25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2008 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Korku AMERİKALILAR yarın oy kullanacak. Yalnız “başkan”ı seçmek için değil, bir çırpıda yerel yö- netimle yasamanın büyükçe bir bölümüne ilişkin ter- cihlerini de yapmak için. Ama, yönetiminin adı bi- le “başkanlık sistemi” olan o ülkenin siyasal düze- ninde asıl önemli tercih, en baştaki kişinin seçimi- dir. Kaldı ki, ABD’nin her yerde hissedilen ağırlığın- dan ötürü, yeryüzünün bütün ülkelerini ilgilendiren kritik bir seçimdir bu. Demokratlar’ın, yani Amerikan ölçülerine göre ge- nellikle “ilerici” sayılanların adayı durumunda- ki Barack Obama kazanacakmış gibi görünüyor. “Tutucu” olarak bilinen Cumhuriyetçiler’in adayı John McCain’i ise kamuoyu yoklamalarına göre hayli geride. Biri “değişim” isteyenleri ve genellik- le genç kuşaklarla “entelektüel”leri sürüklüyor; bi- ri de Amerikalıların “köklü” değerlerine ve kendisi- nin “vatanseverlik” geçmişine güvenmekte. Öyle anlaşılıyor ki, dünyada ve hatta Türkiye’de geniş kamuoyu da Obama’dan yana. McCain, her şeyden daha çok, gelip geçmiş en başarısız başkanlardan birinin, W. Bush’un partisinden ol- manın ceremesini çekmekte. Yine de birkaç nedenle, sonuç için çok da kesin konuşmamak gerekir. Birincisi, başkanlık seçimlerindeki özellik. İki basamaklı bir seçim bu: Önce 50 eyalet devletin- deki “delege”lere, yani “ikinci seçmen”lere oy ve- riliyor, sonra başkanı onlar seçiyor. Gerçi vatandaş partili delegenin kimi seçeceğini bilerek oy veriyor ve bu nedenle seçilen delege sayısına bakarak çoğu zaman sonucu öngörmek zor değil ama ender de olsa, istisnalar çıkabilmekte. İkincisi, ABD’de oy kullanmanın “zorunlu” olma- yışı bir yana, seçmen olmak da bizdeki gibi sayımda yazılmakla değil, girip kendinizi yazdırmakla ola- biliyor. Katılım oranını ve kamuoyu yoklamalarının geçerliğini önceden kestirmek biraz daha zor. Üçüncüsü ve belki de en belirsizi şu: Bir “Afro- Amerikalı”nın, yani bir “siyahî”nin başkan adayı ol- masına sıradan Amerikalı seçmence nasıl bakıldığını henüz tam bilmiyoruz. Her zaman açığa çıkmayan, hatta açıklanması artık ayıp sayılan bir ırkçılığın büs- bütün silinip silinmediği pek belli değil. Unutmayalım ki, her toplumda olduğu gibi en “çağdaş” sayılan Amerikan toplumunda da zaman zaman ağır basan tutucu bir içgüdü hep vardır. Her neyse, ilginç olan, Obama’nın kazanma ola- sılığı yüzünden kimimizde belli belirsiz bir kor- kunun uç vermesi: Siyahîliğinin değil de “soykırımı kabul eder” ya da “Kıbrıs işgalinden söz eder”in kor- kusu var bazı kesimlerde. Diyelim ki öyle davrandı; kabul edecek misiniz? Boyun mu eğeceksiniz? “Kesemizden, kur- sağımızdan, savaş teknolojimizden oraya bağlıyız” diyerek sürdürülmesini sıkılmadan kabullendiğiniz böyle durumları değiştirecek yerde, oranın başı ne derse ona uymaya mecbur mu kalacaksınız? Galiba en büyük korkunuz, kendinizden kork- maktır. mumtazsoysal@gmail.com Ülkemizde Çocuk ve Gençlere Cinsel Taciz Konusu V akit gazetesi yazarõnõn 14 ya- şõnda bir kõza cinsel tacizi, günlerdir basõnõmõzda tartõ- şõlõyor. Bu konu, doğrudan çağdaş psikiyatri alanõnda ele alõnan ve gerçekten tüm toplumun tepki göster- mesi son derece önemli olan bir sorun. Neden tüm toplumun tepki göster- mesi gerekiyor? Kuşkusuz bu tür olaylarõ yaşayan bir çocuk, içinde bulunduğu koşullara, ki- şiliğine, zekâ düzeyine, olaylarõn tekrar etme olasõlõğõna göre farklõ şekillerde et- kilenir. Genelde bu olaylar kurbanõ olaydan hemen sonraki yakõn dönem- de olumsuz etkiler. Şok, korku, dehşet içinde kalma, sinirlilik, kõzgõnlõk-öfke, kafa karõşõklõğõ, kendini suçlama, bazõ sahnelerin tekrar tekrar zihninde can- lanmasõ gibi belirtiler yanõ sõra, uyku bo- zukluklarõ, kâbuslar, irkilme ve psiko- lojik kaynaklõ bedensel şikâyetler, içe kapanma, insan ilişkilerinde güçlükler, insanlara/kendine güven duygusunun azalmasõ, güçsüzlük ve yetersizlik duy- gularõnõn gelişimi en sõk bilinen belir- tilerdir. Ama bu tip olaylarõn bir de uzun dö- nem etkileri var ki kurbanõn tüm yaşa- mõnõ yönlendirebilir. Kendine ve top- luma özsaygõsõnõ ve kontrolünü yitiren kurbanlarda ileriki yõllarda suç işlemeye yatkõnlõk, uyuşturucu-uyarõcõ madde kullanõmõ, okulu ve işi terk etme, inti- har eğilimi ve depresyonun gelişme ola- sõlõklarõ hep çok yüksek bulunmuştur. Psikiyatri kitaplarõ, kõz ya da erkek, bu kurbanlarõn ileriki yaşantõlarõnda bir uç- ta aşõrõ cinsel yaşantõya, özellikle fahi- şe davranõşlarõna itilme örnekleriyle do- ludur. Ya da diğer uçta bu kişilerin ar- tõk normal cinsel faaliyetlerden zevk al- mamasõ, cinsel yaşamdan kopmasõ ve- ya cinsel işlev bozukluklarõnõn gelişmesi söz konusudur. Cinsel tacize uğrama ile intihar etme arasõnda çok yakõn bir iliş- ki vardõr. Bu nedenle cinsel taciz ola- yõnõ sadece bireysel bir ahlaksõzlõk ola- rak değerlendiremeyiz. Bu, tüm toplu- mun duyarlõ olmasõ gereken, çocukla- rõmõzõ korumamõz adõna önemli bir sorumluluktur. Hangi eylemlere “cinsel taciz” de- nildiğini de doğru olarak tanõmlamak ge- rekiyor. En basit tanõmla cinsel taciz, he- nüz onay verme yetisine, engel koyma gücüne sahip olmayan kõz ya da erkek bir çocuğun/gencin cinsel davranõşa zorlanmasõ veya en az 5 yaş büyük bir insanõn cinsel istekleri doğrultusunda onunla cinsel davranõşta bulunmasõdõr. Bu kişinin çocuğu/genci kandõrarak, zorlayarak, para vs. vererek giysili-giy- sisiz şekilde göğsüne, kalçasõna, geni- tallerine dokunmasõ, okşamasõ, seyret- mesi, karşõsõnda mastürbasyon yapma- sõ, pornogrofî veya benzeri cinsel faali- yette bulunmasõ, cinsel organlarõna bir cismi ya da organõnõ koymasõ demektir. Hangi insanlar cinsel tacizde bulu- nur? Çağdaş psikiyatri alanõnda ülke- mizde ve dünyanõn her köşesinde sa- yõsõz araştõrma yapõlmõştõr. Tartõşma ge- rektirmeyecek kadar açõk olan nokta, bu kişilerin psikiyatrinin konusu içine gi- ren bir çeşit ruh hastalarõ olduklarõ ger- çeğidir. Ancak ülkemiz için daha teh- likeli olan yön, dinsel baskõlarõn gide- rek egemen olduğu ülkemizde, bu alanlarda hõzlõ bir bozulma eğiliminin de gözlenmesidir. Örneğin küçük yaş- taki kõzlarõn cinsel yaşama sokulmasõ- nõn iki kişiyi ilgilendiren özel faaliyetler gibi savunulmasõ, hatta İslam şeriat ku- rallarõnõn gereği gibi değerlendirilme- sidir. Büyük olasõlõkla ruhsal prob- lemleri olan bu gazete yazarõ, dinsel söylemlere sõğõnarak hastalõklõ düşün- celerini topluma sürekli şekilde yay- makta ve bu söylemler basõn yayõn or- ganlarõ yoluyla her gün evlerimizin içi- ne normal bilgi olarak girmektedir. Din gibi son derece hassas bir konuda, din adõna söylenen ve yapõlanlarõn, pek çok çevrede tartõşmasõz kabul edildiğini, onaylandõğõnõ, buna eğilimi olan ya da olmayan çok sayõda insanõ cesaret- lendireceğini ve onlara örnek oluştur- duğunu bilmemiz gerekir. Cinsel taciz olaylarõ kuşkusuz dün- yada pek çok yerde hasta ruhlu insan- lar tarafõndan devam ediyor. Bir kõsmõ tedavi ediliyor, bir kõsmõ çocuk ve gençlerin tüm yaşamõnõ zehirlemeyi sürdürüyor. Ancak toplumsal tutumu ile bunu onaylamayan, bu kişileri dõşlayan, halkõnõ bilinçlendiren ülkelerde çocuk ve gençler korunuyor ve çok daha olumlu sonuçlar alõnõyor. Prof. Dr. Aysel EKŞİ Psikiyatrist Muayene, teşhis, tedavi TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear