Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 6 HABERLER Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, ‘İki kuşak birbirinden çok farklı yetişti’ dedi Bugünkü Gençlik 80’lerin mirası ? Sosyolog ve Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, ‘‘Gençlik bugün dünyaya daha açık ve dünyayı daha yakından takip ediyor” diye konuştu. ? Gençler: 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yarattığı sosyal ve siyasal yozlaşmanın faturasının bize kesilmesi doğru değil. AVŞİN YAVUZ/BEGÜM YENÇAK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sol ve Birliktelik Üzerine... Solun en kestirme tanımı, emekten yana bir düşünce (ve siyaset) olmasıdır. Bu tanımın bugün eskimiş olduğu, teknolojinin ulaştığı düzeyde ‘‘emek’’ kavramının tartışılabilirliği haklı olarak ileri sürülebilir. Bundan başka, emekten yana olma kavramının içeriğini ekonomi (ve siyaset) bilimlerinin alanıyla sınırlı görmemek, bir başka deyişle onu ‘‘insanileştirmek’’ gerekiyor. Sol, mekanik, soğuk bir yaklaşımla emekten yana olmak değil; en geniş, en sıcak anlamıyla insandan yana olmaktır. Her ne kadar bir zamanlar (Althusser’ci bir yorumla) Marksizmin hümanizm olmadığı ileri sürülmüşse de, hümanist içerikten yoksun bir solculuk ancak bir laboratuvar ürünü olabilir. Bu kavramlar üzerinde düşünmeyi sürdürerek şunları söyleyeceğim: Sol soyut bir kavramsal dizge (sistem) olmanın ötesine geçerek, somut bir toplumsal pratiğe dönüşmek zorundadır. Bu ise, söz konusu toplumsal pratiğin gerçekleşeceği ortamın çok iyi tanınmasını gerektiriyor. Tek bir cümlede özetlenecek olursa, insan sevgisini içeren bir bilimsellikle insandan ve onun yaratıcı emeğinden yana olan sol düşünce, gerçekleşmesine uygun ve doğru bilgisine sahip olunan bir toplumsal ortamda uygulanarak gerçeklik kazanacaktır... ??? Türkiye’de sol düşüncenin tarihi, kavramsal (kuramsal) bilgi düzeyinde, bu günden geriye baktığımızda en çok yüzyıllık bir geçmişe sahiptir. Pratikte bir bütün olarak uygulanma olasılığına ise hiçbir zaman sahip olamadı. Bu gün solda birliktelik konusundaki inişli çıkışlı bocalamaların nedenlerini belki de bu eksiklikte, geç kalmışlıkta aramak gerekiyor. Kime ve neden sol diyoruz? Kabaca ‘‘radikal sol’’ diye niteleyebileceğimiz örgütlerin ve kişilerin birliktelik ve ayrılık noktaları nelerdir? Bu örgütler neden birer ‘‘kulüp’’ olmanın ötesine geçemiyor? Parlamento ve belediye seçimlerinde aldıkları oylar neden en diplerdedir? Neden bir araya gelip başarısızlığın nedenlerini açık yüreklilikle tartışamıyor, çözüm aramıyorlar? Bunca başarısızlığa karşın bu kendi kendine yeterlilik, devinimsizlik ve hatta kibir nasıl açıklanmalı? ??? Radikal olmayan sol da tıpatıp aynı konumdadır. CHP başta olmak üzere, ‘‘sosyal demokrat’’ kimlikli siyasal örgütlerin hiçbirine başarılı denemez. Herkesin bin kez yazdığı gibi, yoksulluğun, işsizliğin, toplumsal adaletsizliğin solun başarısı için en uygun koşulları sağladığı bir toplumsal ortamda, ‘‘sosyal demokrat’’ oylarda ileriye doğru kıpırdanma olmuyor. Tersine, gerilemeler görülüyor. Neden? ??? Bu nedenlerin tek bir yanıtı olmadığını biliyorum. Ama yine de, kendi düşünceme göre, bazılarını sıralamak isterim: Radikal sol, kuramsal bilgi sahibi olsa da, hâlâ ezberci ve ülkesini tanımıyor. Sekterlik, slogancılık, sevgisizlik gibi eski alışkanlıklar devam etmekte. Sosyal demokrat diye nitelenebilecek siyasal örgütlenmelerde ise kuramsal altyapılar tutarlılıktan ve sağlamlıktan yoksun. Seçim ya da kongre dönemleri dışında, topluma sunulan, toplumun belleğinde yer edebilecek sosyaldemokrat projeler görülmediği gibi, siyasette de devamlılıktan çok, rüzgâra göre yelken açma eğilimleri gözlemleniyor. Liderlik kadrolarında gözlemlenen ise, sağ örgütlenmelerdeki benzerleri gibi, dar anlamda popülistsiyasetçi kimliğidir. Bu kimlik, topluma güven verici, toplumda umut yaratıcı, toplumda sevgi uyandırıcı, birleştirici, kucaklayıcı, uzun süreli ve derinliğine etkileyici liderlik özelliklerinden büyük ölçüde yoksun... Sıraladığım eksiklikleri, kişilerin kişisel noksanlık ya da yeteneksizliklerinden çok, girişte belirttiğim gibi, bizde bilimsel ve hümanist temellerde bir sol düşünce ve pratiğinin yeterince köklü bir geçmişe sahip olmayışıyla açıklıyorum... Toplumsal koşulların uygunluğuna ve hatta kaçınılmazlığına karşın, ülkemizde solun etkili olamayışının ve birlikte hareket konusunda adım atılamayışın bazı nedenleri bunlar olsa gerek... ‘‘Peki ne olacak?’’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim... Toplum, ya aşağıdan yukarı, ya yukarıdan aşağı bu umutsuzluk zincirini kırmayı deneyecek... Ben Türkiye’de halkın, kimilerimize ters görünse ve gerçekten bir paradoks olsa da, bugünkü görünümüyle Türkiye solunun radikalinden de sosyal demokratından da daha ileride, daha enerjik ve yaratıcılığa daha açık olduğunu düşünüyorum... Gençler için, çok değil bundan yaklaşık 2025 yıl önceki eşitlik, hak, özgürlük, adalet kavramları yaşamlarında çok önemli bir yer tutarken şimdilerde bu kavramlardan haberdar bile değiller. Artık, para, marka, internet, cep telefonları ve eğlence hayatı gençlerin en önemli gündem maddeleri. Sosyologlara göre, 1980 öncesinin politik gençliğiyle 80 sonrasının depolitize olmuş gençliği arasındaki bu derin uçurumun nedeni ise 12 Eylül cuntasının yarattığı siyasi ve sosyal ortam, darbe sonrası iktidara gelen Turgut Özal’ın uyguladığı kapitalist ekonomi modeli, gelişen medya sektörü ve küreselleşen dünya. Her dönemin kendi koşullarının gençlerin yetişmesinde önemli rol oynadığını düşünen Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, ‘‘İki kuşak birbirinden çok farklı yetişti. 80 kuşağı askeri müdahale ile yetişti. Anneleri ve babaları tarafından ‘Olaylara karışmayın’ direktifleriyle büyüdükleri için sadece kendi oyun ve ders çevrelerinde kaldılar’’ diyor. Bire bir iletişim yok Gökçe, değişen ve gelişen teknolojinin de önemine dikkat çekerek internetin gençlerin hayatında çok fazla yer tutmasını eleştiriyor. Gökçe, ‘‘İnternetten her şeye kavuşma imkânı var. Bu teknoloji gençlerin toplum Sosyologlara göre, 1980 öncesinin politik gençliğiyle 80 sonrasının depolitize olmuş gençliği arasındaki derin uçurumun nedeni 12 Eylül cuntasının yarattığı ortam, darbeden sonra iktidara gelen Özal’ın uyguladığı ekonomi modeli ve küreselleşen dünya. dan uzaklaşmalarına yol açtı. İnsanlar arası ilişkiler giderek azalıyor. Bilgisayar başına oturduklarında her türlü ihtiyacı evlerine getirebiliyorlar. Artık kitapçılara, mağazalara, bankalara gitmek ihtiyacı kalmadı. Toplumda çeşitli kişilerle ilişki kesilmiş durumda. İnsanlar arası ilişkilerde edinilmesi gereken deneyimlerden uzakta yetişiyorlar. İnsanlarla bire bir iletişim kurmak yerine teknoloji aracılığıyla iletişim kuruyorlar. Bu tür ikincil ilişkiler sonucu edinilen deneyimler gençlerin çok daha farklı yetişmesine neden oluyor’’ diye konuşuyor. Marka her şeyden önemli Sosyolog ve Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilüfer Narlı da, ‘‘80 öncesi gençliği daha politizeydi, onların değerlerinde emperyalizme karşı bir duruş vardı. Adalet ve özgürlük gibi kavramları aşırı sağcılar değil, solcular kullanıyorlardı. Bugünün gençliğinin farkı politize olmamaları ve çok daha liberalize tanımlanmalarıdır. Şimdiki gençlik için adalet ve özgürlük kavramları tamamen önemsiz diyemeyiz. Gençlik bugün dünyaya daha açık ve dünyayı daha yakından takip ediyor. Bugünün gençliğinin en büyük farkı internetten yararlanabilmeleri, 80’lerde ise daha fazla kitap okuyorlardı. Şimdi onlar için tüketmek ve marka daha önemli’’ diyor. Düşünceleri, tercihleri, beklentileri nedeniyle hemen her kesim tarafından çok ağır bir şekilde eleştirilen günümüz gençliği ise 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yarattığı sosyal ve siyasal yozlaşmanın faturasının kendilerine kesilmesinin de doğru olmadığına inanıyor. Gençler, ‘‘Bize yönelik suçlamaları kabul edemeyiz. Globalleşen dünyaya ayak uydurmak gerekiyor. Biz de bu anlamda daha çok internetteyiz, marka giyinmek istiyoruz. Çünkü daha güzel, dayanıklı. Biz gençler olarak daha iyi şeyleri hakkımız olarak görüyoruz’’ dediler. 1980’li yılların gençliği ile günümüz gençliğini karşılaştıran üniversiteli gençliğin değelendirmeleri özetle şöyle: Elmas Tuğçe Kocagil: 1980’lerde bir darbe vardı. Gençler bunun etkisiyle büyüdü, gelişti ve yetiştiler. Gençlik bu siyasal ortamdan etkilendi. Bir gruba dahil olma düşüncesi vardı. O dönemin her genci mutlaka bir grubun içinde ve belli siyasal görüşlere sahipti. Onlar farklı yetişti, biz farklı yetişiyoruz. Bizler de toplumun sorunlarına karşı duyarlıyız, ancak örgütlü değiliz. Yetiştiğimiz ortam farklı. Biz sorunlara ilgisiz değiliz. Bu şekilde gösterilmemize çok üzülürüm. Güzün Öztüzün: Bugünkü siyasi iktidarın politikaları, gençlere yönelik değil. Aksine gençleri dışlıyor, bizleri geri, ortaçağ karanlığına götürecek düşüncelere sevk etmek istiyor. Gerici, milliyetçi, ayrımcı bir gençlik yetiştirilmek isteniyor. Ama gençler akıllı, ne yaptığını biliyor. Siyasal iktidarın ve ayrımcı güçlerin oyununa gelmeyecek kadar akıllı gençlik yetişiyor. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bizi sorumsuz, marka tutkunu bir nesil olarak görmeyin. Begüm Şimşek: Siyasal olaylara karşı duyarlılığımız konusunda yetiştiğimiz ortamın etkisi büyük. 1990’lardan sonra Özal döneminin uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalar gençliği gelecek kaygısı içine soktu. Eğitimin önemini hiçe saydı. 1980’li yıllardan önceki eğitim anlayışı bugün ne yazıkki yok. Bizler ne yazıkki ‘Benim memurum işini bilir’, ‘Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz’ anlayışı ile yetişen kuşağın devamıyız. KENTLERDE YAŞAYAN GENÇLER HER ŞEYİN SANAL OLDUĞUNU DİLE GETİRİYOR ‘Metropol gençliği ne istiyor?’ BERİV AN TAPAN Metropol gençliği, yeşil alanların azlığından, ulaşım sorunundan şikâyet ediyor, yaşıtlarıyla olan ilişkilerinin ‘‘Asansör arkadaşlığı’’ ile sınırlı kaldığını belirtiyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Kadıköy Belediyesi ile İstanbul Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) işbirliği ile düzenlenen ‘‘Metropolde Genç Olmak’’ konulu panelde konuşan gençler, nasıl bir kentte yaşamak istediklerini hazırladıkları projelerle anlattılar. ‘‘Nefes almak istiyoruz. Yeşil alanlar bile artık suni’’ diye konuşan 10. sınıf öğrencisi Harika Sekmen, İstanbul’da boş olan her ala ? Metropol gençliği, yeşil alanların azlığından, ulaşım sorunundan şikâyet ediyor, yaşıtlarıyla olan ilişkilerinin ‘Asansör arkadaşlığı’ ile sınırlı kaldığını belirtiyor. nın yeşillendirilmesi gerektiğini söyledi. Metropolde yaşamanın bir zorluğunun da arkadaşlık ilişkilerinin zayıflığı olduğunu anlatan Sekmen, ‘‘Arkadaşlıklar, asansör arkadaşlığına döndü. Televizyondan bile uzaklaşıp bilgisayar oyunlarına gömüldük. Bu yüzden duyarsızlaştığımızı ve yaşamdan uzaklaştığımızı hissediyorum’’ dedi. İstanbul’un birçok semtinde yaşanan kapkaç, gasp gibi olayların sosyal hayatlarını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Ahsen Özkan adlı öğrenci de, ‘‘Ailelerimiz sokaklar tehlikeli olduğu için bir saatten sonra dışarı çıkmamıza ve belli yerlere gitmemize izin vermiyorlar’’ diye konuştu. İkilemde kalıyorlar Kent yönetiminde gençlere söz hakkı verilmesini isteyen Özkan, ‘‘Halkın fikirlerine önem veren, isteklerine göre karar veren, gençlere söz hakkı tanıyan kent yöneticileri istiyoruz’’ dedi. İstanbul’da ulaşım sorununa da değinen Özkan, ‘‘Okula ya da sinemaya, tiyatroya gitmek için bile en az 3 araç değiştirmek gerekiyor. Her semt kültürel faaliyetler açısından eşit olmalı. Her semtte tiyatro, kütüphane bulunmalı’’ diye konuştu. Ayrıca göç nedeniyle İstanbul’da ‘‘Etkileşim yerine çatışma’’ olduğunu dile getiren Özkan, göç edenlerin ikilemde kaldığını ve şehre adapte olamadıklarını belirtti. Gençler, eğitim sistemindeki eşitsizlikte İstanbul’a yaşanan göçün etkili olduğunu da dile getirdiler. Kentte yaşayan birçok insanın kentli olma bilincinden uzak olduğunun vurgulandığı panelde, bu bilincin ufak yaşlarda öğretilmesi gerektiği ve bu nedenle ‘‘8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’’nün ilk ve ortaöğretim okullarında ‘‘Belirli Gün ve Haftalar’’ müfredatında yer alması gerektiği ifade edildi. ZİRAATÇILAR OTEL GÖKOVAAKYAKA’DA 2006 SEZONUNU AÇTI Limon ve portakal ağaçlarıyla bezenmiş Gökova’nın koynunda, doğanın tarihle bütünleştiği bir ortamda, bu ülkenin çağdaş insanlarını kendi evlerinde ağırlamak istiyoruz. Sabah kahvaltısı + akşam yemeği + konaklama kişi başı bir günlük Temmuz Ağustos ayları boyunca 38 YTL olup, 1/3 peşin, kalanı 3 taksittir. GAZİANTEP 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2005/575 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazların cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Gaziantep Şahinbey, 1. Bölge, Sarısalkım Köyü, Çakmaklı Mevkii’nde kâin, tapunun no: 38. c. 16b pafta, 161 ada, 49 parselde, 23. 486,80 m2 miktarlı bağ nitelikli taşınmazın tamamı, Taşınmazın İmar Durumu: Dosyada mevcut Şahinbey İlçe Belediyesi, İmar Müdürlüğü’nün 08.11.2005 gün ve 17203172 sayılı yazısına göre; satışa konu taşınmaz belediye hududu ve mücavir saha içerisinde, imar planı dışındadır. Taşınmazın Evsafı: Satışa konu taşınmaz, Sarısalkım köyü, Aydınlar caddesinin devamındadır. Sarısalkım köyü meskun mahalline yakın olup, ulaşım sorunu bulunmamaktadır. Taşınmaz tapu kaydında her ne kadar bağ olarak görülmekte ise de, parselin bina ve yapılar haricinde kalan kesimlerinde bağ, incir, kiraz, zeytin, ceviz, armut vs. karışık meyve ağaçları bulunmaktadır. Parselin çevresinde dikenli tel örgüsü vardır. Sarısalkım köyüne yakın olan parselin çevresinde köy evlerinden başka yazlık bağ evi olarak yapılmış çok sayıda evler mevcuttur. Parselin içerisinde henüz ikmal edilmemiş bir ev inşaatı, su havuzu, su kuyusu ve kuyu evi ile parseli çevreleyecek şekilde, dikenli tel örgüden ihata duvarları vardır. Ev inşaatı tek katlı, 230.00 m2 inşaat alanlı olup, biriket duvarlı yığma bir yapıdır. Beton tabliyenin üzerinde çatı bulunmamakta olup, teras halindedir. Sözkonusu ev, yatak odalarının ve salonun yanı sıra mutfak, banyo ve wc’den oluşmaktadır. Pencerelerin kör kasaları konulu olup, pencere ve kapı doğramaları ile sıvaları yapılmamıştır. Yapı mevcut durumu ile %50 oranında ikmal edilmiş kabul edilebilecektir. Havuz; briket duvarlı olup, 144.00 m2 izdüşüm alanı vardır. Havuzun yüksekliği 160.090 cm’dir. Dış sıvası yapılmamıştır. Kuyu; derinliği takribi olarak 40 m olup sondaj sureti ile açılmıştır. Üzerinde de 15.00 m2 oturma alanlı briketten yapılmış motor ve kuyu evi vardır. Taşınmazın Kıymeti: Bilirkişiler tarafından satışa konu taşınmazın tamamına 388. 247,00YTL kıymet takdir edilmiştir. Satış Şartları: 1. Satışa konu taşınmazın 1. satışı 25.08.2006 tarihinde saat: 11.10’dan 11.20’ye kadar, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mezat Salonu adresinde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla taşınmazın 2. satışı 04.09.2006 tarihinde aynı yer ve saatte açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen değerin %40’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile en çok artırana ihalesi yapılacaktır. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İhale damga pulu, KDV, tapu alım harcı ve masrafları alıcıya aittir. Tellaliye, tapu satım harcı ve birikmiş vergiler satış bedelinde ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde, dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince, ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlar ile temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri müteselsilen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde, isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin, 2005/575 Talimat sayılı dosya numarasıyla, Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK. m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 31817) ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 İSTANBUL CUMOK CİDE, RIFAT ILGAZ (SARI YAZMA) FESTİVALİ’NE ÇAĞIRIYOR 7 8 9 TEMMUZ 2006 SAFRANBOLUAMASRACİDEKASTAMONU PROGRAMI 1) 06.07.2006 Saat 24.00’te Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu önünden otobüsle hareket, 2) 07.07.2006 Saat 07.00’de Safranbolu’da kahvaltı ve kent gezisi, 3) 07.07.2006 Saat 10.30 Amasra, 4) 07.07.2006 Saat 14.30 Cide, 5) 07.07.2006 saat 15.00 Cide Festivali açılışı, 6) 7 ve 8 Temmuz Cide Festival etkinlikleri, 7) 9 Temmuz Saat 10.00’da Cide’den Kastamonu’ya hareket, 8) 9 Temmuz saat 12.00 Kastamonu’da gezi ve yemek, 9) Saat 16.00’da Kastamonu’dan İstanbul’a hareket, 10) 9 Temmuz 2006 Saat 23.00’te Kadıköy’e varış. İletişim: 0533 438 50 22 0535 636 59 11 0212 234 72 93 Not: Ulaşım, Yatak, Kahvaltı ve Konaklama Bedeli 125 YTL olup yerlerin önceden ayırtılması gereklidir. Bilgi ve Rezervasyon: TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ Taşkent Cad. 7/6 Bahçelievler/ANKARA Tel: (0 312) 213 94 17, (0 312) 213 84 35 Faks: (0 312) 213 22 52 ZİRAATÇILAR OTEL AKYAKA Tel: (0 252) 243 44 02, Faks: (0 252) 243 59 90 GAZİANTEP 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLÂNI Dosya No: 2005/568 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazların; cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Gaziantep Şahinbey 2. Bölge, Sarıt Köyü, Mülkyolu mevkiinde kain, tapunun 038b06d pafta, 1357 parselde 11.300 m2 miktarlı bağ nitelikli taşınmazın tamamı. Taşınmazın İmar Durumu: Satışa konu taşınmaz belediye hududu, imar planı ve mücavir saha planı dışında kalmaktadır. Taşınmazın Evsafı: Satışa konu taşınmazın içerisinde ekili, dikili ve yapılı herhangi bir şey bulunmamaktadır. Tapu kaydında cinsi, bağ olarak belirtilmişse de bağ yoktur. Taşınmaz buğday, nohut, mercimek ekimi yapılarak tasarruf edilmektedir. Kırmızı kahverenginde derin toprak yapısına sahiptir. Taşsız ve susuzdur. Bölge şartlarında üzerinde her türlü ürün yetiştirilir. Köyün 1000 m. batısında olup, mülk yolunun ise 100 m. güneyindedir. Üzerinde her türlü makinalı tarım yapılır. Taşınmazın Kıymeti: Bilirkişi tarafından satışa konu taşınmaza 16.950,00YTL. kıymet takdir edilmiştir. Satış Şartları: 1. Satışa konu taşınmazın 1. satışı 25.08.2006 tarihinde saat 09.30’dan 09.40’a kadar, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mezat Salonu adresinde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla taşınmazın 2. satışı 04.09. 2006 tarihinde aynı yer ve saatte açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen değerin %40’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmekşartı ile en çok artırana ihalesi yapılacaktır. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veye bu miktar kadar banka teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İhale damga pulu, KDV, tapu alım harcı ve masrafları alıcıya aittir. Tellaliye, tapu satım harcı ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü meddesi gereğince, ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktanve diğer zararlar ile temerrüt faizinden, alıcı ve kefilleri müteselsilen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için, dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi ğörmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin, 2005/568 Talimat sayılı dosya numarasıyla, müdürlüğümüze başvurmaları ilân olunur. (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 31821) KARTAL 2. İŞ MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2005/79 / Karar No: 2006/137 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının yapılan duruşması sonunda, Hüküm: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının davasının kabulü ile 22.194,24 YTL alacağın onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.198,49 YTL harcın davalıdan tahsiline, davacı vekili için takdir edilen 2.339,42 YTL avukatlık ücreti ile davacı tarafından yapılan 7.00 YTL tebligat ve 61.95 YTL ilan masrafı olmak üzere toplam 68.95 YTL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararda Kenan Korkmaz, Kaynarca Aydınlı Cad. No: 58 Pendikİstanbul meçhul kaldığından hüküm özetinin tebligatının davetiye yerine kaim olmak üzere ilan yolu ile Türkiye’nin her yerinde okunabilen tirajı elli binin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağılımı yapılan gazetelerden birinde ilan edilmesi ricasıyla müzekkeredir. 23.06.2006 Basın: 32151 www.cumok.org CUMHURİYET 06 K