26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB B B B B Y 27 30 28 30 31 34 34 33 24 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y B B B B B 23 25 24 25 29 28 30 27 35 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B PB 33 32 38 40 33 36 32 29 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeyi ile Karadeniz kıyıları sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzey kesimlerde değişmeyecek, diğer yerlerde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y PB PB Y B PB PB PB Y 25 30 27 27 25 27 30 27 27 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B B PB Y Y PB PB B 30 31 40 31 28 25 30 31 30 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y PB PB PB A PB A PB B 26 37 18 35 32 32 33 35 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL CHP, Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok’u hedef alan Çiçek ve Şahin’i eleştirdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hukukun Son Uyarısı YARGININ iktidara yönelttiği uyarılar, yalnız Yargıtay Başkanı’nın Adalet Bakanı için söylediklerinden ibaret değil. Son Danıştay kararlarının sonuçlarında da önemli uyarılar saklı. Öyle kararlar ki bunlar, uygulanmazlarsa hükümet üyelerini Yüce Divan önüne götürebilirler günün birinde. En başta, ‘‘kamu yararına aykırı sonuç doğurabilecek yargı kararları’’nın uygulanmamasına ilişkin ‘‘prensip kararı’’ konusu geliyor. İdare mahkemeleri özelleştirmeleri iptal ettikçe ya da uygulamaları durdurdukça, iktidarlar bildiklerini okumaktaydılar. Şuna bakın: Yönetimin hukuka uyması için kurulan mahkemeler kamu yararını düşünmeden karar almaktaydılar sanki. Hukuka aykırılığı durdurmak başlı başına kamu yararına hizmet değil mi? Hukuksuzluğun sürüp gitmesi midir kamu yararı? Nitekim, Danıştay hangi ‘‘prensip’’e hizmet ettiği bilinmeyen bu ne idüğü belirsiz gizli Bakanlar Kurulu kararının durdurulmasını kararlaştırdı. Mahkeme kararına uymamak, yerine getirilmesini geciktirmek zaten suçtu; önüne ‘‘kamu yararı’’ bahanesini koyarak suçu gizlemek, artık katmerli suç olmuş demektir. eydişehir Eti Alüminyum Tesisleri’nin satışı dolayısıyla Danıştay 13. Dairesi’nce oybirliğiyle alınan yürütmeyi durdurma kararı sonrasında nasıl davranıldığını yakında göreceğiz. Bu tesisler, 1967’de Sovyetler’le imzalanan ekonomik yardım antlaşmasının ardından, İskenderun DemirÇelik ve Aliağa Rafinerisi gibi, Başbakan Demirel’in Moskova ziyaretiyle kararlaştırılan yatırımlardandı. Boksit yataklarını değerlendirip alüminyum teknolojisini ülkeye getirmenin ilk adımı olan Seydişehir tesislerini yeni yatırımlarla geliştirmek ve üçbeş fabrika daha kurmak varken satışçı iktidarlar ‘‘satkurtul’’u seçtiler. Bahane, maliyetin yüksekliğiydi. Oysa, en pahalı girdi olan elektriği ucuza sağlamak için fabrikayla bütünleşmek üzere Oymapınar Barajı yapılmıştı. Uzun yıllar bu bütünleşmeyi yapmamakta direnenler, sıra satışa gelince hemen yapıverdiler. 305 milyon dolarlık satış bedelinin içinde, stokta satışa ürünlerden, kasadaki nakitten, Antalya’daki liman bölümünden ve yedi boksit maden sahasından başka, bir de o koskoca baraj da vardı. Nerdeyse, bedavaya. İşte Danıştay’ın durdurma kararı da tam bu noktada, satış bedelinin hesaplanmasında barajın payıyla ilgili: Kamunun yararı niçin kollanmadı? eçen hafta, bu kararın alındığı davayı açan Metalürji Mühendisleri ile Kamu İşetmeciliğini Geliştirme Merkezi, yürütmenin durdurulmasını isteyen ortak dilekçelerini Konya Valiliği’ne ve Seydişehir Kaymakamlığı’na verdiler. Dolayısıyla, iktidar uyarılmadığını söyleyemez. Bir şey daha: Dünya Kupası maçları sırasında ürettikleri elektriği sisteme aktarmayarak Türkiye’nin batısını karanlıkta bırakanlar arasında Oymapınar’ı alanlar da varmış ve bunun cezası, 750 bin YTL imiş. Fakültelerde tahsil edilen hukuk, bunun tahsilini de gerektirmez mi? ‘Hükümet rahatsız oldu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, hükümetin yargıya müdahalesini eleştiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’u hedef alan açıklamaları nedeniyle Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e tepki gösterdi. Özyürek, ‘‘Ne yazık ki, hükümet ve Adalet Bakanlığı yargıyı kendi elleriyle giderek siyasallaştırdıkları için bunun söylenmesinden rahatsız oluyorlar’’ dedi. Özyürek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok’un yargıya yönelik baskı ve siyasallaşma ile ilgili tespitlerinin son derece haklı olduğuna dikkat çekti. Savcılık kurumuna yönelik eleştirilerin son derece yerinde olduğuna dikkat çeken Özyürek, ‘‘terörü finanse edenler’’ listesinde adı geçen Yasin el Kadı olayının bunun en yeni ve somut örneği olduğunu belirtti. Özyürek, El Kadı ve bağlantıları konusunda müfettiş Yargı siyasi kıskaçta ? Baştarafı 1. Sayfada Türkiye’deki bütün yargıçlar için anında teftiş, soruşturma başlatma olanağı var. Böylesi Demoklesin kılıcı gibi üzerinde tehdit olan bir yargıçtan, bir savcıdan hiç kimse kahramanlık, bir Don Kişotluk bekleyemez. O nedenle yasal dü zenlemelerle, anayasal düzenlemelerle savcılık kurumunun elini güçlendirmek zorundayız.’’ Oturuma, Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, çeşitli illerin baro başkanları, yargı mensupları ile yerli ve yabancı akademisyenler katıldı. Bir başsavcı, yargıyla ilgili genel şikâyetlerini söylemeyecekse kim söyleyecek? Yaşananlar adalet camiasını, namuslu dürüst hâkim ve savcıları rahatsız ediyor. Camianın bu rahatsızlığı da başsavcı tarafından dile getiriliyor. Hükümete düşen, bu açıklamalarda yer alan eksiklerin, yanlışların üstüne gidip önlem alınmasıdır. Ne yazık ki, hükümet ve Adalet Bakanlığı yargıyı kendi elleriyle giderek daha çok siyasallaştırdıkları için bunun söylenmesinden rahatsız oluyorlar.’’ S raporları olmasına rağmen, hiçbir tanık dinleme gereği duymadan, Başbakan’ın Danışmanı Cüneyd Zapzu ile iş ortaklığı olan El Kadı hakkında takipsizlik kararı verilmesinin son derece dikkat çekici olduğunu belirtti. Çiçek’in, incelemeyi yeniden başlatma yönünde yetki kullanmak yerine ‘‘Benim yetkim yok’’ diyerek olaydan kendini sıyırmaya çalıştığına işaret eden Özyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Daha önce de yine Başbakan,Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü’yle ilgili konuşma lar nedeniyle Deniz Baykal hakkında suç duyurusu niteliğinde konuşma yapınca, ertesi gün Ankara’daki savcı inceleme başlatıyoruz demişti. Ne yazık ki yargı, bu arada özellikle savcılık kurumu geniş ölçüde siyasallaşmıştır. Bu siyasallaşmayı bir cumhuriyet savcısının görmesi, tespit etmesi durumunda, görüşlerini açıklaması son derece doğaldır. Hükümet, başsavcının açıklamalarındaki doğru tespitlerden rahatsız olduğu için hemen cevap vermeye ve tartışmaya kalkışmıştır. DIŞİŞLERİ BAKANI GÜL: Meclis erken açılabilir KTTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Tasos Papadopulos ve BM Temsilcisi İbrahim Gambari önceki gün Kıbrıs’ta buluştu. (Fotoğraf: AA) Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avrupa Birliği’nin (AB) ekim ayında yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun çok önemli olduğunu ve bazı uyum yasalarının bir an önce çıkarılması gerektiğini vurgulayarak Meclis’i erken toplayabileceklerini açıkladı. Irak’a Komşu Ülkeler Dışişleri Bakanları toplantısı için Tahran’da bulunan Gül düzenlediği basın toplantısında Kıbrıs sorunu ve AB’ye ilişkin soruları yanıtladı. Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un buluşmasının ardından, Kıbrıs’tan Türk askerlerinin çekilmesi ve Maraş’ın iade edilmesiyle ilgili basında çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine Gül, ‘‘Öyle asker çekmek, Maraş’ın iadesi gibi konuların hiçbiri söz konusu değil. Bunların hiçbiri kâğıt üzerinde yok. Sayın Talat’ı destekliyoruz. Uluslararası toplum umarım ki Türk tarafının ne kadar yapıcı olduğunu bir kez daha görecek’’ diye konuştu. Avrupa Birliği’nin ekim ayında yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun çok önemli olduğuna dikkat çeken Gül, raporun olumlu çıkması için bazı uyum yasalarının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyledi. TBMM tatile girdiği için bu yasaların bekletildiğini vurgulayan Gül, Meclis’in 1 Ekim’de tekrar açılacağı dikkate alındığında, yasaların İlerleme Raporu’na yetişmesinin mümkün olmadığını belirtti ve yasaları ekim ayından önce çıkarmak için, Meclis’i daha erken bir tarihte açabileceklerini söyledi. G MİLLİ PİYANGO ÇEKİLDİ 1 milyon YTL: 023649 100 YTL: 410193 Bin YTL: 024325 033359 064645 080168 089531 096129 099328 114231 115513 128266 141676 147206 164897 176262 185799 215367 222158 226019 235862 238044 242670 254158 256000 281712 318699 327135 377775 387097 424078 438777 447416 481074 482955 497110 557542 500 YTL: 003339 023204 030181 031887 039381 044072 050135 052174 056468 056516 074616 089956 107242 108774 120489 132015 142892 155737 158185 163513 178093 180140 184258 185078 194774 195569 196512 201484 203140 207860 208138 208978 211224 212887 214791 218443 221141 222003 223552 232543 237601 242261 242876 245521 246713 258535 258539 262145 269741 274194 282506 282924 285796 291764 295850 309508 319387 320643 320936 324727 349776 351848 357730 359743 379665 386858 393198 400527 411034 423556 427353 427875 429091 429954 430282 431227 441343 442024 443920 445937 484310 486483 487723 489238 489431 516181 519215 520160 528402 535075 536122 548929 551226 554030 576930 586170 587478 587829 593719 595512 400 YTL: 004082 007477 010260 010319 010534 020120 024767 026543 038084 045631 048971 049028 054100 065311 070223 070624 071325 087955 089702 114512 121144 127619 132520 167478 172060 174356 175772 177739 179220 181461 202828 206098 206539 211629 212896 217001 221532 224651 231122 234010 237221 257122 262455 266282 278025 293543 297104 315133 324423 325000 326082 330877 337595 352628 353588 359747 372299 373116 376205 377825 378244 379774 381368 385659 386161 396024 401242 403224 405120 412198 420528 425714 427120 435292 436091 436711 438338 452749 453842 456750 461776 469137 475861 483508 492111 495784 496694 501056 516571 520620 523039 524665 531765 544966 545974 549996 558866 579638 595113 598237 300 YTL: 007242 017629 024230 042822 045832 046066 047105 048101 049247 075084 089305 090828 105036 105451 115161 118117 121531 121634 123813 133202 134913 137346 138331 143646 153109 160223 178611 184961 197960 204753 204806 215822 216227 217164 219654 219695 227696 233175 235263 240147 243199 243498 247658 250267 263823 267167 271794 275945 280146 290519 291049 300950 305220 307601 319296 334613 339338 342281 343690 353020 355531 371426 386201 386392 388811 395860 397261 403637 411771 416575 420925 422809 425255 425297 426825 433068 436022 440741 443689 450444 450825 457570 458123 460168 468375 478729 491135 494533 496170 496505 513988 516486 527409 531894 551142 563942 566649 574935 576636 585192 100 YTL: 00234 04200 14125 14894 15105 18687 19598 22612 32033 33264 36495 41754 41995 46122 53342 55690 85120 90665 90847 92566 50 YTL: 1134 1836 3174 3632 5209 6051 9126 9692 1738 2304 3314 3746 5893 7337 9160 20 YTL: 018 028 158 191 421 510 674 697 897 16 YTL 26 37 44 84 92 Amorti: 1 ve 5 ‘Çözümü zorlayacağız’ Dış Haberler Servisi KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari’nin, Kıbrıs’ta yaptığı temaslarının sonunda adadan eli boş dönmediğini söyledi. Talat, BM ve Annan Planı parametrelerine dayalı çözümü zorlayacağını belirterek önceki gün Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos ile üzerinde uzlaşılan sürecin başarıya ulaşması halinde, görüşme sürecinin başlayacağını ve hedefin temmuz sonu olduğunu bildirdi. Talat, düzenlediği basın toplantısında, Gambari ve Papadopulos’la görüşmesini değerlendirdi. ‘‘Uzun maratonun sonunda Gambari’nin eli boş dönmediğini’’ ifade eden Talat, BM’nin buna çok büyük önem verdiğini kaydetti. Talat, Gambari’nin Kıbrıs’ta taraflarla yürüteceği nabız yoklama çalışmalarının sonunda elinde bir şeyle dönmesinin BM’nin en büyük arzusu olduğunu belirtti. Görüşme sonunda, yayımlanan ‘‘ilkeler dizisinde’’ yer alan ‘‘Statükonun kabul edilemez olduğunun ve devamının, Kıbrıslı Türk ve Rumlar için olumsuz sonuçlar doğuracağının kabulü’’ maddesine atıf yapan Talat, şu anda içinde yaşadıkları koşulların kabul edilemez olduğunu, bu maddenin, bunun tescili olduğunu vurguladı. Talat, ‘‘Sonuç olarak, Kıbrıs Türk tarafı olarak bizler, oluşacak olan yeni ortaklıkta, siyasi eşit taraf olarak yerimizi almak üzere, BM parametrelerine dayalı, yani Annan Planı’nın parametrelerine dayalı bir çözümü zorlayacağız, elimizden geldiği kadar gayret ortaya koyacağız’’ dedi. Ortaya çıkan metnin bir uzlaşma olduğunu ve iki tarafın ortaya koyduğu görüşlerin bir araya getirilip uzlaştırılmasının söz konusu olduğunu ifade eden Talat, ‘‘İyi bir çalışma olmuştur’’ dedi. Görüşmenin son aşamasında BM Genel Sekreteri Kofi Annan’la da telefon görüşmesi yaptıklarını bildiren Talat, Annan’la, tartışma konusu olan bazı konuları aşmak için görüştüklerini ve o konuların aşıldığını söyledi. Metnin tatmin edici olduğunu ifade eden Talat ‘‘Müzakerelerin başlaması için umut ışığı doğuyor mu’’ sorusu üzerine, ‘‘Evet’’ dedi. deki haritaları yenilemeye niyetli olduğunu yıllardır yazıp çiziyoruz. Konuya ilişkin konferanslarda buna vurgu yapınca insanların yüzünde değişiklikler hissederim... Kimileri, kaygıyla başını sallar... Kimileri ‘‘acaba’’ gibilerden donuklaşır... Kimileri, işin o noktaya varmasının güç olduğunu ima eden bir ifade takınır... Böylesi durumlarda şakayla karışık seslenirim: ‘‘Arkadaşlar, ben bu konularda kitapsız biri değilim... Balkanlar’ı dolaştım; Balkanlar, diye yazdım... Hem bal tadının hem kan kokusunun keskin olduğu bir coğrafya... Orta Asya’ya gittim; Ortadaki Asya Ülkeleri diye yazdım... Irak’a gittim; Kerbela, Kerbela’ya dönmüş, diye düşündüm...’’ Sözün özü görünen harita kılavuz istemiyordu... Son haritanın ABD’nin Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde çıkması, haritanın yorumunu da Ergin Yıldızoğlu’nun anlatımıyla 20’den fazla yayımlanmış kitabı ve yüzlerce makalesi bulunan emekli albay Ralph Peters’in yapması bir kez daha durup düşünmeyi gerektiriyor. Ben de haritaya ilişkin gözlemlerimi, birkaç bölümde ve yazıda aktarmaya çalışacağım... ??? Haritanın Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren boyutu, ‘‘Özgür Kürdistan’’ın sınırlarına ilişkin. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan topraklar alınıyor ve Kürtlere veriliyor. Kürtler, Karadeniz’den kıyıya açılıyor. Demek ki, Akdeniz olmadı Karadeniz verelim, dediler. Akdeniz niye olmadı? Bizce orada ayrı bir harita var! ABD’nin dost ve müttefik ülkelerle ilgili 21. yüzyıl stratejisi şu: 1 Bu ülkeleri kopmaz bağlarla yanımızda tutalım. 2 Bu ülkelerin bölgesinde güçlenip bizim politikalarımızı etkileme, karşı çıkma noktasına gelmesine izin vermeyelim. Son olarak Dışişleri Bakanı ‘ABD’ullah Gül’le ABD Dışişleri Bakanı ‘Condi’nin ilan ettiği stratejik ortak vizyon belgesinde de yer aldığı gibi ABD, Türkiye’yi bölgedeki tüm politikalarında kullanabileceği kaldıraç olarak görmek istiyor. Bunu yaparken de ‘‘dostça’’ ‘‘küçültmeyi’’ planlıyor! ??? 7 Temmuz Cuma günü Cumhuriyet’in manşetten yayımladığı haritaya bir başka gözle bakınca şu yorumu da yapabiliriz: Yeni mayınlı bölgeler oluşturulmuş! Bu mayınların tam ortasında da Kürtler var. Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta yaşayan Kürtler ‘‘Özgür Kürdistan’’ın kurulmasıyla ortak bir devlete sahip olacak. Bu durumda topraklarını kaybeden ülkeler ne yapacak? ABD bir güzel oturmuş, emek harcamış, harita yapmış, kırmayalım, gereği neyse yapalım mı, diyecek... Bunu demeyecek, doğal bir refleksle kendisini korumak isteyecektir. Bu durumda da bölgede daha çok kan dökülecektir. İran, Suriye, Türkiye yönetimi bu sorun etrafında yakınlaşacaktır. Bunun devamında belki de en çok zarar gören Kürtler olacaktır. Haritanın zora girmesiyle Kürtleri ilk satan da (tarihte olduğu gibi) Amerika olacaktır! Bu harita Kürtlere devlet değil, kan vaat ediyor! Haritanın Irak’a ve Araplara yansımasını yarına bırakalım... ankcum?cumhuriyet.com.tr TÜRKİYE’YE KISITLAMALAR ABD ile nükleer enerji anlaşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye ile ABD arasında 2000 yılında imzalanan ‘‘Nükleer Enerjinin Barışçıl Kullanımına İlişkin İşbirliği Anlaşması’’ Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Anlaşmada yer alan şartların Türkiye açısından oldukça ağır olması dikkat çekiyor. Anlaşma, Türkiye’ye ABD’den sadece ‘‘düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum’’ transfer edilebilmesi konusunda sınırlama getirirken bu madde sadece ABD ile Türkiye’nin anlaşacağı tesislerde depolanabilecek. Nükleer enerji askeri konularda kesinlikle kullanılamayacak. Resmi Gazete’de onayı yer alan anlaşma ile Türkiye ve ABD, dünya çapında nükleer silahların yayılmasının önlenmesine ilişkin tedbirlerin kuvvetlendirilmesi konusundaki desteklerini teyit ediyor. Anlaşmanın ‘‘işbirliğinin kapsamı’’ bölümünde, tarafların barışçıl amaçlarla nükleer araştırma ve geliştirmede işbirliği yapabileceği belirtilerek işbirliğinin eğitim, personel değişimi, toplantılar, ortak çalışma ve projelere katılımlar, teknoloji ve bilgi transferini içerdiği belirtiliyor. ‘Masa başı pehlivanlarının işi’ ? Baştarafı 1. Sayfada yer alan haritalara ilişkin Türkiye’nin tepkisini Cumhuriyet’e aktaran bir Dışişleri yetkilisi, ‘‘Irak’ın üçe bölünmesiyle ilgili senaryolar bugüne kadar çok çeşitli çevrelerce ileri sürüldü. Bunları hazırlayanları masa başı pehlivanları olarak adlandırmak mümkün. Bunlar Irak’ta mevcut durumun iyiye gitmesini mümkün görmeyip, çekilme senaryolarına ağırlık verenlerdir. Ve de bu çekilme sırasında da Irak’ı istedikleri gibi üçe bölüp gidebileceklerini sanan masa başı uzmanlarıdır’’ değerlendirmesini yaptı. Üst düzey yetkili, ‘‘O tür masa başı uzmanlarına bizim tavsiyemiz şu olur: Irak’ta böyle bir gelişmeye izin verir seniz, ülke hakikaten bölünür de mesela Kuzey Irak için belirlenen sınırlar, o tahayyül edilen sınırlar mı olur, onu önce Sünniler ile Şiilere sorsunlar, yani Irak halkına...’’ dedi. Sözlerini, ‘‘Uzaktan gazel okumakla ve bölge insanını kışkırtmaya kalkışarak kalıcı çözüm getiremezsiniz. Biz ise Irak’ın bir bütün olarak bölgede oynaması gereken denge rolünü sağlamak için zor olanı başarmaya çalışanlarla birlikte uğraşıyoruz. Bu kesimlerse, bölgeyi tanıyan ileride neler olabileceğini iyi kestiren kesimlerdir’’ şeklinde sürdüren Dışişleri yetkilisi, ‘‘Türkiye’de de bu tür felaket senaryolarına göre sınırları yeniden çizen düşünce kuruluşları mevcut. Bu düşünce kurumla rında, çeşitli ‘ihtimaliyat’ planlamaları da yapılıyor. O senaryolarda ise Irak’ın sınırlarının bazı bölge ülkeleri lehine bayağı küçüldüğünü görmek mümkün. O haritalarda pek yeni devlet görünmüyor da Irak küçülüyor’’ diyerek ABD’de Ortadoğu haritasını yeniden çizmeye niyetlenen kesimlere ince bir mesaj gönderdi. Peters yazısında, son gelişmelere göre, Türkiye’nin doğusunun işgal edilmiş bölge olarak görülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Yazının yanında yer alan haritada ise Türkiye, İran ve Suriye’den toprak alarak kurulan ‘‘özgür Kürdistan’’, Irak’ın güneyinde kurulan ‘‘Şii Arap devleti’’, Mekke ve Medine’nin içinde yer alacağı ‘‘kutsal İslam devleti’’ gösterilmişti. ‘Gizli veriler transfer edilemeyecek’ ‘‘Gizlilik derecesi taşıyan verilerin transfer edilmeyeceğine’’ dair bir hüküm de içeren anlaşma, ‘‘hassas nükleer teknolojinin’’ transfer edilmemesini de öngörüyor. Anlaşma, Türkiye’ye transfer edilecek uranyumun küçük miktarda ve düşük düzeyde zenginleştirilmiş olmasını şart koşuyor. Hassas nükleer tesis ve bunların başlıca bileşenleri ise bu anlaşmada bir değişiklik yapılmadıkça transfer edilmeyecek. Anlaşma, ABD’den transfer edilen nükleer malzemelerin askeri amaçlarla kullanılmasını da yasaklıyor. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear