24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y B B B 13 15 18 14 18 17 18 18 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B S Y B S B 12 16 13 13 12 11 15 10 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B K 19 18 17 19 15 15 4 6 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve batı kesimlleri parçalı ve cok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren Marmara, Kuzey Ege, Batı Karadeniz’in batısı ile Artvin, Ardahan ve Kars çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Ardahan ve Kars çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde sis görülecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K B K K K K K 4 8 3 5 4 3 2 3 3 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 3 PB 4 PB 13 K 5 Y 7 Y 9 Y 12 PB 18 K 3 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K PB PB Y PB PB PB PB PB 6 23 3 16 9 8 10 20 20 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Üstelik RTE, son günlerde AKP grubundan yükselen ‘‘çatlak sesleri’’ önemsemiyor. Şu nedenle; iki AKP milletvekili, ünü ayyuka çıkan Maliye Bakanı Unakıtan’a mektup yazıyor, istifa etmesini istiyor. Ne ki mektubun gitmesi gereken asıl adresi unutmuş görünüyorlar. Bu iki milletvekilinin, AKP grubunun (veya AKP grubundaki bir grup milletvekilinin) taşımak istemediği bir bakanın istifasını neden istemediğini doğrudan Başbakan’a sormaları gerekmez miydi? Dolaylı yoldan, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla mantığıyla davranmak, bir bakıma genel başkanla kapışmamayı ya da genel başkanın hışmını üzerlerine çekmemeyi yeğledikleri gibi bir yorumu beraberinde getiriyor. Şayet gelecek seçimlerde yine aday ve milletvekili olacaklarını sanıyorlarsa... Ne boş umut! RTE dikensiz gül bahçesi istiyor. ??? Başbakan, medyanın yardımıyla siyasal etiği yerleştirmeyi amaçlayan çabaların üzerine bir örtü çekmeyi başardı. RTE’nin göz kamaştıran mal varlığını, trilyonları nasıl edindiğini sorgulayan haberlere artık rastlanmıyor. Oysa bu sorun değerinden hiçbir şey yitirmeden her dem tazeliğini korumalı. Hemen her gün önüne çıkan etik dersleri veren bu iktidar büyüklerinin para hırsı gerçek yüzüyle teşhir edilmeli ve AKP iktidarından, RTE’den hesap sormak güncelliğini yitirmemeli. Başbakan son Ulusa Sesleniş’te ‘‘temiz siyaset’’ anlayışının Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkardığını söyledi. Ama bu siyasetçi CHP’nin ‘‘siyasi ahlak’’ ve ‘‘mal bildirimlerinde gizliliğin kaldırılması’’ konularındaki yasa önerilerini TBMM’de reddeder. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması dosyalarının TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesini engeller. Temiz siyaset önünde büyük engel sadece sayılan bu iki önemli sonuçtan ibaret değil. RTE’nin topluma verdiği söze karşın kendi mal varlığını açıklamaktan sürekli kaçınması, açıkladığının hiç inandırıcı olmaması.. kendisi hakkında dört kez af çıkaran; kaçak villa, kuş gribi ortamında sıvı yumurta ile servet yapma kurnazlığını gösteren Kemal ‘‘abi’’ Unakıtan’dan hangi nedenlerle belli değil kendini kurtaramaması... AKP iktidarının büyük ayıbı, Türkiye’nin büyük talihsizliğidir. ??? Müslümanlığı özel ve siyasal yaşamlarına siper eden partiler, önce RP ve şimdi de AKP; dokunulmazlık deyince, mal varlığını nasıl edindiğini anlatarak açıkla denildi mi.. kaçacak, sığınacak bir yer, bir yasa arıyor. Örneğin 4 partinin ve 292 milletvekilinin imzaladığı milletvekili dokunulmazlığının sınırlanmasını öngören anayasa değişikliği (19 Kasım 1997’de) Refah Partisi’nin karşı oylarıyla yeterli çoğunluk sağlanamadığından reddedildi. Bugün AKP lider ve milletvekillerinin çoğu o gün RP’liydi. Bugün bu konuda baş aktörlerin dümen suyundan ayrılamayan Adalet Bakanı Çiçek, o günlerde anayasa değişikliğinin kabul edilmesi için çoook uğraş vermişti. RP’nin mirası üzerine oturan RTE... 1994’te 5 milyar 110 milyon (141 bin 160 dolar) olarak beyan ettiği, şimdi ise birkaç milyon doların üzerine çıktığı bilinen gerçek mal varlığının kaynaklarını da açıklamadıkça.. hiçbir koltukta rahat oturamayacaktır. Böyle biline! ‘Açıkla Başbakan’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY iftiranın yalan olduğu ortaya çıkıyor ve bunun bir şeyler karşılığında olduğunun biz farkındayız’ cümlelerinin ciddiyetle bağdaşmadığı ve kabul edilemezliği ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na saygılı davranma geleneği bu sözleri açıkça yorumlamamızı engellemektedir. Ancak Sayın Başbakan’ın en azından halkın bilgilenme hakkına saygı göstermesini, şayet varsa ‘farkında olduklarını’ açıklamasını ve tüm basını töhmet altında bırakmaktan vazgeçmesini bekliyoruz.’’ ‘Kendi işine baksın’ Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay da Erdoğan’ın son günlerde giderek serinkanlılığını yitirmeye başladığını söyledi. Abakay, ‘‘Başbakanlar ve iktidarlar geçmişte de ne zaman yolsuzluklarla ilgili köşeye sıkışsalar basını suçlarlardı. Çünkü bu usulsüzlük ve yolsuzlukları halkın ve kamuoyunun bilmesini istemezler. Bu iddiaların ardından da ya iktidar dışında kalırlar ya da Yüce Divan’a giderler’’ diye konuştu. Unakıtan’dan artık AKP milletvekillerinin bile rahatsız olduğunu vurgulayan Abakay, Erdoğan’ın serinkanlı davranması ve basını suçlamaması gerektiğinin altını çizdi. Abakay, ‘‘Sayın Başbakan basına akıl vermeyi bırakıp kendi işine baksın, devleti daha dürüst yönetmeye çalışsın’’ dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan Sadık İpekçi ise Erdoğan’ın iddialarını şöyle değerlendirdi: ‘‘Başbakan geldiği günden beri gazeteciler ile uğraşıyor. Basın emekçileriyle uğraşmak, basın mensuplarını suçlamak yerine, patronlarla uğraşsın... Basın eleştiri haberleri yapmamış olsa hükümetten mi menfaat sağlayacak? Yanlış bir şey haber konusu yapılmıyorsa maaşı dışında bir ödeme mi yapılıyor? Eğer varsa ortaya çıkarsınlar, takibini de yapsınlar o zaman. 3 yıldan beri gazetecilerin Başbakan’dan ve bürokratlarından, bakanlarından işitmediği hakaret kalmadı. Patronlara bir söz edemiyorlar, basın emekçilerinden hınçlarını çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok.’’ ‘Müfteri duruma düşer’ Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de Erdoğan’a tepki göstererek ‘‘Sayın Başbakan ‘bir şeyler karşılığında’ haber yapanları, yazanları açıklamazsa kendi müfteri durumuna düşecektir. Biz kendi işimize bakıyoruz. Basının, kamuoyunu aydınlatmaktan, usulsüzlükleri meydana çıkarmaktan daha önemli ne görevi olabilir. Dün de böyle yaptık, yarın da böyle yapacağız. Biz işimizi yapıyoruz’’ dedi. Yine bakanını korudu Unakıtan hakkındaki eleştirilere, basına ağır suçlamalar yönelterek tepki gösteren Başbakan, ‘Attıkları birçok iftiranın yalan olduğu ortaya çıkıyor’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP’li Turhan Çömez’in iddiaları karşısında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı yine korudu. Erdoğan, ‘‘Gerekli cevaplar daha önce verilmiştir. İktidarımız kendi kararını kendisi verir. Medyanın ileri gelenleri yorulmasın. Attıkları birçok iftiranın yalan olduğu ortaya çıkıyor’’ dedi. Erdoğan, ‘‘Bunun bir şeyler karşılığında olduğunun biz farkındayız’’ diyerek basına ağır ithamda bulundu. Erdoğan, 10. Avrupa Kredi Konferansı’na katılmak üzere Monaco’ya hareketinden önce, Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın açıklaması sırasında geziye katılan Unakıtan da Erdoğan’ı dikkatle dinledi. yor. Ve bunun bir şeyler karşılığında olduğunun biz farkındayız. Bakın bu konuda bu kadar ağır söylüyorum. Bugüne kadar gelmiş iktidarlardan bir iktidar değiliz.’’ Kabinede bundan önce gerekli değişiklikleri gerekli zamanlarda yaptığını kaydeden Erdoğan, ‘‘Bundan sonra da yapılması gerekiyorsa onu da biz yaparız. Bize kimse böyle bir dayatmanın içine girmesin. Üretim heyecanını yok ederler. Bu da ülkeye zarardır. Herkes işini bilirse, işine bakarsa çok daha isabetli olur’’ diye konuştu. Erdoğan, bir gazetecinin, Irak Başbakanı İbrahim Caferi’nin gezisine Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin tepki gösterdiğini anımsatması üzerine, ‘‘Bu konular Irak’ın kendi iç işi. Yorum yapmamız şık olmayabilir. Gerekli açıklamayı Irak Başbakanı yaptı’’ dedi. Erdoğan, bir gazetecinin ‘‘Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak’ın anayasasında yer alan bölgesel Kürt hükümetini tanıdığını söyledi. Türkiye, kırmızı çizgilerinden vaz mı geçiyor’’ sorusu üzerine, ‘‘Böyle bir şey söz konusu değil’’ dedi. ‘Kendinizi fazla yormayın’ AKP iktidarının kendi kararını kendisinin vereceğini kaydeden Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Medya bu konuda kendini fazla yormasın. Medyanın ileri gelenleri de kendilerini yormasınlar. Köşe yazarları da kendilerini yormasın. Attıkları birçok iftiranın yalan olduğu ortaya çıkı ni yazılı bir açıklama yaptı. Dedi ki: ‘‘Caferi’nin, Türkiye ziyaretini yönetime haber vermeden yapacak olması şaşkınlık yaratmıştır. Bu, yürürlükteki anayasaya aykırıdır. Caferi’nin yapacağı anlaşmalar Bağdat’ı bağlamaz.’’ Talabani’nin açıklaması Bağdat’ta nasıl bir Amerikan tipi demokrasinin olduğunu çok iyi ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan’dan habersiz. Biri ötekinin yaptıklarını tanımıyor. Ortada onaylanmış bir anayasa yok. Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın tavrının onaylanmamış anayasaya uygun olmadığını söylüyor! Bakalım Talabani, Sadr’ın gelişini nasıl yorumlayacak! Şii lider Sadr’a, Kürtler hariç, içinde Sünnilerin de bulunduğu geniş bir yelpazeden oluşan heyetin eşlik edeceği söyleniyor. Bu görünümün Türkçesi şu: Irak’ta yakın gelecekte Kürtler dışındaki gruplar, ABD’nin bir an önce ülkeyi terk etmesine yönelik, ortak bir paydada buluşabilir! ??? Irak’ta bugünkü görüntü, yukarıda aktardığımız havayı işaret etmiyor. Tam toz duman. Ancak gerek direnişçilerin birbirine yakınlaşması gerekse Şiilerle Sünnilerin, işgalin bir an önce bitmesi için çaba harcaması, beraberinde bu ortamı yaratabilir. ABD’nin Irak’ta başarısız olmasını en çok isteyen ülke hangisidir? Sanırım bu soruya verilecek ilk yanıt şu: İran! Sıranın kendisine gelmekte olduğunu düşünen İran’ın Irak’ta iki temel hedefi olduğunu söyleyebiliriz: 1 Ülke yönetimine kendi anlayışına yakın Şiilerin gelmesini sağlamak. 2 ABD ile kendi topraklarında değil, dolaylı biçimde de olsa Irak’ta hesaplaşmak. Irak’taki direnişin güçlenmesinde bu unsurun da rolü olduğu söylenebilir. Sayıları on binlerle ifade edilen direnişçilerin önümüzdeki dönemdeki hedefine ilişkin şu tür bilgiler geliyor: Devlet kurumlarının içinde de güçlenmek. Kırsal kesimdeki yerleşim yerlerinin yönetimini üstlenmek. İşgalcilerle işbirliği yapanlara yönelik saldırıları arttırmak. ??? Irak’taki direniş eylemlerini, saldırıları ilk bakışta çözmek zor. Sağlıklı bir irdeleme yapabilmek için bilardo oyunundan yararlanılabilir. Bilardoda, hedefinizdeki top, asıl amacınız değildir. O topu vurduktan sonraki hedef daha önemlidir. Irak’ta bugün birbirine girmiş ya da birbirine sokulmuş gibi görünen grupların bir sonraki düzeninin ne olacağını kestirmek zor, ama şu gidiş kesin: Direniş artacak! Diyelim ki direniş başarılı oldu, sonra ne olacak? Bu soruyu soruyla besleyelim: ABD böyle bir durumda ne yapacak? Bugün olduğu gibi, ‘‘Kürtler benim canım ciğerim’’ mi diyecek, yoksa oluşan duruma göre yeni bir yol haritası mı çizecek? Bize ikinci şık daha Amerikan geliyor! Dileriz, böyle bir aşamada yeri geldikçe pek çok kesimin kullandığı şu söz bir kez daha anımsanmaz: Kürtlerin tek dostu dağlardır! ankcum?cumhuriyet.com.tr Monaco’ya giden Başbakan Erdoğan’a son günlerin en çok konuşulan bakanı Kemal Unakıtan eşlik etti. (Fotoğraf: AA) Belçika: Erdal izini kaybettirdi ELÇİN POYRAZLAR 700 AKADEMİSYENDEN İMZA Yöneticiler, Çömez’in ihraç edilmesi gerektiğini düşünüyor. Erdoğan ise beklemede Bilim dışı eğitime karşı girişim İstanbul Haber Servisi Eğitimdeki bilim dışı uygulamalara karşı çıkan Üniversite Konseyleri Derneği, ‘‘fen ve biyoloji ders müfredatının değişmesi için’’ 700 akademisyenin imzaladığı dilekçeyi, yarın saat 11.00’de Milli Eğitim Bakanlığı’na verecek. Fen bilgisi ve biyoloji derslerinde ‘‘Evrim Kuramı’’nın öğretilmesini engelleyen, yaratılış görüşünün öğretilmesini destekleyen karar ve uygulamaların geri alınması için mücadele veren dernek, bakanlığın yapacağı değerlendirmenin, konunun hukuksal düzleme taşınması için de belirleyici nitelik taşıdığını açıkladı. AKP yönetimi kararsız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında yolsuzluk iddialarını gündeme getiren AKP’li Turhan Çömez hakkında verilecek karar, önümüzdeki haftaya kaldı. Parti yöneticileri, Çömez’in ihraç edilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu konuda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kararı bekleniyor. Muhalif milletvekilleri, görüşlerini açıklamayı sürdürecek. Çömez’in, Unakıtan’ı istifaya çağıran mektubu nedeniyle parti içindeki tartışmaları sürüyor. Bazı yöneticiler, Çömez’in bu girişiminin ‘‘cezalandırılması’’ gerektiğini belirtirken cezanın da ‘‘ihraç’’ olmasını istiyor. AKP Merkez Yönetim Kurulu’nda, Çömez’in ihraç edilmesi gerektiği yönündeki görüşün ağırlık kazandığı dile getirilirken Erdoğan’ın acele karar vermemek için gelişmeleri izlediğine dikkat çekiliyor. AKP MYK’nin gelecek hafta başında yapacağı toplantıda, Çömez ile ilgili nasıl bir sürecin başlatılacağı konusunda kesin karar verilmesi bekleniyor. Erdoğan’ın, net bir tavır belirlememesi nedeniyle yöneticiler de Çömez ile görüşerek savunmasının alınmasını ertelediler. Çömez, dün Erdoğan’ın değerlendirmeleri konusunda açıklama yapmadı. Hatay Milletvekili Fuat Geçen ise, kamuoyunda tartışma yaratan konularla ilgili bundan sonra da görüşlerini çeşitli platformlarda dile getireceğini ve uyarılarını sürdüreceğini söyledi. CHP’Lİ ANADOL ’DAN LOJMAN TEPKİSİ UNAKITAN’A DESTEĞE ELEŞTİRİ ‘Laiklik ilkesiyle çelişiyor’ Dilekçeye ek olarak, değişiklik kararına gerekçe oluşturması için akademisyenler tarafından hazırlanan bilimsel bir mütalaayı da bakanlığa sunacak olan Üniversite Konseyleri Derneği, özetle şu noktalara dikkat çekti: ‘‘Günümüzde yaşanan gelişmeler ‘Evrim Kuramı’nı bir gerçek olarak kabul eder.Yaratılış ise bilimsel değil, dinsel bir öğretidir. Bilimsel olmak yerine, dogmatik bir eğitim ve öğretimin, gelecekte yetişecek genç kuşakları bilimsel düşünceden yoksun bırakarak ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişmesinin önüne geçeceği açıktır. Evrimle ilgili gelişmeleri doğru olarak yansıtmayan biyoloji ders ve kitaplarını ortaöğretimde yetişmekte olan öğrencilere dayatmak, aynı zamanda eğitim ve öğretimin temel amaçlarına aykırı bir nitelik taşımaktadır. Kitaplarda yer alan ifadeler, anayasanın laiklik ilkesiyle de çelişmektedir.’’ ‘Maliye Bakanı kendi yasaklarını bile deldi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, lojmanda oturduğu ve kirasını da devlete ödettiği belirtilen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, her zaman olduğu gibi ‘‘kendi koyduğu yasağı ve kuralı deldiğini’’ söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hakkında sayısız şaibe olan Unakıtan’ı görevden almamakta direndiğine dikkat çeken Anadol, ‘‘Çünkü Maliye Bakanı’nın Türkiye’deki en büyük müttefiki, hamisi, uygulamalarının ortağı Başbakan’dır’’ dedi. Anadol, Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal ve beraberindeki heyeti kabulünde gazetecilerin Unakıtan’ın lojmanda oturmasına ilişkin sorusunu yanıtladı. AKP’nin lojman politikasının iflas halinde olduğunu belirten Anadol, bunun sorumlusunun Unakıtan ve Başbakan olduğunu söyledi. Popülist yaklaşımla milletvekili lojmanlarının boşaltıldığını dile getiren Anadol, daha sonra bu lojmanların devletin başına bela olduğunu ifade etti. Baykal: Erdoğan da sorumluluğu paylaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a atfedilen yanlışlıkların, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da paylaştığı, hukuki ve ahlaki sorumluluğunu taşıdığı uygulamalar olduğunu söyledi. Baykal, ‘‘Başbakan’ın Maliye Bakanı’na sahip çıkması doğaldır. Onu bırakması kendisi bakımından yenilgi olacaktır. Başbakan bunun farkındadır’’ dedi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde konferans veren Baykal, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın Unakıtan’a destek niteliğinde açıklamalar yaptığının anımsatılması üzerine Baykal, Unakıtan ile Erdoğan’ın icraatı, uygulamaları, ahlakı ve ilkeleri arasında çelişki görmediğini söyledi. Baykal, ‘‘Yaptıkları, eğer Başbakan tarafından desteklenmiyorsa, bir Maliye Bakanı’nın bunu yapması mümkün olabilir mi? Konu, Başbakan konusudur. Maliye Bakanı ile Başbakan arasında bence güzel, seviyeli bir beraberlik var. Hayırlı olsun’’ dedi. BRÜKSEL Belçika Federal Savcılığı Sabancı suikastı zanlılarından Fehriye Erdal’ın resmen kaçtığını duyurdu. Belçika’da işlediği suçlarından ötürü önceki gün dört yıl hapis cezasına çarptırılan Erdal’ın mahkeme kararından önce yanında bir erkekle kaçtığı öğrenildi.Erdal’ın ‘‘gözlem altında bulundurulduğu’’ varsayılan gizli adresinde bulunamamasının ardından düzenlenen iki operasyon da sonuçsuz kaldı. Erdal için uluslararası tutuklama emrinin yanı sıra Hollanda, Almanya, İngiltere ve Fransa sınırlarında alarm verildi. Kaynaklar Erdal’ın, son iki yıldır Hollanda’da olduğu tahmin edilen DHKPC lideri Dursun Karataş’ın yanına kaçmış olabileceğini bildirdiler. Kaynaklar Erdal’ın mahkeme kararını önceden öğrenerek kaçtığını ileri sürdü. Belçika Adalet Bakanı Laurette Onkelinx ve İçişleri Bakanı Patrick Dewael, Erdal’ın ‘‘sözünde durmadığını’’ bildirdi. Bakanlar, teröristin 27 Şubat’ta, ‘‘6 yıl hapis cezasına çarptırılan Musa Asoğlu eşliğinde’’ evden ayrıldığını açıkladı. Açıklamada, teröristin, ‘‘İstihbarat Servisi’ne izini kaybettirdiği’’ belirtildi. Erdal’ın yerini önceki gün tutuklanan Asaoğlu’nun bildiği ileri sürüldü. Belçika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Françis Dumont, yeni girişimde bulunan Türkiye’nin iade talebinin geçen pazartesi günü kendilerine ulaştığını bildirdi. BM’ye başvuru hakkına onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin ek protokolü kabul edildi. Buna göre, haklarının ihlal edildiğini düşünenler, iç hukuk yollarını tükettikten sonra BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvurabilecek. Sözleşmede Türkiye’nin bu tür başvuruların yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘‘yargı yetkisine bağlı kişileri kapsayacağı’’ yönünde çekincesi bulunuyor. Bu çekinceyle 1996’da Girne’deki gayrimenkullerini almak için AİHM’ye Türkiye aleyhine dava açan Titina Loizidou gibi benzer davaların engellenmesi amaçlandı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear