24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 MART 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU 15 SOLARIS İLE TANINDI Figaro İzmir’de evleniyor... Mozart’ın bir kısım operası ‘Alman’, bir kısım operası da ‘İtalyan’ olarak sınıflanır. Alman operalarında diyalogların tümü Alman okul oyunlarındaki geleneğe dayalı olarak, konuşmalı diyaloglardır. Bu operaların dilleri de Almancadır. (Sihirli Flüt, Saraydan Kız Kaçırma gibi.) İtalyan tarzındaki operaları İtalyanca yazıldığı gibi bütün diyaloglar müzikli resitatifler (konuşurcasına şarkı söyleme) şeklindedir. (Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni gibi.) Mozart, Lorenzo da Ponte’nin librettoları üstüne üç büyük opera bestelemiştir: Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni ve Cosi Fan Tutte. Figaro’nun Düğünü, aynı zamanda bestecinin ilk büyük çaplı ‘İtalyan’ operasıdır. Ölümünden sadece beş yıl önce, 1786’da ortaya çıkan bu opera, Mozart’ı müzik tarihinde büyük bir opera bestecisi olarak kanıtlayan diğer başyapıtları da peşinden getirecektir: Don Giovanni, Cosi Fan Tutte ve Sihirli Flüt. Başarılı yönleri çok Bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem öldü Kültür Servisi Bilimkurgu yazınının önemli adlarından Polonyalı Stanislaw Lem’in geçen hafta Polonya Karakow’da 84 yaşında öldüğü açıklandı. Yazdıkları, eleştirmenlerce ‘felsefi bilim kurgu’ olarak da tanımlanan Lem’i tüm dünya 1971’de Rus sinema yönetmeni Andrey Tarkovski tarafından beyazperdeye uyarlanan ‘Solaris’le (1961) tanıdı. İngilizce dışında bir dilde yazan en büyük bilimkurgu yazarı kabul edilen Lem, kalemini mizahi bir yaklaşımla kalemini kullansa da, yapıtlarında teknolojik gelişmelerle ahlaki değerlerin ilişkisini sorguluyordu. Bir söyleşide, yaklaşımını şöyle özetliyordu Lem:‘‘İyi kitaplar gerçeği anlatır, asla gerçek olmamış ve de olamayacak şeyleri konu alsalar da. Onlar, farklı bir gerçeklik biçimi taşırlar. Macera nasıl olursa olsun, mesaj hep aynıdır, insaoğlu oralarda (uzayda) asla kendini evindeymiş gibi hissetmez.’’ 1921 yılında Polonya’da doğan Lem, 1941’e dek Lawow’da tıp eğitimi gördü. İkinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli işlerde çalıştı, bu dönemde Nazi kamplarında da kaldı. İlk kitabı ‘Kazanılan Zaman’ 1955’te ya culuk teknolojisi dalında bir temel eser niteliği taşıdığı vurgulandı. Almanya’daki Baerenreiter Yayınevi tarafından Almanca olarak basılan 668 sayfalık bu büyük boy çalışma, ‘Handbuch Der InstrumentationsPraxis’ (Çalgılama Pratiği El kitabı) başlığını taşıyor. Besteci Ertuğrul Sevsay, uzun yıllardır Viyana Müzik Üniversitesi’nin orkestrasyon ana sanat dalında başkanlığı sürdürmekte. Cemal Reşit Rey ile çalıştıktan sonra Viyana’ya giden ve müzik eğitimini o zamanki adıyla Viyana Yüksek Müzik Okulu’nda tamamlayan Sevsay, Viyana’da 1983 yılında ilan edilen Türk Yılı kutlamaları için bestelediği Sinfonietta Alla Turca başlıklı yapıtı ile Viyana Şehir Ödülü’nü kazanmıştı. Bu yapıt 1984’te Viyana Senfoni Orkestrası tarafından çalınmıştı. Balıkçılar başlıklı senfonik yapıtı da Güney Florida Kompozisyon Yarışması’nda üçüncülük almış ve ilk kez 1987’de Miami’de çalınmıştı. Aynı zamanda tıp doktoru olan sanatçının iki doktorası birden var ve halen Viyana’da müzik dalında ‘ordinaryüs’ titrini taşıyan ender kişilerden birisi. Sevsay, kitabın amaçlarını özetle şöyle sıralamış: Çalgı bilimi, çalgılama ve orkestralama arasındaki kesin farkı belirleyip her üç konuyu da öğretmek; bu konularla ilgilenenlere yalnız klasik değil, aynı zamanda modern teknikleri göstermek; son iki yüzyıl içinde kullanılan tüm çalgılama ve orkestralama tekniklerinin temelinin HaydnMozartBeethoven gibi Viyana Klasikleri tarafından kurulduğunu kanıtlamak. Müzisyenler için gerçek bir elkitabı bu. İlk beş bölümde teorik bilgi verilmiş, ayrıntılarıyla incelenmiş; 6. ve 7. bölümler çeşitli orkestra yapıtlarından seçilen örneklerle pratik uygulamayı içeriyor; 8. bölümde ise son elli yıldır yazılan modern besteleme yöntemleri inceleniyor. Hem modern hem geleneksel orkestra ya pıtlarını bir arada incelemesi, bugün yeniden kullanılmaya başlanan eski çalgılara değinmesi ve anlaşılması çok zor olarak kabul edilen nice konunun pratik çalışmalarla sunulması, kitabın dikkat çekici özelliklerinden. Elektronik müzikle ilgili genel bilgileri de içeren kitabın sonunda çalgıların kendi grupları içinde dört ayrı dildeki adları sunuluyor. Yılların birikimi olan inanılmaz bir derleme. Bu kitap 2007 yılında İngilizce olarak piyasaya çıkmaya hazırlanıyor. Umarız gün gelir, Türkçe olarak da yayımlanır. www.evinilyasoglu.com İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin geçen günlerde sergilemeye başladığı Figaro’nun Düğünü operası çok başarılı yönler taşıyor. Orkestra şefi Winfried Müller, opera yönetiminde son derece deneyimli olduğunu kanıtlıyor. Sahnedeki sanatçıları ve kapasitelerini iyi tanıyor. İzlediğim temsilde sahne ve orkestra arasında birkaç kayma olsa da hemen toparlandığı gözleniyordu. Uvertürün çevikliği ve yaşam dolu sıcaklığı, koronun tertemiz ve özenli seslendirisi övgüye değerdi. Yapıtın önemli bir bölümünü oluşturan resitatifler son derece iyi çalışılmış. Bu operada resitatiflere orkestra değil, yalın bir klavsen dalgalı bir çalışla eşlik ediyor. Yapıtın neredeyse belkemiğini ören resitatifler, net bir şekilde ince ince işlenmiş. Bu operanın bir zorluğu da çeşitli ansambl (ensemble) barındırması. Ansambl’ların (solist gruplarının birlikte söyledikleri şarkılar) doğru ve birlikte tınlaması övgüye değer. Pastel tonlardaki 18. yüzyıl kostümleri ise ayrı bir zarafet taşıyor. Ancak bunca iç içe entrika taşıyan olaylar zinciri ışıkgölge oyunlarıyla daha belirginleşebilirdi. Genellikle oyun karanlık bir ortamda geçmekte. Hatta yer yer sanatçıların yüzüne bile karanlık düşüyor. Keşke devlet operalarının daha geniş bütçesi olsa, dekor da eski bir temsilden (Fidelio’dan) aktarılan panolar yerine bir başka yaratıcılıkla bezenseymiş! Etkili bir sahneleme igaro’nun Düğünü, Mozart’ın ilk büyük çaplı ‘İtalyan’ operasıdır. Ölümünden sadece beş yıl önce, 1786’da bestelediği bu opera, müzik tarihinde Mozart’ın büyük bir opera bestecisi olduğunu kanıtlayan diğer başyapıtları da peşinden getirecektir: Don Giovanni, Cosi Fan Tutte ve Sihirli Flüt. F ıllardır Viyana Müzik Üniversitesi’nin Orkestrasyon Ana Sanat Dalı başkanlığını yürüten Ertuğrul Sevsay’ın, Almanya’da Baerenreiter Yayınevi’nce basılan 668 sayfalık ‘Handbuch Der InstrumentationsPraxis’ (Çalgılama Pratiği El Kitabı) adlı kitabı geçen hafta Almanya’da yıllardır hiçbir kitaba verilmeyen ‘En İyi Didaktik Müzik Kitabı2006’ ödülünü kazandı. Y yımlandı. Lehçe yazdığı kitapları, 40’tan fazla dile çevrildi. Ünlü yazarın Amerikan Bilimkurgu Edebiyatçıları Derneği üyeliği, Amerikan bilimkurgu yazınını eleştirdiği için askıya alınmıştı.Lem’in kitapları arasında ‘Astronotlar’, ‘Yıldız Günlükleri’, ‘Cennetin Keşfi’ sayılabilir. Anadolu Yakası’nda flamenko ? Kültür Servisi Türkiye’nin sayılı flamenko dansçılarından Pınar Dinlemez, flamenko tutkunlarıyla bu kez Koşuyolu’ndaki ‘Aytunç Bentürk Dance Academy’de buluşuyor. Endülüs’ün ateşli ve tutkulu dansını öğrenmek isteyenler için düzenlenen derslerde flamenkoda ‘floreos’, denilen el hareketleri ve ‘zapateados’ denilen ritmik ayak vuruşlarının yanı sıra Tangos ve Sevillanas koreografileri çalışılacak. Doğru dans edebilmek için bedensel enerjinin nasıl kullanılacağı, nefesin nasıl yönlendirileceği gibi teknik uygulamalar da derslerde yer alıyor. Flamenkonun tarihçesi ve flamenko terimlerinin öğrenilmesi, eğitsel film gösterimleri, öğrencilerin öğrendiklerini sergileyecekleri gösteriler ise programın diğer ayrıntıları. Dersler salı ve pazar günleri. (0 216 545 35 161718) Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali Adana’da tiyatro tutkusu SAVAŞ KÜRKLÜ Kont Almaviva rolündeki genç sanatçı İnanç Makinel uzun soluklu şarkı söyleme deneyimine daha hazır değil, yolun çok başında henüz. Ama cesaretini ve gayretini kutlamak gerek. Kontes rolünde izlediğim Arses Yıldızca tertemiz sesi ve duyarlı şarkılarıyla başarılı. Susanna rolündeki soprano Birgül Su Ariç, herhalde dünyanın pek çok sahnesinde kabul görecek bir sanatçı. Güzel ses tonu, güvenli sahne duruşu, sesinin bedeninden doğal dalgalar halinde çıkması, onu son derece başarılı kılıyor. Figaro rolündeki Cengiz Sayın, her şeyden önce çok iyi bir tiyatrocu. Sesiyle oyununu birleştirme hünerini kutlamak gerek. Cherubino’yu üstlenen Seza Agun, sahneler ilerledikçe albenisi artan bir tipleme çiziyor. Dengeli ve rolüne yaraşan ses tonuyla, hiçbir açık vermeden baştan sona sürdürdüğü o çocuksu saf oyununu zevkle izlettiriyor. En küçük roldeki sanatçılar bile rolleri için özen göstermişler, dikkat çekici olmayı başarmışlar. Örneğin Barbarina rolündeki Çiğdem Tezişçi’nin son perdedeki o güzelim aryadaki duyarlılığı gibi. Ansambl’ların başarısı ve resitatiflerin ince işlemeleri, operanın bütündeki başarısını etkileyen etmenler. Bütün bunlar için rejisör Mehmet Ergüven’i kutlamalıyız. Küçücük bir sahnede, dekorsuz bir ortamda, ama imge zenginliği içinde bir Figaro temsili izledik. Ertuğrul Sevsay’a Alman Müzik Yayıncıları Ödülü verildi ADANA Devlet TiyatrolarıSabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali 27 Mart’ta başladı. Bu yıl 8. kez düzenlenen festivale, 5 yabancı, 13 yerli tiyatro topluluğunun katılacağını belirten Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü Dara Tan, 18 tiyatro topluluğunun bir ay boyunca 20 oyun sahneleyeceğini belirtirken ‘‘Haldun Taner’in yazdığı ‘Eşeğin Gölgesi’ ile ‘perde’ dediğimiz festivale 30 Nisan’da Philippe Blasband’ın ‘Nathalie’ adlı oyunuyla veda edeceğiz. Amacımız, geçen yıllarda büyük ilgi ve beğeni toplayan festivalde, yeni oyunların da tiyatroseverlerden aynı ilgi ve beğeniyi görmesi’’ dedi. Tan, satışta olan oyun biletlerinin internetten ve Adana Devlet Tiyatrosu (ADT) gişelerinden alınabileceğini anımsattı. Bu yılki festivale Mısır, Kırgızistan, Danimarka, Almanya ve İsviçre’den 5, ülkemizden de aralarında devlet tiyatrolarının bulunduğu 13 topluluğun renk katacağını vurgulayan Tan, şunları söyledi: ‘‘Bu yılki festivale oyuncu anlamında daha çok katılımcı var. Mısır’dan katılan topluluk ‘MaskelerKumaşlar ve Kader’ adlı oyunla ülkelerinin kültürünü tanıtacak. Almanya’da yaşayan Türklerin kurduğu ‘Tiyatrom’ adlı topluluğun sahneleyeceği ‘Bir Da ha Çal Sam’in festivalimizde yer alması da ayrı bir mutluluk. Danimarka’dan katılan topluluk ‘Mektup’ ve ‘Ölüm Sanatı’, İsviçreli topluluk ise ‘Merhaba Yarın’ adlı kendi ülkelerinde ödül alan oyunlarıyla festivale renk katacak. Kırgızistan ekibi ise tiyatronun en iyi örneklerinden biri olan ‘Kral Lear’ı sahneleyecek.’’ Türk tiyatrosuna yıllarını vermiş Gazanfer Özcan ve Gönül Ülkü ikilisinin, ‘‘Müsteşar Bey” adlı oyunu sahneleyecek olmasından ayrı bir gurur duyduklarını belirten Tan, Tiyatro Kedi’nin de ‘‘Casablanca’ adlı müzikalle festivale değişik bir hava ve renk vereceğini söyledi. ADT Müdürü Tan’dan alınan bilgiye göre, festival boyunca uygulanacak program şöyle: Bugün ve yarın ‘Müsteşar Bey’ ile Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nun. 31 Mart ve 1 Nisan günleri Tiyatro Kedi’den ‘Casablanca’ izlenecek. Kocaeli Büyükşehir Belediye Tiyatrosu ‘Tartuffe’ ile 3 ve 4 Nisan’da; Mısır’dan El Hanager Art Center, ‘Maskeler, Kumaşlar ve Kader’ adlı oyunla 5 ve 6 Nisan’da tiyatroseverlerin karşısında olacak. Bursa Devlet Tiyatrosu’nun ‘Hitit Güneşi’ni 7 ve 8 Nisanda; Akbank Sanat’ın ‘Ördek Muhabbetleri’ni 9 ve 10 Nisan’da sunmalarının ardından, İsviçre’den Compaig ne Sans Filtre, 11 ve 12 Nisan günleri ‘Merhaba Yarın’ diyecek. 13 ve 14 Nisan’da yine konuk bir ekip, Danimarka’dan Fantasia Production bu kez ‘Mektup’ ve ‘Ölüm Sanatı’ ile tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. ‘Ayak Bacak Fabrikası’ Al Pacino tiyatro sahnesinde ? Kültür Servisi Usta oyuncu Al Pacino, Los Angeles’ta tiyatro sahnesine çıkıyor. Pacino, Oscar Wilde’ın ‘Salome’ adlı yapıtında rol alacak. İncil’deki dramatik öykülerden olan ‘Salome’, çekiciliği ve günahkârlığıyla erkeklerin başına felaket getiren bir kadını anlatıyor. Wadsworth Tiyatrosu’ndaki oyun 14 Nisan’dan başlayarak bir ay boyunca sahnelenecek. Oscar Wilde’ın dünya tiyatro tarihinde çığır açan tek perdelik yapıtında Al Pacino, Kral Herod’u canlandıracak. Pacino, en son ‘Two for the Money’ adlı filmi tamamlamıştı. Trabzon Devlet Tiyatrosu, ‘Ayak Bacak Fabrikası’nı 15 ve 16 Nisan günleri sahnelerken Kırgızistan’dan T. Abdumomunov Ulusal Akademi Tiyatrosu önce ‘Kral Lear’, ardından ‘Aldar Köse’ ile 18 ve 19 Nisan’da sahnede olacak. Mersinli Kadınlar Amatör Topluluğu’nun 20 Nisan’daki ‘Hasret Çiçekleri’ni, Ankara Ekin Tiyatrosu’nun 21 ve 22 Nisan’da sahneleyeceği ‘Hiroşima Sevgilim’ izleyecek. 23 Nisan’da ADT ‘Uyuyan Güzel’ adlı çocuk oyunuyla minik izleyicilere seslenirken Sıvas Devlet Tiyatrosu aynı gün akşam ‘Öyle Bir Mahalle ki’ adlı oyunla seyircinin karşısında olacak. Festival, Almanya’dan Türk sanatçıların kurduğu ‘Tiyatrom’un 25 ve 26 Nisan tarihlerinde sunacağı, ‘Şehrazat’ ve ‘Bir Daha Çal Sam!’ adlı oyunların ardından, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun 2730 Nisan tarihlerinde her akşam sahneye koyacağı ‘Nathalie’ adlı oyunla son bulacak.’’ ‘ShrekIII’ geliyor ? Kültür Servisi Empire dergisinin internet sitesindeki haberine göre, sinema dünyasının gişe rekortmeni yeşil canavar ‘Shrek’ beyazperdeye üçüncü kez gelmeye hazırlanıyor. Filmde, yeşil canavar Shrek ve eşi Fiona bataklıklarına geri dönmek için tahtın vârisini bularak krallığa getirmenin yollarını arıyor. Önceki filmlerde olduğu gibi Mike Myers, Cameron Diaz, Eddie Murphy ve Antonio Banderas’ın seslendereceği canlandırmada şarkıcı Justin Timberlake de Kral Arthur’a ses verecek. ‘Shrek’ dizisinin ilk filmi, 2001 yılında gösterime girmişti. Dizinin ikinci filmi ise 2004 yılının en çok izlenen filmleri listesinde 467.5 milyon dolarlık geliriyle ikinci sırada yer almıştı. ‘Kargart Performans Günleri II’ sürüyor Kültür Servisi ‘‘Kargart Performans Günleri II’’ Fransız Kültür Merkezi gösterileri sürüyor. 30 Mart Perşembe Alexandre Abellan’ın yönettiği, koreografisini Stephanie Parent ile Umut Sürel’in yaptığı Jean Cocteau’nun ‘‘İnsan Sesi’’ adlı metninden uyarlama dans gösterisi 20.30’da izlenebilir. Ses ve oyunuyla Eraslan Sağlam ile Aslı İçözü, dans ve oyunuyla Stephanie Parent ile Umut Sürel’in rol aldıkları ‘‘dans tiyatrosu’’ olarak da adlandırılabilecek bu çalışma, ‘‘derin aşk’’ın farklı yaşanışlarını gösteriyor. Metindeki bir kadın rolü, oyunda ikili bir anlatımla sunuluyor: Kadın rolünü oyuncu Aslı İçözü ve dansçı Stephanie Parent, erkek rolünü de oyuncu Eraslan Sağlam ve dansçı Umut Sürel canlandırıyorlar. Alexandre Abellan, öğretim görevini devam ettirirken çalıştığı değişik ülkelerde tiyatro deneyimlerini geliştirdi. Haziran 2001’de, Fransızca eğitim veren okullar arasında düzenlenen ‘‘Tevfik d’Or’’ adlı tiyatro festivalini kurdu ve Napoli’de ‘‘Price of Scicile’’ ile ödül kazanan Tevfik Fikret Koleji tiyatro topluluğunu çalıştırdı. Ülkemizde ve yurtdışında gerçekleştirdiği çalışmalardan bazıları şöyle: ‘‘Narsist ve Eko’’, ‘‘Don Juan’’ (Moliére / Montpellier Üniversitesi, 1995), ‘‘Night just infront of the forest’’, ‘‘Sept et demie’’. (0 216 346 55 46) Ertuğrul Sevsay’ın geçen yıl sonunda basılan çalgılama/orkestrasyon kitabı geçen hafta Almanya’da yıllardır hiçbir kitaba verilmeyen ‘En İyi Didaktik Müzik Kitabı2006’ ödülünü kazandı. Alman Müzik Yayıncıları Birliği tarafından verilen ödülde, bu çalışmanın yorum ? BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ALBERT LONG SALONU’nda 19.30’da Trio Troy Yeni Çağda konseri. (0 212 359 66 09) ? CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU’nda 20.00’de CRR Bigband’den ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ başlıklı konser. (0 212 232 98 30) ? İŞ SANAT’ta 20.00’de Europa Galanti konseri. (0 212 316 10 83) ? BABYLON’da 21.30’da Buzuki Orhan Osman Dörtlüsü konseri. (0 212 292 73 68) ? YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER SALONU’nda 18.30’da Levent Çalıkoğlu’nun yöneteceği ‘Çağdaş Sanat KonuşmalarıXII’nin konuşmacıları Yasemin Baydar, Birol Demir, Tül Akal Süalp. (0 212 292 73 68) ? BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU’nda 10.00’da ve 15.00’te ‘Kütüphaneler Haftası’ konferansları. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear