26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2007 CUMA 6 HABERLER TBMM Başkanı, yargıya taşınan iddialarla ilgili görüş belirterek mitinge katılacakları uyardı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Arınç darbecilikle suçladı Arınç, 367 tartışmasını “anayasaya işkence” olarak değerlendirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin “hiçbir sıkıntı, kriz olmadan” gerçekleşeceğini söylerken “TBMM; hiçbir kurum, kişi ya da grupla iradesini paylaşmaz, nereden gelirse gelsin tüm telkinleri ve müdahaleleri reddeder. Seçme hakkı üzerine hiçbir ipoteği ve şartı kabul etmez” mesajı verdi. “TSK’nin TBMM’ye en yüksek saygıyı gösterdiğine inandığını, bu konuda hiçbir endişe ve beklentisi olmadığını” vurgulayan Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili 367 tartışmasını “anayasaya işkence” olarak niteledi. Arınç, 14 Nisan’da gerçekleştirilecek mitingle ilgili olarak ise “Kanuni bir engel yok. Ancak toplantıya katılanlar iyi düşünmeli” dedi. Arınç dün düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili açıklamalar yaptı. Alınan önlemleri aktaran Arınç, “Yeni cumhurbaşkanımızı huzur içinde ve sorunsuz bir şekilde yüce Meclis’imiz seçecektir. Hiçbir kriz ve hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır” dedi. Arınç, Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı’na seçilmeleri sırasında hiçbir zaman 367 aranmadığını kaydetti. Arınç, Rektörler Komitesi’nin bu konuda görüş belirtmesini eleştirirken “Bu, YÖK’ün bilim yuvası olmaktan çıkarıldığını, siyasi bir kurum haline getirildiğini, bilim adına alacağı kararların şüphe ile karşılanacağını gösterir” açıklamasını yaptı. Arınç, “367 iddiasının hukuku zorlama, anayasaya işkence etmek anlamına geldiğini” savunurken 184 üyeyi gördüğü anda genel kurulu açacağını yineledi. 14 Nisan’da, Ankara’da... Cumhurbaşkanlığının devlet ve toplum yaşamında tuttuğu önemine bakıp, anayasa, cumhurbaşkanının seçiminde büyük titizlik gösteriyor; cumhurbaşkanı olmak için de önemli şartlar koşuyor. Rektörler Komitesi’nin, geçenlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi uyarmak amacıyla yayımlanan bildirisinde şöyle deniyordu: “Cumhurbaşkanı adaylarının şaibe altında olmaması büyük önem taşır; laiklik ilkesi ve Cumhuriyetin değiştirilemeyeceği nitelikleri ile çağdaş bilimi benimsemiş olması zorunluluktur.” Şaibesiz olmak, laikliği ve çağdaş bilimi benimsemiş bir kafa! Anayasada, cumhurbaşkanının profilinde, ilk bakışta göze çarpan çizgiler, işte bunlardır! Komite adına bildiriyi okuyan YÖK Başkanı Prof. Teziç, “Cumhurbaşkanlığının tarafsız ve partiler üstü olması”nı da ekledikten sonra, siyasetimizin bir yarasını deşiyordu: “AKP’nin göreve geldiği 2002 seçimi, yüzde 45’lik geçerli oyun Meclis’te temsil edilmemesi nedeniyle temsil zafiyetine yol açmıştır. Cumhurbaşkanı uzlaşmayla seçilmeli.” Bu söylediklerimiz, günler ve haftalardır, Erdoğan’ı ve ardındaki bir partiyi ve dolayındaki çevreyi ilgilendirmiyor. Geçmiş unutulmuş, takdir duygusu körelmiş ve hırslar bürümüştür gözleri. Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili kurallar da sulandırılıyor ve yollar bir an önce açılsın ve fırsat değerlendirilsin diye bakılıyor. Niçin? Anayasa, cumhurbaşkanının seçimini, özel olarak düzenlemiştir: Anayasa, 102. maddede, Cumhurbaşkanı, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir, diyor. Bu, 367 oy demektir ve özel hükmün gereğidir. Anayasanın 96. maddesi, Meclis’te olağan yasa görüşmeleri için, anayasada başkaca bir hüküm yoksa, toplanma için 184, karar için 138 yeter sayıları istiyor. Bu, genel hükümdür. Cumhurbaşkanı seçmek için 367 oy gerekirken, Meclis’in ayrıca 184 mevcutla toplanma isteği nereden kaynaklanıyor? Konunun altında şu var: AKP’nin Meclis’te milletvekili sayısı 354; anayasaya göre Başkan oy kullanamayacağından, sayı 353. AKP kaygılı olunca, toplanma sayısının 184, karar sayısının da 138 olduğunu düşünüyor. Pazarı, bir an önce açıp alışverişi örgütlemek mi! Böylece, cumhurbaşkanı seçimi için ilk turda 367 oy gerektiğine göre toplanma için de yeter sayı 367 olmalıdır. Böyleyken, 367’nin altında sayıyla toplanıp cumhurbaşkanı seçilirse, Anayasa Mahkemesi’ne gönderildiğinde yüce mahkemenin iptali ile karşılaşılacaktır. Bugün hepsinden önce önemli olan 14 Nisan’dır. O gün, Ankara’da kim, kimden ne isteyecektir? ? Yurdumuz, dışardan ve içerden kuşatmadadır. ABD, “emperyalist” bir devlettir; Avrupa Birliği de onun taşeronudur. Ülkemizde dört yılı aşkın iktidarda olan AKP de, ABD’nin rahlesinde başarılı bir öğrenci oldu: “Ulusal servet”in düşmanı da olarak, “tam bir yağma”yı sürdürdü, sürdürüyor. Ekonomimiz, dizginler IMF’de,”büyümekte”dir deniyor; ama dışarıya borçlarımız katlandı ve işsizlik başını almış gidiyor; toplum, bir yandan da “çürümekte”dir. Ama bunların acısını asıl çeken kimdir? Halk, “emekçi’’ halk değil midir?14 Nisan’da Tandoğan Alanı’nda, en başta emekçi halk yerini almalı ve haykırmalıdır. İlhan Selçuk’un 11 Nisan günlü nüshamızda dediği gibi, “Emperyalizmin tuzağına girmiş Türkiye Cumhuriyeti, ancak halkın uyanıp devreye girmesiyle kurtulabilir.” 14 Nisan’da halk orada olacaktır... Çankaya’ya çıkma yolunda çırpınan Erdoğan’a gelince... Emperyalizme teslimiyetin, gericiliğin, piyasa müptelâsının yanı sıra, emekçi düşmanlığının da bir simgesi değil midir? Son olarak, 14 Nisan’da Ankara’dan bir randevu ile de döneceğiz: 30 yıllık bir aradan sonra, 1 Mayıs 2007’de Taksim’de buluşacak; Türkiye’nin emekçilerine ve emekten yana güçlerine karışıp, emperyalizme ve sömürüye karşı “yeni bir dünya”yı haykıracağız... Sorulara sinirlendi Arınç, 14 Nisan mitingiyle ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: “Şener Eruygur’la ilgili birtakım ciddi iddialarda bulunuldu. Darbe hazırlığı içinde olduğu, uygun zemini bulamadığı yazıldı. Artık darbeleri düşünmesek de darbe eşittir Meclis’in kapanmasıdır çünkü böyle bir iddiayı kim yaparsa yapsın bu iddia araştırılmalıdır ve bununla ilgili bir yargı kararını görmek isterim. Yargı süreci başlamıştır. Yargı inceleme yaparken üzerinde birtakım iddiaların odak landığı kişi bir toplantı organize ediyor. Kanuni bir engel yok. Ancak toplantıya katılanlar iyi düşünmeli ve böyle bir kişiyle birlikte toplantıya katılma konusunda daha iyi bir karar vermelerini tavsiye ederim.” Arınç, “Siz, uzlaşma gereği üzerinde durdunuz. Ancak Erdoğan muhalefetle görüşmeyeceğini söyledi. Bu sürecin hiçbir sıkıntı, kriz olmadan sonuçlanacağını söylediniz. Oysa uzlaşma yok, bu süreç mahkemede bitecek gibi görünmüyor mu” sorusuna sinirlendi. Arınç, “Söylediklerim yüzde yüz geçerli, sizinkiler geçersiz. Bana taşra avukatı diyorlar. Ben de Sezer gibi Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdim, 25 yıl avukatlık yaptım. Bu işi biraz bilirim” açıklamasını yaptı. ASKERE BAĞLILIK MESAJI VERDİ KESK VE TMMOB’DEN AÇIKLAMA Fethullah Gülen orduya âşıkmış! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’ndan kamuoyunda “andıç” olarak bilinen Basın Değerlendirme Raporu’nun çalındığının ve sonra Fethullahçıların etkin olduğu Utah’a ulaştığının ortaya çıkmasının ardından ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, “askere bağlılık” mesajı iletme gereksinimi duydu. Gülen’in yaptığı açıklamada öne çıkan değerlendirmeler şöyle: Ben askerliğe âşık bir insanım. “Şimdi askere çağrılsam seve seve giderim” demiştim bir zamanlar; yine de diyorum. Sadece “Kalp damarlarımda stent var; onu zorlayacak emirler vermeyin. Mesela marşmarş demeyin”, “yatkalk” diyerek yormayın. İnsanlar genel olarak orduyu vatanın bekçisi diye anlatırlar. Bence, o topyekun mukaddeslerin; mazinin, milli kültürün, hürriyet ve emniyetin en emin muhafızıdır. Dolayısıyla, onu hep takdirle ve saygıyla anmak isterim. Ordu ile alakalı duygu ve düşüncelerim böyle olduğu gibi, devletin temel unsurları mevzuunda da uluorta konuşulmaması gerektiğine inanırım. Milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı gibi devleti temsil eden insanlarla ilgili her sözün çok iyi tartılıp sonra söylenmesi taraftarıyım. Devlet büyüklerine ya da onların ailelerine karşı yapılan sözlü ya da yazılı saldırıları veya medya vasıtasıyla faş edilen dedikoduları ve internet üzerinden neşredilen güft ü guyu kat’iyen tasvip etmiyorum; hele orduyu, kuvvet komutanlarını ya da ricali devleti yaralayıcı sözler sarf edilip yayınlar yapılmasını doğru bulmuyorum. Hakiki dindarların da öyle çirkin işlere kalkışacaklarına ihtimal vermiyorum. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi, Erdoğan’a, “Başbakan kabadayı mı, külhanbeyi mi?” diye tepki gösterdi. ‘Cumhurbaşkanı laik demokrat olmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KESK ve TMMOB, “AKP, antidemokratik temsile dayanarak cumhurbaşkanını tek başına belirlemek istemektedir. Biliyoruz ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği aday TBMM’de AKP çoğunluğu tarafından oylanacak ve cumhurbaşkanı olacaktır. Aslında cumhurbaşkanını tek başına AKP Genel Başkanı Erdoğan belirleyecektir’’ açıklamasını yaptı. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, dün cumhurbaşkanı seçimine ilişkin açıklama yaptı. KESK ve TMMOB’nin ortak açıklamasında, AKP’nin, toplam seçmenin yüzde 25’inin oyuyla parlamentoda yüzde 65 çoğunluk sağladığı anımsatılarak, AKP’nin, bu süreçte, halkın yüzde 65’inin iradesini karşısına alarak tek başına cumhurbaşkanını belirleme isteğinin demokratik olmadığı, kısa süre sonra yapılacak genel seçimlerle de “telafisi zor temsil sorunlarının ortaya çıkacağı’’ ifade edildi. Kimsenin, “cumhurbaşkanlığı sorununu’’ demokrasi dışı yollarla çözmeye cesaret etmemesi gerektiği de belirtilerek, KESK ve TMMOB’nin her süreçte darbelere karşı duracağı bildirildi. Türk Tabipleri Birliği’nden yapılan açıklamada ise cumhurbaşkanı seçimi öncesinde yükselen antidemokratik tutum ve söylemlerin üzülerek izlendiği ifade edildi. TESK Başkanı Derviş Günday da açıklamasında, cumhurbaşkanının, “laikliği benimseyen ve her anlamda özümseyen, ulusal birliği ve yurt bütünlüğünü her şeyden önde tutan, Atatürk ilke ve devrimlerini ödünsüz bir kararlılıkla savunan biri’’ olması gerektiğini bildirdi. Selvi: Delikanlı adam adaylığını başta söyler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP ile AKP arasındaki “delikanlılık” tartışması büyüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, CHP lideri Deniz Baykal’a “Delikanlı ol, mırın kırın etme” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Başbakan kabadayı mı, külhanbeyi mi? Önce bunu açıklasın” diye tepki gösterdi. Selvi, “delikanlı adamın” Cumhurbaşkanlığı adaylığını baştan söyleyeceğine işaret etti. Selvi, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan’ın, Baykal’ı hedef alan “delikanlı ol” sözlerine yanıt verdi. Delikanlılığın, Türkiye’de “güvenilir kişi” anlamına geldiğini ifade eden Selvi, Erdoğan’ın delikanlı olmadığını öne sürdü. “Külhanbeyi mi, kabadayı mı? Bunu bir kere açıklasın” diyen Selvi, Erdoğan’ın dokunulmazlıkların kaldırılması sözünü yerine getirmediğini belirterek “Delikanlı kişi yalan söylemez” dedi. Selvi, şu görüşleri dile getirdi: “Delikanlı adam, sorumlu olduğu ülkeyi hiç kimseye kayıtsız şartsız teslim etmez. Delikanlı adam, ülkenin üniversite bitirmiş gençleri işsizken, yoksulluk içinde dururken, kendi çocuğunu gemi sahibi yapmaz. Delikanlı adam, çocuklarını başkasının parasıyla okutmaz.” Selvi, AKP’nin 367 rakamına ulaşmak için kulislere başladığını ve transfer yapma gayretinde olduğunu söyledi. SAYI ESAS NO: 2006/334 Davacı, S.S. Pendik Anadolu 86 Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından davalılar Adil Özyüksel, Mehmet Nuri Büyük, Sadık Kaya, Nursel Akartepe, Orhan Topçu, Nazim Akbulut, Mehmet Akif Çöktü, Nizamettin Demir, Selami Erol, Güldane İncirkuş, Cevdet Dursun, Enver Bayar, Türkay Söğütlü, Ayşe İşbaşaran, Emsal Kaya, Gürsel Mataracı, Ayşe İskender, Dürdane Koç, Mehmet Aktaş, Sevim Aynacı, Erol Özkanca, Hülya Sacık, Serdar Pınar, Semahat Çalışır, Fatma Duman, Levent Çevikel, İhsan Latif Garip, Aysun Tarıman, Serpil Akbulut, Orhan Araç, Ömer Faruk Dai, Hamak İnş. Proje Taah. San. ve Tic. A.Ş. Melek Karagöz ve 13 kişi aleyhlerine, davalılar adına kayıtlı dava konusu, Pendik Dolayoba 22 pafta, 3739, 3742 ve 3755 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili davası açılmış olup, yapılan her türlü aramaya rağmen yukarıda isimleri yazılı davalıların adresleri temin edilemediğinden, dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, yukarıda isimleri yazılı davalıların geçerli bir mazeretiniz olmadan, duruşma günü olan 01.05.2007 günü saat; 11.05’de Pendik l. Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır olmanız, davaya karşı diyecekleriniz veya itirazlarınız varsa, 10 gün içinde yazılı olarak bildirmeniz ya da kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi takdirde yokluğunuzda duruşma yapılarak, dosyaya göre karar verileceği hususu tebligat yerine kain olmak üzere, aşağıda isimleri yazılı davalılara tebligat yerine kain olmak üzere İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 12.03.2007 1 Adil Özyüksel: Mehmet Akif caddesi no: 39 Pendik 2 Mehmet Nuri Büyük: Aynı adres 3 Nursel Akartepe: Üsküdar caddesi no: 42 Üsküdar/İst. 4 Orhan Topçu: Kaynaca mah., Aydınlı yolu cad., Kardeş sokak no; 17 A Pendik 5 Nazim Akbulut: Mehmet Akif cad., Anadolu 86 sit., C blok 4 Pendik 6 Mehmet Akif Çöktü, 7 Nizamettin Demir, 8 Selami Erol, 9 Güldane İncirkuş, 10 Cevdet Dursun, 11 Enver Bayar, 12 Türkay Söğütlü, 13 Ayşe İşbaşaran, 14 Emsal Kaya: Mehmet Akif cad. no:39 AltkaynarcaPendik 15 Gürsel Mataracı: Çınar mah. Karadut sokak no:8/6 İdealtepe/Maltepe 16 Ayşe İskender: Hamam sokak üstü no: 97 İstinye/İstanbul 17 Dürdane Koç: Mehmet Akif caddesi Dolayoba mah. No: 30 Pendik 18 Mehmet Aktaş: Kayışdağı mah., Uslu cad., Ağa sokak no: 20 Kadıköy 19 Sevim Aynacı :Öğretmen Hayrullah sokak, Kale apt. no: 23/l Suadiye 20 Erol Özkanca: Tavşanlı köyü no: 82/A Gebze/İzmit 21 Hülya Sacık; 22 Serdar Pınar: Aydınlı yolu cad., Koza sokak no: 3 KaynarcaPendik 23 Semahat Çalışır: Demetevler İvedik cad. no: 436/5 Demetevler/Ankara 24 Fatma Duman: İstinye Bağlar mevkii, Havuzlu Bostan sokak no: 26 Sarıyerİst. 25 Levent Çevikel: Reşit Paşa, Deniz Bank sitesi, Emirgan üstü 26/1 Sarıyerİst. 26 İhsan Latif Garip: Eğitim mah., Şirinyuva sokak no, 3/l FikirtepeKadıköy 27 Aysun Tarıman: Şemsettin Günaltay cad., Hayrullah sokak no: 23/l Kadıköy 28 Serpil Akbulut: Kaynarca mah., Kardeş sokak no; 15/5 Pendik 29 Orhan Araç, 30 Ömer Faruk Dai, 31 Melek Karagöz: Mehmet Akif cad. no; 39 Pendik 32 Hamak inş. Proje Taah. San. ve Tic. AŞ Aydoğmuş sokak no: 8/12 Kurtuluş Ankara 33 Sadık Kaya (Basın: 19070) TC PENDİK BİRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLAN Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Başkanlarından, Değerli dostumuz, Sevgili ağabeyimiz Elektrik Mühendisi 15 Nisan 2007 KÖY ENSTİTÜLERİNİ ARAŞTIRMA VE EĞİTİMİ GELİŞTİRME DERNEĞİ (KAVEG) KÖY ENSTİTÜLERİNİN 67. KURULUŞ YILI ETKİNLİĞİ Sevginin, paylaşmanın, dayanışmanın, yurtseverliğin, bilimselliğin, sanatın, demokrat olmanın adı olan KÖY ENSTİTÜLERİNİN 67. KURULUŞ YILINI tüm bu özellikleri kişiliğinde toplamış olan SABAHATTİN EYÜBOĞLU’na adıyor: H. ÂLİ YÜCEL VE İ. HAKKI TONGUÇ’u bir kez daha saygıyla anıyoruz. Tüm Köy Enstitülüler ve dostlarımızı birlikte olmaya çağırıyoruz. Yer: Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu, Yıldız Kampusu Barbaros Bulvarı, Beşiktaş Saat: 14.00 Açılış konuşması: Doç. Dr. Güler YALÇIN, KAVEG Başkanı, M. Ü. Öğr. Üyesi Sunan: Aysel DURGUN, Mimar Mini Konser Şan: Yrd. Doç. Dr. Tülin MALKOÇ, M. Ü. Atatürk Eğitim Fak. Öğr. Üyesi Piyano: Prof. Dr. Filiz KAMACIOĞLU, M. Ü. Atatürk Eğitim Fak. Öğr. Üyesi Sabahattin EYÜBOĞLU ve Köy Enstitüleri Konuşmacı: Talip APAYDIN, yazar, eğitimci Sabahattin EYÜBOĞLU ve Eserleri Konuşmacılar: Prof. Dr. Cevat ÇAPAN, Yeditepe Üniv. Öğr. Üyesi Berrin Avcı ÇÖLGEÇEN, Öğretim Görevlisi Kahve Arası Sabahattin EYÜBOĞLU Belgeseli: Hitit Güneşi, 1956 Berlin Film Festivali Gümüş Ayı Ödülü KAVEG KOROSU Şef: Mustafa Kemal CAN, Müzik Öğretmeni YTÜ Çatı Lokantada 17.30’dan sonra devam edecek program için: Nazmiye Akça: 0536 552 40 36, 0212 248 26 26 Dernek İletişim: Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği (KAVEG) İstiklal Caddesi, Suriye Pasajı, Kat: 4, No: 16 Tünel, Beyoğlu, VATEV 0212 269 00 6970 (Pazar Pazartesi hariç 13.0017.00) arası www.koyenstituleriegitim.org Dernek Başkanı: Doç. Dr. Güler YALÇIN, Tel: 0216 346 77 17, guyalcin?yahoo.com HALİL EKER’i yitirdik. Acımız ve kaybımız büyüktür. Anısı bizimle yaşayacak. Türkiye İşçi Partili Dostları ESAS NO: 2001/381 / KARAR NO: 2006/29 Mahkememizin yukarıda esas ve karar numarası yazılı bulunan dava dosyasında verilen hüküm Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01.02.2007 tarih 2006/13994 esas 2007/763 karar sayılı ilamı ile ONANMIŞTIR. Bir kısım davalılar vekili Av. Hüseyin Gürbüz tarafından 26.03.2007 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davalılar Hatice Şirin (Hokka) ve Cemil Şirin’e yapılan adres araştırmasına rağmen adreslerinin tespit edilememiş olması nedeniyle mahkememiz kararı adı geçen davalılara ilanen tebliğ edilmiş olup bu nedenle Yargıtay onama ilamının ve karar düzeltme talep dilekçesinin de davalılar HATİCE ŞİRİN (HOKKA) ve CEMİL ŞİRİN’E ilanen tebliğine karar verilmiştir. Cevap süresi 15 gündür. İş bu ilanın son yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. 26.03.2007 (Basın: 19130) TC EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLANDIR EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN BİLDİRİLMİŞTİR. ESAS NO: 2005/6 Davacı Zeliha Yanık tarafından, davalı Tevfik Uslu aleyhine açılan Nafaka Artırımı davasının mahkememizde yapılan yargılamasında verilen ara kararı gereğince; Davalı Tevfik Uslu’ya dava dilekçesi tebliğ edilemediği gibi, yapılan tüm aramalara karşılık adresinin tespit edilemediği anlaşıldığından, dava dilekçesinin 63457 Maintal1. Westend Str. 38/ALMANYA adresinde oturduğu bildirilen davalı Tevfik Uslu’ya ilanen tebliğine karar verilmiş olup davalının duruşmanın bırakıldığı, 17.05.2007 günü, saat: 09.35’de Mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, temsil ettirmediği takdirde davanın HMUK’un 509. maddesi gereğince gıyabında yapılıp karar verileceği hususu, dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 26.03.2007 (Basın: 18952) TC BİLECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA) ESAS NO: 2007/28 Esas Davacı Bolu Belediye Başkanlığı tarafından davalılar İsmail Hakkı Kutluğ vs. aleyhlerine açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın Bolu Belediye Başkanlığı adına tescili davası nedeniyle, a) Kamulaştınlacak alan; Bolu merkez İhsaniye Mahallesi 487 ada, 32 sayılı parselin tapuda cinsi arsa vasfında olup, bu taşınmazın tamamının kamulaştırılacağı, b) Gayrimenkullerin tapuda davalıların murisi İsmail oğlu Ahmet Kutluğ adına kayıtlı bulunduğu, c) Kamulaştırmayı yapacak olan idarenin Bolu Belediye Başkanlığı olduğu, d) Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen süre olan 30 gün içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, e) Açılacak olan davalarda husumet Bolu Belediye Başkanlığı’na yöneltileceği, f) Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen süre olan 30 gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açması halinde, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelemedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemeye tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare olan Bolu Belediye Başkanlığı adına tescil edileceği, g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına açılacak hesapta T.C. Bolu Ziraat Bankası Şubesi’ne yatırılacağı, h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm ve savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerekeceği, Hususları 2942 sayılı kanunun 4650 sayılı kanunla değişik 10’uncu maddesi 4’üncü bendi gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 16737 BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2005/163 Davacı Asiye EVCİ vekili tarafından davalılar Güler TAŞ, Dinçer TAŞ ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı aleyhine mahkememize açılan tazminat davasında; 32 Evler sitesi, C Blk 3/5 Bahçelievler Bilecik adresinde bulunan, davalı Dinçer TAŞ adına dava dilekçesi tebliğ edilemediği, yapılan zabıta tahkikatında ise adresinden bulunamadığı belirlenmekle, bu nedenle adına ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiş olan, Dinçer TAŞ’ın mahkememizde ikame olunan davada 20/09/2007 günü saat 10.00’da hazır olmasına veya kendisini bir vekil ile temsil etmesine, duruşmaya gelmediği ve bir vekil ile kendisini temsil ettirmediği taktirde, gıyabında karar verileceği (H.U.M.K.409 M.D.) dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 06/04/2007 (Basın: 19135) ŞİŞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear