23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÛL2OC5CUMA CUMHURİYET SAYFA Tel: 0.212.512 05 05 Fafc» 0,212.512 44 97Bcktronik posta; denosom©cumhuriyetcom.tr 17 Çılgın Hilmi Kaynan: "Emperyaizmin elinden kLrtanp tam bağımsız oir cumhuriyet ilan etmek ?ılgınhktı ama 85 yıllık kazanımlan yok pahasına satanlar çlgın değil çıldırmş olmalı." Ü 53 HalUrimizin S "er"i grti, "half'ı İÜ kaldı! - IMF'ye en borçlu ülke Türkiye'ymiş... "Kamçı seslerinden belli!' Aciz Yılmaz Bayazıtoğlu: "Maliye Bakanı Kemal Unakrtan TÜPRAŞ'ı biz mi yoksa Koç mu daha iyi ^önetir' derken hükümetin yönetim aczini ifade etmiyor nu?" Rehiıe Arııl Oçal: "Abdullah Gül Rumlar AB'yi rehin aldı' demiş. Rehine pazartığına ne zaman oturacaklar!" FARK ettiniz mi? Parklara, bahçelere, halkın bir yudum da olsa nefes almaya çalıştığı yeşil alanlara birer cami kondurmaya kalkıştılar. Istanbul hiç bu kadar dinselleştirilmemişti! Fark ettiniz mi? Dünyanın en gözde limanlanndan Galata rıhtımını yok pahasına satıyorlar. Istanbul hiç bu kadar yağmalanmamıştı! Fark ettiniz mi? Haydarpaşa Gan'nı ve tarihten süzülüp gelen onlarca yapıyı satacaklar. Istanbul hiç bu kadar peşkeş çekilmemişti! Fark ettiniz mi? Atatiirk Kültür Merkezi'ni ytkacaklar. Istanbul hiç bu kadar tahrip edilmemişti! Fark ettiniz mi? Beklenen büyük depreme karşı elle tutulur hiçbir çalışma yapmadılar. Istanbul hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı! Fark ettiniz mi? Belediye otobüsleri, dolmuşlardan daha pahalı taşımacılık yapıyor. Istanbul hiç bu kadar kazanç kapısı olmamıştı! FarkFark ettiniz mi? Vapurian aldılar, işletiyorlar. Istanbui'da deniz ulaştmı hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı! Fark ettiniz mi? Türbanlıları kamusal alanda çalıştırmaya başladılar; sosyal tesislerde içkiyi yasakladılar. Istanbul hiç bu kadar laik cumhuriyete meydan okumamıştı! Fark ettiniz mi? Müteahhitlere kaldınm taşlannı söktürüp kaldınm taşı döşetiyorlar. Istanbul hiç bu kadar birilerini zengin etmemişti! Fark ettiniz mi? Hayırsız adaya Mevlana heykeli dikmeyi düşünüyorlar. Istanbul hiç bu kadar komik duruma düşmemişti! Fark ettiniz mi? Caddeler delik deşik. Istanbul hiç bu kadar ihmal edilmemişti! Fark ettiniz mi ? Hırsızlık, gasp, kapkaç aldı başını gidiyor. Istanbul hiç bu kadar güvensiz oîmamtştı! Fark ettiniz mi? Kaldınmlar, üst geçitler, alt geçitler seyyar satıcılann işgali altında. Istanbul hiç bu kadar denetimsiz kalmamıştı! Fark ettiniz mi? Mahalle arasındaki sokaklardan otopark parası toplamak istiyorlar. Istanbul hiç bu kadar sömürülmemişti! Fark ettiniz mi? Yollara "vvellcome" diye afışler astılar. Istanbul hiç bu kadar kendine yabancılaşmamış ve aşağılık duygusuna kapılmamıştı! Fark ettiniz mi? Alanlara "Fark ettiniz mi" panolan yerleştirdiler. Istanbul hiç bu kadar enayi yerine konmamıştı! Fark ettiniz mi? Istanbul, Türkiye'nin aynasıdır. Türkiye hiç bu hale düşmemişti! Nokta Akrt Kökçe: "Gumhuriyetin bekçıliğtnden sonra gelinen son nokta: ABD'nin ofis boyluğu!" f SESSİZ SEDASIZ (!) RBTINALAIZLA BELÂCA /.. Sıddık Sami Onar ya da Ayşe Soysal TÜRKİYE genelinde çok sayıda üniversiteden bir grup öğretim üyesi tekyanlı "Ermeni" sempozyumu konusunda Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prot Dr. Ayşe Soysal'a çağn yapıyor: "Üniversıteler bilimsel, akademik özgürlüğün özerk kaleleridir ve bugüne kadar her türlü siyasal baskıya karşı direnebilmiştir. Istanbul Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, yerlerde sürüklenmesine rağmen, bilim adamlığından ve taşıdığı konumun özerkliğinden ödün vermemiş, üniversrtenin siyasi baskılara boyun eğmemesi için onurla mücadele etmiştir. Bu nedenle siyasi ısmartama bilim olamayacağını, eğer siyasi baskılaria bu şekilde bir sempozyum düzenlenmek isteniyorsa, bunu üniversite ve bilim özerkliğine müdahale olarak gördüğümüzü, Ayşe Soysal'dan da geçmişte Sıddık Sami Onar'ın gösterdiği dirayeti göstermesini bekliyoruz. Isviçre gibi birAvrupa ülkesiride'Ermeni konusu'yla ilgili yasanın geri çekikjiği bir dönemde, bir kamu üniversitesinde tamtersi yorumlanabilecek tek yönlü düzenlenmesi tasarianan bu sempozyumu ciddi bir çelişki olarak görüyoruz." Yüksek Yerilim Hattı erdincutku(gyahoo.com AB politikamız: Ne isterseniz kabul ediyoRUM abi! bankAMAtik SANATÇI'lar FERDİMEKTER Yazar- Yönetmen-Oyuncu Genelde bilgi verenlerin dahi konuya hâkim olmadık- lan için toplumun yanlış yön- lendirildiğini "iki günlük dizi" röportajınızı da utanarak oku- dum. Sanatçılar adına utan- madım. Bilgi veren yetenek- siz muhterisler adına utan- Jım. "Kim, nezaman sahne- ye çıkmadı" diye verilen "ek- sik" bir liste var ya "o" isim- leri yazanlar adına utandım. "O" listedeki isimlerin her biri Türkiye'nin her ilinde ti- yatro sahnelerinde alkışlarla perde açmış, yerilecek değil, önlerinde ceket iliklenecek kişiler. Ve yine "o" isimlerin en az yarısı Türk tiyatrosunu yurtdışındatemsil etmiş kişi- ler. En ileri ya da en geri kal- mış ülkelerde "o" kişilere bir oyunda görev verebilmekiçin yapımcılar sıraya girer ve her biri Deviet Tiyatrosu maaşı- nın 10 yıllık tutannı alır. Dev- let Tiyatrosu'nun 657 No'lu yasaya bağlı olmasının 2 ne- deni vardır. 1- Sanatçıya ba- kış açısı her an değişen bir ülkede hiç olmazsa bir gü- vence sağlamak 2- Sanata bakış açısı her an değişen ül- -:ede "sanatı" yurdun her bir köşesine yaymak için gere- ken olanaklan deviet bütçe- sinden sağlayabilmek. Ama onlar bütün bu bağlayıcı ko- şullara rağmen sanatçıdır. Evet o duayenler, o sanat önderteri, o kültür misyoner- leri için "benim yazmama da- hi gerek olmayan" tanımla- malanmdan sonra gelelim "kırk üç yıllık" Deviet Tiyatro- su sanatçısı Ferdi Merter'e... 2003-2004 sezonundagörev almadığı için bankamatiksa- natçısı olan bana... Tıyatro dergisinin yazdığı gibi yılda 3 oyun koyan bir sanatçı ola- rak, 2003- 2004 sezonunda neden çalışmadım, çalıştırıl- madım? Çünkü daha önceki yönetimde görev aldığım için cezalandınldım, çünkü genel müdürün sanata bakış açısı- na ve değeriendirmesine gö- re eksi puan aldığım için ce- zalandınldım. Ve genel mü- dürlüğe... "...görev yapma- dan maaş almaya karşı oldu- ğumdan emekliolmaya karaı verdim" diye dilekçemi sun- dum. (2/8/2003 tarih, 1570 sayı) Istanbui'da kurduklan tiyatroda her gece sahneye çıkma"iddiasınagelince: Bu, engellenen sanatçılığımı tat- min için yaptığım çaba(...asil görevini aksatmamak koşu- luyla) diye verilen izinle ol- muştur. Tiyatromun kuruluşu daha sonradır ve artık "yaş- tan emekli" bir sanatçıyım. Emekli ikramiyem ile birîikte evimi de sataraktiyatro borç- lanmın bir miktannı ödedim, ödüyoruz... Çünkü birçok özel tiyatro gibi biz de her ge- ce perde açacakseyirciyi bu- lamadık... Evet, olayiara değerveren, eğilen köşe yazarlanmıza, haber muhabirlerimize rica ediyorum, "kulaktan dolma bilgilerie yönlendirmeyin" toplumu. Halkevleri'nin ve Köy Ens- titüleri'nin kapatılmasından sonra işlenecek 3. cinayete, Deviet Tiyatrolan üstüne oy- nanan oyunlara bilmeden ka- tılmayın. Bakın bu bir çağndır: Sayın Bakanımızı, sayın müsteşan- mızı, isteyen gazete yazarı- mızı ve de bu dedikoduları yayıp gizlenenleri TV'de bir- kaç arkadaşımla berabertar- tışmaya, (pardon tartışmaya değil çünkü kurum işleyişi ve tiyatro etiği hakkında o denli bilgiye sahip olduklarına inanmıyorum) söyleşiye da- vet ediyorum. Bu kurultayla olmaz. (Ne kurultaylargördük) Çünkü or- da resmiyetolur. Sohbete da- vet ediyorum. Baskısız, saldı- nsız, yalnızca bilinmeyenleri anlatacak, öğretecek bir soh- bet... Tekrar ediyorum, "yete- neksiz muhterislerin" amaç- larına, dedikodularına yol vermeyin. "En iyiyi yapabil- me" adına ortayaçıkan iç ça- tışmalara rağmen Deviet Ti- yatrolan cumhuriyetin en önemli kurumlanndan biridir. Her bir sanatçısı ve çalışanı emeklerinin karşılığını (eksiği ile) hak eden birer kültür sa- vaşımcısıdır. KİM KİME DLM DU1VIA BEHIÇAK behicakı yahoo.com.tr ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciu mynet.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BtLGtn COCUSUN ADI: ATA, SOYADX:TÜRK'MÜŞ BE! \ hayatepik' mynetcom Elmadag Meyhanesrnde canh müzik! Bu Cuma ve her Cuma saat 21:00'den itibaren Türk Musikisi Deviet Konservatuan'ndan Ayşe Sağyaşar, Dr. Atilla Ovalı ve arkadaşlarının oluştundugu Ehlikeyf, sevilen eski şarkılar, fasıl ve günümüz popüler parçalanndan seçme ömekler sunuyor. Perşembe günleri ise, Dr. Atilla Ovah'nın ud eşligindeki Özel programını izleyebilirsiniz. Rezervasyon için: (0212) 241 03 20 - 23 Cumhurtyet Cad Pak Apt. 6/C Umadag (Dtvan Otelı yanı) •12 EVtUL tCUŞAĞI ATATÛRKCÜL06UNÜN" ATA TÜWC'Ü BU KAOAft! OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(ayahoa.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAH 23Eylül wtnc.mumtaz-arikan.com Ehliyetımi kaybettim. Hükümsüzdür. SALİH NVRETTtN MALKOÇOĞLU m&L^ 8AHRİYEURESSAM BOYAR.. r*&m^*7*%\&\ emiş, 8iTie.PiicrEN SOHRA OA PA&S'EGH-Miçri. ™&WX p\) de^SAAA GoeMOU'UU ATBLYESİNPE 4 YfLÇAU- >dWİ\\V^/ 1*5! LİYE AY/ZfLM/Şrr.OZLM Y(UAK ÇeŞİTL.İ MÛZELERDE' 3«]ml^"^SBJ VİÛOÜ& OLASAti. BUUlfJMUÇ/ SU ABAPA f>OS7XI POL- if™il\\\ ^ ^ m ^ l \ . HİMCİ(EMP2ESYONİST') ETfcJLEG. GÖ&ÛLMESİue Ü BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Semranım ve Şehit Oğlu Ata 12 Eylül sonrası gazetelerin en vazgeçilmez ma- gazin kahramanı Prof. Dr. Ali Mındıkoğlu'ydu. 70'lerin ünlü kalp cerrahı Dr. Bernard'la yanşıyor gibiydi. Günde bilmem kaç kişiyi "sağlıklı cinsel kimliğine" kavuşturuyordu. Birazyoksulluktan, bi- raz çürümüşlükten, biraz da cinsel kimlikproblem- lerinden kaynaklanan, ama sulu sepken haberler- le yaşadık. Sonraki yıllar, magazin de evrildi. Ibo ve mavi gözlü 'diva'lar üretmeye başladık. Sezen'in aşkla- n serçenin gözyaşları derken, Hülya'lı yıllanmız başladı. Bir sahil kasabasında başlayan "kraliçe- lik"yanşmalan ve sonragündeme oturan: Şöhret- para-seks dedikodulan hiç eksik olmadı. En önemli haberler, hep ünlülerin cinsel hayatla- n oldu. Ekonomikve siyasal krizler bilegeride kaldı. Unu- tuldu, unutturuldu... Güzellik kraliçe seçimleri çok önemli şeylerdi. Gün geldi, o da yetmez oldu. Büyük medya grup- lan bu işe el attr. Star-yıldız seçmeye başladılar. Yoksul çocuklann bir delikten girip 'star' olma gayretleri insanlan ağlatır oldu. Bu Semranım programı AB görüşmelerinde "gün alma" gayretinde olan Başbakan'ı bile geri- de bıraktı. Her yaza bir star... Her yıl yeni bir yıldız... Sonra yetmez oldu, grup- lar halinde "yıldızlar geçidi yaşamaya-görmeye başladık. Sirkte cambaz mendile baktırarak cebe iner gi- bi... Bizler "y//d/z"lara bakarken, cep telefonlanndan ya da bilmem ne hatlanndan ceplerimize el atıldı. Gündem karartılarak, ülkenin mevcut kaynakla- nyağmalandı... Televole programlan binbir derde deva oldu. Te- levole hakkatentele'si görünüyorvole'si görünmü- yor. İyi vole'ler beyler. tyi vole'ler. Semranım'a bakıpgülen- kızan amaonatakılı ka- lan halkım. Onda gördüğün biraz da kendinsin ga- liba. Çünkü insan ancak kendine bağlanır. Bir filmin ya da romanın en güzel yanı, kendiniz- den bir şey bulduğunuz yanıdır. Tiyatro size boy aynası tutar. Yoksa sevimsizle- şir, siz de Turizm Bakanı gibi uyuyakalırsınız. Semranım hikâyesi, bizim hikâyemizdir. Sudan sebeplerie kryamet kopardığımızın ta kendisidir. Başına gelen felaketi bile bizimgibi açıkladı. °Oğ- lum şehit oldu"\ Bu cümlede saklı bütün hikâye- miz. Doğru, bu yolda giden ya şehit olur ya gazi!.. Çünkü onlar, sının beklemek için Islam adına ci- hada katıldılar. Hürriyet gazetesi ~ Başlık atmış: "5liraya ölüm". 100YTL'likolsa da- ha mı makbul olacaktı? Bu "kültürû" pompalayan, bizim grubun TV'leri, reyting rekorlan diyen siz değil miydiniz? Dönüp ayıplayan, ilk defa görmüş gibi irkilen yine sizsiniz. Bravo! Ne demeli? Bizim oralarda bir fıkra anlatılır: Uyanığın teki semerciye uğrar. Kemer çalar. Be- line bağlar. Giderken dükkân sahibi "Hoopp... Hemşerim kemerin parasmı vennedin" deyince bizim uyanık, pişkinlikle: "Bunu buraya kim bağla- dı?" der. Sahi, bu programlan reyting uğruna kimlerbu ha- le getirdi? Gecekondusunda dertleriyle sevişenleri kim ayartır? Kim bunlara ham hayaller kurdurur? Sahi, eskiden çocuklara "Büyüyûnce ne olacak- sın yavrvm?" diye sorduğumuzda, öğretmen, hâ- kim, doktor cevaplannın yerini şimdi; Kızlar "manken", erkek çocuklar da "baba" ola- cağım diye veriyor. Kimler suçlu? Bizler ne yaptığımızı ne zaman düşünmeye baş- layacağız? Yoksa hiç kendimize soru sormadan mı öleceğiz? "Şehitler ölmez, gösteri bitmez"! gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLMNSAĞA: 1/ Şekeri ağızda küçük küçük ısıra- rakiçilençay. 2/Ispanyolla- nn sevinç ün- lemi... Maca- ristan'da üre- tilen ünlü bir şarap. 3/ Bir tür yeşilmeşe çalısı... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. 47 "Ka- kumTI da denilen kürkhayvanı... Top- 2 rağı kazıp siper yap- mak. 5/Kübaköken- li bir dans ve mü- 5 zik... Yiyecek bula- 6 mayan, yoksul kim- se. 6/ Doğu Anado- 8 lu'dabirgöl.7/însan 9 bedeniçevresindekimanyetikalan... Hindistan'da hükümdarve prenslere verilen san. 8/Dalgakıran- la yapılmış liman. 9/ Futbolda hedefe doğnı ya- pılan sert vuruş... Afrika'da yaşayan, bacaklan beyaz çizgili bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halterde iki yarışma dalından biri (diğeri silk- me). 2/ Batman'ın Hasankeyf ilçesini sular altın- da bırakacak olan baraj... tstek, arzu. 3/ Deriden sızan tuzlu sıvı... Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler ya da kimseler için kullanılan bir söz. 47 Davranışı kaba, sert ve gönül kıncı olan. 5/ Sac üstünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan yassı aygıt... Bir nota. 6/Dinlenmek için çahşmaya ara verme... "Yaşadım/—- ağaçları şahidimdir" (B.R. Eyuboğlu). 7/Birrenk... Bir yükünyukan- ya kaldınlmasını sağlayan araç. 8/ Kastamo- nu'nunbir ilçesi... " — delik cepken delik/Kev- gir misin be kardeşlik" (Orhan Veli). 9/ Kafiye... Içki dağıtan ıdmse.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear