23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Çözümün İlk Adımı AKTÜTÜN olayının tartışmaları dinmiyor. Eleştiri ve çö- züm önerileri çeşit çeşit. Bunu fırsat bilip gerici siyase- tin sinsi niyetleriyle orduyu yıpratmaya yönelenler bile var. Her zaman söylenenler yine tekrarlanmakta: Bölgeye ilişkin sosyo-ekonomik, hatta kültürel önlemlere gidilmesi, baş sorumlular olan ABD’nin ve Iraklı kuklalarının tek- rar uyarılması, terorizm konusunda yönetim ve adli ma- kamlara tanınan yetkilerin genişletilmesi. Sınır ötesi operasyonlar sonrasında bir süre orada kal- mayı ve bir “tampon bölge”nin kurulmasını savunanlar da eksik değil. Önerilenlerin bazısında haklılık payı olsa da, bunlar yeterli mi? Çözüme götürücü ciddi ve etkili bir adım bunlarla atılmış olacak mı? Daha da açıkçası, Kuzey Irak’ta barındırılıp beslenen bir saldırganlığa karşı bu çeşit önlemlerle yetinmek dün- yanın en güçlü ordularından birine sahip olan Türkiye’ye yakışır mı? Çözümün böyle bir orduyu bu önlemleri aşan kalıcı hudut değişikliği için devreye sokmayı gerektiren siyasal bir yönü hiç mi yok? Vaktiyle “Musul meselesi” diye bilinen konuyu anım- samanın ve o sorunun çözümündeki yanlışlığı dü- zeltmeyi gündeme getirmenin tam zamanıdır. Lozan’da çok yanlı uluslararası çözüme bağlanmamış tek sorundur bu. Mondros Mütarekesi imzalandığı gün Musul’un gü- neyinden geçen hattın İngiliz kuvvetlerince sonradan ih- lal edilmesiyle başlamıştır. Hukuksuz işgal, kömür ya- kıtından mazota geçme yolundaki İngiliz Bahriye neza- retinin isteğiyle Anadolu’nun güneydoğusuna kadar genişletildiği için, “Ahd-ı Milli” olarak son Osmanlı ve ilk Ankara meclislerince içilen bir direniş andının konusu ol- muştu. Sorun, Lord Curzon’un küstahça direnişi yüzünden Lozan’da çözülemedi. Sonrasında İngiltere’yle sürdürülen ikili müzakerele- rin gideremediği gerilim Ankara’yı yeni bir savaşın eşiğine getirmişken, Türkiye’nin henüz üye olmadığı Mil- letler Cemiyeti’nce bir Estonyalı generale çizdirilen kro- ki üzerinden bugünkü “hudut olmayan hudut”la zoraki bir çözüme varılmıştır. Bu “imkânsız sınır” olduğu gibi kal- dıkça, şu ya da bu önlemle ve dıştan verilecek şu ya da bu vaatle terörün önemli bir boyutunu, yani dış kaynağını kurutmak hayaldir. Dolayısıyla, fazla vakit geçirmeden Irak hükümeti ve arkasındaki ABD, köklü bir sınır düzeltme toplantı- sına çağırılmalıdır. Ancak, iyi hesaplanmış ve planlanmış bir operasyonla belirli bir toprak parçası elde tutulma- dan masaya oturmanın geçersizliği de açıktır. Kıbrıs’ta “haklı ve güçlü” oluş nasıl o soruna pekâlâ kalıcı olabi- lecek bir çözüm getirmişse, Irak kaynaklı bir sorunun çö- zümü de arkasında haklılık bulunan bir güç gösterisiy- le çok kolaylaştırılmış olacaktır. Hükümet, artık ıvır zıvırı bırakıp böylesine ciddi bir gi- rişimin siyasal sorumluluğunu üstlenmeli ve çözümün ilk adımını askere bırakmalıdır. mumtazsoysal@gmail.com S on iki ayda patlak veren olaylar, dün- yadaki yerleşmiş si- yasal yapõda değişimler yaratacak unsurlarõ içinde taşõmaktadõr. Öyle görülüyor ki, artõk dünya eskisi gibi ola- maz... Kõsaca anõmsamakta yarar var: 7 Ağustos’ta Gürcis- tan komşusu Güney Oset- ya’ya askeri bir müdaha- lede bulundu. Rusya ertesi gün bu harekete kapsam- lõ bir biçimde yanõt verdi. Rusya’nõn askeri harekâ- ta, askeri bir müdahale ile yanõt vermesi, aslõnda bu bölgede jeopolitik bir mü- cadelenin de başladõğõna işaret ediyordu. ABD, yardõm adõ altõn- da Karadeniz’e savaş ge- milerini göndererek den- geleri korumaya çalõşsa da, Gürcistan olayõnda Rusya’nõn prestij ve güç kazanarak çõktõğõ genel olarak kabul edilmektedir. Dõş politikadaki bu güç gösterisi henüz kapan- madan, finans dünyasõn- da öteden beri beklenen çöküntü, eylül ayõnda pat- lak verdi. ABD’nin büyük finans kuruluşu Bear-Stern çök- tü. Fannie ve Fredie’ye 35 milyar enjekte edilip kurtarõlmaya çalõşõlõrken ünlü yatõrõm bankasõ Leh- man Brothers iflas etti. Bir diğer büyük yatõrõm bankasõ 94 yõllõk Merril Lynch’in hisseleri tepe- taklak oldu ve bu kuruluş, değerinin alt düzeyinde 50 milyar dolara Bank America’ya satõldõ. Aynõ günlerde dünya- nõn en büyük sigorta şir- ketlerinden biri olan American International Group (AIG) batarken, Amerikan Merkez Ban- kasõ (FED) bu kuruluşa 85 milyar dolar aktararak, şirketin yüzde 80’ini de- netim altõna aldõ. Kara gün Bu bütün dünyayõ, özel- likle Avrupa ülkelerini de tetikledi. Olaylarõn en üst noktada seyrettiği 24 Eylül 2008 Pazartesi, “Kapitalizmin Kara Günü” olarak niteleni- yor. Bir yõldõr konuşulan ama önlem almakta bir türlü harekete geçeme- yen ABD Federal Hükü- meti ekonomiye müda- hale etmenin yollarõnõ ara- maya çalõştõ. Temsilciler Meclisi’nde reddedilen, paket 850 milyar dolara çõkarõldõ ve en sonunda ABD Parlamentosu’ndan geçerek yasalaştõ. ABD’nin krize müda- halesinin 2 trilyon dolarõ bulacağõ hesap ediliyor. Çünkü şu ana kadar ABD 300 milyar dolar emlak sektörü için, 200 milyar dolar Fannie ve Freddie Mac’õn devletleştirilmesi için, 200 milyar nakit sõ- kõntõsõ çeken bankalarõ rahatlatmak için, 144 mil- yar dolar satõn alõnan mortgage kredileri için, 87 milyar dolar Lehman, Morgan ve Chase gibi bankalara sunulan geri ödeme planõ için, 85 mil- yar dolar AIG sigorta kuruluşunun devletleşti- rilmesi için, 50 milyar dolar döviz dengesi fonu için, 43 milyar mortgage krizinde zor durumdaki kredilerin kurtarõlmasõ amacõyla oluşturulan fon için toplam 1 trilyon 109 milyar dolarõn harcandõğõ ya da tahsis edildiği be- lirtiliyor. Böylece 850 milyar dolarla birlikte 2 trilyon dolarlõk bir kaynak ayrõlmõş bulunmaktadõr. Avrupa ülkelerinin ve Japonya’nõn bu konuda ayõrdõğõ fonlarõ da düşü- nürsek kapitalist ekonomi tarihinde görülmemiş bir kriz içindedir ve tarihte bir benzeri olmayan bir dev- let müdahalesinin ger- çekleştirildiği açõkça gö- rülmektedir. Finansal kriz Avru- pa’ya da sõçramõş görü- nüyor. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg birleşerek Fortis bankasõna fon ak- tardõ ve bu kuruluşu if- lastan kurtardõ. Fortis Hol- landa’da tamamen devle- tin eline geçti. Ayrõca Belçika kaynaklõ Dexia Bankasõ kurtarõldõ. Al- manya ünlü gayrimenkul şirketi Hypo-Real Esta- te kuruluşunu kurtarmaya çalõşõyor. İngiltere Brad- for & Birgley kuruluşunu devletleştiriyor. Bu çöküntünün temel nedeni, hiçbir kural tanõ- mayan kapitalist sistemin kendisidir. Özellikle ABD’de ekonominin üre- tim gücü zayõflamõştõ. Fi- nans kuruluşlarõ üretime dayanmayan, sanal geti- rilere bel bağlayan bir ekonomik alan yaratmõş- lardõ. Özellikle konut sek- töründe geometrik ola- rak büyüyen ve köpüren bir kredi alanõ yaratõl- mõştõ. Hey Amerika! Ekonomiye bu büyük devlet müdahalesi nede- niyle, kapitalizmle alay edenler, eleştirenler ço- ğalõyor. Örneğin Los An- geles Times’da yayõm- lanan bir eleştiri yazõsõnõn başlõğõ çok çarpõcõ; aynen şöyle “Hey Amerika! Üçüncü Dünya’ya Hoş Geldin.” (18 Eylül 2008) Yazõda bir süper gü- cün nasõl olup da üçüncü Dünya ülkesine dönüştü- ğü, nasõl olup da Dünya Bankasõ ve IMF’nin ko- rumasõna muhtaç hale gel- diği, bir zamanlar ekono- mik çöküşe yol açtõğõ, Brezilya, Arjantin, En- donezya’ya benzemeye başladõğõ, kaotik bir eko- nomik çöküşe doğru hõz- la yol aldõğõ belirtiliyor ve son günlerde ABD’nin Virginia kentinde topla- nan 13 eski ABD ekono- mi bakanõnõn “artık ABD’nin IMF ile, Tür- kiye’nin yaptığı gibi, an- laşma yapmasının za- manının geldiğini” be- lirttikleri işaret ediliyor. Bu krizin Batõ dünya- sõnda kimi çatlaklara ne- den olduğuna dair işaret- ler de vardõr. Nitekim Al- man Başbakanõ Merkel geçen hafta yaptõğõ ko- nuşmada: “Almanya olarak G-8 başkanlığı süresince pa- rasal işlemler ve hedge fonlara yönelik daha saydam bir ortam sağ- lanmasını istedik, ama Anglo-Sakson ülkeleri yeterince destek verme- di” diyerek bu son krizde, ABD ve İngiltere’nin so- rumlu olduğuna işaret et- miştir. Aynõ şekilde 26 Eylül tarihinde Federal Alman- ya Maliye Bakanõ Peer Steinbrück, Meclis’te yaptõğõ konuşmada, Was- hington’u ağõr ihmalle suçlayarak şunlarõ söyle- di: “Mali piyasa krizi her şeyden önce bir Ameri- kan problemidir. ABD bu krizin kaynağıdır, ağırlık merkezidir ve ihmali büyüktür. Özel- likle yatırım bankaları yeterince denetleneme- di. İşte bu oldukça ye- tersiz düzenlenmiş sis- tem şimdi çökmektedir. Piyasanın her şeyi dü- zenleyeceği ve ‘bõrakõ- nõz yapsõnlar’ anlayışı krize yol açmıştır. ABD dünya finans sisteminin süper gücü statüsünü kaybediyor.” Çelişkiler doğdu Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy’de 23 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda yaptõğõ konuşmada, “Fi- nansal faaliyetlerin yal- nızca piyasa operatör- lerinin eline bırakıla- mayacağını” belirterek “şokların önlendiği, iş- lemlerin bir sis bulutu içinde değil, fakat şef- faflık içinde yürütüldü- ğü bir düzen kurmalı- yız” diyerek vahşi kapi- talist düzeni ve ABD’yi eleştirmişti. Kapitalist teorinin sar- sõntõ geçirdiği Batõ dün- yasõnõn aklõ eren ekono- mistleri ve yazarlarõ tara- fõndan belirtilmektedir. Çünkü bu krizde, apa- çõk devlet müdahalesi ya- põlõyor. Bankalar kurtarõ- lõyor, kimileri devletleş- tiriliyor. Oysa hani kapi- talist sistemde devlet mü- dahalesi olmazdõ? Kapitalist teorisyenler ne diyordu? Liberal eko- nominin kendi dengeleri vardõr. Bu dengeler piya- salarõ düzenler, dõşarõdan müdahale, hele devlet müdahalesi yanlõştõr. Şimdi bu yanlõşlõğõn dünya çapõnda dik âlâsõ yapõlõyor. Serbest piyasanõn ken- di kurallarõ içinde denge- li ve istikrarlõ bir ekono- mi yaratacağõ ve her tür- lü devlet müdahalesinin bu istikrarõ bozacağõnõ or- taya atan liberal ve neoli- beral iktisat teorilerinin geçersizliğini bu son kriz apaçõk ortaya koymuştur. Uluslararasõ değerlen- dirme kuruluşu Standart & Poors (S & P) sadece eylül ayõnda menkul kõy- metler borsasõnda 4.1 tril- yon dolar değer kaybõ ya- şandõğõnõ, son 9 aylõk sü- rede sermaye piyasasõn- daki kayõplarõn 10.5 tril- yon dolarõ bulduğunu açõklamõştõr. Olayõ izlemek zorlaştõ; durum gün günden daha endişe verici sonuçlara gidiyor. Bu durumda, küresel- leşme uğruna son 20 yõl- dõr Türk basõnõnõn çeşitli köşelerinde mangalda kül bõrakmayan bizim libe- rallerin ne yazacaklarõnõ çok merak ediyorum. Bel- ki de alõşõk olduklarõ için hemen dönecekler ve bu gibi durumlarda devlet müdahalesi gerekir, geç bile kalõndõ, çok iyi yapõ- lõyor. Bu da kapitalist sis- temin gereğidir diye ya- zarak, herkesin ağzõnõ ka- patacaklardõr. Bu konuda en ilginç konuşmayõ Latin Ameri- kalõ, Arjantin Devlet Baş- kanõ bayan Kirchner yaptõ. B.M. Genel Kuru- lu’nda Arjantin Devlet Başkanõ bakõnõz ne dedi: “Latin Amerika ül- kelerine piyasa tüm so- runları çözer diyenler, sıra kendilerine gelince tarihin en büyük devlet müdahalesini devreye sokuyorlar.” RTE ne yapıyor? Bütün bu kargaşa da Türkiye’nin anlõ şanlõ ve de çok bilgili Başbakanõ ne mi yapõyor? 23 Eylül’de yaptõğõ ba- sõn toplantõsõnda “küresel kriz Türkiye’ye uğra- mayacaktır. Krizi fır- sata dönüştüreceğiz” de- di. Başbakan’õn bu dünya çapõndaki krize önem ver- memesi karşõsõnda aynõ gün TOBB Başkanõ ade- ta bir gövde gösterisi ya- parak İstanbul’da 40 oda başkanõyla bir toplantõ düzenledi ve “Bu iş bir domino taşı gibidir, bir devrilmeye başladı mı diğerlerini de tetikler” diyerek uyarõda bulundu. Cari açõğõ kapatamazsak ekonomik kriz kaçõnõl- mazdõr dedi ve açõkça krize müdahale planõ is- tedi. İş Bankasõ Genel Mü- dürü Ersin Özince ise “Ben böyle bir kriz gör- medim. Dış borç bul- mak imkânsız hale ge- lecek” dedi. Sabancõ Grubu Başka- nõ Güler Sabancı ise, “2009’dan itibaren bu krizin dalga dalga de- rinleşeceğini ve 2009’un bıçak sırtında geçeceği- ni” belirtti ve “ekono- minin kitabı yeniden ya- zılacak” dedi. Hükümet inanõlmaz bir “rehavet” içinde görü- lüyor. Ağustos ayõnda Kaf- kaslar’da ortaya çõkan güç dengesi savaşõmõnõn hemen ardõndan, finans krizinin patlak vermesi genel çerçevede ABD’nin güç kaybõna neden ol- muştur. Sarkozy, BM’de- ki konuşmasõnda dünya- da artõk “süper güçler” yerine “nispi güçler”in etkili olacağõnõ, bunun da ABD, AB, Rusya ve Çin olacağõnõ belirtmişti. Öyle görünüyor ki, artõk hiçbir şey eskisi gibi ola- maz... Artõk Dünya Eskisi Gibi Olmayacak... Dr. Alev COŞKUN Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Latin Amerika ülkelerine piyasa tüm sorunlarõ çözer diyenler, sõra kendilerine gelince tarihin en büyük devlet müdahalesini devreye sokuyorlar. Arjantin Devlet Başkanı Kirchnen
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear