23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 EYLÖL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 IS1K KÂNSU TUPRAŞ'tan Kuşadası'na Başbakan ve Maliye Bakanı ile geçen yıl Davos'ta yaptığı ko- nuşmanın anjmdanTÜPRAŞ'ta, Galataport'ta başı göğe eren Is- raillı Ofer'in, ortağı Mehmet Kut- man (Global Menkul Kjymetler Şirket sahibi) ile biriikte bir de Ku- şadası ümanı öyküsü varki, dil- lere destan... Söz, daha önce köşetnize aynı konuda konuk ol- muş Kuşadalı Mustafa Saraç'ta "Kuşadası Umanı'nın özelleş- t/rme ihalesi ile Global- Oferor- taklığına (Egeports) hemen son- rasında KruvaziyerYönetmeliği'ni çıkaran AKP hükümeti, Ege- ports'a denize kazık dolgu ya- parakyerkazanma ve liman için- de denize sıfır, yani Kıyı Kanu- nu'na aykm, 56 adet turistik iş- yeriinşaetmeiznivermiştir. Ko- nuyla ilgili k/ra kontratında kira- lananyerolarak hiçbirkoordinat belirtilmeden yalnızca 'Ege De- nizi' yazılıdır. Söz konusu yönet- mel'İginyürûtmesi durdurulmuş, ancak büyük bir tesadüf eseri, yürütmeyi durduran mahkeme karannın belediyeye tebliğ edil- diğigün, betediyebaşkanıncain- şaatlara ruhsat veritmiştir. Dük- kânlann inşaatı bittiğinde ruh- sat iptal edilmiş, dükkânlarmü- hürienmiş, ancak, macera sona envemiştir. Maliye Bakanı Una- kıtan, Ofer-Global'in ımdadına yetişmiş, iptal edilen yönetme- tiği aynen kanun halinde çıkar- makûzerekomisyona sevkedin- ce, Kuşadası Kent Meclisi bir heyetle bakanı ziyaret etmiştir. Unakıtan, önce olaydan hiç ha- beri yokmuş gibi sorular sor- muş, birkaç dakika sonra ıse 'B blok kalsa, C bloku yıksak, sizi onlaria uzlaştırsak' gibi, olaya gereğinden fazlaca vakıf oldu- ğunu gösteren spesifik önehler getirmiştir. Bu harflendiımeleri doğru tanımlaması, bakanın ön- ceden konuyu 'başkalanyla' ay- nntılı biçimde ele aldığını dü- şündürtmektedir. Sonuçta, TBMM'nin tatile girmesinden birgün önce yönetmelik aynen kanun haline getirilerek kaçak işyerteri birgecede 'yasal' hale gelmiştiri Dükkânlar, tereyağın- dan kıl çekercesine, yalnızca bir hafta möhûrlü kaldıktan sonra fa- aliyete başlamıştır. Artık, Ofer- Global ortaklığı, liman içinde ve çevresinde, bırakın Kıyı Kanu- nu'na aykm dükkân inşaatını, denize sıfırbeşyıldızlı otellerin- sa etme hakkına dahi sahip du- rumdadır." RecepTayyip Erdoğan, "B'ız tüccar siyaseü yapacağız. Böy- le yapmazsak, olaylara böyle yaklaşmazsak, ekonomidekisıç- ramayı yapamayız" demişti. Hıç kuşkunuz olmasın. Ofer ile Kutman'ın yüksek sıçrama rekofu, tüccar siyasetinin başa- nsıdır. Namusa havaleTekgıda-lş Sendikası Genel Sekreteri MustafaTürkel, bun- dan birkaç ay önce masasına bırakılmış kalınca bir zarf gör- dü. Üstünde şöyle yazıyordu: "Sayın başkan, şerefinize ve namusunuza havale ediyo- rum..." Türkel, zarfı açtı. Açış o açış. Sendika, o günden beri dene- tim kurulunun şimdiye değin saptayabildiği rakamlarla 1.5 trilyon liraya ulaşan dolandırı- ctlığın yıkıcı etkileri ile uğraşıyor. Sendikanın parası çekilip çe- kilip at yanşı oynanmış. Tekgı- da-lş Sendikası Genel Başka- nı Korkut Güter, Genel Mali Sekreter Zeki Şeşen, Genel Eğrtim Sekreteri Mesuthan Ço- lak ile Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Turtıan Ayber'in ad- lannın kanştığı akıl almaz bir yolsuzJuk... Mustafa Türkel'e, zarfı açtı- ğı anda ne düşündüğünü sor- duk. Içine kapanıp bir süre vic- dan muhasebesi yapmış. Yol- suzluğa karışanların eşlerinin, çocuklannın geleceğini de dü- şünmüş, olayın üstüne gitme- si halinde çıkarları zedelenen- lerce nasıl yıpratılabileceğini de... Vardığı karar, yolsuzluğun üzerine "sonuna kadar" gitme olmuş... Türkel, Tekgıda-lş'te yaşa- nanlan "Özal ile biriikte yay- gınlaşan işbitiricilik ve 'Birileri götürüyor, ben de götüreyim' mantığı" ile örtüştürüyor: "Yapanın yaptığının yanına kâr kalmayacağı, yapılan yan- lıştan ders çıkaran yapılaroluş- turmalıyız. Sendikalar, kurum- lar kendi gerçekleri ile yüzleşe- bilecekkadarcesurolmalı. Tûm üyeler sendika yönetiminin iş- teyiş tarzından gelirterine, de- netim raporlanndan giderieri- ne değin tüm bilgilere ulaşabil- meli, hatta bu bilgiler onlara düzenli olarak ulaştınlmalı." Tekgıda-lş Sendikası, önü- müzdeki günlerde genel kuru- lunu gerçekleştirecek. Musta- fa Türkel'in deyımiyletüm "p/s- lik" ve bu "pisliğin bedeli" açık yüreklilikle genel kurulda ko- nuşulacak... Tekgıda-lş1 in önündeki yol aynmı, sendikacılığın geleceği açısından yaşamsal önem ta- şıyor... Dil Bayramı Bu hafta sonunda dil devrimine gönül ver- miş gençlerin katkılanyla Dil Bayramı'nı kut- layacak olan Dil Derneği'nin Başkanı Sevgi Özel "Yazım Kılavuzu"nun 6. basımını ger- çekleştinmenin sevinci içindeydi. "Yine biz haklı çıktık" demeye getirdi. Resmi Türk Dil Kurumu, yazım biriiğini bozan "Imtâ Kılavu- zu"ndan caymış, "Yazım Kılavuzu" çıkarmış- tı çünkü. "AIi Püsküllüoğlu'nun bulduğu kar- şılıkta 'bilgisunar'da (intemette) inceledik" dedi Sevgi özel, "Bileşik sözcükleri ayırma inadı sürûyor, şapkalar temizlenmiş. Dil Derneği'nin kılavuzuna epeyce yaMaş- mışlar." lyi ya, Türkçenin gücü doğruyu bul- duımuş... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL SSK'nin 40 Yılı (5): (Mart 1981 - Temmuz 1987) 506 sayıh Sosyal Sigortalar Yasası'run bazı maddelerinin değiş- tirilmesine ve bazı maddelerinin de kaldınlmasına ilişkin 2422 sa- yılı Yasa bir dönemi başlatacak boyuttadır. Bu yasa Sosyal Sigortalar Yasasf nda büyük değişimlere neden olmuştur. A) Gösterge Tablolan: 2167 sayıh Yasa ile "iş kazalan ve meslek hastalıklan sigortala- •• ile malullük, yaşhkk ve ölünı sigortalanndan bağlanacak gelîr ve ayhklar*'ın hesaplanması için uygulamaya konulan "gösterge ve katsayT sıstemı genişletılmiş. 12derece6kademeiçindeyeralan ve 71 gösterge sayısından oluşan "Gösterge Tabtosu" değiştiril- mıştır. Yeni gösterge tablosuna, bu kez 12 derece 12 kademe için- de 141 gösterge sayısı yerleştırilmiştır. B) Pnme esas kazançlar: Sigorta primıne esas alınan "Günlük Kazanç Suurlan" yeni- den düzenlenmıştir. Sigortahlar ile iş\erenlerden, "ahnaeakprim ve vertteceköde- neklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın üst suun gösterge tabtosundaki en \iiksek göstergenin, alt suun da en düşük göster- geoin katsavı ile çarpımuun" 30'da bın olarak saptanmıştı Aynca ^günlük kazançlan alt sınınn altmda olan sigortahlar ile ücretsizçahşansigortahlaruı günlük kazançlan altsuur üzerindeo, günlük kazançlan üst sınırdan fazla olan sigortalüann günlük ka- zançlan da üst suur üzerinden" hesaplanması ile, "Sigortaluunka- zancı alt sınınn altuıda ise, bu kazanç ile alt suur arasmdaki farka alt sigorta primlerinin tümünü iş\eren"in ödemesi ve "ayiu zaman- da birden fazla işverenin işinde çalışan sigortaulann ücretlerinden kesilen primler, üst suur üzerinden hesaplanacak miktan aşarsa, fark, sigortahnm müracaaü üzerine hissesi oranuıda kendisine ge- ri" verilmesı koşulu getirikniştir. C) Ağır, jıpratıcı ve zehirleyici işler: 2422 sayıh Yasa ile "ağır, yıpraacı ve zehirkvici işjerlerinde" ça- lışan sigortahlardan ahnaeak Malullük, Yaşhlık ve Ölüm Sıgorta- lan primi yüzde 20'den yüzde 22'ye çıkanlmıştır. Bu pnmin yüzde 9'u sıgortalı payı, yûzde 13'ü de işveren pa>ı olarak belirlenmiştir. D) Gösterge ve Katsayı Sistemi: 2422 sayıh Yasa ile iş kazalan ve meslek hastalıklan sigorta ko- lu ile malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan kolundan bağlanacak "geiir ve ayiıklann hesaplanmasında katsavı esasına dayalı göster- ge sistemi" uygulamasına geçilmıştir. Katsayının da "Her yıl Ge- nel Bütçe Kanunu ile tespit edilen ve 657 saviîı Kanun''a tabi deviet memunannın ayhklannauygulanan katsajı" olacağı \\irgulanmis- tır. E) Gösterge Tespit Tablosu: 2422 sayıh Yasa ile getirilen "Gösterge TespitTablolan" ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın yürûrlüğe girdiği 1965 yılın- dan, 2422 sayıh Yasa'mn yürûrlüğe girdiği 1981 yılına kadar ge- çen süreçte. sürekli oluşan emekli aylıklan arasındaki dengesiz- lik bir ölçüde giderihniştir. Mart 1981'den sonra emekli olan sıgortalılara her yıl ıçin ayn bir "GöstergeTespitTabiosu" düzenlenmesinebaşlanmıştır. Emek- li olan sigortahlara, Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalan için dü- zenlenen bu gösterge tespit tablolan. sigortalının ya da hak sahip- lerinin "avlık talep ve\"a ölüm, tarihinden önceld 5 takviın vıhnda prim hesabına esas asgari günlük kazançlann 5 yühk rutannın \ıl- lık ortalaması taban savisuu, a>iu v ülara ait azami günlük kazanç- lann yülık ortalaması tavan sayısını" oluşturacak biçimde hazır- lanması öngörüknüştür. 1946'da kurulan îşçi Sigortalan Kurumu'nun yerini, 1965 yı- lmda Sosyal Sigortalar Kurumu almıştır. Malullük- yaşlılık ve ölüm sigorta kolunun uygulamasına geçilen 1948 yıhndan, "Gös- terge Tespit Tabtobu-Tnın yürûrlüğe girdiği 1982'ye kadar, yaşlı- lık aylığırun hesaplanması yöntemi 4 kez değişmiştir. Yaşlıhk aylıklannın hesaplanmasına ilişkin yapılan her değişık- lik, yeni bir sorunu da biriikte getirmiştir. SSK emeklileri arasın- da oluşan dengesizlik giderek artmış ve aynı gün a)TU ücret üze- rinden emekli olan sigortahlar, birbirini tutmayan aylıklar alır du- ruma gelmiştir. 2422 sayıh Yasa ile bu duruma bir çözüm aranmıştır. Bu yasa ile uygulamasına ilk kez geçilen "Gösterge Tespit Tablolan" so- nma bir dereceye kadar çözüm getirmiştir. Gösterge Tespit Tab- lolan iki dönem ıçin hazırlanmıştır.. Birinci dönemde Mart 1981 'den önce emekli olanlann konumlan ele almarak hazırlanmıştır.. Ütin- ci bölümde yer alan gösterge tespit tablolan ise Mart 1981 "den son- ra emekli olanlara uygulanmışnr. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip olanfcutablolann nasıl yapıldığı aynca ele alınacaktır. ••„ Gerçekler ortayaçiocak Türk Tabipleri Birliği, devletin yapması gereke- ni yaptı; Hopa Belediye- si'nin de katkısıyla Kara- deniz Bölgesi'nde "Tanı- sı Konmuş Kanser Olgu- lan Araştırması"r\\ başlat- tı. "TTB Halk Sağlığı Ko- lu Çernobil Sonrası Tür- kiye'de Kanser Çalışma Grubu"nca planlanan araştırma, Hopa'da bu- güne kadar tanısı konmuş kanser olgulan ile son 3 yıl içerisinde kanser nede- niyle yaşamını yitirmiş ki- şilerin sayısını belirleme- yi ve ilçede kanser görül- me sıklığını hesaplamayı amaçlıyor. TTB Halk Sağlığı Kolu (TTB-HSK) üyesi ve Ulu- dağ ÜniversitesiTıp Fakül- tesi öğretim Üyesi Doç. Dr. Kayihan Pala tarafın- dan yürütülen araştırma için gönüllü 26 anketör, il- çedeki tüm evleri tek tek dolaşmaya başladı bile. Kolay değil, Hopa'daki 3 bin 700 hane ziyaret edi- lecekveyaklaşık 15 bin ki- şi ile görüşülecek, veriler toplanacak, değeriendiri- tecek ve yorumlanacak. Sonuç, aralık ayını bulur... Çernobil kazasından bu yana aldatılmışhk duygu- su içinde yıllarca kıvranmış olan bizler, şimdi gerçek- leri öğrenmek ıçin birkaç ay daha bekleyecekmişiz, çok mu? KÎM KtME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak' yahoo.com.tr HAYAT EPtK TtYATROSU MISTAFA BILGÎN hayatepikCa mynet.com , x UMANININ ABD ÜSSÜ GÎBİ KULLANILMASINA ONAY VEREN SORUMLU ARANIYORL İ_J__L_L_L OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ YOSURTLU İSKENDERUN KE.. pardon ISKENDEft KEBABI BAŞKA OLUYOMUŞ BE!.. kjurgenc <j yahoo.com 'z OeMcKRmMM ı'yt'riyeti TARİHTE BUGÜN MVMIAZ ARIKAN 19Ey W uwut.mumtaz-arikan.com JAPONWYABİRADA EKLENİYORL 1352 'OE 8U6ÜN, JAPOAJ SUIARIN0A, KENPİÜĞİhtPBH BİR AOA OR.VAYA ÇIKMIpl. 8İRKAÇ SÛN ÖHCE BİR DENİZ O/'gİ YOLJCAUIMIN PÛSKÜ/SMEYe BAÇLAMASlYLA SUlAZ ÇOK iStMM/Ş VB SARiyA ÇALAAJ BİR. R£H< ALM/Şff- SUMU, İKİ SÜYÛ< 7ÜMS&GİN SU ÜSTÜfJE ÇIKAA4SI ve- çev/ZBYi YOĞUN BIR DUMANIN KAPLAMASI İZLEMİŞTİ. MEYPANA GELBfJ 2KJLOM£T15e/G4~ RSUK MifJİK <4PA, VOICYO'YA 2O0 MİL UZAK- &l. OL4YOAU 3O YIL ÖA/CB V6 E- OÜNYA SAVAŞI'N/N A/ZOINDAN, AYUI YBROE AfrALAR. ÇGTAyA Ç,ftZM/f, AMCAK DEMİZİM <4ÇtN£>IR- MASIYLA #JS/\ £Üg££>E YCK OL- SATILIKARSA Kınalı Cumhuriyet Mahallesi'nde 660 m2 arsa 0505 334 56 23 KADIKÖY ÎFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İFLASA İLİŞKESİLAN DosyaNo 2005 15 lflas Muflısın adı. soyadı \e adresı: PMB Akıllı Kart \e Bılgi Teknoiojilen AŞ îstanbul- Tuz- la, Aydınlı Köyü, Karatepe mevkiı, Patlavıcı Maddeler Yolu. îstanbul Tıcaret Sıcıl Memur- luğu'nun 212931- 160483 sıcıl sa>ısında ka>ıtlı \ukanda adı. soyadı \e adresı >azıh şırke- tın Kadıköy 4. Aslıye Ticaret Mahkemesi'nın 2OÖ3-2O0 esas sayılı dosyasından 13.09.2005 günü saat İ5.25'ten ıtıbaren ıflasına karar \enlmıştır. IİK 166 maddesı gereğince keyfiyet teblıöve ılan<lunur 16 09 2005 Basın-43124 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU McCarthy Bahane, Clooney Şahane! ROMA - George Clooney'nin filmi "lyi Akşamlar ve lyi Şans/arf"ı, Roma'da ilk vizyonda izledim. Venedik Rlm Festivali'ne damga vuran yapıtın kendisi kadar, izleyici- de yarattığı heyecanı iztemek ilginçti. Başkentte bazı sinemalar, festivalfilmleriniVenedik'te- ki yanşmayla eşzamanlı gösteriyor. Bu "özel vizyona" daha çok film dünyasını anı anına takip eden sinema tut- kunlan rağbet ediyor. Tati! rehavetnden henüz sıynlma- yan sıradan izleyici, genelde, filmlerin vizyona gırmesini beklemeyi tercih ediyor. Yazdan kalma günlerde, kimse kolayına kapalı salona kapanmak istemiyor. 'Embedded basın' nasıl yaratılıyor? "lyi Akşamlar ve lyi Şanslari' bu açıdan da bir istis- naydı. Kapıda bekleşen TV'ciler de, çıkışta gelene geçe- ne mikrofon uzatıyordu: "Ne düşündünüz? Neden bur- dasınız?" vs... "lyi Akşamlar ve lyi Şans laıi'a gosterilen bu ilgi, en- telektüel çevrelere hitap eden bir festival filminden çok, büyük sansasyon ve medya kampanyalanyta destekle- nen kitlesel yapımlan andınyordu. George Clooney'nin filmi, oysa gişe hasılatı hedefle- yen bir yapım değil. Arkasında özel bir kampanya falan dayok. rtaiyan seyircisini filme çeken güç, Holyvvood'dan çıkma bir yaprttan beklenmeyen "özgüriük rüzgânna" yanrtb. "Kara mercekli gazefeciterin"(!) Başbakan Ber- kısconi'nin kontrolündeki TV kanallanndan teker teker ayıklandığı ve yok edıldiği bir ülkede; izteyiciler, bu öz- güıiük havasını -beyazperdede olsun- solumayagelmiş- lerdi. Clooney'nin yazdığı, yönettjği ve David Strathaim'le başrolünü paylaştığı film, kısaca McCarthycılık dönemi gazetecılığini anlatıyor. '^O'BNTUarAmerikasLastoda bir ba- hane. Ctooney çok açık şekiMe fHnıL günümiue gönderme yapmak amao>1a tasarianuş \e çekmiş. GazeteciHk üzerine ya- pılan saptamalar \« değerieDdirmekr; noktası \irgütü günö- müzü anlatryor Tanıklıkianmtz karşısında suskun kalamayız ve kalma- malıyız" dıyor başroldeki gazeteci Ed Murrow'u canlan- dıran Strathaim: "Vatana ihanet ile muhalefeti birbirine kanştırmamalıya. Kişisel haklan savunmakta, ulusalgû- venliğisavunmak... birbirine altematH'olamaz. Buikiön- celik bir arada gidebilir. Kendi ülkemizdeki özgüriükteri boğarken, başka ülkelerde bu değenere sahip çıkama- yız!" McCarthy döneminin "cadı avına" bayrak açan ga- zetea Ed Murrovv'un arşivinden, Clooney'nin ambdaayık- layarak perdeye taşıdığı sözler bunlar. "Embedded ga- zetecilik" ve "Bush Amerite's/"na doğrudan bir referans olarak sunulmasa da, herkes -kıssadan hisse- Clooney'nin fîlminı bu nıyete izliyor. 'İzleyici eğlenmek istiyori' "lyi Akşamlar ve lyi Şanslari" baştan sona CBS stüd- yolannda geçiyor. George Clooney, 1.5 saat boyunca pi- ramıdin tepesinden, tabanına dek... "embedded -ilişb- rilmiş- gazetecilik nasıl yaratılır"... bunu anlatıyor. "Zihin açanprogramlann" altını oyanTVyöneticilerinın, başvur- duklan sofistike manipülasyon ve sansür teknikleri ile kullandıklan retoriklerin -dünden bugüne- hiç değişme- diğini görüyoruz. McCarthy'nin üzerinde gitmek isteyen TV gazetecılennı, örneğin -reyting diktası- şu sözlerte uyanyor "TVseyircisi eğlenmek istiyor. S'ızden yurttaşlık d&rsi beklemiyoti" Clooney; "lyiAkşamlarve lyiŞanslari'\, sinemadan çok bir belgesel gib tasarlamış ve dönemin ruhuna uygun ola- rak sıyah-beyaz çekmiş. Her şey bir "sit- com" gibi tek mekânda geçiyor. McCarthy ile ilgili bölümlerde, doğru- dan doğruya arşiv kullanılryor. "Soğuk Savaş'ın dokunul- rnaztenraman/ra'saktoraraktajihyapangazeteci Ed Mur- row'u canlandıran David Strathairn'in öykusü bu arada, yanhz "gazeteciliği' ile sınıriı olarak gündeme getiriliyor. Murrovv'un CBS stüdyolan dışındaki hayatı ve kimliğine, bilinçli bir tercihle girmiyor Clooney. "lyi Akşamlar ve lyi Şanslar!" bu nedente hızlı ve tem- polu birfilrn değil. Yapıtın -mesaji dışındaki- en büyük ma- nfeti ışık, fotoğraf kalıtesı, müzik ve yarattığı atmosferde. BırTV gazetecisinin oğlu olarak, '50'lerde geçen çocuk- luğunun atmosferini, özen ve sadakatle perdeye aktar- mış Clooney. Yalnız kostüm ve dekorlar değil; vücut dili dahı, buram buram "nostalji" kokuyor. Buna bir de, ken- di başına ayn bir öğe olarak kullanılan "caz'ı ekleyin... "lyi Akşamlar ve lyi Şanslari' düşünülmüş, ciddi, ak- tüel ve "özel" bir film. llk fırsatta görün derim. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Kızılderili- lerin savaş baltası anla- mında olup 3 ABD yapımı bir fuzeye de verilen ad. 2/ 5 Dağkırlangı- 6 cı... Bir nota. 7 3/Düzen...Ol- ta ya da tuza- 8 ğa konulan 9 yem.4/Birpa- muk cinsi. 5/ İçine başka bir sıvı kanş- tınknamış içki... Şeh- zadelerin özel eğit- 3 menleri.6/Ses...Çöz- 4 güyadaatkınınken- 5 diliğinden bir desen 6 oluşturduğu her tür- lükumaşa verilen ad. 8 7/Dönemselbirolay- 9 da, değişmez zaman aralığı. 8/ Sıvas'ın bir ilçe- si... Hatay ilinde bir ırmak. 9/Terazi gözlerinden her biri... Kumaş üzerine yapılan bir tür işleme. YUK\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şiirde, anlamca ilişkili sözcükleri bir arada kul- lanma sanatı. 2/Ipekten yapılan ve kimononun be- line bağlanan uzun Japon ketneri... Cılız, zayıf. 3/Kjrmızı renkli ve eti lezzetli birbalık... Sergen. 4/ Eski Türklerde öhnüş atalann tapılan suret ve heykelleri... Her tür ticari malda kunıma, dökiil- me gibi nedenlerle oluşan eksilme. 5/ Dünyanın en yüksek dağ sırası. 61 Bir renk... Güney Ame- rika'da yaban hayvanlannı yakalamak için kulla- mlan kement. 7/Bir seçimde adaylardan hiçbiri- nin gerekli oyoı alamaması nedeniyle seçimin so- nuçsuz kahnası. 8/ Güreşte bir oyun... Zihin... "Gözlerin gözlerime değince/— katıhyor rakı- ya" (Cahit Kükbi). 9/Yaşanmış olaylann anlatıl- dığıyazı türü.. Anlann çıkardığı bir tür salgı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear