Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2005 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
İstanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
Y
PB
A
A
A
A
26
30
28
28
30
31
32
29
Sinop Y 27 Adana
Samsun PB 25 Mersın
Trabzon
Giresun
jy 23 Dıyarbakır A
Ankara
_Y 24 Şanlıurfa
PB 25 Mardin
Eskişehtr PB 24 Siirt
Konya
A 34
B 23 Hakkâri B 28
Sıvas PB 24 Van B 26
Zonguldak Y 23 Antalya A 33 Kars Y 21
Yurdun kuzey ke-
sımlerı parçah bulutlu,
Marmara'nın kuzey
doğusu, Karadenız. ıç
Anadolu'nun kuzey-
doğusu ıle doğu Ana-
ddu'nunkuzeyisağa-
nak yağışlı, dığer yer-
ler az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sıcak-
lığında onemlı bır de-
ğışıkiık olmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
M
18
18
25
24
25
26
26
Münih Y 26 Zürih
Bertin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
PB
Y
B
B
Y
B
28
28
29
27
29
25
26
30
Y 27 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
Y
B
B
Y
Y
A
2b
32
20
30
26
24
18
32
PB 36
Taşkent
•Tahran
Parçalı bukıtıu Sıslı
K
» Buıutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmbrtu 3 SL'IU kar , Gok güniltülü
GUNCELCUNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Hakkâri Çukurca'da mayına basarak şehit dü-
şen er Ahmet Belen'ın cenazesi memleketi An-
talya'nın Korkuteli ilçesinin girişindeTürk bayra-
ğı taşıyan 20 bin kişi tarafından karşılanıyor.
Bu olaylarGüneydoğu'dan batıyaters rüzgâr-
lann estiğini, etkili kişilerin halkı sağduyulu olma
çağnlannın etkisizliğini kanıtlıyor.
Türk-Kürt ayınmı, Kürtle Türk'ün kardeşliğini
vurgulayan konuşmalar, yazımlar vs'ler masal
artik. Ayırımcılik, bölücülük yarası giderek büyü-
yor.
Bizimki hâlâ günlerdir süregelen etnik güdüm-
lü eylemleri başka anlamlara, alanlara çekmeye,
kamuoyu vicdanını başka hedeflere dönüştür-
meye çabalıyor.
• • •
Başbakan'ın değertendirmekten kaçındığı bir
başka olay Hizb-ut Tahrir.
Olaydan sonra eleştirileri üzerine çeken Istan-
bul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, "aynı ki-
şilerin yine aynı camilerde mayıs ve haziran ay-
larında bildiri dağıttıklannı, bunlan toplayıp adli-
yeye gönderdiklerinde de üzerterinde aynı bildi-
riler olduğunu ve fakat ifadeleri alınıp salıverildik-
lerini" söyledikten sonra, "Biz yakalıyoruz onlar
serbest bırakıyohar" diyor.
Biz dediği polis, onlar dediği yargı!
12 Eylül 1980 darbesinden önce askerierin (sı-
kıyönetimlerin), polisin şikâyetleri de aynı cüm-
leyle noktalanıyordu.
Dünle bugün arasında fark yok. Eylemciler ad
ve sıfat değiştiriyorlar, o kadar.
Sağ-sol eylemcininyerini etnik kavgalar. Hizb-
ut Tahrir ve benzerieri alıyor. Sorumlu koltuğun-
dan 30-40 yıl önceki yakınmalar.
Sorunlar degişmiyor. Irtica ve bölücülük!
• • •
Bu arada giderek Avrupalı, Batılı olmaya hız-
la ilerlediğimizi varsayanları, Batılı olduğumuzu
hâlâ sindiremediğini öne sürerek Avrupa'ya ça-
tanları (nasılsa utanmazlar ama) öfkelendirecek
kimi araştırma sonuçlanna ne demeli?
Eğitim, kadın-erkek eşitliği, gelir düzeyi, çocuk
ölümleri, yaşam süresi, insan hakları gibi ölçüt-
lerde ülkemiz... hani bir zamanlar Türkiye'yi
VVashington doğrultusunda kurtaran bir derviş
vardı ya; işte onun, Kemal Derviş'in başkanlı-
ğınagetirildiği BM Kalkınma Raporu'nda... 88'in-
ci sıradan 94'üncü sıraya terfi etmiş.
AB ülkelerinde Türkiye'nin üyeliğine destek
vermeyenlerin oranı yüzde 73. Ayılma dönemi-
ne girdi galiba insanlarımız; AB'ye destek yüz-
de 73'ten yüzde 63'e gerilemiş.
Ya Avrupa Birtiği'ndeki son gelişmeler... Dek-
larasyona karşı AB deklarasyonunun aslında ka-
bul edilmesi zor, kaygı veren içeriği...
Neler diyor, neler aktanyoruz:
Oysa hükümet, övünmekten fırsat bularak ge-
lecegimizi etkileyecek sıra sıra olumsuz geliş-
melere dövünecek değil ya!
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"../Dne Degil; Dîni, Ecnebînin
KuHanmasma' karşı!.."
B Baştarafı Arka Sayfada
"...'hutbe' demek, na'asa hitâb etmek, söz söy-
lemek demekiir. Hırtbe'nin manası budur. Hutbe
denildiği zaman, bundan birtakım mefhum ve
manalar istihraç edilmemelidir. Hutbeyi irâd eden
hâtiptir, yâni söz söyleyen demektir; biliyoruz ki
Hazret-i Peygamber, zaman-ı saadetlerinde hut-
beyi bizzat irât ederterdi; gerek Peygamber efen-
dimizin, gerekse Hulefâ-yı Raşidînin hutbelerini
okuyacak olursanız görürsünüz ki, söyiediği şey-
ler günün meseleleridir; o günün askeri, idari,
mâli, siyâsi ve içtimâi hususlandır..." (Şubat 1923)
Böyle konuşan bir lider, hele ecnebi'ye karşı inkâr
edilmez bir zaferin sahibiyse, din düşmanı bir 'zın-
dık' olabilir mi?)
Kime yarıyor, ona bak!
(...peki nedir, eğer böyle idiyse Paşa neden, din
konusunda Bursa Nutku gibi son derece sert birta-
vır koymak gereğini duymuş; din adına başkaldıran,
ya da kaldırmayı tasarlayan Şeyh Sait, Said-i Kür-
dî, Derviş Mehmet ve takımına, insafsız davran-
mıştır. Sebep hep aynı ama, başka bir örnekle dü-
şünelim.
Türkistan aydınlan arasında uluslaşmak temayü-
lü 'Cedit Hareketi'yle meydana çıkar; Orta Asyalı
Türkler, onlann sayesinde, hem Türklüklerinin hem
de Müslümanlıklarının bilincine vanriar; bu da, St-
Petersburg'un, yâni çariığın işine gelmez; 'Ceditçi'
aydınlan, Türkistan halkının gözünden düşürmek
için, kullandıklan kimlerdir, bilin bakalım: evet, baş-
ta Buhara Hanlığı olmak üzere, oraların 'ulemâsı'.
Çarlığın kışkırtmasıyla, Islamlık adına, bu ulemânın
kışkırtmalan o mertebeye varmıştır ki, yanılmıyor-
sam, bir 'ceditçi' aydın, caminin birinde öldürülmüş-
tür. Peki, sizce bu, Islâmı kurtarmaya mı, yaramıştır;
yoksa, Türkistan'daki Türklere yurt ve ulus bilinci-
ni vermek isteyen ulusalcılığın geciktirilmesine mi?
Kârlı çıkan elbette, Çariık Emperyalizmi'dir.
Bizimkisi de o hesap! Gâzi ulusalcı yâni anti em-
peryalist, devletçi yâni ecnebi sermaye karşrtı, lâ-
ik yani çağdaş ve rasyonalist bir Türkiye örgüt-
lüyon Batılı emperyalizm'in onu yıkmak için baş-
vurduğu metod aynı; 'din elden gidiyor* feryadry-
la, bilinçsiz Müslümanları dürtüyor, ayaklandın-
yor; bu da elbette, ulusalcı devletin tepkisine y-
ol açıyor Gâzi'nin o şiddetli çıkışlannın asıl ma-
nası budur.
Şu halde, sözü şöyle mi bağlayalım: Gâzi, Komü-
nizm düşmanı değildi, Meclis'te ilk Komünist Fır-
kası'nı kurduran odur; ama Komünizm'in ecne-
bi bir ülke tarafından kullanılmasına karşıdır, çün-
kü tam bağımsızlıktan yanaydı; tıpkı bunun gi-
bi, Gâzi Islamiyet düşmanı değildi, inkılâbın ilk yıl-
larındaki konuşmaları, öleceğine yakın Filis-
tin/'Kutsal Topraklar' çıkışı, bunu açıkça göste-
rir; onun karşı olduğu, din-i mübin'in 'kefere' ta-
rafından, Türklere karşı kullanılmasıdır. çünkü o,
tam bağımsızlıktan' yanadır..
Rilmem anlatabildim
MEB'denbir skandal daha
Ortaöğretim Kurumlan Seçme Sınavı'nın ikinci yerleştirmesi, Ankara'daki Anadolu
liselerinin kontenjanlannın tespit ve listelendirilmesinde hata yapıldığı için tekrarlanacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Eğitim Bakanlığı
son dönemde yaptığı skandalla-
ra bir yenisini daha ekledi. Orta-
öğretim Kurumlan Seçme Sına-
vı'nın (OKS) 2. yerleştirmesin-
de, Ankara"daki Anadolu lisele-
rinin kontenjanlannın tespit edil-
mesi ve listelendirilmesı sırasın-
da "hata" yapıldığı için tekrar-
lanması kararlaştınldı. CHP De-
nizli Milletvekili Mustafa Ga-
zalcı, partizanca yapılan atama-
lar sonucu eğitim siteminin bo-
zulduğunu söyledi. Eğitim-Sen
Genel Başkanı Alaaddin Din-
çer de Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın kırdığı \-umurtalann sayı-
sının kırkı geçtiğini dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Anka-
ra'daki Anadolu liselerinin kon-
tenjanlannın tespit ve listelendi-
rilmesi sırasında bilgısayara ve-
ri girişinde teknik hata yapıldığı-
nı kabul etti. Bakanlık, 6 okulun
kontenjanının fazla, 11 okulun
eksik tespit edildiğini kaydede-
rek. "Ankara'daki Anadolu li-
selerini ek kontenjan kapsa-
mında tercih eden öğrencilerin
mevcut tercihleri dikkate ab-
narak okulların kontenjanla-
nna göre yeniden yerleştirme-
lerinin yapılması kararlaştırü-
mıştır" açıklamasını yaptı.
CHP'li Gazalcı, Milli Eğitim
Bakanlığı'nda kargaşa yaşandı-
ğını belırterek, mılyonda bır bile
olmaması gereken durumlann
her gün yaşandığını dile getirdi.
Gazalcı. "AKP iktidarında ne-
redeyse normal iş yapmak ara-
nır oldu. Hep hatalar, usulsüz-
lük, yanüşlıklar var. Bu da par-
tizanca kadrolaşmanın sonu-
cudur. MEB'i allak bullak etti-
ler. Bunun bedelini suçu olma-
yanlar ödüyor" dedi.
'Bakan hâlâ koltuğunda'
Eğitım-Sen Başkanı Dinçer
ıse. '
4
Bu bakanlığın yaptığı
hangi iş doğru ki, bu işte hata
yapmış olmasın" diyerek tepki
ABD'nin Terörle
Mücadele
Mükemmeliyet
Merkezi'ne
resmi katüımı
nedeniyle
düzenlenen
imza törenine
Genelkurmay
2. Başkanı
Orgeneral
Koşaner ve
Avrupa
Kuvvetleri
Komutanı
Orgeneral
Jones katıldı.
(Fotoğraf:AA)
ABD fle Kerkük pazarlığı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ABD'nin. Irak ve Af-
ganistan'daki operasyonlann-
dan sorumlu Merkezi Kuv-vet-
ler KomutanYardımcısı Lance
Smith ile Avrupa Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral James Jo-
nes Ankara'ya geldi. Komutan-
lann yaptıklan görüşmelerde.
Türkiye'den Iraklı güvenlik
güçlerini eğitmelerini istediğı.
Ankara'nın ise NATO kararla-
n doğrultusunda verilecek gö-
revleri kabul edebileceği yanı-
tını verdiğı öğrenildi.
ABD'li komutanlar ilk te-
maslannı Genelkurmay Baş-
kanlığı'nda gerçekleştirdiler.
Görüşmelenn ardından Orge-
neral Jones. Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Işık Koşa-
ner ile birlikte ABD'nin NA-
TO'nun yeniden yapılanması
kapsamındaki 11 merkezden
biri olanTerörle Mücadele Mü-
kemmeliyet Merkezi'ne katı-
lım törenine katıldı. Törende
antlaşmanın taraflanndan Bul-
ganstan, tngiltere ve Romanya
temsilcileri de hazır bulundu.
Edinilen bilgiye göre, Genel-
kurmay Başkanhğı'nda yapılan
toplantıda birinci gündem mad-
desini PKK oluşturdu. ABD'li
komutanlara bu konuda bır ra-
por sunulurken örgütün kuzey
Irak'taki varhğının sonlandınl-
ması istendi. Toplantıda Ker-
kük veTelafer'deki olaylann da
gündeme geldiği öğrenildi.
Türkiye'nin ABD'li komu-
tanlara Kerkük'ün demografik
yapısıyla uzun süredir oynan-
dığmı ve bu kapsamda Türki-
ye'nin BM'ye başvuracağı bil-
dirildi. A\nca ABD'den Tela-
fer'deki çatışmalarda halk ile
direnışçiler konusunda dikkat-
li olması istendi. Toplantıda,
ABD'li komutanlann, Türki-
ye'den Irak kuvvetlerinin eğiti-
minin bir kısmını üstlenmesini
istediği belirtiliyor. Buna karşuı
Türk komutanlann böyle bir
egitimin sadece NATO kararla-
n kapsammda verilebileceğini
söylediği ifade ediliyor.
Başbakan yüzünden savcı beklenmedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Tayyip Erdoğan'm bır sünnet düğünü için gide-
ceği lokantanın güzergâhında meydana gelen ka-
zada bir kişi yaşamını yıtirdi. Ölen kişinin cesedi-
nin, savcı olay yerine gelmeden yolun kenanna
alınması yurttaşlann tepkisini çekti.
Erdoğan, dün akşam komşusu İlhan Erdal'ın
oğlu Ecmel Musa Erdal'ın sünnet düğününe ka-
tılmak ıçın KonyaYolu üzerindeki Hacı Baba Res-
toranı'na gitti. Erdoğan, restorana gelmeden yanm
saat önce restorana 100 metre uzaklıkta trafik ka-
zası meydana geldi. Karşıdan karşıya geçmeye ça-
hşan Solmaz Akman bir aracın çarpması sonucu
yaşamını yitirdi. Olay yerine gelen ekiçlerin. Baş-
bakan'ın geçeceği güzergâhta bulunan Akman'ın
cesedini savcı gelmeden kaldırması tepki çekti.
Cesedin trafik güvenliği için savcının talimatıyla
yolun kenanna çekildiği belirtildi.
gösterdi. Dinçer, "Skandalların
bu kadar çok olduğu bir ba-
kanlıkta, Milli Eğitim Bakanı,
nasıl koltuğunda oturabilmek-
tedir" diye sordu. Milyonlarca
veli ile >iiz binlerce öğrenciyi il-
gilendiren bir konuda nasıl hata
yapıldığını anlayamadığını kay-
deden Dinçer, "Haksızlığa uğ-
rayan herkes hukuksal yollara
başvurmalı. Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın yaptığı hataların
faturasını neden hep toplum
ödesin? Sorumlular hesap ver-
meli. Kaos yaşanacağını düşü-
nüyorum. Okullar açılacak
12'sinde. Kim nereye kaydını
yaptıracak?" diye konuştu.
UKRAYNA
Turuncu
yolsuduk
M Baştarafı 1. Sayfada
Tomenko'nun istifasından kısa
süre sonra, Güvenlik ve Savun-
ma Konseyi Başkanı Petro Po-
roşenko da göre\inden aynldığı-
nı açıkladı. Nikolay Tomenko,
"Devlet Başkanı Yuşçen-
ko'nun çevresini de kapsayan
yolsuzluk çemberine dahil ol-
mak istemediğini" söyleyerek
istifa ettiğini açıklarken yolsuz-
luk iddialanna adı kanşan Poro-
şenko ise suçlamalarla ilgıli so-
ruşturmanın önünü tıkamamak
için istifa ettiğini açıkladı. Kanal
5'in sahibi Poroşenko hem tele-
vizyon kanalını kullanarak hem
de finans sağlayarak iktidar de-
ğişikliğine yardım etmişti. Cu-
martesi günü, \ine üst düzey bir
yetkili olan Oleksandr Zinçen-
ko görevinden istifa etmişti.
Vaatler yerine getirümedi
Yuşçenko'yu iktidara taşıyan
"Taruncu Devrim''den bu ya-
na, Ukrayna'nın yeni iktidan
hakkında eleştiriler süreklileş-
miş, "devrimin" vaat ettiği re-
formlann hayata geçiriknesi yö-
nünde duyulan sabırsızlık sık sık
dile getirilmişti. Zinçenko, ikti-
dann Turuncu Devrim'in hedef-
lerini göz ardı ettiği eleşürisinde
bulunmuş, "Yolsuzluk eskisin-
den de beter" değerlendırmesi-
ni yapmıştı. Yuşçenko, iktidara
geldiğinde yolsuzlukla mücade-
le>i en önemli önceliği haline ge-
tireceğini söylemişti. ABD'li işa-
damı George Soros, Yuşçen-
ko'yu iktidara getiren Turuncu
Devrim'de etkin rol üstlenmişti.
Oğlunun lüks içinde yaşadığı id-
dialanm içeren bazı haberlerin
yayımlanmasının ardından, Yuş-
çenko'ya yönelik sert eleştiriler-
de bulunuhnuştu.
îzmir'in Kurtuluşu ve Yüzbaşı Şeref
• Baştarafı 2. Sayfada
Eğer mücadeleniz insanları
mesut etmek içinse, biz de insa-
nız... Bir millet yok edilemez. Ben
kendimi hürriyeti gasp edilmiş
bir milletin kızı olarak istiklali-
mize nasıl y ürüyeceğimizi anlata-
cağım... Oğlum bana. 'Ben ae-
yim' diye ilk sorduğu gün, ona,
semalardan haykıran bir melek
gibi, "Büyük tarihli Türksün' diye
hitap edeceğim..." (T. Z. Tunaya,
De\Tİm Hareketleri İçinde Atatürk
ve Atatürkçülük, s. 232-233'ten
alıntı.) Bu çıkışlar. bireysel ve mev-
zii (yerel) gibi gözükse de. aslında
bütün yurda yayılmış ateş yumak-
lan gibiydi. Mareşal Fevzi Çak-
mak bunlara pınl pınl "çoban
ateşleri" demişti. İşte. bu çoban
ateşlerini büieştinp tek tek ateşler-
den oluşan bir meşale yapmak ge-
rekiyordu. Bunu yapan Miidafaai
Hukuk örgütlenmesiydi. Sıvas'ta
toplanan kongrede yerel örgütlen-
meleri kapsayan Anadolu ve Ru-
meli Miidafaai Hukuk Cemiyeti
böylece. Kurtuluş Savaşı'nın tek
yürek örgütü haline gelmişti.
Îzmir'in kurtuluşu ile sonuçla-
nan ulusal hareket. Mustafa Ke-
mal'in )QMavı<; 1919'Han itiharen
başlayan kararlı, bilinçli, ince he-
saplı ve ileriyı gören önderliğinde
gerçekleşmişti. Bunun tarihini ya-
zanlar, bu sona, hangi güçlüklerden
geçilerek ne pahasına gelindiğini
unutmamahdırlar. Onun çelik ira-
desi olmasaydı bu sonuç hayal olur-
du. Bu konuda BüyükTaarruz ön-
cesinde TBMM'deki tartışmalan
anımsamahsınız. Bunlar siyasal or-
tamın tartışmalanydı. Bir kısım
muhalif milletvekilleri bir türlü za-
fere ınanmıyor, olmadık eleştiriler
yapıyorlardı. Öte yandan düşmana
vıırulacak son darbe hazırlüdan
için de, komutanlar arasında yön-
tem tartışmalan vardı. Kimi komu-
tanlar, riskli bir atılımı uygun gör-
müyorlardı. Onlara göre bin bir zor-
lukİa oluşturulmuş askersel güç, bir
başansızlık halinde dağılabilirdi.
Buna karşılık. Başkomutan'ın da
uygun gördüğü plan kabul edildi.
Bu planda düşman bir meydan sa-
vaşında yenilecek ve "Ondan son-
ra nefes aldırmadan büyük süva-
ri kuvveti ile taarruz edilerek ta-
kip edilecek ve îzmir'e girilecek-
tir." (S. Selek, Milli Mücadele.
Cumhuriyet, 31 Ağustos 2004) Bu
plan uyannca hareket ederek 31
Ağustos 1922 eünü düşmanı kova-
lamaya başlayan Süvari Kolordu-
su'nun iki bölük askeri. 9 Eylül
1922 günü tzmir'e gırdi. Bölükle-
re kumanda eden genç Yüzbaşı Şe-
rafettin Bey, kendi anılannda o gü-
nü bakın nasıl anlatıyor.
"Süvari Kolordusu'nun ikinci
fikrasının 4. alayınuı alay kuman-
dan muavini idim. İki bölüğümle
tzmir'e doğru süratle yürüyüşe
geçtim... Tuzakçıoğlu fabrikası-
nın önüne geldiğimizde fabrika
dahilinden üzerimize ateş edildi.
Dört askerim burada şehit oldu.
Punta istasyonu köşesinden ha-
reketle Kordonboyu'na çıktun...
Süratle yürüyüşe devam ettik.
Hükümet konağına geldik. Kapı-
lar kapalıydı. Yan kapıdan gire-
rek cephedeki kapryı açtık; bal-
kona şanlı bayrağımızı çcktim."
Yüzbaşı Şeref gibi daha yüzler-
ce aktörü olan bu şanlı kahraman-
hk destanının başaktörü kuşkusuz
Mustafa Kemardir. Son olarak o-
nun tzmir sahnesindeki finalde, li-
mandaki tngiliz donanması ile ilgi-
li buyruğunu. Falih Rıfkı'dan din-
leyelim: Gemilerin limandan çık-
ması için ordu kumandanına verdi-
ğı ültimatom bazılannm telaşına
neden olmusnı. "Simdi tngilizler-
le harbe tutuşacağız" diye telaş-
lanıyorlardı. "Hele bir mütareke
yapalım: donanmanın o zamana
kadar birkaç gün daha limanda
kalmasından ne çıkar" dıyorlar-
dı. Ama "Mühlet saati geldiğinde
donanmanın ufuklara doğru
kaybolduğunu gördük." (Falih
Rıfkı Atay, M. Kemal'in Mütareke
Defteri, Cumhuriyet Gazetesi Ya-
yını. s. 34)
Değişik sözler edip. gerçekleri
saptırmaya hevesli bazı kişiler var-
dır. Bunlardan biri, örneğin. 9 Ey-
lül'de Türk ordusunun Yunanlılan
"denize dökmediğini". yenilmiş
Yunan ordu birliklerinin bazüan-
nın Türk ordusu Îzmir'e girmeden
kısa bır süre önce, Ege'nin ve Mar-
mara'nın çeşitli limanlanndan ge-
milere binip MidUli'ye kaçtıklan-
nı açıklıyor. Ne buluş değil mi!
Gerçeği çok sevdiği anlaşılan bu
zat, yenilmiş bir ordunun, işgal et-
tiği topraklardan denizyoluyla kaç-
masını anlatmak için mecazen kul-
lanılan "denize dökme" sözünü
herhalde Amerikan neferlerinin
Dolmabahçe nhtımından denize
atılması gibi bir eylem sanıyor!
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yöntemler, kullanılan kesimler daha değişik. Doğ-
rudan toplumsal yapıyı etkileyen gelişmeler söz
konusu.
Hükümetin derdi ise şu:
Ne olursa olsun, benim iktidarım sarsılmasın!
Durum böyle olunca terörle mücadele için atıla-
cak her adımda önce hükümetin kaygısı dikkate alı-
nıyor. Hükümet kanadından gelen haberler, terör-
le ilgili olarak alınması gereken değil, alınmaması
gereken önlemlere ilişkin!
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, durumu kendi diliy-
le şöyle özetledi:
"özgürlüklerle önlemler arasında cambazlık ya-
pıyoruz."
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün tezi ise yine
kendi dünyasıyla ilgili:
"Bütün bunlar Türitiye'nin AB sürecinde önünü
kesmek için yapılan provokasyonlardır. Bunun far-
kındayız. Elimizde bilgiler var. Içehden ve dışandan
bunu yapacaklar..."
Kimi değerlendirmelerinde haklılık payı var, ama
Gül'ün kaygısında da öncelik hükümetin güvenliği!
• • •
Terörle Mücadele Yasasının (TMY) değişmesi
gündemde. Yaz boyunca yapılan devlet kurumları
arası toplantılarda bu konu tartışıldı. llkesel olarak
yeni önlemlerin alınması gerektiği görüşü ağırlık
kazandı.
Ne var ki her şey yukanda sözünü ettiğimiz hü-
kümet güvenliğine gelip dayanıyor. Yasada yapıla-
cak değişiklikle ilgili dikkati çeken bir durum da şu:
Adalet Bakanlığı her madde için birden çok se-
çenek hazırlamış. Son kararı AKP'nin merkez yö-
netimi, yani Erdoğan ve danışmanlan verecek!
Bu bizim iddiamız değil, Çiçek'in yaptığt açıkla-
ma. Çıkacak yasalarla ilgili elbette iktidar partisi-
nin genel merkezinin de görüşü olur, ama temel ka-
rar yerinin oraya taşınması AKP usulü demokrasi-
nin unsurlarından biri olsa gerek!
Bu mantıkla çıkacak yasanın terörle mücadele-
ye ne faydası olacak, biz de merak ediyoruz...
• • •
Konunun en karmaşık yani ise şu:
Terörle mücadele ile demokratikleşme arasında-
ki çizgi...
Hükümette; sanki terörle mücadele için yasalar
yapılır. önlemler alınırsa demokratikleşme geride
kalacakmış gibi bir hava var.
O zaman soralım:
Ingiltere, Ispanya, italya, terörle karşılaştıkça he-
men terörle mücadele yasalarını yenilediler. Onla-
nn demokrasileh eksildi mi?
Hatta Ingiltere o kadar ileri gitti ki, suçsuz bir ki-
şinin vurulup öldürülmesini bile mücadelenin ola-
ğan bir parçası gibi görüp çıktı!
Hükümetin kafası karışık... Hatta karmakanşık...
Neresinden tutacağını bilemiyor. Köktendinciler,
dini değerieri kullanarak teröre bulaşanlarla müca-
dele edilirse, ileride işin ucunun kendilerine yakın
tarikatlara bulaşacağı endişesiyle hükümete "ön-
fem a/ma" baskısı yapıyor. Kökten AB'ciler, AB yo-
lunda engel oluşturacak hiçbir yasa çıkmasın isti-
yor. Kökten borsacılar, Türkiye'ye gelen yabancı
sermayenin ne olursa olsun ürkütülmemesi gerek-
tiğini söylüyor.
Bu yapıyateslım olan bir hükümetten sağlıklı çö-
zümler beklemek çok zor.
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
Altunbaş davası karara kahh
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hacettepe
Üniversitesı öğrencisi Birtan Alnınbaş'ın gözaltında
ölümü ile ilgili duruşmaya. Ankara 2 no'lu Ağır Ce-
za Mahkemesı'nde devam edildi Davada samk po-
lislerden Süleyman Sinkil'in ıfadesı mahkemeye
ulaştı. Böylece tüm sanıklann ifadesı tamamlandı ve
dava karar aşamasına geldi. Duruşmaya ilk kez katı-
lan savcı, dosyayı incelemek için süre istedi. Mahke-
me heyetı duruşmayı 7 Ekim tarihine erteledi.
zirve
• ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin
3 Ekım'de başlayacak AB üyelik müzakereleri önce-
sinde, Ankara'da bugün Devlet Konukevi'nde bir Si-
vilToplum Zinesi düzenleruyor. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile
Başmüzakereci Ali Babacan'ın kahlmuyla toplana-
cak zırvede. müzakere sürecı öncesi sivil toplum ku-
ruluşlannın görüş ve önerileri ele alınacak.
üluslararası Izmir Fuarı açrtdı
IİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Üluslararası
İzmir Fuan (İEF). kapılarını 74. kez ziyaretçilerine
açtı 62 ülkenın yer aldığı ve ana teması ''Değişim ve
Gelişım" olarak belirlen fuar, 18 Eylül'e dek süre-
cek. Fuara katılan 62 ülkenın teknolojilerinin yani sı-
ra kültürlen de, ziyaretçilerin ilgisine sunulacak.
1111 firmanm kayıt yaptırdığı 74. İEF etkinlikleri 79
bin 430 metrekarelikbir alanda gerçekleştirilecek.
Geçen yıl 1 milyon 400 bin olan fuar ziyaretçisinin,
bu yıl 1.5 milyonu aşmasının beklendiğı kaydedildi.
Kalpazanhk çetesine darbe
B İstanbul Haber Ser\isi - İstanbul Jandarma
Alay Komutanhğf na bağlı ekipler. pıyasaya yüklü
miktarda sahte para sürülmeye hazırlanıldığı ihban
üzerine, operasyon başlatarak çete ile irtibat kurdu.
Çete üyeleri sahte parayı jandarma ekiplerine satma-
ya kalkışınca yakalandı. Alibeyköy'de çete üyelerine
ait bir evde yapılan aramada sahte para yapımında
kullanılan baskı aletlerine ve sahte 5 milyon Avro'ya
el konuldu. Gözaltına alman 3 kişi tutuklandı.
AKP'Merden yeşil alana cami
• BURSA (Cumhuriyet) - "Bursa' nın yeni yüzü"
olarak nitelendırilen Nilüfer ilçesinde belediye mec-
lisi. AKP'lılerin oyçokluğuyla. planlarda yeşil alan
olarak a\Tilan 1300 metrekarelik araziye cami yap-
ma iznı verdi. AKP'liler böylelikle yönetmeliklerde-
ki "2 bin 500 metreden küçük alana cami yapıla-
maz" hüknıünü çığnediler. CHP Grup Sözcüsü Tur-
gay Erdem, söz konusu alana cami inşa edilemeyece-
ğıni vurguladı. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa
Bozbey de cami yapımına başlansa bile mahkemenin
yürütmeyi durdurma karan vereceğini ifade etti.