23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5AYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2005 SALI ANMA lltıami Soysal, Uğur Mumcu ve Fakir Baykurt ile Ören'de Ruhi Su, Aşık Veysel ile birlikte. Ruhi Su, 'Fidelio' operasında Bir 'EzgiliYürek'in öyküsü Yaşıımı acılarla, işkencelerle, yasaklarla geçen, ünü sınırlarımızı aşarak uluslararası boyutlara ulaşan, kendini halka adayan aydın sanatçı Ruhi Suy 20 yü önce bugün aramızdan ayrıldı SÖINMEZTARGAN B ugününgenç kuşağı ne denli tanır, ne denli dinlemiştır onu bilemem, ama bizimkuşak. 68'Merkuşağı; ezgile- rimizin, tûıkülerimizin de\Tİmci yo- rumuna onun sesinde tanık oldu. Hatta halk türicülerine tepeden bakan kimi burjuva, küçük bmjruva aydınının sonradan Anadolu kültürü- ne ügi duyması gibi bu alana da ilgi duyması. yine onun gür sesi ile sazının tellerinden inci tanelen gıbi kulaklara dökülen nağmeler saye- sinde oldu. Şıırin saza, sazın şiire kanşarak coş- kun birdere gibi akıp denizlerlebuluşmasını sa- nınm yine ona borçluyuz. Şiir üstüne yapılmış bütün ürünlerin dışa vurup toplumsallaşmasın- da, bu yapıtlann aynı zamanda sesli bir biçim- de, ama gûzel bir biçimde okunarak kulağa da hitap etmesininbüyük payı olduğuna inanınm. Şıirlerin dinleti paketleri olarak dinleyicilere sunulmasının ilk örneklerini de sanınm Nâzını Hikmet vermişri. Onun nice şiırini gençlik yıl- lanmda daha kitaplardan okumadan, plaklarda kendi sesinden duyduğumu anımsanm. Bugün bu ünlü şairın dizelerini birçok kişi ve sanatçı hem de çokgüzel birbiçimde okuyor. Ama ina- nır mısınız, Nâzım Hikmet'i bunlar içinde bir tek kişi hem çok güzel okuyor hem de sazının tellerinde çılgm bir at gibi koşturuyor. Öraeğin. Seferbertik Türküleri albümü içinde yer alan Nâzım'ın "KurtuluşSav-aşDestanTndâkı "Ka- dınlanmız*' dizelerini dinlerken insam düşün- düren, coşturan, MustafaKemaTleştiren duy- gulann seline kapılıyor insan... Buraya değin ısim vermeden kısa anlatılarla tanıtmaya çalıştığunız bu sanat ve kültür elçi- mizi sanınm anımsadınız. Evet sazıyla, sözüy- le, sanat ve kültür yaşamımıza kazandırdığı devrimcı yapıtlanyla Türkiye'nin siyasal evre- ninde de derin izler bırakmış bu yüce ve soylu insan Ruhi Su. Bundan 20 yü önce, 20 Eylül 1985 yılında aramızdan aynlmıştı. Bugünlerde medyada yoğun bir biçimde de- ğinilen 12 Eylül asİcersel yönetimı, hasta yata- ğında kanser illetiyle boguşan Ruhi Su'ya, te- davi olmak için yurtdışına çıkma iznı verme- diği için yaşamının son günleri adeta bir ağla- öya dönüşerek bu dünyadan göçüp gitmişti. 912'DEDOĞDU Van'da başlayan ağlatı A shnda Ruhi Su'nun yaşamı başlı ba- şmabiraglaüydı. Buaglannın ilkper- desi daha dünyaya geldıği yıllarda açılmıştı. 1912'deVan'da dünyayage- len Ruhi Su, daha çocuk yaşta Birinci Emper- yalist Paylaşım Savaşı'mn ateş, barut ve kan kokan ortamındabuldukendini. Doğu'nun de- ğişmeyen yoksulluk ve sefalet yazgısına bir de savaşın ağır ve acı koşullan binmişti Vanlıla- nn sırtına. Yaşam, güçlü bir kar firtınası gibi önüne kattıklannı silip süpürüp götürüyordu. Bu firtınanın önüne katıp götürdüklerinden bi- ri de asıl adı Mehmet olan Ruhi Su idi. Onu anne ve babasından, sıcak aile ocağından da- ha çocuk yaşta koparmış, Adana'da çocuksuz yoksul bir aileninkucagına atmıştı. Bu neden- le gerçek ailesini hiç bilmedi. Van'dan Adana'ya geldığinde burada da du- nım pek iç açıcı değildi. Çukurova, Fransız iş- galı altındaydı. Yöre halkının "kaç-kaç" dedik- leri günleryaşanıyor, işgalın zulmünden kaçan- larla Ruhi Su da ailesiyle birlikte Toros Dağ- ları'na sığmıyordu. Işte bu süreçte Mehmet daha çocukyaşta, savaşla birlikte türkülerle de tamşryor, tanışmaklakalmryor söylemeyi de ken- di çabasıyla öğreniyordu. Yarunda evlatlık ola- rak kaldığı aile Mehmet'i çok hırpahyor. Ha- yırsever bir komşu, onu gizlice Öksüzler Yur- dvfna yerleştiriyor. Burada ilk kez çocukluğu- mın tadını alıyor, kendi anlatımıyla; "Oyun denen bir şeyin var olduğunu o zaman öğren- dfcn, içim içime sığmryordu, şaşkındım" diyor. KLASİK MUZIKLE TANIŞMASI Ruhi Su'nun sanat yaşamına giden uzun ve dıkenli yolun ilk taşlan daha 10 yaşında işte Adana'dakibu Öksüz- ler Yurdu'nda döşenır: Avusturyalı bir müzik öğretmeni sayesınde ilk klasik Batı müziği ile tanışır. Kısa bir süre as- keri ögrencilik de yapan Mehmet, Adana Öğretmen Okiılu"ndayken âşık o\duğubir ebe-hemşire ile evlenir. ilk çocuğu Güngörbu evliliğin ürünüdür. AnkaraMüzikÖğretmen Okulu öğ- rencisıyken söylenmesinin kolay ol- ması amacıyla tek heceli "Su" soyadı- nı alır. Mehmet Ruhi Su, Müzik Öğ- retmen Okulu'ndan Ankara Riyaseti- cumhur Orkestrası"na seçüir ve bura- da çalışmaya başlar. Bir taraftan da müzik öğretmeni olarakHasanoğlan Köy Enstitü- sü'nde derslere girer. 1936 yılında opera sanatçısı olarak Dev- let Konservaruvan'nda çalışmaya başlar Birçok operada başanlı oyunlar sergileyen Ruhi Su. 'Konsolos' operasının provasında- ken gözaltına alınırve tutuklanır. Yıl 1952"dır ve Su'nun opera yaşamı böylehlde noktalamr. Onun doğasında bulunan türkü söyleme ıs- teği hıç tükenmemişti. 194345 yıllJan arasın- da VedatNedimTör'ün destegi ile on beş gün- de bir radyoda "Basbariton Ruhi Su Tûrküler Söylüyor" onansuyla dinletiler sunar. Işlediği tûrküler genellikle Alevi nefesleri olduğu için şimşekleri üzerine çekmekte geç kalmaz. Dü- zenindüzenbazlan, çileliAnadoluinsanırun acı- lannı tanh boyunca paylaşan herkese kurduk- lan tuzaklara bir gün Ruhi Su'nun da düşme- sini sabırsızlıkla beklediler. Tûrküler dinlerdik Sesmden Dağ olurdukyücesinden Ova olurduk çöl olurduk Denizlere akardık birlikte Sular olurduk Tûrküler dinlerdik Sesinden Duvarlar ytlahrdı kendiliğinden Kimimiz Köroğlu 'na katılırdık Kimimiz Dadaloğlu na Yemen'dekalanımız olurdu. Tûrküler dinlerdik Sesinden Üçümüz oy Karacaoğlan Beşimiz Pir Sultan Abdal Hey Arif Damar (Yön, 10 Haziran 1966) îşkenceler, yasaklar ve aşk 1 952 yılınınsonbahanndaTürkiye Komü- nist Partisı ile ıhşkılendirilen Ruhi Su, tiyatrodan bir arkadaşının da ıhbanyla, opera bınasuıdan çıkarken poüsler tara- fından alınarakBirinci Şube'ye oradanda San- ^ ^ R ** saryan Han' a götürülerek alt katlardaki hücre- ^^Rs lerden birine kapatıldı. Burada çok ağır ışken- celer gördü. tabutluğa kondu. Büyük aşklar acılarla başlar- mış... Ruhi Su ile Sıdıka Su'nun aşkı da böylesi acı günlerin orta- W ^ B mında fıhzlendı. 1950 yıhnın ba- haraıda başlayan arkadaşlıklan, 1952 yüırun sonbahannda Sansar- yan Han günlennde daha da koyu- laşıp güçlendı Çünküaynı ge- R u h j S u r C e ı a . d a y a r Q ı | a n d | rekçeyle Sıdıka Hanım da tu- ».,„ . tuklanıp aynı eünlerde Sansar- D^toL ^ „ 3 , .4 .~*»*». ı a>.r s.«,«~™..,t- «c- yan Han'a konmuş ve aynı . ZZ.\£££, ^ ^ : , 1 '^..1^^,, konudaikısinındetutukluol- ^ I f ^ H S > t İ > ^ > - / ^ l H * duklannı. ancak beş ay sonra ' ^ ^ öğrenebihnişlerdi. Her ikisi de Harbiye Ceza- tidikle haarlanmışolanbu cazipveçeşitliprog- evi'nde üç buçuk yıl kaldılar ramdaRuhiSu'nun sö>1eyeceğibaşhcavetanın- ve her ikisi de sonuçta beşer mışhalktüıkülerinmN-aıundatekerlemelenağıt- >ıl hapse mahkûm oldular. lar,taşlamalarve SiteTiyatrosu'nunbütün kad- Ama Ruhi Su, sanat yaşamı- rosuvla sunacağı halk şürlerinden örnekler yer na damgasınıvuranbu siya- ahnaktadır." sal kimlığınden dolayı âsla Yıllarca halkından koparümış. halkın önüne üzüntü duymadı. Sıyasetı- Çikıp türkü söylemesı yasaklanmış Ruhi Su, yi- nı büyük bir sanatçı titizlı- ne bu gecede yasaklan parçalayıp Uk kez hal- ği ve duyarhlıgı içinde öle- kın karşısuıa çıkıyordu. ne değın sade bir biçimde 6O'lı yıllar Ruhi Su sanatının halkla buluştu- sürdürdü. Ama dostlan, sa- ğu, kıtlelerle kucaklaştığı yıllardı. ÖzelUkle natseverler ve dınleyenlen Türkiye Işçi Patisfnin gecelerinde hep bir agız- onu hep türkülerle özdeşleş- dan söylenentûrküler, salonlarda, alanlardakıt- mişbu-kişi olarakbildıler ya lelere verilen bır komut olurdu. Işçüer dırenır- da öyle kabullendıler. ken, gençler yürürken, köylüler hak ısterken insanlan bayrak ba>xak taşıyan inancuı içinde Ruhi Su Türküleri'ndende birdemetolurdu hep. 70"hyıllarda sanatadönükdahayoğunbir ya- şantı gözleriz Ruhi Su"da. 1975 yılında Dostlar Tiyatrosu bunyesinde ilk üyelerini suıavla se- çerekaldığı Dostlar Korosu'nu kurarak çokses- li türkü çahşmalannıbaşlatıyordu. Aynı yıl Sü- meyra Çakır da bu topluluğa korist olarak ka- tdacaktı. 1976 yılının sonunda "El Kapdan", 1977'de "SabahınSahibiVar", I978'de ise "Se- mahlar" uzunçalarlannda Dostlar Korosu Ru- hi Su'ya eşlik etti. Ruhi Sukoro ilebirlikte baş- ta Istanbul, Ankara ohnak üzere Anadolu'nun birçok yerinde dinletiler verdi. Ismi yurtdışına 60LI YILLARDA HALKLA BULUŞMA Ruhi SİTnun ilk fotoğrafl. 9 Nisan 1961 günlü Cum- huriyet gazetesındeki haber, bu gerçeği doğrular nitelikte değil mi? "Tanınnuş ve değerB halk türkükrisanatçıhnmızdan RuhuSu üe birlikteSite Tt- yatrosuoyunculanyarmge- ce saat 2130'da Site Tryatro- su'nda bir Halk Türkülen Konseri' tertiplemişlerdir.Tî- taştı. Avustralya'da, Avrupa'da dınleyicilenyle buluştuğu etkinlıklere katıldı. 12 Eylül askersel devumesıyle koro çalış- malan da büyük ölçüde etkılendi ve kendi için- de bir sessizlığe büründü. Aslında Ruhi Su da sonsuz sessizliğine doğru hızla yol alıyordu. Rahatsızlığı giderek artıyordu. Prostat kanseri tanısı konmakla birlikte yaşama olasılığı var- dı. Yurtdışına gidip bu rahatsızhğına köklü çö- zümler bulmak olasıydı, ama o günun yetkih- leri bu uluslararası üne sahip kültürelçimize pa- saport vermediler. Verdiklerinde ise zaman çok geçti. Yaşamı acılarla, firtınalarla geçmiş, ünü sırurlanmızı aşarak evrensel boyutlara ulaşmış bu büyük sanatçı, bu aydın ve kendisini için- den çıktığı halkına adamış politik insan, 20 Ey- lül 1985'te aramızdan ayrıldı. SAYISIZ YAPITLAR BIRAKTI Fiziksel varhğı toprağa düştüğünde 73 yaşın- daydı ve arkasuıda sayısız yapıtlar bırakmıştı. Daha çok cezaevinde ürettiği bu yapıtlan son- radanplaklara, bantlara, CD'lere döküldü. Ölü- müne değin 16 adet plak ve 11 adet uzunçalar çıkardı. Olümünden sonra ise eşi Sıdıka Su ve oğlu DgınSu,bu yüce insanın yapıtlannı ölüm- süzleştirmeyi sürdürdü. Nâzım Hikmet'in şürlerinı de ilk kez türkü- leştirenRuhi Su'nun "SeferberHkTürkülerive Kuvayı Mffliye Destanı", "El Kapılan" ile "Şi- irler-Türküler'' uzunçalarlan .\hnanya'da da basıldı. "ElKapdan"Köuı'deyılın "Heştinnen Ödülû"nü aldı. 1991'de, o yılın ''Vunus Emre Yıh' olması nedeniyle, ABD'de bir plak şirke- ti "Yunus Emre" ve "Pir Sultan Abdal" plak- lannı tek CD'de toplayarak yayımladı. Ruhi Su'nun yapıtlarınm günumüze degın canlı bir şekilde taşınması ve yaşıyor ohnasın- da iki temel etmeni de belirtmek gerekir. Birin- cisi, Öksüzler Yurdu'nun smılanndan yükselip cezaevlerinin hücrelerine uzanan çileli yolcu- lukta yanından aynhnamış, ona hep moral ve destek vermiş yoldaşı Sıdıka Su ise ikincisi onun sanatve kültüryaşamındahep yanında olan ve çizgisini yakından izleyen öğrencıleri ol- muştur. Nitekim sonradan kendi adını başa ko- yarak oluşturdukları "RuhiSu DosdarKorosu" ile bu geleneği sürdürmekle kalmamış, bu ça- bayı dahada kurumsallaştırarak "Ruhi SuKûl- türveSanatVakfi"nı kurarakbirçatı altuıda top- lanmayı başarmışlardır. SALI ORHAN BURSALI Sol'un Geri Dönüşü Almanya'da her seçimde kesine yakın sonuç veren kamuoyu anketleri, bu defa çuvalladı.. Neden? Belki de sandıktan olağanüstü ve bek- lenmedik sonuçlar çıktığı için! llginçtir, anket- ler genellikle "normal durum"\arda mı dogru- yayakın sonuçlar veriyor? Bizdede, ömeğin MHP ve DSP'nin yükseldiği önceki seçımlerde, an- ketler çuvallamıştı.. Almanya'da da anketler, "ikipartili" rejimin çöktüğü seçim sonuçlannı gö- remedi! Sistem, "ikipartiden birinin kazanaca- ğı" üzerinde mi inşa ediliyor? Bu, kamuoyu araştırmalarının önemli gördüğüm bir mesele- si.. biz konumuza dönelim. Alman seçimlerinin ilginç yönlerı vardı. Tür- kiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği, kampanyala- nn odak konulan arasındaydı. İkincisi ise "sos- yal devlet" kavramıydı.. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) doğru bir politikayla Türkiye'yi savundu. Türkiye, ra- kiplerinin yumuşak karnıydı, buradan vurdu.. Seçmen, Hıristiyan Demokrat/Sosyal Birlik it- tifakının Türkiye'yi dışlayan politikala -ı na itibar etmedi; hatta belki de Türkiye konusu, Bayan Merkel'e önemli oy kaybettirdi, sosyal demok- ratlara ise kazandırdı.. Frau Merkel umarız po- litikalarını yeniden gözden geçirir! Tabii, Bayan Merkel'e kaybettiren politikalardan biri de ABD'yi destekleme politikasıydı.. • • • öteyandan, "sosyal devlet" kavramının se- çimlere damgasını vurduğu söylenebilir; bu kon- sept, Sol Irtifakı (Die Linke/PDS) yüzde 8.7 oy oranıyla, 50'ye yakın milletvekiliyle dördüncü bü- yük parti olarak Federal Meclis'e soktu. Bu par- ti oylannı iki kattan fazla arrtırdı! Bir yazımın konusuydu: Günümüzde, neoli- beral ekonomide ve politik dayatmalarda reform, tarihsel bağlamı ve içeriğinden tamamen kopar- tılarak, sosyal devleti ortadan kaldıracak düzen- lemelerin adı oldu neredeyse.. Avrupa'nın tarihsel olarak sosyal devlet kav- ramının en köklü olduğu ülkesi olan Alman- ya'da bu "reform"\ar 1980 sonrası ekonomi politikalara damgasını vurmuş, sosyal devlet önemli ölçüde budanmış, ama tamamen yıkı- lamamıştı.. Işte Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik, yanlarında da überal Demokrat- lar, sosyal devlet adına geride ne kalmışsa hep- sini yok etmek için güçlü bir ittifak kurmuşlar- dı.. Sol İttifak ise tamamen sosyal devleti savun- du.. • • • Neoliberal politikalar, Almanya'da "Proletar- yanın geri dönüşü" olarak yorumlanan sonuç- lara yol açtı. Şüphesiz, Doğu Almanya ile bir- leşmenin maliyeti büyüktü. Ama 1980 sonrası dünyanın sürüklendiği kıran kırana rekabet, Al- manya'da işsiz sayısını 5 milyonlann üzerine çıkarttı.. Bu politikalar yeni bir orta sınıf ve sü- rekli yoksulluk sınırının altında yaşayan ve yük- selme şansı olmayan yeni bir "proletarya" ya- ratmıştı. önümdeki Spiegel dergisinin grafığine bakı- yorum: Bu umutsuz insanların oranı, 2003 yı- lında nüfusun yüzde 11.5'ine yükselmiş.. yani 10 milyona yakın Alman! Bu durum, şüphesiz ki gelir dağılımını hızla bozuyor ve sınıflararası çelişkileri artırıyor.. Sol Parti irtifakı bu koşullarda yükseldi. Alman Sosyal Demokrat Parti'nin liderleri ara- sında iken, neolibelar politikalara karşı çıktığı için partiden dışlanan Oskar Lafonteine, bu defa Sol Parti ittifakının başbakan adayı olarak Mec- lis'e geri döndü.. Seçim sonuçları belli olduktan sonra parti li- derlerinin katıldığı açıkoturumu izledim.. İki bü- yük partinin lideri, Merkel ve Schröder, her ıki- si de Sol Ittifakı dışlıyor ve "koalisyon görûş- melerinde" "solcularla" görüşmelerinin söz ko- nusu olmadığının altını çiziyorlardı!.. Baktım, her ikisi de "Bu solcular da nereden gelip masaya orurdu" havasındaydı.. Almanya'da yarattıkları umutsuz insanların temsilcileri, "Die Linken" orada, aralarındaydı artık ve koalisyon hesaplarını da, kafalannı dakarıştırmıştı! Sol İt- tifak, iktidara ortak otmak istemiyor (zaten alan da yok!), hem Meclis'te hem sokakta güçlü bir muhalefete hazırlanıyor. Sol İttifak bütün neoliberal hesaplan bozdu! Neoliberalizm, "Karl Marks hayaleti"ni ge- ri döndürdü.. Bu konuya farklı boyutlanyla geri dönece- ğim.. obursali(5 cumhuriyetcom.tr Ruhi Su'yu anıyoruz İstanbul Haber Servisi - Halk müziğinin yenilikçi ustası Ruhi Su, ölümünün 20. yıünda bugün saat 12.30'da . Zincirlikuyu'daki anıtmezannda türkülerle, çiçeklerle anılacak. Anma töreründe şair Ataol Behramoğlu ve Sıdıka Su'nun konuşmasının ardından Ruhi Su Dostlar Korosu. ustanın anısına tûrküler söyleyecek. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı'nda saat 19. OO'da Ruhi Su Belgeseli gösterilecek. (0212 245 38 96) _J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear