25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B AÇI MÜMTAZ SOYSAL Velev ki BÜLBÜLÜN sesi güzeldir ama, kafeste çektikleri dili belâsıdır. Öyle olduğu içindir ki, sağduyu ki- taplarında hep “Dilini tutmayı öğren, yersiz zaman- sız konuşma, ağzını açmadan düşün, boğaz dokuz boğumdur” denir. Ama yine de dilinizin ucuna geleni söylemeden du- ramadığınız anlar olur. Örneğin “velev ki…” diye ko- nuşursunuz, sonra bir bakarsınız kıyamet kop- muş. Hemen olacak gibi olmasa da, eskilerin diliyle “farz-ı muhal” siyah Başkan ülkemize geldi ve bi- zim iktidar mensuplarıyla sohbete başladı diyelim. “Hav ar yu?”ların ve “Selâmün-aleyküm”lerin ar- dından “Partinizin adı ne” diye sorarsa, İngilizce bil- diğini göstermek isteyen AK partililerden biri “Whi- te Party” diye patavatsızlık edip baltayı taşa vurur- sa ne olacak? “Adalet ve Kalkınma Partisi” gibi şanlı ve anlam- lı bir adı temiz ve “pirüpak” görünme uğruna “AK Parti”ye çevirmiş olmaya mı üzülürsünüz? Yoksa, arkadaşın densizliğine mi kızarsınız? Hele İngilizcesinin mükemmelliğini ispatlamak is- teyen biri, Obama’nın “Beyaz Ev”e girebilmesi için köleliğe, siyah ayrımcılığa son vermek uğruna verilen üçyüz yıllık çabanın çetinliğini anlatırken Türk- çedeki “akla karayı seçme” sözünün ne kadar isa- betli olduğunu belirtmeye kalkışırsa? Obamalı bir Amerika’yla masaya oturup ko- nuşarak sorun çözmenin güçlüğü şimdiden bel- li oldu. En önemli ve Türk tarafını yanıltma olasılığı en yük- sek güçlük, yeni Başkan konusunda bizde oluşan iki yönlü izlenimin yanıltıcılığıdır. Bir yanda, halkımızın değişmez niteliklerinden bi- ri olmasıyla övündüğümüz “zayıftan, ezilmişten ya- na olma” alışkanlığı var. Atlantik ötesindeki yarışı “zayıf ve ezik” sandığımız bir siyahinin kazanması is- teği başlangıçtan beri insanlarımızın gönlünde hep sıcak bir yer tutmuştu. Aynı adayın kampanya sürdükçe dışlanmışlıktan arınıp güçlü ve meydan okuyucu bir duruma gelmesi bile onun lehindeki duy- guları silmeye yetmedi. Öte yanda da, yine bizim toplumun ezeli değer- lenme ölçütü olan “Bizden yana mı, değil mi?” en- dişesi ağır basıyor. Soykırım, Kıbrıs, Irak konularında söyledikleri şimdiden insanlarımızın bir bölümünü hayli ürkütüyor. Daha önce de bu sütunda belirtil- diği gibi, ABD ile her masaya oturuşta artık hep alt- ta güreşmek zorunda kalacağımız korkusu kol gezmekte. Her iki yaklaşım bir araya gelince Ankara açısından şöyle bir sakınca, daha doğrusu Obama adına Türklerle konuşacak Amerikalı diplomatların yarar- lanmak isteyecekleri bir üstünlük ortaya çıkıyor: Bir yandan Obama’nın sözleriyle oluşan endişeyi, bir yandan da kişiliğinin uyandırdığı sempatiyi kulla- narak, önce ölümü gösterip sonra sıtmaya razı et- me taktiğiyle, başka türlü koparamayacakları ödün- leri koparmak. Verirseniz, tabii. mumtazsoysal@gmail.com 39YTL’YE SADECE AVEA’DA Renkli ekran FM radyo her yöne 250 kontör + 500 SMS hediye! 109 YTL’lik hediye! 8 KASIM 2008 CUMARTESİ 2 SAYFA PENCERE X Bayan / İ.Y. Kim Ola?.. Ergenekon davasında iddianame okunuyor... Ne okunuyor?.. Bu köşede arada bir iddianamedeki tırlatık man- tığı sergiliyorum... 1746’ıncı sayfada bir telefon görüşmesinde şun- ları söylemişim: “- Ben ne kadınlarla konuşurken ne de dostlarım- la konuşurken gümrüksüz konuşuyorum; çünkü ne- yin şaka neyin ciddi olduğunu geri zekâlılar bilmez- ler. (Tape 1847, 16.3.2008, Saat 16.18)” Devam edelim... İddianame sayfa 1766... Savcı Zekeriya Öz yazdığı iddianamenin “Huku- ki durumun değerlendirilmesi” bölümüne bakın hangi tümceleri aktarmış: “Tape No. 3887, 8.2.2008 günü saat 12.49’da İl- han Selçuk’un İ.Y. isimli şahısla yaptığı telefon gö- rüşmesinde özetle; ‘... Türkiye bunalıma gidiyor... Ata- türk devrimleri aslında toplumda yerleşmiş de bu pe- zevenkler türban üzerinden yürüyorlar... çok zor, çok zor’...” Telefonda konuştuğum İ.Y. isimli şahıs kim?.. İbrahim Yıldız... Sabah konuşmasında Türkiye’nin durumunu tar- tışıyoruz... Peki, “pezevenkler” kimler?.. İddianame bir mantıksızlık şaheseri... İddianame değil.. İftiraname.. Ergenekon tezgâhını ne küçümsüyorum, ne azım- sıyorum; iddianame elmalarla armutları bir araya ge- tirse de, mantık sapkınlıklarıyla dolu olsa da dava- yı yukardan ayarlayan kuvvetin amacı ve planlama- sı belli... AKP lideri Başbakan Recep Tayyip ne dedi: “- Ben bu davanın savcısıyım...” Demek ki terfiini bekleyen Zekeriya Öz de savcı yar- dımcısı... Biz yine İ.Y’ye gelelim... İddianamenin 1740, 1743, 1744, 1746, 1775, 1776, 1778, 1787, vb sayfalarında durmadan tek- rarlanan bir ‘ibare’ var: “İlhan Selçuk ile X bayan / İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde...” Gazetenin Başyazarı ile Genel Yayın Yönetmeni ara- sında sabahleyin gerçekleşen durum tartışmasını Er- genekon davasına bağlayan Zekeriya Öz’ün ‘Cum- huriyet’ gazetesine düşmanlığı paçalarından akıyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear