24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B PB B 13 16 15 14 19 17 20 18 11 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B Y B B B B B Y 11 12 11 12 14 13 14 8 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y B Y Y B B Y 20 20 18 20 14 17 10 13 8 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, doğu ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde değişmeyecek. Diğer yerlerde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y Y Y Y 3 0 2 14 15 17 17 17 18 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B B B B B PB PB Y 14 19 19 18 21 16 15 17 22 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB B B PB Y PB Y PB PB 3 27 6 21 10 20 14 26 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada kısım medya’’ desteğiyle bugünlere geldi. İçeride dışarıda gafletten uyananlar var; var ama, iktidarın dizginleri boşalmış siyaseti alabildiğine coşmuş, at gözlükleriyle bir hedefe doğru koşuyor. Yüzde 34 oyla parlamentonun yüzde 65 oranını yakalayışından kaynaklanan seçim yasası ayıbını; son konuşmalarında AKP’yi 14 milyon oy alan bir parti söylemiyle kapatmaya çalışıyor. Nedense seçmen sayısının 40 milyon dolayında olduğunu; verdiği rakama göre halkın yüzde 65’inin, 26 milyon insanın ya AKP’ye oy vermediğini ya da bu iktidarın karşısında saf tuttuğunu söylemeyi aklının ucundan geçirmiyor. ??? Partisi açıkladı. İşsizlik, yolsuzluk ve yoksullukta hükümet başarısız. Başarısızlıkları başarı palavralarıyla örtmeye çalışıyor. Nihayet böyyük diye tanımlanan ‘‘bir kısım medyanın’’ da önüne saç düştü, keli gördü. Eleştirisel haberler boy göstermeye başladı; RTE dün övgülerle yanına yanaşan medyanın bugün eleştirel tavır takınmasını bir türlü sindiremiyor. Bir kısım için değil, bütünüyle medya için aklına, ağzına ne geldiyse söylüyor. Bir iktidar başı için ana muhalefet, diğer muhalefet partileri ikinci derecede önemli. Aklında fikrinde medya. Hafta sonunda söylemediğini bırakmadı. Bir olaydan söz mü etti gazete? RTE varsa belgen getir diye efelendi. Bu arada komünizm konusunda geniş kültürünü de sergiledi. Basının komünist devlet rejimi mantığıyla hareket ettiğini kanıtlamak için ‘‘çamur at, tutmazsa iz bırakır’’ kuralıyla yayın yaptığını öne sürdü. Aldı mı sazı eline, bırakmıyor. Daha neler neler... Ama saldırıların ardından tehdit geliyor. Manşetlere çekilen haberlere asla iltifat edilmemesini söyledikten sonra, dediğine göre medyanın ‘‘hesabı başka’’. Neymiş bu hesap? İkide bir ‘‘Medya bir şey ister, alamazsa yayınlara başlar’’ diyor ya; işte bu sözünü kanıtlayacağını duyuran cümlesi: ‘‘Ama bu hesabı açıklayacağım. Çok fazla değil, açıklayacağım.’’ Saldırılar bu noktaya dayanınca; devletin gizli açık bütün bilgilerini elinde bulunduran bu Başbakan, medyanın tümünü töhmet altında bulunduran, suçlu, sorumlu konuma getiren, ikide bir, bir şey isterler, alamazlarsa böyle hareket ederler demeyi âdet, huy haline getiren bu Başbakan... ... Ne biliyorsa, yazılı ve görsel basında gazete patronları, yazarlar çizerler ve A’dan Z’ye bunlar hangi menfaat karşılığı ne istemişlerse.. kamuoyuna bildiklerini belgeleriyle açıklamazsa... (Mehmet Y. Yılmaz’ın yazdığı gibi) namerttir! ??? Üstelik bu Başbakan, her tarafa etik dersi verir. Ondan dürüst insan yok, ondan büyük Müslüman yok, ondan büyük her konuda bilgi sahibi siyasetçi yok, ondan büyük siyaset kurgulayan da yok. Sergilediği mantığa göre Türkiye’de ahlak kurallarına uyan, saygı duyan tek kişi: Kendisi! Varsa yoksa kendisi. Gelelim sonuca:‘‘Cumartesi günü açıklayacağım’’ dedin. Medyada kim hakkında ne biliyorsan durma, açıkla! Üstelik medyayla ilgili derinlemesine çalışmalar yaptığını da ilan etti: ‘‘Benim de arşivlerim var’’ dedi. Madem ki arşivinde var, şayet ahlaklı olmayı gerçekten sindirmişsen; yarar karşılığı gazete çıkaran ve gazetecilik yapanları isimleriyle belgeleriyle açıklamak zorundasın... Bu etik kuralını yerine getirmezse; Kasımpaşalı RTE, ‘‘tutmayacağını bile bile sadece çamur atan bir Başbakan’’ sıfatını taşıyan ilk başbakan olarak tarihe geçecek! Pace: Gerçeği söyledim Amerikalı gazetecilere Türkiye ziyaretini değerlendiren ABD Genelkurmay Başkanı ‘Mükemmel ilişkilerimizi sağlamlaştırmaya çalıştım’ diye konuştu WASHINGTON (AA) ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace, Türkiye ziyaretiyle ilgili yaptığı değerlendirmede, ‘‘gözlerinin içine baktım ve onlara gerçeği söyledim’’ dedi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a bağlı internet sitesi Defenselink’te konuya ilişkin yayımlanan bir haberde Pace’in, İstanbul’dan ayrılırken uçakta Amerikalı gazetecilere yaptığı açıklamalara yer verildi. Buna göre Pace, ‘‘dostlar arasında yanlış anlamaları azaltmak için’’ üst düzeyde görüşmelerin önemine işaret etti. Pace, ziyaretinin Türkiye ayağını anlatırken ‘‘Mükemmel ilişkilerimizi sağlamlaştırmaya çalıştım’’ dedi. yanlış çevirileri ortadan kaldırabiliyorsunuz’’ diye konuşan Pace, bu durumun, liderlere eğer bir şey kulağa doğru gelmiyorsa muhtemelen doğru olmadığı anlayışını verdiğini belirtti. Pace, ‘‘En kötü senaryoya inanmaktansa birbirimizi tanıyınca, gerçeği bulmak ve ne söylendiğini anlamada hepimiz daha istekliyiz’’ diye konuştu. Pace, ziyaretlerinde konuşmaktan çok dinlemeye özen gösterdiğini, ABD’nin Irak, İran ve Afganistan politikalarını anlattığını kaydetti. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Gözlerinin içine baktım’ Pace ayrıca ‘‘Gözlerinin içine baktım ve onlara gerçeği söyledim’’ ifadesini kullandı. ‘‘Muhataplarımla yüz yüze görüşme fırsatı bulmaktan çok memnunum. Çünkü yüz yüze görüşünce yanlış anlama veya Artık iş aramıyorlar ? Baştarafı 1. Sayfada Petrol Ofisi takımı yola çıktı Dünyanın zirvesi Everest’e tırmanacak olan 4’ü kadın 11 kişiden oluşan ‘‘2006 Everest Türkiye Takımı’’ yola çıktı. Petrol Ofisi’nin sponsor olduğu ekip Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına bilgi verdi. Burçak Özoğlu Poçan, tırmanışın başarıyla sonuçlanması halinde Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceklerini belirterek ‘‘Amacımız en az bir arkadaşımızı zirveye ulaştırmak. Bu kişinin kadın olması için çalışacağız. İlk kez oksijen desteği olmadan bunu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ekipteki 4 kadının da zirveye ulaşması halinde bu dünya rekoru olacak’’ dedi. Tırmanış 65 günde tamamlanak. (AA) TÜİK’nin açıkladığı sonuçlara göre, herhangi bir işgücüne dahil olmayanların sayısı ise 27 milyon 168 bin kişi olarak belirlendi. Bunların 2 milyon 12 bini, ‘‘iş aramayıp çalışmaya hazır olan’’ kişilerden oluştu. ‘‘İş bulabilse çalışacak olan, ancak iş aramaktan ümidini kesen’’ bu kişilerin de eklenmesiyle gerçek işsiz rakamı 4 milyon 714 bine, toplam işgücü rakamı 26 milyon 46 bin kişiye, işsizlik oranı ise yüzde 18.1’e çıktı. TÜİK rakamlarına göre, 2004 yılı 3. çeyreğinde bu konumda sadece 917 bin kişi bulunuyordu. ‘İstihdam, politikanın merkezi yapılmalı’ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun, DYP’li Mehmet Eraslan’ın soru önergesine verdiği yanıta göre ise Türkiye’de 2000 yılında yüzde 6.5 olan işsizlik oranının, 2001’de yüzde 8.5, 2002’de yüzde 10.3, 2003’te yüzde 10.5’e çıktığı anlaşıldı. Başesgioğlu, verdiği yanıtta, ‘‘ekonomik büyümenin, tek başına mevcut işsizlere ve her yıl işgücüne katılan 700 bin gence iyi işlerin sağlanmasında yeterli olmadığı’’ itirafında bulunarak, üyesi olduğu hükümete yol gösterdi ve ‘‘İstihdamın ekonomik politikaların merkezine konulması başta olmak üzere, insan kaynakları yatırımına ve aktif işgücü piyasası politikalarının etkin olarak uygulanmasına önem verilmesi gerektiğini’’ belirtti. Başesgioğlu’nun verdiği yanıtta, TÜİK tarafından yapılan çalışmalara göre 2004 itibarıyla Türkiye’de açlık sınırının altında yaşayan 909 bin, yoksulluk sınırının altında yaşayan ise 17 milyon 991 bin kişi bulunduğu ifade edildi. Üniversitede ‘polis terörü’ İÜ öğretim üyeleri: Yemekhanenin özelleştirilmesine karşı çıkan öğrenciler afiş astığı gerekçesiyle çevik kuvvetin saldırısına uğruyor İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, astıkları afişler nedeniyle dün de polislerin hedefi oldular. Hukuk ve edebiyat fakültelerinin içine giren çevik kuvvet ekipleri, öğrencilere biber gazı ve coplarla saldırdı. İÜ’de afiş gerekçesiyle cuma günü başlayan polis müdahalesi dün de devam etti. Fakültelere giren polislerin, saldırısına maruz kalan öğrencilerden bazıları hafif şekilde yaralandı. İÜ öğretim üyelerince yapılan yazılı açıklamada, üniversitenin içine giren polislerin, öğrencilere yoğun bir şekilde şiddet uyguladıkları ifade edildi. ilk olarak faizsiz bankacılığın önünü açan kararnameyi yaşama geçirmişti. O dönemin ANAP iktidarının ilk icraatı bu olmuştu. Özal daha sonra yaşam biçimini tüm Türkiye’ye yaydı. Dünkü gazetelerde Özalizmin nimetlerinden söz ediliyordu! Geçelim... Faizsiz bankacılık sistemi gerçekten çok ilginç bir uygulama. Arkadaşlar faiz vermiyorlar. Ne veriyorlar? Kâr payı... Ne kadar? Faiz kadar! Faiz düştükçe kâr payı da düşüyor, yükseldikçe kâr payı da yükseliyor. Tanrı baba bu numaraya ne der, bilemem! ??? Bugün Ziraat Bankası’nı, Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu’nu faizsiz bankacılık sisteminden gelen kişiler yönetiyor. Merkez Bankası’na da bu yönde bir atama yapılmak isteniyor. Kararnamesi Köşk’ten dönen Adnan Büyükdeniz’in kökeni de aynı... Güncel soru şu: Merkez Bankası’nın yeni başkanı kim olacak? Başbakan Erdoğan dün baklayı ağzından çıkardı. Merkez Bankası’nı halen Erdem Başcı’nın yönettiğini, herhangi bir sorun da olmadığını söyledi. Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası da vekâleten yönetilen kurumlar arasına girdi, giriyor. TÜBİTAK Başkanı’ndan Milli Kütüphane Başkanı’na, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Gençlik ve Spor Genel Müdürü’ne, TRT’den Özürlüler İdaresi’ne, Gümrük Müsteşarı’ndan İçişleri Bakanlığı Müsteşarı’na, İlköğretim Genel Müdürü’nden Gelirler İdaresi’ne kadar çok geniş bir yelpazede devletin ana organlarını oluşturan yüzlerce, binlerce makam vekâleten doldurulmuş durumda. Merkez Bankası olayında AKP şöyle bir senaryo yazmış olmalı: Bankanın gelenekleri gereği bir kişi vekâleten bu makama oturur. O, bizim istediğimiz kişi olur. Sonra Çankaya Köşkü’ne, Cumhurbaşkanı’nın evet demeyeceği bir kişinin kararnamesini göndeririz. Kararname geri döner, gerekirse yine Köşk’ün onaylamayacağı bir isim daha göndeririz, o da döner. Ama, kurumu biz yönetmeye devam ederiz. Başbakan’ın Sudan’a giderken, sudan bir konudan söz eder gibi Merkez Bankası’nın halen yönetiliyor olduğunu söylemesi, bu senaryoyu güçlü kılıyor. ??? AKP’nin Büyükdeniz yerine Köşk’e çıkarabileceği başkan adaylarının adları birkaç gündür gazete sayfalarında yer alıyor. TMSF Başkanı’ndan İstanbul Anakent Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı’na kadar pek çok kişinin adı geçiyor. Bu noktada şu dikkatimizi çekti: AKP’nin Merkez Bankası’nın içinden, bu bankanın gelenekleriyle yetişmiş kişiler arasından önerdiği bir isim yok! Bugüne dek kendi içinden çok sayıda başkan çıkaran Merkez Bankası kurudu mu? Elbette kurumadı. Ancak AKP, ne olursa olsun benden biri olsun mantığıyla hareket ettiği için Merkez Bankası kökeninden gelen birini kabul etmiyor. Kadrolaşma yöntemleri için şeytana pabucunu ters giydirirler diyeceğiz ama, arkadaşlar ona da pabuç bırakacak gibi görünmüyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr Stoiber:AKP’nin üyeliğini engelleriz MÜNİH (AA) Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Edmund Stoiber, AKP’nin, Avrupa’daki muhafazakâr partileri çatısı altında toplayan Avrupa Halk Partisi’ne (EPP) üye olmasını engelleyeceklerini söyledi. Stoiber, Münih’te katıldığı bir toplantının ardından yaptığı açıklamada, ‘‘Türkiye’nin AB’ye katılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle AKP’nin (EPP’ye) katılmasına izin vermek, yanlış sinyal vermek olur’’ görüşünü savundu. EPP sözcüsü Javier Jimenez, bu konunun yarın akşam, Roma’daki EPP kongresinden önce konuşulacağını söyledi. IŞIL ÖZGENTÜRK Rektörlüğün talimatı Çevik kuvvet polislerinin rektörlüğün talimatı sonucu üniversite içine girdiği belirtilerek ‘‘Son günlerde üniversitemizde ‘polis terörü’ yaşanıyor. Bu terörün nedeninin de, yemekhanenin özelleştirilmesine karşı yapılan çalışmalar olduğunu düşünüyoruz’’ denildi. Vamos Bien! ? Baştarafı Arka Sayfada Türkiye, servis kalitesinde ilk sırada. Ancak turiste yerli halk rahat vermiyor Rahatsız etmede birinciyiz ANTALYA (AA) Avrupa’da yapılan turizm araştırmalarına göre Türkiye, servis kalitesi ve çocuklara hizmette birinci sırada bulunuyor. Ancak aynı araştırmaya göre, Türkiye, turistin yerli halk tarafından rahatsız edildiği ülkelerin de başında yer alıyor. Avrupa Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, Avrupa’da önemli araştırma şirketlerinin turizm sektörüne ilişkin yaptığı çalışmaların bazılarının sonuçlandığını söyledi. Son aylarda dünyada küresel bazda bazı krizler yaşandığını ifade eden Baraner, krizlerin artık ‘‘kısa süreli’’ etkileri olduğunun belirlendiğine işaret etti. Baraner, ‘‘Avrupa Turizm Komisyonu’nun yaptığı araştırmaya göre, turistler artık krizlere alıştı. Krizler arasında salgın hastalıkların etkileri ise doğal afetler, terör ve savaş gibi etkilere göre daha uzun sürede unutuluyor’’ dedi. Bahçeli’den emekli paşalara çağrı KONYA (Cumhuriyet Bürosu) MHP’nin Konya İl Teşkilatı’nın 6’ncı olağan genel kuruluna katılan Genel Başkan Devlet Bahçeli, Türkiye’de herkesin gerçekleri görüp olayları iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, ‘‘Milliyetçi hareket varken vatansever güç birliğine, Kuvayı Milliye örgütlenmesine ihtiyaç var mı? Milli mücadelenin ruhu milliyetçi harekettir. Ey emekli paşalar, sağda solda kendinize kapı aramayın. Gelin ve MHP’ye katılın’’ diye konuştu. Turistin aradığı 4 özellik Yapılan araştırmalara göre, tatile çıkacak kişilerin aradığı ilk şartın iyi tesis olduğunu belirten Baraner, ikinci sırada otantik bölge, üçüncü sırada bozulmamış doğa, dördüncü sırada da sağlıklı, teneffüs edilebilir havanın yer aldığını söyledi. Turistik Rapor adlı turizm ya yın grubunun 23 Mart’ta açıkladığı ‘‘Destinasyon İmajı’’ araştırmasının sonuçlarına da değinen Baraner, buna göre, Türkiye’nin ‘‘servisteki kalite’’ ve ‘‘çocuklara verilen hizmet’’ kategorisinde birinci sırada yer aldığını bildirdi. Baraner, ‘‘diğer turistler tarafından rahatsız edilme’’de Mallorca’nın, ‘‘tatil yapılan bölgedeki yerli halk tarafından rahatsız edilme’’ kategorisinde ise Türkiye’nin birinci sırada olduğunu kaydetti. KÖPRÜDEN PARALI GEÇİŞTE SON GÜNLER İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Köprüsü’nde nakit geçişler 3 Nisan’da sona eriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamada, sürücüler en kısa zamanda KGS (Kartlı Geçiş Sistemi) veya OGS’ye (Otomatik Geçiş Sistemi) sahip olmaları konusunda uyarıldı. OGS veya KGS kartı olmayanların bir geçiş için 33 YTL ceza ödeyeceğinin anımsatıldığı açıklamada, ‘‘KGS kartlarının dağıtımı banka şubelerince yapılacak. KGS ve OGS’lerin satışı postanelerden de yapılacak. OGS cihazının ilk alımında 80 dolar (40 doları elektronik cihaz) ödenecek. KGS için en az 10 geçiş hakkı olan 24 YTL ödeniyor. Kredi kartları da KGS için kullanılabilecek’’ denildi. FMV IŞIK LİSESİ’NDE ‘CAM VE IŞIK’ SERGİSİ İstanbul Haber Servisi Fevziye Mektepleri Vakfı (FMV) Işık Lisesi Sanat Galerisi, 620 Nisan tarihleri arasında Erkin Saygı ve Ruhcan Topaloğlu’nun ‘‘Cam ve Işık Sergisi’’ne ev sahipliği yapacak. Sergide, sanatçıların kendi kurdukları cam atölyesinde hazırladıkları çalışmalar sergilenecek. Denenmemiş farklı yöntemler kullanan ikili, çalışmalarında cam sanatına çağdaş bir yorum getiriyor. Sergideki her eser özel olarak üretilen kalın ve temel formlardaki camların biçimlendirilmesiyle ortaya çıkıyor. Hayatını cam sanatına adayan Erkin Saygı ve ‘‘cama çivi çakan adam’’ adını verdiği Ruhcan Topaloğlu camı, aynı bir heykeltıraşın mermeri veya graniti işlediği gibi işliyor. 3 kişiye 42 biner YTL ANKARA (AA) On Numara Oyunu çekilişinde 10 bilen 3 kişi 42 bin 84 YTL 90’ar YKr ikramiye kazandı. Şanslı numaraların; 4, 5, 9, 10, 15, 23, 24, 26, 35, 43, 46, 47, 50, 52, 56, 58, 60, 68, 69, 74, 75 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 2 bin 192 YTL 30’ar YKr, 8 bilenler 114 YTL 40’ar YKr, 7 bilenler 11 YTL 80’er YKr, 6 bilenler 1 YTL 60’ar YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler de 1 YTL 15’er YKr ikramiye kazandı. işlemini her mahalleden bir kişi nöbetleşe izlemeye başlamış.’’ Gamze’yi dinlerken ansızın irkiliyorum. Fidel müthiş bir dinamo, peki o öldüğünde ne olacak? Aklıma ansızın Tito’nun ölümünden sonra kardeşin kardeşi öldürdüğü, parçalanmış Yugoslavya örneği geliyor. Korkulu sorumun yanıtını Ertuğrul veriyor, ‘‘Küba’da gördüğüm en güzel şey’’ diyor ,‘‘insanların, Küba devrimiyle birlikte hayatlarının daha iyiye ve güzele doğru gittiğini bizzat görüp yaşamış olmaları. Devrim oralarda artık bir ütopya değil; devrim, her gün üstünde düşünülmesi, korunması ve geliştirilmesi gereken bir aşk.’’ Neyse korkum biraz azalıyor. Ertuğrul devam ediyor: ‘‘Küba evleri yoksul görünümlü, bakımsız, tabii bakım yapılması gerek. İlgili bakan şöyle bir açıklama yapıyor, ‘Elbette daha iyi evlerde oturmak hepimizin hakkı. Bunları hemen yapabiliriz de.. ama bunu yapmak için milyonlarca çocuğa 0 yaşından 7 yaşına kadar her gün verdiğimiz sütü artık vermememiz gerekecek. Soruyorum size, ülkemizin geleceğine yatırım yapmaktan vazgeçelim mi?’ Tabii süt verilmesine devam edilmiş. Zaten Küba bir çocuk yaşlılar cenneti.Ve ben üzgünüm, çünkü ülkem zenginleştiğinde ben kendimin zenginleşemeyeceğini biliyorum.. ama Küba öyle değil. Kübalılar biliyorlar ki, ülkeleri zenginleştiğinde onların hayatı da zenginleşecek.Ve bu, bütün yaşamın bir dinamiği olarak ortaya çıkıyor, sonuçta Küba Küba oluyor...’’ Bir de baktık saatler geçmiş, konuşmalara bir son vermek gerek, ama hem konuşmacıların hem salondakilerin ortak soruları var. Sorular şöyle: ‘‘Latin Amerika’da olup bitenler dünyayı nasıl etkileyecek?’’, ‘‘Gerçekten bir Latin Amerika Birliği kurulabilecek mi?’’, ‘‘Biz kendi ışıklı geleceğimizi çizmek için Küba ve Latin Amerika halklarının mücadelesinden neler öğrenebiliriz?’’, ‘‘Küba nasıl başardı?’’ O kadar kolay değil. Şimdi dünyada yüz binlerce insan bu soruları soruyor. ‘‘Yeniden sosyalizm mümkün mü ve bu nasıl bir şey olacak?’’ Belki görürüz. Ama her ihtimale karşı ilk fırsatta bir Küba yapmak gerek. Yeniden iman tazelemek için. isilozgenturk@superonline. com CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear