Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2008 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI K PB K PB B B B B K 5 5 4 3 8 5 7 3 3 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya K 3 K 3 K 4 K 3 PB 2 PB 3 PB 3 K 6 B 10 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB K K K K K K K 8 8 2 3 1 3 4 0 6 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, Doğu Karadeniz’in doğusu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu yağışlı geçecek. Gece ve sabah saatlerinde iç ve doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayları görülecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu kesimlerde 6 ila 8 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y K K Y Y 1 4 5 8 9 4 4 9 7 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 7 PB 7 B 16 PB 7 PB 8 B 8 Y 15 PB 12 Y 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B 2 PB 2 PB 10 B 7 K 5 B 5 K 5 B 13 PB 7 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada meyi üniversitelerle birlikte kamu alanına yaymayı planlamıyordu. Aşama aşama sonuca gitmeyi yeğliyor. Bahçeli, ya RTE’nin gerçek niyetini anlamadı ya da türbanın veya başörtüsünün kamu alanında da serbestlik kazanmasına yanlı. Görünen köy kılavuz istemez; Bahçeli varsayıldığı kadar saftirik olmadığına göre örtünme konusunda RTE gibi düşünüyor. Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılması öngörülen değişiklik, sorunu tümüyle çözümleyemediği gibi, daha sonraki dönemlerde AKP’nin yapacağı değişikliklerle türbanı veya başörtüsünü yaygınlaştırmayı da engellemiyor. “Öğrenim hakkının kapsamı ve kullanılması sınırlarının kanunla tespit edileceğini ve düzenleneceğini” ifade eden anayasanın 42. maddesi, düzenlemeyi YÖK Yasası’nın “Hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yükseköğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” diyen 17. maddeye bırakıyor. Bu, aynı serbestliğe ortaöğretimde de kapıyı aralıyor. RTE, Bahçeli sayesinde örtünme konusunda birinci aşamayı aştı, ikincinin eşiğinde. ??? AKP, anayasa değişikliğini yapabilmek için MHP’nin desteğini sağlamak zorundaydı. TBMM’de anayasada değişiklik yapmayı sağlayacak 367 çoğunluğu elde edebilmek için MHP’nin 70 milletvekili desteğine gereksiniyordu. Fakat MHP’nin AKP’ye açtığı yol, RTE’yi artık böyle bir desteğe gereksinmeyecek konuma getiriyor. RTE, istediği zaman başörtüsü diye tanımlanan örtünmeyi, kılık kıyafet kurallarını değiştirmeyi, üniversiteler dışındaki eğitim kurumlarında da serbestliği sağlayacak olanağı MHP (Devlet Bahçeli) sayesinde ele geçirmiş oluyor. Zira, MHP’nin mutabakatı ile AKP’nin YÖK Yasası’nın 17. maddesine koyacağı “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” ifadesini “…yükseköğrenim kurumları dışındaki eğitim kurumlarında da kılık kıyafet serbesttir..” biçiminde değiştirmek için RTE, artık Devlet Bahçeli’nin desteğine gereksinmiyor. YÖK Yasası’nda böyle bir değişikliği TBMM’den geçirmesi için sadece 184 oy gerekiyor. Orta ve yükseköğrenimde çağdaşlık gitti gider! ??? Kamuoyunu uyutmak için RTE ile Bahçeli bin dereden su getirebilirler. Bahçeli, bakarsınız AKP bize, başörtüsü üniversite dışına asla taşmayacak diye söz verdi de diyebilir. RTE de sadece (tabii bize göre şimdilik) başörtülü kızlarımıza üniversite kapılarını açtık diye konuşabilir. Bunların hepsi bir araba laf. Hiçbir değeri yok. Yasal gerçekler ortada. RTE; kılık kıyafet konusunda devrim yasalarına aykırı bir düzenleme getirmekten asla vazgeçmedi, geçmez de. Kafa yapısı, inançları buna elverişli değil. Bu adamlar laik rejim konusunda verdikleri sözlere sadık kaldıklarını kanıtlayacak tek bir örnek gösterebilirler mi? Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, başörtüsünün ne ölçüde serbest kalacağı henüz yasayla saptanmadığı dönemde sınavlara Danıştay’ın karşı kararına karşın türbanlı, çarşaf kılıklı, poturlu öğrencilerin girmesine izin veriyor. Yasağı deliyor. Bu sırada Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin basına, “hükümetin her türlü kanunsuzlukla savaşacağını” söylüyor. Hükümetin başı bu, üyeleri de bu! Laik rejim ise RTE ile Bahçeli’ye emanet! Abbas yolcu. Gidiyor… Prof. Azrak, türbanla ilgili uluslararası yargı kararlarına dikkat çekti TÜRKİYE’DEKİ TİCARİ FAALİYETLERİ ‘AİHM iptal eder’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hukukçular, AKP ile MHP’nin türbana serbesti getiren önerisinden duydukları kaygıyı dile getirdiler. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ülkü Azrak, düzenlemenin aynen yasalaşması durumunda hukuki tartışma doğacağına işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı: “Anayasa Mahkemesi’ne taşındığında iptal etmesi gerekiyor. Mahkeme zorlu bir sınavla karşı karşıya gelecektir. Mahkeme kabul etmez redderse, o zaman yargı yolu tükendiğinden AİHM’ye başvuru yolu açılır.AİHM’ye götürülürse mahkum edileceğinden şüphem yok.AİHM daha önceki kararlarının gerekçesinde, eğitim kurumlarında başörtüsünün serbest bırakılmasının oralarda siyasal tartışma, çekişmelere yol açacağına, bunun da eğitimdeki düzen ve huzuru bozacağına karar vermişti. Bu gerekçe ortadan kalkmayacağına göre AİHM yine aynı şekilde karar verecektir.” ‘Toplum endişe ediyor’ Türkiye Barolar Birliği’nden yapılan açıklamada, siyasi partiler ve seçim sistemlerinde demokrasinin eksiklerini giderecek değişikliklerin yapılması, işsizliğin önlenmesi, enerji açığının kapatılması, üretim sorunları, küresel ısınma, ulusal ve uluslararası birçok çözüm bekleyen sorunun konuşulması gerekirken, türban tartışması başlatılmasının zaman kaybı olarak görüldüğü ve bu tar tışmalarla yaratılan toplumsal gerginliğin tehlikeli bulunduğu belirtildi. Toplumun çoğunluğunun, din kurallarının yaşamın her kesiminde egemen kılınacağından endişe ettiği belirtilen açıklamada, iktidarın bu endişeleri gidereceğine, her gün biraz daha kaygıları arttıran söylem ve eylem sergilediği vurgulandı. ‘AKP hükümeti meşruiyetini yitiriyor’ Türk Hukuk Kurumu’ndan yapılan basın açıklamasındaysa aydınlık ve çağdaşlığın, demokratik hukuk devletinin yaşam bulduğu, ortam olduğu belirtildi. Yargı erkinin, erkler arasında son sözü söyleyen olmasının, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi: “Çağdaş giyim ise anayasanın başlangıç ile 2., 20. ve 174. maddeleri gereğidir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve temel ilkeleriyle kavgalı olan AKP hükümeti, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde aldığı güçle dinci ve otoriter bir rejimi yaşama geçirme çabalarını pervasızca sürdürmektedir. Yargıyı küçük gören demeçler, bu talihsizliğin bir örneğidir. Bu kapsamda, siyasal bir simge olan türbanı, üniversitelerden başlayarak tüm kamu alanları ile öğretim kurumlarında yaygınlaştırmaya çalışmak, anayasanın değiştirilmesi önerilemez hükümlerine aykırı olup, bu karar ve davranışları ile hükümet hızla meşruiyetini yitirmektedir.” El KadıAKP ilişkisi ABD basınında ELÇİN POYRAZLAR PROF. ÖZBUDUN UYARDI Anayasa ekibinin çarşaf kaygısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP ve MHP, Yüksek Öğretim Yasası’nın Ek 17. maddesinde yaptıkları değişiklikle “türbanın takılma şeklini tarif etmeleriyle” üniversitelerde çarşafın serbest hale geleceğine dikkat çekildi. AKP’nin yeni anayasa için oluşturduğu Bilim Komisyonu’nun Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, “tanımın üniversitelerde çarşafı engellemeyeceğine” dikkat çekerken taslağı hazırlayan ekipte yer alan Doç. Dr. Serap Yazıcı, “Bir kişi, başını düzenlemede belirtildiği şekilde kapatabilir ama giysisinin alt tarafında çarşaf da olabilir” dedi. AKP ve MHP’nin üniversitelerde türbanın serbest hale getirilmesi için Yüksek Öğretim Yasası’nın Ek 17. maddesinde yapmayı öngördüğü değişikliği değerlendiren Özbudun, türbanın bağlanma tanımını “gülünç” olarak nitelerken, “Üniversitelerin kapısına modacıları götürüp, yasal baş bağlamayı mı göstereceğiz” diye tepki gösterdi. Çarşafla da bağlama kriterlerinin karşılanmasının mümkün olduğuna dikkat çeken Özbudun, “Bu tanımın çarşafı engelleyeceği kanısında değilim. Burkaya engel olur, peçeye engel olur, çarşafa engel olmaz. Çarşaflı bir genç kızımızın da yüzünün açık olması ve hüviyetinin tespit edilmesi mümkündür. Bunlar sürtüşme yaratacak” dedi. şaf da olabilir” dedi. Anayasa taslağını hazırlayan ekipte yer alan bir diğer isim Prof. Dr. Yavuz Atar ise Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi durumunda mahkemenin “başörtüsü” kelimesi nedeniyle iptal kararı verebileceğini söyledi. Atar, şöyle konuştu: “YÖK Kanunu’nun ek 17. maddesindeki düzenlemede başörtüsü kavramı geçiyor ve tanımı yapılıyor. Başörtüsü dışındaki hemen hemen her şey yasaklanmış oluyor. Başörtüsü geçtiği için bu madde,Anayasa Mahkemesi’ne gider ve ‘Başörtüsü İslam dininin gereğidir’ şeklinde yorumlanırsa, laiklik ile sorunlu görülebilir. Bu sepeble de Anayasa Mahkemesi iptal kararı verebilir. Sorun, Anayasa Mahkemesi yorumunun aşmaktı. Bunun için de ‘kılık ve kıyafet’ ifadesi denilmeliydi.” CHP’li Okay: Yargıya başvuracağız AKP ve MHP, anayasa ve yasa değişikliği önerisinin gerekçelerini tamamladıktan sonra destek aramak için DSP ve CHP’ye gittiler. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, 42. maddede yapılan değişikliğe dikkat çekerek “Tam ve yeterli bir çalışma yapılamadığı anlaşılıyor. Laiklik ilkesine aykırı bu öneri TBMM Başkanı tarafından işleme dahi konulmamalıdır. İşleme konur ve kabul edilirse yargısal sürece taşıyacağız” dedi. DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli de, “Türban anayasal sistemdeki tahribatın ilk aşamasıdır. Rejimin değiştirilmesinin ilk adımı anlamını taşır” açıklamasını yaptı. Ziyaretlerin ardından, AKP ve MHP’nin önerileri, TBMM Başkanvekili Meral Akşener’e sunuldu. (Fotoğraflar: AA) WASHINGTON ABD’nin önde gelen ekonomi dergisi Forbes’in son sayısında BM küresel terör listesinde yer alan Suudi işadamı Yasin el Kadı ile AKP’nin ilişkileri sorgulandı. Richard C. Morais ve Denet C. Tezel tarafından kaleme alınan “El Kadı Olayı” başlıklı yazının giriş bölümünde, El Kadı’nın, aralarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Cüneyd Zapsu’nun da bulunduğu siyasi bağlantıları olan “dostları” sayesinde BM yaptırımlarından kurtulduğu görüşü öne sürülüyor. 2001’de BM Güvenlik Konseyi kararıyla tüm mal varlıkları dondurulan El Kadı’ya ait Caravan Dış Ticaret ve Ella Film Prodüksiyon Ltd. Şirketi’nin Türkiye’de ticari işlemlerini sürdürdüğüne dikkat çekiliyor. El Kadı’nın Erdoğan’ın “dostu” olarak tanımlandığı yazıda El Kadı’nın Erdoğan’ın çevresindeki İslamcı işadamları ve siyasetçilere de yakın olduğu not ediliyor. Erdoğan’ın “El Kadı’yı tanırım ve kendime inandığım gibi ona inanırım” sözlerine yer verilen yazıda El Kadı’nın “Terör örgütlerine yardım dernekleri kılıfı altında finansman sağladığı” suçlamalarına işaret ediliyor. Yazıda “BM’nin incelemesi gereken ticari işlemler” arasında şunlar sayılıyor: Ticari işlem 1: Erdoğan’ın partisinin Kasım 2002’de seçimleri kazanmasından iki hafta sonra El Kadı’nın şirketi Caravan, Sağlam İnşaat Firması’nda Sağlık ve Bakım Ürünleri Mağazaları AŞ isimli şirkete devredildi. Caravan Holding’in noterden tasdikli devri şirketin kurucusu Cüneyt Zapsu ve kardeşi Abdülaziz Zapsu tarafından imzalandı. Satışta Caravan’ı yasal olarak El Kadı ve Zapsu’ların yakın ortağı M. Fatih Saraç temsil etti. Ticari işlem 2: Temmuz 2003’te Abdülaziz Zapsu GMD Gayrimenkul Değerlendirme AŞ’nin yönetim kurulu başkanıyken hisselerin çoğunluğu ortak Fatih Saraç’a aitti. Oysa bir önceki yıl GMD’nin büyük ortağı Cüneyd ve Abdülaziz Zapsu’ydu. 2003’ün sonunda GMD, Sağlık ve Bakım Şirketi’ndeki hisselerle Sağlam İnşaat’ın kontrolünü ele geçirdi. Sağlam İnşaat El Kadı’nın Caravan Dış Ticaret’ine ait bir ofis binasının 11. katını 640 bin dolara satın aldı. Bir ay sonra GMD El Kadı’nın Caravan ve Ella şirketlerine ait aynı ofis binasının 10. katını 1.7 milyon dolara satın aldı. Ella ve Caravan çeşitli vergilerden kaçınmak için emlak kârlarını “ödenmiş sermaye” olarak gösterdi. 2004 başında İstanbul Vergi Dairesi bu emlak satışlarını resmen onayladı. Yazıda bu işlemlerden El Kadı’nın nasıl faydalandığı ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın BM kararlarına karşın neden bu işlemlere onay verdiği sorularına dikkat çekiliyor. MECLİS’TE VAKIFLAR YASASI ATIŞMASI ‘Roj TV’nin yaptığı yayın hukuki’ ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Türkiye’nin PKK yanlısı yayın yapan Roj TV’nin kapatılması için girişim başlatması üzerine, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektup yazan DTP’li 56 belediye başkanı hakkında “PKK’ye bilerek isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla açılan davanın görülmesine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mehkemesi’nde devam edildi. Danimarka Medya Sekreterliği’nden istenen raporun mahkemeye ulaştığını açıklayan sanık avukatı Sezgin Tanrıkulu, raporda “Roj TV’nin Danimarka kanunlarına uygun olarak yayın yaptığı kanısına varıldığını” belirtti. ‘Lozan işlevsiz hale getiriliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Vakıflar Yasası’nın TBMM Genel Kurul gündeminin başına alınması için verdiği önerinin görüşmeleri sırasında söz alan CHP ve MHP sözcüleri “Bu bir ihanet kanunudur. Lozan işlevsiz bırakılıyor” dedi. Vakıflar Yasası’nın genel kurul gündeminin 2. sırasına alınması için verilen öneri üzerindeki görüşmeler tartışmalı geçti. CHP Milletvekili Halil Ünlütepe, “Bu kanun Lozan Antlaşması’nın hükümlerini işlevsiz bırakıyor. Sanki Sevr hükümlerini yeniden uygulamaya sokuyor’’ dedi. MHP’li Mehmet Şandır da “Bu kanun, bir ihanet kanunudur. Bu kanun, Lozan Antlaşması’nı sorguluyor” görüşünü dile getirdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise “Kanunun Türkiye’deki 4 bin 550 vakfın özgürlük alanını genişletmek için hazırlandığını’’ söyledi. MHP’li Şandır’ın, “Yabancıların vakıfları’’ nitelemesini eleştiren Şahin, vakıfların, dini ve ırkı farklı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vakıfları olduğunu vurguladı. Şahin, “Bunlar, Rum, Ermeni veya Yahudi olabilirler ama hepsi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bunları ‘yabancı’ olarak kabul edemeyiz. Lütfen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında din ve ırk ayrımı yapmayın’’ dedi. Vakıflardan sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, cemaat vakıflarıyla misyonerlik faaliyetleri arasında bir bağ bulunduğuna dair kendilerinde “bilgi olmadığını” belirterek “Herhalde vakıfların dini amacı varsa, amacı uğrunda bir şeyler yapacak” dedi. Yazıcı, Soros vakfı gibi vakıfların yurtiçindeki cemaat vakıflarına yardımlarını “Gelsinler, yapsınlar” diye değerlendirirken “Vakıflarda mütekabiliyet (karşılıklılık) olmaz.Yunanlılar Müslüman Türk azınlıklara haklarını vermiyor diye bizim azınlıkların haklarını görmezden gelemeyiz” dedi. ‘Yükseköğretim’ perdesi TBMM Başkanlığı’na sunulan önerilerde türban serbestliğine gerekçe olarak Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” sözü gösterildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP ve MHP, üniversitelerde türban serbestisi getiren anayasa ile YÖK Yasası’nda değişiklik öngören yasa önerilerini dün TBMM Başkanlığı’na sundu. Önceki gün varılan uzlaşmada son dakikada değişikliği yapıldı. Anayasanın 42. maddesinde “yükseköğretim” ibaresi olmadan yer alacak “kimse, kanunda açıkça yazılı olmayan hiçbir sebeple eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmünün türban serbestisini ilköğretim ve ortaöğretime kadar yaygınlaştıracağı eleştirileri üzerine bu maddede değişiklik yapıldı. Maddeye, “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir” fıkrasının eklenmesi kararlaştırıldı. riye AKP’den de 278 milletvekili imza attı. Anayasa değişikliğinin yarın TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi bekleniyor. Değişikliğin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinin de gelecek hafta tamamlanması planlanıyor. öğrenim hakkının kişilerin en temel ve vazgeçilmez haklarından biri olduğu, anayasanın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın ancak yasayla sınırlanabileceğinin belirtildiğine işaret edildi. Yasanın açıkça yasaklamadığı bir fiil, tutum veya davranıştan dolayı idarenin hiç kimseyi eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakamayacağı kaydedilen gerekçede, “Buna rağmen ülkemizde bazı kişilerin kanunda açıkça yazılı olmayan sebeplerden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakıldıkları da bir gerçektir” dendi. YÖK Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa önerisinin gerekçesindeyse, “Üniversiteler evrensel bilgi ve bilimin hür bir ortamda üretildikleri özgür ve özerk mekânlardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ancak kişilerin hiçbir gerekçeyle ayrıma tabi tutulmadığı ve eşit olarak yükseköğrenim hakkından yararlandırıldığı özgür üniversitelerde yetişebilir” ifadeleri kullanıldı. BAŞSAĞLIĞI Dostumuz, ağabeyimiz Gürbüz Akkök’ün eşi, Zeynep ve Mert’in annesi, Ege’nin anneannesi, ablamız, arkadaşımız ‘Kronik sorun oldu’ Anayasa değişikliğinin genel gerekçesinde, yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafetlerinden dolayı bazı öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesinin kronik bir sorun haline geldiği belirtilerek, Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerin hiçbirinde üniversite düzeyinde böyle bir sorunun olmadığı savunuldu. Gerekçede, Atatürk’ün sözlerinden de alıntı yapılarak “Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinde ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerin yetiştirilmesi, kişilerin yükseköğrenim hakkından kanun önünde eşitlik ilkesi gereği hiçbir nedenle ayrımcılığa tabi tutulmadan yararlanmasını zorunlu kılmaktadır” denildi. Anayasa değişikliği önerisinin madde gerekçesindeyse, eğitim ve NESİME AKKÖK’ü yitirdik. Üzüntümüz anlatılamaz. Sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dileriz. ŞADİYEEKREM AZMAN, FERHAN PAGANO AZMAN, NÜKHET AZMAN, AYSINİLKAY İZER, ŞEBNEMTURGUT TUNA, AYSELSAYGI YAĞMURDERELİ, ÖMER TUNCER, SEMİH POROY Yazıcı: Çarşafa engel değil Doç. Dr. Yazıcı, uzlaşı metninin aynen yasalaşması durumunda fiili bir durumun yaratılmasına engel olunamayacağını belirtti. Yazıcı, “Başın nasıl kapatılacağı tanımlanıyor ama bu çarşafın kullanımına mani değil. Bir kişi, başını düzenlemede belirtildiği şekilde kapatabilir ama giysisinin alt tarafında çar MHP’den tam kadro imza AKP ve MHP, son değişikliklerin ardından tamamlanan yasa önerilerini 348 imza ile TBMM Başkanlığı’na sundu. MHP’nin 70 milletvekili ile tam kadro destek verdiği öne CUMHURİYET 08 K