26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Tepkileri yatıştırmaya çalışan Papa, Türkiye dahil 22 ülkenin elçileriyle görüştü ‘Vatandaş Tayyip Efendi’ TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Eylül Cuma günü ABD’ye uçuyor. Erdoğan, 2 Ekim Pazartesi günü ABD Başkanı George W. Bush ile görüşmek için, beş aydır Beyaz Saray’ın bekleme odasında gün sayıyor gibiydi. Bu görüşmeyi algılamak için geçmişe dönelim. AKP, Abdullah Gül’ün başkanlığında, seçimde tek parti iktidarını kazanarak TBMM’ye girdi. Gül, genel başkanı olarak başbakanlık koltuğuna oturdu. Erdoğan, seçime katılamadığı için TBMM dışında kaldı. Fındıkçı Cüneyd Zapsu, ‘‘Vatandaş Erdoğan’’ı Bush’a ‘‘kullandırma’’ tezgâhında başarı gösterdi. Beyaz Saray, alışılmışın dışında, hiçbir resmi kimliği olmayan bir ‘‘TC vatandaşını’’ resmen kabul etti. Sonradan bir de baktık ki Erdoğan Başbakan olmuştu. Bush, Erdoğan’a ‘‘itibar’’ etmekle kalmamış, olağanüstü ‘‘güven’’ de göstermişti. Bush, 2003’te Irak’a girme kararı aldı. ‘‘Stratejik ortağı’’ Erdoğan’dan Kuzey Irak’ta ‘‘ikinci cephe’’ açmasını istedi. TBMM’de tek başına çoğunluğu olan Erdoğan, 1 Mart tezkeresini geçiremeyince Beyaz Saray’da verdiği sözleri tutamadı. Erdoğan, ABD’de artık ‘‘sözünün adamı’’ değildi. O günden beri bu köşede konu açıldıkça daima sorduğumuz soruyu yineliyoruz: ‘‘BushErdoğan görüşmesinin tutanağı neden hâlâ açıklanmıyor? ‘Vatandaş’ Erdoğan, Başkan Bush’a ne karşılığında ne gibi sözler verdi?’’ O günleri yaşayan Vaşington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Milliyet gazetesine ‘‘ABD’nin Türkiye’ye güveni zedelendi. O kadar emindiler ki olağanüstü düş kırıklığı yaşadılar’’ dedikten sonra Zapsu ve tayfasının marifetlerini şöyle yorumladı: ‘‘(Amerikalılar) Gayri resmi kanallardan kendilerine gelen mesajlara gereğinden fazla itibar ettiler. Bu kanallar tezkerenin geçeceği mesajını iletiyorlardı devamlı. Bunu Başbakan’ın söylediği ileri sürülür, ama bence o değil, onun adına konuşanlardan bir kısmı söz verdiler ve Amerikalılar da benim uyarılarıma karşın onlara inanmayı tercih ettiler. Diğer kanallara güvendikleri için benim sözlerim onlara antipatik geliyordu. Muhtemelen beni siyasetten anlamayan biri olarak görüyorlardı.’’ ABD’de Watergate skandalından sonra ‘‘Başkan’ın Adamları’’ diye bir deyim türemiştir. Bunu, Türkiye’ye ‘‘Başbakan’ın Adamları’’ diye uyarlayabiliriz.. Fındık üreticilerinin emeklerini alıcılara peşkeş çeken Başbakan’ın adamlarının Türk Büyükelçisi’ni orada düşürdükleri durumu düşünebiliyor musunuz? TC’nin itibarını nasıl sarstıklarını aklınız alıyor mu? Watergate’te ‘‘adamlar’’ cezalanmış, ‘‘başkan’’ istifa etmek zorunda kalmıştı. Bizde hâlâ muteberler... Türkiye’nin, K. Irak’ta ‘‘2. cephe açma’’ karşılığında Bush’tan 25 milyar dolar istediği, 8.5 milyar dolara da razı olunduğu yazılmıştı. Loğoğlu bu konuya ‘‘Pazarlığa bizimkiler 90 milyar dolarla kapı açarak başladılar’’ sözleriyle açıklık getirdi. Kovboy Bush’un çevresi, bu pazarlığı, Teksaslıların argosuyla ‘‘at pazarlığına’’ benzetmişlerdi. Hani, bizde kurbanlık için alıcı ile satıcı kolları yoruluncaya kadar el sıkışıp pazarlık yaparlar ya, at pazarlığında da benzeri bir durum geçerlidir. TC Başbakanı ve adamları, at pazarlığına çıktığı ABD’yi Brütüs gibi arkadan hançerlemediler mi? Yine soruyoruz: ‘‘Vatandaş Erdoğan’’ ile ‘‘Başkan Bush’’ görüşmesinin tutanağı neden hâlâ açıklanmıyor? 5 dakikada diyalog çağrısı git mevcut olan, merhametli ve Dış Haberler Servisi Roma Kakudretli olan, yerin ve göğün yatolik Kilisesi’nin ruhani lideri Paratanı, insanlarla konuşmuş biripa 16. Benedictus, İslam dünyacik Tanrı’ya tapan Müslümanlasında kendisine yönelik tepkileri ra da saygıyla bakar’’ denildiğini yatıştırabilmek amacıyla Müslühatırlatan 16. Benedictus, selefi man ülkelerin büyükelçilerini Roİkinci Jean Paul gibi dinler ve külma yakınlarındaki yazlık sarayıntürler arası diyaloğun sürmesinda kabul etti. Türkiye’nin büyükelden yana olduğunu söyledi. çisinin de katıldığı toplantının yarım saat sürdüğü, Papa’nın ise topDin özgürlüğü vurgusu lam 5 dakikalık bir konuşma yap(AP) tığı belirtildi. Papa, aynı belgede, HıristiyanBenedictus, yazlık sarayı Castel lara ve Müslümanlara çağrıda buüyükelçileri yazlık sarayında kabul Gandolfo’da 22 Müslüman ülkelunularak, ‘‘Yüz yıllar boyunca, nin büyükelçisiyle İtalya’da faaliHıristiyanlar ile Müslümanlar araeden Papa, Fransızca yaptığı konuşmada, yet gösteren İslami kuruluşların sındaki çekişmeler ve düşmanlıkİslam dinine saygı duyduğunu ve temsilcilerini kabul etti ve Fransızlar hiç de az olmamışsa da Kutsal günümüz dünyasında Hıristiyanlarla ca yaptığı konuşmada, İslam diniKonsil, herkesi, geçmişi unutmaya, Müslümanların diyalog içerisinde ne saygı duyduğunu ve günümüz karşılıklı anlayış için içtenlikle çadünyasında Hıristiyanlarla Müsbalamaya, tüm insanlar için sosyal olmaları gerektiğini söyledi. Açıklama, lümanların diyalog içerisinde oladaleti, ahlaki değerleri, barış ve özIrak büyükelçisini tatmin etti. maları gerektiğini söyledi. gürlüğü beraberce savunmaya ve Toplantıya katılan Irak Büyüsağlamaya çağırmaktadır’’ denilkelçisi Albert Edward İsmail Yelda, bu naklandığı imasında bulundu. miş olduğuna da işaret etti. toplantının, Papa’nın İslam hakkındaki Papa, ‘‘Müslümanlarla Hıristiyanlar Papa’nın, konuşmasında din özgürlüğüsözlerinin sebep olduğu kızgınlığı bitir arasındaki diyalog, geleceğimizin de bü nün önemine değinmesi dikkat çekti. Bemesi gerektiğini belirtti. Irak’ın Vatikan yük oranda kendisine bağlı olduğu haya nedictus, ‘‘Ancak saygı, başta din özgürBüyükelçisi, Papa’nın toplantıda İslama ti bir gerekliliktir’’ dedi. lüğü olmak üzere, karşılıklılığı da gerekli olan saygısını dile getirdiğini belirterek ‘‘Bi16. Benedictus, Katolik Kilisesi’nin kılmaktadır’’ diye konuştu. zim de beklediğimiz buydu’’ dedi. İkinci Vatikan Konsili’nde (19621965) Papa, konuşmasından sonra aralarında Papa, buluşmanın Almanya’da 12 Ey Müslümanlar hakkında kullandığı ifade Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Osman lül’deki konuşmasının yanlış anlaşılması lere de dikkat çekti. Konsilin Nostra Ae Durak’ın da bulunduğu davetlilerin elini neticesinde yaşanan gelişmelerden kay ate adlı belgesinde, ‘‘Kilise, canlı ve sür tek tek sıkarak kendilerine teşekkür etti. ‘TÜRKİYE’DE DİNİN ÖNEMİ ARTTI’ Dış Haberler Servisi Papa 16. Benedictus’un İslamla şiddet arasında bağ kuran konuşmasının kopardığı fırtınanın Türkiye ziyaretine gölge düşürdüğü ve iki taraf için de tedirginlik yarattığı yolundaki yorumlar sürüyor. Financial Times gazetesi, bugünkü Türkiye’nin Papa İkinci Jean Paul’ün 1979 yılında ziyaret ettiği Türkiye’den farklı olduğunu, ülkede İslamın dini ve kültürel öneminin arttığını yazdı. İngiliz gazetesi, Papa’nın kasım ayında yapacağı Türkiye ziyaretinin teolojik ve kültürel fırtınaya kurban gitmediğini, ancak bu fırtınanın ziyarete gölge düşürdüğünü savundu. B Erdoğan’ın kavramlarına dikkat Türkiye’de Papa’nın konuşmasına gösterilen tepkilerin başka Müslüman ülkelerindeki tepkiler kadar ateşli olmamakla birlikte yine güçlü olduğunu belirten gazete, bu çerçevede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Papa’dan özür dilemesi çağrısına dikkat çekti. Türkiye’nin AB hedefini işaret ederken Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki iddiayı dini bir terimle, bir ‘‘medeniyetler ittifakı’’ olarak yeniden tanımladığına vurgu yapan Financial Times, bunun, ülkenin laik, modern ve Avrupa yanlısı hedeflerini ön plana çıkaran eski Türk politikalarına göre belirgin bir değişiklik olduğunu kaydetti. Kopenhag’da çatışma Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da önceki gün bir gençlik merkezinin kapatılmasını protesto eden gençlerle polis arasında çıkan çatışma sonucunda polis 200’den fazla göstericiyi tutukladı. Solcu gençlerle gecekondu hareketi üyesi bir grup gencin üs olarak kullandıkları bir binanın, burayı 5 yıl önce satın almış olan bir Hıristiyan cemaatine bırakılması yönündeki mahkeme kararını protesto için başlattıkları oturma eylemi olaylı bitti. Çevreden eyleme destek veren vatandaşlarla eylemciler polislere kaldırım taşı, şişe ve yumurta attı. (Fotoğraf: AP) ‘TC Başbakanı Erdoğan’ ‘‘Vatandaş Tayyip Efendi’’ olarak elini kolunu sallaya sallaya Beyaz Saray’a girmesine karşın Bush, TC Başbakanı Erdoğan’ı geçen yıl 6 Haziran’da 30 dakikalık bir görüşmenin ardından kapının önüne bırakmadı mı? Bush, Erdoğan’a tepki olarak ‘‘Kısa kes Aydın havası olsun’’ dercesine sepet havası çalmadı mı? Vaşington’da ‘‘Turgut Özal’ı anma’’ toplantısında eski Ankara Büyükelçisi, yeni Pentagon 3 numarası Erik Edelman, Türk liderlerine ‘‘laiklik, kararlılık, cesaret’’ konusunda örnek olarak Atatürk, İnönü ve Özal’ı göstermedi mi? Edelman, Başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan’a hitap edercesine ‘‘Ciddi liderler ve ülkeler bunalım durumlarında kenarda kısıp kalmazlar. Bunalımlar tercih kullanmayı gerektirir’’ dememiş miydi? Bir yabancı devlet memurunun, seçilmiş bir başbakanı bu denli aşağıladığı nerede görülmüştü? Yine Beyaz Saray’ı ziyaret etmek isteyen Erdoğan, AKP Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile fındıkçı Zapsu’yu nisanda Vaşington’a gönderdi. Karşılarında yine Zapsu’yu gören Amerikalılar, yüzsüzlüğün bu denlisi karşısında herhalde şaşırmış olmalılar. Zapsu, yalvaran bir eda ile ‘‘N’olur bu adamın üzerine sifonu çekmeyin... Onu kullanın!’’ dememiş miydi?.. Adamı, Başbakanı’na Amerikalılar önünde ‘‘pislik’’ muamelesi yaptığında Türkiye şaşakaldı da ne oldu? Geçen baharda, İran’daki nükleer silahlanma girişimleri uluslararası arenada baş gösterince Erdoğan heyecanlandı. TahranVaşington arasında ‘‘aracılık’’ için kolları sıvadı. Mayısta, Endonezya’daki D8’ler toplantısında İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’a ‘‘Türkiye’ye döner dönmez ABD’ye gezi yapmayı düşünüyorum. Beyaz Saray’dan randevu isteyeceğim. Türkiye’ye büyük görev düşüyor’’ dediği yazıldı. Erdoğan, bu gerekçe ile Bush’tan randevu koparacağını umdu. Randevu istemine yanıt gelmeyince 4 Temmuz ABD Bağımsızlık Günü’nde konuyu açtığımız büyükelçiliğin 2 numaralı diplomatı Nancy McEldowney, ‘‘Bu ziyareti neden bu kadar büyütüyorsunuz? Sabırlı olun’’ dedi. Aynı soruyu Büyükelçi Ross Wilson’a yönelttiğimizde aldığımız yanıt, ‘‘Bush bu sıralarda çeşitli dünya gezileri yapıyor. İki tarafın programlarını örtüştürecek çalışmalar sürüyor’’ oldu. ‘‘Vatandaş’’ Tayyip’e ‘‘hüsnü kabul’’ gösteren Beyaz Saray, ‘‘TC Başbakanı’nın’’ randevu istemi karşısında birkaç ay kulağının üzerine yatıyordu. Nihayet Erdoğan’a 2 Ekim günü için bir randevu lütfedildi. Erdoğan, TBMM’den Lübnan’a asker gönderme kararının ‘‘güveni’’ ile yola çıkacaktı, ama Bush’un acaba ona ‘‘güveni’’ var mıydı? Görüşmede ele alınacak konular, Dışişleri bakanları Gül ile Condoleezza Rice arasında geçen hafta New York’ta ayıklandı. Kuzey Irak’ta Kürdistan devletinin kurulma olasılığı, KerkükMusul’un bu devletin denetimine geçmesi, bölgede konuşlanan PKK varlığına karşı başlatılan ‘‘emekli orgenerallerin eşgüdüm’’ temaslarından başka, İran, İsrailFilistinLübnan, Kıbrıs sorunu, Karadeniz’in güvenliği, Türkiye üzerinden geçen enerji koridorunun çeşitlendirilmesi gibi konular görüşülecekti. Erdoğan’ın gezisinin özünde, gelecek yıl seçimlerinde ABD’nin kendisini Başbakanlık ya da Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturtması için destek arayışının yattığının, Mısır’daki sağır sultanları bir yana bırakın, artık Bush bile farkındaydı. Bakalım Bush, bundan böyle Erdoğan’ı nasıl kullanacak? KKTC’den yapılan açıklamada, AB Dönem Başkanı’nın Kuzey Kıbrıs’la görüşmediği bildirildi Finlandiya Kıbrıs için nabız yokluyor ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Finlandiya AnkaraBrüksel arasında olası bir krizi engellemek için KKTC konusunda sunmaya hazırlandığı önerilere ilişkin nabız yokluyor. AB kaynakları Finlandiya’nın ‘‘eski unsurlarla yeni bir öneri getirdiğini’’ belirterek öneride Magosa Limanı’nın AB denetiminde ticarete açılması ve Maraş’ın BM denetimine verilmesinin yer aldığı nı kaydettiler. Söz konusu önerilerin Lüksemburg’un AB Dönem Başkanlığı sırasında da getirildiğini ifade eden kaynaklar, Finlandiya’nın öneride yer alan unsurları ne şekilde formüle edeceğinin henüz belli olmadığına işaret ettiler. Kaynaklar ayrıca bu yöndeki bir önerinin kabul edilmesi durumunda KKTC’ye yönelik izolasyonun kalkmış sayılacağı ve Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a limanlarını açabileceği varsayımında bulunuyor. AB kaynakları Finlandiya’nın henüz yazılı resmi bir öneri getirmediğini, görüşmelerin üst düzeyde sürdüğünü ifade ettiler. KKTC yalanlıyor AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın doğrudan ticaret tüzüğü konusunda Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi ve KKTC olmak üzere tüm taraflarla görüşmelerin sürdüğü yönündeki açıklamasına karşın KKTC’nin görüşmelerde taraf olmadığı öğrenildi. KKTC Cumhur başkanlığı’ndan, Finlandiya’nın üzerinde görüşmelerin sürdüğü önerisinin kendilerine ulaşmadığı ve bu yöndeki haberleri basından öğrendikleri açıklaması geldi. KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca tarafından geçen cuma yapılan açıklamada ‘‘Bu önerinin ciddiyetle değerlendirilmesi söz konusu olmadığı gibi Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların kaldırılmasının, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine bağlanması da mümkün değildir’’ denildi. Hürriyet’in Vefasızlığı! Gökşin Sipahioğlu’nun İstanbul Modern Sanat Müzesi’ndeki sergi fotoğraflarının bazılarının çekilişinde birlikte olduğum için bir başka duygusallık yaşadım. Müze, bu sergi ile Gökşin’in başına taç koymakla kalmadı, genç fotoğrafçıların sıkça gidip görmeleri gereken bir ‘‘dershane de açtı’’ denebilir. Sergi açıldığında yurtdışındaydım. Döndüğümde gazeteleri karıştırırken Hürriyet’te sergi ile ilgili ‘‘Ünlü gazeteciden sergi için ilginç zamanlama’’ başlıklı bir haber dikkatimi çekti. 6/7 Eylül 1955 olaylarına ilişkin bir fotoğraf da kullanılmıştı. Bu kurgulamayı anlatabilmek için sergi kataloğundaki yazımdan bir paragraftan alıntı yapacağım: ‘‘ABD ve Avrupa’da süren ‘akşam gazetesi’ geleneği, 60’lı yılların başlarında piyasaya akşamüzerleri çıkarılan, sonraları ‘meyhane baskısı’ adını alan sabah gazetelerinin ilk baskıları nedeniyle ne yazık ki Türkiye’de yok oldu! 1955’te akşam gazetelerinin en önemlisi olan İstanbul Ekspres’in başında Gökşin vardı. 6 Eylül 1955’te Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evde patlayan bomba üzerinde ‘akşam gazetesi’ olarak ‘atlatma haberi’ ile baskı üzerine baskı yapmıştı. O gece İstanbul ve İzmir’de ‘trajik’ 6/7 Eylül olayları yaşandı. Bazı çevreler Gökşin’i ‘tahrikçi’ olarak suçlayacak, ancak bombayı atan gerçek tahrikçilerin Türk emniyet mensupları olduğu daha sonra saptanacaktı. Hiç kuşkum yok, benzeri bir durum olsa Gökşin bugün de yine ‘salt habercilik’ anlayışıyla aynı başlığı haklı olarak atmaktan çekinmeyecektir.’’ Hürriyet, haberde sergiden fotoğraf kullanma yerine, 51 yıl öncesine ait bir arşiv fotoğrafı ile olayların faturasını yine Gökşin’e çıkarmaya yeltenmiş. Gökşin’i Türk basınında en iyi tanıması gerekenlerin Hürriyet çalışanları olduğunu sanırdım. Yıllarca Hürriyet’e olağanüstü katkılar yapan Gökşin’e bu vefasızlık, doğrusu hiç ama hiç yakışmadı! ESAS: 2000/12 SATIŞ KIYMET TAKDİRİ RAPORUNUN İLANEN TEBLİĞİ (ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU) Satış talebinde bulunan Faris Zünbül ve vekili Av. Vahdet Üfler 23.6.2006 tarihli müşterk imzalı dilekçeleri ile satış talep etmiş olmakla; Antalya Barbaros mahallesi 56 ada, 10 ve 21 parselde kayıtlı taşınmazlar Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1998/743 E. 1998/1818 Karar sayılı kararı gereğince satılacaktır. SATIŞA KONU TAŞINMAZLAR üzerinde bilirkişi kıymet takdiri yaptırılmıştır. KIYMET TAKDİRİ RAPORUNDA: Satışa konu taşınmazlar Antalya merkez Barbaros mahallesi mescit sokakta 56 ada, 10 parselde kayıtlı taşınmazın 196.80 m2 yüzölçümü ev ve arsa olarak, diğer 56 ada, 21 parselde kayıtlı 75.00 m2 arsa olarak tapuda kayıtlı olduğu gelen tapu kaydından anlaşılmıştır. 56 ada 10 parsel üzerinde eski eser şerhi bulunmaktadır. Parsel üzerinde iki katlı yığma tarzında yapılmış 93.00 m2 taban alanlı eski bir ev bulunmaktadır. Yapı ahşap ve alaturka kiremit çatılıdır. İMAR DURUMU: Satışa konu parselin imar çapına göre taşınmaz, onarılmış tescilli kültür varlığı olarak kabul edilmiştir. Parsel üzerinde yapı yapılamayacağı gibi üzerindeki eski ev olduğu gibi muhafaza edilecek ve parsel üzerine inşaat yapma yasağı getirilmiştir. Parsel ile ilgili uygulamalarda Kale içi imar yönetmelikleri geçerlidir. Parsel üzerindeki evin değeri: Bilirkişi kıymet takdiri raporunda 22.878,00 YTL olarak, parselin değerinin 157.440,00 YTL olarak buna göre parsel ile parsel üzerindeki evin değerleri toplamının 180.318, 00 YTL olarak belirlenmiştir. 56 ada 21 sayılı parsel yönünden: 75.00 m2 alanlı arsa alarak tapuda kayıtlı olup parsel üzerinde çeşitli yaş, cins ve miktarda ağaçlar ile parselin üç tarafını çevreleyen 26 metre uzunluğunda 2.50 metre yüksekliğinde taş duvar bulunmaktadır. Parselin değerinin 60.000,00 YTL, taş duvarın 800,00 YTL, 1 adet yenidünya, l adet narenciye, 1 adet dut ve 2 adet söğüt toplam 5 adet ağacın değerinin 580,00 YTL olarak bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Buna göre Parsel ile parsel üzerindeki duvar ve ağaçların değerleri toplamı: 61.380,00 YTL dir. Taşınmazlarda hissedar olan Davalılardan Murat oğlu SERVET MİRASÇILARI ile Murat karısı LEBİBE MİRASÇILARI MEHMET HULİSİ ALTINTAŞEMİNE ÖZBEKNESİBE SEVGİÖZBEKHÜLYA ÖZBEK NEJLA ÖZBEK VE SALİHA ÖZBEK’E DAHA ÖNCE DE KARAR TEBLİĞİ İLANEN YAPILMIŞ OLDUĞUNDAN KIYMET TAKDİRİ RAPORUNUN DA İLANEN TEBLİĞİNE, İlan tarihinden itibaren yasal süre içerisinde kıymet takdirine itiraz olunabileceği hususu da İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 15.9. 2006 (Basın: 46116) ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU SAYI: Dosya No: 2006/274 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Silifke ilçesi, Kapızlı köyü 1645 nolu parselde 2500, 13 m2 taşınmaz, Mersin Silifke karayoluna cepheli, asfaltın kuzeyinde, boş ve tarım arazisi olarak kullanılmakta olup, Muhammen kıymeti 125.006,00 YTL’dir. İmar Durumu: Belediye sınırları içinde olup, konut dışı tarımsal niteliği korunacak alan olarak nitelendirilmiştir. Satış şartları: Silifke ilçesi, Kapızlı köyü, 1645 parsel sayılı taşınmaz 06.11. 2006 günü saat 13.30’dan 13.40’a kadar; Silifke İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle satılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 16.11.2006 günü 13.3013.40 saatleri arasında Silifke İcra Müdürlüğü’nde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, KDV, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse icra iflas kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir Örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin sayılı 2006274 Tal. Es. Sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 06.09.2006 (İcra İflas K. 126 Mad. ) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.; * Bu örnek, bu yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan örnek 64’e karşılık gelmektedir. Basın: 46235 SİLİFKE İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 ESAS NO: 2004/403 Davacı Teiaş Genel Müdürlüğü vekili Av. Oğuzhan Yılmaz tarafından davalı Adil Güneş vs. aleyhine açılan Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının verilen ara kararı uyarınca; Davalılar Adil Güneş ve vs. aleyhine mahkememize açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında, davalılar olan Nizip ilçesi, Turlu köyü nüfusuna kayıtlı bulunan 1933 doğumlu MEHMET GÜNEŞ (Zennup Güneş’in eşi), Mehmet ve Zennup oğlu 01.05.1965 doğumlu EROL GÜNEŞ, 03.05.1965 doğumlu ŞIHO GÜNEŞ (Zennup kızı Gülay eşi) ile Şıho ve Gülay kızı 10.12.1984 doğumlu ADİL GÜNEŞ’in yapılan bütün araştırmalara rağmen adresleri tespit edilememiş ve dava dilekçesi ve eklentileri tebliğ edilememiş olduğundan, adı geçen davalıların duruşma günü olan 05.10. 2006 günü saat 09.00’da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdirde duruşmaya yokluklarında devam olunacağı ve gazete ilanının tebliğ yerine geçeceği hususu ilan olunur. 20.09.2006 (Basın: 46131) NİZİP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear