26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 ARALIK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 20032006 döneminde ümidini kesenlerin oranı yüzde 740 artarak rekor seviyeye ulaştı 13 YORUM ÖZTİN AKGÜÇ İşsizlerin umudu kalmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) hazırladığı rapor, bir yıldan uzun süredir iş arayanların sayısının, 2003 yılında 583 bin kişiyken 2006 yılında 866 bin kişiye yükseldiğini ortaya koydu. Aynı dönemde iş bulmaktan ümidini kesenlerin oranı yüzde 740 artarken gençlerde uzun süreli işsizlik oranı da 3 yılda yüzde 20’den yüzde 33’e çıktı. ATO, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak “Sessiz İşsizler” başlıklı bir rapor hazırladı. Rapora göre, 20032006 döneminde bir yıldan uzun süredir iş arayanların sayısı yüzde 49; 3 yıldan uzun süredir iş arayanların sayısı yüzde 98 Nitelikli İki İnsanın Yitirilmesi Bazı insanlar vardır ki, insan onları tanımaktan, beraber çalışmış olmaktan, aynı kurum ve kurallarda bulunmaktan, ortak sıfatlar taşımaktan gurur duyuyor. Tanışmaktan, birlikte çalışmış olmaktan gurur duyduğum iki değerli insanı, bir maliyeci deyişi ile iki üstadımızı, Osman Nuri Torun ve Erhan Bener’i yakın bir geçmişte yitirdik... Ortak bir yön olarak Osman Nuri Torun da, Erhan Bener de mülkiyeli ve Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı kökenli idiler. Kendilerini, 1955 yılında hesap uzman yardımcısı olarak kurula girdikten sonra tanımak fırsatını buldum. Benden kıdemli ve deneyimli idiler. Daha sonra da çalışma yaşantımızda kesişmeler oldu. Erhan Bener’le Hazine’de; Osman Nuri Torun’la da Devlet Yatırım Bankası’nda birlikte çalıştım. Torun’la bir süre Cumhuriyet gazetesinin yönetiminde de görev yaptık. Torun ve Bener’in ortak yönü, yalnız Mülkiyeli Hesap Uzmanı kökenli olmaları değil, gerçek anlamda insan olmaları idi. İnsan olmak, ayırıcı ortak bir özellik mi? Biyolojik olarak çevreye bakıldığında bir ayırıcı özellik olarak görülmeyebilir. Ancak nitelikler, davranışlar, değer yargıları olarak bakıldığında insan olmak bir ayırıcı özelliktir. Dünyada, ne yazık ki ülkemizde de şeklen insan bolluğuna karşın gerçekte insan kıtlığı yaşanır. Torun ve Bener, sayıları az olan gerçek insanların temsilcileri idiler. Sol eğilimli idiler; bir solcuda bulunması gereken erdem, artam (meziyete) ve niteliklere sahiptiler. Düzgündüler, dürüsttüler, insana saygılı idiler, onurlu idiler, alçakgönüllü idiler; ilkelerinden, inançlarından ödün vermezlerdi. Ne yazık ki ülkemizde yaygın olan şarlatanlık, yalakalık, sözde halktan yana olma, sözde solculuk, gösteriş gibi eksiklikleri, zaafları yoktu. Bu nedenle ülkemizdeki her dürüst, düzgün, kişilikli, ilkeli kişinin başına geldiği gibi, toplumda bulunmaları gereken yerlere gelemediler ya da geldiklerinde görevleri kısa sürdü. Torun, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yaptı, 1’inci kalkınma planının hazırlanmasına, uygulanmasına büyük katkılarda bulundu. İlkelerinden ödün vermediği için bir süre sonra ayrılmak zorunda kaldı. Türkiye, ilkeli davranış için istifaya pek alışık olmadığından, Torun ve arkadaşlarının istifası yadırgandı; hatta “Bu kadar katı olunmamalı, uyuşum sağlanmalı, azıcık ödün verilmeli” türünden eleştirilere dahi uğradı. Bener, Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğü’ndeki görevlerinden sonra, bir süre T. C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü de yaptı. Doğal olarak, yapısı, karakteri nedeniyle bu görevi de kısa sürdü. Türkiye’nin; gerçek demokrat, insana saygılı, alt kademeye güler yüzlü, üste karşı ilkeli davranan kişilere tahammülü olmaması, Bener’in de kamuda daha üst düzeyde hizmet vermesini engelledi. Belki iyi de oldu diye düşünülebilir. Bener’in yazarlık yeteneği daha belirgin olarak ortaya çıktı, eserler verdi; reklam türünden, göstermelik değil, değerli ödüller kazandı. Kamuda ağır görevler üstlense, belki yazarlık yeteneği bu denli ortaya çıkamazdı diye teselli bulunulabilir. Düzgün, dürüst, kişilikli olduklarından bildiğim kadarı ile maddi açıdan geniş olanaklara sahip olmadılar; mütevazı, gösterişli olmayan bir yaşam sürdürdüler. Arkalarında bir maddi servet, bir varlık bırakmadılar; oğullarına büyük işadamı olmak yollarını da açmadılar. Ancak onlara iyi örnek oldular; toplumda başı dik, gururlu, onurlu bir yaşam sürdürmelerine olanak verecek temiz isim bıraktılar. İnsan için her türlü maddi varlıktan daha değerli olan temiz isim, en önemli bırakıtları oldu. Tanrı’nın her ikisi için de rahmetinin bol olacağına inanıyorum. Nur içinde yatsınlar. Meslek lisesi mezunları ‘tandık’ arıyor ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı ankete göre meslek liseleri mezunlarının yaklaşık yüzde 60’ı ancak “tanıdık” aracılığıyla iş bulabilirken, Türkiye İş Kurumu ile iş bulanların sayısı yüzde 1.3’de kaldı. Meslek lisesi mezunlarının yüzde 19.68’inin mezun oldukları bölüm ile tamamen ilgisiz işlerde çalıştıkları belirlendi. Ankette, “İşverenler nitelikli ara kademe eleman bulmakta zorluk çektiklerini söyleseler de bazı işverenlerin gerekli yükümlülüklerini tam yerine getirmemelerinden kaynaklanan bir sorunun olduğu görülmektedir” denildi. kriziyle birlikte 2 milyona, 2002 yılında da 2.5 milyona ulaştı. geldi. İşsiz gençlerde iş arama süresi de uzadı. ATO’nun raporu, 2003 yılında 1524 yaş arası her 100 işsiz gencin 20’sinin bir yıldan fazla süredir iş aradığını, oranın 2006’da yüzde 33’e yükseldiğini gösterdi. Söz konusu dönemde, işsiz genç sayısı 193 bin kişiden 280 bin kişiye çıktı. Buna göre, 2006 arttı. Aynı dönemde, iş bulma ümidini yitirerek iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı da hızlı bir artış gösterdi. Ümidini yitirdiği için iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı 20032006 döneminde, yüzde 740 artışla 84 bin kişiden 706 bin kişiye çıktı. İşsiz sayısı, 2000 yılında 1.5 milyon kişiyken 2001 Genç işsiz oranında artış İşsiz sayısındaki azalma, 2006 yılında 2003 yılına göre 47 bin kişiyle sınırlı kalırken uzun süredir iş arayanların sayısında ise büyük artış meydana yılında uzun süreli işsizlerin yüzde 32’sini gençler oluşturdu. Öte yandan, 1524 yaş grubundaki gençlerde iş arama süresiyle birlikte ümitsizlik de arttı. İş bulmaktan ümidini kesen genç sayısı, 2003’te 39 bin kişiyken 2006 yılında bu rakam 280 bin kişiye ulaştı. Her 100 lise mezunu işsizin 31’i 2003’te bir yıldan uzun süredir iş arar durumdayken 2006 yılında sayı 45’e çıktı. Bu oranla tüm eğitim seviyelerinde en uzun süredir iş arayanlar lise mezunları olurken bunları lise dengi okul mezunları takip etti. Lise dengi okullardan mezun olan işsizlerin içinde bir yıldan fazla süredir iş arayanların oranı yüzde 30’dan yüzde 41’e yükseldi. Türkiye’de ilaç tüketiminin ulusal gelire oranı yüzde 1.75. Bu oranla en öndeki ABD’yi bile geride bıraktık Ne ilaç ne reform iyileştirir FATMA KOŞAR İlaç harcamalarında, ulusal gelire oranına göre bakıldığında dünya lideri olan Türkiye’de ilaç harcamalarıyla ilgili rakamlar dudak uçuklatıyor. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın etkisiyle 2006 yılında kamu sağlık harcamaları, geri ödeme kurumlarının borçlarıyla 22 milyar dolara, toplam sağlık harcamalarıysa 30 milyar dolara çıktı. Tıp Kurumu Derneği’nin verilerine göre, Türkiye’de 2006 yılında ilaç tüketiminin ulusal gelire oranı yüzde 1.75, bu oran ilaç tüketimde açık ara dünya lideri olan ABD’den (yüzde 1.5) bile yüksek. Son 10 yılda Türkiye’de ilaç pazarı dolar bazında 4 kat büyüdü. Türkiye ulusal gelirine oranla ilaç tüketiminde dünya lideri olurken üretmeden tüketti. Türkiye ilaç pazarı dünyanın 13 büyük pazarı konumunda ve yakın gelecekte ilk 10 pazar arasına girmesi bekleniyor. Türkiye’nin de arasında olduğu gelişmekte olan 7 ülkede 2020 yılında dünya ilaç satışlarının beşte birinin gerçekleşeceği öngörülüyor. Yüzde 70’i yabancıların elinde Bir yandan ilaç tüketimimiz hızla artarken öte yandan ilaçta dışa bağımlılık derinleşiyor. Tıp Kurumu Derneği’nin verilerine göre yerli ilaç şirketleri ulus ötesi ilaç şirketleri tarafından yutuluyor. Çoğu jenerik olmak üzere yaşanan evlilikler ve satın almalarla Türkiye’deki en büyük 20 ilaç firmasının 14’ü yabancı sermayenin elinde. Böylece ulus ötesi şirketler ulusal pazarın yüzde 70’inden fazlasını denetimleri altına almış bulunuyor. Bu gelişmelerin etkisiyle ilaç ticaret açığımız 2006 yılında 3 milyar dolara yaklaşırken ilaç ihracatının ithalatı karşılama oranıysa yüzde 10’a geriledi. Medikal üründe de açık büyük alnızca ilaç değil Y medikal ürün sektöründe de benzer biçimde dışa bağımlılık derinleşiyor. Tıbbi teknoloji, tıbbi cihaz ve sarf malzemelerini de kapsayan medikal ürün pazarında 2005 yılında 3 milyar dolara yakın ithalat yapılırken ihracat 200 milyon doların altında kaldı. İlaç ve medikal ürün pazarında 2006 yılında ithalat 6 milyar dolara, dış ticaret açığı da 5.5 milyar dolara yaklaştı. Türkiye en hızlı büyüyen pazar Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer, verilerle ilgili değerlendirmesinde küresel kıskaçtan çıkış yolunun ulusal sağlık, ilaç ve tıbbi teknoloji stratejilerinin geliştirilmesinden geçtiğini belirtti. Üçer, kimi çevrelerin ne pahasına olursa olsun sağlık harcamalarının arttırılması gerektiğini savunduklarını anımsatarak “Bu talepler küresel güçlerin değirmenine su taşımanın ötesinde bir anlam taşımıyor” dedi. Türkiye’de ilaç pazarı dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri. Türkiye’de 2006 yılında üretici fiyatlarıyla eczaneler kanalıyla yapılan satışlar, hastaneler ve diğer kanallardaki ilaç satışlarıyla birlikte 7.5 milyar dolar, tüketici fiyatlarıyla da 11 milyar dolar oldu. Aynı yıl kişi başı ilaç tüketimi üretici fiyatlarıyla 105 dolar, tüketici fiyatlarıyla da 145 dolar. Tıp kurumu, hastane dışı kanallar da göz önüne alındığında üretici fiyatlarıyla ilaç tüketiminin 9 milyar dolara, tüketici fiyatlarıyla da 1213 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyor. Buna göre, Türkiye ilaç pazarı dünyanın 13 büyük pazarı konumunda, 2009 yılında da ilk 10 pazar arasına girmesi bekleniyor. Yumurta altın çağını yaşıyor ? İZMİR (AA) Ege Canlı Hayvan Su Ürünleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu, yumurtacılık sektörünün 2007 yılında altın dönemini yaşadığını belirtti. Keskinoğlu, yaptığı açıklamada, tavukçuluk sektörünün 2007 yılı için belirlediği 60 milyon doları aşacağını, 2008 yılı için ise 100 milyon dolarlık hedef koyduklarını belirtti. Bu yılın 11 aylık döneminde 58 milyon 250 bin dolarlık yumurta ihraç eden yumurtacılık sektörünün en iyi zamanlarını yaşadığını ifade eden Keskinoğlu, 2006 yılında toplam 18 milyon 927 bin dolar olarak gerçekleştirilen yumurta ihracatında bu sene ihracat artış hızının yüzde 208 olarak belirlendiğini kaydetti. TEDAŞ ALACAKLI Hospitalium, yurtdışındaki uydu klinikleri aracılığıyla hastaları İstanbul’a getiriyor Çiftçinin borcu 200 milyon YTL NEVŞEHİR (Cumhuriyet) Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Recep Tunç, yurt genelinde yaklaşık 51 bin çiftçinin TEDAŞ’a tarımsal sulamadan dolayı 200 milyon YTL elektrik borcunun olduğunu, ancak çiftçilerin bu parayı ödemesinin imkânsız olduğunu söyledi. Tunç, “Üreticinin ve borçlarının durumuna baktığımız zaman bu borçların devlet tarafından tahsil edilebileceğini hiç kimse aklından geçirmesin. Çünkü bu borcu, rakamlar çok yüksek olduğu için ne devlet tahsil edebilir ne de çiftçi bunu ödeyebilir. Bu sorunun tek çözümü yeniden yapılandırmadır. Yapılandırma ilin sorunları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır” dedi. Yabancı hastalar buraya Ekonomi Servisi Uzun yıllar turizmle uğraştıktan sonra 1997 yılında Çamlıca Ömür Hastanesi’ni kurarak sağlık sektörüne giren Hospitalium Medical Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abit Bakistanlı, iki yeni hastane açarak eski ‘Doğu Bloku’ ülkelerinden bu hastanelere hasta getirmeyi planlıyor. Yeni hastaneleri 30 milyon dolarlık yatırımla 5 yıl içinde faaliyete geçireceklerini belirten Bakistanlı, yurtdışında hastane açmak yerine yurtdışından hasta getirmeyi tercih ettiklerini belirtiyor. Sağlık alanında bizden çok geri oldukları için özellikle eski Doğu Bloku ülkeleriyle ilgilendiklerini belirten ? Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Hospitalium Medical Grup’u, İstanbul’la birlikte bölgenin de önemli sağlık kuruluşlarından biri yapmayı hedefleyen Abit Bakistanlı, Azerbaycan, Bulgaristan ve Arnavutluk’ta açtığı kliniklerle yurtdışından hasta çekiyor. Bakistanlı, “Bu ülkelerde uydu klinikler açtık ve açmaya devam edeceğiz. Yurtdışındaki uydu kliniklerde teşhis koyup, Türkiye’deki hastanelerimizde ameliyat yapıyoruz. Azerbaycan’dan hastalarımız gelmeye başladı. Ayrıca, Arnavutluk, Bulgaristan, Makedonya, Romanya’dan da hasta akışını başlatıyoruz. Buralarda araştırmalarımız sürüyor. Makedonya’da tüp bebek alanında büyük bir açık var. Biz bu açığı doldurmak istiyoruz. Diğer ülkelerde de kardiyoloji alanında hizmet vereceğiz” diye konuştu. Bir anlamda sağlık ihracatı yaptıklarını vurgulayan Bakistanlı, Hospitalium Medical Grup’u İstanbul’la birlikte bölgenin de önemli sağlık kuruluşlarından biri yapma yı hedeflediklerini de sözlerine ekliyor. Hospitalium Medical 10 yıl içinde dört hastane açtı. Çamlıca ve Haznedar Hastaneleri ile Ümraniye ve Şişli Tıp merkezlerini açan grupta 700 civarında sağlık personeli görev yapıyor. Hedefi İstanbul’da 10 hastaneye ulaşmak olan grup, şimdilik İstanbul dışında yatırımı düşünmüyor. Dahiliyeden beyin cerrahisine, dermatolojiden mikrovasküler cerrahiye kadar geniş yelpazede hizmet veren grubun orta vadedeki amacı ise özellikle kalpdamar cerrahisinde uzman bir marka olmak. Gana’da zengin petrol rezervleri bulundu ? ACCRA (AA) Afrika ülkesi Gana, zengin petrol rezervleri bulduğunu açıkladı. Gana Devlet Başkanı John Kufuor yaptığı açıklamada, Gana sahili açıklarında tespit ettikleri toplam petrol rezervinin 3 milyar varil olduğunu bildirdi. Kufuor, Gana’nın geleceğinin çok parlak olduğunu da vurguladı. İngiliz Tullow petrol arama şirketi tarafından bulunan petrol rezervlerinin “hafif ” petrol türünde olduğu belirtiliyor. AKPINARLAR SAĞLIĞA DA EL ATTI Ekonomi Servisi Akpınarlar Holding, sağlık alanına yöneldi. Türkiye’nin önde gelen doğum hastanesi olma özelliğini taşıyacak HRS Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi bu ay içinde faaliyete geçiyor. Ankara Kavaklıdere’de, kapalı kullanım alanı 5000 m2 olan binasında, sağlık hizmetlerini araştırma ve geliştirmeye dayalı sistemde sunacak olan hastanenin 17 hasta odası bulunuyor. HRS Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tarık Aksu, HRS Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’ni, Ankara’dan sonra İstanbul’da da faaliyete geçireceklerini söyledi. Yakın gelecekte Çocuk Hastanesi de açmayı planladıklarını ifade eden Aksu, dünya tıp literatürüne önemli katkılarda bulunmayı amaçladıklarını dile getirdi. Aksu, yurtdışından da hasta kabul edeceklerini anlatarak şöyle konuştu: “Doğum odasında, doğum olayı takip edilip, aynı mekânda doğum yaptırılacak ve erken dönem izlemesi yapılacak” dedi. ANTEP BAKLAVASI TESCİLLENDİ GAZİANTEP (AA) Başkanlığını Nejat Koçer’in yaptığı Gaziantep Sanayi Odası (GSO), Türkiye ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında “milli tatlı” tartışmasına neden olan baklavanın tescilini aldı. GSO’nun 28 Mart 2005’te “Antep baklavası” ibaresinin coğrafi işaret olarak tescili için başvuruda bulunduğu Türk Patent Enstitüsü, tescili verdi. Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında herhangi bir itiraz gelmediği için tescil resmi olarak kesinleşti. Antep baklavasının geleneksel Türk mutfağına ait bir tatlı olduğu, Gaziantep’te babadan oğula, ustadan çırağa öğretilerek üretim şekli ve lezzeti ile ev yapımı baklavalardan farklılaşmış olduğu kabul edilen tescilde hamurunun inceliğinden içine ne kadar fıstık konulacağına, şerbetinin kıvamından fırında ne kadar süre pişirileceğine kadar üretiminin her aşamasına standart getirildi. KAPALIÇARŞI’YI CRUISE GEMİLERİ KURTARDI İSTANBUL (AA) Alışveriş merkezleriyle rekabette zorlanan tarihi Kapalıçarşı’yı turist ziyaretleri ayakta tutuyor. Büyük seyahat gemileriyle (Cruise) İstanbul’a gelen turistlerin büyük bir bölümü gezi programlarına Kapalıçarşı’yı da ekleyince çarşının günlük ziyaretçi sayısı bu yıl 500 binin altına düşmedi. Kapalıçarşı Esnafları Derneği Başkanı Hasan Fırat, Kapalıçarşı’yı ziyaret eden turist sayısında geçen yıllara göre önemli oranda artış yaşandığını bildirdi. Fırat, özellikle bu yıl İstanbul’a gelen büyük cruise gemileri sayesinde çarşının hareketli günler geçirdiğini kaydetti. Fırat, bu yıl çarşıyı İspanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden, Uzakdoğu’dan ve ABD’den turistlerin ziyaret ettiğini belirterek “Ancak yerli ziyaretçimiz azaldı. Çünkü her gün yeni bir alışveriş merkezi açılıyor. Ulaşım da ciddi anlamda sıkıntı oluşturuyor” dedi. Tarık Aksu Nejat Koçer CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear