26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 NİSAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ‘Vatan için’, ‘Din için’ diyerek vatanı ve dini hançerleyerek ölüyoruz, öldürüyoruz! 17 BAĞCILAR OLİMPİK KAPALI SPOR SALONU Tehlikenin farkındayız “Tehlikenin farkındayız” diyordu 14 Nisan günkü Cumhuriyet’in manşeti. Koskoca beyaz puntolarla, kırmızı zemin üzerinde: “Tehlikenin farkındayız!” O gün, bu ülkede yaşayan, yaşamaya çalışan ne çok insanın, Anıtkabir’e sığmayan, Tandoğan Meydanı’na sığmayan, Ankara’nın sınırlarını aşan ne çok insanın tehlikenin farkında olduğunu gördük. Türkiye Cumhuriyeti asla “Ilımlı İslam Ülkesi” diye yaftalanan, örümcek ağlarıyla, kara çarşaflarla karartılan, utanç içinde debelenen bir ülke olmayacaktı. Tehlikenin farkındayız! Bu ülke Cumhuriyet ilkelerinden ödün vermeyecekti, veremezdi. “Türkiye laiktir, laik kalacak”! Dinin siyasal ilişkileri düzenlediği, dinin ticaretin anahtarı olduğu, vatandaşın “dindarlığını” ispatlamak zorunda kaldığı bir ülke olamazdı Türkiye Cumhuriyeti. Laiklik olmadan demokrasi olamayacağına inancın mesajı verildi. Şeriat tehlikesinin farkındayız! Bülent Arınç’ın tüm gayretlerine karşın, birtakım medyanın ve kimi kuruluşların iddia ettiği gibi darbe davetiyesi de hiç değildi! Sivil bireylerin, Atatürk ilkelerine gönülden bağlı olanların, vicdanlarının sesine kulak vermeleri sonucunda sivil inisiyatifi ele almalarının sonucuydu. Artık darbelere tahammülümüz yok mesajı verildi. Darbe tehlikesinin de farkındayız! Son zamanlarda “laik” sözcüğünü adeta bir küfür gibi kullanan tutucu solculara ve “aydın” geçinenlere; 12 Eylül döneminde hapse tıktıklarına Atatürk’ün nutkunu okutarak ceza vermeye çalışan darbecilere ve “Atatürkçülüğü”, “Kemalist Devrimi”, “Kurtuluş Savaşı’nı” hakir görmeye çalışanlara ya da bu hakir görmeyi alışkanlık haline getirenlere karşı bir şamardı. Kavramların içinin boşaltılması, gerçeklerin yok sayılması tehlikesinin de farkındayız! Genco Erkal’ın deyişiyle: “Yaşamım boyunca bunca mitinge katıldım. Ama bu çok farklıydı. Katılanlar çok farklıydı: O halkın arasında bir tek, ama bir Halkoyunları ve müzik ziyafeti Kültür Servisi Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu, 22 Nisan Pazar günü 15.0022.00 saatleri arasında ‘Arguvanlılar Müzik Şöleni’ne ev sahipliği yapacak. Sunuculuğunu İlknur Kaplan’ın yapacağı etkinliğe, Mustafa Özarslan, Erdal Erzincan, Tolga Sağ, Muharrem Temiz, Yılmaz Çelik, Sadık Gürbüz, Rojda, Nurettin Güleç, Kısmet Yıldız, Abbas Aslantürk, Zeynep Üstüner, Bettal Çıplak, Seval ile Yasemin Eroğlu gibi sanatçıların yanı sıra Şotik Köyü Derneği Çocuk Halkoyunları Ekibi ve Yansı Kültür ve Sanat Halkoyunları Ekibi de katılacak. (0216 416 12 74) aranlığın efendileri nefret üretirken, kin intikam tohumları ekerken, şiddeti daha çok, daha çok tırmandırırken ve bu çarklar çocuklardan katil üretirken, utancımız, korkularımız, yalnızlığımız, parçalanmışlığımız, lime lime oluşumuz her gün büyürken hiç kuşkunuz olmasın, küçülen, küçülen, küçülen, küçülen benim Türkiyem… K tek bile çapulcu yoktu.” Mitingin tüm seyri göz önüne alındığında, son zamanlarda tırmandırılan şiddete karşı da bir eylemdi. İnsan haklarına saygı, yasalar karşısında eşitlik mesajları verildi. Evet, tırmandırılan şiddetin de farkındayız! Biz onun için sağduyuluyuz ve vicdan sesimizi dinliyoruz! ESAJI ALMAK YA DA ALMAMAK: Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyet Mitingi’ne verdiği tepki, verilen mesajların hiçbirini algılayamadığını ortaya koyuyor! “81 ilden bindirilmiş kıtalar” tanımlaması, sokağın, meydanların, halkın sesini yok sayması, mitingdeki kadın çoğunluğunu değerlendirememesi, iktidara geldiği günden başlayarak adım adım ilerleyerek özellikle kadınlara oluşturduğu tehdidi görmemesi, “değiştiğini” söyleyen, “demokrasiye inandığını” savunan bir siyasi lider için ne büyük talihsizlik! “La M iklik kimsenin tekelinde değildir” buyurmuşlar! Oysa hepimizin, her birimizin tekelinde ve sorumluluğundadır laiklik! Yerleşmek istediği Cumhurbaşkanlığı koltuğunda, toplumu böyle mi kucaklayacak! Kulaklarını tıkadığı, gözlerini kapadığı, küçümsemeye çalıştığı mitinge gösterdiği bu tepkiden sonra onun demokratlığına kim nasıl inanabilir? Miting gününe dek insanları caydırmak, engellemek için her şeyi yapan birtakım medya mesajları almış olmalı ki ertesi gün ağız değiştirmeye başladılar... Hadi TRT’nin canlı yayın yapmamasını anlayabiliyorum. Ne de olsa hükümetin güdümünde, hükümete bağımlı… Ama ya özel televizyon kanalları? Tamam, anladık, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez!” Ama bu kadar da açık verilmez ki! AAAAAAAAAAYIR! Sevgili Okurlar, tam bu yazıyı yazarken geldi haber. Malatya’dan! Çarşamba günü, öğle saatlerinde yukarıdaki satırları H yazarken… (Kültür sayfalarımız önceden hazırlandığı için cuma günkü yazı çarşambadan yazılır… Ve böyle anlarda sözcüklerle değil, canla yazılır; kanayarak, isyan ederek, lanet ederek, sözcüklere ve gözyaşlarına hükmetmeye çalışarak yazılır.) Haber diyor ki: Cesetlerin elleri ayakları sandalyeye bağlı… Haber diyor ki: Boğazları kesik… Diyor ki: Malatya’da Zirve Yayınevi, Hıristiyanlığa ilişkin kitap bastıkları için… Karşılaştığı baskı ve tehditler sonrasında… Yayınevi çalışanlarından üçü… Elleri ayakları sandalyeye bağlı, boğazları kesilmiş! Haaaayır! “Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman” demeye bayıldığımız bu ülkede, yüzde bire tahammül edemeyip boğazlarını kesiyoruz! Gâvur, Rum, Ermeni, Süryani, Allahsız, inançsız insanların katli vaciptir diye ölüyoruz, öldürüyoruz! Sen Türk’sün, sen Kürt’sün, ölüyoruz, öldürüyoruz! “Vatan için”, “Din için” diyerek vatanı ve dini hançerleyerek ölüyoruz, öldürüyoruz! Sen faşistsin, sen komünistsin, ölüyoruz, öldürüyoruz! Sen kadınsın, sen eşcinselsin, sen çocuksun, ölüyoruz, öldürüyoruz! Yeteeeeer! Dini farklı, dili farklı, etnik kökeni farklı, düşüncesi farklı, duruşu farklı herkes bu ülkede tehdit altında! Rahip Santoro, Hrant Dink, yarın sıra kimde? Eğer bu cinayetler aydınlansaydı, sorabilir miydim bu soruyu? Katile dönüştürdüğümüz çocukların kimden, nereden cesaret aldıklarını sorabilir miydim? Karanlığın efendileri nefret üretirken, kin intikam tohumları ekerken, şiddeti daha çok, daha çok tırmandırırken ve bu çarklar bebeklerden, çocuklardan katil üretirken, utancımız, korkularımız, yalnızlığımız, parçalanmışlığımız, lime lime oluşumuz her gün büyürken hiç kuşkunuz olmasın, küçülen, küçülen, küçülen, küçülen benim Türkiyem… Zeynep@zeyneporal.com faks: 0212.257 16 50 CUMHURİYET 17 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear