Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5AYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2005 SALI
ANMA
lltıami Soysal, Uğur Mumcu ve Fakir Baykurt ile Ören'de Ruhi Su, Aşık Veysel ile birlikte. Ruhi Su, 'Fidelio' operasında
Bir 'EzgiliYürek'in öyküsü
Yaşıımı acılarla, işkencelerle, yasaklarla geçen, ünü sınırlarımızı aşarak uluslararası boyutlara
ulaşan, kendini halka adayan aydın sanatçı Ruhi Suy
20 yü önce bugün aramızdan ayrıldı
SÖINMEZTARGAN
B
ugününgenç kuşağı ne denli tanır, ne
denli dinlemiştır onu bilemem, ama
bizimkuşak. 68'Merkuşağı; ezgile-
rimizin, tûıkülerimizin de\Tİmci yo-
rumuna onun sesinde tanık oldu. Hatta halk
türicülerine tepeden bakan kimi burjuva, küçük
bmjruva aydınının sonradan Anadolu kültürü-
ne ügi duyması gibi bu alana da ilgi duyması.
yine onun gür sesi ile sazının tellerinden inci
tanelen gıbi kulaklara dökülen nağmeler saye-
sinde oldu. Şıırin saza, sazın şiire kanşarak coş-
kun birdere gibi akıp denizlerlebuluşmasını sa-
nınm yine ona borçluyuz. Şiir üstüne yapılmış
bütün ürünlerin dışa vurup toplumsallaşmasın-
da, bu yapıtlann aynı zamanda sesli bir biçim-
de, ama gûzel bir biçimde okunarak kulağa da
hitap etmesininbüyük payı olduğuna inanınm.
Şıirlerin dinleti paketleri olarak dinleyicilere
sunulmasının ilk örneklerini de sanınm Nâzını
Hikmet vermişri. Onun nice şiırini gençlik yıl-
lanmda daha kitaplardan okumadan, plaklarda
kendi sesinden duyduğumu anımsanm. Bugün
bu ünlü şairın dizelerini birçok kişi ve sanatçı
hem de çokgüzel birbiçimde okuyor. Ama ina-
nır mısınız, Nâzım Hikmet'i bunlar içinde bir
tek kişi hem çok güzel okuyor hem de sazının
tellerinde çılgm bir at gibi koşturuyor. Öraeğin.
Seferbertik Türküleri albümü içinde yer alan
Nâzım'ın "KurtuluşSav-aşDestanTndâkı "Ka-
dınlanmız*' dizelerini dinlerken insam düşün-
düren, coşturan, MustafaKemaTleştiren duy-
gulann seline kapılıyor insan...
Buraya değin ısim vermeden kısa anlatılarla
tanıtmaya çalıştığunız bu sanat ve kültür elçi-
mizi sanınm anımsadınız. Evet sazıyla, sözüy-
le, sanat ve kültür yaşamımıza kazandırdığı
devrimcı yapıtlanyla Türkiye'nin siyasal evre-
ninde de derin izler bırakmış bu yüce ve soylu
insan Ruhi Su. Bundan 20 yü önce, 20 Eylül
1985 yılında aramızdan aynlmıştı.
Bugünlerde medyada yoğun bir biçimde de-
ğinilen 12 Eylül asİcersel yönetimı, hasta yata-
ğında kanser illetiyle boguşan Ruhi Su'ya, te-
davi olmak için yurtdışına çıkma iznı verme-
diği için yaşamının son günleri adeta bir ağla-
öya dönüşerek bu dünyadan göçüp gitmişti.
912'DEDOĞDU
Van'da
başlayan
ağlatı
A
shnda Ruhi Su'nun yaşamı başlı ba-
şmabiraglaüydı. Buaglannın ilkper-
desi daha dünyaya geldıği yıllarda
açılmıştı. 1912'deVan'da dünyayage-
len Ruhi Su, daha çocuk yaşta Birinci Emper-
yalist Paylaşım Savaşı'mn ateş, barut ve kan
kokan ortamındabuldukendini. Doğu'nun de-
ğişmeyen yoksulluk ve sefalet yazgısına bir de
savaşın ağır ve acı koşullan binmişti Vanlıla-
nn sırtına. Yaşam, güçlü bir kar firtınası gibi
önüne kattıklannı silip süpürüp götürüyordu.
Bu firtınanın önüne katıp götürdüklerinden bi-
ri de asıl adı Mehmet olan Ruhi Su idi. Onu
anne ve babasından, sıcak aile ocağından da-
ha çocuk yaşta koparmış, Adana'da çocuksuz
yoksul bir aileninkucagına atmıştı. Bu neden-
le gerçek ailesini hiç bilmedi.
Van'dan Adana'ya geldığinde burada da du-
nım pek iç açıcı değildi. Çukurova, Fransız iş-
galı altındaydı. Yöre halkının "kaç-kaç" dedik-
leri günleryaşanıyor, işgalın zulmünden kaçan-
larla Ruhi Su da ailesiyle birlikte Toros Dağ-
ları'na sığmıyordu. Işte bu süreçte Mehmet
daha çocukyaşta, savaşla birlikte türkülerle de
tamşryor, tanışmaklakalmryor söylemeyi de ken-
di çabasıyla öğreniyordu. Yarunda evlatlık ola-
rak kaldığı aile Mehmet'i çok hırpahyor. Ha-
yırsever bir komşu, onu gizlice Öksüzler Yur-
dvfna yerleştiriyor. Burada ilk kez çocukluğu-
mın tadını alıyor, kendi anlatımıyla; "Oyun
denen bir şeyin var olduğunu o zaman öğren-
dfcn, içim içime sığmryordu, şaşkındım" diyor.
KLASİK MUZIKLE TANIŞMASI
Ruhi Su'nun sanat yaşamına giden
uzun ve dıkenli yolun ilk taşlan daha
10 yaşında işte Adana'dakibu Öksüz-
ler Yurdu'nda döşenır: Avusturyalı bir
müzik öğretmeni sayesınde ilk klasik
Batı müziği ile tanışır. Kısa bir süre as-
keri ögrencilik de yapan Mehmet,
Adana Öğretmen Okiılu"ndayken âşık
o\duğubir ebe-hemşire ile evlenir. ilk
çocuğu Güngörbu evliliğin ürünüdür.
AnkaraMüzikÖğretmen Okulu öğ-
rencisıyken söylenmesinin kolay ol-
ması amacıyla tek heceli "Su" soyadı-
nı alır. Mehmet Ruhi Su, Müzik Öğ-
retmen Okulu'ndan Ankara Riyaseti-
cumhur Orkestrası"na seçüir ve bura-
da çalışmaya başlar. Bir taraftan da müzik
öğretmeni olarakHasanoğlan Köy Enstitü-
sü'nde derslere girer.
1936 yılında opera sanatçısı olarak Dev-
let Konservaruvan'nda çalışmaya başlar
Birçok operada başanlı oyunlar sergileyen
Ruhi Su. 'Konsolos' operasının provasında-
ken gözaltına alınırve tutuklanır. Yıl 1952"dır
ve Su'nun opera yaşamı böylehlde noktalamr.
Onun doğasında bulunan türkü söyleme ıs-
teği hıç tükenmemişti. 194345 yıllJan arasın-
da VedatNedimTör'ün destegi ile on beş gün-
de bir radyoda "Basbariton Ruhi Su Tûrküler
Söylüyor" onansuyla dinletiler sunar. Işlediği
tûrküler genellikle Alevi nefesleri olduğu için
şimşekleri üzerine çekmekte geç kalmaz. Dü-
zenindüzenbazlan, çileliAnadoluinsanırun acı-
lannı tanh boyunca paylaşan herkese kurduk-
lan tuzaklara bir gün Ruhi Su'nun da düşme-
sini sabırsızlıkla beklediler.
Tûrküler dinlerdik
Sesmden
Dağ olurdukyücesinden
Ova olurduk çöl olurduk
Denizlere akardık birlikte
Sular olurduk
Tûrküler dinlerdik
Sesinden
Duvarlar ytlahrdı
kendiliğinden
Kimimiz Köroğlu 'na
katılırdık
Kimimiz Dadaloğlu na
Yemen'dekalanımız olurdu.
Tûrküler dinlerdik
Sesinden
Üçümüz oy
Karacaoğlan
Beşimiz Pir Sultan Abdal
Hey
Arif Damar
(Yön, 10 Haziran 1966)
îşkenceler, yasaklar ve aşk
1
952 yılınınsonbahanndaTürkiye Komü-
nist Partisı ile ıhşkılendirilen Ruhi Su,
tiyatrodan bir arkadaşının da ıhbanyla,
opera bınasuıdan çıkarken poüsler tara-
fından alınarakBirinci Şube'ye oradanda San- ^ ^ R **
saryan Han' a götürülerek alt katlardaki hücre- ^^Rs
lerden birine kapatıldı. Burada çok ağır ışken-
celer gördü. tabutluğa kondu.
Büyük aşklar acılarla başlar-
mış... Ruhi Su ile Sıdıka Su'nun
aşkı da böylesi acı günlerin orta-
W ^ B mında fıhzlendı. 1950 yıhnın ba-
haraıda başlayan arkadaşlıklan,
1952 yüırun sonbahannda Sansar-
yan Han günlennde daha da koyu-
laşıp güçlendı Çünküaynı ge- R u h j S u r C e ı a
. d a y a r Q ı | a n d |
rekçeyle Sıdıka Hanım da tu- ».,„ .
tuklanıp aynı eünlerde Sansar- D^toL ^ „ 3
, .4
.~*»*». ı a>.r s.«,«~™..,t- «c-
yan Han'a konmuş ve aynı . ZZ.\£££, ^ ^ : , 1 '^..1^^,,
konudaikısinındetutukluol- ^ I f ^ H S > t İ > ^ > -
/
^
l H
*
duklannı. ancak beş ay sonra ' ^ ^
öğrenebihnişlerdi.
Her ikisi de Harbiye Ceza- tidikle haarlanmışolanbu cazipveçeşitliprog-
evi'nde üç buçuk yıl kaldılar ramdaRuhiSu'nun sö>1eyeceğibaşhcavetanın-
ve her ikisi de sonuçta beşer mışhalktüıkülerinmN-aıundatekerlemelenağıt-
>ıl hapse mahkûm oldular. lar,taşlamalarve SiteTiyatrosu'nunbütün kad-
Ama Ruhi Su, sanat yaşamı- rosuvla sunacağı halk şürlerinden örnekler yer
na damgasınıvuranbu siya- ahnaktadır."
sal kimlığınden dolayı âsla Yıllarca halkından koparümış. halkın önüne
üzüntü duymadı. Sıyasetı- Çikıp türkü söylemesı yasaklanmış Ruhi Su, yi-
nı büyük bir sanatçı titizlı- ne bu gecede yasaklan parçalayıp Uk kez hal-
ği ve duyarhlıgı içinde öle- kın karşısuıa çıkıyordu.
ne değın sade bir biçimde 6O'lı yıllar Ruhi Su sanatının halkla buluştu-
sürdürdü. Ama dostlan, sa- ğu, kıtlelerle kucaklaştığı yıllardı. ÖzelUkle
natseverler ve dınleyenlen Türkiye Işçi Patisfnin gecelerinde hep bir agız-
onu hep türkülerle özdeşleş- dan söylenentûrküler, salonlarda, alanlardakıt-
mişbu-kişi olarakbildıler ya lelere verilen bır komut olurdu. Işçüer dırenır-
da öyle kabullendıler. ken, gençler yürürken, köylüler hak ısterken
insanlan bayrak ba>xak taşıyan inancuı içinde
Ruhi Su Türküleri'ndende birdemetolurdu hep.
70"hyıllarda sanatadönükdahayoğunbir ya-
şantı gözleriz Ruhi Su"da. 1975 yılında Dostlar
Tiyatrosu bunyesinde ilk üyelerini suıavla se-
çerekaldığı Dostlar Korosu'nu kurarak çokses-
li türkü çahşmalannıbaşlatıyordu. Aynı yıl Sü-
meyra Çakır da bu topluluğa korist olarak ka-
tdacaktı. 1976 yılının sonunda "El Kapdan",
1977'de "SabahınSahibiVar", I978'de ise "Se-
mahlar" uzunçalarlannda Dostlar Korosu Ru-
hi Su'ya eşlik etti. Ruhi Sukoro ilebirlikte baş-
ta Istanbul, Ankara ohnak üzere Anadolu'nun
birçok yerinde dinletiler verdi. Ismi yurtdışına
60LI YILLARDA
HALKLA BULUŞMA
Ruhi SİTnun
ilk fotoğrafl.
9 Nisan 1961 günlü Cum-
huriyet gazetesındeki haber, bu
gerçeği doğrular nitelikte değil
mi? "Tanınnuş ve değerB halk
türkükrisanatçıhnmızdan
RuhuSu üe birlikteSite Tt-
yatrosuoyunculanyarmge-
ce saat 2130'da Site Tryatro-
su'nda bir Halk Türkülen
Konseri' tertiplemişlerdir.Tî-
taştı. Avustralya'da, Avrupa'da dınleyicilenyle
buluştuğu etkinlıklere katıldı.
12 Eylül askersel devumesıyle koro çalış-
malan da büyük ölçüde etkılendi ve kendi için-
de bir sessizlığe büründü. Aslında Ruhi Su da
sonsuz sessizliğine doğru hızla yol alıyordu.
Rahatsızlığı giderek artıyordu. Prostat kanseri
tanısı konmakla birlikte yaşama olasılığı var-
dı. Yurtdışına gidip bu rahatsızhğına köklü çö-
zümler bulmak olasıydı, ama o günun yetkih-
leri bu uluslararası üne sahip kültürelçimize pa-
saport vermediler. Verdiklerinde ise zaman çok
geçti. Yaşamı acılarla, firtınalarla geçmiş, ünü
sırurlanmızı aşarak evrensel boyutlara ulaşmış
bu büyük sanatçı, bu aydın ve kendisini için-
den çıktığı halkına adamış politik insan, 20 Ey-
lül 1985'te aramızdan ayrıldı.
SAYISIZ YAPITLAR BIRAKTI
Fiziksel varhğı toprağa düştüğünde 73 yaşın-
daydı ve arkasuıda sayısız yapıtlar bırakmıştı.
Daha çok cezaevinde ürettiği bu yapıtlan son-
radanplaklara, bantlara, CD'lere döküldü. Ölü-
müne değin 16 adet plak ve 11 adet uzunçalar
çıkardı. Olümünden sonra ise eşi Sıdıka Su ve
oğlu DgınSu,bu yüce insanın yapıtlannı ölüm-
süzleştirmeyi sürdürdü.
Nâzım Hikmet'in şürlerinı de ilk kez türkü-
leştirenRuhi Su'nun "SeferberHkTürkülerive
Kuvayı Mffliye Destanı", "El Kapılan" ile "Şi-
irler-Türküler'' uzunçalarlan .\hnanya'da da
basıldı. "ElKapdan"Köuı'deyılın "Heştinnen
Ödülû"nü aldı. 1991'de, o yılın ''Vunus Emre
Yıh' olması nedeniyle, ABD'de bir plak şirke-
ti "Yunus Emre" ve "Pir Sultan Abdal" plak-
lannı tek CD'de toplayarak yayımladı.
Ruhi Su'nun yapıtlarınm günumüze degın
canlı bir şekilde taşınması ve yaşıyor ohnasın-
da iki temel etmeni de belirtmek gerekir. Birin-
cisi, Öksüzler Yurdu'nun smılanndan yükselip
cezaevlerinin hücrelerine uzanan çileli yolcu-
lukta yanından aynhnamış, ona hep moral ve
destek vermiş yoldaşı Sıdıka Su ise ikincisi
onun sanatve kültüryaşamındahep yanında olan
ve çizgisini yakından izleyen öğrencıleri ol-
muştur. Nitekim sonradan kendi adını başa ko-
yarak oluşturdukları "RuhiSu DosdarKorosu"
ile bu geleneği sürdürmekle kalmamış, bu ça-
bayı dahada kurumsallaştırarak "Ruhi SuKûl-
türveSanatVakfi"nı kurarakbirçatı altuıda top-
lanmayı başarmışlardır.
SALI
ORHAN BURSALI
Sol'un Geri Dönüşü
Almanya'da her seçimde kesine yakın sonuç
veren kamuoyu anketleri, bu defa çuvalladı..
Neden? Belki de sandıktan olağanüstü ve bek-
lenmedik sonuçlar çıktığı için! llginçtir, anket-
ler genellikle "normal durum"\arda mı dogru-
yayakın sonuçlar veriyor? Bizdede, ömeğin MHP
ve DSP'nin yükseldiği önceki seçımlerde, an-
ketler çuvallamıştı.. Almanya'da da anketler,
"ikipartili" rejimin çöktüğü seçim sonuçlannı gö-
remedi! Sistem, "ikipartiden birinin kazanaca-
ğı" üzerinde mi inşa ediliyor? Bu, kamuoyu
araştırmalarının önemli gördüğüm bir mesele-
si.. biz konumuza dönelim.
Alman seçimlerinin ilginç yönlerı vardı. Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği, kampanyala-
nn odak konulan arasındaydı. İkincisi ise "sos-
yal devlet" kavramıydı..
Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) doğru
bir politikayla Türkiye'yi savundu. Türkiye, ra-
kiplerinin yumuşak karnıydı, buradan vurdu..
Seçmen, Hıristiyan Demokrat/Sosyal Birlik it-
tifakının Türkiye'yi dışlayan politikala
-ı
na itibar
etmedi; hatta belki de Türkiye konusu, Bayan
Merkel'e önemli oy kaybettirdi, sosyal demok-
ratlara ise kazandırdı.. Frau Merkel umarız po-
litikalarını yeniden gözden geçirir! Tabii, Bayan
Merkel'e kaybettiren politikalardan biri de ABD'yi
destekleme politikasıydı..
• • •
öteyandan, "sosyal devlet" kavramının se-
çimlere damgasını vurduğu söylenebilir; bu kon-
sept, Sol Irtifakı (Die Linke/PDS) yüzde 8.7 oy
oranıyla, 50'ye yakın milletvekiliyle dördüncü bü-
yük parti olarak Federal Meclis'e soktu. Bu par-
ti oylannı iki kattan fazla arrtırdı!
Bir yazımın konusuydu: Günümüzde, neoli-
beral ekonomide ve politik dayatmalarda reform,
tarihsel bağlamı ve içeriğinden tamamen kopar-
tılarak, sosyal devleti ortadan kaldıracak düzen-
lemelerin adı oldu neredeyse..
Avrupa'nın tarihsel olarak sosyal devlet kav-
ramının en köklü olduğu ülkesi olan Alman-
ya'da bu "reform"\ar 1980 sonrası ekonomi
politikalara damgasını vurmuş, sosyal devlet
önemli ölçüde budanmış, ama tamamen yıkı-
lamamıştı.. Işte Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan
Sosyal Birlik, yanlarında da überal Demokrat-
lar, sosyal devlet adına geride ne kalmışsa hep-
sini yok etmek için güçlü bir ittifak kurmuşlar-
dı..
Sol İttifak ise tamamen sosyal devleti savun-
du..
• • •
Neoliberal politikalar, Almanya'da "Proletar-
yanın geri dönüşü" olarak yorumlanan sonuç-
lara yol açtı. Şüphesiz, Doğu Almanya ile bir-
leşmenin maliyeti büyüktü. Ama 1980 sonrası
dünyanın sürüklendiği kıran kırana rekabet, Al-
manya'da işsiz sayısını 5 milyonlann üzerine
çıkarttı.. Bu politikalar yeni bir orta sınıf ve sü-
rekli yoksulluk sınırının altında yaşayan ve yük-
selme şansı olmayan yeni bir "proletarya" ya-
ratmıştı.
önümdeki Spiegel dergisinin grafığine bakı-
yorum: Bu umutsuz insanların oranı, 2003 yı-
lında nüfusun yüzde 11.5'ine yükselmiş.. yani
10 milyona yakın Alman! Bu durum, şüphesiz
ki gelir dağılımını hızla bozuyor ve sınıflararası
çelişkileri artırıyor..
Sol Parti irtifakı bu koşullarda yükseldi.
Alman Sosyal Demokrat Parti'nin liderleri ara-
sında iken, neolibelar politikalara karşı çıktığı için
partiden dışlanan Oskar Lafonteine, bu defa
Sol Parti ittifakının başbakan adayı olarak Mec-
lis'e geri döndü..
Seçim sonuçları belli olduktan sonra parti li-
derlerinin katıldığı açıkoturumu izledim.. İki bü-
yük partinin lideri, Merkel ve Schröder, her ıki-
si de Sol Ittifakı dışlıyor ve "koalisyon görûş-
melerinde" "solcularla" görüşmelerinin söz ko-
nusu olmadığının altını çiziyorlardı!..
Baktım, her ikisi de "Bu solcular da nereden
gelip masaya orurdu" havasındaydı.. Almanya'da
yarattıkları umutsuz insanların temsilcileri, "Die
Linken" orada, aralarındaydı artık ve koalisyon
hesaplarını da, kafalannı dakarıştırmıştı! Sol İt-
tifak, iktidara ortak otmak istemiyor (zaten alan
da yok!), hem Meclis'te hem sokakta güçlü bir
muhalefete hazırlanıyor.
Sol İttifak bütün neoliberal hesaplan bozdu!
Neoliberalizm, "Karl Marks hayaleti"ni ge-
ri döndürdü..
Bu konuya farklı boyutlanyla geri dönece-
ğim..
obursali(5 cumhuriyetcom.tr
Ruhi Su'yu
anıyoruz
İstanbul Haber Servisi -
Halk müziğinin
yenilikçi ustası Ruhi
Su, ölümünün 20.
yıünda bugün saat
12.30'da
. Zincirlikuyu'daki
anıtmezannda
türkülerle,
çiçeklerle
anılacak.
Anma
töreründe
şair Ataol
Behramoğlu ve
Sıdıka Su'nun
konuşmasının
ardından Ruhi Su
Dostlar Korosu.
ustanın anısına
tûrküler söyleyecek.
Ruhi Su Kültür ve Sanat
Vakfı'nda saat 19. OO'da
Ruhi Su Belgeseli
gösterilecek.
(0212 245 38 96)
_J