17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 EYLÜL 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA -k. Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bekfronık posta: derizsomecumhunyetcofii.tr 17 3ekim.org gt Müzakere §• sürecinde T Türkiye'nin de asla "" vazgeçemeyeceği bazı "ulusal krtterler"i olduğunu bildiren ve herfıangi bir siyasi parti ile bağlantısı olmayan Alanya'dan bir grup yurtsever; "www.3ekim.org" sayfası açarak imza kampanyası başlattı. Imzalar birkaç gün içinde bini aştı. - AKP, Islami faşist değilmiş... "Git derdini Amerika'ya anlat!" s •ae Erdoğan: 'AB kararian bizi bağlamaz' doğru bağlamaz, çözer! AVRUPA Parlamentosu, Türkiye için özel olarak ucu açık bırakılmış Avrupa Birliği'ne giriş vizesine bizim mandacıların bile hiç hesabında olmayan bir koşul daha ekledi: Ermeni soykırımını tanı! Durun yahu! Tanımasına tanıyacağız da dün bir, bugün iki... Milleti alıştırmak lazım. Istanbul'da bir kereliğine Ermeni konferansı toplamakla bu iş olmaz. Daha bir sürü "bilimsel" konferans düzenlenecek, "özel" televizyonlarda "resmi görüş"e kapalı açık oturumlar yapılacak, holding gazetelerinde duygu yüklü dizi yazılar yayınlanacak ki millet alışsın. Damdan düşer gibi Ermeni soykınmı tanınır mı kardeşim; bunca yatırımı heba etmenin, bunca emeği boşa çıkarmanın, bunca hesabı altüst etmenin âlemi yok! Hem sonra, Ermenilerden önce Rumlar var. Parayla değil sırayla... SıraylaDaha Kıbrıs'tan asker çekeceğiz. Bu milletin tek ihraç ürünü olan askerini Kıbns'tan Türkiye'ye ithal etmek kolay mı sanıyorsunuz. Bayrağın gönderden indirilmesi, sancağın kılıfına sokulması, tüfeklerin sandıklara yerleştirilmesi, askerlerin gemilere bindirilmesi, gemilerin arkasından zil takıp oynanması bütün bunlar başlı başına bir iş. Hem daha Ermeni konferansı gibi Rum konferansı bile düzenlemediler. Evet biraz ağırdan alıyorlar ama ne yapalım, bu işler böyle oluyor. Bu bakımdan Ermeni soykınmının tanınmasında aceleye gerek yok; zaten acele işe şeytan karışır. Fakat zamanı da boşa geçirmemek gerek. Türkiye Ermeni soykınmını tanıdıktan sonra gündeme getirilecek yeni koşullar konusunda şimdiden hazırlıklara başlanmasında ayn bir yarar var. Ömeğin mesela, Türkiye'nin her kentine birer Ermeni anıtı dikilmesi istenebilir. Böylece Türkiye, kent meydanlanndaki "tek tip" anıt görüntüierinden de kurtanlmış olur. Yine örneğın mesela, Avnjpa Birliği'ne girse de gimnese de Türkiye'nin artık ulusal egemenlik diye bir kavrama gereksinimi olmayacağı için 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı'nın kaldırılması ve bir gün sonrasına yeni bir bayram konması- düşünülebilir: 24 Nisan Ermeni Soykınmını Anma, Anlama ve Anlatma Bayramı. Ama bütün bunlar sırayla... Parayla değil, sırayla... Paraları Avrupa'dan "fon" olarak aktarmaya devam edin; gerisini merak etmeyin! Opucuk Hamza Saykan: "ABD'nin Adana Konsolosu W. Scott Reid ile AKP Kadın Kollan Başkanı arasında öpücük krizi yaşanmış. Bir Türk büyüğü(!) ne demişti: Bir kerecikten bir şey olmaz!" Yol Akif Kökçe: "Manken Tuğçe Kazaz adını Maria Seitaridis, dinini Hıristiyan olarak degiştirmiş. ' AB'ye girmenin en kısa yolu!" SESSÎZSEDASIZ(I) Köyün eşekleri ve semerciler FIKRA köyün birinde geçiyor ve Bülent Akdan göndermiş: "Eşekler köydeki semerciden çok şikâyetmiş. Semerci hıç iyi semer yapamıyormuş. Eşeklerin sırtlan kanlı yaralarla doluymuş. Eşekler toplanıp yeni bir semercinin gelmesi için dua etmişler. Duaları kabul olmuş ve köye yeni bir semerci gelmiş. Ne var ki bu semerci de eşekteri rahatlatacak semerler yapamıyormuş, yaralar azalacakken artmaya başlamış. Eşekler yine toplanıp köye yeni bir semerci gelmesi için dua etmişler. Birkaç gün içinde semerci köyden aynlmış, yerine başka bir semerci gelmiş. Eşekler her semerci değişikliğinde olduğu gibi yine çok sevinmişler. Ama çok geçmeden yeni semercinin de eskilerden farklı olmadığını, semerlerin grttikçe daha da kalitesizleştiğini, yaralannın ise daha kötüleştiğını görmüşler. Semerci gitmiş, semerci gelmiş. Her seferinde eşekler yeni semerci gelmesi için dua etmişler..." Fıkra bu kadar... Bu nasıl fıkra diyorsanız, Bülent Aktan da "Bu hikâye kaç semerci degişene kadar böyle devam etmiş bilmiyorum" diyor ve ekliyor "Ama eşekler hiçbir zaman, eski semerciden kurtulmak yerine, eşeklikten kurtulmayı denememişler." Yüksek Yerilim Hattı erdincutku n yahoo.com Erkek erkeğe muhabbetler, hep kadın üzerine! Tiirkhe^ııiıı Biliııı Insanlarmdan Kök Hücre Olayı Prof.Dr.COŞKUN ÖZDEMtR Kök hücre bir efsane gibi or- talıkta dolaşıyor. Büyük umut- lar yaratıyor. Gazetelerin baş- lıklarında yer alıyor. Kordon kanı alınıyor, saklanıyor, bunun için büyük paralar ödeniyor. Bunun ne işe yarayacağı bi- linmiyor ve medya sorumsuz- ca yayınlar yapıyor. Çok satan bir gazetemiz ya- kında iki gün üst üste kök hüc- re tedavisi ile elde edilen bir mucizeyi duyuruyor. ön sayfa- sında hem de bir profesörün ağzından. Bir felç düzeliyor, konuşamayan bir hasta ko- nuşmaya başlıyor ve binlerce insan büyük bir umuda kapılı- yor. Bu tür haberleri yapan de- neyimli gazeteciler bir "aca- ba" demesini, bu konunun uz- manlanna danışmasını bilemi- yor, akıl edemiyorlar. Magne- tik yatak için de, akupunktur için de böyle. Bereket Türki- ye'de gerçek bilim adamları var. Onlar aynı gazetede bu haberin ve mucizenin doğru olmadığını açıklıyorlar. Türki- ye Bilimler Akademisi mensu- bu gerçek bilim adamları, Is- tanbul'da "Kök Hücre Biyolo- jisinde Güncel Kavramlar ve Klinik Uygulamalar" başlıklı ve Emin Kansu başkanlığında birsempozyum düzenleyerek konuyu ünlü yabancı bilim adamlan ile birtikte enine bo- yuna irdeliyor, tartışıyorlar. öv- gü ile anmak istediğim ve içi- mizi ferahlatan bu bilim insan- larından kök hücre çalışma ve araştırmalannın hangi durum- da, hangi düzeyde olduğunu öğreniyoruz. 27 Eylül günü Is- tanbul'da The Marmara Ote- li'nde Türkiye Bilimler Akade- misi Kök Hücre Çalışma Gru- bu tarafından düzenlenen bu düzeyli toplantıda yapılan de- ğerli sunumlann ardından Tür- kiye'nin bilimsel yönden, yasal yönden, etik olarak hazır ol- madığını öğreniyoruz. Prof. Mehmet Öztürk, teknik alt- yapının da hizmete yönelik alt- yapının da eksik olduğunu, konunun etik yönünün dene- timsiz olduğunu vurguluyor. Yapılan araştırma ve uygula- malar bilimin bu konuda yetki sahibi hakemlerin süzgecin- den geçmesi gerektiğini ve an- cak alındığı iddia edilen sonuç- lar ispat edildikten sonra yayı- na izin verilmesi gerektiğini, hukuksal ve etik düzenlemele- re ihtiyaç olduğunu bildiriyor. "Türkiye'de iyi bir birikim var ama multidisipliner ekipler ku- rulmalı, üniversiteler arası ve özel sektör işbiriiği gerçekleş- tirilmeli" diye ekliyor. Evet yabancı konuşmacıla- nn çok ilgi çekici sunuşlannın ardından Türkiye Istanbul Metropolitan Hastanesi, Ha- cettepe Bilkent ve Ankara Tıp Fakültesi'nden ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakül- tesi'nden bu alanda yapılan çok dikkate değer çalışmalar sunuluyor. Türkiye'de gerçekten ciddi çalışmalar yapıldığını bir kez daha öğrenerek seviniyoruz. Ve bu seçkin topluluk Türki- ye'de bilimi, bilimsel düşün- ceyi egemen kılmak sorumlu- luğunu üstlenerek ve aynı za- manda sorumsuzca yapılan sunuşlann ve yayınlann önlen- mesi için çaba sarf etme va- adinde bulunarak bu iç açıcı toplantıyı sona erdiriyor. KİM KİME DüM DUMA BEHIÇAK behhak(qyahoo.com.tr ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACI kamilmasaracKg mynet.com HAYAT EPlK TİYATROSU MISTAFA BÎLGÎS hayatepikı mynet.com MERSEN ASLIYE TICARET MAHKEMESİ'NDEN B.03.1.TÎM,. 1.33.00.01. 2000/676 Es. 2004/225 Kr. Davacı Lagos Balık Buz San. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. Ahmet Us tarafından davalılar Içişleri Bakanlığı, Maliye ve Gümriik Bakan- lığı, Aydemir Günbil ve Aydın Deniz aleyhine mahkememize açı- lan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda 9.4.2004 tarihinde verilen hüküm özeti. Hüküm esas davada 13.10.2OOO tarihli dava dilekçesi ile açılan davanın kabulü ile 410.000.000 TUnin % 70 reeskont faizi ile 18.632.638.219 TL 4.7.2003 tarihinden itibaren % 64 reeskont fa- izi, 1.000.000.000. 14.11.2001 tarihinden itibaren % 64 reeskont faizi, 1.378.113.079 harç, 92.750.000 TL masraf, 2.043.411.000 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınmasına dair karar davalı Aydın Deniz'in tüm aramalara rağmen bulunulamadığı işbu hüküm öze- ti karar ve Hazine vekili ve Lağos Balık vekili Av Ahmet Us tara- fından verilen temyiz dilekçeleri yerine geçmek üzere Aydın De- niz'e tebliğine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün sonra kesinleşe- ceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 44841 ALLAH SJZI BAŞIMIZDAN EKSIK ETMEStN SAYIN UNAKITAN. NASREDDİN HOCA (SÎBISÎNÎZ VALLAHt!.. îf- I ı I ı * -a*»* t ı ı f J I L OTOBÜSTEKİLER qt//ffi ailifi / KEMAL LRGEXÇ y \ oo a '=£& / ))) k_urgenc(âyahoo.com tym.fibda/ûmbazWakf TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKA* 30 Eylül wwte.mumtaz-arikan.com BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacı Maliye Hazınesi tarafından Kayytm Istanbul Defterdan aleyhine açılan gaiplik ve tescil davasında; Beyoğlu, Hacıahmet Mah. Hacıahmet Bostanı Sokağfnda bulu- nan 234 pafta, 1182 ada, 24 parsel sayılı 61.30 m2 sahalı arsa vasıf- Iı taşınmazuı maliki Margarita Firaya Loiçe'nin gaip olması nede- niyle adı geçen şahıs hakkında bilgisi ve görgüsü olanlann mahke- memizin 2004,29 Esas sayılı dosyasına bilgi venneleri veya bu süre içerısınde gaibin mahkememize müracaat etmesi ilan olunur. 20.09.2005. Basm: 44890 y SIPER KAZMA MAK/NES/ 19O4'TE BU6ÜN, "SİPe* M2MA MAKİN&İ' İUC KEZ AMEeilCA'Crt DEMEHPİ. DAHA ÖNCE, SÜVEYÇ VE PAAJAMA KAMALLA&- NIN YAPIMI £/£ACWC*l', ÇEÇ/rLİ 7VP- fZAK KA2/M4 ALET I/E tUJLLANILM/Ş, £KSKAVATD/Zİ-Ee OeTAYA Çt/M/SJL- tC//f77. Bü Y£A/i £K£/£At/Arz5/e /Se, ASKEfSl AMAÇL4RLA S/PEK KAZMAK İÇ/fJ YAP/L.MIŞ gUHASU Bıe. AAAKİ- / £ VS MA/t/UEYE K.OLAYUK OLMASI İÇİN TOPRAGIM YOfZDU.. BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Ütopyasız Sol ve 14-15 Ekim Abant Toplantısı "19. yüzyılda Almanlar düşlerinin resmini çizdiler, or- taya sebze resimleri çıktı. Fransızlannsa birsebze resmi yapmalan yetiyordu ortaya çıkan sonucun düşierigibi ol- ması için." T. Adorno Oysa bizde ne "dûş" kuruldu ne de "res/m"yapıldı. Biz, hep başkalannın düşlerini ve resimlerini kopyalamaya ça- lıştık. Şimdi gün, düş kurmak veonun resmini yapmakgü- nüdür. "Sol, parti parti". Küçük fokal gruplar, "kişiler". Ölmüş, öldüğünü anlayamamış parti ve çevreler. Bir şey yapama- yanlar. Bir şeyler yapıyormuş gibi yapanlar. Durumu ida- re etme gayretleri. Yakın tarihten öteye geçmeyen "aslım- ceddimle" başlayan, tatsız tuzsuz nutuklar. CHP'nin son çalımlan... Terörü görüşmek için parla- mentoyu toplamaya çalışıyor. Topluyor. AKP baskınıyla tekrar kapanıyor. Ne oldu şimdi? Terör durdu mu? Konu halloidu mu? AKP izin vermezse muhalefet bu konuda bir "görûş" ortaya koymayacak mı? Bir görüş ortaya koymak için illa TBMM kürsüsüne mi çıkmak gerekiyor? Siyaset kürsüleri "ağlama duvanna" döndü. Herkes her şeyden şikâyetçi ağlaşıyor. "Hiçbir şey iyi gıtmiyori" nidalan ortalığı çınlatıyor... • • • O (onlar) iyi değil! Ben iyiyim... İyi de neyin iyi? Neren iyi? Neyapacaksın? Nasıl yapacaksın? Kiminleyapacak- sın? üyakat sahibi kaç kişi ile kol kolasın? Hangi proble- mi nasıl ve kiminle çözeceksin? Bu sorulan kendimize sormadığımız gibi, karşı tarafta- ra da soramıyoruz... Bir şey sorunca başlıyoruz, aslım, ceddim nidalanna. Aslınıza, ceddinize bir diyecek yok. "Siz (sen) ne yapacaksınız", sorusu kışkırtıyor hepimizi. Birbirimizle konuşmak yerine "köklerimizi" konuşturuyo- ruz. Bu bize özgü bir marifettir. Demokrasi dolaylı da olsa halkın yönetime katılma id- diasıdır. İyi de; bir de ne. nasıl yapmalı sorulan var. Üniversite kurmuşuz her şehre bir ya da birkaç tane. Ve dahi kasa- balara "yüksekokullar" yaptırmışız. Burada meram, "ço- cuklanmız okusun"dan çok, oranın fukara esnafına yem atmak olmuş. Gizli işsizlik dükkânı açmışız. Bir 4-5 yıl oyalan, ondan sonra Allah kerim. "Ya at ölür, ya padişah ölür" misali günü kurtarmanın "yüksek eğitime" tezahü- rüdür. Batı standardındaöğrenci yetışmiyor!.. Günaydın!.. Tek profesöriü üniversite kur!.. Bir yığın öğrenciyi 4-5 yıl oraya hapset, sonra da bağır, bu ne garabettir. Akademisyen sorunu, ayn problem. Eskiden asalet, kraliyet; babadan oğula geçerdi. Biz de padişahlık, hünkarlık tasfiye edildi. "Agalık ve şeyhlik", babadan oğula geçer oldu. Cumhuriyetten sonra ılmıye sınıfımız "asalet" geçme- sini keşfetti. 12 Eylül'e kadar hocalık babadan oğula ge- çerdi. Sonra 12 Eylül ile üniversite bolluğuna düşünce hoca ihtiyacı çıktı. Sağ'dan sol'dan insanlar da hoca ol- ma olanağını buldular. Konumuz bu değil. Akademi çev- resine sataşmak yerine, şimdi onlann da kabul ettiği, ulus- lararası normda hocalık vasfı kazanmış, kabul görmüş hocalanmız var. Gerçi önemli bir kısmı "faili meçhullerde" yok edildiler. Kalanlardan faydalanalım deyince de bir ka- şık suda kıyamet kopanlıyor. Her Türk ikinci kadehinde "n'olacak bu memleketin hali" sorusunu tartışmaya başlar. Biz de henüz kahvaltı saatinde kendimize bu soruyu sorarak taröşmaya başla- dık. Ardından da "Bu üniversiteler, bunca profesörne işe yarar? Bunlar ne zaman, hangi derde deva olurlar" gibi sorular zuhur etti. • • • Haddimizi aşarak, çok özür dileyerek "yaşayan önder- lerden" izin almadan, az aklımızla şu kıblemizi üniversi- teye çevirmeli. Bütün "önder-iideherden" habersizce bir sempozyumdüzenlemeli. Derkençağn işınideemekcep- hesinden DlSKyönetimı üstlendi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ciddi bir sabır ve özveri göstererek çağnyı yaptı. Hemen kimi önderler ateşebaşladı. Parti kuruyorlar. Bızim önderler safmı? He- men çaktılar mevzuyu! Sakin olun sevgili önderlerimiz, o kadar büyük bir amaç yok. Amaç, Türkiye'nin sorunlannı ve çözüm örterileri- ni tesprt etme gayretidir. Kimin ne haddine parti kur- mak. 0 size özgü şeydir. DlSK'in amacı toplumsal paraliziye derman arama gayretidir. Yeni bir ütopya yaratma gayretidir. Beli kınlmış, felç olmuş solu ayağa kaldınp hayata katma gayretidir. Türkiye'nin çıkış yolu, yol haritası çalışmasıdır. Bel- ki dinlerseniz size de faydası olabilir. Bu, yeni, yeni- den hareket olma gayretidir. Ben böyle anlıyorum... [email protected]/Faks: 0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAIS 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAĞA: 1/ Siyasal, bi- limsel ya da yazınsal konu- İardakiserttar- tışma 2/.\rala- nnda ilgi ya da 4 benzerlik bu- lunan şeylerin tümü; katego- ri... Pembe renkli şarap. 3/ 3 Gümüş ele- mentinin sim- gesi... Bir çeşit Fransız rakısı. 4/Hile, düzen... Demir elementinin simgesi. 5/ Satrançta birtaş... Borsada belli miktardaki hisse sene- dini belirtmekte kulla- nılan işlem birimi. 6/ Diyalektik. 7/Akciğer- leri dinlerken hekimin 8 duyduğu patolojik s- 9 es... "Beyazbir—-do- ğuyor fistıklann arkasındaıv Kalbinin vuruşundan an- lıyorum" (Orhan Velı)... Italya"nın en uzun ırmağı. 8/ Şiddetli kaşıntı ve küçük kabarcıklarla beliren deri aleıjisi. 9/Dizkapağı ile ayak bileğinin ortasında biten pantolon... Sınırnişanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 17Kısa tüylü bir av köpeği cinsi. 2/Gerçekleşmiş olan; vakıa... Kıyı, kenar. 3/Bir nota... tstenilen, aranılan. 4/Kişüıin, kendisini başkasımn yerine koyarak onun duygularını. istekJerinı anlayabilme yeteneği... Rolls Royce otomobilinin kısa yazılışı. 5/Utanç duyma... " — Çalık": Ünlü heykelcimiz. 6/Bir yere gönderi- len eşyanm listesi. II Bir noktanın. seçilen bir karşı- laştırma yüzeyine göre > r ükseltisi... Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mistik he- ce... Pasta hamuru. 8/ Katrandan elde edilen katı ve siyah madde... Poker, konken gibi kimi kâğıt oyunla- nnda aynı cins iki karta verilen ad. 9/ Ormanlara za- rarlı bir böcek... Deride sinirler boyunca birtakım ağ- nlı fiskelerin dökülmesiyle beliren hastalık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear