25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2006 SALI 6 Yabancı dil sınavı başvurusu ? ANKARA (AA) Doçent adaylarına yönelik düzenlenen Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı’na (ÜDS) başvurular, 23 Ocak1 Şubat 2006 tarihleri arasında yapılacak. Sınav, 26 Mart 2006 tarihinde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nce (ÖSYM) gerçekleştirilecek. Sınav sonuçları yüksek lisans programlarına giriş için de kulanılabileceğinden, ÜDS’ye doçent adaylarının yanı sıra lisans programı mezunu ile lisans programlarının son sınıfında veya son sınıftan bir önceki sınıfta okuyan öğrenciler de başvurabilecekler. Yabancı dil koşulunu karşılamak için doktora ve sanatta yeterlik sınavına girecek adayların da ÜDS’ye katılmaları ve 100 üzerinden 50 ve üstünde puan almaları gerekiyor. Adaylar, başvurularını üniversite rektörlüklerine yapabilecekler. HABERLER Okullarda her yedi öğrenciden biri arkadaşları tarafından şiddete uğruyor SALI ORHAN BURSALI Zorbalık terörü sıralarda FİGEN ATALAY Kuş, Gaz Odaları, Kümes İnsan türü dehşet içinde. Kuş gribi üzerine internette şöyle kısa dolaşmaya çıkarsanız, bu dehşeti bütün boyutlarıyla görürsünüz. Gazeteleri bir yana bırakın.. Bütün üniversitelerin, bilim kurumlarının, uluslararası örgütlerin internet sitelerinde sayfalarca kuş gribi.. hepsi bilgilendirmeye yönelik.. son araştırmaların sonuçlarını yayımlıyorlar ve adım adım nerelerde görüldüğünün çetelesini tutuyorlar. Şüphesiz, nasıl korunmak ve yaşamak gerektiğine ilişkin de pratik bilgiler çok. İnsanlık, özellikle ülkemizdeki türdeşleri, bütün kanatlıları yokederek bu beladan kurtulabileceğini düşünüyor. Duyuyoruz ki, kanatlılar için bu defa gaz odaları siparişleri verilmiş.. Van’da.. Vali Bey diyor ki: ‘‘Bu hayvanlar bizim dostlarımız, onları en acısız bir şekilde itlaf etmeliyiz’’.. hepsini canlı canlı kuyulara doldurup boğma, ateşte yakma yöntemleri, herhalde yeterince vahşi bulunmadı. Gaz odaları daha ‘‘insancıl’’.. birincisi ve ikincisi ortaçağa aitse, sonuncusu 20. yüzyılın buluşu! Daha çağdaş!.. Gaz odaları bütün ülke çapında yaygınlaşabilir.. şimdiden alışalım, kimbilir, yarın o odalar insanlar için de gerekli olabilir.. Kanatlı soykırımı.. İnsan türü, kendini korumak için, şimdilik, kanatlı türü yoketmeye yöneldi.. Kuş gribinde sıra ‘‘kendine’’ de gelir mi?! Korkulan bu! ??? Vahşetimizi her an her yerde göstermekte bire biriz, övündüğümüz o ‘‘üstün’’ aklımız nerede? Çok yönlü önemli bir sorun var. Evrensel ve ülkesel boyutlu. Bu sorunla, en az telef vererek sadece bilime dayalı bir akılla yaşayabiliriz.. Bütün tavukları yoketmek akıllılık gösterisi mi? Köylerde tavuk beslemeye son vermek mümkün mü? Ayrıca doğru mu? Acaba, grip bulaşma tehlikesini en aza indirecek basit teknik yöntemler yok mu? Tavuk sanayisi, bu krizden en az nasıl etkilenebileceği konusunda ne düşünüyor, ‘‘köylü tavuklarını’’ yasaklamayı istemekten başka? Mesela, ‘‘kuş gribi bulaşma tehlikesi’’ni nasıl sıfırlayabilir? Belki de sıfır, ama bunu halka nasıl anlatabilir ve güven verebilir? En çok zarar gören sektör, ama televizyonlarda bir tane tanıtıcı, bilgilendirici, güven verici reklamları yok.. ??? Tavuk işletmecilerinden (CP) Recai Önder’in görüşleri ilginç. Göçmen kuşlardan virüs bulaşmayacak ‘‘köy tipi kümes modeli’’ öneriyor. ‘‘Köylerde ev içlerinde ve açıkta kanatlı hayvan yetiştirilmesinin kontrol altına alınabilmesi için küçük tip kapalı kümes modeli önererek, düşük gelir grubundaki halkın ucuz protein ihtiyacının sağlıklı ve kesintisiz olarak devam etmesini sağlamak istiyoruz.’’ Diyor ki: ‘‘Kümes boyutları: 2.5 x 3 = 7.5 metrekare, yükseklik 2 metre. 4 farklı büyüklükte olabilir. Civciv miktarı, 1050 adet. Kümeslerde izolasyonlu sandviç panel tipi kullanılarak aşırı soğuk bölgelerde ısıtma zorunluluğu kalkar. Böylelikle hayvan ölümlerini engellemek için ev içlerine alınan kanatlıların hastalık bulaştırma riski de biter. Maliyeti 600 YTL. Her aile için devlet bir seferlik karşılar.’’ Dünya Bankası projeleri ile Doğu Anadolu, Eskişehir, Bolu’da kapalı tip entegre kümeslerin küçük modelleri yapılmış. Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan 1000 adet değişik türde kanatlı hayvana bir şey olmamış; nedeni de ‘‘Atatürk Orman Çiftliği’nde etrafı çitlerle çevrilmiş, insanlarla teması olmayan küçük baraka tip kümeslerin olması’’. Milyonlarca kanatlıyı yoketmek mi akıllıca, yoksa göçmen kuştan virüsün bulaşmasından onları koruyacak basit yapılar inşa etmek mi? Nüfusun yüzde 40’ı köylerde yaşıyor. Bu insanların ana protein kaynağı tavuk.. Önder diyor ki; ‘‘Tavuk yemezse, başka beslenme bozuklukları ortaya çıkar’’ ve bunun toplumsal maliyeti katbekat artar. Uzakdoğu deneyimi öğrenilmeli. Bir bilinçlenme ile eski alışkanlıkları değiştirme seferberliği gerekir. Sivil inisiyatif katkısıyla. Tayland’da bu yapılmış. Tabii ‘‘bu çalışma il özel idareleri, muhtarlıklar ve valilik aracılığı ile organize edilmeli’’. ??? Bu kuş gribi, geçmişte milyonlarca insanı kırıp geçirmişti. Şimdi yeni türü, evrimleşmek için en iyi olanakları arıyor.. Tabii, en öldürücüsü, evrimini (değişiminibaşkalaşımını) biz insanlarda tamamlaması! Bu özelliği kazandığında yeni bir alt tür canlı ortaya çıkacak ve insandan insana geçebilecek.. İşte o zaman yandı dünya keten helva! Şu evrime karşı olan akıllar, aman bi çare! PEDAGOG BELGİN TEMUR: Adana’da iki dram ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’da, iki çocuk intihar etti. Anadolu Mahallesi’nde, ailesiyle komşu ziyaretine giden ilköğretim okulu 6. sınıf öğrencisi M.Ü. (11), bir süre sonra ders çalışması gerektiğini belirterek evine döndü. M.Ü., henüz belirlenemeyen bir nedenle kendini tavandaki vantilatöre astı. Adana Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuk kurtarılamadı. Öte yandan, Gürselpaşa Mahallesi 54 Sokak’ta ailesiyle yaşayan V .E. (16), henüz belirlenemeyen bir nedenle kendini iple odasının tavanına astı. Her iki intihar olayıyla ilgili soruşturma sürüyor. Her yedi öğrenciden biri, belli bir süre boyunca zorba ya da kurban olarak zorbalık deneyimi yaşıyor. Daha küçük yaşta ve bedence daha zayıf öğrenciler, zorbalıkla daha sık karşılaşıyor. 13 yaşında zorbalıkla karşılaşanların, 23 yaşında depresyon geçirmeleri daha yüksek bir olasılık ve annebabalar genellikle zorbalık sorununun farkında olmuyorlar. Türkiye’de de başka ülkelerde de okulda şiddet yaygınlaşıyor. Küçücük çocuklar bile sınıf arkadaşlarını merdivenlerden yuvarlamaya, sandalyelerden düşürmeye, kafalarını duvarlara vurmaya çalışıyor. Okul yönetimleri, öğrencilerin birbirlerine zarar vermesini önlemek için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Kimi okullarda, sınıflara güvenlik kameraları yerleştiriliyor ve okul yöneticileri sürekli sınıfları gözlüyor. GÖRMEZLİKTEN GELİNMEMELİ Özel Doğuş Okulları psikolojik danışmanı Serhat Uzun, okulda zorbalığın aslında yıllardır var olan, ‘‘Aman ne olacak, çocuktur geçer’’ denilen, yokmuş gibi davranılan bir konu olduğuna dikkat çekti. Uzun, ‘‘Ancak yapılan SORUNU ŞİDDETLE ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORLAR Şiddeti yoğun bir şekilde uygulayan çocukların çoğunun özgeçmişinde yaşanmış şiddet olaylarının varlığı bilinmektedir. Özellikle de kişilik bozuklukları ya da bazı psikiyatrik sorunları bulanan kişilerin çocuklarının şiddete maruz kalma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca ailede alkol ve madde bağımlılığının varlığı, evlilik sorunları, aile içi iletişim sorunları, ekonomik stresler, sosyal izolasyon sorunları gibi sorunlar yaşayan ailelerde de şiddet eğilimi artmakta, çocuklar da bu şiddetin mağduru olmaktadırlar. Şiddet mağduru olan bu çocuklar kendi ilişkilerinde de şiddeti sorun çözme biçimi olarak kullanmaktadırlar. Çocuğun evde öğrendiği şey, babanın sorunları şiddete başvurarak çözüyor olmasıdır. Burada ailelere ve okul yönetimlerine düşen görev, her türlü düzenlemeyi çocuğun şiddetten korunması bakış açısıyla yapmalarıdır. araştırmalar, zorbalığın olumsuz ve yıkıcı etkisi nedeniyle üzerine gidilmesi ve çözümlenmesi gerekliliğine işaret etmektedir’’ dedi. Uzun, zorbalığı şöyle anlattı: ‘‘Zorbalık, bir çocuğun ya da ergenlik dönemini yaşayan bir gencin, bir başka çocuk ya da gence karşı bilinçli ve uzun süren şekilde fiziksel şiddet kullanması veya isim takması, dışlaması, söylentiler çıkarması ya da alay etmesi sonucunda canını acıtması anlamına gelmektedir. Yapılan araştırmalara göre okulda zorba olarak belirlenen öğrencilerin yaklaşık yüzde 60’ı, 23 yaşına kadar en az bir kez suç işlemiş durumdadır. Zorbalıkla karşılaşmak, 10 yıl sonrasında yaşanan özgüvensizliğin göstergesi olmaktadır.’’ Psikolojik danışman Serhat Uzun, ‘‘çocuk ve gençler neden zorbaca davranırlar’’ sorusuna şu yanıtı verdi: ‘‘? Bir gruba ait ve popüler olmanın istenmesi. ? Güç duygusundan hoşlanılması. ? Mutsuzluk ve yetersizlik duygusu nun yaşanılması. ? Her istediklerinin yapılması. ? Korkularını gizleme isteği. ? Çocukların izlediği televizyon programlarının etkisi. ? Aile içerisinde şiddete yönelme.’’ ‘‘Zorbalıkla karşılaşan çocuğun herhangi bir duygusal sorun yaşamayacağı ve hatta olgunlaşması konusunda iyi bir deneyim olabileceği’’ düşüncesinin yanlış olduğunu vurgulayan Uzun, zorbalık gören çocukların nasıl etkilendiği konusunda ise şunları söyledi: ? Çocuklar kendilerini çevrelerinden izole edilmiş hissederler. ? Çocuğun kendine olan güveni uzun vadede zedelenebilir, ? Okulda öğrenme olumsuz yönde etkilenebilir. ? Depresyona yol açabilir. ? Kızgınlık, umutsuzluk, bıkkınlık, güvensizlik, korku ve engellenme duyguları yaşanabilir. ABD’DE DOKUNMAK YASAK ABD’de Culver City’de bir ortaokulda, öğrencileri saldırganlığa karşı korumak amacıyla vücut teması yasaklandı. Okul Müdürü Jerry Kosh, uygulamanın olumlu sonuç verdiğini ve kavga, saldırı ve cinsel taciz olaylarının sayısında ciddi bir azalma olduğunu söyledi. İLKSAN MAĞDURU ÖĞRETMENLER Sınırda silah kaçakçılığı ? EDİRNE (AA) İpsala Sınır Kapısı’ndan yurda giriş yapan bir cipe bağlı römorkta, çeşitli çap ve markalarda 17 tabanca ile bir tüfek ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, İpsala Gümrük Sahası’ndan yurda giriş yapan C.A’nın kullandığı SW EH 58 plakalı cip ve arkasına bağlı SW J 28 plakalı römorkta, şüphe üzerine XRAY cihazıyla tarama yapıldı. Römorkta yoğunluk tespit edilmesi üzerine yapılan detaylı aramada, çeşitli çap ve markalarda 17 tabanca, 1 tüfek ve 28 bin 431 mermi bulundu. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. Haklarda zamanaşımı tehlikesi İstanbul Haber Servisi İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN), kendilerine bağlı resmi bağımsız anaokulu öğretmenlerinin bir kısmını, 2530 yıl boyunca ‘‘yanlışlıkla’’ emeklilik yardımı kesintisi yaptıktan sonra üyelikten çıkardı. Hakları bu yılın sonunda zamanaşımına uğrayacak olan öğretmenlere, yıllarca maaşlarından kesilen paranın yüzde elli faiziyle ödeneceği söylenmesine karşın bu rakamların çok altında ödemeler yapıldı. Öğretmenlerin İLKSAN mağduru olmalarıyla ilgili olay, resmi bağımsız anaokulu öğretmenlerine 2001 yılında İLKSAN Genel Müdürlüğü’nden bir yazı gelmesiyle başladı. Yazıda ‘‘Sandığımız üyeleri 4357 sayılı yasanın 7117 sayılı kanunla değişik 11. maddesinde görev ve görev yerleri sayılarak belirlenmiştir. Buna göre Okulöncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı faaliyet gösteren bağımsız anaokullarındaki öğretmenler üyelerimiz olmayıp kendilerinden sandık aidatı kesilmemesi gerekmektedir. Kendilerinden aidat kesilen öğretmenler, istemeleri halinde, bir dilekçe ekinde hizmet cetvellerini göndererek aidatlarını talep edebilirler. Bu durumda, İLKSAN’a üyelik süresi 5 tam yılı dolduranlara bu kapsamda ödedikleri aidatları, yüzde 50 fazlası ile üyelik kapsamı dışında kesilen aidatlara aynen iade edilecektir’’ denildi. Ancak 30 yıllık bir öğretmenin yaklaşık 5 milyar lira alması gerekirken banka hesaplarına 162 milyon lira para yatırıldı. Öğretmenler, geçen dört yıl boyunca mahkemeye başvurmadı, çünkü kendilerine mevzuatın değişeceği söylendi. İLKSAN’mağduru bir öğretmen, ‘‘Hiçbir gerekçe gösterilmeden İLKSAN’dan çıkarıldık. 27 yıllık emeğimin karşılığı ile bir aspiratör alabildim. Dava 5 yıl dolduğunda zamanaşımına uğrayacağından hiçbir hak talep edemeyeceğiz’’ dedi. Yöneticiler, yeni sistemin sınıf mevcudunun 5060 kişilik devlet okullarında başarı sağlamasının mümkün olmadığını belirttiler. Yeni sistem öğrenci ve öğretmenlerin beklentisini karşılayamadı 23 kilo patlayıcı yakalandı ?V AN (AA) Van’da Emniyet Müdürlüğü ekiplerince şüphe üzerine durdurulan bir araçta yapılan aramada terör örgütü PKK’ye ait olduğu belirlenen 23 kilogram A4 plastik patlayıcı madde ele geçirildi. Soruşturmyı genişleten polis, olayla ilgili E.N, M.E.Ç. ve M.S.Ç’yi gözaltına aldı. Emniyetteki sorguları tamamlanan zanlılar dün adliyeye çıkarıldı. Tutuklama istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlılardan E.N. ve M.E.Ç. tutuklandı, M.S.Ç. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Müfredat uygulanamıyor İstanbul Haber Servisi İlköğretimde ve ortaöğretimde okuyan öğrenciler yarıyıl tatiline girdi ancak yeni müfredatın bu yıl ilk kez uygulanmasının getirdiği olumsuzluklar henüz giderilemedi. İlköğretim 1. ve 5. sınıflar arasında uygulamaya başlanılan yeni müfredat sistemi, fiziki yetersizliklerden dolayı eğitimcilerin ve öğrencilerin beklentisini karşılamadı. Değişen sistem, ezbere dayanmayan, etkinlik ağırlıklı ders programlarını içeriyor. Ancak 5060 kişiyi bulan sınıflar, eğitim materyallerinin eksikliği, bazı eğitimcilerin yeni sisteme uyum sağlayamaması ve kitaplarda yer alan yanlışlar yeni müfredatın gerektiği gibi uygulanmasını zorlaştırıyor. Yeni müfredat sisteminde yer alan önemli değişikliklerden biri, ilköğretim birinci sınıflarda, okuma ve yazmanın el yazısı ile öğretilmeye başlanması. İlköğretim okulu yöneticileri, bu uygulamanın sınıf mevcudu 1520 kişi arasındaki okullarda başarıyla uygulandığını, ancak çoğunluk 5060 kişilik devlet okullarında yeni müfredatın başarı sağlamasının mümkün olmadığını belirterek ‘‘Öğretmenlerden el yazısı ile okuma yazmayı öğretmeleri bekleniyor. Çocuklar bırakın, gazete dergi okumayı, ders kitaplarını bile anlamakta güçlük çekiyorlar. Çünkü birinci sınıf ders kitapları, öğretilen el yazısının aksine düz yazı ile yazılmış. Bu durum, birinci sınıfta okuyan öğrencilerde çelişkiye neden oluyor’’ dediler. Öğretmenler, yeni müfredata uyum sağlamakta zorlandıklarını ifade ederek şunları söyledi: ‘‘Öncesinde bir haftalık bir eğitim verildi. Öğrencilerin hepsine okumayı öğretebilmek için eski sistemi ister istemez kullanıyoruz. Bazı öğrenciler okumayı öğrenmeden sınıf geçecek, çünkü bu sistemle başarısız öğrenci sınıf tekrarı yapmıyor.’’ obursali?cumhuriyet.com.tr ATAMALARA ELEŞTİRİ 110 bin öğretmen ihtiyacı var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, 30 kişilik sınıflarda eğitim yapabilmek için 110 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu kaydetti. Dinçer, dün yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, önceki gün şubat ayında 16 bin kadrolu öğretmen atanacağını, bu sayıya yıl içinde 11 bin kadronun daha ekleneceğini açıkladığını anımsattı. Öğretmen açığının, eğitimin temel sorunlarından birisini oluşturduğunu ifade eden Dinçer, şunları kaydetti: ‘‘Bugün Türkiye’de 30 kişilik sınıflarda tekli ve normal eğitim yapabilmek için 110 bin öğretmene ihtiyaç vardır. Bu nedenle bu yıl içerisinde en az 60 bin öğretmen atamasının yapılması gerekmektedir. Çelik’in açıkladığı 16 bin ve ona yapılacak eklerle 27 bini bulacağı söylenen atamalar, eğitim sisteminin sorunlarını çözmeyecektir.’’ Türkiye’de hâlâ 8 bin 325 okulda ikili, 17 bin 636 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim verildiğine dikkat çeken Dinçer, ilköğretimde toplam derslik açığının 78 bin 750, ortaöğretimde ise 16 bin 691 olduğunu söyledi. Dinçer, ‘‘Bu veriler göz önüne alınarak bir değerlendirme yapıldığında, 30 kişilik sınıflarda tekli ve normal eğitim yapabilmek için 3 bin 300 okula, 96 bin dersliğe ve 110 bin öğretmene ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor’’ dedi. EĞİTİM REFORMU GİRİŞİMİ KOMİSYONU BİLGİSAYAR DERSİNİN AZALTILMASINA TEPKİ ‘Patlayıcı’ için tutuklama ? İZMİR (Cumhuriyet) İzmir’in Bornova ilçesinde önceki gün 30 kilogram patlayıcıyla yakalanan R.N. ile enişteleri H.B. ve M.Ş tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan R.N. tutuklandı, enişteleri H.B. ve M.Ş. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bornova ilçesi Naldöken köyünde bir eve düzenlenen operasyonda 30 kilogram plastik patlayıcı ele geçirilmiş, patlayıcıyı Van’dan getirdiği belirlenen R.N. ile yardım ve yataklık ettikleri iddia edilen H.B. ve M.Ş. gözaltına alınmıştı. Din dersi mercek altında Eğitim Servisi Eğitim Reformu Girişimi’nce (ERG) oluşturulacak komisyonlar, 2006 yılı içinde, yeni ortaöğretim din kültürü ve ahlak bilgisi programını inceleyecek, Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan ders kitaplarını değerlendirecek. Etkinliklerini ‘‘Eğitime Erişim ve Eşitlik’’, ‘‘Kalite ve Etkinlik’’ ve ‘‘Eğitime Ayrılan Kaynaklar’’ başlıkları altında üç ana grupta sürdüren ERG, ‘‘herkes için kaliteli eğitim’’i hedefliyor. ERG’nin koordinatörleri Neyyir Berktay ve Batuhan Aydagül ’ün verdikleri bilgilere göre, öncelikle ortaöğretim din kültürü ve ahlak bilgisi ders programının incelenmesi için komisyon kurulacak ve program, ERG’nin hazırladığı ‘‘Türkiye’de Din ve Eğitim: Değişim İhtiyacı’’ raporu temel alınarak incelenecek. Komisyon halen ilköğretim 6. sınıf ders kitabını inceliyor. İlköğretim 15 sınıfları ders kitaplarının incelenmesine ise yakında başlanacak. ERG’nin 89 Nisan 2006’da üçüncüsünü düzenleyeceği ‘‘Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’’nda, üniversite öncesi örgün eğitim çerçevesinde şu konular ele alınacak: Eğitimde katılımcı işbirliği örnekleri, Öğretmen eğitimi uygulama/materyal örnekleri, Ölçme ve değerlendirme uygulama, Özel eğitim uygulama Psikolojik danışmanlık ve rehberlik uygulama, Sınıf içi uygulama. Dinçer: Bir saatlik ders az İstanbul Haber Servisi İlköğretim okullarında verilen bilgisayar derslerinin süresi kısaltılacak. Önümüzdeki yıl başlayacak uygulama ile öğrenciler haftada iki saat yerine bir ders saatinde bilgisayar kullanabilecek. Diğer bir ders saatinde ise ‘‘Rehberlik ve sosyal etkinlikler’’ dersi yapılacak. Rehberlik derslerinin önemine dikkat çeken EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ‘‘Bilgisayarın yerine başka bir dersin saati azaltılabilirdi ya da haftalık ders saati arttırılabilirdi. Bilgisayar öğrenimi de rehberlik dersi de toplum için gerekli ancak bilgisayar dersi için bir saatlik süre az. Rehberlik derslerine girecek öğretmen sayısının yeterli olup olmadığı ise bilinmiyor’’ dedi. Eğitim Sen 7 No’lu Şube Sekreteri Orhan Dağ da uygulamanın verimli olamayacağını çünkü bu alanda yeterli formasyona sahip öğretmenin bulunmadığını söyledi. Öğretmenlerin bir kısmı ise, değişen sistemle bilgisayar derslerinin arttırılmasını beklediklerini, karara şaşırdıklarını belirterek şunları söyledi: ‘‘Yetkililer, çağa uyum sağlamak gerektiğini söylüyor. Ancak yapılan uygulamalar söylenenlerle çelişiyor. Öğrencilerin bilgisayarı açması kapaması 10 dakikayı buluyor. Hangi arada ders yapacağız?..’’ CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear