Catalog

SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2008 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B PB 10 5 12 10 15 12 15 13 8 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB 8 PB 10 PB 9 PB 9 S 2 S 2 S 2 S 3 B 16 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B PB PB K 15 16 8 13 9 9 1 3 12 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Artvin, Rize, Kars ve Ardahan çevreleri yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Rize’de yağmur diğer yerlerde kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y Y Y Y 4 4 5 12 11 11 12 13 10 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y K B Y PB Y B Y PB 12 8 19 11 11 11 15 16 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 3 B 4 PB 14 K 8 B 3 PB 12 PB 0 B 16 B 12 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Gerilimin Nedeni... ? Baştarafı 1. Sayfada anayasayla Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkelerini değiştirecek zemini oluşturmak niyetini ortaya koymuştur; türban olayı bu yolda bir bahaneden başka nitelik taşımıyor. Bugünkü laik Cumhuriyet’in hukuksal devlet düzenini oluşturan temel kurumlar AKP iktidarının başına karşı çıkmak zorunda kalmışlardır. Başbakan’ın gerilimi bu nedenden kaynaklanıyor; Sayın Erdoğan sinirleniyor ve asabi kişiliğinin dışavurumunu engellemekten yoksunlaşıyor. ? Soru: AKP iktidarında sağduyu sahipleri yok mudur? Varsa ülkeyi, toplumu, devleti temel ilkelerimiz üzerine büyük bir çatışmaya sürüklenmekten kurtaracak ‘basireti’ gösterebilecekler midir? Sayın Başbakan şu günlerde fazla sinirlenip sık sık ölçüyü kaçırmaya başladı. Yakınındakilerden hiç değilse birkaç kişinin kendisine bazı şeyleri bütün içtenlikleriyle söylemeleri gerekmez mi? Örneğin şöyle deseler: “Sevgili Başbakanımız, hiddetlenişinizi ve bazen muhalefetle bazı medya mensupları için siyaseten ağır sözler söylemenizi anlayışla karşılamak boynumuzun borcu. Bizler için iyi şey yaptığınızdan da eminiz. Ama kızgınlığınızın oklarını yargı mensuplarına yöneltmekle pek doğru davranmadığınızı hissediyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı, adli yargının en yüksek iddia makamı olarak, partimizde ‘Cumhuriyetin laiklik niteliğini değiştirici, devletin sosyal, ekonomik, siyasal, hukuksal temel düzenine aykırı olarak dinsel duyguları kötüye kullanıcı’ amaçlar seziyorsa ve bunları ya da Anayasa’ya aykırı başka davranışları görüp bizi uyarıyorsa fena mı yapıyor? AÇI MÜMTAZ SOYSAL Haddini Bilmeyiş Şimdi durup dururken, yargıyı kastederek, ‘Kimse yasama, yürütme organının üstünde kendini göremez, bulamaz, ihsası rey’de bulunamaz’ demek yanlış değil mi? Kaldı ki, Yargıtay’ın Cumhuriyet Başsavcısı’ndan hemen bir gün sonra Danıştay’ın bütün dairelerini temsil eden Başkanlar Kurulu da benzer sözlerle bir açıklama yayımladı. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin şimdiki başkanından bile anayasa değişikliği konusundaki toptancı tutumumuzun yanlışlığını belirten bir uyarı geldi. Aman Genel Başkanımız, dikkat! Bunlardan birinin kapatma davası açma, öbür kurumların da yasalarımızı ve yü S rütme kararlarımızı durdurma ya da iptal etme hakları var.” onra şöyle devam etseler: “Siz yargıya çatmakla kalmayıp, Ankara Üniversitesi Rektörü’nün ‘Siyasi simgeler üniversitelerimizde olmamalı... Her gün türbanın gündeme gelmesi, siyasilerin ve basının sürekli bu konuyla meşgul olması ciddi gerginlik yaratıyor. Türban siyasi simge haline dönüşünce başka siyasi görüşler de ortaya çıkacak’ sözleri üzerine yükseköğretim kurumlarını da karşınıza almaya başladınız. Oysa onlar öğrenci olayları konusunda endişeliler. Siz ‘Bir tane rektör çıkıyor, darbe çağrısı yapıyor. Kimsin sen Ç yav, sen önce yerini bil. Otur oturduğun yerde. Sen rektörü olduğun üniversitede yavrularımızı en iyi şekilde yetiştirmekle mükellefsin’ diyorsunuz ama, bir kere yetiştirdikleri artık ‘yavru’ değil ‘genç’tirler ve yetiştirenler Cumhuriyet’in onlara emanet edildiğini bilerek sizin söylediklerinizin aksini öğretirler. Zaten rektörler, tıp mensubu olsalar bile, bu alanda başka bilim adamlarını ve özellikle hukukçuları dinleyerek konuşurlar.” evresindekiler Sayın Başbakan’la konuşurken, yalnız üniversitelerde değil, ilkokuldan başlayarak bütün eğitim aşamalarında öğretilmeye çalışılan bir şeyi de anımsatırlar inşallah: “Haddini bilmek”, önemli bir erdemdir ve onun temel koşulu “bilmek”ten geçer. Bilmeden konuşmak, hele bilirmiş gibi konuşmak, insanı yanlıştan yanlışa sürükler ve hiçbir hayıra vesile olmaz. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY mumtazsoysal@gmail.com SAYIŞTAY ÜYELİKLERİ Şırnak’ta 3 PKK’li teslim oldu C ‘Önce denetle sonra aday ol’ AYŞE SAYIN ? SİLOPİ (AA) Şırnak’ın Silopi ilçesinde terör örgütü PKK’den kaçan üç kişi, dün gece geç saatlerde Irak’ın kuzeyinden gelerek Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan terör örgütü mensuplarının ilk ifadelerinde, kandırılarak örgüte katıldıklarını ve buldukları ilk fırsatta kaçarak güvenlik güçlerine teslim olduklarını söyledikleri kaydedildi. Bu arada, son bir ay içerisinde Silopi’de güvenlik güçlerine teslim olan terörist sayısının 24’e ulaştığı bildirildi. ANKARA Sayıştay Genel Kurulu, TBMM’nin hesaplarını incelemek ve hem Sayıştay, hem de TBMM’nin dış denetimini yapmak üzere görevlendirilen bir müfettiş ve bir denetçiyi Sayıştay üyeliğine aday gösterdi. Yasa gereği Sayıştay üyeleri TBMM tarafından seçildiği için denetimi yapan isimlerin üyeliğe aday gösterilmesi Melcis kulislerinde siyaset ve denetim etiği açısından tartışma yarattı. Sayıştay üyelikleri seçimini 22 üyeliğin boşalmasına rağmen 24 aydır erteleyen TBMM, siyasetdenetim ilişkisinde soru işaretleri yaratan ilginç gelişmelere sahne oluyor. Seçim henüz gerçekleşmese de Sayıştay Genel Kurulu’nca, yasa gereği, boş olan üyeliklerin 4 katı olarak belirlenen ve komisyona bildirilen 28 ve 20 kişilik iki aday listesi ilginç tesadüfler nedeniyle dikkat çekti. 5018 sayılı Kamu Mali yönetimi ve Kontrol Yasası’nın devreye girmesiyle bu yıl TBMM ve Satıştay’ın denetim yöntemleri değişti. TBMM harcamalarını denetleyen TBMM Hesapları İnceleme Komisyonu yerine ya sa gereği Sayıştay’dan denetçi ataması istendi. Sayıştay bu iş için denetçi Mehmet Taş’ı görevlendirdi. Taş, geçen yıla kadar üçer aylık raporlar halinde Meclis’in tüm harcamalarını ayrıntılı olarak inceleyen ve milletvekillerinden oluşan Hesapları İnceleme Komisyonu’nun yerine bu denetimi üstlendi. Bu arada TBMM, Sayıştay’ın dış denetimini yapması için de İçişleri Bakanlığı’ndan mülkiye müfettişi görevlendirmesini talep etti. Bakanlık da TBMM’ye Yakup Güner’i bildirdi. Taş, TBMM’nin hesaplarını denetlerken, Güneri Sayıştay’ın dış denetimini üstlendi. Bu görevlendirmelerden sonra iki isim Sayıştay Genel Kurulu’nca, Plan ve Bütçe Komisyonu’na, Sayıştay üyelik seçimine aday olarak bildirildi. Böylece iki önemli kurumun hesapları emanet edilen bu iki isim, Sayıştay üyeliği için Sayıştay Genel Kurulu’nca aday seçimi yapacak Meclis’e aday olarak bildirilmiş oldu. Sayıştay Genel Kurulu ayrıca eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun danışmanlığını yapan ve halen bakanlıkta kadrosunu koruyan Sami Bulut’u da Sayıştay üyeliği için aday gösterdi. Yazarlarımız, kitaplarını imzalayarak okurlarıyla sohbet etti. Fuarın gözdesi Cumhuriyet ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adanalı kitapseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Çukurova Kitap Fuarı dün sona erdi. Binlerce kitapseverin ziyaret ettiği fuardaki Cumhuriyet kitaplarının bulunduğu stand yoğun ilgi görürken, fuarın son gününde imza gününe katılan Cumhuriyet yazarları Hikmet Çetinkaya, Alev Coşkun, Mehmet Faraç, Serdar Kızık ve Çetin Yiğenoğlu da fuara damgasını vurdu. Fuara gelenlerin büyük bölümünün Cumhuriyet kitaplarının bulunduğu stand önüne gelmesi dikkat çekti. Cumhuriyet yazarları Çetinkaya, Faraç ve Kızık’ın 14.00’te başlayan imza etkinlikleri yoğun ilgi dolayısıyla uzun sürdü. Yazarlarımız bir yandan kitaplarını imzalarken diğer yandan da Cumhuriyet okurları ve kitapseverlerle söyleşti, anı fotoğrafları çekildi. Tüm Fuarcılık Yapım AŞ (TÜYAP) ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen fuarda çok sayıda usta edebiyatçı dün de okurlarıyla bir araya geldi. Katılımcılar yayınevlerince açılan standları gezerken Cumhuriyet yazarlarının bulunduğu standda hafta boyu süren hareketlilik son güne de damgasını vurdu. Bu arada Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak da Cumhuriyet standını ziyaret ederek, yazarlarımızla bir süre sohbet etti. başörtüsünü siyasal bir simge olarak görmüyoruz.” Ertesi gün sabahtan MHP’nin AKP’yi rahatlatan açılımı geldi, akşamüzeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın 3 sayfalık yazılı bildirisi geldi... Başsavcının bildirisini Danıştay’ınki izledi... İki bildirinin ruhu şuydu: “Türbanı üniversitelerde serbest bırakmakla başlayan süreç tüm devlet kurumlarına yayılır ve toplumda ayrışma başlar... Anayasa hiçbir partiye bu yetkiyi vermemektedir...” Başbakan bütün açıklamaları ve tepkileri biriktirdi, cumartesi günü İstanbul’dan yanıt verdi. Yanıtın içeriği kadar zemini de önemliydi: Salondakilerin neredeyse tamamının başının kapalı olduğu AKP Ümraniye Kadın Kolları toplantısında! ??? Başbakan’ın Ümraniye bildirisinin ana hatları şöyleydi: “Bir rektör çıkmış, darbe çağrısı yapıyor. Kimsin sen, otur oturduğun yerde, yerini bil!” “Önümüze ikide bir anayasayı çıkarıp durmayın...” “Kimse yasama, yürütme organının üzerinde kendini göremez, bulamaz.” Sadece 4 tümcesini aldığımız Ümraniye bildirisinin her bölümü ayrı yazı konusu yapılacak, gaflarla ve sınırı aşan sözlerle dolu... Başbakan, yasama ve yürütmeyi en üste koyuyor ve kimsenin kendisini o katlardan daha üstte göremeyeceğini söylüyor. Peki, ya yargı? Neden yukarıdaki sözlerin yanına şunu da koymuyor: “Hiç kimse kendisini yargının üzerinde göremez...” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın görevini anımsatırken şu tanımlamayı yapmıştık: Bir futbol maçında hakemin rolü ne ise, çok partili siyasi yaşamda Başsavcı’nın görevi odur! Bu bağlamda, Başsavcı’nın AKP’ye sarı kart gösterdiğini yazmıştık. Erdoğan’ın önceki günkü açıklamaları yukarıdaki anlatımın devamında şöyle yorumlanabilir: Futbolcu, hakeme bana karışamazsın diyor! Erdoğan’ın çıkışı en hafif anlatımla akıldışı... ??? Girişte, geçen haftayı anlatırken “2008’in özeti” dedik. Bu yıl nasıl geçecek? Erdoğan’ın kendini kaybedercesine yaptığı konuşmalardan, “Anayasa Mahkemesi’nden aleyhimizde karar çıkmaz” sonucuna vardığı düşünülebilir. Yargıtay’ın ve Danıştay’ın bildirileri bir bakıma “denetim mekanizmasının işletilmesi” olarak da yorumlanabilir. Bunlar işe yaramazsa? Soruyu çengelli bırakıp konunun başka bir yanına geçelim: Toplumun dinamik kesimleri ne yapıyor? Onlar sadece oyunu izlemekle mi yetinecekler? Başbakan’ın, “yerini bil”le başlayan, “otur oturduğun yerde” diye devam eden, ülkeyi tek parti iktidarından öte tek parti devletine götüren bunca sözleri karşısında artık yapılması gereken aynı dilde yanıt vermek değil mi? ankcum?cumhuriyet.com.tr Değerli hocamız Prof. Dr. UFUK ESİN’i kaybettik Cenazesi 21.1.2008 Pazartesi (bugün), Edebiyat Fakültesi’nde 10.30’da yapılacak törenden sonra Bebek Camii’nden öğle namazını müteakiben kaldırılacaktır. Prehistorya Anabilim Dalı ACI KAYBIMIZ Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi, değerli bilim insanı, hocamız ACI KAYBIMIZ Çok değerli aile büyüğümüz, Merhume Avukat Nuriye Önen’in eşi ve Gazi Eğitim Enstitüsü beden eğitimi emekli öğretmenlerinden İzmitli Prof. Dr. Avukat UFUK ESİN’i kaybettik Büyük üzüntümüzü meslektaşları, öğrencileri ve yakınlarıyla paylaşırız. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü HASAN ÖNEN’i kaybettik. Cenazesi 21 Ocak 2008 Pazartesi günü (bugün), Maltepe Camii’nden öğlen namazını müteakiben Cebeci Asri Aile Mezarlığı’na defnedilecektir. Çocukları Feyiz Önen, SunuShane Campbell, CevriyeKaya Artun CUMHURİYET 08 K