parti grubunun türbana niçin destek verdiğinin gerekçelerini açıkladı. MHP’nin çatışma odaklarının yarattığı gerilimi ortadan kaldırmak için “tam bir sorumlu muhalefet anlayışı ile hareket ettiğini” savunan Bahçeli, bu odakların partisine yönelik “itham, eleştiri ve tahrik kampanyası başlattığını” ileri sürdü. Bahçeli, geçen günlerde MHP’yi hedef alan sert bir açıklama yapan emekli askerlere de tepki gösterdi. Bahçeli, şunları kaydetti: “Resmi ve idari görevleri esnasında aldıkları üst düzey kamu unvanları ile isim yapmış emekli zevatın yalnızca bu tesirden yararlanarak milliyetçiler üzerinde nüfuz tesis etmesine müsaade edilmeyecek ve dikkatli olunacaktır. Tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyetlerinden yararlanmak üzere genel merkez açıklamaları ve partimizin TBMM çalışmaları hassasiyetle takip ve analiz edilecek, politik ve ideolojik söylemlerin sınırı bu çerçevede çizilecektir. Küçük bir heyecanın bile büyük sosyal sonuçlara yol açabileceği bu hassas ortamda her partili, sosyal huzuru ve siyasal yükselişimizi bozabilecek gelişmeleri takip ve kontrol edecek, değerlendirmeler müteselsilen Genel Merkez’e ulaştırılacaktır.” CHP Parti Meclisi toplanıyor ? ANKARA (ANKA) CHP Parti Meclisi, yeni anayasa ve üniversitelerde türban serbestliğine ilişkin düzenlemelerle kurultay sürecini değerlendirmek üzere toplanıyor. Olağan büyük kurultay çalışmaları devam eden CHP’de, PM toplantısı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın başkanlığında 6 Şubat Çarşamba günü saat 11.00’de parti genel merkezinde yapılacak. Toplantı öncesinde, Baykal’ın gündeme ilişkin değerlendirme yapması bekleniyor. Toplantıda, yeni anayasa ve türban tartışmaları konusunda CHP’nin politikalarına ilişkin bir değerlendirme yapılması da gündemde. Bazı PM üyelerinin, hem türban hem de yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak görüşlerini dile getirecek. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear