26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ARALIK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Papaz Mehmet Ali Kılınç: “İskambil oyunu ‘papaz kaçtı’nın adının 28 Kasım tarihi itibariyle ‘papazdan kaçtı’ olarak değiştirilmesini öneriyorum.” Ya ğ m u r E k i m Yine Atatürk’e saldırmışlar... “Değneksiz köyün köpekleri!” CUMHURİYET tarihimizin en kritik günlerini yaşadığımızı belirterek söze giriyor Reşit Çağın: “Laik cumhuriyet ve Atatürk’le düşünsel ve ruhsal sorunu olan bir parti, eline geçirdiği kelepir iktidarı, zorlama ile sonuna kadar sürdürüp Cumhurbaşkanını da seçerek ‘kalenin içerden fethi’ni tamamlamak isterken, ana muhalefet partisi başta olmak üzere, kamuoyu ‘meleklerin cinsiyeti’ni tartışmakla zaman geçiriyor. Neymiş? Çankaya’ya eşi türbanlı biri çıkmamalıymış! Partiler ortak bir aday üzerinde anlaşmalıymış! Erdoğan korkmamalı,adaylığını bir an evvel açıklamalıymış! Muhteremler! Lütfen laf değil iş üretip sesimize kulak veriniz! 1 Her şeyden önce, toplumun yarıdan çoğunun temsil edilmediği bir Meclis, yeni Cumhurbaşkanını seçmemelidir. 2 Bu devletin niteliklerini sevmeyen ve benimsemeyen bir parti, GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Sis çanı bu devletin başını seçme hakkını kendinde görememelidir. 3 Cumhurbaşkanının atamalarını onaylamadığı iki bine yakın dinciyi vekâleten de olsa ısrarla görevde tutan, eğitimden kültüre devletin ve toplumun yapısını allak bullak eden bir iktidar partisiyle ‘Cumhurbaşkanı kim olsun, nasıl olsun’ pazarlığı bırakılıp, bu seçimi onlara yaptırmamak üzere elden gelen yapılmalıdır. 4Saçma sapan ve maksatlı anketlerle, ABD patentli ‘darbe loto’larla konu saptırılıp, sinsice hedefine ilerleyerek emrivakiye hazırlananlara zaman kazandırılmamalıdır. Ve ‘Bu Meclis’in halk desteğini yitirdiğini’ söyleyen, ‘Toplumun laik cumhuriyete sahip çıkmasını’ isteyen ana muhalefet partisi; Acarlar İstanbul’da ne yapmış? Pepe’nin 2B’sini uygulamış... Sifon Erdal Yücel: “Atatürk düşmanı biri seçilirse, Çankaya’ya çıkan tüm kara ve hava yollarını kapayalım; Çankaya’dan inen su yollarını açık bırakalım. Sifonu çekmek için!” öncelikle, sayısal olarak etkili olamadığı ve muhtemel gelişmeleri önleyemeyeceği bu Meclis’ten topluca ve hemen çekilmelidir. Bilahare, diğer partilerle de koordine ederek meydanlarda toplumun sesini duyurmalı, bu iktidarın demokratik yoldan bir an evvel gidişini hızlandırmalı, erken seçimi zorlamalıdır. Mevcut durumda, demokrasi gemisine en büyük tehdit, vehmedilen korsanlardan değil, ne yazık ki geminin tayfalarından gelmekte, karaya oturtmamak konusunda yolcular kadar basiret gösterilmemektedir. Böyle gittiği takdirde, ‘yumuşak atın çiftesi pek olur’ misali, bu milletin yalnız iktidarı değil, klasik siyasi manevralar ve söylemlerle vakit dolduran muhalefeti de sandığa gömebileceği maaş hesabı yapan vekillerimiz tarafından ‘vatandaşın sis çanı’ olarak algılanmalıdır.” Karanlığın Panzehiri Sanat! Geçen cuma, bir buçuk aydır beni oyunlarına davet eden iki genç tiyatrocunun “Aydın mısın?” isimli oyununa gittim. Barbaros Uzunöner ve Utku Erişik, çok başarılı bir performansla çeşitli parodiler yapıyorlar. Yıllar öncesinin “Balina Aydın”ından başlayıp, Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Attilâ İlhan gibi artık “cennette” bulunan yazarlarımıza uzanan sihirli bir yolculuk bu. Arada Andersen masallarından bildiğimiz o donarak ölen “Kibritçi Kız”la ilgili skeç o kadar başarılı oynanıyor ki, izleyici zamanın döndüğü o dakikalarda nefesini tutuyor. Tabii Caddebostan Kültür Merkezi’nin medeni ortamında izlediğimiz bu oyun, bulvar tiyatrocularının aşk ve kıskançlık hikâyelerine alışık izleyiciyi en iyi anlamda sorgulayıp kuşatıyor. 15 ve 22 Aralık’ta CKM’de, 12 Ocak’ta Bursa’da izleyebilirsiniz. ??? Bu gençler oyunun sonunda beni sahneye davet edip en mahcup edici sözleri sıralayacak kadar da “kadirşinas”, ve candanlar. İnsan tüm ömrünü karşılıksız bir inatla yurda aydınlanma düşüncesini yaymaya adamışsa, en büyük hediye, yıllardır ektiği tohumlardan bazılarının yeşerip hedefe ulaştığını görmek oluyor. Bu gençler de “Biz artık meseleyi devralacak noktaya geldik, içiniz rahat olsun” mesajını en kararlı biçimde veriyorlar. Üç hafta önce, hayatımın rüyalarından birini yaşama geçirdim. “Piramid Sanat” kapılarını sanatseverlere açtı. Kitabevi ve cafe’si, galerisi, sanat atölyeleri ve benim kendi atölyem ve eserlerim burada bir arada yer alıyor. Arkasında bir büyük kurum olmadığı gibi, ortağım da yok. Genç bir ekiple ve inadımla kotarılan bir mucize. Tarlabaşı “Manastır Atölyesi”nden tahliye edilişimiz, belki de bu yeni sanat merkezinin oluşumundaki temel şans! Yani en üzücü olaylar, ısrarlı arayış sonucunda fırsatlara dönüştürülebilir. “Güneş, gecenin en karanlık anının hemen arkasındadır.” Piramid Sanat’ta paneller, söyleşiler de yapılıyor. Birinciyi geçen hafta gerçekleştirdik ve “Bilinçli Çağdaş Sanat Koleksiyoncusu Kimdir?” sorusuna yanıt aradık. “Proje 4L”nin kurucusu Can Elgiz, Prof. Tomur Atagök, galerici Dağhan Özil ve ben katıldık. Çok başarılı geçti. Kitaplara girebilecek bir güzel tartışma ortamı yaratıldı. Hem de Papa gezisinin yaşamı akıl almaz çağdışı uygulamalarla felç eden trafik sabotajlarına rağmen! Dünyanın hangi medeni ülkesinde Papa geldi diye halk bu şekilde mağdur ve taciz edilebilir? Cumartesi de değerli sanatçı Nuri Kurtcebe karikatürlerini imzaladı. ??? Piramid Sanat’ta atölye çalışmaları bu hafta başlıyor. Çocuklar ve büyükler için resim, oyunculuk, tiyatro gibi alanlarda, en açık ufuklu sanatçılarla beraber bir çalışma gerçekleştireceğiz. Sizden de bir önemli ricam var. Karanlığın en büyük panzehiri sanattır. Hükümetin kültürde “0” (sıfır) kilo çektiği ve yok olduğu bir ortamda, yalnız Türk sanatseverlerden güç alma düşüncesiyle kurulmuş bir sanat ortamına destek verin. Gelin, şimdi sergilenen “Ağır İşler” isimli, 21 ünlü çağdaş sanatçımızın önemli işlerini 16 Aralık’a kadar izleyin. Gelin ve sanatsal yatırım konusunda danışmanlardan tavsiyeler alın. Dekor ve prestijin ötesinde uzun vadeli en iyi yatırım olarak sanatı keşfedin. Ya da salt bir kahve içip kitapları karıştırarak en basit bir anınızda bile sanata destek vermiş olun. Artık Taksim’deki randevularınızı oraya yönlendirin. Sabah kahvaltınızdan akşam yemeğinize, panelinize, her faaliyetinizi orada gerçekleştirin. Hediyelerinizi oradan alın. Çocuğuna evlilik ya da yılbaşı hediyesi olarak sanat eseri almayı alışkanlıklarınıza yerleştirecek bir toplum yaratmak çok mu zor? Ya da Sevgililer Günü armağanı olarak yine bir küçük sanat tasarımı tişörtü veya takısı almak harika bir fikir değil mi? Sonuçta futbol ligi dahil tüm önemli spor karşılaşmalarını yayımlayan, kablosuz interneti, bilgisayar hizmeti ve çeşitli oyunları olan bu sıcak ortam, üniversiteli gençlerimizi de, iş insanlarımızı da, sanatseverlerimizi de bekliyor. Tekrarlıyorum, Piramid büyük kapitale dayanarak değil, halka güvenerek kuruldu. Sürmesi de sonuçta size bağlı. On gün önce, meslektaşlarım, bana ve arkadaşlarıma onurlu bir görev teslim ettiler. UNESCO’ya bağlı olarak çalışan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin (UPSD) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanlığı’na seçildim. Yusuf Taktak, Nilüfer Ergin, Balkan Naci İslimyeli, Nurettin Erkan, Gül Ilgaz, Kezban Arca Batıbeki, diğer yönetim kurulu üyeleri. 1989’da değerli yedi meslektaşımla beraber kurduğumuz bu dernekte daha önce ikinci başkanlık da yapmıştım. UPSD’nin de gerek sanatçı hakları adına, gerek aydınlanma meşalesini koruma adına atacağı adımları sizlerin de desteği ile gerçekleştireceğiz. Dayanışmamız her zamankinden daha önemli. Unutmayın: O meşalemizi söndürmek isteyenler, birbirlerini nasıl tutuyorlar biliyorsunuz... email: bedbay?tnn.net Faks: 0212 227 34 65 SESSİZ SEDASIZ (!) Şimdi olmazsa ne zaman yapacaklar! AKP’NİN Cumhurbaşkanlığı’nı da ele geçirmek üzere olduğunu söylüyor ve “Bunu görmemek için kör olmak lazım” diyor Şerafettin Çiftçioğlu: “Türban konusunda Meclis Başkanı’nın tavrı Cumhurbaşkanlığı’nı da ele geçirdiklerinde, neler yapabileceklerinin işaretini veriyor. Durum böyle iken ilerici, Atatürkçü partiler ve sivil toplum örgütleri nerede ve ne yapıyorlar? Aydınlar nerede? Niçin her kafadan bir ses çıkıyor? Bizleri kim bir araya getirecek? Bunu şimdi yapmazlarsa ne zaman yapacaklar? Ülkemize şeriat geldikten ve bölündükten sonra mazeret bulmaya mı çalışacaklar? Deniz Baykal salıdan salıya grup toplantısında esip gürleyerek sonuç alabileceğini mi sanıyor? Yurtsever, aydın, ilerici, Atatürkçü kısaca KuvaiMilliye ruhu taşıyan herkesin bir çatı altında toplanmasını sağlamak, parti ve sivil toplum örgüt liderlerinin tarihi sorumluluğudur. Aksi taktdirde yarın tarih önünde hesap veremezler. Televizyon programlarına katılan solcu parti lider ve mensupları ile profesör seviyesindeki aydınlarımız, hâlâ ince detayları saatlerce münakaşa ederek halka bölünmüşlük havası estiriyor. Oysa içinde bulunduğumuz bu kritik dönemde tek yumruk olduğumuzu anlatmalıyız. Herkes ben daha iyisini biliyorum havasını bırakmalıdır. CHP solda birliği sağlamak üzere sinei millete dönmek dahil her çalışmayı yapmalıdır.” İlker Çamkır: “Türbanlı kadınlar köle değilse onların adına niye Meclis Başkanı Bülent Arınç konuşuyor?” Köle Deneme Akif Kökçe: “Vatandaşın iktidarda denemediği kim kaldı? Kendisi!” Kadınlar Siyasetin Neresinde? MÜNEVVER ÖZGENÇ* Dünyada hâlâ yasal olarak bu haktan yoksun olan kadınlar varken, bizler birçok ülke kadınlarından önce 5 Aralık 1934’te seçme ve seçilme hakkını elde etmemize rağmen, dönüp baktığımızda seçilme kısmında bir arpa boyu yol katedemediğimizi görüyoruz. Toplumsal yaşamla ilgili en etkili tespitler, rakamlarla yüzümüze vurulan gerçeklerdir. Ne yazık ki, seçilme hakkımızı kullanırken 72 yılda aldığımız yolu temsil oranlarına vurduğumuzda çıka çıka TBMM’de yüzde 4.2, yerel meclislerde ise bindelik sayılar çıkıyor. ??? Bizler karar süreçlerinde bu kadar az olduğumuz için kendimizle ilgili alınan kararlarda bile etkin değiliz. Bu rakamlar böylesine güdük olduğu içindir ki hâlâ töre adı altında işlenen cinayetleri namus, bu çağda kuma denilen, berdel denilen yüz karası geleneklerin aldığı canları kurban, kadına yapılan her türlü aşağılamayı ve şiddeti aile içi sorun olarak adlandırıyoruz. Çünkü yasaların çıkmasında etkili olan kafalar karşı çıkmak yerine oy kaygısıyla bu sisteme onay veren kökleşmiş feodal bir zihniyetin temsilcileri. Sadece 24 milletvekili ile varla yok arası Meclis’te temsil edildiğimiz içindir ki, bugün siyasetin hem malzemesi hem de hedefi durumundayız. Yönetimde etkin olan anlayış din adı altında türbanı olumlarken, asıl zihinlerde kadını toplumsal yaşam alanlarından tamamen çekip eve kapatma niyeti vardır. Böylece bir yandan kadınlar üzerinden siyaset yaparak toplumu oyalarken, diğer yandan üstlendikleri ılımlı İslam modeli misyonuyla başta cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere siyasetin bütün alanlarında diledikleri gibi at koşturabilmelerinin hesaplarını son kez gözden geçirmekteler. ??? Bugün eksik temsil sorunumuz en temel sorunumuz olarak demokrasiyi sakatlarken görmezden gelinip, çözümüyle ilgili taleplerimize kulak asılmamaktadır. Bunun bedelini ise her geçen gün kadının doğasından gelen olumlu özelliklerini (üretken, özverili, kayırmasız, barıştan yana ve daha pek çok) siyasetten yana değerlendiremeyerek kötü yönetilmek ve ülke olarak açmazlara girmek şeklinde ödüyoruz. Son dönemde dünyada kadınlar bakanlık, başbakanlık, devlet başkanlığı yarışlarında peşpeşe başarılar kazanırken, bizler parlamentoda temsil oranı olarak Senegal, Uganda, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerin gerisine düşmekteyiz. En temel insanlık hakkımız olan ülke yönetimine katılım irademizin önünde bin bir türlü engelle karşılaşıp, ancak mevcut siyasi sistemin izin verdiği kadar ve izin verdiği kadınlar ile varlık gösterebilmekteyiz. Yıllardır kadın olarak bizlere yüklenen toplumsal sorumluluklar nedeniyle gerisinde kaldığımız siyasete girmeye kalktığımız zaman, yarışa erkeklerle eşitsiz şartlarda başladığımız halde bizden onların kurallarına göre yarışmamız beklenmektedir. Bu şartlarda karar süreçlerinde etkin olarak yer alabilmemiz mümkün değildir. Bu yüzden bu güne kadar kadınların aleyhine oluşan eşitsizliğin bazı özel önlemlerle giderilmesi gerekmektedir. Kadınlara gerçek anlamda siyasetin yolunu açacak olan en etkili önlemse cinsiyet kotasıdır. Şu anda dünyada 100’e yakın ülkede çeşitli şekillerde başarılı bir şekilde uygulanan kota sistemi, siyasette hak ettiğimiz yeri almamızda bizler için de tek çıkış noktası olacaktır.. Bunun için, bir an önce Siyasi Partiler Kanunu’nda ve Seçim Yasamızda gerekli değişiklikler yapılarak, karar süreçlerinin her aşamasında en az yüzde 33 oranında uygulanacak şekilde cinsiyet kotasının hukuki altyapısı hazırlanmalıdır. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com * Kadın ve Siyaset DerneğiMersin TC GAZİANTEP 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2006 / 171 TAL. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değeri yazılı vasıtanın açık arttırma ile satılarak paraya çevrilmesine karar verilmiş olup Birinci arttırmanın 20.12.2006 günü saat 10.00 10.10 arasında Anıl Otopark (Şehitkamil Kaymakamlığı yanı) Gaziantep adresinde yapılacağı o gün kıymetinin % 60’ına ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı olan alacaklıların alacakları toplamını geçer şekilde istekli bulunmadığı takdirde ikinci arttırmanın 25.12.2006 günü aynı yerde ve aynı saatte yapılarak satılacağı; şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden K.D.V’nin damga vergisinin alıcıya ait olacağı şartnamesinin ilan tarihinden itibaren icra dosyasında görülebileceği, giderleri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile dairemize başvurmaları ilan olunur. 20.11.2006 Kıymeti: 12.000.00 YTL adedi: 1 adet cinsi niteliği ve önemli özellikleri: 27 NV 775 plakalı lacivert renkli ön camı çatlak 2000 model volswagen marka 1.6 bora tipi AKL687741 motor nolu WVWZZZIJZYM602291 şasi nolu hususi otomobil (Basın: 59593) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Aralık www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Savaş gemi1 lerinde, subaylara ya da dev 2 let büyüklerine yapılan tören 3 de çalınan dü 4 dük. 2/ Alçak 5 enlemlerde esen düzenli rüz 6 gâr... Nazilerin 7 politikasında 8 Germen ırkından kimselere 9 yakıştırılan ad. 3/ Özel 1 2 3 4 5 6 7 8 9 bir cam kap içinde li 1 K OMB İ N A U kör, şarap ve madensu2 O B A K O Y A K yu karıştırılarak hazır3 M İ S V A K F A lanan içki... Kum falı. L A Z U T L 4/ Yurdumuzda kurul 4 B L O P A muş yirmi bir köy ens 5 İ R A T R A titüsünden biri. 5/ Kü 6 N İ H A N L A çük mağara... Kurnaz, 7 E M A N E T açıkgöz... Köpek. 6/ 8 E T B A L A R Yassı ve dar biçimli 9 E L P İ R İ N A metal parça... Toprak üstündeki yükseklik. 7/ Yok etme, giderme. 8/ Kesici araçların kabı... Tiyatroya uygulanan masal. 9/ Bin yıllık dönem. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ İslamın doğduğu dönemde Ortadoğu’da yıldıza tapınanların dini. 2/ Uluslararası Çalışma Örgütü’nün simgesi... Koşuk. 3/ Leylak rengi, açık mor... Halk edebiyatında, dört dizeden oluşan ve yedili hece ölçüsüyle yazılan şiir türü. 4/ Belirti... Brezilya’nın para birimi. 5/ Antalya’nın bir ilçesi... Kabadayı. 6/ İzmir’in Selçuk ilçesindeki ünlü antik kent... Hayvanlara vurulan damga. 7/ İstanbul’un bir semti... Cinsiyet. 8/ İçinde katı bir madde erimiş bulunan sıvı... Rutenyum elementinin simgesi. 9/ Bireyler arasında ortak simgeler sistemiyle gerçekleştirilen anlam ve bilgi alışverişi. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear