26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Dış basında Türkiye’deki cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yer alan yorumların ortak yanı dikkat çekici PERŞEMBE ORHAN BURSALI Gül için ‘dinci’ vurgusu KUTLAMA MESAJLARI Dün, Bugün ve Sezer’in Rolü Bugün Büyük Zafer’in kazanıldığı gün. Bugünkü varoluşumuzu, bu zafere, bu zafer için ölen ve ölmeye hazır yüreklere, beyinlere borçluyuz. Kurucular, Zafer’den sonra “sıfır”dan bir ülkeyi “çağdaş düzeye” yükseltmek için gerekli önlemleri aldılar ve sanayiye, insana ve sürekliliğin baş koşulu araştırmageliştirmeye yatırımlarını yaptılar. Sonrası, bir başarısızlıktır. Şüphesiz, hedef aldığımız “çağdaş” ekonomi, sanayi, ülke standartları, insan hak ve özgürlükleri, demokrasi, her açıdan istikrarlı bir ülke yapısına göre, bir başarısızlık. Bugünü, “daha geri” ülkelere kıyaslarsak, ki politikacılar bunu sever, kendimizi başarılı görebiliriz! Ama o zaman Türkiye’nin süreklilik kazanan istikrarsızlıklarını da açıklayamayız! ??? Özetle, savaş alanındaki zafer, çağdaşlığı yakalamada zafere dönüştürülemedi. Yaşadığımız bütün sıkıntıların kökeninde, bu gerçek yatıyor. Eğer Türkiye ekonomide adam başına 20 bin dolarlık geliri yakalayabilseydi, demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri konusunda ileri menzillere ulaşabilseydi, sıkıntıların hiçbirini yaşamayacaktık. Ekonomi, siyasi ve kültürel alanında bu yenilgi, ülkeyi darmadağınık etti, ülke olarak temel yönelişimizi kaybettik, Dinsel tutuculuk, siyasi İslam, cemaatçilik, demokratik çağdaş ve yüksek gelirli, bireyin özgür olduğu bir ülkede olması gerektiği kadarıyla varlığını sürdürecekti. Cumhuriyet’in kuruluş, hatta kurtuluş kazanımlarına bunca geri zekâlı saldırılar bir temel bulamayacaktı. Abdullah Gül, belki siyasi İslamcı bir geçmişiyle değil, Cumhuriyetin laik çocuğu olarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacaktı! (Cumhurbaşkanlığı ülkemiz için hayırlı olsun.) Recep Tayyip Erdoğan, liderlik karizmasıyla, başka türde, belki sosyalist bir parti lideri olarak yükselecekti! Meclis’te milletvekillerinin yarısından fazlasının eşi sıkmabaşlı olmayacaktı! Göğün yarısını sırtlayan kadınlar, hemen her alanda yaratıcılıklarıyla ekonomik alanda üretici olacak, bağımsız kimliklerini edinecek, büyük bir olasılıkla türban diye bir sorun da olmayacaktı! Ordu, işine bakacaktı! “Ayrılıkçı Kürtler”, belki de sadece kültürelsiyasi bir çeşitlilik olarak, çok azınlıkta olacaktı. Türkiye, halkının ağırlıklı İslam kimliği ama laik yönetimi ile gerçekleştirdiği başarılar sayesinde bütün İslam dünyasını peşinde sürükleyebilecek lider bir ülke olabilecekti ve belki de bugün karşımızda önemli ölçülerde başka bir İslam dünyası bulacaktık! Türkiye, bir kısım büyük güçlerin ne ileri karakolu, ne emperyal amaçlarının aracı, ne kimliği ile oynanan bir ülke durumunda olacaktı.... ??? Temel soru şudur: Bütün bunları niye başaramadık? Birincisi, ülkeyi 65 yıldır yöneten “merkez sağ”ın vizyonsuzluğu, ülkenin yaratıcı güçlerini belirli amaç ve hedeflere kilitlemekte başarısızlığı... Ülkeyi yönetim iradesini “dışarıyla” paylaşması, iradeyi önemli ölçülerde elinden kaçırması ve ülkeyi “dışarı”dan, taşıma suyla çevirme ve geliştirme kafasızlığı... İkincisi, yine buna bağlı olarak, aslında merkez sağın bütün politikalarını paylaşan Ordu’nun, belki 27 Mayıs’ı dışlarsak, askeri müdahaleleri. Bu iki neden veya odak, şüphesiz birincisi daha büyük ve ana sorumluluk taşıyarak, birbirini besleyerek, destekleyerek, Türkiye’nin “çağdaşlığa” ulaşamamasında sorumludur. Türkiye’nin siyasi yönetimleri, üstlendikleri sorumlulukları yerlerine getiremediler, çöktüler ve yıkıntının üzerinde AKP yükseldi. AKP, ilk beş yıllık iktidarında, küresel ekonomik dalganın yarattığı göreceli istikrarda üstte kaldı ve ikinci beş yıllık dönemine başladı. Cumhuriyet, beş yıl önce, şüphesiz yeni bir döneme girdi. Cumhuriyet’in çocukları olduklarını, kurtuluş ve kuruluş temel felsefelerinin önemini, diğer İslam ülkelerine kıyasla çok daha ileri bir düzeyimizin yine de bu ilkeler sayesinde gerçekleştiğini, bir azınlığın değil bütün Türkiye’nin sorumluluğunu ve ortak paydalarını ve geleceğini üstlendiklerini unutmamaları, kendi başarıları, Türkiye’nin başarısı ve kazancı olacaktır. Sürdürülebilir bir siyasal istikrar sağlayamazlarsa, ekonomide bir başarı kazanmaları zordur. ABD ve AB’de ‘Gül bayramı’ Dış Haberler Servisi Türkiye Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül’e, henüz yemin etmeden Avrupa ve ABD’den tebrik mesajları yağmaya başladı. ABD Başkanı George W. Bush, telefonla arayarak Gül’ü kutlarken, Avrupa’dan gelen mesajlarda, “AB’ye uyum programlarına devam” beklentileri dile getirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey, “Türk demokrasisinin bu sonucunu memnuniyetle karşılıyoruz ve sanırım bu, ülkenin demokratik gelişimi yolunu devam ettiriyor” dedi. Casey, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın önceki günkü açıklamasının anımsatılması üzerine, “Biz bu seçimin, ülkenin demokratik uygulamalarına ve prensiplerine tamamen uygun olduğu görüşünü taşıyoruz” dedi. ABD Başkanı Bush, gezide olduğu Reno kentinden Abdullah Gül’ü arayarak bizzat kutladı. Gül’ü ilk tebrik eden Devlet Başkanı, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, “Sorumlulukla dolu olan görevinizin yerine getirilmesinde size çok başarılar, enerji ve ‘uğurlu bir el’ diliyorum” ifadelerini kullandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel mesajında, Gül’ün, “Avrupa’nın ve Atlantik Birliği’nin esenliğine önem vereceğine inancını” dile getirirken, Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, “Sayın Cumhurbaşkanı, Sevgili Abdullah” ifadesiyle başlayan telgrafında, AB üyelik sürecinin çizilen yoldan şaşmayacak şekilde devam etmesi için çaba göstereceğinden emin olduğunu vurguladı. Dış Haberler Servisi Türkiye’nin 11. cumhurbaşkanının Abdullah Gül olması, dünya basınında geniş yankı bulmaya devam ediyor. Gazeteler Türkiye’de siyasal İslamın yükselişine dikkat çektiler. Atatürk’ün vizyonundan kopuş İngiliz Guardian gazetesi, Gül’ü ve AKP’yi “eski İslamcı”, şu anda ise “Müslüman Demokrat” olarak tanımlayarak “Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne ilk kez seccade girecek” yorumuna yer verdi. Financial Times gazetesi de, “Askere meydan okuyan Türkiye, Gül’ü lider seçti” başlıklı haberinde, Abdullah Gül’ün geçmişteki radikal İslamcı politikaları nedeniyle 1980 darbesinden sonra mahkum olduğunu anımsattı. Times gazetesi ise “Türkiye’nin ilk İslami kökenli Cumhurbaşkanı” Abdullah Gül’ün seçilmesinin, “laik paranoyayı tetiklediği” yorumuna yer verdiği haberinde, cumhurbaşkanı eşlerinin yemin töreninde hazır bulunmasına karşın, Hayrünnissa Gül’ün bu geleneği bozarak gözlerden uzak durmayı tercih edeceğinin işaretini verdiğini yazdı. Gül’ün siyasi munda bulundu. Bundan 10 yıl önce Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’na adaylığının düşünülemeyeceğini belirten gazete, bir uzmanın “Gül’ün seçilmesi, bir siyahın ABD başkanlığına seçilmesine eşdeğer” şeklindeki sözlerine yer verdi. Gül’ün başkomutan olmasına rağmen hiçbir askeri yetkilinin yemin törenine katılmadığına dikkat çeken gazete, askerin Gül’e sözlü olmayan tepkisinin çok soğuk olduğunu yazdı. ABD’de yayımlanan Time dergisi de, “Türkiye’yi İslamcı bir gelecek mi bekliyor?” başlıklı haberde, ordunun da Gül’ün zaferini kabul etmiş göründüğü ifade edildi. International Herald Tribune gazetesi de birinci sayfasında “İnanç adamı Türkiye’nin dizginlerini eline aldı” başlığıyla verdiği haberde, “Gül’ün, laiklerin 84 yılık iktidarını kırdığını” ifade etti. Alman Süddeutsche Zekişiliğinden kuşku duyan laiklerin, eşinin taktığı başörtüsüne daha güçlü bir muhalefet gösterdiğini belirten gazetenin dış haber editörü Bronwen Maddox da, Gül’ün başarısının, “Türkiye’de demokrasi için bir zafer, ancak Atatürk’ün vizyonundan da kopuş” anlamına geldiğini ifade etti. Independent gazetesi, laik muhalefete rağmen Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle AKP’nin fiili olarak Türkiye’nin sivil siyasi yönetimini kontrol edeceğini yazdı. Gazete, Abdullah Gül’ü “Laikliğin ve İslamın kavşağında bir cumhurbaşkanı” olarak tanımladı. Daily Telegraph gazetesi de dün sabahki başyazısında, “ılımlı İslamcı ve Türkiye’nin AB’ye üyelik çabalarının mimarı” olarak tanımladığı Gül’e bir fırsat verilmesi gerektiğini belirterek “Gül’ün ülkeyi İran usulü bir teokrasiye dönüştürmek niyetinde olmadığını” yazdı. itung gazetesi de, Gül’ün tören kıtası önünde çekilen bir fotoğrafıyla birlikte baş sayfadan verdiği haberde, yeni cumhurbaşkanı çiftinin “geleneksel dindar” görünümde olduğunu, ancak bu durumun Türklerin çoğunu rahatsız etmediğini belirtti. Deutsche Welle gazetesi, Gül’ün, laik Türkiye’nin “ilk eski İslamcı cumhurbaşkanı” olduğunu belirtti. Belçika’da yayımlanan Le Soir gazetesi, Gül’ün TBMM’de yaptığı konuşmada laiklik ilkesi ve din özgürlüğü üzerinde ısrarla durduğuna dikkat çekti. Muhafazakâr eğilimli La Libre Belgique gazetesi de, Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini “AB’ye yönelik yeni bir hamle” olarak nitelendirirken, AB’nin seçim sonuçlarından duyduğu memnuniyeti ön plana çıkardı. Amerikan Washington Post gazetesi, “kökleri siyasi İslamda olan kıdemli bir politikacı” olarak tanımladığı Abdullah Gül’ün, ordunun ve “aşırı” laiklerin itirazlarına karşın Cumhurbaşkanlığı’na seçildiğini yazdı. Gazete, “Gül’ün zaferi orduyu bir tercih yapma noktasına getirdi. Ya Gül hükümetini bir darbe ile devirecek ya da İslam dünyasının en sert laik devletinde yükselen siyasi İslama alışacak” değerlendirmesinde bulundu. New York Times gazetesi, “kökleri siyasi İslama dayanan dindar bir politikacı” olarak tanımladığı Gül’ün, “laik yapının iktidardaki 84 yıllık tekeline son vererek Cumhurbaşkanlığı’na seçildiği” yoru ‘İsrail’de son dakika’ AB müzakereleri AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının, “Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerine yeni, pozitif ve süratli bir atılım ve ilerleme fırsatı oluşturacağını” savunurken, İtalya Başbakanı ve eski AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, İspanya Başbakanı Luis Rodriguez Zapatero, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Rene ven der Linden açıklamalarında, Gül’ün ABTürkiye ilişkilerine ivme kazandıracağına inançlarını dile getirdi. Avrupa Parlamentosu Hollanda Milletvekili Emine Bozkurt, Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini “sevindirici bir haber” olarak nitelerken, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, “Türkiye’de reform sürecini destekleyen etkili bir kişi” olarak tanımladığı Gül’ü tebrik etti. Avrupa Parlamentosu’nun en büyük ikinci grubunu oluşturan Sosyalist Parti, “yeni cumhurbaşkanının Türkiye’nin AB hedefi ile laik geleneği devam ettirmesini dilediklerinin” altını çizdi. Avrupa ParlamentosuTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk ise Gül’ün, “kendisini eleştirenlerle bir an önce diyaloğa girerek kaygıları gidermesi gerektiğini” kaydetti. Güney Kıbrıs Rum yönetimi Meclis Başkanı ve AKEL partisi genel sekreteri Dimitris Hristofyas, “Gül’le Türkiye’deki reformların devam edeceğinin açık olduğunu”, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ise “iki ülke ilişkilerinin uluslararası hukuk temelinde geliştirilmesi çabalarının sürdürülmesi umudunu” ifade ederek, Kıbrıs ve Ege sorunlarındaki beklentilerini ima etti. Rusya, İran, Bulgaristan, Azerbaycan, Pakistan gibi ülkelerin başkan ve cumhurbaşları da Gül’ün Cumhurbaşkanlığını yayımladıkları mesajlarla kutladılar. Seçim öncesinde yapılan eleştiriler bir anda yerini alkışa bıraktı Basın tavır değiştirdi İstanbul Haber Servisi AKP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından gazetelerin haberlerinde seçilmeden önceki tartışmalar, AKP’nin uzlaşmaz tutumu, siyasi İslam geçmişi adeta unutularak Gül’e alkış tutuldu. Dinci basın haberleri “zafer” kazanma coşkusu içersinde verirken Anadolu’da Vakit, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e dil uzatarak “Nihayet Gitti” manşetini attı. TMSF yönetimindeki Sabah gazetesinin birinci sayfasının neredeyse tümünü kaplayan Gül’ün fotoğrafı dikkat çekiciydi. Hürriyet “İlk konuşma laiklik oldu” başlıklı haberinde, Gül’ün konuşma metninde laikliğin tanımını yaptığı belirtildi. Vatan gazetesi, “Yeni Türkiye” başlığı ile manşetten verdiği haberinde, “Çankaya’da ilk kez eşi türbanlı biri var. Yine ilk kez ‘başkomutan’ sıfatını taşıyan cumhurbaşkanının yemin törenine komutanlar katılmadı” denildi. Akşam’ın manşeti “Laikliğe yeni tarif ” oldu. “Başkomutanı asker izlemedi” başlıklı haberde, bir ilkin yaşandığı vurgulandı. Sabah gazetesinde “11. Cumhurbaşkanı Abdul Yunanistan’da yayımlanan Kathimerini gazetesi, Türkiye’de yeni bir dönem başladığını ve Gül’ün göreve gelmesiyle birlikte AKP ve Kemalistler arasındaki görüş ayrılıklarının sona ermesinin beklendiğini yazdı. To Vima gazetesi, Gül’ün cumhurbaşkanı olmasının, Başbakan Erdoğan’ın seçimler öncesinde vaat ettiği kurumsal reformların yaşama geçirilmesinin yolunu açtığını yazdı. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı, İsrail basınında “son dakika” haberi olarak duyurulurken, dünkü İbranice ve İngilizce yayımlanan gazetelerde de geniş yer aldı. Katar merkezli Arap televizyonu El Cezire, Gül’ün yemin törenine ordunun ve ana muhalefet partisi CHP’nin yanı sıra Gül’ün türbanlı eşinin de katılmadığına dikkat çekti. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan Gulf News gazetesi de, “Dinine bağlı bir MüsÖZAL VE DEMİREL’İN SEÇİLDİĞİ GÜNLERDE BASIN NE YAPMIŞTI? lüman olan Gül’ün zaferi laiklik üzerindeki Özal’dan sonra Deİstanbul Haber Serkorkuların daha da mirelde cumhurbaşvisi AKP Kayseri Milartmasına yol açtı” ifakanı” değerlendirmeletvekili Abdullah desini kullandı. Gazesinde bulunmuştu. Gül’ün 11. Cumhurbaştede yayımlanan “Laik kanı seçilmesi, yazılı ve Türkiye tarih yazıyor” Özal’ın seçilmesi görsel basında genel başlıklı bir köşe yazısın8. Cumhurbaşkanı olarak desteklenirken, da da, AKP ve Gül için Turgut Özal’ın gazete8. Cumhurbaşkanı övgü dolu ifadelere yer cilerle yıldızı ise bir türTurgut Özal seçildiverildi. lü barışmamıştı: ğinde, gazeteciler, Uğur Mumcu: Özal, ‘Gülümseyen “Ülkeyi IMF direkTürkiye gibi bir ülkeyi yötifleriyle yönetmek”, “baİslamcı’ netecek çapta siyaset adasına ağır yaptırımlar uygulamak” gibi ağır Fransız Liberation gasuçlamalarla eleştirilerde bulunmuşlardı. Sü mı değil. Ülkeyi iflasa sürükledi. zetesi, “Abdullah Gül: Melih Aşık: Özal, Türkiye’nin adamı deleyman Demirel’in, 9. Cumhurbaşkanı olmaGülümseyen İslamcı sını ise gazeteler, “tarafsız” bir şekilde say ğil. cumhurbaşkanı oldu” Nezih Demirkent : Özal’ın bize bakış açıfalarına taşımıştı. başlığıyla verdiği haSüleyman Demirel’in cumhurbaşkanı se sı sık sık değişiyor. Bu nedenle kendine olumberde, “Gül’ün İslamlu bakmıyorum. çilmesi, Hürriyet’e “Benim Çankayam”, cı geçmişini unutturRahmi Turan: Özal, gazetecileri susturMilliyet’e “Sıra Başbakan seçiminde”, Samak için diplomatik bah’a “Mutluluğun resmi” başlıklarıyla yan mak için ilan ambargosu koydu, kâğıda zam kabiliyetini kullanmak sırken, Özgür Gündem “12 Eylül darbesi li üstüne zam yaptı, antidemokratik yasalar çızorunda kalacağını” karttı. deri Kenan Evren ile dönemin takipçisi belirtti. Le Monde gazetesi, Abdullah Gül’ün, “laik lah Gül” manşetiyle, min törenine katılmadı. An dün nihayet evine döndü. AfTürk elitleri hem endi“Gül’den ilk sözler: Tarafsız cak Abdullah Gül hem Cum yonlu hemşerileri ve akraşelendiren, hem de onolacağım” sözleri vurgulandı. hurbaşkanı, hem de Başko baları da Sezer’in gidişine lara güven veren eski Radikal ise “Sayın Gül, bu mutan oldu” yorumlarına yer zerre kadar üzülmedi” dedi. bir İslamcı” olduğunu yemini hiçbir zaman unut verdi. Fethullah Gülen çizAKP’nin yayın organı gibi belirterek, askerin son mayın” başlığını kullandı. gisinde yayın yapan Zaman yayın yapan Yeni Şafak ise seuyarısının “iktidarsızHaberi Milliyet “Çanka gazetesi, “Çankaya’da Gül çim sonucunu “Gül gibi başlık itirafı” olduğunu ileya’da Gül devri”, Birgün dönemi” başlığı ile verdi. Ga ladı” başlığı ile bildirdi. ri sürdü. Le Figaro da, “Köşkte dikenli Gül devri”, zetede Sezer’in toplumu kuMilli Gazete’de de, “Mille“Eski bir İslamcı olan Bugün “Cumhur Köşkte” caklayamadığına ilişkin hak timiz Gül’den başta özgürGül, laik cumhuriyebaşlıklarıyla verdi. lükler olmak üzere birçok sız suçlamalara yer verildi. te bağlılık yemini etAnadolu’da Vakit gazetesi konuda net tavır almasını İslamcılar zafer sarhoşu ti” ifadesini kulanırken nin haberi ise “Cumhur baş bekliyor. Türkiye son yıllarİslamcı basının haberlerin kanına kavuştu” oldu. Sezer da özgürlükler konusunda Fransa’dan yayın yapan de adeta zafer sarhoşluğu se için “Nihayet gitti” diyen ga büyük sıkıntılar yaşadı. Euronews haber kanalı, zildi. Dinci basın “Gül başko zete, “7 yıl 3 ay 11 gün boyun Cumhurbaşkanı’nın atadığı Gül’ün seçilir seçilmez mutan” başlıklı haberinde, ca kamusal alan bekçiliği ya YÖK, başörtüsü yasağı ve yaptığı ilk resmi işlerden “On birinci cumhurbaşkanı pan Ahmet Necdet Sezer git adaletsiz katsayı uygulamabirinin Anıtkabir’i ziiçin ‘Sözde değil, özde diyen’ ti, yerine halktan biri olan ları ile yüz binlerce öğrenciyaret etmek olduğuna Genelkurmay Başkanı ye Abdullah Gül geldi. Sezer yi mağdur etti” dedi. dikkat çekti. AKP Sezer’e Teşekkür Etmeli 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, zor bir dönemde görev yaptı. AKP ve basındaki destekçileri, Sezer’i eleştirenler, Cumhurbaşkanı’nın AKP’nin “iktidar acemilikleri”ni frenleyici rolüyle, kararlarında hep yasal ve anayasal dayanakları gözeterek, iktidarın bir kazaya uğramadan beş yılı oldukça rahat geçirmesine yardımcı olduğunu görmeliler! AKP “geldik, tamam.. her şeyi yaparım artık” havasında davrandı. Ben, Sezer’in kararlarının, ikazlarının, AKP’yi iktidarda, ülke ve devlet yönetiminde “olgunlaştırıcı” bir işlevi olduğunu düşünüyorum. Beş yıl öncesi AKP’nin “iktidar ve siyasal” hamlığı, eğer bu yeni dönemde törpülenmiş görülürse, bunu Sezer’e borçludur, borçluyuz! AKP ve anlışanlı destekçileri bunu görmüyorsa eğer, yeni dönem daha zor geçebilir! Sezer’in üç beş atamayı onaylamaması mı önemliydi, yoksa AKP’ye karşı dengeleyici rolü mü? Bakacağız ve göreceğiz! Sezer’e, 7 yıllık yönetimi için bütün Türkiye kocaman bir teşekkür borçludur! Sezer’in halkın bağrında hep özel bir yeri olacak... obursali?cumhuriyet.com.tr Celal Talabani ‘yürekten’ kutladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı Abdullah Gül’ü “yürekten” kutladı. Talabani, Gül’e gönderdiği kutlama mesajında, seçim sonuçlarının iki ülke arasında var olan tarihi ve dostluk ilişkilerinin karşılıklı saygı temelinde gelişmesine vesile olmasını umut ettiğini dile getirdi IKYB resmi internet sitesinde yer alan habere göre Talabani mesajında, “Cumhurbaşkanı seçildiğinizi duyar duymaz çok büyük mutluluk duydum. Sizi tüm kalbimle kutluyorum. Kabineden Cumhurbaşkanlığı’na yükselmeniz size duyulan güvenin bir göstergesidir. Demokrasi ve barış içinde yeni görevinizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear