25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Kriz ve İnsan Kriz derinleşiyor. Dünyadan, Türkiye’nin çeşitli böl- gelerinden acı haberler geliyor. İşsizlik, yoksulluk, if- laslar hızla artıyor. Borç köpüğü sönerken ABD’den Hindistan’a insanlar servetlerini, hatta ailelerine bakma kapasitelerini, dolayısıyla özsaygılarını yiti- riyor, kimileri intiharı seçiyor. Bu felakete bir sorumlu aranıyor. Kimileri, ödeme şansı olmadığı halde ev alanları, buna göz yuman- ları, heç fonları, açgözlü bankerleri, ABD Merkez Ban- kası Başkanı Greenspan’ı, ucuz kredi, umarsız borç verme ve alma ortamını suçluyor. Krizi emekçilere saldırmayı amaçlayan kapitalistlerin çıkardığını sa- vunan garip solcular da var. Sonunda da ortaya “ka- pitalizmi, kapitalistlerden (insandan-E.Y) kurtar- mak” önerisi çıkıyor. Biraz felsefe… Halbuki, bu öneriye, görüntüleri temel alarak de- ğil de krizin nedenlerine, Hegel ve Marx’ın uyarıla- rını anımsayıp içeriğin çelişkilerini, dinamiklerini, an- lamaya çalışarak bakarsak, tam tersine “kapitalistleri sermayeden kurtarmak gerektir”i görebiliriz. Marx da “Kapitalist yalnızca taşıyıcıdır” derken tam da bu noktaya değinmiyor muydu? Sermaye, karşılaştığı her şeyi metalaştırarak, da- ha fazla işçiyle karşılaşarak, daha fazla canlı emek tüketip daha fazla kâr üreterek, merkezileşerek, yo- ğunlaşarak genişleme eğiliminde olan bir sosyal iliş- kidir. Kapitalist bu sürecin aracı, taşıyıcısı ve üze- rinde yaşayan insandır. Burada, Deleuze ve Gut- tari’nin yaptığı ayrım da bize yardımcı olabilir: Ser- maye (sürekli canlı emek tüketen) “bir kâr maki- nesidir”, insansa “arzulayan bir makine”. Sermaye “makinesi” yoluna devam ederken çev- resini salt maddi olarak değil, simgesel (ideolojik) ola- rak da dönüştürür: Sürekli, eski “kodları” çözer ye- nilerini kurar. Bu, arada bu genişlemeden arzuları- nı tatmin etmek açısından büyük ayrıcalıklar elde ede- rek yararlanan kapitalistin gözü kamaşır; kendini yö- netimde sanmaya, diğer insanlardan farklı ve üstün görmeye başlar. Ta ki sermaye ilişkisi krize girene kadar… Diğer bir deyişle iç çelişkilerinin biriktir- diği sorunlar, sermayeyi değişme/yok olma ikile- miyle (kriz) karşı karşıya getirene kadar. O zaman, sermayenin yeterince kâr edemeyen ke- simlerindeki hareket durmaya başlar. Bu kesimler üzerinde yaşayan kapitalist ve işçiler de, küresel ısın- ma yüzünden sular yükselirken yaşadıkları adada ayaklarını bastıkları topraklar yok olmaya başlayan yerlilere benzerler. Kimi kapitalistler, birikmiş ser- vetlerine binerek başka adalara göç edebilir, yeni- den başlayabilirler. Diğerleriyse, işçilerle birlikte, bun- ların arkalarından bakakalır. İnsan aklı ve irade… Tarih, önceki krizlerin dersleri, sermaye insanlar tarafından denetim altına alındığında, krizi, yıkımı sı- nırlayarak aşılabilme olasılığı olduğuna işaret edi- yor. Bu denetimin yolu da öncelikle kapitalisti ser- mayenin göz kamaştırıcı etkisinden kurtarmaktan ge- çiyor. Örneğin, son günlerde Türkiye’de tekstil ve inşaat sektöründen iflas, işten çıkarma, intihar haberleri ge- liyor. Bu iki sektördeki işletmeler, bu noktaya, geç- mişte attıkları adımlarla geldiler. Sermaye bulunduğu yerde (aklı olmadığı için) genişleme çabasına devam etti. Halbuki, ülkede uzun dönemli düşünebilen bir planlama kuruluşu olsa, bundan 10 yıl önce Asya yükselmeye başlarken tekstil sektöründe çalışanlara, bir an evvel bu sektörden çıkmaları gerektiğini söyleseydi, hükümetler bu çıkışı kolaylaştıracak yardımı, teknoloji ve bilgi edinimini sağlasaydı bu- gün başka bir yerde olurduk. İnşaat sektörü, doğ- ru bir kent planlaması olmayan, mali denetimden yok- sun bir ortamda, kredi köpüğünün üstünde bugün- kü noktaya geldi. Şimdi, bir gün geleceği önceden kolaylıkla görülebilen bir noktada, inşaatları sürdü- recek kredi hızla azalır, yapılanlara talep hızla da- ralırken sektörde çalışanlar (kapitalist ve işçi) yu- karıdaki adanın yerlilerine benzemiyorlar mı? İşte tüm nedenlerle, geçmişte, 1930’ların krizin- den sonra, kapitalist devlete, sermayenin krizlerin- de insanı koruma olanaklarını sunabilecek planlama kurumlarına, sermayeden gözü kamaşmayacak uzun dönemli düşünebilen uzmanlara ve bürokra- silere rağbet artmıştı, ta ki neoliberalizm sermaye- nin mutlak hâkimiyetini restore edene kadar… Bugün bu saptamalar “kapitalistlere” artık küfür gi- bi gelmemelidir. Bunun iki nedeni var. Birincisi, can- larını ve mallarını sermayenin krizinden korumak için devlete, uzun dönemli düşünen, yol gösterebilen uz- manlara gereksinimleri var. İkincisi, kapitalistlerin en aşırı örnekleri, şimdi hızla tüm sınıfı temsil eden, rea- litede onun yerine geçen simgelere dönüşüyorlar. Bu aşırı örneklere yönelik nefret, Yahudi düşmanlığına, halk tabakaları arasında genel bir sermaye sınıfı nef- retine dönüşme noktasına doğru kabarıyor. Kapitalistler açısından yeni bir sınıf uzlaşması aramanın, sosyal demokrasiye yönelmenin, hem krizde bu günü kurtarmak, gelecekte de iktidarla- rını korumak için hızla tek çare olmaya başlıyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com SHP’den CHP’ye katıldılar İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçõn’õn CHP Ankara adayõ olmasõnõn ardõndan SHP’den CHP’ye katõlõmlar hõzlandõ. Bir dönem SHP İzmir İl Başkanlõğõ görevini yürüten Cevdet Tümtürk ve bir grup arkadaşõ CHP’ye katõldõ. CHP İzmir İl Başkanõ Kemal Karataş, katõlõmcõlara rozetlerini “Eski yuvanõz olan yeni yuvanõza hoş geldiniz” diyerek taktõ. 2001’de CHP’den ayrõlan Tümtürk ise “Sosyal demokratlarõn muhalefette kalmasõnõ içime sindiremiyorum” diye konuştu. 5 araç kundaklandı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Geçen ay çok sayõda aracõn kundaklandõğõ Adana’da, önceki gece 5 aracõn kundaklanmasõ polisi yeniden harekete geçirdi. Gülbahçe mahallesinde 34 BK 1574 plakalõ kamyona benzin dökerek ateşe verenler kaçtõ. Çağrõlan itfaiyenin müdahalesi sürerken bu kez birkaç sokak ilerde 01 NB 683 plakalõ araç ateşe verildi. Aynõ gece Yeniyurt mahallesinde birbirine yakõn sokaklarda park halindeki 01 TM 467, 80 KU 112 ve 35 R 4220 plakalõ otomobiller de molotofkokteyli atõlarak yakõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, hiçbir yerde “Ya sev ya terk et” ifadesini kul- lanmadõğõnõ, bunun patenti- nin MHP’ye ait olduğunu belirterek “Biz tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dev- let diyoruz. Bunu beğen- meyen varsa, beğendiği ye- re gitsin” dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda Kürt sorunu konusunda son dönemde ge- liştirdiği milliyetçi söyleme yönelik eleştirilere yanõt ver- di. AKP Genel Başkan Yar- dõmcõlõğõ ile MKYK üyeli- ğinden geçen hafta ayrõlan Dengir Mir Mehmet Fı- rat’õn grup toplantõsõna ka- tõlmamasõ dikkat çekti. Gökçek ellerine kapandı AKP’nin yerel seçimlerde parti yöneticisi, milletveki- li ile belediye başkanlarõ- nõn birinci ve ikinci derece- de akrabalarõnõn aday ola- mayacağõ kuralõ koyarak adaylõğõnõ engellediği An- kara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek, grup toplantõsõ öncesinde Erdo- ğan’la ayaküstü sohbet etti. Gökçek’in Erdoğan’õ gö- rünce ellerine kapanmasõ dikkat çekti. Gezilerini anlatan Erdo- ğan, özellikle Hakkâri’nin kendisi için çok önem ifade ettiğini söyledi. Bugüne ka- dar hiçbir yerde “Ya sev ya terk et” ifadesini kullan- madõğõnõ, bunun patentinin MHP’ye ait olduğunu be- lirten Erdoğan, şöyle ko- nuştu: “Benim söylediğim nedir? Biz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dev- let dedik. Buna karşı olan- lar var mı? Kimse, ‘Hayõr, tek millet değil’ veya ‘Tek bayrak kabul etmiyoruz, bunu diyebilir mi?’ Bunu beğenmiyorsa o zaman buyursun beğendiği yere gitsin. Dediğim budur.” Medyaya eleştiri ABD’de yõllarca zencilere karşõ ayrõmcõlõk yapõldõğõnõ, ancak zencilerin olimpiyat rekorlarõyla birincilikleri al- dõklarõ zaman zafer turunu Amerika bayrağõnõ omuzla- rõna alarak yaptõklarõna dik- kat çeken Erdoğan, DTP’yi eleştirerek “Sen atabiliyor musun Türk bayrağıyla bu turları? Eğer şu anda par- lamento çatısı altında olan- lar kalkıp da bunu söyle- yebiliyorsa, bunu konuşa- biliyorsa zaten mesele kal- mayacak. Ama bunu söy- leyemiyorlar” diye konuştu. Medyayõ eleştiren Erdo- ğan, Erzurum mitingi için “Erdoğan, beklediği kala- balığı bulamadı” diye ya- zõldõğõnõ kaydederek “Senin gözlerin göremiyorsa ben ne yapayım? Zannediyor- sun ki mitingin sabah sa- atlerindeki fotoğrafını koy- mak suretiyle Erzurumlu Dadaşımı aldatacaksın. Avucunu yalarsın” dedi. Bahçeli’den Obama uyarısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasına ulu önder Atatürk’ü 70. ölüm yıldö- nümü nedeniyle anarak başladı, Mustafa filmine ağır eleştiriler yöneltti. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP lideri Devlet Bahçeli, ABD’de Barack Oba- ma’nõn başkan seçilmesine Tür- kiye’de “gereğinden fazla” se- vinenleri “aydın bunalımı” ve “derin aşağılık kompleksi” içinde olmakla suçladõ. Bahçeli, grup konuşmasõna Atatürk’ü anarak başladõ. Ata- türk’ün “kahraman bir ko- mutan, muktedir bir politikacı ve büyük bir devlet adamı” ol- duğuna dikkat çeken Bahçeli, “Mustafa” filmine gönderme- de bulunarak Atatürk’ün eserleri ve sonucunu sorgulayamayan- larõn, “onun özel hayatını ele alarak şahsiyetini eleştiriye açtığını” söyledi. ABD’de “kökenleri Afri- ka’ya dayalı senatör” diye ni- telendirdiği Obama’nõn başkan seçilmesine de değinen Bahçe- li, “Başkanlık değişimine ge- reğinden fazla sonuç çıkar- maya çalışan çevrelerin mev- cudiyeti, içine düştüğümüz ‘aydõn bunalõmõnõn’ ve ‘derin aşağõlõk kompleksinin’ tipik örnekleri olmuştur” dedi. Amerika’nõn bu seçimle “ırk- çılığı aştığı, sıranın Türki- ye’ye geldiği” yönündeki yo- rumlara tepki gösteren Bahçe- li, bunlarõn “talihsiz ve cahilce” beyanlar olduğunu ifade etti. Obama’nõn Türkiye’yi ilgi- lendiren konularda izleyeceği politikalar hakkõnda “ihtiyatlı bir iyimserlik” içinde olduk- larõnõ kaydeden Bahçeli, Irak, Kõbrõs ve Ermeni soykõrõm id- dialarõ ile ilgili yaklaşõmlarõnõn kendileri için çok önemli oldu- ğuna işaret etti. Obama’nõn Er- meni tezlerine yakõn görüşleri- nin endişe verici olduğunu kay- deden Bahçeli, “Bu itibarla, Obama yönetimin Türkiye’yi ilgilendiren alanlarda yeni yaklaşımları görülmeden, hü- kümetin bağlayıcı ilişkilere girmemesinin ülkemiz için hayırlı olacağı kanaatinde- yim” dedi. BAŞBAKAN ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİ Türk: AKP kendi içinde çözülecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Kürt politikasõ konusunda “bir ileri üç geri” gittiğini belirtti. Partisinin grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşma- ya konuşmaya Atatürk’ü anarak başlayan Türk, Mustafa Kemal’i “statükocu azınlığın” elinden kurtarõp kendisine rehber edindiği “bilimle” an- lamaya çalõşmak gerektiğini savundu. Erdo- ğan’õn son çõkõşlarõyla “halkın değil, statüko- nun başbakanı” olduğunu ortaya koyduğunu belirten Türk, “Öyle anlaşılıyor ki Başba- kan’ın bu yaklaşımları nedeniyle AKP de kendi içinde çözülecek. Çünkü geçmişte hal- kın değil, devletin başbakanı olan iktidarlar tasfiye oldu” görüşünü savundu. Başbakan’õn “üst kimlik”ten söz ederken, anayasadaki “et- nik tanımı” korumaya devam ettiğini kaydeden Türk, acilen sivil anayasa yapõlmasõnõ istedi. Ekonomik krize de değinen DTP lideri Türk, AKP hükümetinin bölgede 7 milyon to- na yakõn kömür dağõttõğõnõ vurguladõ. Hükü- metin bunlarõ “devlet imkânlarıyla” yaptõğõ- na işaret eden Türk, “Devletin imkânlarını siyasal amaçlarla kullanıyorlar. Esasında bu da yolsuzluktur, usulsüzlüktür” dedi. Başbakan Erdoğan, patentinin MHP’ye ait olduğunu belirttiği ‘ya sev ya terk et’ söyleminde õsrar etti Hakkâri’de yaptõğõ ‘beğenmeyen gitsin’ açõklamasõnõn arkasõnda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Tek milleti tek bayrağõ beğenmeyen, buyursun beğendiği yere gitsin” dedi. MHP LİDERİ: BAŞBAKAN İFTİRA ATIYOR MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, “Ya sev ya terk et” sözünün patentinin, MHP’ye ait olduğu yönündeki değerlendirmesine tepki gösterdi. Bahçeli, partilerinin hiçbir belgesinde, böyle bir ifadenin bulunmadõğõnõ savunarak, “Sayın Başbakan bu tür şeyleri alışkanlık haline getirdi. İncelemeden konuşuyor. Doğru olmazsa iftira olur, iftira atıyor” dedi. ‘Beğenmeyen gitsin’ ABD başkanõnõn Türkiye’yi ilgilendiren konularda yaklaşõmlarõ görülmeden, hükümetin bağlayõcõ ilişkilere girmemesini istedi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear