14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B S 12 10 12 12 16 14 18 16 10 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y S S S S A 11 12 11 11 12 8 8 8 21 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A B A A A A B B K 20 21 14 16 11 10 5 6 3 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Kars, Ardahan ve Sinop çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz kıyılarında etkili olacak. Yurdun iç kesimlerinde sabah saatlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu kesimlerde biraz azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y PB Y PB PB PB PB PB 8 9 10 14 12 12 14 11 12 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB Y Y PB PB PB PB 11 7 15 8 5 6 16 15 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y 5 B 3 PB 13 PB 0 Y 8 PB 1 PB 10 PB 13 A 18 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Türkiye ile müzakere etmeyeceklerini, müzakere ettikleri konuları da “kapatmayacaklarını” ilan ediyorlarmış; varsın böyle desinler, “biz yolumuza devam edeceğiz”. Ne sağlam bir irade veya umursamazlık! Üstelik kendi söyledikleriyle teselli buluyor. AB Komisyonu’nun kararı 14 Aralık’ta toplanacak olan liderlere tavsiye niteliğinde. Telaşa gerek yok. Dışişleri bakanları toplantısında, liderler zirvesinde tavsiye kararı değişebilir, yani yumuşatılabilir. Kuşku yok, ağırlaştırılabilir de... Riga’da komisyon kararını öğrenince, “kabul edilemez” diye tepki gösteren RTE’nin, sonradan kararı sindirdiği anlaşılıyor. Herkes Mersin’e, RTE tersine. ??? Her kötü gidişin bir başlangıcı olmak gerek, ama RTE bu noktaya nasıl geldiğimizden söz açmaya, tartışmaya yanaşmıyor. AB ile üyelik müzakerelerini başlatmak için 17 Aralık 2004’te Ankara Anlaşması’nı yeni 10 üyeye genişletmeye, üstelik söz verdi. Verilen yazılı sözün Güney Kıbrıs’ı tanıma anlamına geleceğinin ve limanlarımızı Kıbrıs Rumlarının gemi ve uçaklarına açmak zorunda kalacağımızın farkına varınca bir deklarasyonla protokolün tanıma anlamına gelmediğini iddia ve ilan etti. Tabii AB’den de ret yanıtı aldı. 17 Aralık’ı övmekte yarışan yalaka yıldızlar şimdi tren kazaya uğramadı ammaaaa, AB yolunda devam ediyoruz falan gibi RTE’yi rahatlatacak yorumlar döktürüyorlar. Hükümet, AB’den KKTC’ye izolasyonların kaldırılacağı sözünü aldı. Söz uçtu gitti, metinler baki. AKP, 2004 yılında Kıbrıs’la ilgili sözler vermemesi için sürekli uyarıldı. O zamanlar yalakalar, uyarı sahiplerini, AB’ye üye olmamızı istemeyenler diye suçladı. AB’nin son kararı Baykal’ın vurguladığı gibiAKP’nin AB sürecini taşıyamaz hale geldiğini kanıtlıyor. Ana muhalefete göre, ”Bu aşamadan sonra ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız”. “Korkulan olmadı”. Başbakan’a göre durum bu kadar basit! ??? Haftanın manzarası: AB kararı... Bir elinde Türk bayrağı, konuşmasında Türkçe cümlelerle şirin görünmeye çalışan bir Papa... Papa’ya hem laiklik dersi veren hem de Vakıflar Yasası’nı veto ederek AB’ye aynı gün tepki gösteren davranışlarıyla bir Cumhurbaşkanı... Papa 16. Benedictus, AB’ye destek veriyormuş, Türkleri çok seviyormuş... Medya bayram ediyor. Fakat “İtalya’dan bakınca” Papa’nın ziyareti nasıl görünüyor? Bir tek gazeteci dışında ne arayan ne de araştıran yok. Nilgün Cerrahoğlu, Cumhuriyet’te Roma’dan günlerdir İtalya’yı, Vatikan’ı anlatıyor: “Çember sakallı adamlar, kara çarşaflı kadınlar... İtalyan TV’lerine yansıyan görüntüler bunlar” diye yazıyor. Medyamız, Papa Ayasofya’da diz çöküp dua edecek mi etmeyecek mi diye sütunlar doldururken; Cerrahoğlu, dünkü yazısında Ayasofya’ya, Papa’nın AB desteğine, sözcüsü Federico Lombardi’nin bakışını içeren deklarasyonu yazıyor: “Vatikan her ne kadar Türkiye’nin AB üyeliğinde siyasi etki sahibi değilse de, ortak değerler ve ilkeler temelinde AB’ye ‘yakınlaşmasına’ olumlu bakmaktadır.” Cerrahoğlu “ortak değerler ve ilkeler”in “Vatikan dilindeki anlamını” açıklıyor: “1 Türkiye’deki laik sistemin yeniden tanımlanması. 2 Hıristiyan azınlıklara, Vatikan’ın anlayışına göre yeni bir ‘din, inanç ve ibadet özgürlüğünün tanınması’.” “Yani Vatikan’ın şartları var”: Papa bu şartları, Ankara’ya gelirken uçakta İtalyan gazetecilere verdiği demeçte “yeni bir laiklik tanımını” doğruluyor. Papa’ya göre “Tarihi kökenlerinden hareketle Türkiye, laiklik ile gelenek arasında akıl ve hoşgörüyü bir araya getiren bir yeni yaklaşım bulmak zorunda”. Necmettin Erbakan ve onun rahlei tedrisinden geçen bugünkü iktidar, AKP kodamanları da yıllardır laikliğin yeniden tarif edilmesini istemediler mi, istemiyorlar mı? RTE, elbette Papa’yı uçağın kapısında karşılar. Erdoğan çarpıttı mı? ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY tartışma konusu oldu. Erdoğan, salı günü Papa ile Esenboğa Havaalanı’nda yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin “Daha önce Vatikan’ın ABTürkiye ilişkilerine bakışı,Türkiye’nin AB içinde yer almaması şeklindeydi. Görüşmenizde bu gündeme geldi mi? Türkiye’nin AB üyeliğine Vatikan nasıl yaklaşıyor’’ sorusu üzerine, Papa’nın Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini açıkladı. Kendisinin Papa’dan AB için destek istediğini belirten Erdoğan, Papa’nın da bunun üzerine “Biz siyasi değiliz ama Türkiye’nin AB’ye girmesini arzu ederiz” ifadesini kullandığını söyledi. Erdoğan, bu sözlerin Dışişleri Bakanlığı not tutucu personelinin kayıtlarında yer aldığını, Devlet Bakanı Beşir Ata lay’a da ayrıntıları açıklaması talimatı verdiğini söyledi. Ancak, edinilen bilgilere göre, Erdoğan’ın bu açıklaması, Vatikan’da rahatsızlık yarattı. Erdoğan’ın “talimatına karşın” Papa görüşmesinin tutanakları akşam saatlerine kadar açıklanmazken, Başbakanlık, Erdoğan’ın NATO zirvesi için gittiği Letonya’da AA’ya özel, sürpriz bir bilgilendirme yaptı. Buna göre, Papa, Erdoğan’a Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasında köprü olduğunu, medeniyetler ittifakı projesini dünya barışı adına önemli bulduklarını, proje üzerinde Türkiye ve Vatikan’ın birlikte çalışabileceğini söyledi. Papa, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ise, “Vatikan’ın siyasi kimliğinin bulunmadığını ayrıca AB üyesi de olmadığını, dolayısıyla Türkiye’nin AB üyeliğini destekleme konusunda siyasi bir manevra alanlarının bulunmadığını’’ kaydetti. AA’nın, haberinde özellikle bu bölümü tırnak içerisinde vurgulaması dikkat çekti. Habere göre Papa ayrıca, “Medeniyetler ittifakı çerçevesinde Türkiye’yi AB ile birlikte görmek istediklerini belirterek dünya barışı için medeniyetler ittifakına büyük ihtiyaç olduğunu” kaydetti. PapaErdoğan görüşmesiyle ilgili muğlaklık, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da tepkisini çekti. Konuyu partisinin merkez yönetim kurulu toplantısında değerlendiren Baykal, şöyle konuştu: “Başbakan, televizyonların önünde açıklama yaptı. Daha sonra Riga’dan AA başka haber geçti. Bu haber Başbakan’ı yalanlamaktadır. Erdoğan’ın Papa’ya atfen açıklamaları Vatikan çevrelerinde sıkıntı yaratmıştır. Onun üzerine böyle bir açıklama yaptırılmıştır. Buna daha önce tanık olduk. Ermeni soykırım tasarısı Fransız Meclisi’nde görüşülürken, ‘Chirac’la konuştum, imzalamayacağını söyledi’ demişti. Sonra bu yalanlandı. Başbakan muhataplarının sözlerini çarpıtma alışkanlığı edinmiştir.” Başbakanlık’ın “sürpriz bilgilendirmesinden sonra” Başbakanlık gibi, yalnızca AA’ya bilgi vermekle yetinen Atalay, şöyle konuştu: “Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda hatırladığım kadarıyla, Vatikan’ın politik kurum olmadığını, fazla manevra alanlarının bulunmadığını, ancak Türkiye’nin Avrupa’ya katkılarının olacağını ifade etmiştir. Genel manada Türkiye’nin AB üyeliği yönünde olumlu bir tutum göstermiştir.’’ Halk yürüdü Trafik çıldırttı İstanbul Haber Servisi Papa 16. Benedikt’in ziyareti nedeniyle İstanbullular dün de trafikte sıkıntılı saatler yaşadı. Özellikle Harbiye, Balat ve Sultanahmet gibi kentin en işlek ana arterlerinin trafiğe kapatılması İstanbulluları çileden çıkardı. İstanbul’da bir türlü bitirilemeyen yol ve kavşak çalışmaları yüzünden tahammül sınırlarını zorlayan trafik sorunu, Papa’nın temasları sırasında işkenceye dönüştü. Papa’nın bulunacağı tüm bölgelerde sokaklar, ana caddeler kapatıldığı için Taksim, Eminönü, Karaköy, Okmeydanı, Sultanahmet, Unkapanı ve Haliç çevresindeki yollarda uzun araç kuyrukları oluştu. Papa’nın bulunacağı tüm bölgelerde sokaklar, ana caddeler kapatıldığı için İstanbul’da bir türlü bitirilemeyen yol ve kavşak çalışmaları yüzünden tahammül sınırlarını zorlayan trafik sorunu, tam bir işkenceye dönüştü. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde çok sayıda İstanbullu işine ve evine yürüyerek gitmek zorunda kaldı. (Fotoğraf: AA) Papa’ya komşu olmak Uyarılar geç ve sözlü yapıldı. Vatikan Temsilciliği’ne açılan sokaklarda yaşayan yurttaşlar kimlik bildiriminde bulunmadan evlerine gidemedi ZEKİ TEZER Papa 16. Benedikt’in Türkiye ziyareti, İstanbul’daki Vatikan Temsilciliği’nin bulunduğu Elmadağ ve çevresine özel günler yaşattı!.. Pazartesi akşamı işlerinden evlerine dönenleri bir sürpriz bekliyordu. Vatikan Temsilciliği’ne açılan sokaklarda yaşayanlar, evlerine ulaşamadan durduruldular. Sokakları kapatan polis, semt sakinlerine kimlik bildiriminde bulunmayanların evlerine giremeyeceğini söylüyordu. Şaşkın semt sakinleri, kırtasiyecilere koşup nüfus cüzdanı fotokopisi çektirdikten sonra karakollara ya da gezici polis aracına kimlik bildiriminde bulundular. “Haberimiz yoktu” diyen yurttaşlar, polisin apartmanları dolaşarak haber verdiğini öğrendiler. Ancak bu sözlü bildirim, sabah işe gidenlere, şehir ya da yurtdışında olanlara ulaşamamıştı. Üstelik yetkililer Papa’nın ziyareti süresince, yani dört gün misafir kabul edemeyeceğimizi de bildiriyordu... Salı günü ise park edilen araçların çekilmesi gerektiği, ziyaret süresince de araç park edilemeyeceği yine sözlü olarak bildirildi. Son dakikada yapılan uyarılar bir kez daha halkı mağdur etmişti. Evde olmayanların araçları çekicilerle götürüldü. Arabası olanlar ya uzak yerlere park ettiler ya da otopark parası vermek zorunda kaldılar. Polislerle yurttaşlar arasında ilginç tartışmalar da yaşandı. Yaşlı bir kadın, az ötede oturan yakınlarını neden göremeyeceğini bir türlü anlamak bilmiyordu mesela. Kimi evini gösterip, “İşte ışıkları yanıyor bakın” diye yakınıyor, kimi bir tanıdık arıyordu etrafta. Kapalı sokaklara paketle girilemeyeceği bile söylendi. Buna karşılık yurttaşlar yine de çözüm üretmeye çalıştılar. İstenmediği halde paketlerini açıp, kendilerini aratmaya çalışanlar oldu. Papa sonunda, Vatikan Temsilciliği’nde Katolik cemaatinin önde gelenleriyle buluştu. Kısa bir süre de olsa komşu olduğumuz 16. Benedikt, sıkıntılardan habersizdi. Semt sakinleri ise kendi kendilerine önlemler konusunda neden vaktinde uyarılmadıklarını soruyordu. ESNAF YAKINDI Sabah ve akşam saatlerinde çok sayıda İstanbullu işine ve evine yürüyerek gitmek zorunda kaldı. Güvenlik kordonunda kalan esnaf da iş yapamamaktan yakındı. Papa’nın, konakladığı Harbiye’deki Vatikan İstanbul Konutu’na geçişi sırasında AksarayUnkapanıTaksim güzergâhı ile TaksimOsmanbey arasındaki Halaskârgazi Caddesi tek yönlü olarak araç trafiğine kapatıldı. Buradaki yoğunluk da her iki yönde ÇağlayanMecidiyeköyLevent ve LeventBeşiktaş, Aksaray Vatan Caddesi’nden Bayrampaşa güzergâhlarında olağanüstü bir sıkışıklık yarattı. Bugün Harbiye Holy Spirit Katedrali’ndeki ayini yönetecek olan Papa, öğleden sonra Türkiye’den ayrılacak. Kardeşim 400 milyonluk Avrupa, 73 milyonluk Türkiye’ye karşı 700 binlik Rumları tutuyor. Bu nasıl iş? Yerinde bir soru... Ama çok yönü var. Birincisi girişte vurguladığımız gibi Papadopulos 2004’ten beri risk aldı, ödün vermedi, tutturduğu çizgiden milim sapmadı. 2004 yılı Nisan ayını kısaca anımsayalım: Türkiye’de ve KKTC’de herkes Annan Planı’na evet demenin yaşamsal olduğunu ilan etti. Evet dersek hem Türkiye’nin hem KKTC’nin önü açılacaktı. Hayır diyenler statükocuydu, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek istiyordu... Rum tarafında ise genel eğilim hayır yönündeydi. Bunun başını Papadopulos çekiyordu. Kıbrıs’ın tümünün kendilerine verilmesi gerektiğini savunuyordu. Türklere en küçük bir hak verilmesinin dahi kabul edilemeyeceğini söylüyordu. Rumlar 40 yıllık politikalarını aynen sürdürürken Erdoğan, “40 yıllık politikalarla bu olmaz, biz kazankazan politikası uygulayacağız. Biz de kazanacağız, Rumlar da” diyordu. Rumlar da kazan kazan politikası uyguladı ama şöyle: Bir bana iki bana, bir bana iki bana! ??? Madalyonun birinci yüzü böyle. İkinci yüzünde ise şu var: AB, Rumları konu mankeni olarak kullanıyor! Türkiye’yi AB’ye almamanın anlatılabilir bir yöntemini buldular! Türkiye yarın dese ki: “Eyy AB, tamam istediğinizi yapıyorum... Limanlarımı, havaalanlarımı açıyorum...” AB kutlayacaktır. Bunu çok önemli bir adım olarak değerlendirecektir. 14 Aralık’taki AB zirvesinde Türkiye’den övgülerle söz edilip trenin hızlı tren olduğu, hiçbir istasyonda durmadan hedefine doğru ilerlediği ilan edilecektir... Bir sonraki zirvede de şu söylenecektir: Müzakerelerin sürmesi için önkoşul Ege’dir. Türkiye’nin Ege’de Yunanistan’ın bütün haklarını tanıması gereklidir! Bugun Yunanistan Ege’yi neden gündeme getirmiyor? Kıbrıs tam olarak çözülemediği için. Çözüldüğü gün, sırada Ege var. Fransa yakın geçmişte Rumlardan bir üs aldı. Lübnan operasyonu için de bu üssü kullandı. Bunun karşılığında da Türkiye’nin karşısına Rumlar yerine kendisi çıkıyor. Sadece Rumlar çıksa Ankara’nın, “Koca Türkiye’ye karşı Rumları mı tutuyorsunuz” diye tutturacaklarını bildikleri için bu yöntemi seçtiler. ??? Madalyonun üçüncü yüzü ise pek görünmüyor... Orada AKP var! Başbakan Erdoğan AB’nin 8 başlıkta askıya, 26 başlıkta baskıya alma kararını duyduktan hemen sonra şunu söylemişti: “Bu kabul edilemez...” Uçakta ne değiştiyse, Ankara’ya geldiğinde her şeyi kabul edilebilir buldu. Gerekçesini de şöyle açıkladı: “Bu daha kesin karar değil. Tavsiye niteliğinde... Zirvede buna uyulup uyulmayacağı belli değil!” Bizce özür kabahatten büyük... Bir Başbakan, ülkesi hakkında verilen tavsiye kararının yolda değişebileceğini düşünüyor ama, nasıl değişeceğini, ne yönde değişeceğini bilmiyor. Kaderine razı bir “mahkum” edasıyla, bekliyor! AB de karşısında böyle hükümet olduğunu bildiği için Türkiye’yle ilgili en ağır kararı aldıktan sonra Ankara’ya şunu öneriyor: “Yola devam etmek Türkiye’nin yararınadır!” Ee yuh! ankcum?cumhuriyet.com.tr Avukatlardan ‘F’ tipi protestosu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi üyesi bir gurup avukat, “F’’tipi cezaevlerini protesto etti. Sakarya Caddesi’ne cüppeli olarak gelen avukatlar, meşale yakarak ve sloganlar atarak Yüksel Caddesi’ne yürüdüler. Yapılan açıklamada, Avukat Behiç Aşçı’nın örüm orucunun 240. gününde olduğu belirtildi. Açıklamada, “F tipi cezaevlerinin kaldırılması ve cezaevlerindeki koşulların iyileştirilmesi’’ istendi. Kekilli’nin sözleri kızdırdı ? BERLİN (AA) Berlin eyalet meclisinde düzenlenen “Aile İçi Şiddete Son’’ kampanyasına ilişkin bilgilendirme toplantısında Sibel Kekilli’nin sözleri krize neden oldu. Oynadığı filmlerde aldığı ödüllerle dikkat çeken Kekilli, toplantıda, “Müslüman ailelerde şiddet, kültürün bir parçası’’ dedi. Kekilli’nin konuşması sırasında Türkiye’nin Berlin Başkonsolosu Ahmet Nazif Alpman ile bazı davetliler toplantı salonunu terk etti. Bunun üzerine insan hakları savunucusu Seyran Ateş, Alpman’ın ayrılmasına tepki göstererek “İşte biz bu tür tutumlardan dolayı bu konuda konuşamıyoruz’’ dedi. İngiliz uçağında radyoaktif madde ? Baştarafı 1. Sayfada GAZETEMİZE TAZMİNAT DAVASI BEBEĞİNİ SIRTINA SARIP KENDİSİNİ ASTI masa geçecek, yaklaşık üç bin şirket çalışanını da kontrolden geçirecek. Şirket yetkilileri, uzmanlardan aldıkları bilgilere dayanarak, bulunan radyoaktif izlerin, halk sağlığına bir tehdit oluşturma ihtimalinin çok düşük olduğunu açıkladı. Uçaklardaki radyoaktif kalıntıların tam olarak ne zaman meydana geldiğini bilmediklerini açıklayan yetkililer, uzmanların bunun ekim ayının sonunda olduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Yetkililer başlatılan incelemenin sadece bu üç uçağı kapsadığını ve soruşturma sona erene kadar bu uçakların seferden kaldırıldığını bildirdi. Koza’ya yargıdan ret İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kesinleşmiş yargı kararlarına karşın verilen yeni izinlerle Bergama Ovacık Altın Madeni’ni işletmede tutan Koza Firması gazetemiz hakkında açtığı 250 bin YTL’lik tazminat davasını da kaybetti. Dikili Emek ve Barış Şenlikleri kapsamında düzenlenen “SiyanürAltın ve Çevre” konulu panele adamlarıyla birlikte gelerek olay çıkaran Koza Firması’nın gazetemiz hakkında açtığı davanın ikinci duruşması Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Davacı firmayı avukat Bahadır Öztürk’ün gazetemizi ve diğer davaları avukat Evrim İnal’ın temsil ettiği duruşmada hâkim, açılan davanın “reddine” karar verildiğini bildirdi. Geçen ağustos ayında Dikili’de gerçekleştirilen Emek ve Barış Şenlikleri’nde düzenlenen paneli basan Koza Firması adamlarının davranışlarını gazetemiz “Dikili’de Zorbalık” başlığıyla haberleştirmişti. Gazetemizi “yalancılıkla” suçlayarak tazminat talep eden firmaya yargı onay vermedi. Panelin basıldığı, panelistlerin dövülmek istendiği ve çok sayıda Dikilili yurttaşın yaralandığı olayların gazetemizde yer almasının ardından, firma tarafından Gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, Sorumlu Müdürü Güray Öz, yaşananları haberleştiren Ozan Yayman ve olayları izlenimiyle aktaran gazetemiz İzmir Temsilcisi Serdar Kızık hakkında toplam 250 bin YTL’lik manevi tazminat davası açılmıştı. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, Koza Firması’nın istemini reddederken gerekçeli kararın önümüzdeki günlerde açıklanacağı belirtildi. Yine berdel dramı ? Baştarafı 1. Sayfada BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ Öte yandan Sağlık Bakanlığı, radyasyona rastlandığı ileri sürülen British Airways’e ait uçakla Türkiye’ye giriş yapan yolcuların ter ve idrar örneklerinin incelenmesi için harekete geçti. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Gümrükçüoğlu, söz konusu tarihlerde, iddiaya konu uçakla Türkiye’ye giren Türk yurttaşı veya yabancı uyruklulardan, pasaport numaraları tespit edilenlere nüfus kayıtlarından yola çıkılarak il sağlık müdürlükleri kanalıyla ulaşılacağını ve bu kişilerin İstanbul ve Ankara’daki Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ile irtibatlı merkezlere müracaat etmelerinin sağlanacağını söyledi. ren ailesinin, yengesinin kardeşine 3 yıl önce berdel vererek evlendirdiği Şahe Fidan, geçen hafta sonu eşiyle kavga edince evi terk edip baba evine sığındı. Ancak aile meclisi, “Bizde evlenen kadının koca evinden ancak cesedi çıkar. Senin yerin kocanın yanıdır” diyerek Şahe Fidan’ı yeniden eşinin evine gönderdi. Birkaç gün daha eşiyle sorunlarını çözmeye çalışan ancak başarılı olamayınca bunalıma giren Şahe Fidan, intihara karar verdi. Geçen cumartesi günü evin tenha olduğu sırada 1.5 yaşındaki bebeğini sırtına çarşafla bağlayıp evin banyosunda giren Şahe Fidan, iple kendini tavana astı. Bebeğin ağlaması üzerine evdekiler şüphelenip aradıkları Şahe Fidan’ı banyoda asılı buldu. Otopside intihar ettiği saptanan Şahe Fidan, böl gedeki diğer töre kurbanları gibi Yeşiltepe köyünde sessizce toprağa verildi. Polise ateş açtılar ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da Kantinciler Odası Başkanı Yücel Okutan’ın 15 gün önce tabancayla yaralandığı saldırıya ilişkin çalışma yapan polis ekiplerine, dün “olayın failinin bulunduğu sanılarak’’durdurulan ticari otomobilden ateş açıldı. BursaYalova karayolunun 4. kilometresinde meydana gelen olayda ateş açılması üzerine polis de karşılık verdi. Çıkan çatışmada Esra Sabas (29) adlı kadın polis ile Yahya Kop (30) adlı polis yaralandı. Polis memurlarına ateş açan zanlı da bacağından vurularak yakalandı. Zanlıyla birlikte otomobilde bulunan 3 kişi de gözaltına alındı. KARDEŞİ VERİLECEK Genç kadının intiharı, ailesini evlat acısının yanı sıra geleneklere göre ayrıca sıkıntıya soktu. Ağabeyi İsa Fidan’ın Aysel Göregen ile evliliğine karşılık, ailesinin başlık parası ödememesi için yaklaşık şu an 25 yaşında olan Aziz Göregen’e nikâhsız eş olarak verilen Şahe Fidan’ın yerine şimdi 19 yaşındaki kız kardeşinin verilmesi gündeme geldi. Fidan ailesinin yakınları, “Şahe’nin intiharı ailesini de sıkıntıya soktu. Geleneklere göre Fidan ailesi, Göregen ailesine gelin aldıkları Aysel’e karşılık ya başlık parası ödeyecek ya da 19 yaşındaki diğer kızlarını Aziz Göregen’e eş verecekler” diye konuştu. Öğrencilere bıçaklı saldırı ? SAMSUN (AA) Samsun’da, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kurupelit Yerleşkesi’nde bir grubun saldırısına uğrayan 4 öğrenci yaralandı. Hasan Ç, Satılmış V. U, Halil M. ve Deniz K. adlı öğrencilerin kent merkezine gelmek isterken 78 kişilik bir grubun saldırısına uğradığı öğrenildi. Öğrencilerden Deniz K’nin darp edildiği, diğerlerinin ise bıçakla yaralandığı bildirildi. Polis, saldırganların kullandığı iddia edilen 06 BB 1358 plakalı aracı, terk edilmiş olarak buldu. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear