14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr DPT’nin bir yılda hazırladığı 9. Plan hedefleri, Başbakan’ın ‘kişisel’ hesabı ile bir haftada değişti 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Milli gelir ‘telkin’le büyüyor ? Devlet Planlama Teşkilatı, ay başında yapılan YPK toplantısına sunduğu raporda, her yıl yüzde 6.5 büyüme ile 2013 yılında kişi başına gelirin 8 bin 723 dolara çıkacağını hesapladı. Ekonomi Servisi Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) bir yılı aşkın süredir hesaplayıp Yüksek Planlama Kurulu (YPK) toplantısına sunduğu 9. Kalkınma Planı’nın hedefleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile bir haftada ‘‘büyütüldü’’. AA’dan Hüseyin Tunçay’ın haberine göre Türkiye, 20072013 döneminde ortalama yüzde 7 büyüyecek, dönem sonunda kişi başına gelir de 10 bin 99 dolara çıkacak. Başbakan Erdoğan, 1 Haziran 2006 Kimlik Van kadın örgütleri dün, töre cinayetlerinin ceza yasasında hafifletici değil, ağırlaştırıcı suç niteliğinin kazandırılması sonrasında, bölgede kadın intiharlarının artışı arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir açıklama yaptılar. Üzerinde yorum yapılamayacak kadar açık, ağır bir durum. Töre cinayetlerinde ağır tahrikten yararlanma, çocukları kullanma kolaylıkları hukuk düzenlemesinden ayıklanınca, töre cinayetlerine intihar süsü verme, daha yalın bir anlatımla intihar görüntüsü verilebilecek biçimlerde öldürmelerde patlama yaşanmış. (Zorla zehir içirilerek, iple astırılarak.) İçimi burkan Van kadın örgütlerinin bu yalın sonuçtan yola çıkarak, kadın örgütleri, hakları savaşımcılarının ağırlıklarını koyabilmeleri sayesinde, kadınları korumak üzere getirilen, töre cinayetleri için caydırıcı yasa düzenlemesinden neredeyse pişmanlık duyan, ezilmişlik halleri. Kadın emeği sömürüsüne karşı iş yasalarında yer alan düzenlemeler; doğum izinleri, emzirme hakkı, kreş.. için de zaman zaman biz kadınlar benzer çaresizlik duygusuna kapılıyoruz. Çalışma hakkından yaşam hakkına uzanan ağır haksızlık, insan hakları ihlalleri, işlenen suçlarda nedensonuç ilişkileri ile ilgili sorgulamayı sağlıklı yapamayınca, çaresizlik karşısında boyun bükme de kolaylaşıveriyor. Yasal düzenlemeden önce de, töre cinayetlerinin yoğunlukta olduğu bölgelerimiz ya da büyük kentlerin varoşlarında dünya ortalamalarının üstünde görülen kadın intiharlarının aslı töre cinayetleri kökenliydi. Asıl ve öncelikle sorgulamamız gereken olay, bu kadar anlamlı kadın hakları savaşımı, kamuoyu oluşturması, kampanyalar, medya duyarlılığına karşın töre cinayetleri ya da cinayet süsü verilen intiharlardaki artışlar. Uzaktan bakınca belki de, ‘‘Aslında eskisinden daha çok olamaz. Toplumsal duyarlılık arttığı için gizli gizli yaşanan dram kamuoyuna ulaşıyor. Artış varmış izlenimi oluşuyor’’ diye bir sonuç da çıkarabiliriz. Tabii sağlıklı bir karşılaştırma için ne öncesinin ne de günümüzün gerçek istatistiklerine ulaşabilmek söz konusu bile değil. Çoğunluğun, başarılabildiği kadarıyla aile içinde, polis tutanaklarına bile yansımadan yaşandığına hiç kuşkunuz olmasın. Kadına karşı dayak, her tür şiddette, cinsel tacizde olduğu üzere. ??? Korkmamız gereken haber olabilen töre cinayeti ya da saptanabilen kadın intiharı artışı sayısı değil. Korkmamız gereken bunca çabaya karşın haber olabileni, istatistiğe yansıyabileni, dev buzulun bir parçası gibi olan, dev sorunun günümüz Türkiye’sinde yaygın geçerliliğine ortam yaratan insan ilişkileri. Kadınerkek ilişkilerinde, yaşam koşullarının dayattığı, kimlik algılaması, çağlar gerisinde unutulmuş olması gereken ilkelliğin, vahşetin hortlaması. Yasemin Çetin’in kurban seçildiği son olaydaki kimi ayrıntılara dikkatinizi çekmek isterim. Katili, ağabeyi Gökhan Çetin’in, kardeşinin düğününde, bekâretin simgesi olan kurdeleyi bağlarken çekilmiş fotoğrafına dikkat ettiniz mi? Bekâret bekçiliği, tetikçilik, katil olma görevi işte tam da o kurdeleyle simgeleniyor, kader haline getiriliyor. Haberden öğreniyoruz ki, Yasemin, annesi, bilemediğimiz başka kadınlar, aylar yıllardır bu ölüm korkusu ile, ölümü kader olmaktan çıkarmak için çırpınıp durmuşlar. Damat, Yasemin’i, hem de âşık olduğunu söyleyip imam nikâhı ile alan Taner Akkaya, annenin, Yasemin’in yalvarmalarına bu can savaşımlarına kulak tıkamasaydı. Haydi bakire olmadığını anladığı Yasemin’i anlayıp bağrına basmasından söz etmiyoruz, defolu malmış gibi geri çevirmekten vazgeçme de demeyelim, ölümden kurtarmak adına bir süreliğine suskun kalsaydı, kalabilseydi.. Nasıl bir duygudur bu, bile bile namus temizleme görevini ailesine devredip geri göndermek? Nasıl bir duygudur bu, düğününde onurla kurdele bağlanan kız kardeşi, defolu mal kabul edip aile namusu adına öldürmek? Öldürülmekten kurtulmak adına hala evine sığınmış kardeşi eve getirip öldürme eylemine koca bir ailenin kadın ve erkek tüm bireylerinin bir biçimde suskun kalmaları? Bu süslenmiş püslenmiş, namus, töre kabul edilmiş duyguların perde arkasındaki gerçeğe utanmadan bakabilir miyiz? Bu namus algılaması, toplumsal baskı, töre gerçeğinin arkasında, kadının mal olarak satılabilmesi değeri, malın defolu çıkması konumundaki ticaret refleksini yadsıyabilir miyiz? Töre cinayetleri ilkelliği, çaresizliği, bilgi teknolojisi, iletişim çağında, yoksa en çok çaresiz, ilkel yaşam koşullarının gerçeği olarak mı karşımıza çıkıyor? soner@cumhuriyet.com.tr ? Erdoğan bürokratların hedeflerini az buldu. DPT’yi uyarıp ‘kişisel düşüncesi’ olarak 750 milyar dolarlık GSMH ile ortalama 10 bin dolarlık kişi başına gelir düzeyinin hedeflenmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, plan hedeflerini kamuoyuna sunarken, bürokratların hazırladığı hedefleri az bulduğunu ve ‘‘kişisel düşüncesinin’’ 750 milyar dolarlık bir GSYİH ile 10 bin dolara ulaşmış bir kişi başına gelir olduğunu söylemeyi ihmal etmedi. Bu ‘‘talimat’’ üzerine taslak plandaki hedefler yeniden belirlendi. Yapılan revizyonla 2013’te kişi başına gelir 8 bin 723 dolardan 10 bin 99 dolara, buna ulaşmak için de büyüme hızı yılda ortalama 6.5’ten yüzde 7’ye, gayrisafi yurtiçi ? Başbakan’ın beklenmeyen uyarısı üzerine bir yıldır hazırlanan DPT uzmanları yeniden hesaba oturdular. Bir hafta içinde büyüme hızını yılda yarım puan arttırarak ‘doğruyu’ buldular. GSYİH’nin yüzde 3’üne düşürecek, bu süreçte yılda ortalama 12.1 milyar dolar yabancı sermaye çekecek. Bütün bunlar yapılırken piyasalarda fırtına yaratan son gelişmeler yokmuş gibi davranıldı. Enflasyonun hedefinin tutmayacağını sağır sultan bile duymuşken bu yıl için öngörülen yüzde 5’lik enflasyon hedefi aynen korundu. 9. Plan taslağı, Bakanlar Kurulu’nda imzaların tamamlanmasının ardından Meclis’e sevk edilecek. günü yapılan YPK toplantısından sonra yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 20072013 yılları arasında yol haritasını oluşturacak 20072013 yılları arasını kapsayan 9. Kalkınma Planı’nda hedeflerini, yılda ortalama yüzde 6.5 büyüme hızı, 2013 yılında 690 milyar dolarlık bir Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ve 8 bin 723 dolarlık kişi başına gelire ulaşılması olarak açıkladı. Buna göre yılda 620 bin kişiye iş bulunacak (toplam 4.5 milyon kişi) ve 2013’te enflasyon yüzde 3 olacaktı. hasıla rakamı 690 milyar dolardan 797 milyar dolara çıkarıldı. Yılda ortalama 10 bin dolarlık kişi başına geliri tutturabilmek için sondan başa doğru yeniden yapılan hesaplama sonucu 2013’te satın alma gücü paritesine göre kişi başına GSYH’nin de 15 bin 332 dolara yükseleceği bulundu. Taslak Plan’a göre 2013 yılında Türkiye, 210 milyar dolarlık ihracat, 275 milyar dolarlık ithalat yapacak, 36 milyar dolarlık turizm geliri elde edecek, cari işlemler açığını İŞÇİLER YARARLANACAK Merkez Bankası faizleri arttırınca faizsiz bankaların neması da aniden yükseldi Memurlar enflasyon zammı istiyor Ekonomi Servisi BASK Genel Başkanı Resul Akay, memur maaş zammıyla enflasyon arasındaki farkın 2 puanlık refah payıyla birlikte ek zam olarak memur maaşlarına yansıtılması için TBMM’den yasa çıkarılmasını talep etti. Memur maaşlarına ek zam yapılmasına sıcak bakmadığını söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan’a tepki gösteren Akay, ‘‘Babacan’ın temsil ettiği siyasi kadro muhalefette olsaydı memurlara ek zam verilmesi için meydanlara iner, iş başındaki iktidara Türkiye’yi dar ederdi’’ dedi. Türkİş’le hükümet arasında imzalanan kamu kesimi toplu iş sözleşmesine göre ise, enflasyonun yüzde 3’ü aşması durumunda aşan kısmın yüzde 80’i, ikinci altı ayda ise aşan kısmın tamamının maaşlarına yansıtılması gerekiyor. Buna göre, kamu işçileri temmuz ayından itibaren enflasyon farkı alacak. Hayret, kâr payı da 1.75 arttı! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Piyasaların sallanmasına, ekonominin de iyiye gitmemesine karşın faizsiz bankaların ‘‘ortaklarına’’ dağıttıkları ‘‘kâr payı’’ getirileri arttı. Faiz uygulamadığını iddia eden katılım bankaları, piyasa faizlerindeki artışı ortaklarına dağıttıkları kâr paylarına yansıttı. Kuran’ın çeşitli surelerinde Müslümanların faiz almasının yasaklanmasına karşın faizsiz bankacılık yaptığını iddia eden katılım bankaları, ortaklarına dağıttıkları ‘‘kâr paylarını’’ piyasadaki gelişmelere göre değiştiriyorlar. Türkiye’de faaliyet gösteren katılım bankalarından Bank Asya, mali piyasalardaki çalkalanma öncesi 15 Mayıs 2006’da Zaman gazetesine verdiği ilanda aylık YTL hesabına yüzde 11.24, Amerikan Doları hesabına yüzde 3.75, Avro hesabına ise yüzde 3.58 brüt kâr payı atılım dağıttığını ilan etmişti. bankaları, Bank Asya’nın 6 ‘‘Faiz haramdır’’ Haziran tarihli Zaman’a diye düşünen verdiği ilana göre ise katılımcıya ‘‘kâr aylık YTL hesabına payı’’ veriyor. yüzde 11.30, dolar Ancak ne hesabına yüzde 3.97, hikmetse, bu Avro hesabına da yüzde 3.81 kâr payı kuruluşların dağıtılıyor. Bank kârlarından Asya’nın iki dönem dağıttıkları pay, arasında, 6 ay ve 1 yıllık ‘‘haram faiz’’e YTL hesapları hariç, paralel inip çıkıyor. Bu kez de diğer tüm hesaplar için dağıttığı ‘‘kâr payı’’ öyle oldu... getirileri yükseldi. Benzer rakamlar Türkiye Finans için de geçerli oldu. Buna göre Türkiye Finans, ilk mali çalkantı dalgasından önce 16 Mayıs 2006’da Zaman gazetesine verdiği ilanda, aylık YTL hesabına yüzde 11.13, Amerikan Doları hesabına yüzde 3.89, Avro hesabına ise yüzde 3.62 oranında ‘‘kâr payı’’ dağıttığını bildirdi. Aynı kurumun yine Zaman’a verdiği 5 Haziran 2006 tarihli ilana göre ise aylık YTL hesabı getirisi yüzde 11.22’ye, dolar hesabı getirisi yüzde 4.12’ye, Avro hesabı ise yüzde 3.88’e çıktı. Türkiye Finans’ın da 6 aylık ve 1 yıllık YTL hesabı hariç tüm hesaplarına ‘‘sağladığı’’ getirinin, piyasalardaki faiz artışını izleyerek mali çalkantı öncesi dönemi aşması dikkati çekti. K Esas Holding, Medair ile iddialı Esas Holding bünyesinde faaliyete geçen Medair, İtalyan AgustaWestland şirketinden aldığı çift motorlu A109E tipi helikopterini İstanbul Airex Sivil Havacılık Fuarı’nda sergiledi. A109E, 5 saat havada kalabiliyor. Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Sabancı, tamamı yeni helikopterlerden oluşan bir filo kurduklarını ve helikopteri halka indirmeyi planladıklarını belirtti. Sabancı, Türkiye’nin en genç helikopter filosu olan Medair’i kurumsal müşterilerinin de hizmetine sunduklarını ve ana faaliyet alanı olarak da hava taksi, hava ambulansı ve VIP hizmetlerini belirlediklerini açıkladı. Danıştay, limanın PSAAKFEN’e devri ile ilgili tüm davaları ele alacak BAKAN UNAKITAN: İskenderun Limanı’nda iki iptal ANKARA (A.A) Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İskenderun Limanı’nın 36 yıl süreyle PSAAKFEN Konsorsiyumu’na devrine ilişkin İhale Komisyonu kararının yürütmesinin durdurulması kararına yapılan itirazı kabul etti. Kurul, İskenderun Limanı’nın işletme hakkının devrine ilişkin Rekabet Kurulu kararının yürütmesinin durdurulması isteminin reddine yapılan itirazı da kabul etti. Liman İş Sendikası, limanın 36 yıl süreyle işletme hakkı verilmesine ilişkin İhale Komisyonu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmış, Danıştay 13. Dairesi de ihale komisyonu kararının yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. ÖİSB’nin karara itiraz etmesi üzerine üst kurul olarak konuyu görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazı kabul etti. İskenderun Limanı ihalesinde en yüksek teklifi veren PSAAKFEN Konsorsiyumu da Rekabet Kurulu’nun, ‘‘İskenderun Limanı’nın işletme hakkının Limar Liman İşletmeleri A.Ş’ye devredilmesine izin verilmesi yönündeki’’ kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açmış, Danıştay 13. Dairesi de söz konusu kararının yürütmesinin durdurulması istemini reddetmişti. PSAAKFEN Konsorsiyumunun, 13. Dairenin bu kararına yaptığı itirazı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bu itirazı da kabul etti. Kurul, İskenderun Limanı ile ilgili her iki kararında da liman özelleştirmelerine ilişkin başka davalar da olduğunu hatırlattı. Bu durumda İskenderun limanının özelleştirilmesine ilişkin her iki işlem de geçerliliğini koruyor. Danıştay 13. Dairesi, Kurulun kararı doğrultusunda yürütmenin durdurulması istemlerini önümüzdeki günlerde karara bağlayacak. Ne zammı ya... Kaynağım yok Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, enflasyondaki artışın kamu personeline ek zam olarak yansıtılmasının ‘‘şu an’’ söz konusu olmadığını söyledi. Kaynağı olmayan bir giderin yapılamayacağını ve mali disiplinden taviz vermeyeceklerini belirten Unakıtan, ‘‘Kimse bizden bunu beklemesin. Efendim ‘şuna zam verecek misiniz, buna zam verecek misiniz’ diye soruyor. Ne zammı ya... Benim kaynağım varsa veririm, yoksa yok’’ dedi. Çelebi’nin sözleşmesi feshedildi ? DHMİ, Çelebi Hava Servisi’nin, yangın çıkan Atatürk Havalimanı C Terminali’nde antrepoculuk faaliyetlerini yürüttüğü alanla ilgili kira sözleşmesini feshetti. Ekonomi Servisi Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), Çelebi Hava Servisi’nin, 24 Mayıs’ta yangın çıkan Atatürk Havalimanı C Terminali’nde antrepoculuk faaliyetlerini sürdürdüğü alanla ilgili kira sözleşmesini, ‘‘gelecekte benzeri bir olayın yaşanması durumunda havalimanı için ciddi tehlike oluşturabileceği gerekçesiyle’’ feshetti. Çelebi Hava Servisi’nden İMKB’ye gönderilen açıklamada, şirbi’nin THY’yle sağladığı mutabakat dahilinde, anılan yerin antrepoculuk faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin altyapı çalışmalarının tamamlandığı ve faaliyete başladığı kaydedildi. Yangın sonrası, hasar tespit çalışmasının sürdüğü bildirilen açıklamada, hasara uğrayan depo ve tesislerle, her türlü demirbaş ve emtiaya ilişkin tespit, teknik inceleme, sayım ve kayıt eşleştirme çalışmalarının halen devam ettiği duyuruldu. Açıklamada ayrıca, İstanbul’daki 6740 metrekare alana sahip depo ve tesislerle ilgili A tipi genel antrepo işletmeciliği faaliyetleri ve Atatürk Havalimanı’nda kurulu olan 5 bin metrekare kapalı alana sahip depo ve tesiste (T11) hava kargo depolama ve hadling hizmetlerinin kesintisiz olarak sürdürüldüğü ifade edildi. ket ve DHMİ arasındaki kira sözleşmesinin, DHMİ’nin 30 Mayıs 2006 tarihli yazısıyla feshedildiği duyuruldu. DHMİ’nin yazısında ise Çelebi tarafından verilen hizmetlerin aksamamasını teminen, DHMİ ile THY arasında imzalanan sözleşme gereği, THY’ye tahsisli depoların bir bölümünün geçici olarak Çelebi tarafından kullanılabilmesi için muvafakat verildiği belirtildi. Bu çerçevede Çele CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear