Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 ARALIK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bir uçak, bilimin tüm dönemlerini gövdesinde, kanatlarında barındırır 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Her teras bir havaalanı... Doğu Karadeniz Dağları’nın eteğine kurulu Trabzon’da düz bir alan bulmak kolay değildir. Bu yüzden, teraslı evler çoğunluktaydı. Çamaşırların asıldığı, yaz akşamlarında sofraların kurulduğu teraslar, çocukların da oyun alanıydı bir zamanlar. Trabzonlu, teraslarda giderirdi, düz bir alana duyduğu özlemi… “Liman” adlı şiirim, çocukluğumun geçtiği terası anlatmaktadır: Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca dedikodusunu yapmayı unuturlardı tam o saatlerde sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın Uçağı ilk kez o terasta gördüğümü anımsıyorum. Çamaşır asmak için terasa çıkan annem, evde tek başına kalacak yaşta olmadığım için beni de yanında götürmüştü. Annem bana zaten hep “çantam” derdi. ‘Havaalanına yavrum’ Savaş Dinçel... Bayramdı… Sevinçli, umutlu, neşeli falan olmak gerekiyordu… Ama gelin görün sokaklar kan…Sokaklar boyu akan kurban kanı, orada burada akan başka kanlara karıştı… Bayramdı… Sevinçli, umutlu, neşeli falan olmak gerekiyordu. Ama olunamıyordu işte… Bayramın birinci günü hepimizi can evinden vurdu Savaş Dinçel’in ölüm haberi… Bayramın ikinci günü, Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda, Savaş Dinçel’i sahneden uğurluyorduk… Sevginin, saygının ve acının egemenliğindeki o törende bir ara, salonun en gerisinden, önümüzdeki sahneye yanan bir mum taşındı ve sahnede yanan diğer mumların yanına yerleştirildi. Bir tiyatro geleneği... Kayan her yıldız için, sahnede yanan bir mum… Karanlıkta bir ışık… Mumu sahneye taşıyan Savaş Dinçel’in bin yıllık arkadaşı, meslektaşı Aliye Uzunatağan’dı… Ağzına dek dolu tiyatro salonunda, izleyiciler arasından sahneye doğru ilerleyen o mum ışığına kenetlenmiş gözlerim, yalnızca onu görüyordu. Onu sahnede izlediğim sayısız rolde görüyordum. Taa en eskilerden “Buzlar Çözülmeden”den “Sacco ve Vanzetti”ye; “Vişne Bahçesi”’nden “Müfettiş”e…. Onu Haldun Taner oyunlarında görüyordum: “Keşanlı Ali Destanı”, “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” ve “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”nda… Ama en çok o ışıkta Sait Faik öykülerini, “Meraklısı için öyle bir hikâye”yi görüyordum…. Tiyatro salonunu ve sahneyi aydınlatan o ışıkta, yeteneğini, bilgisini, birikimini kuşaktan kuşağa aktaran, öğrenci yetiştiren, cömert mi cömert bir insanı, öğretmen Savaş Dinçel’i görüyordum… Sahneye doğru ilerleyen o ışık, genzimi yakmaya, boğazımda düğümlenmeye başladığında biliyorum, gözümün önüne yerleşen o fotoğraftı. O fotoğraf, “Çizgilerle Nâzım Hikmet” kitabının arka kapağındaki fotoğraftı. İki çocuk, iki genç, Müjdat ve Savaş.. birinin önünde eski bir daktilo, ötekinin önünde kâğıtlar, çini mürekkebi ve fırçalar… İkisi de en masum, en saf, ama aynı zamanda en afacan, en haşarı, en muzip halleriyle, suç ortaklıklarını ve yaramazlıklarını gizlemeye çalışarak bakmışlar objektife. 1978’de yayımlanmış Oğuz Akkan’ın Cem Yayınevi’nde… Müjdat Gezen’in yazdığı, Savaş Dinçel’in çizdiği, resimlediği kitabın arka kapağındaki o fotoğraf… Sahneye ilerleyen o mum ışığında Savaş Dinçel’in ustalığını, çalışkanlığını, emeğe verdiği değeri görüyorum. Sahneye ilerleyen o mum ışığında, Savaş Dinçel’in aydın sorumluluğunu görüyorum. En çok en çok.. her geçen gün daha çok özlemini duyduğum, sanatçının muhalif tutumunu, muhalif duruşunu görüyorum. Korkmadan sürdürdüğü karşı çıkışları görüyorum. Sahneye ilerleyen o mum ışığında, sevgiyi, çevresine gösterdiği saygıyı, daha güzel bir dünya özlemini, azmi, mücadeleyi, umudunu görüyorum. Aliye Uzunatağan’ın taşıdığı mum, artık sahnede… Öteki yanan mumlar arasında, karanlığın içinden aydınlatmayı sürdürüyor. Onunla son karşılaşmamızdaki konuşmamızı anımsıyorum. Birkaç ay önceydi. Ben ona övücü bir şeyler söylemeye çalışıyordum ki, beni durdurdu. “Beni bırak, sen Barış’ın yaptıklarına bak” diye bana oğlunu anlatmaya başladı. Oğlu sahne tasarımcısı Barış Dinçel’in çalışmalarını zaten biliyor ve çok başarılı buluyordum. Ama Savaş’ın gözlerindeki o parıltıyı, o kıvancı, o sevinci, biraz daha izleyebilmek için bıraktım, anlatsın! Sahnedeki mumlar yanmayı sürdürüyor… Sahneden biz ölümlü izleyicilere eşsiz bir aydınlık, bir dost sıcaklığı yayılıyor… Ailesine, tüm yakınlarına, tüm sevenlerine sabırlar diliyorum… Zeynep@zeyneporal.com mişti; bir gün babam beni aldı ve ilk kez uçağa bindirdi. Evet, uçuyordum! Ankara’ya gittik babamla, çocuk ruh doktoru Atalay Yörükoğlu’na! Zavallı annem ve babam… Uçmayı öylesine istiyor ve bu isteğimi herkese öylesine çok anlatıyordum ki, sonunda beni bir doktora göstermeye karar vermişlerdi! O güzel insan, benimle saatlerce oynayan çocukluk arkadaşım Atalay Yörükoğlu şunu söylemiş babama: “Bu çocuğun kanatlarını sakın kırmayın.” Dünyaya ‘merhaba’... 25 Aralık’ta Basın Müzesi’nde Uçak, ipe asılı çamaşırlar arasından bir görünüp bir kayboluyordu: Babamın pantolonu, uçak… Ağabeyimin gömleği, uçak… Ninemin uzun donu, uçak… Anneme uçağın nereye konacağını söylediğimde “Havaalanına yavrum” yanıtını almıştım. Havaalanı!.. İlk kez duymuştum bu yeri… “Peki anne, havaalanı nasıl bir yer?”… Annem te rasımızı göstererek şu yanıtı vermişti: “İşte böyle, düz bir yer”… Kıskanmıştım! Uçak başka çocukların terasına konuyordu demek!.. İlkokula başlayıp, okumayı sökünce “100 Ünlü Türk” adlı kitabı okumaya başladım. Kitabın sayfalarında, kollarına taktığı kanatlarla uçan bir adam görünce kararımı vermiştim; 101. ünlü olmak için ben de uçacaktım! Evimizin terasında tahtalarla bir uçak yapmaya başladım. Tuhafiye mağazası olan babam mal almak için gittiği İstanbul’dan dönünce, sandıktan geçilmezdi terasımız. O sandıkların tahtalarıyla hayatımın ilk ve tek uçağını yedi yaşında yapmaya koyuldum. Evet, uçacaktım. Hem de uzaklara, Rusya’ya kadar gidecektim. Yolda acıkacağımı düşünerek, annemin reçellerini bir dilim ekmeğe sürüyor ve uçağımın yanına koyuyordum. Her sabah, ekmeklerin böceklerle kaplandığını görünce yeni bir dilim hazırlıyordum. Çocuk yüreğimde umutsuzluğa yer yoktu, annemin reçelleri de çoktu. Benim bu çabam sonuç ver Ne gariptir ki, 1984 yılında ilk şiirim yayımlandıktan sonra, ünlü eleştirmen Cemal Süreya şunları söylemişti benim için: “İlk şiirlerinden biriyle uçtu çocuk.” Uçmadığım ülke kalmadı neredeyse. Kitaplarımı okuyan kaptanların, hosteslerin ilgisi beni her uçuşta mutlu ediyor… Ve ben, her uçuşumda tekerleği bulan insana teşekkür ediyorum. Yanlış okumadınız Hezarfen Ahmet Çelebi ya da Wright Kardeşler’e değil, “tekerleği bulana” dedim… Teknolojik devrimin harikası olan o dev kuşlar, tekerlekleri olmasa ne işe yararlar? Bir uçak, bilimin tüm dönemlerini gövdesinde, kanatlarında barındırır. Her kalkışta, uygarlık yolunda önemli bir gelişme olan tekerleği göğsüne basarak havalanır ve her inişte onları açarak “merhaba” der dünyaya!.. Ellerini göğsünde çapraz tutarak dönmeye başlayan ve döndükçe kollarını kanat gibi açarak bu dünyadan havalanan her Mevlevi, bir uçağın uçmak için tekerleklerini kapayıp açmasını anımsatır bana… Tevfik Fikret, 140. yaşında anılıyor Kültür Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Doğumunun 140. Yılında Tevfik Fikret” konulu bir panel düzenliyor. 25 Aralık Salı günü saat 14.00’te Basın Müzesi’nde yapılacak panelde Mustafa Kemal’in “…Ben devrimci ruhunu Fikret’ten aldım” dediği, çağdaş Türk şiirinin en büyük şairlerinden biri olan Tevfik Fikret bütün yönleriyle konuşulacak. Hikmet Altınkaynak’ın yöneteceği panelde Orhan Karaveli, Alpay Kabacalı, Eray Canberk; Tevfik Fikret’in düşünür, edebiyatçı, gazeteci, eğitimci yanlarını değerlendirecekler. Fikret’in oğlu Haluk’u yakından tanıyan emekli öğretmen Ali Kaygı ile eşi Fikret Kaygı’nın da katılacağı panelde, bugüne kadar Haluk Fikret hakkında bilinen yanlış yargıları değiştirecek bilgiler verileceği de belirtildi. 48 yaşında yaşamını yitirdi ADT’de dolu dolu bir hafta SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Adana Devlet Tiyatrosu (ADT), 2007 dönemini dolu dolu bir haftayla kapatıyor. ADT sahnesinin bu kez üst üste farklı sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacağını belirten ADT Müdürü Ahenk Demir, hepsi birbirinden farklı 5 etkinlikle 5 gün sanatseverlerle buluşacaklarını belirtti. Etkinlikler kapsamında 25 Aralık Salı günü saat 20.00’de Çukurova Müzik Dostları Derneği’nin Gülnur Sayar (piyano) ve Safa Yeprem’in (gitar) solistlik yapacağı “Yıl Sonu Konseri”nin ardından, çarşamba günü saat 20.00’de, Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçıları, Cahit Külebi’nin şiirinden, Nevit Kodallı’nın bestelediği, “Atatürk Oratoryosu”nu seslendirecek. Perşembe günü saat 20.00’de ise Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü “Macbeth”i sahneleyecek. Cuma günü saat 20.00’de de “Sunay Akın Anlatıyor” başlığı altında yazar, sevenleriyle buluşacak. Haftanın ve yılın son etkinliğinde ise ÇÜ Devlet Konservatuvarı’nın farklı bölümlerindeki öğrenciler, koro, şan, modern dans ve orkestra gösterileriyle sanatseverlerin karşısına çıkacak. Galatasaray Lisesi mezunu olan Tevfik Fikret önce kendi okulunda, daha sonra Robert Kolej’de Türkçe öğretmenliği yaptı ve bunun yanında da şiirleri ve düşünceleriyle II. Abdülhamit baskısına karşı bir savaş verdi. Türk edebiyatının en önemli, en uzun yayın hayatına sahip Serveti Fünun dergisinin bir süre yönetimini de üstlenen yazar, Mehmet Akif ile polemikler yaşadı ve oğlu Haluk nedeniyle çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Tevfik Fikret 48 yaşında, çok genç sayılabilecek bir yaşta, yaşamını yitirdi. (0 212 513 84 58) TİRE SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ SATIŞ MEMURLUĞU SAYI Esas No: 2003/815 Karar No: 2005/488 Satış No: 2006/20 Tapunun İzmir İli, Tire ilçesi, Karatekke Köyü, 407 Parsel nosunda kayıtlı taşınmaz 56900.00 m2 yüzölçümüne sahiptir, taşınmaz tarla vasfındadır. Bu parsel üzerinde taşınmazın doğusunda 152 m2 taban alanlı, beton tabiiydi, dışı sıvalı depo olarak kullanılmaya elverişli, tek katlı bir yapı ile ekonomik değeri bulunmayan, yaklaşık 21 m2 taban alanlı bir WC bulunmaktadır ve yine aynı parsel üzerinde taşınmazın kuzeyinde bir kısım yapı bulunmaktadır, bu yapılar doğudan batıya sırayla yaklaşık 54 m2. taban alanlı çoban damı, yaklaşık 178 m2 taban alanlı ahır ve yaklaşık 165 m2 taban alanlı depo olup hepsi tek katlıdır. Bu yapıların hemen güneyinde buzağı yatağı olarak kullanılan bir alan ve tuvalet bulunmaktadır. Taşınmazın kuzeyinde ve 406 parsele doğru uzanan bir kısım yapı daha bulunmaktadır. Bu taşınmazlardan 407 parselde kalanlar sırayla yaklaşık 63 m2 taban alanlı çoban damı, yaklaşık 180 m2 taban alanlı, tek katlı yığma tipli mesken olarak kullanılan, yapı ve avlu, ahır gibi müştemilatı bulunmaktadır. Taşınmazın kuzey doğusunda ise yaklaşık 82 m2 taban alanlı bir su deposu bulunmaktadır. Taşınmazdaki yapıların, su ve elektriği mevcut olup taşınmaz içinde hayvan çiftliği olarak kullanılmaya yönelik diğer bir takım müştemilat bulunmaktadır. Taşınmaz üzerinde 445 adet 20 yaşlarında zeytin ağacı, 5 adet incir ağacı bulunmaktadır. Taşınmazın toplam değeri 167.550,00 YTL’dir. Bu taşınmaz ALİ ŞAHİN adına tapuda kayıtlıdır Bu taşınmazların taksimi kabil olmadığından açık artırma sureti ile Satışına karar verilmiş ve Adliye Yazı İşleri Müdürlüğünde 04.02.2008 Pazartesi günü, saat 10.3010.45 arası açık artırma ile satılacaktır. Satış Memurluğunca takdir edilen kıymetin %60’ını bulduğu takdirde, ihalesi icra kılınacak, bulunmadığı takdirde en çok artıranın taahüdünü baki kalmak şartı ile ve %40’ını geçmek sureti ile 14.02.2008 Perşembe günü, aynı Dairede ve aynı saatte ikinci artırmaya devamla, en çok artırana ihale edilecektir. 1 Satış peşin para iledir. İhaleye katılanlar %20 pey akçesi yatıracaklardır. 2 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer alacaklıların ve intifak hakkı sahiplerinin ellerinde mevcut belgeleri ile birlikte 15 gün içerisinde memuriyetimize müracaatları lazımdır, aksı halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan dışarıda kalırlar. 3 İşbu taşınmazın, Tapu harcı, ihale pulu, tellaliye, Katma değer vergisi alıcıya aittir. 4 Alıcı ihale bedelini hemen ödemekle mükelleftir. Memuriyetimiz ihale bedelinin ödenmesi için mehil verip vermemekte serbesttir. Mehil verildiği takdirde, verilen mehil içerisinde ihale bedeli ödenmezse, ihale fesh olunur. Bir evvelki talebe arz ettiği bedelle gayrimenkulu alması teklif olunur. O almaz veya bulunmazsa, gayrimenkul yeniden artırmaya çıkarılır. Aradaki fark %30 faizi ile birlikte ihalesi bozulan alıcıdan bila hüküm tahsil olunur. 5 Şartname, bu günden itibaren herkesin görmesi için açıktır. İhaleye katılanların şartnameyi görmüş, okumuş ve münderecaatını aynen kabul etmiş sayılacakları, fazla bilgi alma isteyenlerin 2006/20 satış sayılı dosya numarası ile memuriyetimize müracaatları ilan olunur. 10.12.2007 (Basın: 68333) Dosya No: 2007/1 SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULUN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: 1 Çorum merkez Yaydiğin köyü, ada 103, parsel 8’de kayıtlı, 4.590,94 m2 miktarındaki, Makine atölyesi niteliğinde ve serbest yapılandırma koşulunda sanayi bölgesine, sanayi parseli olan gayrimenkulun üzerinde, betonarme karkas yapı tarzında tek katlı, çelik çatılı, üzeri olukla saçla örtülü, 425 m2 oturum alanlı depo, Karkas çelik yapı tarzında tek katlı, yanları tamamen açık 378 m2 oturum alanlı hangar, 870 m2 oturum alanlı tek katlı betonarma karkas, çelik çatılı üzeri oluklu saçla Örtülü Atölye, 200 m2 oturum alanında zemin katı marangoz atölyesi, üst katı işçi yatakhanesi olarak kullanılan, soba ile ısıtılan, beton arma karkas yapı tarzında AtölyeYatakhane ve 688 m2 oturum alanlı 4 katlı betonarma karkas yapı, çatı kısmı ve terası havalandırmalı, Yem Fabrikası binasından oluşan müştemilatları mevcuttur, arsa ve üzerindeki müştemilatlar ile birlikte toplam muhammen bedeli 2.021,731,76 YTL SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 05.02.2008 saat 11.00 den itibaren, 11.10’a kadar Çorum Hıdırlık Caddesi Belediye Müzayede Salonunda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar var ise alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 15.02.2008 günü, saat 11.0011.10 arası ikinci artırmaya çıkartılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı olan alacaklarının toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, %0 15 tapu harç ve masrafları, %18 KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgelerle 15 gün içerisinde dairemize bildirmesi lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacaktır, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/1 sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 12.12.2007 (İ.İ.K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 68223) ÇORUM SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ İZALEİ ŞÜYU SATIŞ DAİRESİ’NDEN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 15 K