24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2006 CUMARTESİ 16 KOBİ KAYSİAD’ın AB projesi kabul edildi B Yerel Kalkınma Girişimleri Hibe Programı kapsamında, Kayseri Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KAYSİAD) hazırladığı proje kabul edildi. KAYSİAD Başkanı İdris Demirel, 75 bin Avroluk projenin yüzde 90’ını AB’nin, yüzde 10’unu da KAYSİAD’ın karşılayacağını belirtti. Projeyle 40 KOBİ’ye işletme geliştirme, teknoloji, yenilik ve kalite yönetimi eğitimi verileceğini belirten Demirel, “Proje KOBİ’lere, yatırım kararları için yenilik kazandıracak. 40 KOBİ’nin eğitim ve 1 yıl danışmanlık hizmeti de alacak. Hedef, KOBİ’lere önündeki dar boğazları ve fırsatları göstermek. KOBİ’lerin ve ihracatlarının artması, yerel kalkınma hızının ivmesini tetikleyecek, istihdamı ve Kayseri’nin gelirini de artıracaktır. ’’ G üncel Rekabette fark yaratmak önemli enetim, muhasebe, vergi ve kurumsal finansman odaklı hizmet veren Ernst & Young, kariyer toplantılarından ilkini 22 Aralık 2006’da İstanbul’da yaptı. Ernst&Young Genel Müdürü Ömer Dinçbilgin “Gençler işsiz. Öte yandan işletmeler de kalifiye çalışan sorunu ile yüz yüze. Bu durum tarafların birbirinin ihtiyaçlarına yanıt veremediğinin göstergesi” diyerek gençlerin “fark yaratması” gereğini vurguladı. Gündem kitaplar ? İş Yaşamında 100 Kanguru Yönetim Liderlik Ve İş Yaşamı/ Ahmet Şerif İzgören Elma Yayınevi ? Bankacılıkta Pazara Yönelik Kredi İndirimi/ Niyazi BerkBeta Basım Yayım Dağıtım AŞ ? İşe Yarayan Çılgın Fikirler/ Robert I. SuttonBoyner Yayınları ? 10 İnovasyon Emri /Tom Kelley, Jonathan LittmanMediacat Kitapları ? İşletmelerde Verimlilik Ders Notları /Adem UğurSakarya Kitabevi A D Dinçbilgin, “Rekabet eskiye oranla çok daha yoğun hissediliyor iş dünyasında. Bizim dönemimizde İngilizce ve bilgisayar biliyor olmak bir meziyetti, şimdi herkes biliyor. Ancak üstüne bir de İspanyolca öğrenen fark yaratabiliyor ve tercih ediliyor” dedi. İşletmelerde iş bulmanın sırrını verdi: “İşletmeler eğitime zaman ayıramıyorlar. Siz kendinizi stajlarla eğitin. Okuduğunuz üniversiteye güvenmeyin. Artık deneyim daha önemli.” Özdemir Anten’in Beylikdüzü’ndeki fabrikasında 7 kişilik ArGe departmanı sürekli olarak yeni ürün ve teknoloji geliştiriyor Babakız el ele verdi, ‘Özdemir’ büyüdü TÜRK LOYDU BAŞKANI ODABAŞI: KOBİ’ler artık rahat nefes alsın AYKUT KÜÇÜKKAYA ürk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Yücel Odabaşı, uzun bir mücadele sonrasında Avrupa Birliği’nden “Onaylanmış Kuruluş” numarası almalarının önemini belirterek Türk KOBİ’lerinin artık rahat nefes alabileceklerini söyledi. Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması gereği yürürlüğe giren Avrupa Birliği mevzuatının uyumu kapsamında, ürünlerin insan ve çevre sağlığı açısından güvenli olduğunun garanti edilmesi için “CE işareti” alması zorunluluğu taşıyor. 2001’de yürürlüğe girmesi öngörülen uygulama gecikmekle birlikte artık hem iç pazar hem de Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen ürünler için geçerlilik taşıyor. Ürünlere “CE” işareti eklenmesinin koşulu ise ürüne ilişkin teknik şartların yerine getirildiğinin “Onaylanmış Kuruluş” Notified Body olarak adlandırılan uzman, yetkin “Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları” tarafından denetlenmesi ve belgelenmesi. Bugüne kadar bu işlem sadece yurtdışındaki kuruluşlarda yüklü maliyetlerle ve büyük zaman kaybıyla yapılıyordu. Türk Loydu’nun 1999’da yaptığı başvuru süreci tamamlandı. Avrupa Birliği Komisyonu’ndan “NB 1785” numaralı kimlikle yetkiyi eline aldı. Böylece, faaliyet alanında yer alan ürünlerde ilk ulusal “Onaylanmış Kuruluş” oldu. Yücel Odabaşı, gazetemize yaptığı değerlendirmede, uzun bir mücadele sonrasında “Onaylanmış Kuruluş” numarası aldıklarını söyledi. Türk Loydu’nun yapısı itibarıyla vakıf olduğunu hatırlatan Odabaşı, Avrupa Birliği’ne “Onaylanmış Kuruluş” izni için başvurmadan önce ciddi hazırlıklar yaptıklarını, müracaatlarında doğru yöntemler izlediklerinin de altını çizdi. Avrupa Birliği sürecinde bu hakkı elde etmek için ciddi bir savaş verdiklerini ifade eden Profesör Yücel Odabaşı, bu durumun tamamen politik olduğunu AB tarafının da bildiğini belirtti. “Gecikmeli de olsa 1785 kimlik numaramızı aldık” diyen Odabaşı, Türk KOBİ’lerinin artık rahat bir nefes alabileceğini belirtti. Bugüne kadar KOBİ’lerin büyük sıkıntı içinde olduklarını bildiklerini söyleyen Profesör Odabaşı, amaçlarının, ülkeye hizmet etmek, sanayi ve teknolojinin gelişimine katkıda bulunmak olduğunu ifade etti. T akine mühendisi babanın 1976 yılında önce kalıp imalatı ile başlattığı, 1988 yılında çanak anten imalatına dönüştürdüğü iş, son 10 yıldan beri çevre mühendisi kızının da katılmasıyla doludizgin ilerliyor. Beylikdüzü Organize Sanayi Bölgesi’nde 14 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteren Özdemir Anten bugün hem Vestel, Arçelik, Beko ve Digiturk gibi devlere fason üretim yapıyor hem de üretiminin yüzde 60’ını ihraç ediyor. Baba Mustafa Özdemir’in 4 kızından biri, Serap Özdemir Karaoğlan baba mesleğini devam ettirmeye karar vermiş. Serap Özdemir “Aslında ben de düşünmüyordum, şirketin diğer ortağı olan annemin teşviki ile bir deneyeyim diye başladım. Doğru karar vermişim. Müthiş keyif alıyorum” diye anlatıyor. M ? Serap Özdemir: “Dünyadaki 4 büyük sac üreticisinden biri ERDEMİR. Ancak yurtdışına çok daha ucuz fiyata ihracat yaparken hem biz yurtiçi üreticiler malzeme sıkıntısı yaşıyoruz hem de çok daha pahalıya ERDEMİR’den satın alıyoruz” rakip olarak ortaya çıkıyor. Siz de aynı sorunu yaşıyor musunuz” sorumuza Serap Özdemir’in yanıtı “Biz böyle ağlaşmaktan nefret ettiğimiz için bazı çözümler ürettik. Örneğin kalıpları kendimiz üretmeye başladık, kapasitemizi artırdık, yeni teknolojiler geliştirerek üretim sürecimizi inanılmaz biçimde azalttık. Böylece maliyetleri düşürdük” oluyor. Babakız Özdemirler’in yakındığı en önemli konu, anten üretiminde ana madde olan sacı ithal etmek zorunda kalmaları. Serap Özdemir “Dünyadaki 4 büyük sac üreticisinden biri ERDEMİR. Ancak yurtdışına çok daha ucuz fiyata ihracat yaparken hem biz yurtiçi üreticiler malzeme sıkıntısı yaşıyoruz hem de çok daha pahalıya ERDEMİR’den satın alıyoruz” diye yakınıyor. Sonuçta Özdemir Anten de hammadde ihtiyacını Rusya, İngiltere, İspanya ve Romanya’dan karşılıyor. Özdemir Anten’in önemli bir özelliği ArGe çalışmaları. Yakın gelecekte çanak antenlerin küçüleceği, estetik yapılarının değişeceği ve yeni teknolojinin antenleri de etkileyeceğinden yola çıkı ARA ELEMAN SIKINTISI ÇİN ARTIK RAKİP DEĞİL Baba Mustafa Özdemir şirketin genel müdürü. Serap Özdemir ise genel müdür yardımcısı. “Hemen hemen bütün sektörlerde Çin ve Uzakdoğu ürünleri başlıca larak geçen yıldan beri sürekli olarak ürün geliştirme yaptıklarını belirten Özdemir, “RXTX internet erişim anteni, plazma TV duvar montaj aparatları, flat anten, terrestrial DVBT ve televizyon sehpaları için tasarımlarımız hazır kalıplar tamamlanmak üzere, yakında üretime geçeceğiz” diye anlatıyor. Pek çok küçük ölçekli firma gibi Özdemir ailesinin de önemli sorunlarından biri ara eleman, yani tekniker sıkıntısı. Bunu kişisel çabalarla aşmaya çalışıyor. Mustafa Özdemir’in önemli bir özelliği de doğup büyüdüğü köye sahip çıkması. Sıvas’ın Gömerek kazasına bağlı Karaözü köyünde yaşayanların yüzde 99’u üniversite eğitimli. Ancak bunda köye sahip çıkılmasının da cidi payı bulunuyor. Özdemirler köye hem eğitim hem de sağlık anlamında epey katkı sağlıyorlar. Baba Mustafa Özdemir yeni teknoloji ve ürün geliştirmeye ağırlık verirken, kızı Serap Özdemir ihraacat pazarlarını artırıyor. KOBİ’ler bankalara ve kamuya olan borçları için iki ay içinde başvuracak ÇORUMLU KOBİ’LER Anadolu Yaklaşımı yasalaştı TBMM Genel Kurulu’nda, “Anadolu Yaklaşımı” adı verilen ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ) borçlarının yeniden yapılandırılmasını öngören tasarı, kabul edilerek yasalaştı.Yasaya göre 250 kişiden az çalışan istihdam eden veya yıllık net satış hasılatı ya da bilanço toplamı 25 milyon YTL olan işletmelerin, 31 Ekim 2006 tarihinden önceki borçları yeniden yapılandırılacak. Bankalar ve diğer mali kurumlar ile kredi ilişkisi içinde olup, 31 Ekim 2006 tarihine kadar açılmış ve banka ya da diğer mali kurumlar nezdinde donuk veya şüpheli alacaklar hesabına intikal eden kredileri bulunan, finansal darboğaz içindeki KOBİ’lerin, finansal yeniden yapılandırma çerçevesinde belirlenecek ‘GECİKMELİ DE OLSA ALDIK...’ ? Yasaya göre 250 kişiden az istihdam eden veya yıllık net satış hasılatı ya da bilanço toplamı 25 milyon YTL olan işletmelerin, 31 Ekim 2006 tarihinden önceki borçları yeniden yapılandırılacak. süre ve koşullarla, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine olanak sağlanacak. Alacaklı banka ya da diğer mali kurumlar, söz konusu kredilerin “kanuni faiz ve temerrüt faizi”ni hesaplarken, bileşik faiz uygulamayacak. Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları ve bu anlaşmalar kapsamında alacaklı ile borçlular arasında imzalanacak finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerinin asgari unsurlarının belirlenmesi konusunda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) yetkili olacak. KOBİ’lerin, yeniden yapılandırma programı kapsamında sigorta ve vergi borçları da baştan değerlendirme konusu yapılabilecek. Finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi imzalamış KOBİ’lerin, vadesi geldiği halde 31 Ekim 2006 tarihine kadar ödenmemiş elektrik, doğalgaz, telefon veya su kullanımından kaynaklanan borçları, Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi daireleri ile sosyal güvenlik kurumlarına olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun ve BİLEŞİK FAİZ YOK ELEKTRİK BORCU ya tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre takip edilen borçları, ilgililerin sözleşme tarihinden itibaren 2 ay içinde başvurmaları halinde, teminat aranmaksızın kanuni faiz oranı uygulanarak 24 aya kadar tecil edilebilecek. Ayrıca, bu kapsamdaki borçlar nedeniyle daha önce uygulanmış hacizler, yapılan ödemelere paralel olarak kaldırılacak. Teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri de sözleşmelerle belirlenen süreler kadar uzatılacak. KOBİ’ler için “Anadolu Yaklaşımı” getiren yasanın görüşmeleri sırasında, milletvekilleri, Çin mallarından şikâyetçi oldular. CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, KOBİ’lerin en büyük düşmanının Çin malları olduğunu söyledi. DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan da Çin mallarına kota uygulanmasını istedi. Ara elemanımızı eğitiyoruz orumlu sanayiciler, nitelikli ara eleman ihtiyacını giderÇ menin yollarını buldu. Çözüm için Çorum ve bölge sanayiinin nitelikli ara eleman ihtiyacının giderilmesi ve yeni istihdam yaratılması odaklı bir proje hazırlandı. Üretilen proje teknik eğitim alan öğrencilerin sanayi kuruluşlarında pratik yapmalarını sağlayan eğitim merkezleri kurmayı kapsıyor. Çorum Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ÇOSİAD), proje partneri olan Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile Avrupa Birliği (AB) Destekli 77 bin Avro’luk AutoCad ve CadCam Eğitimi Projesi’ni hayata geçirdi. İşletmelerin mevcut personelinin eğitim düzeyini yükseltmek isteyen Çorum Sanayici ve İşadamları Derneği (ÇORUMSİAD) de İşKur İl Müdürlüğü ile birlikte, bugüne kadar 370 kişinin yararlandığı bir dizi eğitim semineri düzenledi. Dünya gazetesine demeç veren ÇORUMSİAD Başkanı Mustafa Yağlı, Türkiye genelinde olduğu gibi Çorum’da da sanayinin ara eleman ihtiyacının had safhada olduğuna işaret ederek, “topyekun kalkınmanın yolu meslek liselerinden geçiyor. Eğitim işbirliği ile sanayideki ara eleman sıkıntısını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” dedi. HİLMİ DEVELİ hilmideveli?hotmail.com Rakamlar ve Gerçekler artış göstermekte. Bu şekilde bir süreklilik kolay açıklanabilir bir konu değildir ve bir tartışma yaratmakta. Milli gelir hesaplarına ilişkin çalışmalar yapan TÜİK, üretim ve harcama açısından yapılan hesaplar arasındaki farkı bu şekilde hesaplara yansıtmaktadır. Uzmanların söylediği, “TÜİK araştırmalarında paylaşıldı” denilen gelir ile bu gelire göre Gayri Safi Milli Hasıla’da ifade ettiği ve iş gücüyle tarım geliri, işletme artığı olarak belirttiği gelir arasında, yüzde 60’lık bir fark görülüyor.Yine beyanla gelir vergisi toplamanın başka verilerle test edilmedikçe yanıltıcı olduğu söyleniyor. Ayrıca bu dönemde büyümenin tüketim ve ithalat kaynaklı olduğu, inşaat, ticaret ve hizmet gibi iç pazara dönük sektörlerin ön plana çıktığı görülmektedir. Önemli olan, sanayi üretiminin ve katma değerin artmamış olması. Diğer taraftan İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2005 yılı büyümesine ilişkin açıklamaları ile de çelişmektedir. 2005 yılı İSO 5000 büyük kuruluşun yarattığı katma değerin GSMH’daki payı %13, toplam sanayi katma değeri içindeki payı % 51.1 ve imalat sanayi içindeki payı % 59.1’dir. TÜİK, 2005 yılın sanayi sektöründeki yıllık ortalama katma değer artışını % 6.5 olarak açıklanırken ISO 500 büyük şirket kapsamındaki katma değer artışını % 1.3 olarak ortaya koymaktadır. Toplam sanayi sektörünün katma değer içindeki payı % 51.1 olan söz konusu 500 şirketin katma değer artışı % 1.3 ise TÜİK’in % 6.5 artışını gerçekleştiren bu kahraman şirketlerin kim olduğu da ayrı bir merak konusu olsa gerek. Yine ihracat rakamlarındaki artış ithal girdilerle sağlanan aramalına dayalı bir üretimin yasıması. İhracat rakamlarındanki bu artış vurgulanırken nedense ithalatımızın artışı ve dışa bağımlı bir sanayi yapısının bize kaybettirdikleri fazlaca vugulanmıyor. 2005 yılı itibarıyla işsizlik oranı ise % 10.3’tür. Ekim 2006’da bu rakamın % 9.1’ler seviyesine gerilediği ifade edilse de hesaba katılmayan eksik istihdam, mevsimlik işçiler, işsiz olduğu halde iş bulma umudu olmayanlar düşünüldüğünde oran yüzde 18’ler seviyesine yükselmektedir. Sorulacak önemli bir soru da büyüme yüzde 7’ler seviyesinde ve ihracat sürekli bir atış içinde ise satın alma gücü sürekli azalıp işsizlik neden bu derece artıyor. Türkiye’nin istihdam yükünü çeken ve ekonominin yapıtaşı olan KOBİ’lerin bu anlamda desteklenmesi çok önemlidir. Bilindiği gibi 5350 sayılı kanunun kapsamı 5084 sayılı teşvik yasasının kabulü ile 49 ili kapsayan şekilde genişletildi. Yapılan bu yeni düzenleme ne yazık ki iş dünyasının beklentilerinin tersine oluşmuştur. Özellikle 5084 sayılı yasada öngörülen asgari 10 işçi çalıştırma zorunluluğunun 30 işçiye çıkarılması yeni iş kuracak girişimciyi, küçük yatırımcıyı kapsam dışına itmiştir..Yeni 13 il kapsama alınırken halihazırdaki 36 il bu yeni yasa ile bir ölçüde cezalandırılmıştır. 5084 sayılı yasa haksız rekabete de yeni bir boyut kazandırmıştır. Genç girişimciliğin önünü açacak, yeni nesil KOBİ’leri yaratacak bir teşvik uygulamasına geçilmesi bir anlamda da işsiz gençlerimizin iş sorunlarına çözüm olacak bir yaklaşımdır. 2007’ye günlük yaşama yansımayan rakamlarla kaza riski söylemiyle sürekli gündemi ve piyasaları meşgul eden bir AB treni, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim tartışmaları ile giriyoruz. Umarım yapılması gerekenler bir siyasi karmaşa ile bir başka bahara kalmaz. 2007 yılı için iyi niyet dileklerinin sadece bayram ve yılbaşı tebrikleri içinde kalmamasını umuyor yeni yılın rakamları ve günlük yaşamımıza yansımaları ile gururla paylaşabileceğimiz bir başarıyı ve mutluluğu getirmesini diliyor, bayramınızı da kutluyorum.. Ülkemizde günlük yaşamın ya da bir diğer deyişle sokağın ekonominin rakamsal boyutuna yansımları her zaman tartışma konusu olmuştur. Veriler, istatistikler, plan ve bütçe hesapları makro ekonomik göstergeler yaşamsal boyutta pozitif yönde hissedilmiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2005 yılına ait hanehalkı bütçe araştırmasına göre gelir dağılımı ile ilgili verileri yayımladı. Rakamlar 2005 yılında 2004 yılına göre toplam gelirden pay alan, en zengin yüzde 20’lik kesimin aldığı payın yüzde 46.2 den yüzde 44.4 gerilediğini gösteriyor.1993 ile 2002 arasında Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 2.6 seviyesindeyken, 2003 yılında 5.9, 2004’te 9.9 ve 2005 yılında 7.6 ve 2006 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6.3’lük bir büyüme görülüyor. Bu büyüme konusu ve rakamları başlı başına karmaşa yaratmakta. Öncelikle milli gelir serilerinde 2002 başından beri stoklar sürekli olarak bir CUMHURİYET 16 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear