26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2007 SALI 6 HABERLER Hava operasyonu sonrasında terör örgütünün kış aylarında ciddi sıkıntılar yaşayacağı belirtiliyor SALI ORHAN BURSALI PKK’nin lojistiğine darbe SERTAÇ EŞ AKP, Basın, Gelecek AKP’nin dincileştirme politikasını dört ana eksende sürdürdüğünü yazmıştık: Eğitim, Hukuk, Medya ve Ekonomi... Bu yazıda “basın” üzerinde durmak istiyoruz, çünkü hızlı bir operasyon sonucu çok satan Sabah (ve atv’nin) “düşmesi”, AKP’nin medya üzerindeki operasyonunda kilometre taşı’dır; dahası, belki de bir “dönüm noktası”! Medya, AKP’nin iktidarı, icraatı, toplumu manipülasyonu ve dönüştürme projelerine hazırlık açısından büyük önem taşıyor. Çünkü, günümüzde iktidar etmenin ve iktidarda kalmanın altyapısında, önemli ölçüde “halkla ilişkiler” işleri yatıyor! AKP’yi izlerseniz, en önem verdiği konular arasında medya, “halkla ilişkiler” var. Kamuoyu araştırmalarına verdiği önemi bir kenara kaydedecek olursak, daha önemlisi kamuoyunu etkilemeye, biçimlemeye, destekçi olarak yeniden oluşturmaya yönelmesidir. AKP görüşlerinin tek ana gerçek olarak toplumun en geniş kesimlerine “yedirilmesi”, oligarşik düzen arayışı içindeki bütün partiler açısından can alıcıdır! Bugüne kadar başka hiçbir iktidar, hem de bizzat kendi yandaşları ve sermayedarları tarafından oluşturulmuş bir medya oluşturma peşinde, AKP gibi ve kadar koşmadı! Demokratik kamuoyunu ele geçirmeye verdiği önem, AKP’yi bütün diğer düzen partilerinden ayırıyor ve bu özellik onun oligarşik niteliğinin bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor! Ve AKP burada epey yol aldı! ??? AKP medyada kartları yeniden karıyor ve güçleri yeniden oluşturuyor! 1) Sabah ve atv’yi düşürdü! Bu grubun eski sahipleri arasındaki çelişkiler ve oluşan hukuki zemin, Sabah Grubu’nun AKP yandaşlarına devredilmesini kolaylaştırdı... TMSF yönetiminde kılık değiştiren Sabah şimdi tam emin ellere devrediliyor. Burada 1.1 milyar dolar ödenmesi hiç önemli değil, gerekirse 2 milyar dolar bile ödenip bu devir gerçekleştirilirdi! Kamuoyunu satın almaya, piyasa değerinin bazen birkaç katı bile ödenebilir! Şimdi Sabah’ın yeni yönetimi, şüphesiz bugünkü AKP çizgisini sürdürecek. Bazen objektif pozlarına da girecek. Ama orta ve uzun vadeli olarak, ana yayın çizgisi kamuoyunu AKP doğrultusunda biçimlendirmeye hizmet edecektir. Hep birlikte göreceğiz! Bu, Sabah Grubu’na okur kaybettirir mi, bunu da göreceğiz. 2) AKP döneminde Fethullahçı Zaman ve Albayraklar medya grubunun da yükseldiğini görüyoruz. Bu gruplar da AKP’nin toplumda dinci bütün dönüşümlerinin arkasında. Bunların yanında, İpek ve Koza grupları ile ittifaklarının (*) medyaları yer alıyor. İkinci Cumhuriyetçiler ve eski solcu artıkları, bütün bu yayınlar için ana depo oluşturuyor. AKP yandaşı televizyonlar da hızla haber alanlarını işgal etmekte... TRT yayınlarındaki egemenliklerine ek olarak, ulusal düzeyde çeşitli platformlarda yayın yapan 78 kadar kanal var. Tabii yerel düzeydeki destekçi TV’leri de bunlara katmak gerekir. Fethullahçılarla AKP’liler bir potada eriyor. Aralarında bir fark kalacak/olacak mı bilmiyoruz. Medyada, yazılı ve görsel basında, dinci sermayenin giderek artan bir hızla yükselişi, demokratik kamuoyunun oluşumunda en büyük ve gerçek bir tehlike olarak ortaya çıktı! ??? AKP tipi iktidarlar, servet dağıtımında (Türkiye’de hep) etkili bir araç oldukları için, sanayi ile erimiş diğer medya gruplarının da, şu veya bu şekilde iktidarla ittifaklar halinde, uygun yayın politikalarıyla işlerini götürmesi alışılmış bir gelenektir. Bütün bunların ötesinde ve yayın gruplarının en önemlisi ise Doğan Grubu’dur. Onları bütün diğerlerinden ayıran temel olgu, AKP’li olmayan, ülkemizin yarattığı burjuva kültürünün taşıyıcıları/sahipleri konumundaki iş/sermaye çevrelerinin (TÜSİAD vb.) “çatı yayını” olmasıdır! Bu nedenle Doğan Grubu, AKP’nin “sermayeyi” AKP’leştirme becerisiyle birlikte düşünülmeli; bu açıdan bir başka yazı analizyazı konusu olacak... (*) Son yılların yükselen sermayesi Ethem Sancak da tam AKP dümenine girdi. Medya yayıncılığı ile de AKP’ye hizmet yarışında. İktidara dayanarak yükselme, güçlenme ve politika yapma, yarım demokratik ülke olarak Türkiye’nin hep gündemindedir! Sancak, parasının gücüyle de büyük sermaye/ burjuva arasında kendisine yer edinme çabasında! ANKARA Irak’ın kuzeyindeki PKK hedeflerine yönelik hava operasyonunun ardından, sonuçlara ilişkin değerlendirmeler de gelmeye başladı. İlk sonuçlar, Genelkurmay ve hükümet çevrelerinde “başarılı” olarak nitelendirildi. Tespitlere göre, daha önceden belirlenen örgütün ana kumanda merkezinin tahrip edilmesi hedefine ulaşıldı. Ayrıca örgütün Kandil Dağı ve diğer kamplardaki lojistik desteği de büyük oranda tahrip edildi. Bu kapsamda örgütün mühimmat, silah ve gıda maddesi konusunda önümüzdeki kış aylarında ciddi sıkıntı içine gireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu aşamadan sonra örgütün ye ? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ye yönelik sınır ötesi operasyonu örgütün yerleşik düzenine ağır darbe vurdu. Düzenlenen operasyon sonunda PKK’liler, kış konuşlanmasına geçtikleri kamplardan kaçmak zorunda kalırken, Kandil Dağı’ndaki lojistik altyapı da dağıtıldı. ni bir lojistik destek sağlama ağı kurmasının zor olacağı, Türkiye’nin de bu aşamadan sonra buna izin vermeyeceği ve yeni operasyonlarla engel olmaya çalışacağı değerlendiriliyor. Bu kapsamda örgütün kayıpları kamplar itibarıyla şöyle değerlendiriliyor: Kandil Dağı: Örgütün ana karargâhı ve komuta merkezi burada bulunuyor. Bölgeye yapılan operasyonlar sonucunda stoklanan mühimmat, silah ve yaşam malzemelerinin büyük bölümü kullanılamaz hale getirildi. Örgüte ait Kandil Dağı’nda bulunan bütün depo, bina, eğitim ve hastane olarak kullanılan yerler, önceden yapılan istihbaratlar doğrultusunda yok edildi. Hakurk: TürkiyeİranIrak sınır üçgeninde bulunan kamp, bu üç ülkeye geçişlerin ana merkezi olarak kabul ediliyor. Kamp yoğun olarak mağaralardan oluşuyor. Diğer bölgelere olduğu gibi bu bölgeye yönelik operasyonlar da etkili mühimmatlarla gerçekleştirildi. Kamp tahrip edildi. Zap: Yüksek kesimleri Türkiye sınırları içinde kalan Zap Vadisi’nin daha ılıman ve alçak bölgeleri Irak sınırları içinde bulunuyor. Vadide yer alan PKK kampları Türkiye’ye sızma ve saldırı faaliyetlerinden önce son durak olarak kullanılıyor. Bu kamplar aynı zamanda örgütün Türkiye’ye sızacak teröristlerin mühimmat ve silah ikmali yaptıkları bölge olarak da biliniyor. Hava saldırılarının bu bölgede yoğunlaştığı ve hedefine ulaştığı değerlendiriliyor. Avaşin: Kuş uçuşu Hakkâri’nin Çu kurca ilçesinin karşısındaki Irak topraklarına denk geliyor. Geçen ay Dağlıca saldırısına katılan teröristlerin bu vadiye kaçarak bölgedeki kamplarda saklandıkları biliniyor. Bu bölge de hava operasyonu kapsamındaki hedeflerden biriydi. Bölge yoğun olarak bombalandı. Terörist kaybı Örgütün altyapısına ve lojistik unsurlarına yönelik hava harekâtının yüksek oranda başarıya ulaşmasının yanı sıra PKK terör örgütünün “kayda değer insan kaybı verdiği” de belirtiliyor. Hava harekâtının “sürpriz özelliği” nedeniyle örgütün önceden önlem alamadığı, bu nedenle çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi. Pilotun gözünden TSK görüntüleri dağıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Irak’ın kuzeyinde ve Kandil Dağı bölgesindeki terör örgütüne ait hedeflerin vurulmasına ilişkin görüntüleri basına dağıttı.Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı savaş uçakları tarafından 16 Aralık gününün ilk saatlerinde gece şartlarında çekilen video görüntüleri dün akşam saatlerinde televizyon kanallarında yayımlandı. Görüntülerde, atış yapılan hedeflerin tam isabetle vurulmaları ve ardından yükselen dumanlar yer alıyor. Tespitlere göre, daha önceden belirlenen örgütün ana kumanda merkezinin tahrip edilmesi hedefine ulaşıldığı açıklandı. Hava harekâtının “sürpriz özelliği” nedeniyle örgütün önceden önlem alamadığı belirtildi. DÜNYA BASINI ABD’nin rolü tartışılıyor Dış Haberler Servisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki PKK terör örgütü üslerine yönelik operasyonu dünya medyasında, “sivillerin hedef olup olmadığı” ve “ABD’nin operasyona onay verip vermediği” üzerinden haberleştirildi. Amerikan gazetesi New York Times, Genelkurmay Başkanlığı’nın operasyonla ilgili açıklamalarını aktardıktan sonra, Kandil bölgesindeki yetkililerden Hasan İbrahim’in, “sivil köylerinin vurulduğu ve bir kadının öldüğü” iddialarına yer verdi. Gazete ayrıca, çoban olduğunu söyleyen Muhlis Hidr’in, “Bomba atan ve alçaktan uçan uçaklar gördüm. Daha sonra evimin yandığını gördüm ve hayvanlarımın enkaz altında çığlık attığını duydum” sözlerini aktardı. Washington Post gazetesi ise, Iraklı yetkililerin ağzından sunduğu haberinde, “Türk savaş uçakları, son hava saldırılarında, Kuzey Irak içlerinde Kürt köylerini vurarak bir kadını öldürdü ve yüzlerce köylüyü evlerini bırakarak kaçmaya zorladı” ifadelerini kullandı. Operasyonun, son yıllarda PKK militanlarına karşı düzenlenen en büyük saldırı olduğuna dikkat çeken Los Angeles Times gazetesi, Kandil civarındaki köylülerin tepkilerine yer verdi. Amerika’nın Sesi radyosu ise haberinde, Türk ordusunun PKK’yle mücadelesinde kararlı olduğunun altını çizdi. İngiliz gazetesi Guardian, vurulan hedefler konusunda Kuzey Iraklı yetkililer ve Türk askeri yetkililerinin çelişen açıklamalarına işaret ederken, ABD’li bir yetkilinin “operasyona onay vermediklerini, sadece önceden bilgilendirdiklerini söylediğine” dikkat çekti. “Türkiye, düşmanları PKK’nin işgali altında olduğunu iddia ettiği Kuzey Irak’taki mevzilere son yıllardaki en ağır saldırısını düzenledi” diye yazan Telegraph gazetesi, bu operasyonun, PKK’nin geçen haftalardaki kanlı saldırılarının ardından geldiğini hatırlatırken, PKK’nin ve yerel yetkililerin iddialarını aktardı. Fransız gazetelerinden Le Figaro, operasyonun “ABD’nin yardım ve onayıyla” gerçekleştiğine, Le Monde ise benzer operasyonların süreceğine vurgu yaptı. Katar’da yayın yapan El Cezire televizyonu haberinde Türk ordusunun açıklamasına geniş yer verirken, Kuzey Irak’a yönelik geniş çaplı bir kara harekâtının ufukta görünmediğini belirtti. ‘Harekât amacına ulaştı’ Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyonunu değerlendiren terör uzmanı Ercan Çitlioğlu ‘Hükümet eve dönüşü hızlandırabilir’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör Uzmanı Ercan Çitlioğlu, Irak’ın kuzeyine gerçekleştirilen hava harekâtının amacına ulaştığını, “verilmek istenen mesajın yerini bulduğunu” söyledi. Çitlioğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) “özellikle zor olan yöntemi kullandığını”, hükümetin bu aşamadan sonra eve dönüşü hızlandırmak amacıyla psikolojik yöntemlere başvurabileceğini dile getirdi. Çitlioğlu, Irak’ın kuzeyine yönelik operasyonun sonuçlarını değerlendirdi. Harekâtın amacına ulaştığını, amacın birincisinin doğrudan PKK’ye yönelik olduğunu anlatan Çitlioğlu, “Her türlü hava koşulunda, gece ve gündüz ayrımı yapılmaksızın Irak’ta artık güvenli üs bölgelerine sahip olmadıklarını ve her an vurulabileceklerini göstermesi bakımından birinci mesaj PKK’ye” dedi. Harekâtın komplike ve karmaşık olduğunu anımsatan Çitlioğlu, bunun son derece profesyonel bir uygulama gerektirdiğini dile getirdi. Çitlioğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “TSK bunu gündüz yapabilirdi. Bunu gece yapmalarının iki tane nedeni var. Birincisi sürpriz ve baskın etkisi yaratabilmek. İkincisi TSK’nin vurucu kabiliyetini göstermek. Bunun bir bölümü sadece PKK’ye yönelik değil. Bir bölümü çevre ülkelere ve TSK’nin operasyonel yeteneğini sorgulayanlara da bir mesaj içeriyor. Değişik üslerden hareket eden uçakların aynı anda hedef üzerinde buluşması, gerçek anlamda gece harekâtı yapılması ciddi bir eğitim gerektiriyor. TSK en zorunu seçerek bu harekâtla PKK dışındaki çevrelere de mesaj verdi.” Örgütün bu aşamadan sonra mevsim koşulları nedeniyle yeterli donanıma sahip olmadığı için kış koşullarında eylem yeteneğine sahip olmadığını belirten Çitlioğlu, “Bir sessizlik dönemi yaşayacak. Sessizlik dönemi yaşaması örgütteki yılgınlığı ve çözülme sürecini arttırabilir. İkincisi aldığı bu darbeye rağmen operasyonel yeteneğini kaybetmediğini örgüt üyelerine ve sempatizanlarına kanıtlama arayışı içinde olacaktır. Önümüzdeki günlerde bir saldırı yapma olasılığı var. Kırsalda yapabilmesi zor” dedi. Çitlioğlu, önümüzdeki dönemde PKK’nin üzerinde askeri baskının daha da artması durumunda hükümetin eve dönüş yasasını uygulaması açısından şans yakalayacağını belirtti. Çitlioğlu, “Bununla ilgili psikolojik harekât eşzamanlı yürütülürse örgütte ciddi bir çözülme yaratabilir. Burada da cepheci kadro ile dağcı kadro arasındaki irtibatı kesmek önem taşıyor” değerlendirmesini yaptı. obursali?cumhuriyet.com.tr İSTİHBARAT PAYLAŞIMI İlk kez operasyon izni IRAK NOTASI İran ve Türkiye PKK’yi kıskaca alıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK unsurlarına yönelik operasyonundan 1 gün önce İran ve Türkiye’nin onayladığı Hudut Komisyonu kararları, iki ülkenin özellikle istihbarat bakımından ciddi yakınlık içerisinde çalıştığını gösteriyor. Türkiye ve İran arasında 6 ayda bir olmak üzere yılda 2 kez gerçekleştirilen askeri istişare toplantılarının sayısının da terörle mücadele kapsamında 4’e çıkarıldığı belirtiliyor. İran ile Türkiye arasındaki yakınlaşma terörle mücadele alanında da sürüyor. Cumhuriyet’in üst düzey diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre İran yönetimi, Türkiye’ye yönelik politikasını AnkaraWashinton yakınlaşması doğrultusunda belirliyor. Bu kapsamda Tahran da Ankara’ya en az ABD yönetimi kadar yakın olmak istiyor. İran ile Türk yetkililer arasında yılda 2 kez yapılan askeri komite toplantılarının sayısının 4’e çıkarılması hedefleniyor. Washington’dan destek görüntüsü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına yönelik yaptığı nokta operasyonu ile ABD yönetimi, 2003 yılındaki işgalden bu yana elinde tutuğu ve egemenliğini Bağdat yönetimine devretmediği Irak hava sahasını ilk kez koalisyon güçleri dışında üçüncü bir ülkeye, “kapsamlı bir müdahale” için açmış oldu. Operasyon öncesinde Irak hava sahasının kullanımı ve hava koridorlarının belirlenmesi için iki ülke askeri makamları ayrıntılı bir çalışma yaptı. Çünkü ABD uçakları, İran hava sahasını denetim altında tutmak için aynı bölgede devriye uçuşu yapıyordu. Türkiye’nin operasyona katılan savaş uçakları ile ABD’nin aynı bölgede devriye görevi yapan savaş uçakları arasında olası bir sıkıntının yaşanmaması için, harekâttan kısa bir süre önce bölgenin hava sahası boşaltıldı. Sadece U2’ler görevlerini sürdürdü. Operasyon için düğmeye basılmasının ardından ABD’ye askeri kanallar aracılığı ile bilgi verildi. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetkilileri, sadece operasyonun başlatıldığına ilişkin bilginin kendileri ile paylaşıldığını açıklayıp “Ankara’ya destek” görüntüsü de verdiler. ABD yönetimi, hem Iraklı Kürtlere hem de Bağdat’taki Nuri el Maliki yönetimine, “Türkiye’nin PKK’ye yönelik operasyonundan haberimiz var. Siyasi pozisyonunuzu da buna göre belirleyin” mesajını vermiş oldu. Türkiye’nin hukuk açısından eli güçlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak yönetimi, TSK’nin Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına ve Kandil Dağı’ndaki ana karargâhına yönelik operasyonunu kabullenmek zorunda kaldı. Irak, protesto notası yerine sadece kayıplarını kayda geçirmek için nota verdi. Bu da hukuksal açıdan Türkiye’nin elini güçlendirdi. Ankara’da yapılan değerlendirmelere göre uluslararası hukuk açısından bu operasyon, bundan sonraki sınır ötesi olası harekâtlar için örnek oluşturdu. Bağdat yönetiminden daha önce gelen “Sınır ötesi operasyonu, Irak’ın egemenliğine karşı yapılmış hareket sayarız” açıklaması dikkate alındığında Irak’ın, bu operasyonun ardından Türkiye’yi BM’ye şikâyet ederek, gelişmeleri uluslararası hukuk açısından kayda geçirmesi gerekiyordu. Ancak, Nuri el Maliki hükümeti bunu yapamadı. Irak, bu tür gelişmelerde olağan şekilde verilen “protesto notası” yerine sadece “Irak’ın kuzeyine düzenlenen operasyon sırasında meydana gelen zararları kayda geçirme” amaçlı nota vermeyi tercih etti. Durum böyle olunca El Maliki hükümeti, Türkiye’nin operasyonunun hukuksal açıdan haklılığını da zımnen kabul etmiş oldu. Böylece, Türkiye’nin uluslararası hukuk açısından eli güçlendi. TSK’nin daha sonra düzenleyeceği sınır ötesi operasyon için de önü açıldı. Tahran’ın politikası Öte yandan Türkiye ile İran arasındaki askeri istihbarat toplantısının ocak ayının ilk haftasında yapılacağı belirtiliyor. İranlı kaynaklar, Türkiye’nin Kandil Dağı’nın İran sınırına çekilen teröristlerin vurulup vurulmadığı konusunda ise, “Tahran’ın politikası doğrultusunda gereken müdahale yapıldı” değerlendirmesini yaptılar. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear