Catalog

SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y B Y B B Y Y Y Y 12 14 15 15 18 16 17 14 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y Y 12 19 18 17 8 10 10 8 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y B Y Y Y Y Y 18 19 17 19 14 17 6 8 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Batı Akdeniz’in batısı, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile K. Maraş ve Adıyaman çevreleri yağışlı geçecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K B K B K K K 3 7 7 5 3 3 2 0 0 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 2 B 6 PB 12 B 5 Y 5 Y 8 B 14 PB 17 K 2 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB PB PB B Y Y PB 5 18 3 19 9 15 8 22 22 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada larını, RTE hükümetinin, Türkiye’yi ‘‘komşu devlet’’ gören MA Talat’ın izlediği politikaları gözden geçirmek yeterli. Zira Ankara ile Lefkoşa ektiğini biçiyor. AB verdiği sözde durmamış. 24 Nisan referandumuna evet derse Kuzey Kıbrıs Türkleri; izolasyon kalkacak, doğrudan ticaret yürürlüğe girecek diye vaatte bulunmuşlar. Vaatlere karşı sen ne yaptın? Örgüte üye Güney Kıbrıs’ın AB içinde tezgâhlayacağı oyunların vaatte bulunan kodaman devletler aracılığıyla boşa çıkarılacağına mı inandın? Brüksel’den gelen parayla devrilsin gitsin diye Denktaş’a saldırıya evet... referanduma AB yanlısı propaganda ile asılmaya evet... Londra’dan, Washington’dan gelen sözde olumlu haberlere, telkinlere evet... diye özetlenecek teslim politikası ile bugünlere yürüdün. Ankara ise AB ile müzakerelere başlamak uğruna ne ulusal kimlik ne ulusal yararlar, hepsini rafa kaldırdı. AB ne isterse evet dedi. İzolasyon kalkacak dediler ya; RTE, devletin ağırlığını hem referandumda hem de MA Talat’ı iktidara taşıyan seçimde MA Talat lehine koydu. AB, hava ve deniz limanlarınızı Rumlara açacaksın, dedi. RTE ile Gül selam durdu, hiçbir karşı kayıt koymadan imzayı çaktı. ??? MA Talat ne bağımsızlık ne Türkiye ile içli dışlı olmayı istiyor. Tek amacı Güney Kıbrıs’la birleşmek, Rum himayesinde AB pasaportu ile yaşamak!.. Ankara’ya gelince: Dışişleri Bakanı Gül, AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’i telefonla aramış... verilen sözlerde durulmadığını anımsatmış da... AB’nin bu tutumuyla Kıbrıs sorununu daha da büyüteceğini, bundan böyle Kıbrıs sorunuyla yaşayacaklarını söylemiş de... miş, miş’lere ne yanıt almış (AB içindeki yerini ve görevini çok iyi kullanan) bayan Plassnik’ten? Haber tek yanlı sızdırıldığı için bilinmiyor. Hanım diplomat müzakere tarihi aldığımız günlerden beri kendini yakışıklı aktör George Clooney’e benzetenlere ses çıkartmayan Gül’ümüzü parmağının ucunda oynatıyor. ??? KKTC’de yayımlanan bütün gazeteler AKP hükümetine ateş püskürüyorlar! Referandum sırasında evet annem diye bangır bangır bağıran, seçim sırasında işbirlikçi MA Talat’ın kazanması için yırtınan, AB politikalarına, Washington’dan gelen seslere teslim olan KKTC medyası; şimdi izolasyonun kaldırılmasını bir çırpıda yadsıyan AB kararı karşısında RTE hükümetine veryansın ediyorlar. ‘‘Parça parça satılıyoruz’’ diyenler mi ararsınız, RTE’nin dik durma özentisi söylemlerini ‘‘züğürt tesellisi’’ diye yorumlayan mı, AKP’nin ta başından beri Kıbrıs siyaseti diye bir siyaseti olmadığının altını çizen mi? Ne yazık ki, son pişmanlık fayda etmiyor! ‘SPK kaosa sürükleniyor’ ? Baştarafı 1. Sayfada KAYIPLARA KARIŞTI keye atıldığını’’ belirtti. Cansızlar mektubunda, ‘‘Yetkili makamlara anında bilgi aktarılmıştır. Ancak sorunların çözülmesi yönünde bir girişim olmadığı gibi, kurul üyelerinin hukuka aykırı girişimleri de gittikçe artan bir hızla devam etmektedir’’ saptamasında bulundu. Cansızlar, ‘‘ilgili yazı ekleriyle’’ gerçekleştirilen uygulamalardan örnekler verdiği mektubunda şunları kaydetti: ‘‘Kurul karar organında, mevzuat çerçevesinde tartışılması ve karara bağlanması gereken hususlara yeterince zaman ayrılmamakta, bunun yerine salt kurul başkanını taciz ederek yıldırma amacı güden önergeler verilmekte; hakarete varan ifadelerle, tamamen saygı ortamından uzak tartışmalar yapılmaktadır. Mesleki konularda kurula sunulan önergeler ise teknik ve yasal gereklilikler göz ardı edilerek kişisel veya belli bazı ilişkiler çerçevesinde CANSIZLAR’IN MEKTUBUNDAKİ ÜYELER SPK Başkanı Cansızlar’ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e gönderdiği mektupta ‘‘kurula 2000 yılından sonra atandığı’’ ifade edilen beş üye, SPK’nin internet sitesine göre: 2. Başkan Turan Erol, İbrahim Mete Doğruer, Recep Bıyık, Muhammed Emin Özer ve Abdülkerim Emek. sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu eğilim nedeniyle yakın gelecekte kurul kararlarının güvenilirliği de tartışılır hale gelecektir.’’ Mevzuata göre kurul üyelerinin doğrudan doğruya SPK personeliyle ilişki kurmaması gerektiğinin öngörülmesine karşın her seviyede personelle doğrudan ilişki kurulduğunun belirtildiği mektupta, ‘‘hizmet birimlerinin çalışmaları etki altına alınmakta, personel idari beklentiler içine sokularak disiplin unsuru yok edilmekte, personel arasında kamplaşmalara ve huzursuzluğa neden olunmaktadır’’ dendi. Mektupta ‘‘Bu nedenle kurul teşkilatı kurul üyelerinin sistemli girişimleri sonucunda kaos ortamına doğru sürüklenmektedir’’ ifadesi yer aldı. Mektupta, kurulda yenilenen üye sayısının 2005’in Ocak ayında karar yeter sayısı olan 5’e çıkmasıyla birlikte ‘‘sistemli tahribat sürecinin hız kazandığı’’ belirtilerek ‘‘Bu gelişimin başkanla beraber diğer iki üyenin de görev süresinin sona ereceği 2006’nın Kasım ayına kadar hız kazanarak artacağı açıktır. Son derece hassas bir piyasa olan sermaye piyasalarının daha fazla olumsuz etkilenmesinin önlenebilmesi için kurul içindeki sistemli ve bilinçli girişimlerin bir an önce engellen mesi ve önlemlerin alınması zorunludur’’ dendi. Mektupta, SPK’de sıkıntı yaratan ve Erdoğan, Şener veya Devlet Bakanı Ali Babacan’a aktarılan konular ise şöyle yer aldı: ‘‘Devlet Afet Sigortaları Kurumu yönetimine yapılan atamalar, Başkan Cansızlar’ın üyesi bulunduğu Uluslararası Sermaye Piyasası Kurulları Örgütü toplantısına katılması için görevlendirilmesi hususu, kurul üyelerinden ikisinin Ankara’da ikamet etmiyor olmaları, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tarafından SPK’de kullanılmakta olan iki adet aracın iadesi, 1314 Şubat 2006’da Ürdün’deki Kalkınma İçin YatırımReformların İşletilmesi konulu OECD Bakanlar Kurulu toplantısı ile 15 Şubat 2006’da İsrail’deki, ülkelerin sermaye piyasası otoriteleri arasında bilgi alışverişini kolaylaştıran mutabakat zaptının imza töreni için Cansızlar’ın görevlendirilmesine izin verilmemesi.’’ Erdal’a 4 yıl hapis ELÇİN POYRAZLAR DANIŞTAY MEB’deki hukuksuzluğa yargı uyarısı ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Özdemir’in başarısız olduğu bir sınavda başarılı adayların mülakatını yapan komisyonda yer almasına Danıştay vize vermedi. Danıştay uygulamanın ‘‘hukuksuz’’ olduğunu belirtti. Daha önce genel müdürün kendi durumuna ilişkin yönetmelik değişikliği ile gündeme gelen MEB Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nde şimdi de başarısız bir bürokratın başarılı adayların mülakatını yaptığı ortaya çıktı. Bir öğretmen, skandalı Danıştay İkinci Dairesi’ne götürdü. Mahkeme, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nü vekâleten yürüten Özdemir’in yurtdışı teşkilatına atanmak için yapılan sınavda başarılı olamadığını belirledi. Özdemir’in, buna karşın başarılı adayların atanmalarında etkin olan temsil yeteneğinin mülakat komisyonunda yer aldığına dikkat çeken Danıştay, “Uygulama hukuksuz” görüşünü iletti. BRÜKSEL Belçika’nın Brugges Ceza Mahkemesi, Özdemir Sabancı suikastı zanlılarından Fehriye Erdal’a Belçika’da işlediği suçlarından ötürü 4 yıl, DHKPC lideri Dursun Karataş’a 5 yıl, diğer sanıklara da 4 ile 6 yıl arasında değişen hapis cezası verdi. Mahkeme, DHKPC’nin ‘‘Türk devletini hedef alan bir terör örgütü’’ olduğunu belirtti. Mahkeme, Erdal’ın Brüksel’de adresi gizli tutulan evden alınarak tutuklanmasını, gıyabında yargılanan Karataş ve mahkemeye gelmeyen Zerrin Sarı’nın da uluslararası bültenle aranmalarını kararlaştırdı. Belçika’da işlediği suçlardan dolayı Bruges Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Erdal ve DHKPC üyesi 10 sanık, 4 ile 6 yıl arasında değişen cezalara çarptırıldı. Mahkeme, Erdal’a 4, DHKPC lideri Karataş’a 5, örgütün sözcüsü Musa Asaoğlu’na 6, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Akar Özordulu’ya 4’er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme Hasan Ekici, Zeki Karaman, İrfan Demirtaş ve Nebi Albayoğlu hakkında beraat kararı verdi. Ailenin avukatı memnun Erdal, 26 Eylül 1999’da, Belçika’da, Neşe Yıldırım adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı. Erdal’ın Belçika’da işlediği suçlar arasında silah taşımak, suç örgütü faaliyetlerine katılmak, sahte kimlik kullanmak bulunuyor. Sabancı ailesinin Belçikalı avukatı Fernand Schmitz, bu kararla Erdal’ın terörist bir örgüte üyeliğinin adli makamlar tarafından tanınmış olduğuna dikkat çekti. Bu arada, Brüksel polisinin Erdal’ı bulmak için ‘‘gözaltında tutulduğu’’ varsayılan eve operasyon yaptığı ancak bulunamadığı öğrenildi. Erdal’ın ‘‘izinin kaybedildiği’’ bildirildi. ŞEMDİNLİ KOMİSYONU TÜSİAD ÜYELERİYLE YEMEK Bakan Çiçek: Dokunulmazlıklar AB’ye uydurulmalı İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye’de dokunulmazlıkların AB standartlarına getirilmesi gerektiğini söyleyerek ‘‘Bu siyasetçi için de geçerlidir, kamu görevlileri için de geçerlidir’’ dedi. Çiçek, yargı reformunu görüşmek için TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleriyle İstanbul’da öğle yemeğinde bir araya geldi. Yaklaşık, 2.5 saat süren toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi. Çiçek, toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dokunulmazlığın yargılama açısından bir ayrıcalık teşkil ettiğini belirten Çiçek, ‘‘Aynı ülkede sade vatandaş işlediğinde süratle yargılama yapılırken, dokunulmazlığı olan kişiler olduğunda iş başka türlü cereyan ediyor’’ dedi. Sivil Savunma Günü kutlandı Sivil Savunma Teşkilatı’nın 47. kuruluş yıldönümü olan ‘‘18. Sivil Savunma Günü’’tüm yurtta düzenlenen tatbikat ve konferanslarla kutlandı. İstanbul’da Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda düzenlenen törene, İstanbul Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu, İstanbul İl Sivil Savunma Müdürü İbrahim Tarı ile sivil ve resmi aramakurtarma ekipleri katıldı. Bahçelievler Belediyesi’nce düzenlenen panelde konuşan Afet Koordinasyon Merkezi Danışmanı Prof. Metin İlkışık, ‘‘İstanbul’da büyük bir deprem olduğunda 10 dakikada 120 bin ağır yaralı ortaya çıkabileceğini’’ vurgulayarak hastane sıkıntısı yaşanabileceğini söyledi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) DTP’liler ‘derin devlet’i suçladı AYŞE SAYIN Yargıtay, çete haberlerinde ‘yargının zan altında bırakılmasına’tepki gösterdi ‘Önüne gelen konuşuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, ‘‘Sauna’’ çetesi lideri Kasım Zengin ile Sedat Şahin’in emniyet kayıtlarına geçen telefon konuşmalarında, Şahin’in 3 milyon dolar karşılığında Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından serbest bırakılacağı yönündeki haberlere sert çıktı. Açıklamada, ‘‘Hangi akla hizmet edildiği anlaşılmadığı gibi, adeta yargı ve Yargıtay’a yönelik bir karalama kampanyası yürütüldüğü düşünülmüştür’’ denildi. Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Gürsel Kasım imzasıyla yapılan açıklamada, organize çete lideri Şahin ile ilgili basında yer alan haberlere değinildi. Habere konu olan beyanların Yargıtay dışında olduğu ve Yargıtay’ı hiçbir şekilde bağlamadığı belirtilen açıklamada, ‘‘Yargıtay böyle bir konuda açıklama yapmak zorunda bırakılmayı incitici görmektedir’’ denildi. YÜZBAŞI BOZKIR’IN DOSYASI ASKERİ SAVCILIKTA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘‘Küre’’ operasyonu kapsamında tutuklanan Yüzbaşı Nuri Bozkır hakkında ‘‘görevsizlik’’ kararı verdi. Başsavcılık, Bozkır’ın dosyasını Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. ‘‘Casuslukla’’ da suçlanan Yüzbaşı Bozkır hakkındaki soruşturmayı askeri savcılık yürütecek. Aralarında eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır’ın da bulunduğu ve kendilerini ‘‘derin devletin adamı’’ olarak tanıtan çete üyelerine yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Bozkır’ın dosyası Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderildi. Soruşpıldığı 2005 Nisan’ında ne de bugün itibarıyla Yargıtay’a intikal etmiş bir dava dosyası yoktur. Hal böyle iken sanki konuşan şahısların Yargıtay’dan biriyle bağlantısı varmış gibi verilen haberle hem yargı ve hem de Yargıtay zan altında bırakılmakta, sisteme ve kuruma duyulan saygı ve güven örselenmektedir. Konuşan kişilerin emniyetçe izlenen şahıslardan olması ve kendi aralarında yaptıkları bir konuşmanın adeta Yargıtay’dan biriyle ilişki varmış gibi aktarılması, üstelik bir yıl evvelki konuşmanın bu şekilde manşete taşınması kamuoyunun yanturmayı yürüten Ankara Savcısı Mustafa Kelkit, hakkındaki iddiaların askeri suç kapsamında olması ve kendisinin de asker olması nedeniyle Bozkır hakkında görevsizlik kararı verdi. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yapan Bozkır’ın, gizli belgeleri çete üyelerine ulaştırdığı savlanmıştı. Ordudan sızdırıldığı savlanan belgeler arasında TSK’nin faaliyetlerine ilişkin bilgiler ile bazı tünel ve köprülerin durumlarını içeren notlar da bulunuyordu. Genelkurmay Askeri Savcılığı, bilgi ve belgelerin Genelkurmay Başkanlığı’na ait ve sızdıranın da Bozkır olduğu sonucuna ulaşması durumunda yüzbaşı hakkında ‘‘casusluk’’ davası açabilecek. memelidir. Bu tür davranışlar Basın Ahlak Yasası’na da uygun düşmemektedir. Sayın Yargıtay Başkanı bilinmesini istemektedir ki intikal ettirilecek her ciddi iddia hassasiyetle araştırılacak ve gereği derhal ve en katı şekilde yapılacaktır.’’ Yargıtay’ın açıklamasına neden olan haberde, emniyet kayıtlarına geçen telefon konuşmaları yer almıştı. Küre operasyonu kapsamında yakalanan Zengin ile yine 2004’te Lale operasyonuyla yakalanan Şahin’in dinlemeye takılan konuşmalarında, Şahin’in 3 milyon dolar karşılığında Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından serbest bırakılacağı belirtilmişti. ‘Fatura yargıya çıkıyor’ Türkiye’nin bu kadar ayrıcalıklarla yargılamada gerekli sonucu çıkaramadığını, bunun faturasının da yargıya çıktığını dile getiren Çiçek, şöyle devam etti: ‘‘Belli bir yere kadar cumhuriyet savcısı soruşturma yürütüyor. Oraya geldiği andan itibaren savcı o adacığa giremiyor. Bu nedenle de istenen netice hasıl olmuyor. Madem ki biz AB üyesi ülke olmak istiyoruz, AB ülkesinde siyasetçinin imtiyazı, dokunulmazlığı ne kadar, genel müdürün, müsteşarın sorumluluğu, imtiyazı nereye kadarsa oraya kadar olmalı.’’ Basındaki yargı haberlerini de eleştiren Çiçek, ‘‘Sanki bunlar dosyada varmış gibi, kamuoyunu bir beklentiye sokuyorsunuz, sonuçta da bu beklentiye uygun karar verilmediğinde bundan en büyük zararı yargının kendisi görüyor’’ dedi. ANKARA TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Hakkâri, Yüksekova ve Şemdinli’nin DTP’li belediye başkanları, bölgedeki bombalama olaylarından ‘‘derin devlet’’i sorumlu tutup bölgede barışın sağlanması için ‘‘genel af’’ isteyince, bazı komisyon üyelerinin tepkisini çektiler. Şemdinli Komisyonu, dün Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe, Şemdinli Belediye Başkanı Hurşit Tekin ile Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız’ın bilgisine başvurdu. Bölgedeki olayların sıradan bir bombalama olayı olmadığını savunan başkanlar, ‘‘Kürt sorunu çözülmeden, bölgedeki çeteleşme ve benzer bombalama olaylarının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu’’ ifade ettiler. Başbakan’ın geçen yılki Diyarbakır gezisi öncesindeki ‘‘Kürt sorunu’’ ile ilgili açıklamalarından sonra bölgedeki olayların arttığını kaydeden başkanlar ‘‘Olayların sorumlusu derin devlettir’’ dediler. Başkanların değerlendirmelerine bazı komisyon üyeleri ‘‘Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, kanıtınız var mı?’’ diye tepki gösterdiler. SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK Atamalar yapıldı Danıştay durdurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 1 Eylül 2005 tarihli 20052006 öğretim yılı için sözleşmeli öğretmenlik alımına ilişkin genelgesinin yürütmesini durdurdu. MEB genelgeye dayanarak geçen hafta yaklaşık 7 bin sözleşmeli öğretmenin atamasını yapmıştı.Danıştay 12. Dairesi, Türk EğitimSen’in,MEB’in ‘‘Kısmi zamanlı geçici öğreticilik’’ konulu genelgesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açtığı davada ilk aşamayı sonuçlandırdı. Danıştay 12. Dairesi, genelgenin yürütmesini durdurdu. Kararın gerekçesinde, öğretmenlik mesleğine nasıl başlanacağının yasalarda bulunduğuna ve öğretmenliğin bir kariyer mesleği olduğuna işaret edilerek, öğretmenliğin, Devlet Memurları Yasası’na göre asli ve sürekli görevlerden olduğunun belirtildiği öğrenildi. lış izlenimler edinmesine sebebiyet vermektedir.’’ Yargıtay, ‘‘Olmayan bir dava ile var olmayan bir bağlantı tamamen soyut ve varsayıma dayalı bir konuşma,Yargıtay ile ilişkilendirilmiştir’’ açıklamasını yaptı. TÜSİAD bilgilendirildi Çiçek, basına kapalı toplantının ardından yaptığı açıklamada, ülkenin gündeminde olan yargı reformuyla ilgili hükümetin 3 yılı aşkın süredir yaptığı çalışmalar konusunda TÜSİAD yönetimini bilgilendirdiklerini söyledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, toplantının gayet verimli geçtiğini, kendilerinin de TÜSİAD olarak yargı reformu konusunda düşüncelerini ilettiklerini, görüş alışverişinde bulunduklarını bildirdi. ‘Dava da bağlantı da yok’ Açıklamada şöyle devam edildi: ‘‘İki şahıs arasında geçen ve kayda alınan telefon görüşmesinde Yargıtay’dan somut bir isim ve olay geçmediği gibi konuşma içeriğinden bu kişilerin varsayıma dayalı konuştukları görülmektedir. Konuşmada bahsi geçen Sedat Şahin isimli kişiyle ilgili ne konuşmanın ya ‘Gereği derhal yapılır’ ‘‘Önüne gelenin konuştuğu yerde, aklına gelenin bunu yayımlaması basın özgürlüğü ile kabili tarif değildir’’ denilen açıklamada şunlar kaydedildi: ‘‘Yargı ve Yargıtay’ı dışarıda pazarlamaya tevessül edenlerin varlığı bilinen bir olgudur. Basın sanal olayları gündeme taşımamalı, bu gibilere prim ver CUMHURİYET 08 K