23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYFT SAYFA kulturacumhuriyet.com.tr 15 ÇACRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCİ Bir antikmetni sahnelemekYunan klasik antikçağı diye bılinen dönem yaklaşıkMÖ V.-IV. yüzyıllan kapsar. Roma uygarhğında etkileri süren, Rönesans'tan iti- baren de Batı'da yeniden keşfedilerek mo- dern oyun yazımının ve tiyatro düşüncesinin en önemli kaynağı olan Antik Yunan Tiyat- rosu olgusu, esas olarak bu olaganüstü iki yüzyılın ürünüdür. Bu dönemın yapıtlan, özellıkJe de Aiskhylos, Sofokles ve Euri- pides'ın antik metinleri defalarca sahnelen- mış, yeniden yorumlanmış, yeniden çevril- mış, ana izlekler korunarak yeniden yazıl- mıştır. Toprağın derinlikJerinden gün ışığı- na çıkanlırken. sergıledikleri kat kat görün- tüyle bin bir bümeceyı de beraberlerinde ta- şıyan antik kentler gibi, antik metinler de üstlerinde birikmiş yorum katmanlanyla bir- likte önümüze gelırler. Aktarım süreçlerl Bir antik metın kaç aktanm sürecinden ge- çerek günümüze ulaşır? Ilk oynandığı anda ifade ettıği gerçekliğın üzerine kaç yeni kat daha birikir? Sadece dilden dile geçiş mi söz konusudur, yoksa bir antik metne getirilen her yeni sahnesel yorum, her çağın özgün ba- kışıyla bırlikte yüklenen yeni değerler de bu katmanlaşmanın parçası olurlar rnı? Sofok- les'in ilk kez MO 445'te oynandığı bilinen "ölümsüz"' metni Antigone'yi elime alıp çalışmaya başladığım andan itibaren kafamı en çok kurcalayan sorular bunlar oldu. * Antigone'nin günümüze aktanm süreci- nin en önde gelen ve ilginç isimlerinden bi- n, Yunan dili, edebiyatı uzmanı (ve hayra- nı), Alman şair Friedrich Hölderlin'dır (1770- 1843). Hölderlın, kendi Antıgone'sı- ni oluştururken (aslında çeviriden çok, ne- redeyse yeni bir metin söz konusudur; Brechfin Antigone'si de Hölderlin'in met- nine dayanır**) çok düşündürücü bır yakla- şım sergiler: Ona göre her metin yazıldığı dönemde belki anlaşılamayan, ama zaman ıçinde kendini gösteren potansiyel anlamlar içerir. Çevirmenin görevi, metnüı yazıldığı çağdan kendi çağına gelinceye dek potansi- yel halden gerçeklik haline geçen bu mana- lan da açığa çıkarmak, onlara uygun düşe- cek dıl yapısını oluşturmaktır. Yine Hölder- un'e göre Sofokles'in üslubu, metnin arka planını oluşturan mitolojiye göre çok incel- tilmiş, yumuşatılmış bir havadadır. Yazınsal ölçülere uydurulmuş o raf ine kelimelerin ge- •ofokles'in Antigone'sinin somut bulgulan olan kelimelerin üzerine birikmiş yorum katlannı süpürerek metnin ilk anlamına ulaşmak, bu kelimelerin yaklaşık 2500 yıl önce, parlak Atina güneşi altında ilk telaffuz edildiklerinde neyi çağnştırdıklannı, neye gönderme yaptıklannı söylemek artık olanaksızdır. O metni çağlar içinde yaptığı yolculuğuyla birlikte kabul edip algılamaktan. bunu bir zenginlik olarak görmekten başka çare olmadığı gibi, tiyatro sanatı açısından en uygunu da budur herhalde. risinde çok daha şiddet yüklü, ilkel, arkaik bir insan manzarası gizlenmektedir. Çevir- men olarak, metnin dış kabuğunu kınp de- yim yerindeyse alttaki mağmayı, lavlan or- taya çıkarmayı amaçladığını belirtir ve bu- nu gerçekleştirmek için de Sofokles dilüıin etimolojik köklerine inerek metni yeniden yazmaya girişir. Metnin bir diğer önemli yorumcusu olan Goethe ise Hölderlin'in bu yaklaşımını hiç benimsemez ve Sofokles'in tiyatrocu kimli- ğini, sahnesel çatışma. dramatik gerilim ara- yışını öne çıkanr. Ona göre Sofokles soyut bir fikri sahneye taşımaktan çok, geleneksel bir mitosu en etkili biçimde sahnelemekle uğraşmıştır. O bir filozof, bir metafizikçi de- ğil, bir oyun yazandır. Antigone'nin kendi- ni feda etmesı ise inanılan ahlaki ölçütler uğ- runa ödenmesi zorunlu bir bedeldir. Zaten Antigone kişiliği, Yunan tragedyasının kö- kündeki etik bilinci ve ahlaki tercihleri şah- sında billurlaştınr. Goethe ile Hölderlin'in Sofokles'le ilişki- lerinde sergiledikleri farklılüc Rönesans kay- naklı ve üslupta dengeyi en önemli ölçüt ka- bul eden Avrupa klasikçiliği ile önce bir dip akrntısı olarak başlayıp sonra romantizmi ve 20. yüzyıl başını belirleyecek, avant-garde akımlann önceli, toplumsal özyıkımı da için- de taşıyan yenilikçilik arasındaki farkhhğın bir anlamda habercisidir. Yorum katmanları Goethe ile Hölderlin, bir antik metin üze- nne içinden geçtiği çağlarda binen yorum katmanlannın tarihsel değer de taşıyan ör- nekleridir. Bugün Antigone'yi sahnelemeye girişen biri, bu katmanlann arasından geçip metnin ilk anlamına ulaşabilir mi? Antik bir kentte. diyelim Troya'da, somut buluntulara ve oradan belli sonuçlara ulaş- mak, örneğin çok zamansız yitirdiğimiz de- ğerli bilim adamı, arkeolog Korfmann'ın bulduğu surdışı yerleşimle esrar perdesini bi- raz olsun aralamak mümkündür. Ama So- fokles'in Antigone'sinin somut bulgulan olan kelimelerin üzerine birikmiş yorum kat- lannı süpürerek metnin ilk anlamına ulaş- mak, bu kelimelerin yaklaşık 2500 yıl önce, parlak Atina güneşi altında ilk telaffuz edil- diklerinde neyi çağnştırdıklannı, neye gön- derme yaptıklannı söylemek artık olanak- sızdır. O metni çağlar içinde yaptığı yolcu- luğuyla birlikte kabul edip algılamaktan, bu- nu bir zenginlik olarak görmekten başka ça- re olmadığı gibi, tiyatro sanatı açısından en uygunu da budur herhalde. Sonuçta tiyatro da doğası gereği, bir aktanm, bir yolculuk de- ğil midir? * "Ölümsüz " demekte bir sakınca görme- dim, çünküyaklaşık 2500 vıl önce vazılıp ov- nanmış bir tiyaîro eseri, aradan geçen süre- de sayısı: kez sahnelendikten. yeniden yazıl- dıktan sonra, günümüzde de art arda sahne- lenecek bir tazeliği, yenilik potansivelini bünvesinde banndırıyorsa, gezegenimizin öl- çüierinde "ölümsüz" nitelemesinihaketmiş demektir. Günümüzde de hemen her yıl dün- yanın bir yerinde mutlaka bir Antigone sah- nelenmektedir. **BertoltBrecht, Bütün Oyunlan, c. 11 için- de "Sofokles'in Antigone'si", Türkçesi: Ah- met Cemal, Mitos- Bovut vav., 1997. Greta Garbo'nun özel arşivinde yer alan fotoğrafları yayımlanıyor Gizemli yıldız 100 yaşında GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - 35 yaşınday- ken tsveç'ten ABD'ye göç eden ve Hollyvvood'da kısa sürede ünlenen Greta Garbo'nun özel fotoğrafla- n, 1990"da öldüğü Manhattan'da- kı evınde bulundu. 1941 'de 'Ikiz- ler' adlı son filmınin ağır şekilde eleştirilmesinden sonra sinemaya bırakıp New York'ta inzivaya çe- .ilen Garbo'nun Amerikalı miras- çılan, sanatçının özel fotoğraflan- nı bir albüm haline getirdi. Metin- lennı Scott Reisfield'in yazdığı albümde, sanatçıyı yaşam arkada- şı Vera'yla birlikte henüz 19 ya- şındayken gösteren fotoğraftan ölümünden kısa bir süre önce çek- tirdiklerine kadar çok sayıda fo- toğraf yer ahyor. Albümün îngi- lizce ve tsveççe basımlan, sanat- çının yaşgünü olan 18 Eylül'de pi- yasaya çıkanlacak. Blrçok etklnllkle anılacak Greta Garbo'nun yeğeni olan Scott Reisfield, îsveç gazetesi Svenska Dagbladet'e şu açıkla- mayı yaptı: "Greta Garbo hak- kından yalan yanhş bügiler ya- yımlandı. Ben ve fotoğraf sa- natçısı Robert Dance, yaşlı hala- mız hakkında gerçeği anlatma- yı amaçladık. Benim onunia il- gili en sıcak anılarım, bizleri Noel yemeğine davet ettiği za- manlardan kalma. Bize ikram G«leri • Sergi • Atslue • Sanartevi ettiği bademli şekerlemelerin tadını hâlâ unutmadım. Fotoğ- rafların bize devredilmesini va- siyet etmesinin nedeni, bizim onlan güvenli bir şekilde sakla- yacağımızdan emin olmasıdır. Bize, İsveç usulü safranlı kedi çöreği pişirmeyi öğretmişti. Her Noel ailecek bu çöreği na- zırlar ve fırına verirken onu sevgiyle ananz." Greta Gar- bo'nun 100. yaşı, Stockholm, Los Angeles, Atlanta, New York ve Londra'dakutlanacak. Sanatçının İsveç 'ten aynhnadan önce oyna- dığı ve derhal Hollyvvood'un ilgi- sini çektiği film 'Gösta Ber- ling'in Masair. sanatçının do- ğum gününde Stockholm'deki Si- nematek'te özel olarak gösterile- cek. Sinematek, Garbo'nun top- lam 13 filmini de bu nedenle programına aldı. Sanatçının, Stockholm'de genç kızlık yılla- nnda çahştığı ünlü PUB mağaza- sı da gelecek hafta bir Greta Gar- bo sergisi açacak. Greta Gar- bo'nun en unurulmaz filmleri şunlar: Mata Hari (1931). Grand Hotel (1932), Anna Ka- renina (1933), Kamelyah Kadın (1935) ve Ninotchka "(1939). MERStN MÜZlK FESTÎVALÎ 23 EYLÜL'DE BAŞLIYOR Antonio Marquez ve Flamenko Grubu 28 Eylül akşamı saat 20.0(Tde Mersin Kültür Merkezi'nde gösteri yapacak. Akdeniz esintisiyle müziğin buluşması SAVAŞ KÜRKLÜ îstila HORASAN 20 EYLÜL-SEPTEMBER 30 EKİM-OCTOBER 2 0 0 5 E ' / ' N S A N A T G A L E R İ S I Bebek Deresı Sk. No 13 Bebek 34342 istanbul TelO212 265 81 58 Faksû212257 7675 http;'/wwwevın-art com galerı@«vın-arLcmn Gatenmız Pazar hanç hergün 11 00 19 00 arası açıkör Pszar gûnü tçın randevu atansbıbr (Kapalı otoparfcıımz mevcuttur) ADANA - Sanat ve sanatçı, Akdeniz'in koynunda doğa ve tarih ile bir kez daha buluşuyor. Sanatseverlerin doğal akusti- ğe sahip Kanlı Divane, Cennet Obruğu gi- bi mekânlarda dünyaca ünlü sanatçılan izleme, dinleme olanağı bulacağı, '4. Mersin Uhıslararası Müzik FestivalT 23 Eylül'de başhyor. Dünyanın dört bir yanından kendi dallannda öne çıkmış isim ve topluluklan, tarihi ve büyülü me- kânlarda sanatseverlerle buluşturacak fes- tival, Ispanya'nın müziğinin ve dansının ağırlıklı olduğu bir konseptle izleyenleri kucaklarken, uluslararası sanatçılarla do- lu ıçeriğiyle Mersin, 'Uluslararası Fes- tivaller Birliği'ne girmeye de adaylığını haykıracak. Festivalin en heyecan verici, merakla beklenen isimlerinden biri kuşkusuz, Gü- rer Aykal yönetimindeki Bilkent Senfo- ni Orkestrası eşliğinde sahne alacak olan ünlü kastanyetçi Lucero Tena. Türki- ye'de ilk kez Mersinlilerin dınleyeceği Te- na' nın yanı sıra aynı programda ünlü gi- tarcı Jaume Torrent'in parmaklanndan Rodrigo'nun gitar konçertosunda Ispan- ya saraylannın bahçesindeki rüzgârlar du- yumsanacak. Antonio Marquez'in Fla- menko Grubu ile uluslararası viyolonsel virtüözü Alexander Markov'un tınılan ise Mersin'i, Mersinli sanatseverleri baş- ka bir boyuta taşıyacak. Uzun süredir suskunluğunu koruyan, bu nedenle özlemle beklenen Yeni Tür- kü ise festivalin başka bir ağır topu. Yeni Türkü"nün konseri dillere destan bir me- kânda, Kanlı Lıvane'de gerçekleşecek. Güneşin barmasına yakın başlayacak konserde Cennet Obruğu'nunbir ucuna dinleyiciler, dibi göriinmeyen uçurumun diğer ucuna ise sahne yerleştirüecek. Et- rafi meşalelerle aydınlatılacakmuhteşem doğal bir akustiğe sahip mekânda Yeni Türkü'nün yanı sıra ünü Türkiye sınırla- nnı aşıp dünyada 50 ülkeye albümleri ile ulaşan, Guinness Dünya Rekoru'nu kınp isimlerini altın harflerle yazdırmış bir grup olma özelliğine sahip Harenı ve Pe- ny Xenaki de müzikseverle buluşacak. Festival 23 Eylül Cuma günü ödül tö- reniyle başlayacak, Anadolu Ateşi'nin Atatürk Parkı Amfı Tiyatro'daki gösteri- siyle sürecek. Cumartesi günü 20.00'de Oİfeon Korosu 18. yüzyıl Ispanyol eser- lerini seslendirecek. Pazar günü 16.00'da Mersin Kültür Merkezi'nde Nevit Ko- dalta yönetimindeki Mersin Devlet Ope- ra ve Balesi sanatçılan Sestet ve Quar- tet'leri sunarken, aynı gün 20.00'de Tar- sus St. Paulus Müzesi'nde konser yinele- necek. Cihat Aşkm ve Küçük Arkadaş- lan'nın konserlerine 26 Eylül Pazartesi 17.00'de sahne olacak olan Mersin Kül- tür Merkezi. ardından Mersin Üniversite- si Oda Orkestrası ve Alexander Mar- kov'un konserine salı günü 20.00'de, An- tonio Marquez ve Flamenko Grubu'nun gitar ve dans şovuna 28 Eylül saat 20.00'de, Bilkent Senfoni Orkestrası'nın 30 ve 31 Eylül ve 1 Ekim günleri saat 20.00'de Gürer Aykal yönetimindeki konserlere ev sahipliği yapacak. Festival, Yeni Türkü-Harem-Peny Xenaki'nin 1 Ekim'de Tarsus Gösteri Merkezi'nde. ar- dından 2 Ekim'de Kanlı Divane'de ger- çekleştireceği konserlerle sona erecek. feFde Tiipfc snemssı tartışrich • İZMİR(AA) - 74. Izmır Enternasyonal Fuan'nda, 'Türk Sinemasında Değişen... Nerede?' konulu panel yapıldı. Kültürpark Fuar Alanı içerisindeki Izmir Sanat'ta düzenlenen panelde, ticari kaygıyla yapılan fıknlerin şu anda seyirci rekoru kırdığını öne süren yönetmen Erden Kıral, sanatsal yoğunluğu olan filmlerin daha geniş çe\Teye tanıtılması için festi^llere gereksinim olduğunu kaydetti. Sinemanın konu ve hikâye arayışında olduğunu belirten yazar Şükran Yücel ise Türkiye'de her gün yeni hikâyelerin oluştuğunu, ancak bunlann sinemaya yansımadığını anlattı. Yücel, şunlan kaydetti: " Türkiye'de sinema izleyicisinin yüzde 25'i Türk filmlerini tercih ediyor. Bu seyirci oranının yüzde 80'i ise TV'de gördüğü, reklamı yapüan kişilerin oynadığı fihnlere gidiyor. Sanatsal bir film Cannes Film Festivali'nde ödül almış olsa bile 35 binin üzerinde izleyici. bu filmi izlemiyor." Panelin ardından, Erden Kıral'ın yönettiği ve Yılmaz Güney'in hayatının anlatıldığı 'Yolda' fihni gösterildi. ^I.YüzyılmAntKalaPr-Mipas' • ANKARA (AA) - Çankaya Rotary Kulübü ve IC Sanat Galerisi'nin '21. Yüz>ılın Antikalan- Miras' sergisi başkentte sanatseverlerle buluştu. IC Sanat Galensi'nde açılan sergide, Anadolu Medeniyetleri ve Geleneksel Türk Sanatlan'ndan oluşan yaklaşık 300 eser yer alıyor. Sergilenenler arasında minyatür, ebru, den ve gümüş üzerine işlemeler, fermanlar, tuğralar, suluboya ve gravür eserler bulunuyor. Sergide, satışa sunulan eserlerden elde edilen gelirin bir kısmıyla Mamak'ta yapımı sürdürülen Yeşiltepe tlköğretim Okulu'na katkıda bulunacaklannı ifade eden IC Sanat Galerisî Genel Yönetmeni Rahmi Çöğendez, bu tür sergilerin Türkiye çapında açılacağını kaydetti. Sergi, 18 Eylül'e kadar açık kalacak. • Kültür Servisi - Romanya Yazarlar Birliği'nin düzenlediği 'Edebiyat Günleri ve Geceleri' başlıklı uluslararası yazarlar buluşması 4. yılına ulaştı. 15-21 Eylül arasında yapılacak olan buluşmaya dünyanın birçok ülkesinden gelen yazarlar katılıyor. HCT yıl yanşmanın sonunda Latin şair Ovidius adına verilen ödül katılımcı yazarlardan birinin oluyor. Romanya Yazarlar Birliği'nin düzenlediği bu yılki buluşmaya Türkiye'den Cengiz Bektaş ve Gülsüm Cengiz katılıyor. DDT; perdeteriri 13 Bdm' de açıyor • DİYARBAKIR (AA) - Dıyarbakır Devlet Tiyatrosu (DDT), perdeleriru 13 Ekim'de 'Asiye Nasıl Kurtulur' ile açacak. Vasıf Öngören'in yazdığı, Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçılanndan Hüseyin Avni Danyal'ın yönettiği oyunda, koşullar gereği fahişe olan genç bir kızın yaşamından kesitler konu ediliyor. Danyal. hikâyeyi televizyonlarda öğleden sonra görmeye alıştığımız programlann merkezine oturtarak biraz da güncelleştirip anlatmaya çalıştıklannı behrtti. Duygu Zade Erçağ, Lale Ertiş Gençtürk, Selda Özler, Sertel Uğur, Uğur Çınar, Fatih Topçuoğlu, Ali Çelik, Gözen Müftüoğlu, Pınar Gün, Şivan Bınici ve Murat Bölük'ün rol aldığı o>-unun oyunun prömiyeri, 13 Ekim'de Orhan Asena Sahnesi'nde yapılacak. Jacques Lacarrîere öldü • Kültür Servisi - Yazar ve araştırmacı Jacques Lacarriere. 18 Eylül Cuma günü Paris'te yaşama veda etti. Lacarriere, Sorbonne Cniversitesi'nde klasik edebiyat ve Doğu dilleri okudu. Üniversiteyi 195O'de bitirdikten sonra, Yunanistan'da ve Ortadoğu'da yaşadı. Bourgogne'da bir köye yerleşti. Eserleri arasında Yunanistan ve Mısır'da yaptığı gezilerle ilgili çok sayıda anlatı, Doğu maneviyatı üstüne denemeler ve iki roman var. tlkromanı "Marie d'Egypte"ı, "La poussiere du Monde" adlı ikincisi izledi. Bu romanı, Yunus Emre'nin hayatını konu ahyordu. Bu roman "Dünyanın Tozu" adıyla Türkçeye çevrildi. Lacarriere eski ve modern Yunancadan bîrçok şair ve yazann eserini de Fransızcaya çevirdi. Fransız ressam Aristide Gaillaud, Türk ressam Ömer Kaleşi ve Yunan ressam Alecos Fassianos'un sanatlan üstüne kitaplan yayımlandı. 1991 yılında "Academie Française Büyük Ödülü" verildi. ABO'de Saray Kıyafetteri Sergisr • ANKARA (AA) - 29 Ekim 2005-22 Ocak 2006 tarihleri arasında ABD'de, "Ipek ve Iktidar/Osmanlı Türkiyesi'nin Saray Kıyafetleri (Silk and Status/Imperial Costumes of Ottoman Turkey)" sergisi düzenlenecek. Türkiye konulu sergiler Smithsonian galerüerinde, dünya kültürlerine ait Smithsonian sergileri de Türkiye'deki müzelerde izleyicilerle buluşacak. Bu çerçevede düzenlenen, ABD'deki Smithsonian Ensütüsü bünyesindeki Sackler ve Freer galerisindeki sergide, St. Petersburg ve Hermitage müzeleri ile bazı Kuzey Amerika ve Avrupa müzelerinden seçilen eserlerle birlikte, Topkapı Sarayı Müzesi ve Konya Müzesi'ne ait imparatorluk kaftanlanyla ilgili çeşitli dokuma ve dekorasyon m-Jzemeleri yer alacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear