23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bırakın Çocukları... Etnik terör çeyrek yüzyıldır Türkiye’nin gün- deminden düşmüyor; kimi zaman başka so- runların ön aldığı olmuyor değil, ama terör önemini hep koruyor. Çeyrek yüzyıldır, Türkiye’de terör ile mücadele etme konumunda olanlar, doğrusu kafalarını hiç değiştirmiyorlar, özgün çözümler üretemiyorlar. Karşı taraf da daha değişik bir tutum içinde de- ğil. Sorunun “terör” değil “Kürt sorunu” olduğunu ileri sürüyorlar da sürmesine, Kürt sorununun özünü, feodal aşiret yapısını değil tartışmak, te- laffuz bile etmek istemiyorlar. Üstelik ne istediklerini bile tam olarak söyle- yemedikleri gibi, kimi isteklerinin gerçekleşme- si halinde ne olacağını da bilemiyorlar. Terör örgütü PKK ile onun dümen suyunda- ki ayrılıkçılar da kimi taleplerini öne sürer, ey- lemlerini gerçekleştirirken, amaçları yaşama geçtiği takdirde başlarına ne geleceğini hiç dü- şünemiyorlar. Büyük bir Türk-Kürt ayrışmasını amaçlayan kışkırtmalarla karşı karşıyayız. Bu kışkırtmalar karşısında, hangi kökenden olursa olsun vatandaşlarımız iyice düşünmek zo- rundadırlar. Örneğin Kürt kökenliler; onlar ken- dilerini bütün Türkiye Cumhuriyeti coğrafya- sından mahrum bırakıp yalnızca Kürt coğraf- yasına hapsedecek çözümden yana mıdırlar? Bu ayrışmayı kışkırtmak için yapılan gösteri- lerde, kadınlar ve çocuklar kullanılıp ön saffa sü- rülüyorlar. Tek başına sinemaya gitmesine bile izin verilmeyecek kadar “üzerlerine titrenen!” ka- dınların, yasadışı gösteride en öne sürülmesin- deki “yiğitliği”, “erkekliği” takdirinize sunmak is- terim. Şimdi onunla da yetinilmiyor. Artık, 7-12 ya- şındaki çocukları gösterilerde en öne sürmek kur- nazlığını gösteriyorlar. İlk kez bizde rastlanan bir olay değil bu. Üs- telik lumpen çevrelerde yaygın bir davranış. Ka- çak yapısı yıkılmak istenen, hemen dama çıkı- yor, bebesini de alıyor kucağına, aşağı atlama tehdidini ileri sürüyor. Devleti kendi öz evladının canıyla tehdit etmek ne zekâ, ne yiğitlik ama! Türkiye dışında, seksenli yıllarda, son za- manlarda yitirdiği etkinliğini İntifada ile yakala- maya çalışan Filistin örgütleri de ellerinde taş- lar olan çocukları İsrail polisi ve askerine karşı ön sıralara sürmüşlerdi. Doğrusu kutsal kitaptaki Golyat’a karşı Davut görüntüsünü göz önüne getiriyordu ve 22 yıl ön- ce, elindeki taşla deve saldıran çocuğun büyük gücünü yücelten bir yazı yazdığımı da anımsı- yorum. Meğer o gün ne kadar yanılıyormuşum. Çocukların bile ruhunun kinle mayalandığı bir mücadele yöntemiyle nereye varılacağını göre- bilmek için Filistin’in işgal altındaki topraklarına bakın! Bugün Filistin’in işgal altındaki topraklarında yaşayanlar, iki felaketin çapraz ateşi altındalar. Bunlardan birincisi işgalci İsrail’in ateşi, ikinci- si de birbirleriyle gırtlaklaşan “kurtarıcı” Filistinli kardeş örgütlerin ateşi! 1992 yılında Vittoria’nın banliyölerinden birinde oturan, bir zamanlar Franco’nun yargıçları ta- rafından ölüm cezasına çarptırılan, ölümden son anda kurtulan, eski ETA militanı Mario Onain- dia’ya ne zaman örgütten ayrılmaya karar ver- diğini sorduğumda şu yanıtı almıştım: - Terör ile hiçbir yere varılamayacağını, şiddet üzerine kurulu toplumlarla insanlara mutluluk ge- tirilemeyeceğini öğrendiğim zaman. Sonra da bana, kuruluşunun temelinde şiddet eylemleri olan toplumların hiçbir yere varama- dıklarının örneklerini sıralamıştı. Bugün, küçücük çocukları şiddet eylemi içe- ren gösterilerde öne sürenler, ne elde etmek is- tiyorlar? Özerklik mi, kendi deyişleriyle “siyasal, kültürel haklar” mı, federasyon mu, yoksa dü- pedüz, açık deyişiyle bağımsızlık mı? Hangisi olursa olsun! Velev ki, bu istekler ya- şama geçsin. Ne olacak? O formüllerin hangi- si gerçekleşirse gerçekleşsin, yarınki o toplumun geleceği, bugün şiddet eylemlerinde öne sürü- lürken, yüreği ve bilinci kin ile yoğrulmuş o ço- cuklar olacaklar. Ve o çocukların oluşturduğu bir toplum, in- sanlarına hiçbir zaman sevgi, hoşgörü, de- mokrasi, kısaca mutluluk götüremeyecek, sa- dece “kürdo kürdini lupus” (Kürt Kürt’ün kur- dudur) modeli üzerine kurulu bir düzen yaratıl- mış olacak. asirmen@cumhuriyet.com.tr Genel başkan yardõmcõlarõnõn sayõsõ artacak, Önder Sav da genel başkan yardõmcõsõ olacak CHP’de bir dönemin sonuTÜREY KÖSE ANKARA - CHP’nin aralõk ayõnda toplanmasõ planlanan tüzük ve program kurultayõnda “güçlü genel sekreter” dönemini sona erdirecek tüzük değişiklikleri ger- çekleştirilecek; genel başkan yar- dõmcõlarõnõn sayõsõ arttõrõlacak, par- tinin “ikinci adam”õ Genel Se- kreter Önder Sav, “10 genel baş- kan yardımcısından biri” ola- cak. Önder Sav “Yerel seçimler öncesinde iç tartışma yaratır” ge- rekçesiyle tüzük-program kurul- tayõ toplanmasõna karşõ çõkarken CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal’õn “Ben 70 yaşıma girdim, sen 71 yaşına. Partimizi geleceğe ta- şıyacak kadroları oluşturmalıyız” diyerek tüzük değişikliklerinde õs- rarlõ olduğu öğrenildi. CHP lideri Baykal tüzükte deği- şiklik yapõlarak her merkez yönetim kurulu (MYK) üyesinin sorumluluk alanõnõn net olarak tanõmlanmasõnõ is- tiyor. Planlanan değişikliklere göre; ekonomi, dõş politika, yerel yönetimler gibi konularda genel başkan yardõm- cõlarõnõn sorumluluk alanlarõ belirle- necek ve genel başkan yardõmcõlarõ- nõn sayõsõ 10’a yükseltilecek. Bu de- ğişiklerle sosyal demokrat partilerde alõşõlmõş olan “güçlü genel sekreter” döneminin de sonuna gelinmiş oluyor. Genel sekreterlik görevinin sõradan bir bürokratik görev düzeyine indirileceği vurgulanõrken Sav’a yakõn partililer “Sağ partilerde, AKP tüzüğündeki gibi bir yönetim öngörülüyor. Bu, yerel seçimler öncesinde genel sek- reteri etkisizleştirme operasyonu- dur” dediler. AKP tüzüğünde, “genel başkan yardımcılarının bakacakları ve yapacakları iş ve faaliyet alanları, bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile aralarındaki çalışma düzen ve koordinasyon, genel başkan tara- fından yapılacak iş bölümü tali- matında gösterilir” denilirken, genel sekreterin görevleri de “MKYK ve MYK toplantı tutanaklarını dü- zenler, kararları zapta geçirir, im- za edilmelerini sağlar ve uygulan- malarını takip eder. Genel merke- zin gelen-giden her türlü evrak iş- leri ile yazışmalarının düzenlen- mesinden, MKYK ile MYK’nin gündemlerinin hazırlanmasından ve takibinden sorumludur” diye tanõmlanõyor. CHP tüzük değişikliği taslağõnda da benzer düzenlemelerin yer aldõğõ kaydediliyor. MYK’nin son toplantõsõ öncesinde Baykal, Sav ile 1.5 saat görüştü. Baykal, “Ben 70 yaşındayım, sen 71 yaşındasın. Cumhuriyetin temel kurumlarından işgal edilmedik ne- redeyse bir CHP kaldı. Partimizi ge- leceğe taşıyacak kadroları oluştur- malıyız” diyerek değişikliklerde õsrarlõ olurken, Sav’õn görüşlerinin değiş- mediği öğrenildi. MYK’de tüm üye- ler kurultay yapõlmasõ yönünde oy kul- lanõrken, Sav ise “Müstenkifim (çe- kimser). Ben farklı düşünüyorum ama genel başkan olarak partiyi siz temsil ediyorsunuz” demekle ye- tindi. Baykal’õn tüzük değişikliğinin gerekçeleri konusunda şu görüşleri di- le getirdiği öğrenildi: “Önder Bey’in kurduğu komis- yon, tüzüğün değişmesi gerektiği gö- rüşlerimize katılmadı. Ama benim kararımı değiştirmemi sağlayacak bir bilgiyi ortaya koyamadılar. Ön- der Bey çok titizdir, detaycıdır. Ama bu kurultayı yapmak zo- rundayız. Parti çalışmasında ve yetki kullanımında şu anda gör- evin kimde olduğu belli değil. Ör- neğin yerel yönetimler konusu, sa- hibi kim, iş kimin? İşin sahibinin belli olduğu, ihtisas sahibi birim- ler olmalı. Günümüzde sorumlu- lukların organlara dağıtılması ve- rimliliği bir ölçüde engelliyor. Di- namik bir CHP istiyoruz.” Kurultayda tüzük değişikliklerinin benimsenmesi durumunda, Önder Sav partideki “güçlü, 2. adam” özel- liğini yitirecek, 10 genel başkan yar- dõmcõsõndan biri olacak. CHP Parti Meclisi’nin yarõn yapõlacak toplantõ- sõnda tüzük ve program değişiklikle- rinin tartõşmaya açõlmasõ ve MYK’nin kurultay tarihi konusunda yetki almasõ bekleniyor. CHP lideri Baykal tüzükte değişiklik yapõlarak her merkez yönetim kurulu üyesinin sorumluluk alanõnõn net olarak tanõmlanmasõnõ istiyor. Planlanan değişikliklere göre; genel başkan yardõmcõlarõnõn sorumluluk alanlarõ belirlenecek ve genel başkan yardõmcõlarõnõn sayõsõ 10’a yükseltilecek. Bu değişikliklerle sosyal demokrat partilerde alõşõlmõş olan “güçlü genel sekreter” döneminin de sonuna gelinmiş oluyor. Baykal, bu değişikliği Önder Sav’õn itirazlarõna rağmen hayata geçirmeyi amaçlõyor. HSYK VİZE VERMEDİ Savcı Öz 1. sınıf olamadıHSYK tarafõndan Ergenekon savcõsõ Zekeriya Öz için yapõlan incelemede, hakkõnda pek çok suç duyurusu ve şikâyet bulunduğu belirlendi. Bu nedenle Öz’ün birinci sõnõf savcõ olmasõnõ askõya alan Kurul, Öz’ün durumunu incelerken gazetelerde çõkan haberleri de mercek altõna aldõ. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’nca (HSYK) birinci sõnõf savcõ olmasõ Erge- nekon davasõ sanõklarõ- nõn şikâyeti nedeniyle as- kõya alõnan Zekeriya Öz’ün terfisi, Adalet Ba- kanlõğõ’nca hazõrlanacak raporla netleşecek. Ku- rul, Ergenekon sanõklarõ- nõn şikâyetleri ve hakkõn- daki soruşturma sonuçla- rõ ile Çine’de karõştõğõ “yolsuzluk” olayõnõn so- nucuna göre Öz hakkõnda bir karar verecek. HSYK, birinci sõnõf savcõlõğa ayrõlan Erge- nekon savcõsõ Zekeriya Öz’ün durumunu değer- lendirdi. Toplantõya Ada- let Bakanõ Mehmet Ali Şahin katõlmazken, ba- kanlõk Müsteşarõ Ahmet Kahraman kurulda yer aldõ. HSYK, birinci sõnõf savcõ olma hakkõnõ ve- rirken hakkõnda soruş- turma olup olmadõğõ, iş durumu, not durumu gi- bi ölçütlere bakõyor. Ze- keriya Öz için yapõlan incelemede, hakkõnda pek çok suç duyurusu ve şikâyet bulunduğu belir- lendi. Kurul, Öz’ün du- rumunu incelerken ga- zetelerde çõkan haberle- ri de mercek altõna aldõ. Savcõ hakkõnda yürüttü- ğü Ergenekon soruştur- masõ kapsamõndaki sanõk şikâyetlerinin önemli yer tuttuğu bildirildi. Kurul, Adalet Bakanlõğõ’nõn bu şikâyetler konusunda ne gibi işlem yaptõğõnõn so- rulmasõna ve bunun ya- nõtõna göre Zekeriya Öz’ün durumunun de- ğerlendirilmesine karar verdi. Edinilen bilgiye göre, Ergenekon Savcõsõ Zeke- riya Öz’ün terfisinin in- celemeye alõnmasõna ku- rul oybirliğiyle karar ver- di. Adalet Bakanõ’nõn ka- tõlmadõğõ toplantõda yer alan Bakanlõk Müsteşarõ Ahmet Kahraman’õn da Öz’ün terfisinin incelen- mesine herhangi bir itiraz da bulunmayarak destek- lediği öğrenildi. Verilecek karar savcõ Öz’ün kariye- rini de doğrudan etkiliyor. Birinci sõnõf savcõ olama- yanlar, Yargõtay üyeliği- ne seçilemedikleri gibi maaşlarõnda da artõş ya- põlmõyor. ÖZERKLİK TALEBİ DTP’nin kitapçığı Meclis’i karıştırdı AYŞE SAYIN ANKARA - DTP’nin, PKK elebaşõsõ Abdullah Öcalan’õn “fikir babalığını” yaptõğõ, Tür- kiye’nin 20-25 özerk bölgeye ay- rõlmasõnõ öngören “Demokratik Özerklik” projesini, Türkçe ve İngilizcenin yanõ sõra Kürtçe de bastõrõp Meclis’te milletvekille- rine ve bakanlara dağõtmasõ TBMM’yi karõştõrdõ. DTP’liler MHP ve CHP’nin sert tepki gös- terdiği kitapçõğõn dağõtõmõnõn, özellikle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramõ’na denk getirildiğini belirterek “85 yıldır, Cumhu- riyetin çözemediği Kürt soru- nuna çözüm önerilerimizin, Meclis’te tartışılmasını iste- dik” savunmasõ yaptõlar. DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “demokratik özerklik” projesinin kitapçõk halinde bastõ- rõlõp Meclis’te dağõtõlmasõna iliş- kin zamanlamanõn son derece “yerinde” olduğunu söyledi. Ki- taptaki “demokratik özerklik” önerisinin yeni olmadõğõnõ, ancak Meclis’te tartõşmaya açõlmasõnõn önemli olduğunu belirten Sakõk, “Cumhuriyetin kuruluşunun 85. yıldönümünde Meclis’e su- nulması önemlidir. Cumhuri- yetin çözülemeyen problemle- rini çözmek, çözüm üretmek hepimizin görevi. Bu öneri bi- ze göre 85 yıldır çözülmeyen Kürt sorununun çözüm pro- jesidir” görüşünü savundu. Öne- rinin DTP hakkõnda Anayasa Mahkemesi’ne açõlan kapatma davasõnõn ana dayanağõnõ oluş- turduğunun anõmsatõlmasõ üze- rine Sakõk, önerilere “önyar- gıyla yaklaşılmaması gerekti- ğini” belirtti. ‘İhanet projesi’ DTP’nin kitapçõk dağõtmasõna MHP’den sert tepki geldi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhuriyetin 85. kuruluş yõldö- nümünde “Türkiye’nin çözül- mesini öngören ihanet projesi- nin” Meclis’te pazarlanmaya ça- lõşõldõğõnõ söyledi. TBMM Baş- kanlõğõ’nõn böyle bir girişime na- sõl göz yumduğunun sorgulan- masõ gerektiğini belirten Vural, “Türkiye’nin üniter yapısını ortadan kaldırmak isteyen bir siyasal görüşün Meclis’te pa- zarlanmasına nasıl müsaade edilmiştir. Bunu anlamak mümkün değil” dedi. Siyasi Partiler Yasasõ’na göre siyasi partilerin “Türkçeden başka di- li propaganda amaçlı kullana- mayacağının” öngörüldüğünü belirten Vural, konuyu soru öner- gesiyle bugün Meclis gündemine de taşõyacaklarõnõ belirtti. Vali çözümü buldu AdanaValisiAtõş,yasadõşõgösterilerekatõlan175çocuğunailesininyeşil kartlarõnõn iptal edileceğini ve kömür yardõmõnõn kesileceğini söyledi Haber Merkezi - Adana Valisi İlhan Atış, ço- cuklarõ yasadõşõ gösterilere katõlan ailelere kömür yardõmõ yapõlmayacağõnõ ve yeşil kartlarõnõn iptal edileceğini söyledi. Vali Atõş, çocuklarõ izinsiz gösterilere katõlan ai- lelere karşõ bazõ yaptõrõmlar uygulamayõ kararlaş- tõrdõklarõnõ açõkladõ. Kentin değişik mahallelerin- de yapõlan izinsiz gösterilerde daha çok çocukla- rõn yer aldõğõnõ belirten Vali Atõş, gösterilere ka- tõlan 75 çocuğu tespit ettiklerini söyledi. Vali Atõş, “İlk etapta çocukları izinsiz gösterilere ka- tılan 4 aileye Kabahatlar Kanunu uyarınca 100- 175 YTL arasında değişen para cezaları kestik. Önümüzdeki haftadan itibaren belirlediğimiz 175 çocuğun ailelerinin yeşil kartlarını iptal edip, kendilerine kömür yardımı yapmayacağız. Ço- cuklarını tehlikeli ortamlardan çeksinler, eğer çekemiyorlarsa çocukları korumak devletin görevi olduğundan bu görevi biz üstleneceğiz” dedi. Vali Atõş’õn bu açõklamasõ tartõşma yarattõ. Adana Baro Başkanõ avukat Aziz Erbek, valiliğin çocuklarõ korumak için birtakõm önlemler almasõ gerektiğini ancak, ailenin bir ferdinin suç işleme- si nedeniyle diğer fertlerin cezalandõrõlmasõnõn doğ- ru bir yol olmadõğõnõ söyledi. İnsan Haklarõ Derneği (İHD) üyeleri, sokak ey- lemlerinde tutuklanan 13 çocuğun da serbest bõra- kõlmasõnõ istedi. İHD Şube Başkanõ Ethem Açıkalın “Kömür yardımı, yeşil kart fakir halkın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi kullanılmak isteniyor ki bu kabul edilemez. Halkımızın yoksulluğuyla, fakirliğiyle adeta alay edilmektedir” diye konuştu. Erdoğan’dan DTP’ye: Dönün bu ülkenin tarihine bakõn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nca yaptırılan 13 altgeçidin açılış töreninde, ad vermeden DTP’yi eleştirdi. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, son günlerde ülke üzerinde türlü oyunlar ser- gilenmeye, senaryolar üre- tilmeye çalõşõldõğõnõ belirte- rek “Dönün bu ülkenin ta- rihine bakın, Cumhuriye- tin kuruluşuna bakın” de- di. Erdoğan, Kurtuluş Sa- vaşõ destanõnõn Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazõyla tüm mil- letçe yazõldõğõnõ belirtti. Başbakan Erdoğan, An- kara Büyükşehir Belediye- si’nce yaptõrõlan 13 altgeçi- din açõlõş töreninde, ad ver- meden DTP’yi eleştirdi. 85 yõl önce Ankara’nõn kasaba görünümünde olduğunu kay- deden Erdoğan, bugünse dünyanõn sayõlõ kentleri ara- sõnda yerini aldõğõnõ söyledi. Erdoğan, Kurtuluş Savaşõ’yla birlikte tarihin tekerrür etti- ğini ve Türkiye’nin bir kez daha küllerinden doğduğunu belirtti. Son zamanlarda ül- ke üzerine türlü oyunlar ser- gilenmeye, senaryolar üre- tilmeye çalõşõldõğõna dikkat çeken Erdoğan, “Onlara milletçe vereceğimiz cevap şudur: Dönün bu ülkenin tarihine bakın, şu Anka- ra’nın tarihine bakın. Cumhuriyetin kuruluşuna bakın. Bir millet her şey bittiğinin sanıldığı, umut- ların tükendiği bir anda birbirine kenetlenmiş, düş- mana gerekli dersi ver- miştir” diye konuştu. ‘Bu destanı birlikte yazdık’ Kurtuluş Savaşõ’nõn sade- ce Çanakkale’de, Edirne’de, Sakarya’da yapõlmadõğõnõ; Maraş, Antep, Urfa, Diyar- bakõr, Kars ve Erzurum’da da yapõldõğõnõ anlatan Erdoğan, “Bu destanı Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çer- keziyle birlikte yazdık. İş- te bizi bölmeye çalışanların, kardeş kavgası çıkarmak isteyenlerin göz ardı ettik- leri, anlayamadıkları bu- dur. Bu millet, her karış vatan toprağıyla birbiriyle komşu, dost, kardeş ol- muştur” dedi. Kendilerine düşen gör- evin Cumhuriyeti korumak ve daha ileri seviyelere ta- şõmak olduğunun altõnõ çizen Erdoğan, Cumhuriyetin cumhurun iradesi, ayrõsõ gayrõsõ olmayan bir milletin iradesi olduğunu söyledi. Bu iradeyi korumanõn her- kesin görevi olduğunu kay- deden Erdoğan, “Biz şehit- lerimizden, atalarımızdan bir emanet aldık. 85 yıl ön- ce kurulan Cumhuriyet, bize bir emanettir. Bizim görevimiz Cumhuriyeti çok daha ileri seviyelere taşımaktır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear