28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 MART 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr İhracatı baltalayan para politikalarına Dünya Bankası’nın da destek verdiğini belirten TİM Başkanı Satıcı: 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER IMF bizi tuzağa düşürüyor ? ‘‘Tutturmamız istenen büyüme, üretim odaklı değil istatistiksel bir büyüme’’ diyen Satıcı, dünyada ekonomi politikalarında çatışan IMF ile Dünya Bankası’nın Türkiye söz konusu olunca ‘uyumlu’ olmalarının şaşırtıcı olduğunu söyledi. MURAT GÜLDEREN ADIYAMAN İhracatçıya ‘üvey evlat’ muamelesinin reva görüldüğünü belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, şubat ayı ihracat rakamlarını açıkladığı basın toplantısında hükümetin sorumluluğunda olan ekonomi politikasını yerden yere vurdu. Satıcı şunları söyledi: IMF bizi tuzağa düşürüyor. ‘‘Sürdürülebilir büyümeyi tutturun, gerisi gelecek’’ diyor. Ancak bu tutturmamız istenen büyüme, üretim odaklı değil istatistiksel bir büyüme. Satıcı, ihracat rakamlarını açıkladığı Adıyaman’daki toplantıda Devlet Bakanı Tüzmen’e desteklerini sürdüreceklerini Türkiye, çok büyük bir bölümü dış borç söyledi. TİM Genel Sekreteri Emre Alkin, Adıyaman Tic. San. Odası Başkanı Zafer Ersoy, Devlet Bakanı Kürşad Tüzolan yabancı sermaye ile büyümesini sürdü men, TİM Başkanı Oğuz Satıcı, TİM Başkanvekili Mehmet Büyükekşi ve İMİB Başkanı Ali Kahyaoğlu. (soldan sağa) rüyor. Halbuki reel büyüme, ancak ve ancak ülke içindeki üretimde büyüme ile sağlanabilir, ama IMF ne yapıyor? ‘‘Emek yoğun sektörlerden vazgeçin’’ diyor. Acaba hükümeti ihracat konusunda, üretim konusunda, istihdam konusunda bu Türkiye İhracatçılar Meclicakta azalan TürkiHANGİ SEKTÖR NE SATTI? kadar duyarsızlaşmaya iten sebepler nelersi’nin (TİM) verilerine göre ye’nin ihracatı şubatta (Bin Dolar) (Bin Dolar) dir? Yabancı sermayeye gösterilen büyük il SEKTÖRLER alt sektörler itibarıyla şubatyüzde 7.5 oranında arta hazır giyim ve konfeksitarak yeniden toparlanma gi, neden Türkiye’nin kendi üreticisinden 2006 Değişim 2005 Mart Değişim yon ihracatı yüzde 3.15 azasinyalleri verirken son yıllarŞubat Yüzde 2006 Şubat Yüzde esirgenmektedir? Oysa sanayisi olmayan bir Tarım 785.650 15,98 9.378.341 25,22 larak 1 milyar 118 milyon da ihracatın lokomotifi olan ülke kalkınamaz. ürünler 649.823 20,50 7.629.223 27,92 dolara yükselirken otomotiv otomotiv sektörününün ihra Bu durum ülke içi üretimi baltalamak Bitkisel Hayvansal ürünler 22.944 35,55 402.071 6,80 sektörü ihracatı ise sadece catındaki düşük artış ve hata, üretmek yerine ithalatı kârlı kılmaktadır. Ağaç ve orman ürünü 112.883 10,13 1.347.047 17,27 yüzde 1.6 artarak 1 milyar zır giyim ve konfeksiyon ihra İhracatı baltalayan para politikalarına Sanayi 5.215.199 6,13 62.892.528 9,40 126 milyon dolar olarak gercatındaki azalış dikkat çekti. 538.904 9,31 6.618.983 6,74 Dünya Bankası da yakından destek veriyor. Tarıma dayalı Yılın ilk iki ayındaki ihracat çekleşti. 504.663 12,26 6.934.346 31,48 Sayın Vorkink’in, suya sabuna dokunma Kimyevi maddeler yüzde 3.43 artarak 11 milyar Yılın ilk iki aylık döneminde ise Sanayi mamulleri 4.171.632 5,05 49.339.196 7,23 dan, yuvarlak konuşmalar ile IMF politika60 milyon, şubat sonu itibatoplam ihracat yüzde 3.43 123.584 16,94 1.541.101 21,80 larına koşulsuz şartsız destek vermesi son Madencilik rıyla yıllık ihracat ise 73 miloranında artarak 11 milyar TOPLAM 6.124.433 7,51 73.811.970 11.43 derece düşündürücüdür. yar 812 milyon dolar oldu. 60 milyon dolara yükseldi. Yükselen Türkiye(!) Bugünlerde Erdoğan hükümeti ve destekleyen çevrelerin ‘‘Yükselen Türkiye(!)’’ içerikli kampanyalarıyla, tarımdan sonra sanayi üreticilerinden, özel sektörün tek tek birimlerinden gelen ‘‘Batıyoruz, acil önlem alınsın’’ çığlıkları iç içe. Kitlelerin yoksullaşması, yoksunlaşmasını, gelir dağılımındaki çarpıklığı, sosyal, sendikal haklardaki kayıpları, emeğin ucuzlamasını umursamayan, ekonomiyi para piyasaları, işletme kârları ile sınırlı görmek, göstermek isteyen medya ikilemde. Borsa yupileri pusulalarını kaybetmiş, rotasını çizemeyen şaşkın gemicilere benziyorlar. Yıllardır konuşturdukları kendileri ile aynı görüşleri paylaştıklarına inandıkları ekonomistlerin, piyasacıların analizleri, söylemleri karşısında ezberleri bozulunca, sorularını bile soramaz oldular. Başbakan Erdoğan krizden fırsat ülkesine geçiş masalı anlatıyor. Bütçenin, tarihinde ilk kez artı verdiğinden dem vuruyor. Ali Babacan, cari açığın abartıldığını söylüyor, Kürşad Tüzmen, dış ticarette devrimden sözü açıyor. Para piyasalarındaki yükseliş trendi de devam ediyor. Gelin görün ki gelinen noktada en piyasacı bilinen ekonomistler bile gelen sıcak paraya bakarak ekonominin iyiye gittiği sonucuna varamıyorlar. Sıcak yabancı para gelmeye devam ederken çıkacağı günlerin kaygısını yaşıyorlar.. ??? Gerçek şu ki gidecek yer bulamayan sıcak para, dünyada en yüksek faiz getirisi için Türk parasına dönüşümlü piyasaları beslerken ekonomik büyüme hedefi küçültülmek zorunda kalınıyor. İhracat aşağı doğru çekiliyor, ithalatta patlama yaşanıyor. SOS çığlıkları veren sadece tekstil sektörü mü? Hemen arkasından turizm geliyor. Derken diğer sanayi üretim alanlarından, örneğin krizden bu yana üretimin yüzde 220 büyüdüğü açıklanan otomobil sektöründen bile yakınma ağırlıklı raporlar peş peşe... Özetle yabancı sıcak para, yüksek faiz veren Türk parası ile kazanıp her an kaçmak üzere, üretime yönelmemiş, ekonomiye getirisi olmadan, götürüsü için geliyor. Liberal ekonomi uzmanlarına bile ‘‘Keşke gelmese’’ dedirtecek biçimde, işleyiş, akış içinde, yeni krizler için tehdit oluşturuyor. Kriz sonrası doğal büyüyen sanayi ve ihracat ise ucuz ithalat yönlendirmesinde giderek ülke içi üretimden vazgeçilen, ithal ara ürün payları yükselen, üretici yapıdan ticari şirketlere dönüşen çok tehlikeli ve hızlı bir değişim içinde. Ucuz döviz, pahalı Türk parası yönlendirmesinde yüksek kârlarla gerçekleşen büyüme, yerini çoktan ucuz ithal ara ürünlerin payı yükseltilerek ayakta kalma stratejisine terk etmiş. Son günlerin ekonomi haberlerinde, uzman görüşlerinde çizilen olumsuz gelişme tablolarına dikkatinizi çekmek isterim. IMF reçetelerinin, liberal sloganların bilinen ezberleri bozuluyor. En düşük enflasyon, en yüksek özelleştirmelerin, giren yabancı sermayede rekorun, AB üyelik sürecinin gerçek ekonomik getirileri üzerine güven verici sözler söylenemiyor. Makro verilerin iyi olduğu, ekonomik risklerin ortadan kalktığı genel söylemi korunmaya çalışılsa da gerçek ekonomi, üretim üzerine kaygılar, karamsarlık egemen. Erdoğan hükümetinin, IMF direktiflerinin aynen uygulanması, daha önce çizilmiş modelin sıkı sıkıya izlenmesi olarak özetlenebilecek ekonomik politikaları, halkı unutun, sermaye için bile övülemiyor. ??? AKP iktidarı için kimi rüzgârların şanslarına arkadan desteklemesi, iteklemesiyle ekonomide piyasalar ağırlıklı yaşanan balayı döneminin bitmesinin siyasal sonuçları tabii ki çok daha çarpıcı. Aşağıdan, hızla yoksullaşan kitlelerden gelen hoşnutsuzluklar, homurtulara dönüştükçe, iktidar uygulamalarında sadece ekonomide değil, her alanda yalpalamalar artıyor. Hele de partizanlık, yolsuzluklar bu işin tuzu biberi. Erdoğan hükümeti için bir tek Unakıtan depremi tek başına aşağı doğru gidişin dönüm noktalarından biri. Bu saatten sonra Unakıtan istifa etse bile Erdoğan ismi üzerindeki şaibenin ortadan kalkmayacağı konusunda, yandaşları yazarların yorumları ağırlıkta. Çıkarlar adına içeriden ve dışarıdan hak etmediği desteği almış iktidar, çok kısa sürede çok hızlı yıprandı. Hızla kirlendiği, üstüne dış siyasetteki zikzakları, ülke çıkarlarına duyarsız, zarar veren çıkışları ile güven bunalımı yarattığı da ortada.. Ilımlı siyasal İslamcı, takıyyeci, ülke çıkarlarına umarsız kimliği ile Cumhuriyet, laiklik için oluşturduğu tehditten, bu kaygıları duyan kitlelerin katındaki durumundan söz etmiyorum. Bu yazı, AKP iktidarının yanında, baştan tam destek verenler katındaki tartışmalar, olumsuz hızlı değişim üzerine... soner@cumhuriyet.com.tr TAKİPÇİ OLACAKLAR Tekstilci azıcık umutlandı Ekonomi Servisi İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, önceki gün yapılan zirveyi değerlendirirken ‘‘Hükümetin sektörümüzü gözden çıkarmadığını gördük Türkiye için umutluyuz’’ dedi. Orakçıoğlu, ‘‘Çözüm Zirvesi’’ni, son zamanlarda hükümetle yapılan en pozitif toplantı olarak nitelendirdi. Orakçıoğlu, Başbakan’ın 2 saat 15 dakika sorunlarını bizzat dinlemesi, not alması ve çözüm yolunda önerileri değerlendirmesinin son derece önemli olduğunu vurgularken İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle de pozitif bir tablo oluştuğunu, çözüm konusunda kararlılık gördüklerini belirtti. İhracat şubatta yüzde 7.5 arttı O Nasıl olsa gol atarız? Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı da Adıyaman’da soruları yanıtladı ve şunları söyledi: ‘‘Türkiye’nin borç stoku son üç yılda 125 milyar dolar artış gösterdi. Bu borçları kim kapatıyor? İhracatçı. ‘Nasıl olsa gol atıyorsunuz’ diyerek ayaklara bir kum torbası daha bağlıyorlar. Adeta ihracatçının üzerinden ekonomi deneyi yapıyorlar.’’ GELİBOLU Ertürk, ‘Hazine’den 50 milyar dolar aldık. Bunun 18’ini tahsil edeceğiz. Gerisi buharlaşmış zarar’ dedi Opet’ten tarihe saygı projesi Haber Merkezi Opet, yaklaşık 5 yıldır sürdürdüğü “Bilinçli Toplum Projesi”ni genişletiyor. Proje kapsamında başlatılması planlanan ‘Tarihe Saygı Projesi’yle Gelibolu Yarımadası’nın kalkınmasını hedefliyor. Üç yıl sürecek projede Eceabat ilçesi ve 12 köy, proje uygulama alanı olarak kabul edilecek. Bölgede, 9 bin kişi doğrudan ya da dolaylı olarak projeden yararlanacak. Proje ile, Çanakkale Boğazı’ndan geçişlerde gözü rahatsız eden yapıların boyanması ile “18 Mart 1915”, “Dur Yolcu” yazıları ve dağdaki solgun Türk Bayrağı’nın yenilenmesi ve ışıklandırması yapılacak. Proje kapsamında alınan köylerde tüm evler boyanacak, köy meydanları yeniden düzenlenecek, eski binalar onarılıp kültür evlerine ve müzeye dönüştürülecek, okullara bilgisayar laboratuvarlarıyla kütüphaneler kurulacak, köylerin altyapı sorunlarına çözüm bulunacak. Proje için 5 milyon dolarlık bütçe ayrılması planlanıyor. ‘Bankayı soyan iz bırakmaz’ ? TMSF Başkanı Ertürk, Demireller’in taraf olduğu Egebank davası ile ilgili bilgi verirken, devir sözleşmesinin imzalandığı tarihte oğul Demirel’in yurtdışında olduğunu belirlediklerini söyledi. Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Merkez Bankası başkanlığı için adının geçmesi konusunda, ‘‘Kamuoyunda adı geçen adaylardan biri olduğum doğru, açık. Bu, basına da yansıyor. Kamu görevi yapıyoruz. Nöbet değişimleri her zaman olur. Elbette onu bir görevlendirme olarak algılayıp elimizden geleni yaparız’’ dedi. Ertürk, CNN Türk’te ‘‘Parametre’’ programında yöneltilen sorular üzerine özetle şunları vurguladı: ? Buharlaşan paralar: TMSF’nin Hazine’den aldığı 22 milyar dolarlık borç, faiziyle birlikte 50 milyar doları buldu. Bu fatura ortada duruyor. Bu yıl sonu itibarıyla 18 milyar dolarlık bir tahsilat yapacağız. Aradaki fark tahsil edilemeyecek ve buharlaşmış zarar kalemi olacak. ? Demireller davası: Türkiye’deki banka yolsuzluklarında karşılaştığımız en tipik olay, bu işlemlerin çok ince tekniklerle, hileli işlemlerle gerçekleştirilmesi. Elbette görünürde hiç kimse ‘Ben banka soyuyorum’ diye bir iz, bir kâğıt bırakmayacak. Biz 1997’de yapılan babadan oğula hisse devir sözleşmesinin gerçek dışı olduğunu tespit ederek iptal etmiştik. Devirin imzalandığı tarihte oğul yurtdışında. Umuyorum nihai aşamada yargıyı da ikna edebileceğiz. ? Çukurova ile helalleşme: Çukurova Grubu’yla helalleşmeye çok yakınız. Ufak rakamlar kaldı. Biz de 1.5 yıl içinde 2 milyar doları aşkın tahsilat yaptık. Pamukbank’taki yükü de tasfiye ettik sayabiliriz. ? 7 bankada pürüz: 11 bankayla protokol imzaladık. Henüz imzalayamadığımız 7 banka var. Protokol şartlarına uyulmazsa doğrudan el koyma ihtimalini her zaman açık tutuyoruz. ? Star’da pazarlık: Star gazetesinde birinci sıradaki taliple fiyat yükseltme müzakereleri yapıyoruz. Yarınki (bugünkü) Fon Kurulu toplantısında son noktayı koyacağız. Yükselttikleri fiyatı uygun görmezsek ihaleyi iptal edip yeniden çıkacağız. REZNİKOVİCH AÇIKLADI Turkcell’in Rus ortağı Altimo memnun Dedeman turizm ve madende büyüyecek Ekonomi Servisi Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman, turizm sektöründe rekabet edebilmek için yüzde 18’lik KDV’nin rakip ülkelerdeki seviyelere çekilmesinin şart olduğunu söyledi. Yıllık bilgilendirme toplantısında holdingin faaliyetleri hakkında bilgi veren Dedeman, ana hedeflerinin kurumsal yetenek ve uzmanlıklarının en fazla olduğu otelcilik ve madencilik alanlarına odaklanarak, büyümeyi bu iki alanda hızla artırarak sürdür Holdingin geçen yılki cirosu yüzde 6 artışla 122.3 milyon YTL olarak gerçekleşti. 2006 hedefi ise yüzde 19 artışla 146 milyon YTL. Otelcilik faaliyetleri 2005 cirosu yüzde 10 artışla 77.3 milyon YTL, madencilik faaliyetleri cirosu yüzde 51 artışla 23 milyon YTL. Halen yurtiçinde 13, yurtdışında 3 olmak üzere toplam 16 otel hizmette. Türkiye’nin krom ihracatındaki payı yüzde 1520 arasında. Çinkokurşunda ise yüzde 10. Dedeman, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 50 maden sahasında üretim ve arama faaliyetlerini sürdürüyor. Murat Dedeman, Murat Eroğlu, Şeyda Çağlayan ve Koray Yetik kuruluşun yeni dönem hedeflerini anlattılar. mek olduğunu bildirdi. Dedeman, madencilikte 59., turizmde ise 40. yıllarını kutla dıklarını dile getirdi. Turizme ilişkin bir soruya da Dedeman, şu karşılığı ver di: ‘‘Kuş gribi, İsviçre maçı gibi nedenlerle bir düşüklük yaşanıyor şu anda. Ama bu geçici bir durum. Ancak şunu da belirtmek isterim, sektörde yaşanan sorunların başında yüksek KDV oranları geliyor. Turizm sektöründe rekabet edebilmek için yüzde 18’lik KDV’nin rakip ülkelerdeki seviyelere çekilmesi şarttır. Oralarda KDV yüzde 5’ler civarında. Bu düşürülürse Türk turizminin önü açılır. Bir de ihracatçılarımızın da dile getirdiği TL ’nin çok değerli olması, turizmi olumsuz etkiliyor.’’ Ekonomi Servisi Turkcell’in yüzde 13.2 hissesine sahip Rus şirketi Altimo’nun üst yöneticisi (CEO) Alexey Reznikovich, Turkcell yatırımlarının ilk birkaç aylık performansına bakıldığında yüzde 1520 hisse değeri artışının tatmin edici olduğunu ve yatırımlarından mutlu olduklarını bildirdi. Turkcell Yönetim Kurulu toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelen Reznikovich, İstanbul’da basın toplantısı düzenledi. Reznikovich, soruları yanıtCEO’su Alelarken ‘‘Turkcell’de daha Altimo xey Reznikovich. fazla hisse almayı düşünmeyiz. Çünkü biz şu anki finansal pozisyonumuzdan son derece mutluyuz’’ dedi. Alexey Reznikovich, Turkcell’in İran’daki girişimleri konusunda da Rusya ile İran arasındaki güçlü ilişkilerden faydalanarak Turkcell’e herhangi bir yardımları olursa bundan büyük memnuniyet duyacaklarını belirtti. ‘Kamu İhale Kanunu son aşamada’ ANKARA (AA) Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın (İNTES) Sheraton Otel’de düzenlediği ‘‘İnşaat Sektöründe 2006’’ konulu toplantıda Kamu İhale Kanunu gündeme geldi. Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, kanun taslağı çalışmalarında son aşamaya geldiklerini belirtti. INTES Başkanı Şükrü Koçoğlu ise Başbakan’dan, yasa taslağının kendilerine gönderilmesini rica ettiklerini, ancak kendilerine ve çoğu kamu kurumuna taslağın henüz ulaşmadığını söyledi. ARÇELİK’E JAPONYA’DAN ÖDÜL Japon Fabrika Bakım Enstitüsü (JIPM), Arçelik’in Ankara ve Çerkezköy’deki işletmelerini büyük ölçekli şirketler kategorisinde ödüllendirdi. Arçelik’ten yapılan açıklamaya göre, Ankara ve Çerkezköy’deki işletmeler, toplam verimlilik yönetimi (TPM) denetlemelerinden başarıyla geçerek iki ödülün sahibi oldu. Bu ödüllerle birlikte Arçelik bugüne kadar, JIPM tarafından verilen TPM ödülünü 5. kez kazanmış oldu. İlk olarak 2002’de Çayırova’daki işletmesi ile TPM ödülüne sahip olan Arçelik, 2004’te Eskişehir’deki işletmesi ile TPM ödülünü, Çayırova işletmesi ile de TPM Süreklilik Ödülü’nü almıştı. BDDK’DEN EXIMBANKTÜZMEN AÇIKLAMASI Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in yönetim kurulu başkanlığı döneminde, Eximbank’tan EGS Dış Ticaret’e verilen ve 64 trilyon liralık zarara yol açtığı iddia edilen krediye ilişkin raporla ilgili açıklama yaptı. BDDK’den yapılan yazılı açıklamada, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun yaptığı incelemelerde tespit ettiği hususların BDDK tarafından da incelenmesiyle bir rapor hazırlandığı, bu raporun bir de yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu açısından incelenmesi için geri gönderildiği ve bu incelemelerin sürdüğü belirtildi. BDDK, basında yer alan haber ve yorumlarda dava zamanaşımı süresinin dolmasına çok kısa bir süre kaldığı iddialarına yer verildiğini anımsatarak ‘‘Ancak kurulun yukarıda zikredilen kararı çerçevesinde devam eden incelemede eylemin mevzuata aykırılığının tespiti halinde, dava zamanaşımı süresinin yakın bir zamanda dolması söz konusu değildir’’ açıklamasında bulundu. NET HOLDİNG 30 YAŞINDA Net Holding, 30. kuruluş yıldönümünü kutladı. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk, kuruluş yıldönümü nedeniyle önceki akşam düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, ekonomideki olumlu rakamlara bakılmaması gerektiğini söyleyerek ‘‘Türkiye’deki çöküntünün tamamı iktidarın beceriksizliğinden kaynaklanıyor. Tekstilciler Başbakan ile görüşüyormuş. Peki turizmciler ne yapacak’’ dedi. Bu yıl turizm için iyi şeyler söyleyemeyeceğini ifade eden Tibuk, turizmcileri ciddi bunalımların beklediğini savundu. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear