28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ceyda Erem’e yurtdışı yasağı ? İstanbul Haber Servisi Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem hakkında adli kontrol uygulanmasına karar vererek Erem’e yurtdışına çıkma yasağı getirdi. Erem’in gözaltına alındıktan sonra nöbetçi mahkemece serbest bırakılmasını, Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yakut’un itirazıyla değerlendiren Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi bu kararı verdi. 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN MEDYA NOTU EMRE KONGAR Medya ve Demokrasi Demokrasiyi yozlaştırmak isteyen iktidarlar, seçimleri kazanmış olmanın kendilerine her türlü eylemi yapma hakkını verdiğini öne sürerler. Mevcut seçim sistemine göre (üstelik de kimi zaman bu sistemi eğip bükerek ve onun boşluklarından yararlanarak) bir kez iktidara geldikten sonra, demokrasinin temel niteliklerini zedeleyerek, güçlerini ve yetkilerini artırırlar. Örneğin İkinci Dünya Savaşı öncesi, Almanya’da Hitler o korkunç ve kanlı faşizmini, altı milyon Yahudiyi gaz odalarında öldürüp, fırınlarda yakarak yok etme eylemini, seçimle başa geldiği iktidar erkini kötüye kullanarak gerçekleştirmiş, sonunda dünyayı da kana bulamış ve ancak savaşla bu kanlı eylemleri durdurulabilmiştir. ??? Türkiye de, 1946 yılında çok partili demokrasiye geçtikten sonra, pek çok kez rejimin seçim kazanmış iktidarlar tarafından yozlaştırılmasına tanık olmuş, bunların bedelini de üç açık askeri darbe, bir de kapalı askeri müdahale ile ödemiştir. Bu trajediler sonunda bazı politikacılar idam edilmiş, bazı politikacılar hapsedilmiş, bazıları da Yüce Divan’a yollanmıştır. Son dönemlerde, bazı politikacıların da, “medyasiyaset” ilişkisinden dolayı Yüce Divan yargısına konu olduklarını biliyoruz. ??? Bu hafta başında Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu olan Doğan Grubu tarafından iktidara muhalif yayın yapmakta olan, 120 bin günlük satışlı Gözcü gazetesinin kapatılmış olması ve ikinci büyük kuruluş olan Ciner Grubu’na iktidar tarafından el konulması, yeniden demokrasi ile medya ilişkilerini gündeme getirdi. Bu konuda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yayımladı. Tabii iktidara teslim olmuş medyamız ile dinci medyamızda bu bildirinin yer alması söz konusu değil. Bu nedenle bu bildirinin bir bölümünü, tarihe not düşmek adına, siz okurlarımla paylaşmayı gerekli gördüm: “…Diğer yandan, medya dışı ticari ilişkiler, medya sahiplerinin, siyasi iktidarlar karşısındaki direncini de zafiyete uğratmaktadır. Bu durum, medya kuruluşlarını doğrudan doğruya siyasi iktidarların ve diğer güç odaklarının hedefi haline getirmektedir. Ne yazık ki tek parti siyasi iktidarı da, medya sahiplerinin bu zayıflığını, basın özgürlüğünü tehdit eden birer malzeme olarak kullanmaktadır. Siyasi iktidar, TMSF’nin yasal yetkilerini de medya sahipliğinin yerli ve yabancı sermaye arasında yeniden paylaştırılması ve tekelleşmenin yeni bir yöntemi haline dönüştürmektedir. Bu açıdan, bu siyasi iktidar döneminde, TMSF’nin Star Grubu’na yönelik operasyonu da yaşanmış bir örnek olarak durmaktadır. Bu bağlamda, TMSF’nin, kamu adına yasal yetkilerini kullanırken, Medya ve Merkez gruplarına bağlı gazete, dergi ve televizyonların yayın politikalarına müdahale etmemesini ve personelin iş güvencesini tehdit edici uygulamalara başvurmamasını diliyoruz. Öte yandan, muhalif yayınlarıyla dikkati çeken Kanaltürk televizyonunda çalışan gazeteciler hakkında, siyasi iktidarın talimatıyla mali inceleme başlatılması da kaygı verici son gelişmeler arasındadır. Doğan Grubu’na bağlı Gözcü gazetesinin medya sahipliğince kapatılması kararının ardında, gazetenin siyasi iktidarı eleştiren yayınlarının etkili olduğu iddiaları da doğruysa, tek parti iktidarının medya üzerindeki gizli baskılarının henüz kamuoyuna yansımayan çok ciddi boyutlara ulaştığı kuşkusu zihinleri bulandıracaktır. Bütün bu gelişmeleri, tek parti siyasi iktidarının başbakanının, basın özgürlüğüne yönelik söz ve davranışları ile birlikte değerlendirdiğimizde, birçok yönleriyle eksikleri olan Türk demokrasisini çok tehlikeli bir geleceğin beklediğinden endişe duyduğumuzu ifade etmek zorundayız…” Türkiye Gazeteciler Cemiyeti çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Dinleyene sivrisinek saz, dinlemeyene davul zurna az! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Vasiyeti 3 kişiye can verdi ? İZMİR (AA) İzmir’de geçirdiği beyin kanaması sonrasında hastanede 3 günlük yaşam mücadelesini kaybeden G.S.Ö’nün (47) organlarını bağışlanmasına ilişkin vasiyeti, 3 kişinin hayatını değiştirdi. 36 yaşındaki İlknur Önder, bağışlanan böbrekle yeniden sağlığına kavuştu. Böbrek rahatsızlığı bulunan Mustafa Ulusoy (58) ve karaciğer hastası Necdet Karakaş (50) G.S.Ö’nün organlarıyla hayata yeniden tutundular. Şanlıurfa’da 6 ayaklı kuzu ? VİRANŞEHİR (AA) Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Yukarı Sarpın köyünde hayvancılık yapan Halil Şakrak’a ait koyun, 6 ayaklı kuzu doğurdu. Viranşehir Belediyesi Veteriner Hekimi Ergün Erol, bu tür doğumlara “anomali doğum” adı verildiğini ve bunun hayvanlardaki çeşitli hastalık veya beslenme bozukluğundan kaynaklanabileceğini belirtti. Çömez’den, Aksu’ya mektup ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya, İstanbul’daki taksicilerin sorunları ve “yasadışı yollarla” çalışan taksicilere ilişkin mektup gönderdi. Çömez, mektubunda, İstanbul’daki “korsan taksilerin’’ “namuslu taksicinin’’ belini büktüğünü ifade etti. BEN DE “SAYIN ERDOĞAN” DESEM, SUÇ MU İŞLEMİŞ OLURUM? Türk belgeselcinin başarısı ? ANKARA (AA) Türk belgeselci Nefin Dinç, “İsmini Melek Koydum” adlı belgeseli ile ABD’de ödül kazandı. Washington DC Bağımsız Film Festivali’nde, “İsmini Melek Koydum” (I Named Her Angel) ile Dünya Sineması dalında “Özel Başarı Ödülü” kazanan Dinç, belgeselinde 12 yaşındaki Elif’in, Mevleviliğin temellerini öğrenmesini anlatıyor. Bir babanın feryadı Bir çocuğunu kemik iliği naklindeki gecikmeler nedeniyle kaybeden Kethüda, on yaşındaki oğlunu da kaybetmemek için mücadele ediyor ŞULE KÖKTÜRK Bir çocuğunu, Adrenolökodistrofi (ALD), hastalığından, kemik iliği nakli işlemlerindeki gecikmeler nedeniyle kaybeden Yıldıray Kethüda ikinci çocuğunu da aynı nedenlerle kaybetmemek için mücadele veriyor, ancak aynı prosedürler ve sorunlarla uğraşmaya devam ediyor. Kethüda “Yetkililer uyuyor mu? Çocuğum ölmek üzere” diyor. Yıldıray Kethüda’nın oğlu Engin’in ateşli havaleleri 2.5 yaşında başladı. Yenimahalle SSK Hastanesi’ne, sık sık tedavi için götürülen Engin ve ailesi ileri tetkikler istedikleri zaman azar landılar. Engin 5 yaşına geldiğinde göz kayması ve duymama gibi sorunlar görülmeye başladı. Çocuğunda iyileşme olmayınca Kethüda, herhangi bir doktor istemediği halde bir özel hastanede EEG çektirdi. EEG’deki teşhis bölümünde “ALD ile uyumlu bulgular” ifadesini gören hastane beyin cerrahlarından biri, Engin’i İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ne (İTF) yönlendirdi. Ancak burada da, prosedürler ve gecikmeler Engin’in geleceğini(!) belirliyordu. 30 Ocak 2006’da İTF’ye başvurmalarına karşın, Engin’in aralarında yurtdışı tahlillerinin de bulunduğu tahlil sonuçları 14 Şubat’ta geldi ve “Lorenzo’nun Yağı” filmi ile anımsadığımız ALD hastalığı teşhisi konuldu. Uygun kemik iliği İspanya’da bulundu ancak, hastanede yer olmadığı kordon kanı getirilemediği gibi gerekçelerle Engin’e 15 Ocak 2007’de nakil yapılabildi. Ancak, bunca gecikmeye Engin’in küçük bedeni dayanamadı. Engin, 24 Şubat’ta yaşamını yitirdi. Kethüda, bugün aynı sorunlarla ve prosedürlerle 10 yaşındaki oğlu Yunus Emre için uğraşıyor. Yunus Emre için var olan vericinin ileri test sonuçlarının hâlâ çıkmadığını belirterek İTF Kemik İliği Bankası’nda bir türlü muhatap bulamadığından yakınıyor. İTF Kemik İliği Bankası’nca sorularımız yanıtlanmadı. DİNK CİNAYETİNDE YENİ İDDİA ‘Tuncel, BBP il başkanından para alacaktı’ İstanbul Haber Servisi Muhbir Erhan Tuncel’in, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Büyük Birlik Partisi (BBP) Trabzon İl Başkanı Yaşar Cihan’dan para almayı planladığı ileri sürüldü. Dink cinayetine ilişkin, “tasarlayarak adam öldürmek” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanan Tuncay Uzundal’ın soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadede muhbir Erhan Tuncel’in, McDonald’s’ın bombalanmasının ardından Trabzon emniyeti tarafından nasıl korunduğunu anlattığı belirtildi. Uzundal’ın, “Erhan bana McDonald’s’taki bombanın patlaması sonrasında polislerin kendi oturduğu eve nasıl bir baskın yaptıklarını, daha sonra kendisi ile anlaşma yapıldığını anlatıyordu” dediği kaydedildi. Uzundal, Tuncel’in kendisine, bu anlaşma sayesinde davada yer almadığını hatta Yasin Hayal’in yargılanması sırasında müdahalede bulunarak daha az ceza almaErhan Tuncel. sını ve müştekilerin dava sırasında şikâyetlerinden vazgeçmesini sağladığını anlattığını belirtti. Bu konuşmalardan emniyet gücüyle davanın hafifletildiğini söyleyen Uzundal’ın, şöyle devam ettiği kaydedildi: “Bu olay (Dink cinayeti) patlak verince Erhan’ın ‘O.S’yi polise teslim edeceğim ve az ceza almasını sağlarım’ şeklindeki beyanlarından yine emniyet gücünü kullanmayı düşündüğü yorumunu yaptım. Bu aşamada BBP’den Yaşar Amca isimli şahsın herhangi bir müdahalesinin olup olmayacağını bilmiyorum. Erhan, O.S’nin yakalanması ve teslim olması sonrasındaki faaliyetler için üzerinde para olması gerektiğini düşünerek Yaşar Amca’dan para almaya gideceğini ifade etmişti.” Cihan ise cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal’in babasına para yardımı yaptığını kabul ederek Tuncel’in kendisinden böyle bir talebi olmadığını söylemişti. Öte yandan, soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yücel Y, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Bakan Koç’tan bir gaf daha ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu toplantısına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, İstanbul veya bir başka ilde yeni bir dinler bahçesi oluşturma projeleri olmadığını söyledi. Strasbourg’da 72 cami ve mescit olduğunu belirten Koç, “Alanya’da 20 bin Alman var, onların da dinlerini şey edeyim’’ dedi. Hizbullahçılara ceza yağdı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü Hizbullah’ın sözde üst düzey yöneticilerinden Hacı Bayancuk’un da aralarında bulunduğu tutuklu 4 sanık, çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Diyarbakır 6 No’lu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada Aydın Dağlı müebbet ağır hapis cezasına, Hacı Bayancuk 15 yıl, Remzi Kaçar 7 yıl 5 ay ve Fadıl Şani ise 6 yıl 3 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Yetkiner toprağa verildi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da önceki gün yaşamını yitiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Onur Kurulu üyesi Ayhan Yetkiner (78) Eski Kozlu Mezarlığı’ndat oprağa verildi. Yetkiner için TGC’de düzenlenen törende konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, gazetecilik mesleğinin son çınarlarından birini daha uğurladıklarını dile getirdi. Şans Topu’nu 12 kişi tutturdu ? ANKARA (AA) Şans Topu oyunu çekilişinde kazanan numaralar “8, 9, 17, 18 ve 19 + 3” olarak belirlenirken, 5+1 bilen 12 kişi 105 bin 462 YTL 40’ar YKr kazandı. Çekilişte 5 bilenler 676 YTL 15’er YKr, 4+1 bilenler 128 YTL 75’er YKr, 4 bilenler 13 YTL 85’er YKr, 3+1 bilenler 9 YTL 10’ar YKr, 3 bilenler 2’şer YKr, 2+1 bilenler 2 YTL 70’er YKr, 1+1 bilenler 349 bin 341 kişi 1 YTL 40’ar YKr kazandı. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear