Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2008 SALI 6 HABERLER Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin’in, türbanı destekleyen bildiriye imza atmasına tepkiler büyüyor SALI ORHAN BURSALI ‘Babasının kemiklerini sızlattı’ ? Refika Bezirci “Sıvas’ta katledilenler bugünleri görseydi kahrolurdu” derken, Mazlum Çimen: “Türbanın yükseköğrenimde yasallaşması Ali Nesin’in söylediği gibi masum bir girişim değil” diye konuştu. TARKAN TEMUR/ DENİZ UZUNKALE Türban Özgürlük Sorunu mu? Bir kısım akademisyen bildiri yayımladı. Üniversitelerde türbana özgürlük istiyorlar! AKPMHP kutsal ittifakının anayasal ve yasal değişiklikle üniversitelerde türban serbestliği girişimini “birey özgürlüğü” ve “demokrasi gereği” gördüklerini açıklıyorlar. Öyle mi? Bugün bunu irdeleyeceğiz. 1) Akademisyenlerin dağılımına bakıyorsunuz (Dr. Serdar Şahinkaya çalışması): Konya Selçuk Üniversitesi 119 imza ile toplam 1400 küsur imzanın yüzde 10’a yakınını oluşturuyor. Onu Atatürk (Erzurum), Sakarya, Gazi, Fırat, Erciyes, Marmara ve Fatih üniversiteleri (39 imza) izliyor. ODTÜ ve Hacettepe 11, Sabancı 5, İTÜ 4, Galatasaray 2, Işık 1 imza ile listede (Pazar gününe kadarki durum). Ali Nesin’in de bulunduğu Bilgi’den ise 17 imzayı görüyoruz. Listede yanlış ve emekli imzalar da var. İmzayı başlatanlar AKP’li akademisyenler. (Üye olmaları gerekmiyor!) 2) Toplamında, siyasal eğilimlerine bakıyorsunuz: AKP’li, AKP ile ittifak kuran liberaller, eski solcular, solcu olduklarını söyleyenler, MHP’li, dinci vb. 3) Son seçimlerden önce, CHPMHP koalisyon olasılığını “ulusalcı faşist iktidar” olarak nitelendiren AKP destekçisi “liberaleski solcu” kesim, bugün Meclis’te kurulan AKPMHP Kutsal Türban İttifakının arkasında! (Aydın namusu?! MHP bana hizmet ediyorsa iyidir!) ??? 4) Türban, bireysel özgürlüklerin kapsamı içinde bir olgu mu? Bu soruya namuslu yanıt verebilmek için ana çerçeve soru şu olmalı: Türban sorununu kimler yarattı, arkasında kimler var? Bireysel kimlikler bir sorun olarak mı ortaya çıktı? Namuslu yanıt: Türban, dinci siyasetin, dinci erkek egemen siyasetçinin, dinci erkek fetvacıların; kadının örtünmesini namus, diniman meselesi ve kadın namusunun simgesi olarak gören erkek arkaiklerin; evinde, çevresinde karısını, kızını, eşini, dostunu şiddet, baskı veya aileçevre baskısı ile türbanlayan erkeklerin; ülkede dinsel bir devlet kurmak isteyenlerin; köktendincilerin, şeriatçıların ve bunların uluslararası kutsal ittifakının... Türkiye gündemine soktuğu bir sorundur... Bu sorunu, adım adım geliştirdiler, büyüttüler, türbanladıkları kızları sokağa saldılar ve türbanın önündeki bütün kamusal (devletmevlet) engelleri kaldırmak için bugüne getirdiler! Paketin ilk ayağı üniversiteler. Diğerlerinin de arkadan geleceğini zaten açıklıyorlar! Aşama aşama giriyorlar, sorunu dilim dilim keserek çözüyorlar. 5) Türban hangi koşullarda ve kimler tarafından “çözülüyor”? Gül, Cumhurbaşkanı, 15 yaşındaki lise öğrencisi ile, okulundan ayırarak ve başını türbanlayarak evlendi! Türbanın kayıtsız şartsız savunucusu. Erdoğan, Başbakan, ağabeyinin tokadı ile başını türbanlamak zorunda kalan Emine Hanım ile evli. Türbanın kayıtsız şartsız savunucusu. En ünlü son “Batı’dan ahlaksızlık aldık” lafını, türbanlı kadınlara hitaben söyledi! Erdoğan, türban=namus eşitliğinin başsavunucusu, kayıtsız şartsız destekçisi. AKP’li ana politik figürlerin, Bakanlar Kurulu’nda göstermelik türbansız vitrinliklerin dışındaki bütün bakanların eşleri türbanlı!.. Atadıkları bürokratlarda en temel aradıkları ve tercih ettikleri özellik, imam hatiplilik ve eşinin türbanlı olması! Yani Türkiye’yi tepeden tırnağa yöneten türbancı ekibin “çözümü”! Özetle, türban, namusun simgesi olarak bütün Türkiye’de kadınlara dayatılıyor; iktidarla iş ilişkilerinde aranan özellik oluyor... Bütün kadınların türbanlanması için tepeden, devletin bütün güçleri ve olanakları kullanılarak yürütülen büyük siyasal kampanyanın bir parçası olarak gündeme oturtuluyor... Veee, AKP’lileri ve onların yağdanlıklarını bir kenara bırakalım; bir kısım “aydın” zevat da türbanı bireysel özgürlük alanı olarak, önce kendine, sonra bize, ve bütün topluma yutturmak için pehlivanlığa soyunuyor! Türban, bireysel özgürlük alanı imiş... Fındık her şeye iyi gelir! Tabii yersen! ??? Liberal düşüncenin gözü kördür, bütünü görmez, sadece bireyi görür, ama toplumsal karakterini ve yol açacağı sonuçları umursamaz... Liberal, sanır ki, kadınların türbanlanması aynı zamanda bir demokrasi sorunudur! Tam tersine, bunun, kadınların erkeklere köleliğini arttıracağı için demokrasiyi mezara gömme programının bir aşaması olduğuna aklı ve mantığı basmaz! Türbanlaştırma değil, türbansızlaştırmanın, İslam ülkelerinde bir demokrasi sorunu olduğunu görmesine ise ya cüzdan ilişkileri, ya çevre ilişkileri, ya kısa vadeli diğer çıkarları, ya düşünce kapasitesi engeldir... (Perşembeye bu demokrasi meselesine devam...) KARDEŞİNİN TEPKİSİ Babamın eleştirmeni Ahmet Nesin Türk edebiyatının önemli isimlerinden Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin’in, AKP ve MHP’nin üniversitelerde türbanı serbest bırakma girişimini destekleyen bildiriye imza atmasına tepkiler sürüyor. Ali Nesin’in türban desteğine, 2 Temmuz 1993’te Sıvas katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları ve çeşitli Alevi dernekleri, “Ali Nesin, babası Aziz Nesin’in kemiklerini sızlattı”, “Sıvas’ta katledilenler bugün yaşasaydı kahrolurdu” yorumlarıyla karşılık verdi. Prof. Dr. Ali Nesin’e Sıvas katliamında yaşamını yitiren aydınlarımızın yakınları ve Alevi dernekneklerinden gelen tepkiler şöyle: Refika Bezirci (Sıvas katliamında öldürülen yazar Asım Bezirci’nin eşi): Ali Nesin’in fikirlerini çok yadırgadım. Babası Aziz Nesin son derece ilerici bir insandı. Öyle bir babanın oğlunun türbana destek vermesini çok yadırgadım. Geleceğin Türkiye’sine karanlığın gölgesi düştü. Ali Nesin’i kınıyorum. Geleceğe dair biraz umutsuzum. Aydın kesimin biraz daha hareketli olması, meydanlara çıkması lazım. Sı ürbanın yükseköğrenimde serbest bırakılması için anayasal düzenleme yapılmasına destek verenler arasında bulunan Ali Nesin’e en büyük tepki, kardeşi Ahmet Nesin’den geldi. Ahmet Nesin, Prof. Dr. Ali Nesin’e yazdığı mektubunda, “Babam, Aziz Nesin’in en büyük eleştirmeni olarak ‘Korkudan Korkmak’ ya da ‘Ah Biz Ödlek Aydınlar’ kitaplarını birkaç kez daha oku. Babam haklıymış, onun en büyük eleştirmeniymişsin ama yüzüne söyleme cesareti gösterememişsin” sözlerine yer verdi. T Ali Nesin vas katliamında ölen aydınlar bugünleri görseler kahrolurdu. DEMOKRASİNİN İNTİHARI Kâzım Genç (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı): Prof. Dr. Ali Nesin’e, babasının kemiklerini sızlatmamasını öneririm. Sıvas katliamını yaşatan zihniyet, kendi ideolojisinden başka her zihniyeti yok etmeye kurgulanmıştır. Böyle bir düşünce için ifade özgürlüğü veya demokratik özgürlükler yaklaşımı sergilemek demokrasinin intiharından başka bir şey değildir. Çünkü o zihniyet hâkim olduğunda, ne düşünce ve ifade özgürlüğü ne de demokrasi kalacaktır. Bilim insanlığı objektif olmayı gerektirir ama bir zihniyet objektifliği yok edecekse, demokra siyi bir amaç değil araç olarak görecekse, laik Cumhuriyeti ortadan kaldırıp şeriatı hâkim kılacaksa, bizim penceremizden bu zihniyete objektif yaklaşılması olanaklı değildir. Demokrasiyi kullanarak, demokrasinin ortadan kaldırılmasına izin verilmemesi gerekir. Ali Yıldırım (Alevilik Araştırmaları Merkezi Başkanı): Prof. Dr. Ali Nesin türbana destek veren tavrıyla, ciddi bir aymazlık içinde olduğunu gösterdi. Aziz Nesin’in, mezarında kemikleri sızlıyor. Nesin’in, dincilere, gericilere karşı tavrı çok netti ve Alevi toplumu ile dayanışması, bu net tavrından kaynaklanıyordu. Kuran kursları, türban özgürlüğü, Aziz Nesin’in karşı olduğu hususlardı ve masumane başlayan sürecin nereye uzanacağını doğru tahmin ediyordu. Türban da kişisel öz gürlükler bağlamında değerlendirilmemeli, çünkü sürecin sonu yakın tarihimizden biliniyor. Ali Kenanoğlu (Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı): Ali Nesin’in yanıldığı nokta, türbana özgürlük girişiminde bulunan siyasi grubun amacının, sadece kendi inançlarının serbestliğini sağlamak olduğu gerçeği. Bu zihniyet, diğer taraftan da farklı inanç sahiplerine baskı uygulayacak. Solcuların şunu unutmamaları gerekir, İran Devrimi’nde solcular Şah’ı devirmek adına Humeyni’yi desteklemişlerdi, ancak devrim gerçekleştikten sonra solcular katledildi. Siyasal İslamın, yarın daha da güçlendiğinde ilk hedefi solcular olacak. Önce Ali Nesin’e saldıracaklardır. Mazlum Çimen (Nesimi Çimen’in oğlu): Türbanın üniversi telerde serbest bırakılması, kişisel hak ve hürriyetler açısından değerlendiren Ali Nesin’in söylediği gibi masum bir girişim değil. Ben türbanı, benim yaşamıma karşı bir yaşam dayatması olarak tanımlıyorum. Kişisel hak ve hürriyetler açısından bakılmasını bugün Türkiye gerçekleri doğrulamıyor. Türkiye’de siyasi malzeme olarak kullanılan türban takma serbestliğinin benim yaşamıma mücadele edecek bir anlayışa doğru evrileceğini biliyorum. Çünkü, Türkiye’de türbana, özgürlükler penceresinden bakmak, bizim hayatımızı altüst edebilecek, geçmiş acıların benzerlerinin yaşanmasına neden olabilecek bir gerçeğe doğru gidiyor. İslam ülkesine doğru evriliyoruz. Düşünen bir toplum olsaydık, ben de türbana karşı çıkmazdım, ama biz toplum değil güruhuz. STÖ’LERDEN TBMM NÖBETİ K A M PA N YA Kadınlar bu hafta Meclis’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP ve MHP’nin türbanı serbest bırakma önerisine karşı toplumsal hareketliliği sağlayan sivil toplum örgütleri, bu haftayı TBMM’de geçirecek. Türbanla ilgili yasa değişikliğinin Meclis’ten çıkması halinde yeni eylemler düzenlenecek. Öncülüğünü kadın örgütlerinin yaptığı ve toplumun farklı kesimlerinden birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği “türban serbestliğine karşı toplumsal hareket”, yeni adımlarla kendini göstermeyi sürdürecek. Hafta sonu Anıtkabir’de sergilenen tavrın ve yurdun 17 ayrı yerinde yapılan eylemlerin devamı niteliğinde, bugün “laikliğin anayasaya girişinin yıldönümü” kutlanacak. Başta Ankara, İstanbul ve İzmir’de olmak üzere birçok ilde günün önemine ilişkin basın açıklamaları yapılacak, Atatürk anıtlarına çelenk koyulacak. Etkinlik düzenlenecek iller arasında Konya da yer alacak. Büyük kentlerdeki etkinlikler, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından gerçekleştirilecek. Bugün ayrıca, CHP’nin TBMM’deki grup toplantısına, kadınların ağırlıkta olduğu sivil toplum örgütleri de katılacak. Türban için anayasa değişikliğinin görüşüleceği yarın ve 9 Şubat Cumartesi günkü TBMM Genel Kurulu oturumlarına ise yine sivil toplum kuruluşları, kadın ağırlıklı olarak katılacak. Yurttaşlar, dinleyici koltuklarında yerini alarak, “varlıklarını hissettirecek” Yasa değişikliğinin Meclis’ten geçmesi halinde neler yapılabileceği konusunda ise henüz netlik yok. Geniş halk kitlelerinin karşı duruşunu gösterecek bir eylem tasarlanırken, bunun nerede yapılacağı konusundaki toplantıları devam ediyor. (Fotoğraf: EFEKAN GÖKHAN) Evetçiler AKP’yle iç içe İstanbul Haber Servisi Türbanın üniversitelerde serbest olması için AKP ve MHP tarafından yürütülen çalışmalara destek veren akademisyenlerin, AKP’ye yakınlıkları dikkat çekiyor. Kampanyaya destek verenlerin sayısının 2 bini geçtiği bildirildi. Üniversitelerde türbanın serbest olmasına karşı çıkan Üniversitelerarası Kurul’a karşı, internette imzaya açılan kampanyaya katılan öğretim üyelerinin büyük kısmının AKP ile ilişkileri bulunuyor. Bildirinin hazırlayıcıları arasında bulunan Konya’daki Selçuk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şaban Çalış ile ODTÜ’den Prof. Dr. İhsan Dağı’nın geçmişleri hep AKP ile kesişiyor. AKP’den Konya Belediye Başkanlığı için aday adayı olan Çalış, AKP kontenjanından TRT Genel Müdürlüğü’ne de adaylık başvurusunda bulundu. Çalış’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında AKP’ye destek veren yazıları Zaman Gazetesi’nde yayımlandı. AKP Ankara Milletvekili Zeynep Dağı’nın eşi olan İhsan Dağı’nın ise seçimlerden önce AKP’deki strateji toplantılarına katıldığı belirtiliyor. Bildiriye imza atanlardan Prof. Dr. Mümtazer Türköne ise AKP İstanbul Milletvekili Özlem Türköne’nin eşi. Eski başbakanlardan Tansu Çiller’e danışmanlık yapan Türköne’ye, şimdi de AKP’nin etkili isimlerinin sık sık danıştığı belirtiliyor. Türköne Zaman gazetesinde yazı yazıyor, gazeteyi temsilen birçok toplantıya katılıyor. İmzacılar arasında AKP Milletvekili Haluk Özdalga’nın eşi, Prof. Dr. Elisabeth Özdalga, Atatürk’e hakaretten ceza alan Prof. Dr. Atilla Yayla, AKP’ye yeni Anayasa taslağı hazırlayan Prof. Dr. Levent Köker, Dicle Üniversitesi’nden Fazıl Hüsnü Erdem, Polis Akademisi’nden Zühtü Arslan da yer alıyor. Alsancak’ta toplanan ADD üyeleri yaptıkları basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdiler. Türban tepkisi dinmiyor İZMİR / ADANA (Cumhuriyet) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Konak Şubesi tarafından Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yapılan açıklamada, türban tartışmalarıyla ilgili “tarikatlar koalisyonunun” gerçek yüzünü gösterdiği vurgulandı. Açıklamada, “Çağdaş Cumhuriyetimizin değerlerini ortadan kaldırarak din eksenli bir devlet yapısı oluşturmak yolundaki son adımlar atılmaya başlanmıştır” denildi. Açıklama sonrasında “Mollalar İran’a”, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları atıldı. Balıkesir’de de 30’u aşkın sivil toplum örgütünün yönetici ve temsilcisi tarafından yapılan ortak açıklamada da şöyle denildi: “İktidar olmakla toplum üzerinde egemenlik kurmayı birbirine karıştıranlar kimi zaman, ‘Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz’, kimi zaman, ‘Kanlı mı olacak kansız mı’ söylemleriyle cumhuriyetin karşısına dikilmişlerdir. Bunların tümü Cumhuriyetin koruyucu kalkanları tarafından silinip gitmişlerdir.” Atatürkçü Düşünce Derneği şubelerinin bir araya geldiği, “ADD Akdeniz Bölge Toplantısı” sonuç bildirgesinde, “Ulusumuz, Cumhuriyet karşıtı bütün güçlerin harekete geçirildiği ortam ve koşullarla yüz yüzedir. Başta laiklik doğrultusundaki kazanımlarımız, ulusal birlik ve egemenliğimiz olmak üzere, Cumhuriyetimizin tüm değerleri hiçbir dönemde olmadığı kadar tehdit altındadır” denildi. Adana ADD’de iki gün süren toplantıya, Gaziantep, Kilis, Nizip, Kahramanmaraş, Elbistan, Türkoğlu, Hatay, İskenderun, Erzin, Hassa, Samandağ, Osmaniye, Kadirli, Düziçi, Mersin, Tarsus, Silifke, Ceyhan ve Kozan Şube başkan ve yöneticileri katıldı. Toskay ve Arınç’a tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Toplumun türbana karşı çıkışının, AKP ve MHP tarafından “darbe çığırtkanlığı” olarak nitelendirilmesine tepki gösteren sivil toplum örgütleri, “Halk bu iki partiyi hukuka uymaya çağırıyor” dedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Başkanı Şenal Sarıhan, hem MHP hem de AKP kanadından gelen tepkilerin yurttaşların eylemlerini “küçümsemek, aşağılamak” olduğunu belirtti. Sarıhan, “Bu açıklamalar aynı zamanda rahatsız olduklarını da gösteriyor” dedi. obursali?cumhuriyet.com.tr ŞAHİN’DEN ŞİRİN’E YANIT Kadın yargıçlar: Anıtkabir’e yürüyelim Yargıtay’da görev yapan kadın yargıçlar, Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin’i ziyaret ederek türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin düzenlemeye tepki göstermek amacıyla Anıtkabir’e yürüyüş düzenlenmesini istedi. Kadın yargıçların, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu’na inmeden tepkilerini ortaya koymaları gerektiğine ilişkin önerinin bugün Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. Yargıtay üyeleri, bugünkü Ceza Genel Kurul Toplantısı’nın ardından Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun toplanarak bildiri hazırlamasının beklendiğini belirttiler. Türban eylemcilerine hapis istemi Yargıtay, türbanlı öğrencileri okula almayan müdüriyeti protesto eden velilerin 5 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Bursa Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde başörtülü öğrencilerin okula alınmaması yönündeki valilik emrini yerine getiren okul idaresini protesto edip zorla okula giren ve eğitime ara verilmesine neden olan velilerin 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması gerektiğine karar verdi. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararını bozan Yargıtay 8. Ceza Dairesi protestocu velilerin eğitim ve öğretim çalışmalarının kesilmesine haksız eylem ve davranışlarıyla sebep olduklarına karar verdi. Kararda “Olay günü Bursa Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde başörtülü öğrencilerin okula alınmaması yönündeki valilik emrini yerine getiren okul idaresi tarafından bahçe kapıları kapatılarak derse başlanıldığı sırada, bu okulda çocukları okuyan sanıkların, fikir birliği ve organize içerisinde olmayan okula girmeyen öğrencileri ve velileri yönlendirerek slogan attırdıkları ve bahçe duvarındaki tel örgüler de kesilerek grubun okul bahçesine girmelerinin sağlandığı ve bu şekilde gelişen olayların neticesinde okulda bir süre eğitime ara verilmesinin karşısında sanıkların eylemlerinin 765 sayılı TCK’nin 188/7. madde ve fıkrası delaletiyle 188/8. madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde beraatlarına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazları bu nedenle yerine görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi bozulmasına oybirliğiyle karar verildi” denildi. Sanıklar Y.Y., İ.B. ve N.K., karar üzerine 5 yıla kadar hapis istemiyle yeniden yargılanacaklar. ‘Biz onlardan daha hassasız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, laikliğin doğrudan ya da dolaylı olarak zayıflatılamayacağını söyleyen Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin’e “Bu konuda söz sarf eden değerli arkadaşlarımız Cumhuriyet ve onun temel nitelikleri konusunda ne kadar hassaslarsa biz sorumlu mevkide olan kişiler olarak onlardan çok daha hassasız” yanıtını verdi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Şahin, parlamentoda grubu bulunan hiçbir siyasi partinin rejimi ve laikliği zayıflatma amacıyla hareket etmediğini söyledi. Yöneticilerin, yurttaşların “sorunum” dediği hiçbir sorun karşısında sessiz kalamayacağını kaydeden Şahin, “Ancak bunu yaparken tabii ki anayasal çerçevede hareket edecektir, Cumhuriyetin temel niteliklerini zedelememeye özen gösterecektir” dedi. Şahin, AKP ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı anayasa değişikliği teklifinin de bu hassasiyet göz önünde bulundurularak hazırlandığını savundu. CUMHURİYET 06 K