26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 ARALIK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa hukukçusu Prof. Ülkü Azrak, 367’nin altında katılımın seçimi kilitleyeceğini söyledi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT AKP’nin seçimi denetlenecek İLHAN TAŞCI Tam Bir Kördüğüm Olurken.. ANKARA AKP’nin cumhurbaşkanı seçimi için ilk turda 367 milletvekilinin hazır olması gerektiği koşulunu yerine getirememesi durumunda seçimin sakat olacağına ilişkin tartışmalara son noktayı Anayasa Mahkemesi koyacak. 1996’da içtüzükte yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanlığı seçimi hükmüne ilk kez yer verildi. AKP’nin 354 milletvekili bulunuyor. Bu nedenle anayasada öngörülen ilk iki turda cumhurbaşkanı seçimi için aranan 367 oyu çıkartamıyor. Diğer milletvekillerinin AKP’yi desteklememesi durumunda, 354 milletvekili ile üçüncü turda salt çoğunluğu yakalayan AKP’nin seçeceği cumhurbaşkanı tartışmaları alevlendirecek. Üzerinde uzlaşılmayan bir adayın 354 AKP’linin katılımıyla cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda, işlemin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru gündeme gelebilecek. İçtüzüğün ihlal edildiği ve bunun anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptal davası açılabilecek. Son dönemde gündeme getirilen sinei millet formülünün yaşama geçirilmesi halinde, iptal davası açmak için gerekli sayıda milletvekilinin bulunamaması ise iptal olasılığını ortadan kaldıracak. Seçilecek cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi’nce denetlenme olasılığı, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP’nin iktidar sürecinde yargıda yaşadıklarını akla getirdi. Anayasa Mahkemesi, Erdoğan’ın genel başkan olması üzeri 1 996 yılında içtüzükte yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanlığı seçimini Anayasa Mahkemesi denetimine götürme yolunun açıldığını anımsatan Prof. Azrak, Meclis Başkanı’nın seçim öncesinde yapacağı oylama ile 367’nin altında katılımın belirlenmesi durumunda hiç seçime gidilmemesinin alınacak en sağlıklı karar olacağını belirtti. pılamayarak, ertelenecekti. Ancak seçim sonrasına bırakılan kararla, bir anlamda Erdoğan’ın da başbakanlık yolu açılmış oldu. Çünkü iktidara gelen AKP’nin ilk icraatı, Erdoğan’ın seçilmesi önünde engel oluşturan anayasadaki “ideolojik ve anarşik suçlar” ibaresini “terör eylemi “ olarak değiştirmek oldu. Böylece Erdoğan’a milletvekilliği yolu da açıldı. ne üyelikten ayrılması için ihtar vermişti. Ancak Erdoğan 6 aylık süre içerisinde genel başkanlıktan ayrılmayıp yalnızca üyelikten ayrılmıştı. Bunun üzerine 22 Ekim 2002’de Yargıtay Başsavcılığı, genel başkanlığa devam edemeyeceği gerekçesiyle o dönemin yasaları çerçevesinde AKP’nin kapatılması istemiyle dava açarak, Erdoğan’ın genel başkanlığına tedbir istemişti. Anayasa Mahkemesi davayı 22 Ocak 2003’te gündeme almış, Erdoğan’ın genel başkanlık görev ve yetkilerini kullanamayacağına karar vermişti. Bu süreçte, 3 Kasım seçimleri yapılmış, genel başkanı olmayan AKP iktidarına vize verilmişti. Anayasa Mahkemesi, seçimlerden önce kararını vermiş olsaydı, seçim pusulalarında “genel başkan olmayan” Erdoğan’ın adının yazması nedeniyle 3 Kasım seçimleri ya ‘Meclis yenilenir’ Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ülkü Azrak, anayasanın 96. maddesinde “başka hüküm yoksa” Meclis tam sayısının üçte biri ile toplantının yapılacağının hüküm altına alındığını belirterek, “Ancak, cumhurbaşkanı seçiminde başkaca hüküm var. Eğer düşük nisapla toplanma imkânı olsaydı o zaman 102. maddede oylama için 367 sayısı hiç öngörülmezdi. En az 367 kişinin hazır bulunması lazım. Yani sandığa 367 oy atılmazsa seçimin yapılmış sayılması mümkün değil” dedi. Meclis Başkanı’nın seçim öncesinde yapacağı oylama ile 367’nin altında katılımın belirlenmesi durumunda hiç seçime gidilmemesinin alınacak en sağlıklı karar olacağını vurgulayan Azrak, böyle bir durumda diğer turlara geçilmesinin söz konusu olamayacağına dikkat çekti. Azrak, “367 koşulu yerine getirilmezse seçim kilitlenir ve Meclis’in yenilenmesi gündeme gelir” dedi. 1996’da içtüzükte yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanlığı seçimini Anayasa Mahkemesi denetimine götürme yolunun açıldığını anımsatan Azrak, “Anayasanın 102. maddesinin esaslarına uyulmazsa içtüzük hükmüne aykırı olur. O takdirde de içtüzük değişikliği söz konusu olacağına göre, değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptal davası açma imkânı doğar. Bu durumda cumhurbaşkanı seçilememiştir kararını Anayasa Mahkemesi’nin vereceğine hiç şüphem yok” diye konuştu. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 367 milletvekili yokken oylamaya geçilmesinin “kanuna karşı hile” olacağını belirterek, “Bu durum anayasanın öngörmediği şekilde cumhurbaşkanı seçimi olur. Karar verecek heyetin tamamı aynı doğrultuda oy kullansa dahi çoğunluk sağlanamıyorsa, toplanma yeter sayısı yok demektir” dedi. Kanadoğlu’nun cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili uyarı önerisini, hukuku zorlama olarak nitelendirenler ile Onursal Başsavcı’nın görüşlerini destekleyen anayasa uzmanlarının arasındaki tartışmanın sürdürülmesini desteklemeliyiz. Parlamentolar her zaman anayasalara uygun kararlar alır, ya da yasalar çıkartır diye mutlak bir kural olmayacağını, alınan karar ve kabul edilen yasaların; ancak anayasaya aykırılığı ileri sürülerek Yüksek Mahkeme’ye başvurulduğu zaman gerçeğin ne olduğunun belirleneceğini de aklımızdan çıkartmamalıyız. Bunun en son örneği son Sosyal Güvenlik Yasası’dır. AKP Hükümeti, parlamentodaki çoğunluğuna güvenerek Meclis Anayasa Komisyonu’ndan da onay alarak çıkarttığı bu yasanın, anayasaya aykırı hükümler içermediğini sonuna kadar savundu. Şayet Çankaya’da Sayın Sezer gibi kılı kırk yaran bir Cumhurbaşkanı olmasaydı.Yine şayet CHP geniş yığınları yakından ilgilendiren bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, tıpkı Cumhurbaşkanı gibi Yüksek Mahkeme’ye başvurmasaydı, söz konusu yasa yürürlüğe girmiş olacaktı. Bütün bunları hatırlatmaya, özellikle cumhurbaşkanı seçimini yönetecek olan TBMM Başkanı Sayın Arınç’ın dünkü basın toplantısındaki sözleri nedeniyle gerek duydum. Öyle anlaşılıyor ki , Kanadoğlu’nun düşüncelerini “çok yanlış, hukuka ve hele anayasal hukuka, içtüzüğe aykırı olarak” değerlendiren Arınç, “367 katılım” konusunda peşin kararını da vermiştir. İşin uzmanları tartışadursunlar.. Kanadoğlu’nun görüşünü desteklediklerini açıklayan Teziç, Batum, Azrak, Yüzbaşıoğlu,Soysal, Güven Dinçer gibi anayasa uzmanlarının söyledikleri kadar bu görüşe karşı çıkan Türk, Eroğul, Kuzu ve Aliefendioğlu’nun düşüncelerinden de yararlanmaya ihtiyacı olmadığını öğrendiğimiz Meclis Başkanımız, sorunu bir uzmanlar toplantısına götürmeye de zerre kadar ihtiyaç duymuyor. Ve uyarı sahiplerinin düşüncelerinin “Anayasa bakımından bir gram bile kıymeti olmadığını” dünkü basın toplantısında söyleyerek, “G’’ günün senaryosunu açıklıyor: “184 kişi olduğunu görerek bileşimi açacağım.. Oylamaları yapacağım, 367’nin altında çıkarsa tekrarlayacağım. 4 turda 276’yı bulmazsam zaten sonucu belli, Meclis seçime gidecek..” Kanadoğlu gibi düşünenler, o günkü birleşimin 184 ile açılamayacağını değil; cumhurbaşkanı seçimi için sandığa 367’nin altında oyun atılmış olması halinde turlara devam edilemeyeceğini savunuyorlar. Karayalçın: Yan çizmeyin ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, “CHP’liler hiç yan çizmesinler, sinei millete dönsünler. Millet kendilerini kucaklamaya hazır, belki de bir daha hiç bırakmaz’’ dedi. Parti meclisi toplantısında konuşan genel başkan Karayalçın, sinei millet uygulaması olmadan erken seçimin söz konusu olmayacağını söyledi. ‘184 VEKİL YETER’ ‘HALK SEÇSİN’ Muğla’da katıldığı bir televizyon programında üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtlayan 9. Cumhurbaşkanı Demirel, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiğini savundu. Program öncesi Demirel’e makyaj yapıldı. (Fotoğraf: AA) Arınç: İptal mümkün değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda 367 milletvekili olmadan diğer turlara geçilemeyeceği” yönündeki görüşünün hukuki değerinin olmadığını savunarak “184’ü arar, seçimi yaparım. Bunun için de Anayasa Mahkemesi’ne gidilip iptal edilmesi mümkün değil” dedi. Arınç, NTV’de gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Kanadoğlu’nun görüşüne çok şaşırdığını belirten Arınç, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapan bir kişinin böyle bir yazıyı nasıl kaleme aldığını anlayamadığını söyledi. Bunun anayasal hukuka ve TBMM İçtüzüğü’ne aykırı olduğunu savunan Arınç, “Bu yazı, ‘Bu parlamento cumhurbaşkanını seçmemelidir, AKP içinden birisi hele de sayın Başbakan olmamalıdır’ amacı taşıyor” dedi. Arınç, şu görüşleri dile getirdi: “Anayasa, Meclis’in çalışmaya başlayabilmesi için 184 kişiyi şart koşmuş. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de 184 kişi varsa açacağım. Eğer oylamada seçim için gerekli olan 367’nin altında oy çıkarsa tekrar oylama yapacağım.” Arınç, CHP’nin oylamalara katılmamasının meşruiyet tartışması yaratıp yaratmayacağının sorulması üzerine, “İçeriye kim girer kim girmez bizi ilgilendirmez, oylamaya girerim” dedi. Senaryo mu ararsınız.. Diyelim ki, Nisan 2007’de herhangi bir gün başlayacak olan Cumhurbaşkanı seçimi, aynı yılın mayıs ayı içerisinde ve Arınç gibi düşünenlerin “Bugüne kadar nasıl yapıldıysa öyle yapılır” tezine uygun olarak tamamlandı. CHP , dekor olmayacağını ileri sürerek, Anavatan milletvekilleri de, “ayaklarını hukuki zemine ve meşruluğa basmak” gerekçesiyle seçimde oy kullanmadılar. DYP dört milletvekilini serbest bıraktı. Arınç’ın dün çizdiği senaryoya göre 4. turda 276 oyu ya da fazlasını almış olan aday, Meclis Başkanı tarafından Cumhurbaşkanı seçilmiş olarak ilan edilecek. Ve içtüzük uyarınca, eski Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin dolduğu 17 Mayıs 2007 günü, ant içmek için en yaşlı başkan vekilinin eşliğinde TBMM’ye gelecek. Meclis Muhafız Taburu kendisini karşılayacak. Kürsüye çıkarak anayasanın belirlediği andı içecek. İstiklal Marşı söylenilecek... Ya tam o sıralarda veya daha önce, bu seçimin anayasaya, içtüzüğe aykırı olduğunu ileri sürerek, kendisine başvurmuş milletvekili ya da vekillerini haklı gören Anayasa Mahkemesi bir tedbir kararı almış ise ne olacak? Ya da aynı mahkeme, 11. Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ni geçersiz sayan esasa değgin kararı almış ise? Bay Arınç, Sabih Kanadoğlu’nun uyarısı karşısında çok şaşırdığını söylüyor. 1982’den sonra seçilmiş Cumhurbaşkanları için izlenen ya da uygulanan prosedürlerin örneklerinin Meclis tutanaklarında olduğunu anımsatıyor. Mecellenin hâlâ hatırdan çıkartılmayacak kurallarından bir tanesi,”sui misalin emsal olmayacağı”; yani kötü örneğin tekrar örnek olarak alınmayacağıdır. Başkanlığını yürüttüğü TBMM’nin çatısına böyle bir bombanın düşme olasılığını, az ya da çok ağırlıkta düşünerek, sorunu bugünden ve geniş bir Bilim Kurulu’na tartıştırmak yerine, işi polemiğe dökmek Meclis Başkanı’na yakışıyor mu? Diyelim ki TBMM’nin itibarını düşünmedi. Öyle tarihi bir seçimi kazaya uğratma riskini göze aldığı takdirde AKP’nin ve kendisinin hangi duruma düşeceğini de düşünemiyor mu Sayın Arınç? Mayıs 2007 ortamını yumuşatmak yerine, ocağın altındaki kıvılcımları ateşlemek ne kadar gerçekçi bir stratejidir? Öyle ya.. o, cumhurbaşkanı adayı olup olmamak için 16 Nisan 2007’ye kadar remil atmakla meşgul... Askeri araç devrildi: 1 şehit ? TUNCELİ (AA) Terör örgütüne yönelik operasyona giden askeri birlikten bir araç, TunceliOvacık karayolu Torunoba mevkisinde şarampole devrildi. Kazada, bir astsubay şehit oldu, 2 astsubay hafif yaralandı. ‘Kolon’da 7 kişiye tutuklama kararı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da, bazı kamu kurum ve kuruluşlarındaki ihale yolsuzluğu iddialarının ardından başlatılan “Kolon operasyonu’’ kapsamında, tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan 29 kişiden 7’si hakkında Cumhuriyet başsavcılığının itirazı üzerine tutuklama kararı verildi. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi ayrıca daha önce tutuklanan 3 zanlının avukatının tutuklamalara yaptığı itirazı da değerlendirdi. Mahkeme, tutuklamalara yapılan itirazları reddetti. Demirel: Siyaseten doğru olmaz ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Muğla’da katıldığı bir televizyon programında, bugünkü parlamentonun cumhurbaşkanını seçmesinde hukuken hiçbir sakınca bulunmadığını, ancak bunun siyaseten doğru olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanının devleti, dolayısıyla milletin tamamını temsil ettiğini belirten Demirel, “Hükümetler eskir, değişir. Devleti eskitmemek lazım” diye konuştu. Demirel, “Arkanızda sizi cumhurbaşkanı seçtirecek ka dar oyunuzun olması size cumhurbaşkanı olma hakkı vermez. Devlet makamlarına, ‘Burası benim hakkım’ deyip şu veya bu biçimde oturamazsınız. Bu bir görevdir, bir misyondur. ‘Burası benim hakkımdır bu hakkı kimse benim elimden alamaz’ diyemezsiniz, çünkü devlet kimsenin babasının çiftliği değildir” dedi. Süleyman Demirel, “hukuken doğru olmak siyaseten yetmez” diye konuştu. Muğla Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtlayan Demirel, cumhurbaşkanının devlet kurumları arasındaki koordinasyonla görevli olduğunu, seçilecek kişinin de “buna dair inancı olması gerektiğini” vurguladı. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiğini savunan Demirel, bunun için iki maddelik bir anayasa değişikliğinin yeterli olacağını ve bir pazar günü sandığa çağrılacak halk tarafından iki turlu seçimle cumhurbaşkanının belirlenebileceğini kaydetti. “Siz neden anayasayı değiştirmediniz” sorusuna ise Demirel, “Önceki hükümetlerin hiçbirinin anayasa değiştirecek gücü olmadı, ikincisi şimdi vakti geldi bunun” yanıtını verdi. TİSK Başkanı Kudatgobilik, Erdoğan’ın Köşk adaylığına karşı çıktı: Engin Civan’a zamanaşımı ? İstanbul Haber Servisi Emlak Bankası’nın eski Genel Müdürü Engin Civan’ın, “zimmet” suçundan yargılandığı dava zaman aşımından ortadan kalktı. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi Civan hakkındaki bu suç nedeniyle verilen gıyabi tutuklama kararını da kaldırıldı. Cumhurbaşkanı tüm ülkeyi kapsamalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, ad vermeden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıktı. Kutadgobilik, “Cumhurbaşkanı’nın objektif, duayen, partilerüstü olması ve Türkiye’nin bütününü kapsaması gerektiğine” dikkat çekti. Kudatgobilik, TİSK’in Park Fora Restaurant’ta düzenlediği yemekte AKP iktidarında geçen 4 yıllık sürede, makro ekonomik düzelmeler olduğunu söyledi. Kudatgobilik, bununla beraber “AKP, Türkiye’nin tamamını kapsayacak görünümü ortaya koyamadı’’ diyerek, liberal ekonomik büyümeyi ortaya koyan hükümetin, aynı zamanda tüm Türkiye’yi kapsaması gerektiğini belirtti.Toplumda kadrolaşma konusunda bazı olumsuz görüşler ortaya çıktığını kaydeden Kudatgobilik, eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin görevine devam ettirilmemesinin kendisi açısından bu konuda bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Zor bir yıla girildiğini belirten Kudatgobilik sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar; Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim, AB süreci, dünsilcisine ihtiyaç vardır. Cumhurbaşkanlığı objektif bir makamdır. Yanlış bir şey söylememe mükellefiyeti vardır. Hiçbir siyasi partinin başkanı bu görev için saydığım klasmana girmiyor. Cumhurbaşkanı objektif, duayen, danışılan, güvenilen, yarın ülkenin meselelesahip olduğunu belirtti. Saydığı kriterlere sahip bir kişinin TBMM içerisinde olması halinde, bu kişinin de Cumhurbaşkanlığı’na seçilebileceğini dile getiren Kudatgobilik, “Ama yok, varsa yapalım’’ diye konuştu. Gazetecilerin bu tarifin Erdoğan’ı liste dışı bıraktığına dikkati çekmeleri üzerine Kudatgobilik, “Ne Erdoğan ismine değindim, ne de o bu işi yapamaz dedim. Siyaset üstü davranırsa, yarın söylediğim objektif ve Türkiye’nin tamamını kapsayan özellikler edinirse Erdoğan dahil herkes cumhurbaşkanı olabilir” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer için, “iyi bir cumhurbaşkanı olmuştur” diyen Kudatgobilik, “Ama cumhurbaşkanı daha da üstün vasıflara sahip olmalı” dedi. Kudatgobilik, “Cumhurbaşkanının eşinin başının kapalı, açık olması, tarikat üyesi olup olmaması bizi ilgilendirmez’’ ifadesini kulandı. Adaylık sinyali Arınç, anayasa gereği dışarıdan da aday gösterilebileceğine, CHP’nin 110 milletvekilinin imzasıyla bunu yapabileceğine işaret ederek “Ama bu parlamento dışarıdan bir ismi seçer mi derseniz, ‘Milyonda bir ihtimal bile değil’ derim” diye konuştu. Mutabakattan herkesin farklı şey algıladığını kaydeden Arınç, “Bu parti, boş yere mi tek başına iktidar, ne maksatla sizin gösterdiğiniz adayı seçsin. Bu tavırlar, AKP’yi tam tersine iter. ‘Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, aktif politikanın içinde yıpranmış biri olmamalı’ gibi şeyler söylerlerse bunun karşılığı olabilir” dedi. Arınç, kendisinin aday olup olmayacağına ilişkin soru üzerine ise, 16 Nisan’da açıklama yapacağını söyledi. Arınç, “Bakın bu o kadar zevkli hale geldi ki, yeni spekülasyonlara yol açmayacağını bilsem, size o kadar keyifli şeyler söylerim ki, bunu şimdi Erdoğan ile yapıyoruz” diye konuştu. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net GRUP BAŞKANVEKİLİ SARIBAŞ: Anavatan Partisi de oylamaya katılmayacak Haber Merkezi CHP’nin ardından Anavatan Partisi de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması durumunda Meclis Genel Kurulu’nda oylamaya katılmayacağını açıkladı. Anavatan Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, “Başbakan, sayısal çoğunluğuna güvenerek, uzlaşmadan, dayatmayla hareket eder ve adaylığını açıklarsa parlamentoda olmayız” dedi. Sarıbaş, Başbakan’ın liyakatı ve becerisiyle cumhurbaşkanlığını hak etmediğini savundu. Sarıbaş ayrıca TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “Muhalefetin oylamaya katılmasının anayasa açısından kıymeti yok” açıklamasına da tepki göstererek “Uzlaşmaz zihniyeti açıkça ortaya koyuyorlar” dedi. CHP lideri Deniz Baykal da önceki gün yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olması halinde, Meclis’te oylamaya katılmayacaklarını açıklamıştı. Koray Aydın’ın yargılanması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın Yüce Divan’da yargılanmasına devam edildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Abdurrahman Yalçınkaya, bilirkişi raporunun yanlış olduğunu, yeni bilirkişi heyeti oluşturulmasını istedi. Aydın ise raporun lehine olduğunu, malvarlıklarında artış olmadığını söyledi. ? TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, “AKP, Türkiye’nin tamamını kapsayacak görünümü ortaya koyamadı’’ dedi. ya konjonktüründeki zorluklar. Hükümetin sanayi, istihdam, tarım politikası yok. Önümüzdeki yıl kayıp bir yıl olabilir” dedi. Kudatgobilik, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili görüşlerini de şöyle ifade etti: “Bu görev duayen bir kimse tarafından yapılmalıdır. Toplumun hiçbir kesimine arka çıkmayacak bir toplum temrine en objektif teşhisi koyacak kişi olmalı. Buradaki konsensüs önemli. Türkiye gibi büyük atılım dönemindeki ülkelerdeki yanlış tercihler, zorlamalar fayda getirmez, zarar getirir.’’ Kudatgobilik, İhsan Doğramacı, Kamuran İnan, Hikmet Çetin, Bülent Eczacıbaşı gibi isimlerin cumhurbaşkanı olabilecek donanımlara CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear