26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB K PB Y Y B Y B PB 9 4 10 10 13 11 14 12 7 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B 11 PB 11 PB 8 PB 8 S 7 B 5 B 4 S 5 Y 18 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B PB S PB PB S PB PB S 16 16 8 11 10 8 0 1 9 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ile Batı Akdeniz kıyıları yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 1 K 4 K 3 B 8 B 6 B 4 B 5 B 3 B 10 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B B B B K PB Y B 2 1 13 1 1 2 12 13 2 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B 2 A 2 A 12 A 5 Y 8 A 7 K 0 PB 23 A 12 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada da ne yaptığını bilmeden) sert karşılıklar verdi. Sınır dışı operasyonlar olanca hızıyla ve başarıyla sürerken muhalefet elbette TSK’nin başarılarını övecekti, övüyor. Fakat askersel başarıların yanı sıra RTE’nin, başka yollardan çözüm aradığından, ABD ile gizlice anlaşmasından kuşkulanıyor. Öne çıkan kimi ipuçlarına dayanarak kimi kaygılarını açıklıyor. Kaygıya neden olan olay nedir? İktidara yakın çevrelerin sürekli çiğnediği bir sakız var. Şimdilik kulislere hapsedilen, son günlerde kulaktan kulağa, sütundan sütuna gezen formüle göre: Sınır dışı operasyonlar kesin sonucu tayin edemez. Bununla birlikte siyasal kimi önlemlerle dağdakini ovaya indirmek gerekiyor. Bu gereksinmeyi benimseyen RTE ve ABD’nin yıllardır dayattığı, içimizdeki ve dışımızda Kürt olsun olmasın Kürtçülük davasına hizmet verenlerle, dağdakilerle artık içli dışlı olduğunu saklamayan Demokratik Toplum Partisi’nin de söyleyegeldiği formüle göre, teröriste genel af öne çıkıyor. ??? RTE, muhalefetin, halkın sert tepkisinden çekinmese, olayı bir başına çözebileceği kanısına varabilse… duraksamayacak; olayı, siyasi affı Meclis’ten geçirecek. Çankaya’daki AKP’li noter, af yasasını onaylayacak... Ohhh! RTE, Nobel Barış Ödülü’ne layık bir siyasetçi edasıyla Meclis’te katillere, terör şehitlerinin akrabaları ile yan yana oturma onurunu bahşedecek! Ulusa söyleyeceğini kestirmemek olanaksız: “Vaat ettiğimiz gibi kan dökülmesini önledik, PKK terörünü tarihe karıştırdık!” ??? Terör konusunda alkışlanmasını beklediği adımları muhalefetin “küçümsediğini” söyledi son grup toplantısında: “Siz bağcıyı mı dövüyorsunuz, üzüm mü yiyorsunuz” diye soruyor. Oysa muhalefetin sıkıntısını anlamamakta ısrarlı. Teröriste zaten eve dönmenin yolunu açan koşulları sıralayan 221.maddeyi “daha yumuşatma” ayağına yatarak RTE’nin ne yapmak istediğini anlayamamaktan kaynaklanan kuşkularını açığa vuruyor. 221. maddeyi daha yumuşak hale getirerek dağdaki eli kanlı ve silahlı olan teröristi aşağıya indireceğim derken; RTE’nin, toplum vicdanının asla kabul etmeyeceği PKK’ye ve PKK’liye af getireceğinden kaygılanıyor. Zira RTE, yakın zamanda teröriste siyaset kapılarını açmaktan, hatta kimi yorumlara göre TBMM’ye davet etmekten söz ediyordu. Nasıl ki, verkurtul politikası ile Kıbrıs sorunundan kurtulacağını sandı. Ama sonuç alamadı. Bugün de ola ki, PKK’den ve terörden kurtulabilmeyi genel af yoluyla sağlayacağını sanıyor. Basit bir kafanın bulacağı basit bir çözüm yolu! Oysa bağımsız Kürt devletine koşanların doymak bilmez ihtirası, genel aftan sonra daha neler neler getirecek gündeme; acaba farkında mı? ??? Muhalefete soruyor: “Sizin derdiniz ne? Yapılacak bir şeyler var da yapmadık mı? Gel yapılmasını istediklerini söyle!” “Derdi” söylüyor muhalefet, ama iktidar anlamamakta, iyi niyetli eleştirileri bile ters yorumlayıp muhalefete saldırmakta kararlı. Ha, RTE’nin yapması gereken bir şey var mı, var! Muhalefet mademki yanlış yorumlayarak 221. maddeyi affa çevirmenden korkuyor. Günde üçbeş kez yaptığın konuşmalardan birinde 221. maddeyle veya başka biçimde PKK’ye affın söz konusu olmadığını söylersin! Hem bağcı olacak, hem üzümleri kendi yiyecek! Demokrasi bu kadar ucuzladı mı? İlişkilere yeni makyaj ABD ile Türkiye arasında estirilen ‘bahar havasının’görüntüde olduğu, Washington’ın bölgedeki hedeflerine ulaşmak için Türkiye’yi yanına çekmeye çalıştığı vurgulanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD ile Türkiye arasındaki gerginliğin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Kasım’da gerçekleştirdiği Washington ziyaretinin ardından yumuşaması dikkat çekiyor. ABD’nin ziyaretten hemen sonra, Türkiye’ye Irak hava sahasını açması ve istihbarat desteğinin artmsının ardında ABD’nin bölgedeki yakın gelecek hedeflerinde Türkiye’yi yanına çekmek olabileceği vurgulanıyor. ABD’yi yakından tanıyan, Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, ABD’nin politikası gereği bütün istemlerinin dost ve müttefikleri GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Erdoğan: Başbakan bu kadar şerefsiz değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı George Bush ile 5 Kasım’da yaptığı görüşmede sınır ötesi operasyona istihbarat desteği karşılığında bazı konularda ABD’ye taahhütlerde bulunduğu yönündeki haberlere sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir şeyler vermek karşılığı böyle bir işbirliğine girecek kadar şerefsiz değildir” dedi. Bir televizyon kanalında açıklamalarda bulunan Erdoğan, konunu anımsatılması üzerine sinirlenerek “Bu değerlendirmeler çok çirkin, çok alçakça” dedi. Erdoğan, 2007 ile ilgili özeleştirisi olup olmadığı yönündeki soruya “Enflasyonda hedefi tutturamadık. Hedefi tutturamadığımız için başarısızız” yanıtını verdi. yaretinde, Türkiye’den ileriye dönük bazı garantiler alabilmişse, karşılığında bugünkü politika değişikliği ortaya çıkmış olabilir” dedi. Daha önce “Çevik ve Çekiç Güç” operasyonları nedeniyle ABD’ye Türkiye’nin çıkarına görünen bazı tavizler verildiğini, bu tavizlerin şimdi K. Irak’taki Kürt yönetiminin kuruluşuna zemin hazırladığını ifade eden Kandemir, “Türkiye sınırlarının ne olduğunu iyi tayin etmelidir.Ancak bu dış politika ışığında konuşulduğunda hükümetin ilerisi için verdiği sözlerin Türkiye’ye çok yararlı sonuçlar getireceğini söylemek zor” diye konuştu. tarafından kabul görmesini beklediğini söyledi. Washington’un Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna da bu doğrultuda izin vermiş olabileceğini kaydeden Kandemir, “ABD, Başbakan’ın zi ‘Verdiğinden fazlasını alır’ Bahçeşehir Üniversitesi Araştırma Merkezi Müdürü Ercan Çitlioğlu, uluslararası ilişkilerdeki temel kuralın verdiğinden daha fazla almak olduğuna dikkat çekti. Çitlioğlu, BushErdoğan görüşmesinin de bu temelde olduğunun kesinliğine vurgu yaptı. Washington’un, Türkiye’de son dönemdeki ABD karşıtlığı, Türk halkının operasyon baskısı, Mesud Barzani’nin kontrol dışına çıkması ve AnkaraTahran yakınlaşmasından oldukça çekindiğini kaydeden Çitlioğlu, operasyonun başlamasıyla birlikte bunların tümünün ortadan kalkmaya başladığının altını çizdi. Emekli Tuğgeneral Cihangir Dumanlı da, ilişkilerdeki “bahar havasının” görüntüsel olduğunu söyledi. ABD’nin ne BOP’tan ne de İran’a müdahaleden vazgeçtiğini bildiren Dumanlı, “Basında ‘ilişkiler tazelendi’ diye yer alan haberler ABD’nin büyük bir halkla ilişkiler çalışmasıdır. Irak’a müdahale uluslararası hukuktan doğan hakkımızdır. Yıllardan beri ABD’ye hava sahamızı açmıştık. Onlar da benzeri bir şey veriyor. Bunu büyük bir lütuf olarak göstermemek lazım” dedi. Dumanlı, istihbarat alışverişi konusunun da fazla abartıldığına dikkat çekti. Stratejik ortaklık konusuna da değinen Dumanlı, ortaklığın ancak ulusal çıkarların yüzde yüz örtüşmesiyle ortaya çıkabileceğini, ancak soğuk savaş sonrasında AnkaraWashington ilişkilerinde hep tek taraflı bir akış olduğuna dikkat çekti. Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 88. yıldönümü kutlanıyor. Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, etkinlikler çerçevesinde Ankara Kulübü Derneği Başkanı Bülent Kalıpçı ve Ankaralı seğmenler ile 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i evinde ziyaret etti. Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 88. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan “İstiklal Savaşı’nda Ankara’’ konulu belgeselin tanıtımında konuşan Ankara Platformu Başkanı Ali İlkbahar da Atatürk’ün, Ankara’yı milli mücadelenin merkezi olarak seçmesi ve Cumhuriyeti burada ilan etmesinin Ankaralılar için her zaman kıvanç kaynağı olduğunu söyledi. Sezer’e ziyaret Büyükelçi Wilson, Bakan Gönül ile bazı AKP ve MHP’lilerle yemekte buluştu ABD’den nabız turuna devam EMİNE KAPLAN Erdoğan’ın açıkladığı bu plan, zaten partinin seçim malzemesi olarak öteden beri kullanılıyordu. Demek ki daha da yaygınlaştırılacak. Bir anlamda devlet, partinin bir organı haline getirilecek. Gidişin özü şu: Devletin sosyal işlevini öne çıkaran kurumların içi boşaltılacak, bunların yerini AKP’nin adıyla özdeşleşmiş kurumlar ve hizmetler alacak. Böylece devlet kurumları kurum bağlarken AKP’nin kontrolündekiler iktidarın sağlamlaştırılmasının araçları olarak güçlendirilecek. Bütün giderleri devletin 2008 yılı bütçesinden karşılanacak olan kömür dağıtımı, vali ve kaymakamların da devreye girmesiyle “resmi bir AKP hizmeti” olarak yerel seçim öncesi yaygınlaştırılıyor. ??? AKP’nin bu uygulaması sadece kömürde değil... Birkaç örnek aktaralım... Önceleri Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü adı altında Anadolu’nun en kıyı köşelerinde bile örgütlü devlet kurumu vardı. Kapatıldı, devletin öteki kurumları bunun yerini aldı. AKP kendi hedefleri doğrultusunda Köye Destek Projesi (KÖYDES) adı altında bir yöntem geliştirdi. Hükümet muhtara diyor ki: “Arkadaş al sana şu kadar para, istediğin kişiyle işbirliği yap, köyüne su getir!” Böylece hükümete bağlı hale gelen muhtarın kulağına şu fısıldanıyor: “Bu bir AKP hizmetidir. Biz iktidardan gidersek bu paradan olursun, ona göre!” Çocuklarını okula gönderen annelere yapılan 30’ar YTL’lik yardım da aynı kapsamda. Devlet kesesinden bu paraları dağıtan hükümetin yerel temsilcileri öyle ustaca propaganda yöntemi geliştirmişler ki bu yardımın adı Anadolu’da şu olmuş: “Tayyip parası!” Bir başka yöntem de şu: AKP’nin yan kuruluşu olarak çalışan tarikat destekli bir örgütle topluma hizmet kampanyası başlatılıyor. Parayı devlet veriyor, hizmeti AKP kuruluşu yapıyormuş gibi görünüyor! Önümüzdeki günlerde bunun değişik örneklerini işleyeceğiz. ??? AKP’nin devletin yanında paralel kendi devletini yaratıp mevcudu çökertme planı kendi buluşu değil. Bunun başlıca uygulayıcısı Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü. 1920 yılında Hasan Benna tarafından kurulan örgüt, devlet ve toplum içinde öncelikle dini kullanarak yaygınlaştı, yerleşti. 1940’ların sonuna gelindiğinde örgütün gücü şöyleydi: 500 bin üye. 2 bini aşkın şube. Bine yakın yardımlaşma derneği ve para getiren şirket. 100’den fazla matbaa, gazete, dergi, yayınevi. Gidişe “uyanan” Mısır yönetimi, olmadık yöntemlerle örgütü etkisiz hale getirmeye çalıştı. Türkiye’de durum: AKP’nin paralel devleti, geri döndürülemez bir yükselişte! ankcum?cumhuriyet.com.tr MEB’İN DÜZENLEMESİ Danıştay’dan engelliye 18 yaş sınırına fren ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 8. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) engelli çocukların eğitim giderlerinin karşılanmasında 18 yaş sınırı getiren düzenlemesinin yürütmesini durdurdu. Özel Eğitim Kurumları Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan 20 Kasım 2007 günlü genelgesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi, dava konusu genelgenin 1 Ocak 2008’de yürürlüğe girecek olması ve öngördüğü geniş çaplı uygulama nedeniyle telafisi güç zararların gerçekleşmesi konusu dikkate alınarak yürütmenin durdurulmasına ilişkin isteğin, davalı idarenin savunması alınıp yeniden bir karar verilinceye kadar kabulüne oybirliğiyle karar verildiği bildirildi. Bedensel engelli çocuğu bulunan bir yurttaş da engellilerin eğitim giderlerinin bakanlıkça karşılanmasına ilişkin MEB’in 26 Haziran 2006 günlü tebliğinin, “zihinsel özürlü çocuklarda yaş koşulu aranmamasına karşılık, bunlar dışındaki özürlüler için 18 yaş sınırı getirilmesine’’ ilişkin kısmının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı. ANKARA ABD Büyükelçisi Ross Wilson, bir süre önce ertelediği milletvekillerine nabız yemeğini yeniden başlattı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hasan Yardımcı, bazı AKP ve MHP’li vekillerle bir araya gelen Wilson, Irak, İran, PKK, Ermeni meselesi, Kıbrıs ve AB ile ABD’nin Türk insanı üzerindeki imajını sorguladı. Wilson, yemeğe diğer muhalefet partilerinden milletvekillerinin de davetli olduğunu, ancak katılmadıklarını söyledi. Wilson, tepkiler nedeniyle ertelediği nabız yemeklerini yeniden başlattı. Wilson, dün Bakan Gönül, AKP’li Yardımcı, AKP’li vekiller Ali Rıza Alaboyun, Vahit Erdem, Suat Kınıklıoğlu ve MHP milletvekili Tuğrul Türkeş ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Yemekte ABD Savunma Komitesi üyeleri de yer aldı. Yemekte, Irak, İran, PKK, Ermeni sorunu, Kıbrıs, AB, Türkiye’nin komşularıyla ilişkileri ile sınır ötesi operasyonların ardından Türk insanının gözünde ABD’nin imajının düzelip düzelmediği konuları tartışıldı. Wilson, tek tek milletvekillerinin düşüncelerini sordu. Edinilen bilgiye göre, Gönül, Türk insanının istihbarat paylaşımından memnun olduğunu belirtirken MHP’li Türkeş, operasyonların ABD’nin imajını düzeltmeye yetmeyeceğini belirtti. AKP’li Erdem, ABD’nin imajının en alt seviyelere gerilediğini, ancak son haftalardaki gelişmelerle bunun düzelebileceğini söyledi. Erdem, “Bu böyle giderse ilişkiler eski haline gelecektir” dedi. Kıbrıs konusuna değinen MHP’li Türkeş, “Batı hep taraf oldu, Batı bizi aldatıyor” dedi. 40 rapora sığmayan lüks oto kaçakçılığı ? Baştarafı 1. Sayfada Ağabeyin örnek savaşı ? Baştarafı 1. Sayfada 3 kişiye 182 biner YTL ANKARA (AA) Şans Topu oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “4, 11, 15, 18, 27 ve +3” olarak belirlenirken, 5 +1 bilen 3 kişi, 182 bin 694 YTL 90’ar YKr ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler bin 845 YTL 75’er YKr, 4 +1 bilenler 118 YTL 95’er YKr, 4 bilenler 12 YTL 30’ar YKr, 3 +1 bilenler 7 YTL 60’ar YKr, 3 bilenler 1 YTL 60’ar YKr, 2 +1 bilenler 2 YTL 65’er YKr, 1 +1 bilenler ise 1 YTL 45’er YKr ikramiye kazandı. Ailenin maddi durumunun iyi olduğunu, kendisinin de her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunun söyleyen Kaya, kardeşinin Fatih’te anne ve babasıyla oturduğu evin adresine de dilekçede yer verdi. Ancak Kaya’nın başvurusuna hiçbir yanıt gelmedi. Bu süre içinde aile, Fatih’teki eve gitmemeye başladı. Z.K’nin okuldan alındığı anlaşılmasın diye sahte karne bile düzenlendi. Bu gelişmeler üzerine ağabey Ömer Kaya, 16 Kasım’da Fatih Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Kaya’nın avukatı Erdal Doğan, mahkemeye sunduğu dilekçede, ailenin çocuklarına din eğitimi vermenin ötesine geçtiğini, hak ve yetkilerini kötüye kullandığını belirtti. “Şu anda 13 yaşında olan Z’ye daha iki yıl önce tesettür giydirerek kapanmasına yol açmışlardır” diyerek idareye yapılan bu başvurunun ardından, anne ve babanın Z’yi kaçırdıklarını, nereye gittiklerinin bilinmediğini belirtti. Yeni Türk Medeni Yasası uyarınca, anne ve babanın velayetinin kaldırılabileceğini anımsatan Doğan, “Aile, çocuklarının temel eğitim hakkını engelleyerek, kişisel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilemektedir. Z’nin bakım, eğitim ve öğretiminin sağlıklı olarak sağlanması için, davalılar üzerinden velayetin kaldırılmasını, yükümlülüklerinin bilincinde olan davacı ağabeyin vasi olarak atanarak görevlendirilmesini talep ediyoruz” dedi. KÜÇÜK KIZ GÜNLÜĞÜNDE ANLATTI Z.K, delil olarak mahkemeye sunulan günlüğünde, okul konusunda ağabeyi ve annesinin tartıştığını, Kuran kursunda yaptıklarını, namaz kıldığını ve annesinin nasıl sahte karne hazırladığını anlatıyor. M.B. adlı öğrencinin karnesini aldıklarını söyleyen Z., 6 Ocak 2006 tarihli yazısında “Orda bir fotokopici var. Biz hep ordan çektiriyorduk karneyi. Yine oraya gittik. Adam karneye baktı. ‘Bizim makine bir kâğıda önlü arkalı çekmiyor’ dedi. Annem ‘Neden? hep burası çekiyor’ dedi. Adam çekmedi... Başka kırtasiyeye geldik, çektirdik. Eve gelirken baktım ki takdirnamede M.B. yazıyor. Geri döndük, yaptılar” diyor. Z.K, 29 Ekim 2006’da kurs değiştirdiğini, Arapçaya başladığını şöyle anlatıyor: “...Bize 1 hafta tatil verilmişti. Bugün son günüm. Çok üzülüyorum. Çünkü yarın kursa gideceğim.... Annem internetten televizyon izlediğimi bilmiyor. Bilse öldürmüştü beni. Off... Yarın kursa başlıyorum, hem talim, hem Arapça, hem hafızlık hem de okul dersleri görücem... Bıktım hayatımdan... Sınıfımız mescit oldu. Bnim için çok kötü. Artık nöbetçi de olucam....” Z., günlüğünde 3 Aralık 2006’da kursta bir hafta yatılı kaldığını da anlatıyor. Hocalarla başka yerlere sohbete gidilip Kuran okunduğunu, bir hocasıyla ahiret kardeşi olduğunu, onunla mesajlaştığını yazıyor. Sohbet hocasının anlattıklarına güldükleri için sert bir şekilde uyarıldığını söylüyor. Arkadaşıyla tartıştığında, hocasının ona “Özür dilersen sana cennetin ortasından köşk verilir” dediğini ifade ediyor. Dosyada Z’nin ağabeyine yazdığı bir mektupta, kavgalar nedeniyle çok üzüldüğü, evi terk edeceğini söylediği belirtiliyor. Z., ağabeyine “Ama seninle görüşmeye devam edeceğim” diyor. Z. imzasıyla ağabeye yazılan başka bir mektuptaki ifadeler ise dikkat çekiyor. “Ben resulullah efendimizi hep görüyorum. Beni kurs yolunda Allah ilmini almaya teşvik etti... Allah kullarını bana ibadet etsin diye yaratmış. Ablasına, abisine ibadet etsin diye yaratmamış. Kuran’da anneye babaya itiraz yoktur yazıyor... Allah’a yönel, ibadet et... Anlama kabiliyetin varsa lütfen anla. Hepsini kendim yazdım, kimseye suç atma. Ben küçük değilim. 14 yaşında genç kızım... Benim Allahım var, bana yeter...” lere ait fatura ve beyannameler, Yeşilköy ve Gebze gümrüklerine ibraz edilen ithalatçı belgeleriyle karşılaştırıldı. Karşılaştırma sonucunda lüks otomobillerin değerlerinin faturalarda farklı gösterildiği belirlendi. Böylece milyon dolarlık vurgun gün yüzüne çıkmış oldu. Aylarca sürdürülen inceleme ve soruşturma 40 ayrı raporda sonuca bağlandı. Müfettişlerin düzenlediği 14 Aralık 2007 tarihli raporda, lüks otomobildeki vurgunun işleyişi şöyle anlatıldı: “Türkiye’ye gönderilen araçlar için çıkış ülkesinde biri düşük, biri yüksek iki adet fatura düzenlendiği, düşük faturanın hem o ülke gümrüğünde ihracat işlemlerinde hem de Türkiye gümrüklerinde ithalat işlemlerinde kullanıldığı saptandı.Araçların gerçek değerini ifade eden yüksek değerli faturalarla düşük değerli faturaların aynı sayılı olduğu, bu iki faturanın da aynı şasi numaralı araçlar için kullanıldığı, düşük kesilen fatura ile yüksek kesilen faturanın Türkiye’de mukim aynı firma veya kişiye kesilmiş olduğu, dolayısıyla aynı araç için birden fazla kesilen faturalardan birinin tamamıyla sahte olduğunun saptandığı... Türk gümrük ida relerinde araçların ithalat işlemleri için beyan edilen faturaların, dolayısıyla beyanların tamamıyla gerçeğe aykırı olduğu tespit edilmiştir. Araçların kıymetleri yönünden de sahte fatura düzenlendiği saptandı.” Raporda, araçların kıymetlerine ilişkin faturaların gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle de KDV, ÖTV açısından da devletin büyük zarara uğratıldığı vurgulandı. Raporda, ihracatçı firma ile Türkiye’deki ithalatçı firma yetkililerinin aynı yönde bir fikir ve eylem birliği içinde olduklarına işaret edildi. İhracatçı firma sahiplerinin genellikle Türk kökenli ama ilgili ülke yurttaşı olduğu anlatılan raporda, bu nedenle bu kişilerin cezalandırılması için de talepte bulunuldu. Gümrük müfettişlerinin hazırladığı raporlar, Bakırköy ve Gebze cumhuriyet başsavcılıklarına gönderildi. Raporlarda, ithalatçı ve ihracatçı konumundaki 50 kişi hakkında “evrakta sahtecilik” ve kıymet kaçakçılığı suçundan işlem yapılması istendi. Müfettişler, 500 lüks araca da el konulmasını talep ettiler. Kaçakçılığın vergi ve ceza geliri bakımından mali boyutu 550 milyon dolar olarak hesaplandı. Raporlar Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu’na gönderildi. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear